28 Nisan Pazar 2024
1 yıl önce

6’lıda LGBT çatlağı: Sessiz kaldılar

LGBT hakları ve İstanbul Sözleşmesi, CHP’nin başını çektiği 6’lı masayı böldü. SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği, önceki gün 6’lı masada bulunan partilerin hukuk başkanlarının katıldığı “Altılı Masa Kadınlarla Buluşuyor” etkinliği düzenledi. Çevrimiçi buluşmaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem ve Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya katıldı. SESSİZ KALDILAR Kadın haklarının değerlendirildiği toplantıya, partilerin LGBT’ye olan yaklaşımı damga vurdu. CHP’li Erkek ve İYİ Parti’li Erdem’in LGBT haklarını savunduğu toplantıda, Deva, Gelecek ve Demokrat Parti genel başkan yardımcılarının sessiz kalması dikkatlerden kaçmadı. SP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya da İstanbul Sözleşmesi’nin Türk aile yapısını bozduğunu belirterek LGBT konusunu geçiştirdi. SP: SÖZLEŞMEYE KARŞIYIZ SP’li Kaya, “İstanbul Sözleşmesi yeterince tartışılmadı. Sözleşmenin sorun yaratmaya müsait yanlarını konuşmamız lazım. Bazı ülkeler hala imzalanmadı, çekince koyan bazı ülkeler de çekincelerini hala kaldırmadı. Bu sözleşmede ailenin bütün olarak değerlendirilmediğini, sadece kadını önceleyerek kadına şiddetin önlenemeyeceğini düşünüyoruz. Uluslararası sözleşmelerle de çalışan yönleri var" ifadelerini kullandı. CİNSİYET EŞİTLİĞİ DERSİ 6’lı masayı temsilen konuştuğunu söyleyen İYİ Parti’li Erdem, “Önümüzde çok zor şeyler var. Sistemi değiştirmek zorundayız. Kadın erkek eşitliği ve cinsiyet eşitliğini birinci sınıflara ders olarak koyduk” dedi. “LGBT hakları ve İstanbul Sözleşmesi taraftarı bir derneğin programına katılıyorsunuz” denilerek eleştirildiklerini söyleyen Erdem, "Bu kadar cahil, bu kadar eğitimsiz, bu kadar cinsiyetçi bir toplumda mücadele ediyoruz" diye konuştu. CHP’li Erkek de şunları söyledi: “LGBT konusunda şuna inanıyoruz. Demokrasinin birinci kanunu insan hakkıdır. Cumhuriyet tarihinde Türk-Kürt dememiş, Alevi -Sünni dememiş, zengin yoksul dememişizdir. Her bireyin dilediği cinsiyeti yaşama, tercih etme hakkı vardır. Herkes saygı göstermek zorundadır. Hukuken de güvence altına alınmalıdır.” CHP’de kadının hakkı yok! CHP’nin kadın hakları hassasiyetinin olmadığını iddia eden eski CHP Milletvekili Prof. Dr. Binnaz Toprak, “Ben, 24. dönem milletvekili iken, CHP tüzüğünde her kademede yüzde 33 kadın kotası Kurultayca onaylandı. Ne var ki , bunu cinsiyet kotası altında parti meclisi için daha fazla oy almış kadın arkadaşlarımızı eleyip erkekler lehine kullanıldığı gibi milletvekilliği seçimlerinde listelerin en alt sıralarına konan kadın adaylarla yüzde 33’ü yerine getirdiklerimi iddia ediyorlar” dedi.

