05 Mayıs Pazar 2024
3 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Bakü’den seslendi: Siyasi ve askeri alandaki mücadele farklı cephelerde sürecek

Cumhurbaşkanın Erdoğan ve Mehmetçik, Azerbaycan'ın Azadlık Meydanı'ndaki Zafer Geçidi Töreni'ne katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada "Türkiye, Azerbaycan'ın mücadelesinde yanında olmuştur. Siyasi ve askeri alandaki mücadele farklı cephelerde sürecek" diye konuştu

3 yıl önce

Marmara Üniversitesi'nde final sorusunda siyasi propaganda: “Ayakkabı almak istiyorsun ama çok pahalı, Tayyip’e sor, Tayyip en iyisini bilir”

Öğrencilerden "Ayakkabı almak istiyorsun ancak çok pahalı. Ne anlama gelir?" sorusunun cevaplandırılmasının istendiği bir soruda, "Tayyip'e sor" şıkkına yer verildi. Bir başka soruda ise “Ticarete kapalı küçük bir kasabada herkes fındık üretiyor. Serbest ticarete kadar kimin refahı artacak?” ifadesi öğrencilere yöneltiliyor. Cevaplar arasında "Tayyip her zaman kazanır" şıkkı bulunuyor.

3 yıl önce

Devlet Bahçeli: Gara katliamını devletin üstüne yıkma oyunu maalesef malum siyasi partilerin temel propagandası haline gelmiştir

Terörizm insanlığın ortak düşmanıdır. Terörizmin kanlı eylemleri her insan, her toplum, her ülke için en şedit hıyanet, en şeni cinayettir. Bu yüksek tehditle dişe diş mücadele insan onurunun muhafazası için milli ve tarihi bir sorumluluktur. Mesele ağırdır, çözümü şarttır. Hiçbir şey adına teröre göz yumulamaz, tarafsız ve hareketsiz kalınamaz. Bu konunun aması, ancağı, fakatı, eğeri olamaz. Aksi tutum ve davranışlar terörizme can suyu vermek, terör örgütlerinin doymak bilmez pis kursağına hizmet etmektir. Teröre sıcak ve sempatik tavırlar işbirlikçiliktir, aynı şekilde ihanete teşneliktir. Terör örgütlerinin adını telaffuz etmekten kaçınanlar, karanlık projelere figüranlık yapanlar masumlara ve mazlumlara sıkılan kurşunların tetiği ve namlusu olan rezillerdir. Gara katliamını devletin üstüne yıkma oyunu maalesef malum siyasi partilerin temel propagandası haline gelmiştir. Terörle mücadeleyi gölgelemek, bu alandaki muvaffakiyeti örselemek isteyen zillet ittifakı ağız birliği halinde ve hiç utanmadan konuşmaktadır. CHP Genel Başkanı’nın, Sayın Cumhurbaşkanımızı sorumlu gösterme çabası, İP Başkanı’nın Gara faciasında siyaset parmağı araması, üstelik her iki partinin HDP’ye en küçük eleştiri dahi yapamaması utanç verici bir çirkinlik, PKK’nın yedek kulübesi olduklarının delilidir. CHP, HDP, İP ve diğer marjinal partiler Gara’da Türkiye’nin karşısında pozisyon almış, PKK’nın safına girmişlerdir. Sabun köpüğü nasıl eriyorsa,bu partiler millet vicdanında o nispette erimiştir.Çakma devrimciler,çıkarcı yazarlar,yeteneksiz aydınlar yüzsüzce devleti suçlamışlardır Zillet ittifakı PKK’yla simbiyoz ilişki kurmuştur. HDP; CHP ile İP’i kolonileştirmiş, hatta kolon atmıştır. Karşımızdaki tablo milli güvenliğimiz için vahim bir tehlikedir. Gara’da devleti karalamak terör örgütü PKK’yı aklamak demektir. Bu dil terörist Karayılan’ın dilidir. Bilinmesini özellikle ve önemle isterim ki, Cumhur İttifakı’nın ortağı olarak şayet Gara’yla ilgili bir sorumlu aranıyorsa biz de varız, bu sorumluluğun altına seve seve girmeye hazırız. Türk devleti Gara’da hata yapmamış,hıyanete bedel ödettirmiştir. Zilletin karın ağrısı budur. Tarihsel döngü, dünyada yeni bir gücün ortaya çıktığı ve egemen güçle rekabet etmeye başladığı dönemlerde gerilimlerin yoğunlaştığını göstermektedir. Türkiye yükselen güçtür, Gara’da sadece PKK’yla değil, destek veren stratejik tehditlerle de mücadele etmiştir. Devlet yönetmek, en kötü durum senaryosuna bile hazır olmayı gerektirir. Türkiye her ihtimale, her tertip ve tuzağa, her türlü yıkım propagandasına devlet ve millet dayanışmasıyla karşı koymaya, cevap vermeye muktedirdir. Terörle mücadelede Sayın Cumhurbaşkanımızın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin değerli komuta heyetinin, kahraman askerlerimizin, polislerimizin, korucularımızın Allah şahittir ki sonuna kadar arkasındayız. İhanetin çirkin harabelerini yıkacağız, huzur ve refahın tarafı olacağız. Gara’nın karası kahramanca kazınmış, kuytudaki korkak ve zillet siyaset kalabalığı ise Türk milletinin muhteşem iradesiyle kızağa çekilmek için beklemeye alınmıştır. Gün ola harman ola, hepsi birden yel olacak sel olacak layıklarını bulacaklardır. Aziz milletimizin, Türk-İslam aleminin Mübarek Regaib Kandili’ni en içten niyazlarımla birlikte kutluyor, Rabbim’den birlik, dirlik, esenlik, sağlık ve selamet dolu yıllar diliyorum. Ayrıca aziz şehitlerimizi rahmetle, hürmetle anıyor, gazilerimize uzun bir ömür temenni ediyorum.

