19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Deutsche Welle skandalı! Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret eden Sedef Kabaş’ı tutuklayan hakimi hedef gösterdi

Katıldığı televizyon programındaki konuşmalara ilişkin "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Sedef Kabaş, sevk edildiği nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. DW, KABAŞ'I TUTUKLAYAN HAKİMİ HEDEF GÖSTERDİ Alman Deutsche Welle (DW), Sedef Kabaş'ı tutuklayan hakimi sosyal medya hesabından hedef gösterdi. DW internet sitesinde 'Kabaş'ı tutuklayan hakimin Kavala kararında da imzası çıktı' diye başlık atarak hakimi açık hedef gösterdi. OSMAN KAVALA'YI HATIRLATTI Site haberinde, ''Sedef Kabaş hakkındaki tutuklama kararının altında imzası bulunan İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimi Furkan Bilgehan Ertem'in aynı zamanda Osman Kavala'yı "casusluk" iddiasıyla tutuklayan hakim olduğu ortaya çıktı.'' ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

İmamoğlu'nun "balıkçı" skandalı... AK Parti Sözcüsü: Kriz yönetimi açısından büyük bir zaaf

Parti Sözcüsü Ömer Çelik gündeme dair önemli açıklamalarda bulunuyor. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle: İBB'in büyük bir yönetim zaafiyeti olduğu ortaya çıktı. Açıklama yapmak yerine suçlayıcı bir yaklaşım var. Yoğun bir kar yağışının beklendiği açıklandı. İstanbullu'ya sahip çıkmayan bir belediye yönetimi ortaya çıktı. Belediye herkese tedbir çağırısı yaparken kendi tedbir almamış Belediye yönetiminin sorumluluk alanı içerisinde insanlar mahsur kaldı. Kar temizleme araçlarının zincirsiz bir şekilde nasıl savrulduğu, kendisinin bir kriz unsuru olduğu görüldü. Kar küreme araçlarından bir tanesi belediye başkanının yemek yemesine yardımcı oldu. Bİlgilendirmeyi yapan belediye görevlisinin yurtdışında olduğu görünüyor. CHP yönetiminin yapması gereken olaya el koymaktı. Ama CHP'nin belediyelerin hangi tedbiri aldığından haberi yok. İstanbul'a kar ilk defa yağmıyor. 2017'de daha yoğun bir kar yağışı vardı. Sanki belediyenin kurumsal hafızası ortadan kalkmış. Beyin yıkama faaliyetiyle karşı karşıya kalınmış gibi. Yönetim zaafiyetinin çok ötesinde bir durum var. Duyarsızlığa işaret ediyor. Bundan önceki krizlere müdahaleler açısından bakıldığında, İBB yönetimi çeşitli kurumlarla provalar gerçekleştirir ve tedbirleri alırdı. Şimdi tedbir almayı bırakın yol haritasından uzak, hangi noktaların kilitleneceğinden başı boşluk içerisinde savrulan bir yönetimsizlik var. Bir koordinasyon olmadığı görülüyor. İBB yönetimi bu koordinasyon içerisinde İstanbulluya sahip çıkan bir davranış içerisinde olmuyor. Kriz hazırlıklarının hiçbirinin olmadığı ve yönetim anlayışının kriz sebebi olduğu bir tablo olduğu anlaşıldı. Kimin hangi restorana gittiği kimseyi ilgilendirmez. Ama yüzbinlerce İstanbullu perişan olmuşken bir belediye başkanının saatlerini restoranda geçirmesi problem olur ve bu siyasi bir tartışma meydana gelir. Nasıl oluyor da CHP milletvekillerinin ve yerel yönetim sorumlularının böyle bir krizin ortasında İBB Başkanı'nın nerde olduğnua dair bir bilgisi yok. AK Partili yerel yönetimler krizle mücadele ederken yolda kalan vatandaşlarımıza yardımcı olmak için belediye binalarını açtılar. Belediye başkanlarımız 24 saat esasına göre uyumaksızın aktif bir şekilde rol aldılar. Cumhrubaşkanımız olayın ilk anından itibaren bakanlarımızı olay yerine gönderdiler. Belediyelerimizin kriz faaliyetlerini koordine ettiler. İstanbullu'nun sahipsiz olmadığı ortaya çıktı. Bir başka yalan da İBB'nin sorumluluk alanları kilitlenmişken bakanlığın faaliyet alanlarının tıkandığı söyleniyor. Tabii ki bu afette tıkanmalar oldu. Önemli olan bunlarla nasıl mücadele edildiğinin gösterilmesidir. Günlerce açılamayan yerler olabilir. Önemli olan bir afet yönetiminiz var mı, afet nedeniyle sıkıntıya düşecek vatandaşlar için bir eylem planınız var mıdır? İBB'nin bir müdahale planı yok. Daha da kötüsü, bir suçlama kampanyası yapıldı. Üstelik bu CHP Genel Merkezi eliyle yapılıyor. Sonuç olarak İstanbullular yalnız değildir. İstanbul ve İstanbullu'ya sahip çıkılmaya devam edilecektir. Bütün belediyelerimiz fedakarca bir şekilde ellerinden geleni yapacaklardır. Bizim sicil amirimiz sokaktaki vatandaştır. Tepkileri önemsemiyoruz demek de siyasi bir sorumsuzluktur. 15 Temmuz'da genel başkanları, kriz anında belediye başkanları yok olur. Siyasi tartışma suçlama kampanyası sonucu bu noktaya geldi. İstanbul'u kazandık, onun rövanşı alınmaya çalışılıyor diyorlar. Herkesin talep ettiği, seçimlerin üzerinden o kadar zaman geçti üzerine düşeni yapsınlar. Vatandaşa gitmesi gereken hizmet gitmiyor. Siyasi tartışmaların merkezinde olması doğaldır. Hiç bir şeye karışmasalar belediyenin kendi kendine krize müdahale edecek yapısı var.