1 yıl önce

Kendilerine yakın medyayı fonlayan CHP ve İYİ Parti sessizliğe gömüldü

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin, "Halk TV, Tele 1, KRT, CHP'den ve İyi Parti'den her ay düzenli maaş alıyor" şeklindeki açıklamasına kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Tele 1 Televizyonu Genel Yönetmeni Merdan Yanardağ, Muharrem İnce'nin iddialarını doğruladı, CHP ve İyi Parti'den para aldıklarını kabul etti. Yanardağ, "CHP ile zaman zaman yaptığımız hizmet anlaşmaları var. Ne yapıyoruz? Onların mitingini canlı olarak yayınladığımız zaman bunun karşılığında bir bedel alıyoruz" dedi. AÇIKLAMA YAPMADILAR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Merdan Yanardağ'ın partilerinden para aldığı açıklamalarına cevap vermedi. Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ve KRT Genel Müdürü Adnan Bulut'un, konuyla ilgili açıklamada bulunmaması dikkat çekti. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, Merdan Yanardağ'ın Soğuk Savaş sonrası refleksiyle faaliyetlerini paraya tahvil etmesinin kendisini şaşırtmadığını belirtti. Yalçın, şunları söyledi: "Merdan Yanardağ, CHP ve İP'ten para aldığını itiraf etmiş. Breh breh! Nezdimizde delikli kuruş bile etmeyen bu gazeteci müsveddesinin hal-i pürmelaline bakın. Merdan Yanardağ, senelerdir MHP hakkındaki hikâyeden iddiaların ardındaki kripto isimdir. Bu şahsın Soğuk Savaş sonrası refleksiyle faaliyetlerini paraya tahvil ettiği bizi şaşırtmadı. Gazeteci kisvesi altında faaliyet yürüten bu oyun uşağı, devlet düşmanıdır. 'Soğuk Savaş dönemi partisi' tanımına en çok CHP uyar. Ha, Merdan Efendi de Soğuk Savaş döneminden kalmadır. Kendisi ayrıca fikir çöplüğüne yollanmış Marksizm'den artan çapsız gazeteciler kategorisine girer." "PARALI BORAZAN" Gazeteci Zeki Bahçe de, "Merdan Yanardağ eveleyip gevelese de sonunda Muharrem İnce'nin iddiasını kabul edip itiraf etti. 'Evet anlaşma yaptık, CHP'nin mitinglerini para karşılığı canlı yayınlıyoruz.' Bir daha çıkıp da biz tarafsızız, bağımsızız deme. 'CHP'nin ve İP'in paralı borazanıyız de' tamam mı?" dedi.

1 yıl önce

Şehit ailesinin yardım talebine CHP’li Aydın ve Kuşadası belediyeleri sessiz kalıyor