3 yıl önce

Tarihçilerden Joe Biden'a tepki: ABD'nin kullandığı 'soykırım' ifadesi hukuki değil, siyasi

Tarihçilere göre ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanımlamasının tarihsel ve hukuksal hiçbir karşılığı bulunmuyor. Biden'ın sözleri tamamen siyasi. 'Soykırım' iftirası Türkiye açısından yok hükmündedir. Galatasaray Üniversitesi’nden, tarihçi- akademisyen Doç. Dr. Ahmet Kuyaş tarihçilerin dahi mesele üzerinde bir karara varamadığını söyledi: “Dünya görüşleri, tarihe yaklaşımlarına göre ‘Soykırımdır’ diyenler de var ‘Değildir’ diyen tarihçilerde. Bu tamamen yorum meselesi. Çok tartışılan ve daha uzun yıllarca tartışılmaya devam edilecek bir konu bu. Tarihçiler kendi içlerinde ne derslerse desinler ama siyasi bir takım kişi ya da kurumların bu konuda bir söz hakkı yoktur. Ne bir devlet başkanı ne de bir ülkenin senatosu ya da meclisi tarihte ne olup olmadığına, o olaya hangi adın verilip verilmeyeceğine karar veremez! Taşlar değişir, 24 Nisan’da bir başka ABD Başkanı aynı ifadeyi kullanmazsa ne olacak? Bu tip çok tartışılan tarihsel olayların güncel siyasete alet edilmesi sakıncalıdır. Kaldı ki Biden’ın söyledikleri üzerinden tarih konuşamayız.” TARİHÇİLER ARAŞTIRSIN Tarihte birtakım sorulara, net cevaplar vermenin mümkün olmadığını, her devletin resmi tarihinin kendi bakış açısına göre şekillendiğini belirten Doç. Dr. Kuyaş şöyle devam ediyor: “1. Dünya Savaşı’nı ‘Almanlar çıkardı’ diyen de ‘Çıkarmadı’ diyen de var. Doğru ve net bir yanıt yok anlayacağınız. Türk Tarih Kurumu da 1980- 1990’lardaki tutumunu değiştirdi. Ermenilere de korkunçluklar yapıldığını bugün herkes kabul etti. Bu korkunçluklara ‘soykırım’ denilebilir mi? Tarihçiler konuşsun, tartışsın, araştırsın. Buraya kadar sorun yok. Sorun, siyaset eliyle duruma bir isim konulma çabasında. Tarihsel değil, politik bir mesele! Üzerinde bile durmamak gerekiyor. Önemsediğimizi göstermek bile bir zaaf.” BİZ HAKLIYIZ Ankara Hacı Bayram Üniversitesi’nden, tarihçi- yazar Prof. Dr. Hale Şıvgın ABD Başkanı Biden’ın seçim yatırımı olarak Ermeni lobisine ‘soykırım’ diyeceği sözünü verdiğini hatırlattı: “Karar siyasidir. Tarihi ve hukuki dayanağı yoktur. Hukuki dayanağı olabilmesi için Uluslararası Adalet Divanı kararı olması gerekiyor. Var mı? Yok. Hatta tam tersi kararlar var. Bu kararlar ortadayken bir parlamentonun ‘Soykırım vardır’ diyerek kendisini mahkeme yerine koyması kabul edilebilir değil. Açıklama yok hükmündedir.” HARBORD RAPORUNDA Prof. Dr. Şıvgın’ın Biden ve Amerikan senatosuna bir de önerisi var: “Genaral Harbord Raporu’nu okusunlar. ABD’nin 28. Başkanı Wilson, 1. Dünya savaşı sonrası Kafkasya ve Anadolu’da olan olayları incelemek üzere General Harbord ve 46 kişilik bir komisyon görevlendirdi. Bu komisyonun raporu der ki; ‘Türkler emperyalist amaçlarla değil kendi bağımsızlıkları için savaşıyorlar. Ermenilerin katledildikleri iddiası doğru değildir.’ Bu raporu bilmelerine rağmen ‘soykırım’ iddiasında olmaları konunun siyasi olduğunun en açık kanıtı. ‘Gelin arşivleri açalım, ortak tarih komisyonu kuralım’ dedik ama taleplerimiz kabul edilmedi. Çekinecek hiçbir durumumuz yok. Hem tarihi hem hukuki yönden haklıyız!” BATININ IRKÇI TEZLERİ Tarihçi- yazar Sinan Meydan’a göre madalyonun iki yüzü var. İlki emperyalist Batı yüz yıllardır kendi ‘ırkçı’ tarih tezlerini, arkeoloji ve antropolojiyi sömürgecilik ve siyaset silahı olarak kullanıyor. ‘Bugün gelinen nokta aslında sürecin bir devamı gibi’ diyen Meydan şöyle devam etti: “Emperyalist Batı bugüne kadar tüm bu yaptıklarını, kendi ırkçı tezleriyle destekleyerek, ‘insanlığa hizmet’ yalanıyla meşrulaştırmaya çalıştı. Batı’nın 18. yüzyıldan itibaren geliştirdiği bu ‘ırkçı’ tezlere göre Türkler barbar, ikinci sınıf, sarı ırka mensup, yağmacı, barbar bir halktı. Öyle ki Yunan işgalini dahi ‘Türklere uygarlık götürme’ yalanıyla meşru kılmaya çalıştılar. Bu ırkçı tarih tezlerine doğuda ilk başkaldıran lider Atatürk’tü. ‘SOYKIRIM’ İFTİRASI Atatürk, özellikle de Türk Tarih Kurumu’nun Batı’nın Türklere yönelik iftiralarına karşı tarih ve bilimsel çerçevede araştırmalar yapmasını ve bu araştırmaları uluslararası bilim ve siyaset çevrelerinde savunmasını istiyordu. Bu bağlamda cevap verilmesi gereken önemli konulardan biri de ‘Ermeni soykırımı’ iftirasıydı. Şimdi gelelim madalyonun öteki yüzüne! Biz ne yaptık? Bu süreçte ne TTK ne üniversitelerimiz ne siyasi partiler ‘soykırım’ iftirası konusunda uluslararası siyaset ve bilim çevrelerini etkileyecek boyutta çalışmalar yapamadı. Dışişleri’nin bu iftiraya karşı lobi çalışmaları da yetersiz kaldı.”