2 yıl önce

Bilecik Belediyesi’ndeki rüşvet skandalında pes dedirten savunma! Selçuk Erdağı’nın ifadesi ortaya çıktı…

Bilecik Belediyesinde 320 Bin dolarlık rüşvetin 200 Bin dolarını nakit alırken polis tarafından basılarak suçüstü yakalanan CHP’li Belediye Başkanı Semih Şahin’in danışmanı Selçuk Erdağı’nın ifadesi ortaya çıktı. Rüşvetçi danışman, paranın rüşvet olmadığını kendisine müteahhit tarafından verilmek istenen hizmet bedeli olduğunu söyledi. İfadesinin devamında ise, Belediyede görevli olmadığını söyledi. Bilecik’te iş merkezi ve AVM inşası ihalesini alan ve işi zamanında teslim etmek için Belediyeye giden müteahhitten, CHP’li Başkan Semih Şahin’in yakın arkadaşı ve danışmanı, KAYI A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Erdağı tarafından rüşvet istendiği ortaya çıkmış ve KOM ekiplerinin yaptığı baskınla Erdağı, müteahhitten 320 Bin dolarlık rüşvetin 200 Bin dolarını nakit alırken suçüstü yakalanmıştı. Kelepçelenerek gözaltına alınan Erdağı, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. “RÜŞVET DEĞİL ARACILIK BEDELİ” DEDİ Belediyedeki odasında seri numaraları alınmış olan 200 Bin dolarla suçüstü yakalanan Erdağı verdiği ilk ifadelerde, rüşvet görüşmelerini kendisinden habersiz kaydedilmesinin suç olduğunu belirterek bahse konu olan 200 Bin Doların rüşvet olmadığını, ilgili müteahhit firmanın bu parayı kendisine belediyedeki iş ve işlemlerini takip etmesi için “hizmet bedeli” olarak vermek istediğini söyledi. “CAYMASINLAR DİYE ALDIM GERİ VERECEKTİM” Çelişkili ifadeler vermeyi sürdüren CHP’li danışman Selçuk Erdağı, müteahhitten istediği 320 Bin dolar ile ilgili olarak, “AVM’ye talip olan firma daha önce satıştan caydığı için bu kez kendilerinden belirli bir miktar emanet para getirmelerini istedim. Bu paraları satışın gerçekleşmemesi halinde iade edecektim” diyerek kendisini savunmaya çalıştı. “YAZI BENİM EL YAZIM AMA NEDEN YAZDIĞIMI HATIRLAMIYORUM” Belediyede gerçekleştirilen Rüşvet pazarlıkları sırasında işini garantiye almak ve arkasında delil bırakmak istemeyen Selçuk Erdağı, muhatapların telefonlarını dahi toplattığı ortaya çıkmıştı. Buna rağmen, yine de tedbirli davranan Erdağı, istediği rüşvet rakamlrını söylemek yerine kağıtlara yazarak veriyordu. Emniyete verilen ve üzerinde çeşitli rakamlar yazan kağıt parçaları ile ilgili olarak da ifade veren Erdağı, “O kağıtlardaki yazılar benim el yazılarım, kabul ediyorum ama neden yazdığımı hatırlamıyorum” dedi.