Aydın Kuşadası'nda yaşayan Şehit Asteğmen Sunay Civan'ın ailesi her sene evlerinin su baskınıyla karşı karşıya kalıyor. Şehit babası Şuayip Civan, 2019'da yaşadıkları zorluklardan dolayı Aydın ve Kuşadası belediyelerinden yardım talep etmişti. yenisafak.com'daki 'Tabuta Sığmayanlar' programının 'Şehit Sunay Civan' bölümünün yayınlanmasının ardından izleyicilerin yoğun aramalarından dolayı Kuşadası Belediye yetkilileri kısa süre sonra Şuayip Civan'ı ziyaret ederek sorunun çözüleceği sözünü vermişti. O günden bu yana ne yardım edildi ne de arayıp soruldu. https://twitter.com/ender_cinar/status/1561963741108895745?s=21&t=cvszs2SGWNb8G-IdQZnLcw 'Bu kış da su basacak diye korkuyoruz' Yaşadıkları zorlukları dile getiren Şuayip Civan, ''Her sene evimizi su basıyor. Kış olduğunda 'ne yapacağız' diye düşünüyoruz. Yağmur yağdığında korkuyla bekliyoruz. Evimin her yeri su baskınlarından dolayı rutubet oldu. Eşyalarımız kullanılamaz hale geldi, bir çoğunu attık. 30 metre bir kanalizasyon borusu çekilmesini talep ediyoruz yıllardır. Her bayramda, seçim zamanlarında geliyorlar, bu ricamı söylüyorum, önce 'tamam, yaparız' diyorlar. Ama sonra ne gelen oluyor ne de bu sorunu gideren'' diyerek yardım talebini bir kez daha yineledi. İyi ki varsınız, iyi ki yanımızdasınız'' Şehit annesi Nefise Civan, ''Bu evde eşimle kalıyoruz, artık yaşlandık gücümüz yetmiyor bazı şeylere. Sesimizi duyurduğunuz için çok teşekkür ederiz. İyi ki varsınız, iyi ki yanımızdasınız'' dedi. Asteğmen Sunay Civan kimdir? 1996 yılında Bingöl kırsalında 26 askeriyle birlikte şehit düşen Asteğmen Sunay Civan, silahını bırakmayınca silahıyla beraber morga kaldırılmak zorunda kalınmıştı. Morga gelen silah arkadaşları da kenetlenmiş parmaklarını açıp silahı alamadılar. Şehit Asteğmenden silahı, komutanı morga gelip 'Asker görev bitti' deyince gevşeyen parmaklarının arasından alınabilmişti. Albay Erhan Altunok, ‘Türkiye Şehitlerini Anıyor’ etkinliği kapsamında; askerleriyle son kurşununa kadar çarpışarak şehit olan Asteğmen Sunay Civan’ın hikâyesini paylaştı. Türkiye Şehitlerini Anıyor etkinliğinde 1996 yılında Bingöl'de bölücü terör örgütü mensubu teröristlerle girdikleri çatışmada 28 kişilik timinde 26 Mehmetçikle birlikte şehit olan Asteğmen Sunay Civan'ın kahramanlığı anlatıldı. Elindeki silahı şehit olmasına rağmen bırakmayan Şehit Asteğmen Civan, komutanının "Görev bitti" emri üzerine ancak elinden silahını bırakır. Öğretmen Albay Erhan Altunok tarafından sunulan Genelkurmay Başkanlığı tarafndan düzenlenen 'Türkiye Şehitlerini anıyor" etkinliği kapsamında Asteğmen Sunay Civan'ın kahramanlığına yer verildi. Albay Altunok, mermisi bitene kadar savaşan Asteğmen Civan'ın şehit olmasın ardından naaşından silahını almadıkların söyledi. Albay Altunok, morgda da komutanın silahı şehit Asteğmen'in elinden almayı başaramadığını ancak "Görev bitti asker silahını bırak" emrinin ardından silahını bıraktığını ifade etti. https://www.youtube.com/watch?v=YFi7sfA27pI&feature=youtu.be

1 yıl önce

Vatandaşın çıkışı Meral Akşener’i sessiz bıraktı: ‘Kılıçdaroğlu’nu koyarsanız biraz zor’

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener daha önce, ittifakın adayıyla ilgili öne çıkan isimlerden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili olarak ‘Aday olma konusunda problem yok’ ifadelerini kullanmıştı. https://twitter.com/pusholder/status/1563175753025724419?s=21&t=iYlD35p6kUXT90MEYitu9A AKŞENER’E KILIÇDAROĞLU TEPKİSİ: SANDIĞA GİTMEYECEĞİM Türkiye’deki esnaf ziyaretini sürdüren Akşener’e bir vatandaş Kılıçdaroğlu’nun aday olması durumunda sandığa gitmeyeceğini söyleyerek tepki gösterdi. Sosyal medyada yayınlanan videoda vatandaş şu ifadeleri kullandı: “Düzgün bir aday çıkmazsa biraz zor gibi. Kılıçdaroğlu’nu koyarsanız biraz zor bu iş. İlla Kılıçdaroğlu olursa gidip oy bile kullanmam. Ne diye görmediğim insana oy vereyim. Bugüne kadar bu iktidarı kim ayakta tuttu, biliyorsunuz yani. CHP’nin muhalefeti sıfır. Eskiden beri MHP’liydim, son iki seçimdir İYİ Parti’ye oy veriyorum ama ortak aday Kılıçdaroğlu çıkarsa hiç sandığa gitmem.” AKŞENER SESSİZ KALDI Akşener vatandaşın ‘İlla Kılıçdaroğlu olursa gidip oy bile kullanmam” sözlerine üzerine ise önce sessiz kaldı ardından “Yapmayın öyle” dedi.

