03 Mayıs Cuma 2024
1 yıl önce

Devlet Bahçeli'den Cumhurbaşkanlığı sistemi çıkışı: 2 yetmez 3 olsun dersek ne yapacaksınız?

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.  Bahçeli, Suriye'nin kuzeyine muhtemel kara operasyonuna ilişkin, "Tek bir terörist dahi yakayı kurtaramayacak. Sabır ve tahammülümüz kalmamıştır. Çocukları katleden canilere ihanetlerinin bedeli ödettirilecektir" açıklamasında bulundu. 6'lı masanın anayasa çalışmasına da tepki gösteren Bahçeli, "Zillet İttifakı'nın akıl hocası HDP'dir, PKK'dır. Devletin temeline dinamit yerleştirmektir." ifadelerini kullandı.  "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin arayıp bulduğu şifadır." diyen Bahçeli ayrıca, "Şimdi soruyorum. Cumhur İttifakı 2 yetmez 3 olsun derse ne yapacaksınız?" ifadelerini kullandı.   Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: "Tarih geriye doğru akıp giden, geleceğin çerçevesi belirleyen bir zaman tanımlamasıdır. Geçmiş, insanın geleceğiyle birlikte yaşamaktadır. Tarih, insan ile geçmiş arasında inşa edilmiş bir köprü görevi görmektedir. Esasen bugün olanlar dünün sonucudur. Yarın yaşanacaklar ise bugünün sonucu olacaktır. Tarih, hayata tutunamamış, sayısız toplumlar için onları acımasızca öğüten bir değirmenin tarifidir. Var oluşa anlam kazandıran dün, bugün ve yarın arasındaki muazzam terkibin farkına vararak müşterek bir şuur geliştiren bir kültürü bayrak yapan toplumlar ya da milletler tarihe yön vermeyi başarmışlardır. Bu akışın içinde ceddini tanıyan, özünü bilen, öz değerlerinin aydınlığıyla uyanışa geçen, ne olup bittiğinin farkında olan toplumlar bilinç haline gelmişlerdir. Bize göre Türk milleti tarihe geçen bir kudretin adıdır. Bu soylu milletin varlığına kast etmek hiç kimsenin yapabileceği bir şey değildir. Siyaset eğer tarihe sırtını vermezse, gücünü ve güvenini milletten almazsa üreteceği yalnızca kriz ve kutuplaşma olacaktır. Başkaları günübirlik siyaset yapabilir, başkaları sadece çıkarlarının peşinden koşabilir, ancak biz öyle davranamayız. Milleti Zillet'in boyunduruğuna almak isteyenlere müsaade etmeyeceğiz. Herkesi kardeş bilerek, Cumhur İttifakı'nın muhteşem zaferine birlikte imza atacağız. SURİYE'NİN KUZEYİNE HAREKAT MESAJI Tek bir terörist dahi yakayı kurtaramayacak. Sabır ve tahammülümüz kalmamıştır. Çocukları katleden canilere ihanetlerinin bedeli ödettirilecektir. Münbiç Tel Rıfat ve Ayn El Arab'ta terörist bırakılmamalıdır. Biz hedefleri büyük, hevesleri küçük bir hareket olarak kalamayız. Güney sınırlarımızın A'dan Z'ye emniyete alınması önümüzdeki temel gündemlerden birisidir. Karşımıza kim çıkarsa çıksın sonu terörist gibi olmalıdır. Güney sınırlarımızın emniyete alınması temel gündemimizdir. Terörle mücadelemiz bekanın, güvenliğin, huzurun meşru gerekçesidir. Son günlerde maalesef terör örgütünün hain saldırılarında şehit düşen askerlerimiz yüreğimize ateş düşürmüştür. Münbiç, Tel-Rıfat mıntıkasında canlı terörist bırakılmamalıdır. Alayı silindir gibi ezilmelidir. Kaç gündür dikkatimizi çekmektedir. Bizim başarımız Cumhuriyetin başarısıdır. Yurt içinde ve sınır ötesinde, hiçbir terör örgütüne sessiz ve seyirci kalmadık, kalmayacağız. Bütün hainler hedefimizdir, alayı silindir gibi biçilmelidir. HAYVANLARA EZİYET Konya'da bir meczubun hayvanlara yönelik kürek ve sopayla saldırısı, insani ve manevi değerlerin ayaklar altına alınmasıdır. Hayvanlara sevgi beslemeyen birisinin insan sevgisine haiz olması beklenmemelidir. Hayvanlara kötü muamele eden kim varsa kınanmalıdır. 6'LI MASANIN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİSİ Önerimiz, önceliğimiz 12 Eylül darbe anayasasından tadilat yapmak değildir. Zillet ittifakının dün açıkladığı parlamenter sistem ve anayasa çalışması ölü doğmuştur. Zillet ittifakının akıl hocası HDP'dir, PKK'dır. Bunların yapacağı anayasa yıkım anayasasıdır. Zillet ittifakının anayasa değişiklik önerisi tarihi geriye doğru sarmak, devletin temellerine dinamit sermektir. Önerileri zehirlidir. 6'lı masayı bir araya getirsen bir Milliyetçi Hareket Partisi yapmaz! Halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı'nı tek dönemle sınırlayıp, sembolik hale getirme önerisi cahilliğin ve milleti tanımayan kadirbilmezliğin bubi tuzağıdır. Artık uzlaşmak, yeni bir anayasa hazırlamak milli bir vecibedir. Buna dudak bükenler, sırt dönenler, yapay kriz çıkaranlar tarih ve millet huzurunda demokratik hesaba şimdiden hazır olmalıdır. Şimdi soruyorum. Cumhur İttifakı 2 yetmez 3 olsun derse ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin arayıp bulduğu şifadır. Lider ülke Türkiye’nin Kızılelma ülküsünün önsözüdür.