2 yıl önce

Bilecik Belediyesi’ndeki rüşvet skandalı! CHP Bilecik İl Başkan vekili Cengiz Çevik görevinden istifa etti…

Gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından İl yönetim kurulu üyesi Cengiz Çevik, Parti’nin şaibeli olaylara karışmasindan rahatsızlık duyduğunu ve il yönetiminin şaibeli sürecin yanında durduğunu gerekçe göstererek istifa etti. Konuyla ilgili açıklama yapan Cengiz Çevik, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: CHP Bilecik il yönetim kurulu üyesi olarak son yaşanan olayların doğrultusundaki süreçte üyesi bulunmaktan onur ve gurur duyduğum partimin saibeli olaylar içerisinde anılmasından rahatsızlık duymaktayım. Yaşanan süreç içerisinde il yönetim kurulu adına almış olduğumuz her türlü karar hiçe sayılarak, bugün yapılan basın açıklaması doğrultusunda  il yönetimimizin bu şaibeli sürecin yanında bulunduğunu beyan etmiştir. Bu sebepten dolayı bu sürecin uzatılmaya çalışılması ve partimiz adına sağlıklı karar alınamayacağı görüşünde olduğumdan dolayı; Görevde bulunduğum CHP il başkan vekilliği ve il yönetim kurulu üyeliğimden istifa ediyorum. Bundan sonraki süreçte parti üyesi olarak partime hizmet etme kararı almış bulunmaktayım.

2 yıl önce

İBB kameraları ile iftira attığını unuttu! İmamoğlu ve fonlu medyası, ‘balıkçı’ skandalını MOBESE ile kapatma çabasında…

Binlerce İstanbullu’nun kar çilesi yaşadığı akşam, AKOM’da çalışmaları koordine etmek yerine İngiliz büyükelçisi ile balık yemeye giden Ekrem İmamoğlu, kendisini aklamak için ne yapacağını şaşırdı. İBB tarafından fonlandığı iddia edilen medya ve sosyal medya trollerinin desteğiyle büyük bir algı kampanyası başlatan İmamoğlu, savunmasını “mobese kameraları” üzerine kurdu. https://twitter.com/genelgundem/status/1486612309560676354?s=21 KENDİ BALIKÇIDA EŞ BAŞKANI İSVİÇRE’DE TATİLDE İBB ekiplerinin yeterli tuzlamamayı yapmaması, toplu taşımanın yavaşlaması, İBB araçlarının kış lastiği olmadığı için karda kayması gibi pek çok sebep; şehrin önemli noktalarında binlerce vatandaşı sabaha kadar araçlarında beklemek zorunda bırakmıştı. 16 milyon İstanbullunun İstanbul’u yönetme yetkisi verdiği İmamoğlu ise tüm mesaisini Cumhurbaşkanlığı adaylığı çalışmalarına harcadığı için belediyeyi yönetme görevi, sözcüsü Murat Ongun’a kalmıştı. Ancak o akşam İmamoğlu balıkçıda İngiliz büyükelçisi ile yemek yerken, Ongun’un da İsviçre’de kayak tatilinde olduğu ortaya çıkmıştı. https://twitter.com/genelgundem/status/1486665246026739716?s=21 KENDİNİ NASIL AKLAYACAĞINI ŞAŞIRDI Vatandaşların kar küreme aracı beklediği anlarda, kar küreme aracının eskortluğunda balık restoranına giden Ekrem İmamoğlu, olayın ortaya çıkmasının ardından “1 saatlik bir yemek” demiş; ancak 3 saat boyunca balıkçıda olduğu ortaya çıkan kamera görüntüleriyle kanıtlanmıştı. Ekrem İmamoğlu, olayın ardından yaptığı ilk açıklamada MOBESE görüntülerinin paylaşılmasının doğru olmadığını söyledi. İBB KAMERALARI İLE İFTİRA ATTIĞINI ÇABUK UNUTTU İstanbul’un kar felaketi yaşadığı akşam kendisinin ve sözcüsünün ifşa olan skandallarını örtmek isteyen İmamoğlu, dikkatleri fonladığı troller ve gazeteciler üzerinden MOBESE kameralarına çekmek için mücadele ediyor. Ancak aynı İmamoğlu, geçtiğimiz yıl sözcüsü murat Ongun aracılığıyla özür dilemek zorunda kaldığı bir iftirada İBB kameralarını kullanmıştı. İBB Sözcüsü Murat Ongun, Çekmeköy Metro İstasyonunda temizlik yapan bir işçinin, çöpü istasyon merdivenlerine doğru süpürüp daha sonra da fotoğrafını çektiğini gösteren video eşliğinde şu tweeti atmıştı: “Bu zor günlerde bile trollük yapanları kınıyoruz. Kamuda partizanlığın akıl tutulmasına yol açtığının da en açık örneğidir. Metro girişine çöpü bırakıp sonra fotoğraf çeken ilçe belediyesinin bu temizlik görevlisini kamu vicdanına havale ediyoruz.” ÖZÜR DİLEMEK ZORUNDA KALMIŞTI Akşam saatlerinde Ongun konuyla ilgili olarak yeni bir tweet daha atarak Ongun Ahmet Poyraz’dan özür dilemişti. https://twitter.com/genelgundem/status/1486996069498200066?s=21