1 yıl önce

Mansur Yavaş'tan Kılıçdaroğlu'na Selahattin Demirtaş tepkisi: Tüm salon alkışlarken o sessiz kaldı

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in seçimleri kazandıkları takdirde HDP'ye bakanlık verebileceklerini ifade etmesinden sonra yaşanan gerilim devam ediyor. Özellikle İYİ Parti tarafından sert eleştiriler yükselirken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuya ilişkin kararın değerlendirilebileceğini ifade etti. ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın ise daha önce Selahattin Demirtaş'ı serbest bırakabileceklerini ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı tepkisini alkışlamayarak gösterdiği ortaya çıktı. Görüntülerde İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlerin belediye başkanları da yer alıyor. Tüm salon Kılıçdaroğlu'nun ifadelerinden sonra alkışlarken Mansur Yavaş sessiz kalmayı tercih ediyor. "Kayyuma son verilmeli" Van'da Belediye Başkanları Çalıştayı’na katılan Kılıçdaroğlu burada yaptığı açıklamalarda yine Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'ya değindi. Kılıçdaroğlu, "Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını istiyorsanız, Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız. Kayyum uygulamasına son verilmesini, seçimle gelenin seçimle gitmesini ve oyunuzun değerinin olmasını istiyorsanız o zaman bize katılacaksınız" ifadelerini kullandı. CHP içerisinde HDP rahatsızlığı yine geçtiğimiz günlerde Ankara'da yapılan açılış töreninde Mansur Yavaş'ın, Kemal Kılıçdaroğlu konuşmaya başlayınca canlı yayını kapattırması ile tekrar kendini gösterdi.