1 yıl önce

İsmail Saymaz'dan 6'lı masaya sert tepki: Bu sisteme kimse oy vermez!

Halk TV'de canlı yayına katılan muhalif gazeteci İsmail Saymaz, Cumhurbaşkanı adayını belirleyemeyen altılı masanın anayasa teklifi ve parlamenter sisteme dair vaatlerini sert bir dille eleştirdi. "BUNA KİM OY VERİR? BEN OY VERMEM MESELA" Saymaz şunları söyledi; "6 partinin lideri, cumhurbaşkanından nasıl üstün olur? Cumhurbaşkanı en az yüzde 50+1 oy alacak, fakat yüzde 1, yüzde 0.5 oy almış partinin lideri, gelecek cumhurbaşkanından daha üstün olacak. Bu da demokrasi mi olacak? Buna kim oy verir? Ben oy vermem mesela. Buna kimse oy vermez. "TÜRKİYE'NİN SORUNLARINA BÖYLE Mİ ÇÖZÜM ÜRETECEKSİNİZ?"  Türkiye’nin acil sorunları var. Cumhurbaşkanı hangi süreçte rol alacak? Dur bizim lidere de soralım. Kabine toplanmış, oy verecek, bir de kendi genel başkanına mı soracak? Türkiye’nin yakıcı sorunlarına siz böyle mi çözüm üreteceksiniz? "YURTTAŞ BU SİSTEME OY VERMEZ" Böyle Türkiye gibi bir ülke yönetilemez. Cumhurbaşkanı da 6 tane siyasinin emir erine dönecekse, bu sisteme oy toplamak çok zordur. Yurttaş bu sisteme oy vermez. Hem cumhurbaşkanı olacak, hem kabinesi olacak hem de hayali bir kurum olacak, ben bir de bizim lidere sorayım mı diyecek? Türkiye nasıl yönetilecek?" https://twitter.com/bugunguncel/status/1598943429248966657?s=46&t=NlmE-Qs4pGo7si9Kbp28JQ

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’ye ‘ben sizin adamınızım’ mesajı verdi! Peki küresel sistem kimi istiyor?