3 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli: “1 Mayıs’ı ideolojik ve siyasi önyargılara hapsetmek, marjinal ve yasa dışı örgütlerin ihanet zemini olarak görmek emekçilerimize büyük bir haksızlık ve husumettir.”

Bahçeli’in açıklamaları şöyle: Emek, insandan ayrılamaz ve ayrı görülemez bir değerdir. Emek verilmeden, emek harcanmadan, emeğin karşılığı alınmadan hiçbir iş ya da çalışma sürecinin hayrından, saygınlığından, safiyetinden, saadet ve sahiciliğinden ahlaki ve manevi temelde bahsedilemez. Emek insandır. Zahmetsiz rahmet elbette olmaz. Zahmete katlanıp rahmeti hak eden temiz ve duru emektir. Biliyor ve inanıyoruz ki, alın teriyle elde edilmiş kazanç hem helal hem de kutsaldır. Bu zaviyeden baktığımızda emek demek helal duruş, helal duyuş, helal durum demektir. Emeği sırf ekonomik kategoriye indirgemek, teorilerle izah etmek, mübadele ve mücahede çerçevesinde ele almak bir tarafı eksik bırakacaktır. Emek, emekçiyle anlamlı ve bütündür. Manevi yönü en az maddi yönü kadar önemli, hatta önceliklidir. Emek hayatın denge ve dinamiğidir. 1 Mayıs’ı ideolojik ve siyasi önyargılara hapsetmek, marjinal ve yasa dışı örgütlerin ihanet zemini olarak görmek emekçilerimize büyük bir haksızlık ve husumettir. Emeğin fikri değerinde saklıdır. Emekçinin fazileti alın terindedir. Kavga ve karışıklık arayanların ne fikri ne de fazileti söz konusudur. KOVİD-19 tedbirleri kapsamında 17 Mayıs’a kadar uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasından dolayı karanlık mahfiller belki aradıkları fırsatı bulamadılar, ancak emek ve emekçilerle ilgili istismarlarını da her müsait ortamda göstermeleri kuvvetle muhtemeldir. Bunların oyun ve tahriklerine karşı her zaman uyanık olmak şarttır. Emeğin ve dayanışmanın gününü eşkıyalığın ve dalaletin ortamı haline getiren odaklara aziz milletimiz müsaade etmeyecektir. Bu vesileyle emekçilerimizi gönülden selamlıyor, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum. Beden, kol ve kafa gücüyle çalışan her emekçimizi, her işçimizi hasretle kucaklıyorum. Emek erdemdir, ekmektir, rızıktır, nimettir. Ne mutlu vatan ve millet sevgisiyle geleceği inşa eden, bu şuurla hayatını kazanan fedakâr emekçilerimize. Rabbim işlerini kolay etsin. Cenab-ı Allah buyuruyor ki: “Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.” Yüreğiyle çalışan ve üreten hiç kimse yalnız değildir.