1 yıl önce

Bakan Çavuşoğlu: Yunanistan adaların statüsünü ihlal ederken sessiz kalamayız

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "2023'e Doğru Şehir Buluşmaları" programı kapsamında geldiği Denizli'de partisinin il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Türkiye'nin son 21 yılda kalkınma atılımlarıyla küresel bir iddia ortaya koyduğunu ve her alanda uluslararası toplumun vitrininde boy gösterdiğini anlatan Çavuşoğlu, bu başarının arkasında devlet-millet birlikteliği, milletinden güç alan bir dış politika anlayışı olduğunu dile getirdi. Turizm, tarım, sanayi, askeri, siyasi ve diplomasi alanlarındaki uyumun ekonomiye pozitif olarak yansıdığını kaydeden Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "2022'nin ilk çeyreğinde yüzde 7,5, ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 büyüdük. Yine OECD 2022 büyümemize ilişkin tahminini yüzde 3,7'den yüzde 5,4'e çıkardı. Bu büyüme oranının çok daha yüksek olacağını da kendi rakamlarımızda görüyoruz. Tabii OECD gibi uluslararası kuruluşların temkinli rakamları açıkladığı da aşikardır. 2003-2020 arasında yıllık ortalama büyüme oranımız yüzde 5,5 olmuştur. Türkiye ekonomik modeli yatırım, üretim, istihdam, ihracat odaklı büyüme stratejisidir. İhracat büyümemizin en önemli itici güçlerinden bir tanesidir. İhracatın büyümeye katkısı birinci çeyrekte 3,5 puan, ikinci çeyrekte 2,7 puan olmuştur. Son bir yılda her ay ihracatta rekorlar kırıyoruz. 1974'te yıllık 1,5 milyar dolar ihracatımız vardı. 1990'da aylık 1,5 milyar dolar ihracatımız oldu. Bugün bazen günde 1,5 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz. 2021'de 225 milyar dolar yani önceki seneye göre yaklaşık yüzde 33 artış oldu. Son on iki ayda 250,8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu yılın ilk sekiz ayında 165,7 milyar dolarlık ihracatımız oldu. Yani 2022 yılında 250 milyar doların altına inşallah düşmeyeceğiz." "Enflasyonu azaltmak ve ekonomimizi büyütmek için tedbirlerimizi alıyoruz" Türkiye ekonomik modelinin bir diğer amacının da istihdamla birlikte büyümek olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, her ay azar azar da olsa işsizlik oranının düştüğünü söyledi. Bakan Çavuşoğlu, salgın ve savaş koşullarında küresel bir sorun olan enflasyonla da mücadelenin sürdüğünü aktararak, "Bugün enflasyon dünyada bir gerçektir. Bu bizdeki yüksek enflasyon oranı için bir mazeret değildir. Biz doğruya doğru diyoruz. Enflasyon yüksekse, hayat pahalılığı varsa bunu da açık yüreklilikle söylüyoruz. En başta Sayın Cumhurbaşkanımız söylüyor. Tabii bununla ilgili tedbir almak, bir taraftan vatandaşlarımızı enflasyon karşısında ezdirmemek, orta ve uzun vadeli programlarla da enflasyonu düşürmek de bizim sorumluluğumuzdadır. En gelişmiş ülkelerde bile 40 yılın en yüksek enflasyonunu yaşarken bizi de etkileyen bu enflasyonu azaltmak ve ekonomimizi büyütmek için tedbirlerimizi alıyoruz" diye konuştu. "Sorun varsa Türkiye çözer" Her coğrafyadan milyonlarca insanın yüzünü Türkiye'ye döndüğünü belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti: "Eskiden mazlumlar yüzünü Türkiye'ye dönerdi. Şimdi dünyanın en gelişmiş ülkeleri de yüzünü Türkiye'ye dönüyor. Bir sorun varsa - bölgemizde çok sorun var, çatışmaların yüzde 60'ı bizim coğrafyamızda - artık herkes 'Türkiye çözer, Recep Tayyip Erdoğan çözer' diyor. Tüm dünyayı etkileyen tahıl krizinde yine Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir anlaşma imzalanmasını sağladık ve dünyayı bir gıda krizinden kurtardık. Dolayısıyla zengin-fakir ayırt etmeksizin tüm dünya ülkelerinin yüzü gözü Türkiye'de. Bugün yine enerji krizinde başta Doğu Avrupa ülkeleri, Balkan ülkeleri olmak üzere gerek elektrik ihtiyacını karşılamada gerekse Azerbaycan'da üretilen gazın bu piyasalara, bu ülkelere ulaştırılmasında da herkesin gözü kulağı Türkiye'de. Yani sorumluluğumuz büyük. Türkiye'den beklentiler yüksek. Bölgesel ve küresel gelişmelerin bizi yaralamasına