Kemal Kılıçdaroğlu, “İkinci Yüzyıla Çağrı” toplantısında ABD’li ekonomist ve yazar Jeremy Rifkin’i başdanışmanı olarak seçtiğini duyurdu. Kılıçdaroğlu’nun Amerika vatandaşı olan Rifkin’den ekonomi üzerine danışmanlık alacak olması çok tepki çekti. Kılıçdaroğlu’nun bu hareketi ‘’Türkiye’de bürokrat mı kalmadı?’’ sorularını akıllara getirdi. Hürriyet yazarı Nedim Şener, Rifkin’in başdanışman olarak seçilmesini masaya yatırdı. Şener, kaleme aldığı yazısında Kılıçdaoğlu’nun ABD’ye ‘’Ben sizin adamınızım’’ mesajı verdiğini yazdı. İşte, Şener’in dikkat çeken o yazısı… Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “İkinci Yüzyıla Çağrı” toplantısında ekonomi ve sosyal kuramcı Amerikalı yazar Jeremy Rifkin’in başdanışmanı olduğunu açıklaması ile aklıma Deniz Baykal’ın 1998 yılındaki CHP kurultayına Ricky Martin şarkısı eşliğinde girişi geldi. Yöntem, isim, içerik farklı olsa da Baykal’ın Ricky Martin’in şarkısı eşliğinde delegelerin karşısına çıkmasıyla, Kılıçdaroğlu’nun “İkinci Yüzyıla Çağrı” gibi iddialı bir toplantıda Amerikalı Rifkin’i başdanışman olarak açıklayıp ABD’den görüntülü bağlanarak konuşması, amaç ve sonuç ile yarattığı tartışma itibarıyla birbirine çok benziyordu. DÖNÜŞÜM MESAJI Baykal gibi Kılıçdaroğlu’nun adımı da geçirdiği dönüşümü, değişimi anlatmak ve farklı kitlelerle bağ kurmak için atılmış adımlardı. Ama Baykal’ın imaj çalışması sadece bir şarkı ile sınırlı kaldı. Kılıçdaroğlu’nun değişim ve dönüşüm konusunda attığı adımlar çok daha “radikal”. Bu toplantıyla Kılıçdaroğlu, CHP’nin artık ulusalcı değil, küreselci olduğunu ilan etti. “Küreselci” derken, “evrensel düşünmek” değil, “küresel güçlerin adamı olmak”tan söz ediyorum. Kılıçdaroğlu’nun oynadığı rol tam olarak bu... ATATÜRK’Ü MASKE OLARAK KULLANIYOR Bakmayın konuşmasında Atatürk’ten bahsetmesine; o sadece dönüşüme tepki gösterecek partililere karşı bir perdeleme çabası. PKK’nın siyasi kolu HDP ile işbirliği yapıp eleştiriler üzerine, “Biz Kuvayımilliyeciyiz, Atatürk’ün kurduğu partiyiz” demesi gibi bir şey. BIDEN’IN 2019’DAKİ MESAJI Aslında ne olduğunu anlamak için 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ABD Başkanı Obama’nın yardımcısı olan şimdiki başkan Biden’ın, 2019 yılı aralık ayında New York Times editörleri ile yaptığı söyleşide, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan sözlerini hatırlamak gerekiyor. Biden, Erdoğan’a bedel ödeteceklerini, bu kez darbe ile değil, muhalefeti destekleyerek bunu yapacaklarını söylemişti. ABD’NİN MUHALEFETTEN BEKLEDİKLERİ Ancak Biden’ın bu sözü, Türkiye’deki muhalefette ABD başta küresel sistemle açık ilişki kurmak konusunda ürkeklik yarattı. O ürkeklik Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisine de yansıdı: “İcazet” tartışması nedeniyle seyahat sırasında hiçbir ABD’li siyasetçiyle görüşmeyeceğini ilan etmek zorunda kaldı. Elbette yanındaki gazetecileri de atlatıp 8 saat ortadan kaybolmasını saymazsak. ABD, Erdoğan iktidarını devirmek için ekonomik ve askeri yaptırımlar uyguladı. Sözde müttefik ülkeleri kışkırttı. İstikrarsızlık yaratmak için terör örgütlerini destekledi. Bu tür faaliyetlerine devam da ediyor. Emperyalizm büyükelçileriyle, medyasıyla, muhalif liderlerle köprü kursa da siyasi liderlerden hiçbirisi açıktan küresel sisteme yanaşmaya cesaret edemedi. 