2 yıl önce

CHP'den istifa eden Gaye Usluer: Siyasi ilkelerim uyuşmadığı için istifa ettim

25-26. Dönem Eskişehir Milletvekili ve CHP PM Üyesi Prof. Gaye Usluer, CHP'den istifa ettiğini sosyal medya hesabından duyurmuştu. ''SİYASİ İLKELERİM UYUŞMADIĞI İÇİN İSTİFA ETTİM'' Usluer, ''Siyaset ilkeler çerçevesinde yapılır. Bulunduğunuz siyasi parti ile ilkelerinizin uyuşması gerekir. Siyaset ilkedir. Ben de bulunduğum partiyle siyasi ilkelerim uyuşmadığı için istifa ettim'' ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

AB: Filistin-İsrail sorununu sadece siyasi çözüm bitirebilir

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, tarafları ateşkesi güçlendirmeye ve uzun vadede istikrarı sağlamaya çağırdı. Von der Leyen, sosyal medya mesajında "Sadece siyasi bir çözüm, herkese barış ve güvenliği getirebilir." değerlendirmesini yaptı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de ateşkes hakkındaki açıklamasında, "Gazze ve çevresinde şiddeti sonlandıracak anlaşmayı" memnuniyetle karşıladığını, ateşkese katkı sunan Mısır, Katar, BM ve ABD'nin çabalarını takdir ettiklerini bildirdi. Geçen 11 gündeki can kayıplarından üzüntü duyduklarını kaydeden Borrell, "AB, Gazze Şeridindeki durumun sürdürülebilir olmadığını hep tekrarladı. Filistin-İsrail sorununu, sadece siyasi çözüm sona erdirecek ve kalıcı barış getirecektir. AB, İsrailli ve Filistinli makamları bu çabalar konusunda destekleye hazırdır. AB, bu amaçla ABD ve yeniden canlandırılmış Orta Doğu Dörtlüsü ile bölgedeki diğer ortaklar dahil olmak üzere kilit önemdeki uluslararası ortaklarla temaslarını yenileyecektir." ifadelerini kullandı. İsrail ile Hamas arasında varılan, karşılıklı ve eş zamanlı olması kararlaştırılan ateşkes anlaşması, 02.00'de yürürlüğe girmişti. Gazze'ye yönelik 10 Mayıs'tan bu yana devam eden İsrail saldırılarında 65'i çocuk, 39'u kadın 232 Filistinli hayatını kaybetti.

2 yıl önce

Üç ilde PKK'nın siyasi yapılanmasına operasyon: 20 gözaltı, HDP’li yöneticiler de var

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı terör örgütü PKK/KCK’ın siyasi alan yapılanması içerisinde faaliyet yürüttükleri, kırsala aktarım faaliyetlerinde bulundukları 20 kişi hakkında gözaltı kararı çıkardı. Adana merkezli, Şırnak ve Tunceli’de Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Ekipleri tarafından operasyon düzenlendi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) mevcut ve eski yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 20 kişiye yönelik yapılan operasyonda şafak vakti eş zamanlı baskınlar yapıldı. KAPILAR KOÇBAŞLARI İLE KIRILDI Özel Harekat Timleri söz konusu şüphelilerin evlerinin bulunduğu sokaklarda önce zırhlı araçlarla girip ardından uzun namlulu silahla çevrede güvenlik önlemi aldı. Alınan güvenlik önleminin ardından şüphelilerin evlerine koçbaşıyla kapılar kırılarak girildi. Özel Harekat içeri girdikten sonra şüphelilere kelepçe takarak etkisiz hale getirdi. HDP GENÇLİK YAPILANMASINI PARAVAN OLARAK KULLANDILAR Haklarında gözaltı kararı çıkarılan şüphelilerin, HDP Gençlik Meclisi yapılanmasını paravan olarak kullanarak terör örgütü adına araç kundaklama, pankart asman, el yapımı patlayıcı (EYP) atma, Molotof kokteyli atma ve yasadışı eylem ve faaliyetlerinde bulunduklarını öğrenildi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 15 16