müsaade edemeyiz. Aktif ve çalışkan olmak zorundayız. Çiftçimizin alın teri, işçimizin gayreti, gençlerimizin hayali insanlarımızın geleceği, mazlumların umudu bizlere emanet. Türkiye'nin kısır çekişmelerle kaybedecek tek bir dakikası dahi yok. İçeride ne kadar güçlüysek dışarıda da o kadar etkili oluyoruz. Biz bugün dış politikamızı dünyanın her yerinde hayata geçirirken Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bayrağımızı dünyanın her yerinde dalgalandırırken ülkemizin gücüne güveniyoruz. Ülkemizin gücüne güvenerek hamlelerde bulunuyoruz. Mesele iktidar olma meselesi değil. Bizim iddiamız büyük ve güçlü Türkiye iddiasıdır." "Sorunların çözümünde ön plana çıkan aktörlerin başında Türkiye var" Çavuşoğlu, Türkiye'nin çevresinde birçok sorun yaşandığını belirterek Türk milletinin ve Türkiye'nin çıkarlarını korumaya devam edeceklerini söyledi. Çevredeki sorunların etkilerinin en aza düşürmek için ellerinden geleni yaptıklarını anlatan Çavuşoğlu, "Bugün uluslararası sistem dünya sorunlarının çözümüne katkı sağlayamayacak durumda maalesef. Cumhurbaşkanımız da 'Dünya beşten büyüktür.' derken, 'Daha adil bir dünya mümkündür.' derken bunu anlatmaya çalışıyor, buna vurgu yapıyor. Dolayısıyla uluslararası sistemin zayıf olduğu bir dönemde sorunların çözümünde ön plana çıkan aktörler var. Bunların başında da Türkiye var" dedi. Libya'yı 3 Ekim Pazartesi günü ziyaret edeceklerini belirten Çavuşoğlu, "Önümüzdeki dönemde de yoğun bir dış politika bizleri bekliyor. Dünyanın her yerinde faal olmamız lazım. Katılmamız gereken çok önemli zirveler, toplantılar var, bunlara katılacağız. Burada Türkiye'nin düşüncelerini, tespitlerini, tavsiyelerini inşallah paylaşma fırsatı bulunacağız" diye konuştu. Yunanistan'ın adalardaki ihlalleri Yunanistan'ın uluslararası hukuka aykırı bir şekilde silahsızlandırılmış adaların statüsünü ihlal ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Biz de elimiz kolumuz bağlı kalmayız, biz de gerekli tedbirleri alacağız. Diğer taraftan ABD, biliyorsunuz tarafsızlık politikasını bozarak son zamanlarda Yunanistan'ın lehine adımlar atıyor, geçmişte denge politikası izliyordu. Ayrıca Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne yönelik silah ambargosunu bir yıllığına kaldırdı. Dolayısıyla garantör ülke olarak biz de inşallah Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gerekli takviyeleri de yapacağız. Gerek Ege'de gerekse Kıbrıs'ta biz de kendi çıkarlarımızı, güvenliğimizi korumak, tesis etmek için ve Kıbrıs Türkü'nün haklarını korumak için gerekli adımları kararlılıkla atacağız." "En haklı davamızda bile Türkiye'yi haksız göstermeye çalışan muhalefet var" Dış politikayı içteki kısır çekişmelerin dışında tutmak için gayret sarf ettiklerini dile getiren Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cumhurbaşkanı'mız da böyle arzu ediyor ve böyle talimatlandırıyor ama tüm buna rağmen tabii ne yaparsanız yapın en haklı davamızda bile Türkiye'yi haksız göstermeye çalışan muhalefet var mı, var. Meclisteki tartışmalarda görüyoruz. Gelen soru önergelerinde görüyoruz. Yani herkes haklı. Her şartta bir tek Türkiye'ye haksız anlayışı devam ediyor, oysa bu yanlış bir anlayıştır. Böyle olduğu zaman da tabii gerekli cevapları da vermek durumundayız. Ülkemizin milli çıkarlarını sadece dışarıda değil içeride de milli çıkarlarımızın aleyhine tutum sergileyenlere karşı da korumakla mükellefiz biz. O nedenle biz bu gayretimizi sürdüreceğiz. Dış politika, milli politika olduğu için her kesimin de destek vermesi gerekiyor. Elbette eksik varsa eleştirilecek, yanlış varsa uyarılacak, bunlar olacak. Biz bunu doğal karşılıyoruz ama ne olursa olsun her konuda diğer ülkeler haklı, Türkiye haksız anlayışını da kabul etmiyoruz." "Gereken dersi verdik" Zaman zaman bazı muhataplarının yaptıkları yüz yüze görüşmelere ilişkin farklı açıklamalar yaptığına işaret eden Çavuşoğlu şöyle konuştu: "Bazı muhataplarımız özellikle kendi iç politikasına