2 yıl önce

Tele1'de skandal sözler! Kur'an kursları hedef alındı: Çocukların beyinleriyle oynuyorlar

TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Emre Kongar, 18. Dakika programında, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın okul öncesi Kur'an kursları hakkında skandal açıklamalarda bulundu. Emre Kongar, 4 yaşındaki çocukların Kur'an kurslarında eğitim görmesini "beyin yıkanması" olarak tanımlayarak okul öncesi Kur'an kurslarını hedef gösterdi. Emre Kongar programda siyasette çocukların kullanılması konusu hakkında görüşlerini açıklarken konuyu Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 4-6 yaş Kur'an kurslarına getirdi. Kongar'ın ifadeleri şu şekilde: "Resmen yani Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi girişimleriyle okul öncesi eğitim çerçevesinde o yaşta 4-6 yaşındaki çocuklara Kur'an kursu verildiği takdirde bunların da okul öncesi eğitimden resmi eğitimden sayılması girişimleri falan var. Ayrıca sosyal medyada başka şeyleri de görüyoruz. Hakikaten sabi sübyan dediğimiz bebelerin, efendim kızların başları bağlı, erkeklerin başları takkeli, hepsi beyaz cübbeli sokaklarda dolaştırıldıkları bir gösteri mahiyetinde yürüttürüldüklerini filan görüyoruz. İşte burada öyle eğitimle başladığınız takdirde benim çocukların siyasette kullanılmasının totalitarizm olarak tanımlamanın temellerini atmış oluyorsunuz. Bu bugünkü Türkiye için de yarınki Türkiye içinde ve bütün dünya içinde çok tehlikelidir." "ÇOCUKLARIN BEYİNLERİYLE OYNUYORLAR" Kongar, Kur'an kurslarındaki çocukların Kur'an eğitimi alarak beyinlerinin yıkandığını şu sözlerle belirtti: "Çünkü 4 yaşında beyni yıkanmaya başlayan ve anlamadığı bir dilde yaptığı ezberlerden dolayı aferin alan veya cezalandırılan çocukların büyüdükleri zaman nasıl bir davranış gösterecekleri ancak psikiyatrların görev alanı oluyor. Bunu yapmasınlar, çocuklarımızın beyinleriyle ve kalpleriyle oynamasınlar. Bu çok yanlış bir şey bunu ne politikada yapsınlar ne de hele hele eğitimde yapsınlar. İkisi paralel gidiyor, tam onlar dolu dizgin gidiyor." https://twitter.com/__berceste64__/status/1488907535193194498?s=21

2 yıl önce

Şehit Tarık Tarcan’ın ardından CHP’li Aykut Erdoğdu’dan skandal tweet: “Barışamadık…”

CHP içindeki HDP’ye yakın isimler arasında yer alan İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, şehit Tarık Tarcan’ın ardından skandal bir paylaşıma imza attı. “BARIŞAMADIK” PKK tarafından şehit edilen Tarcan’ın ardından “Barışamadık” ifadesini kullanan Erdoğdu’ya sosyal medyadan tepki yağdı.

2 yıl önce

CHP'li İBB'de ihale skandalı! İtfaiye kasklarını 7 kat pahalıya aldılar!

Terör iltisaklı kişileri bünyesine alan ve vatandaşa hizmetten çok köstek olan CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir ihale skandalı daha ortaya çıktı. AK Partili İBB döneminde tanesi 850 TL'ye satın alınan itfaiyeci kaskı CHP'li Ekrem İmamoğlu döneminde tanesine 5 bin 950 TL ödnerek satın alındı.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 53 54