2023 seçimine kadar da düşük profilli de olsa bunları sürdürecek. Seçim sonuçlarını bekliyor. “ABD’nın adamları” seçilirse Türkiye’nin şimdi izlediği Rusya ve Suriye, Libya, Azerbaycan, Mavi Vatan gibi politikalarının kendisi çıkarlarına göre değişeceğini biliyor. Bu değişiklikleri finansal olarak da destekleyeceklerdir. Zaten Kılıçdaroğlu’nun trilyonlarca dolardan söz etmesi, “Milyarlarca dolar buldum” diyerek Batılı sermaye, fon vurgusu da bundan kaynaklanıyor. KÜRESEL SİSTEM İMAMOĞLU’NU İSTİYOR Oysa küresel sistemin istediği aday ise hep İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu oldu. Büyükelçilerle en çok o görüştü, yabancı medya en çok onunla ilgili haberler yaptı. O da ilgiyi karşılıksız bırakmadı. 6’lı masada Meral Akşener ve bazı liderler çok istese de Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun adaylığına açık ve gizli her türlü engeli çıkardı. “İkinci Yüzyıla Çağrı” toplantısı ve vizyon belgesiyle artık cumhurbaşkanlığı adaylığı için İmamoğlu yerine kendisini konumlandırdı. Tıpkı partisinin içine, tıpkı 6’lı masa liderlerine yaptığı gibi küresel sisteme de “İmamoğlu değil, ben varım” mesajını verdi. BU VİZYONA 425 MİLYAR DOLAR GELİR Mİ? Kılıçdaroğlu’nun çok kısa ve hızlı, bir o kadar da suni ABD ve İngiltere ziyaretleri, “Rus-Ukrayna savaşında Ukrayna’nın yanında yer almalıyız” sözleri, “AB ne isterse yapacağız” açıklamaları, Amerikalı Rifkin’ı başdanışman yapması, CHP üyesi, parti içinden ve partiye yakın ekonomi uzmanlarının çok daha iyisini yapabileceği “Türk ekonomisi eleştirisini” ABD’de yaşayan iktisatçı Daron Acemoğlu’na internet bağlantısıyla yaptırması, içeriye değil dışarıya mesajdı. Kılıçdaroğlu, Türkiye’de elemanı kalmayan küresel sisteme “İşte ben sizin adamınızım” mesajını verdi. Bakalım istediği karşılığı bulabilecek mi? KİMİN PARASIYLA Kılıçdaroğlu vizyon konuşmasını yaparken neyi nasıl yapacağını anlatmadı ama kimin parasıyla yapacağına dair ipuçlarını verdi. Toplamda 5 trilyon 461 milyar dolarlık fon yöneten yatırım bankaları ve girişim sermayesi fonlarıyla toplantısından, ilk 3 yılda en az 100 milyar dolar doğrudan yatırım, varlık fonlarından en az 75 milyar dolar yatırım , “temiz” dediği fonlardan en az 150 milyar dolar yatırım getireceğini söyledi. Tablo şu; 100 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım artı 75 milyar dolarlık varlık fonu artı 150 milyar dolar fon, toplam 425 milyar dolar. ÖNCE 6’LI MASADAN VİZE Kılıçdaroğlu’un birer günü yolda olmak üzere 5 günlük ABD ziyareti, 4 günlük İngiltere ziyareti ve bu toplantıdaki konuşması 425 milyar doların Türkiye’ye gelmesini sağlar mı, bilmiyorum. Hesabını Rifkin dahil ekonomide yeni kurduğu danışmanlarına bırakıyorum. Bu paranın gelmesi için önce aday olup seçilmesi ama ondan önce ise 6’lı masadan adaylık için onay alması gerekiyor.