yani siyasetine mesaj vermek için ya da mensubu olduğu birlik, işte Avrupa Birliğinden bahsedelim, buralara 'Türkiye'ye gittim, onu da dedim, bunu da dedim' demek için basının önünde de gerekli, gereksiz açıklamalarda bulunuyorlar. Tabii herkesin görüşüne saygımız var ama Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı olarak da bizim de bunlara cevap vermemiz gerekiyor ve bu cevabımızı verirken de elbette belli bir üslup içinde diplomasinin içinde kalarak cevaplarımızı veriyoruz ama bu bazı arkadaşlar da yani ya gerçekten baş başa görüşmelerde de en son Alman bakanla baş başa İstanbul'da yaptığımız görüşme, iyi bir görüşme olmadı. Çünkü tamamen Yunan tezlerini savunan Türkiye'nin egemenliğini sorgulamaya cüret eden bir yaklaşım içindeydi. Biz de gereken dersi verdik. Basın toplantısında ise belli bir üslup içinde haklılıklarımızı ortaya koyduk." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde hizmet etmeye çalıştıklarını, bu süreçte çok aktörlü bir dış politika izlediklerini aktaran Çavuşoğlu, "Bu sadece Mevlüt Çavuşoğlu'nun politikası değil, ben burada bu ekibin bir parçasıyım. Yani ekip olarak AK Parti olarak inşallah yaptıklarımızı bugüne kadar yaptıklarımızı bundan sonra da yapacaklarımızı tarih en iyi şekilde değerlendirecektir" sözlerini kullandı. "Dünyanın birçok yerinde göçmenlerin kötü muameleye maruz kalması utanılacak bir durum" Bakan Çavuşoğlu, göç sorunun dünyanın temel sorunlarından biri olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi: "Bu soruna ırkçı bir yaklaşımla değil sadece güvenlik perspektifinden bakmayarak, insanı boyutuyla beraber bir sosyal olgu olarak değerlendirerek tüm yönleriyle çok yakından ilgilenip politikalar üretmek lazım. Tıpkı bizim yaptığımız gibi. Türkiye'de geçici olarak gelen göçmenlerin başta Suriyeliler olmak üzere ülkesine dönmesi ama bu dönüşün güvenli ve onurlu bir şekilde olması gerekiyor. Şu ana kadar 520 binden fazla Suriyelinin Suriye'ye dönmesi, Türkiye'deki Suriye'nin dönmesi de aynı bu çerçevede olmuştur ve oraya döndükleri zaman onlara sunması gereken, almaları gereken temel hizmetlerin de aynı şekilde sağlanması. Afganistan'dan, Pakistan'dan, Afrika'dan gelenler, İçişleri Bakanımız da bu rakamları paylaşıyor ama biz bu konularda başta insani yaklaşımımızla dünyada örnek gösterilen bir ülkeyken mesela Yunanistan'ın Avrupa Birliğinin gözetiminde Frontex'in yardımıyla denizin ortasında insanları öldürmesi. Dünyanın birçok yerinde göçmenlerin birçok kötü muameleye maruz kalması gerçekten utanılacak bir durumdur." Ukrayna'da bazı bölgelerde yapılan referandumu tanımayacaklarını daha önce açıkladıklarını söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye olarak ilkeli bir dış politika izlediklerini ve dengeli politikalarının tüm dünyaya örnek olduğunu vurguladı. İsrail ile ilişkiler Çavuşoğlu, bir basın mensubunun sorusu üzerine, "İsrail'le ilişkilerde yeni hükümette, yeni Cumhurbaşkanı tekrar yeni bir sayfa açma imkanı bulduk. Bu diyaloğun da faydasını gördük. Gerek ikili ilişkilerde gerekse bölgesel konularda ama özellikle de Filistin meselesinde de bu doğrudan temasın faydalarını görmeye başladık" dedi. Yaptıkları görüşmelerde Filistinlilerin mesajlarını İsraillilere ilettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Hiçbir zaman Filistin davası pahasına bu ilişkileri normalleştirmeyeceğimizi de başından beri söylüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Başbakan Lapid'le New York'ta yaptığı görüşmelerde de eksiklikleri, yanlışları hepsini açıkça söylemiştir, samimi bir görüşme olmuştur. Şimdi, Cumhurbaşkanı Herzog geldi. Ben daha sonra İsrail'e gittim. Lapid, Dışişleri Bakanı olarak, Başbakan olmamıştı, Türkiye'ye geldi. Elbette şimdi İsrail'de bir seçimler var. Seçimlerden sonra bu karşılıklı ziyaretler, bu diyalog devam edecektir ve Cumhurbaşkanı'mızın da bu iadeyi ziyaret çerçevesinde - takdir kendilerinindir - İsrail'i ziyaret etmesi de gayet doğaldır."

1 yıl önce

HDP, Ozan Çiftçi isimli delegenin PKK tarafından infaz edilmesine sessiz!

Terör örgütü PKK tarafından öldürüldüğü açıklanan Ozan Çiftçi isimli HDP kongre delegesinin ‘ajan’ olarak suçlandığı öne sürüldü. Gazeteci Mehmet Çek, HDP’li kongre delegesi Çiftçi’nin infazına ilişkin sosyal medyadan yaptığı paylaşımda HDP’li isimlerin sessiz kalışı nedeniyle büyük tepki topladığını belirtti. HESAP SORDULAR Örgütün infazının ardından korku ve paniğe kapılan isimlerin yanı sıra adaleti arayan birçok kişi de sosyal medya üzerinden HDP yönetimine hesap sordu. Çığ gibi büyüyen tepkilerin ardından her fırsatta ‘adalet’ naraları atan HDP’li Ömer Gergerlioğlu sessizliğini bozmayışıyla sert eleştirilerin odağı oldu. https://twitter.com/mehmetcek06/status/1582376427026276352?s=46&t=F_vAjZ92r3xwUu4SGfDs6A Öte yandan yaptığı başka paylaşımla da HDP Genel Merkezi’ni etiketleyen Çek, “PKK, kongre delegeniz, üyeniz bir genci infaz ettiğini açıkladı. Bir açıklama yapmayacak mısınız? ‘PKK öldürdüyse haketmiştir’ mi diyorsunuz? Siz nasıl bir partisiniz? sorularını yöneltti. ÖRGÜT İNFAZ ETTİĞİNİ AÇIKLAMIŞTI Terör örgütü, "MİT ajanı" iddiasıyla infaz ettiği Ozan Çiftçi için "Otonom intikam timimiz tarafından vurularak cezalandırılmıştır" açıklamasını yapmıştı.  HDP SESSİZ!  Bu haber büyk bir gündeme yol açarken PKK'nın duyurduğu infaz sonrasında HDP'nin suskunluğu büyük tepkilere yol açtı.  BU İLK DEĞİL! HADEP Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan da PKK tarafından evinin önünde vurularak öldürülmüştü. HDP kanadı bu infaza da sessiz kalmıştı.

1 yıl önce

CHP, TSK'ya atılan 'kimyasal silah' iftirasına sahip çıkan SezginTanrıkulu'na sessiz kaldı

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, terör örgütü PKK'nın "TSK kimyasal silah kullanıyor" yalanına sahip çıkıp, soru önergesi ile Meclis'e taşıyacağını söylemişti. Kirli propagandaya CHP Genel merkez sessiz kalırken, Parti Sözcüsü Faik Öztrak, 24 saat sonra gazetecilerin sorusu üzerine açıklama yaptı, ancak Tanrıkulu'na tepki göstermek yerine, 'uluorta konuşması'nı eleştirdi. Akşam Gazetesi'nde yer alan habere göre, Öztrak, "Mehmetçiğimizin sicili temizdir. Öyle hassas ve istismara açık bir konuda ulu orta açıklama yapılması yanlış olmuştur, doğru bulmuyoruz" dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise TSK'ya yönelik iftiraya terör örgütü PKK'nın kanalında destek veren Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı'ya tepki göstererek durumu kurtarmaya çalıştı. Torun, "Türk ordusu terörle büyük bir mücadele içerisinde. Tabii her gün gelen şehitlerimiz canımızı yakıyor ve Türk Silahlı Kuvvetleri de terörü bitirmek için yoğun bir çaba içerisinde. Onun dışında askerin moralini bozacak, orduya herhangi bir şekilde olumsuz ithamda bulunacak olayı da kabul etmeyiz" dedi. 2 VEKİL TEPKİ GÖSTERDİ CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, "Teröristlere yönelik kimyasal silah kullanıldığı iddiası tamamen TSK'yı yıpratmaya yönelik organize bir çalışmadır. Şiddetle reddediyor, kınıyorum" ifadelerini kullandı. CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol da "Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan kahraman Türk ordusunun sınır ötesinde kimyasal silah kullandığı iddiaları Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmak amacıyla yapılan bilgi kirliliğinden ibarettir" dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8