1 yıl önce

Hatay Dörtyol Devlet Hastanesi'ni ayakta tutan izolatör sistemi

Türkiye 7.7 ve 7.6'lık iki büyük deprem yaşadı. 10 ili etkileyen büyük depremler; son verilere göre 30 binden fazla can kaybına, binlerce binanın yıkılmasına, çok daha fazla insanın yaralanmasına neden oldu. 13 milyona yakın insanın etkilendiği felakette ise örnek olarak gösterilebilecek çok az sağlam yapı örneği ayakta kaldı. Onlardan biri de Hatay Dörtyol Devlet Hastanesi. İzolatör ayakta tuttu Söz konusu bina, üzerine kurulduğu izolatörler sayesinde tek bir cam kırığı dahi almadan iki büyük depremi geride bıraktı. Gazeteci Adem Metan, hastaneyi ziyaret ederek son halini görüntüledi ve bilgi aldı. Hastanenin hiçbir sistemi zarar görmedi Hastanenin inşasını yapan firmanın sorumlusu tarafından verilen bilgilere göre, 3 bloklu 52 bin metrekare kapalı alanlı proje 341 adet izolatör üzerinde yükseliyor. Depremden sonra yapılan testlerde izolatörlerin de zarar görmediği, hepsinin sağlam olduğu tespit edildi. 45 santim esneme payına sahip izolatörlerin depremin şiddetini sönümlemesi sayesinde binada mekanikten donanıma, tıbbi sistemlerden elektriğe hiçbir sistem zarar görmedi.  İşte Hatay Dörtyol Devlet Hastanesi izolatör katı ve izolatörlerin çalışma prensibi; https://twitter.com/ademmetan/status/1625082176961228808?s=46&t=k2c5qW8tsrn2apVgWOBBMQ

1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu yönetimindeki Kiptaş depremde hayat kurtaran sistemden vazgeçti!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin iştiraki olan Kiptaş, Ekrem İmamoğlu'nun yönetimine geçtikten sonra 2019 yılından bu yana ürettiği konutlarda, TOKİ konutlarını depremin yıkımından kurtaran tünel kalıp sistemini kullanmadığı ortaya çıktı.

1 yıl önce

İBB ‘tünel kalıp'ı bıraktı! Kiptaş hayat kurtaran sistemi 4 yıldır kullanmıyor

Kahramanmaraş merkezli peş peşe yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından 11 ilimizde binlerce ev yıkıldı. Bölgede inşa edilmiş olan 133 bin 759 TOKİ konutunun zarar görmediği tespit edildi. TOKİ'nin inşa ettiği hiçbir konutun ve kamu binasının zarar görmemesini yorumlayan uzmanlar, bu başarının altında doğru zemin seçimi, bilimsel projeler, inşaatlardaki radye temel ve tünel kalıp sistemi olduğunu vurguluyor. TOKİ'nin bugüne kadar inşa ettiği tüm konut ve kamu binalarında tünel kalıp sistemini kullandığı ve bu sistemin inşaatların depremden zarar görmesini büyük ölçüde engellediği belirtiliyor. TOKİ gibi İBB'nin konut üreticisi olan Kiptaş'ta uzun yıllardır kalıp tünel sistemini inşa ettiği konutlarda kullanıyordu. Ancak alınan bilgiye göre Ekrem İmamoğlu'nun yönetime geçmesinin ardından Kiptaş 2019 itibariyle konutlarda tünel kalıp sisteminin kullanımı kaldırdı. İBB Deprem ve Doğal Afetler Komisyonu Başkanı Kadem Ekşi, Kiptaş'ın ürettiği konutlarda tünel kalıp sisteminden vazgeçmesine şaşırdıklarını belirterek şöyle konuştu: HEM HIZLI HEM GÜVENLİ "Tünel kalıp sisteminin hem dayanıklılığı ispatlanmış, hem maliyeti düşük hem de inşa süreci açısından daha verimli. Bunların testini son depremde TOKİ konutlarında gördük. Kiptaş'ın bunu terk etmiş olmasına açıkçası biz de üzüldük. Deprem yönetmeliğine uyduktan sonra her türlü yapıyı yapabilirsiniz ama hem daha güvenli hem daha hızlı bir yapım tekniği olduğu için tünel kalıp sistemi olduğu için açıkçası biz de şaşırdık. Bugüne kadar Kiptaş'ın ürettiği 100 bin konutta bu sistem kullandı. Hem hızlı bir biçimde yapıları inşa edip vatandaşlara teslim ediyoruz, hem de perde sistemlerini içerdiği için tünel kalıplar yatay ivmelere karşı, deprem kuvvetlerine karşı daha dirençli şekilde oluyor bunlar. Binalar hem hızlı hem güvenli yapı statüsü kazanıyor."

1 yıl önce

Kandilli Rasathanesi 'deprem erken uyarı sistemi çalışmıyor' iddialarını yalanladı

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, İstanbul'un erken uyarı sisteminin çalışmadığını öne sürmüştü. Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nden bu açıklamaya cevap verildi. "SİSTEM SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE ÇALIŞMAKTADIR" "Sistem sağlıklı bir şekilde çalışmaktadır" denilen yazılı açıklamada," Ülkemizde hali hazırda 'halka yönelik' bir erken uyarı sistemi bulunmamaktadır. Kamuoyunda dolaşan 'Deprem erken uyarı' sistemi, düşünülenin aksine depremi önceden bildiren bir sistem değildir. Deprem erken uyarı sinyali bir radyo istasyonu gibi yayın yapan bir sistem değildir. Böyle bir erken uyarı sinyali de maalesef yoktur. Enstitümüzdeki mevcut erken uyarı sistemi, meydana gelen bir deprem sonrasında ikincil afetlerin (doğal gaz kaynaklı patlamaların önlenmesi, elektrik üretim tesislerinin devre dışı bırakılması, ulaşım sistemlerinin güvenli bir şekilde durdurulması vb.) önlenmesine yönelik hizmet vermektedir. Erken uyarı sisteminin kurumlardan gelecek talep doğrultusunda hayata geçmesi için, erken uyarı amaçlı kullanılacak eşik seviyelerinin ayrıntılı teknik çalışmalar neticesinde belirlenmesi ve bu seviyelerin önceden test edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, deprem erken uyarı sinyalini kullanacak kurum veya kuruluşların, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile sinyalin kullanım amacına göre öncelikle kendilerine uygun eşik seviyesinin belirlenmesi çalışmalarını gerçekleştirmesi gerekmektedir. Eşik seviyesi kurumların faaliyet alanı, kullanılan cihazlar, verdiği hizmet alanı gibi birçok faktör ile birlikte değerlendirilmelidir. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, deprem erken uyarı sinyaline ihtiyaç duyan tüm kurum ve kuruluşlarla iş birliğine hazırdır. Konunun önemine karşın, bugüne kadar çok az sayıda kurum veya kuruluştan erken uyarı sinyali talebi gelmiştir" bilgilerine yer verildi. "YEDEKLİLİK PRENSİBİ UYGULANMAKTADIR" Açıklama şöyle devam etti: "Ülkemizde enstitümüz tarafından çalıştırılan İstanbul Deprem Erken Uyarı Sistemi, 2001 yılında, Kuzey Anadolu Fay Zonu yakınlarında, kıyı şeridi boyunca ve Prens adaları olmak üzere 10 farklı konuma yerleştirilen 'kuvvetli yer hareketi' istasyonlarıyla kurulmuştur. Bu 10 adet kuvvetli yer hareketi istasyonu yanında, 5 adet deniz dibi sismograf sistemi kurulmuş; ayrıca, Marmara Denizi çevresinde günümüzde deprem erken uyarı amacıyla kullanılabilen çok sayıda kuvvetli ve zayıf yer hareketi istasyonu kurulmuştur. Böylece, Marmara bölgesinde erken uyarı amacıyla kullanılabilecek kuvvetli ve zayıf yer hareketi istasyon sayısı 100'e ulaşmıştır. Bu kapsamda, deprem erken uyarı sistemindeki istasyonlar gerçek zamanlı olarak sürekli izlenmektedir. Aynı zamanda, deprem erken uyarı sistemindeki veri akışı sürekli denetlenmekte ve gerekli durumlarda anında teknik müdahaleler yapılmaktadır. Veri akışının sürekliliğini sağlamak için yedeklilik prensibi uygulanmaktadır. İstasyonlardan bazılarının teknik veya farklı sebeplerle hizmet veremiyor olması, sistemin çalışmıyor olması anlamına gelmemektedir. Mevcut sistemin işleyişinde herhangi bir sorun bulunmamaktadır"

1 yıl önce

MHP lideri Bahçeli: Parlamenter sistem demeksiyasi anlaşmazlık ve kriz demektir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Parlamenter sistem demek; siyasi anlaşmazlık ve kriz demektir. Parlamenter sistem demek; istikrarsızlığın ve irade kastlarının etkinliği demektir. Parlamenter sistem demek; koalisyon, kargaşa, huzursuzluk ve umutsuzluk demektir. Geriye dönmek uçuruma sürüklenmektir. Parlamenter sistemi vaat edenlerin, siyasi vizyonu ve ekonomik projesi mefruzdur" dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8 9