19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Bakan Soylu yıllar önce Sudan'da yaşadığı anıyı anlatırken gözyaşlarını tutamadı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen yetim ve öksüz çocukların hayallerini anlatan mektuplar yazarak katıldıkları "Çocukların Düşü Bursa'nın Gülüşü Projesi"nde hediye alacaklarla buluştu. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki programda konuşan Soylu, "Yetim başı okşayanı ödüllendiren bir inancın mensuplarıyız, buradan hiçbir zaman ayrılmayız. Bizatihi düşünmek, bir araya getirmek ve bir arada olmak bile inanıyorum. Bizim için hem bu dünyada hem de öteki dünyada büyük ama çok büyük bir sorumluluktur ve görevdir. Biz bu dünyayı bir sınav dünyası olarak görüyoruz. Acaba makam bizleri değiştiriyor mu, acaba para, pul, zenginlik, servet bizi değiştiriyor mu, acaba fiziki halimiz bizi değiştiriyor mu, acaba zenginliklerimiz kadar kayıplarımız da bizi değiştiriyor mu? Esas dünya ahir, öteki taraf. Acaba zengin oluyoruz da komşularımızı unutuyor muyuz? Acaba biraz varlıkla buluşuyoruz da dünümüzü, geçmişimizi unutuyor muyuz” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünyanın her tarafındaki yalnız kalmış insanları dünyaya hatırlattığını belirten Bakan Soylu, değerlerden uzaklaştırmak için gayret gösterenlere aldırış edilmemesi gerektiğinin altını çizerek, "İdlib'de 3,8 milyon insan var, Fırat Kalkanı bölgesinde 1,2 milyon insan var, Afrin'de 600 bin insan var, Tel Abyad, Rasulayn'da 300 bin insan var. Eğer biz orada, o bölgede güvenli sahayı oluşturmamış olsaydık? Orada yetimler var, yetim evleri var. Biz o kadar onurlu ve büyük bir milletiz ki bize bırakılan emanetlere hiçbir zaman sırtımızı dönmedik. Bugün Sudan'dan Yemen'e kadar bilinmesini isterim ki Afrika'nın ismi bilinmedik ülkelerine kadar bu milletin evlatları, bizim dinimizin, inancımızın, Allah'ımızın bize emrettikleri, Peygamber Efendimizin bize nasihat ettiklerinin hiçbirisinden kopmadan, dünyaya şu anda coğrafyasında bulunduğumuz, bize büyüklerimizin emanet ettiği bütün ahlaki değerleri ve bütün medeniyetimizi nakşetmeye çalışıyoruz. Onlar dünyaya tapınsınlar, onlar Batı'nın değerlerine tapınsınlar, bizim tapınaklarımız bellidir, biz Allah'ın bize emrettiklerinden başka hiçbir yere, Cumhurbaşkanımızın bize söylediği gibi, 'sadece Allah'ın önünde secde eden' bir milletin dışında başka bir anlayışın içerisinde olmayacağız” diye konuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, son iki yıldır Türkiye'nin birçok sıkıntıdan geçtiğini ancak salgın, deprem, sel gibi olaylarda her noktaya ulaşan bir devlet anlayışının olduğunu sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatlarıyla İdlib'e gittiğini dile getiren Soylu, "İdlib'e ilk gittiğimizde orada insanların durumlarını gördük, kolu, ayağı kesik çocuklar, yaşlı kadınlar, çaresiz ve umutsuz gözlerle 'yarın ne olacağım' endişesinde olan insanlar. Yırtık çadırlar, 'akşam ne yiyeceğim' endişesinde olan insanlar, biz büyük bir milletiz, hiç o bölgeleri yalnız bırakmadık. Oralara Cumhurbaşkanımızın talimatıyla briket evler yaptık, altyapıları, kanalizasyonları, çocuk parkları, okulları, camileri, hastaneleri, güvenlikleri, ticaret hayatlarını yeniden canlandırmaya çalıştık. Bizim dünyadan bir farkımız var, beş vakit secdeye eğildiğimizde unutmuyoruz, Allah'ın en şerefli olarak yarattığı insanları, Allah'ın bize emirlerini” ifadelerini kullandı. Yıllar önce Sudan'a yaptığı ziyareti anlatırken gözleri dolan Bakan Soylu, "Bir genç kız gördüm, 20 yaşında. 'Ne işin var burada?' dedim. 'Ne kazanıyorsun, nerede çalışıyorsun?', 'Bir şey kazanmıyorum.' dedi. O yetim çocukları burada yalnız bırakamayız. Dünya adaletten koptukça ve birileri Batı'ya tapındıkça Allah onları uyaracak ve Allah onlara doğruyu gösterecek. Doğru burası ve doğru sizsiniz. Burası bir cennet bahçesi gibi şu anda ve o kadar güzel ki, o kadar güzel görünüyorsunuz ki. Burayı bir araya getirenlere söylüyorum, çok büyük mükafatlarınız olacak. Belki farkında değilsiniz, bu dünyada da öteki dünyada da o mükafatlarla karşı karşıya kalacaksınız. Ülke olarak yapacak çok işimiz var, millet olarak yapacak çok işimiz var. Cumhurbaşkanımızın yapacağı çok iş var, Cumhur İttifakı'mızın yapacağı çok iş var" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK’dan suç örgütü elebaşı Sedat Peker’e davet

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 52 kişinin hayatını kaybettiği 2013’teki bombalı saldırının sanığı terörist Mihraç Ural, Twitter hesabından Türkiye Cumhuriyeti’ne iftiralarda bulunan Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) firari olarak yaşayan organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’a davette bulundu. Terörist Miraç Ural, destekçileri tarafından satışa gelen, dün gece gazeteci Can Ataklı’ya “Şu ana kadar iki canımı kaybettim” itirafında bulunan organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’e “sana söylemiştim! Devrilmci sözüdür anlamak istemedin. Şu kıçı kırık dünün devletçiklerinde özgürlük yok. Zülfikar rumuzu bile başına iş açar demiştim. Bunlar BAE ortaçağın gerisinde olan kabilelerdir. Sen gel Suriye'ye yanıma iltica et. Gerçekleri açıkla, güvende ol. Sedat Peker'in son kozu Suriye'dir. Bunu bir kaç kez tivitlerle ona ilettim. Devrimlcileri güven. Yanıma gel güvende ol. Yeter ki gerçekleri halka anlat. O hala yüksek perdede sanıyor kendini. BAE, asla uygar devletçikler değildir. Seni satar dedim anlamadı. Bekliyorum” diye davette bulundu. Yayınladığı videolarla 40 yıllık Türkiye düşmanları terör örgütü elebaşları Duran Kalkan ve Mustafa Karasu’nun açık desteğini alan organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker, uğradığı hezimetin ardından PKK tarafında sahipleniyor. Peker, Türkiye Cumhuriyet’ine karşı yaptığı operasyonlarda FETÖ’den de destek/akıl aldığı biliniyor.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Türkiye'yi bir istikrar adası haline getirdik”

İçişleri Bakanı Soylu, bağışları nedeniyle hayırsever iş insanlarına teşekkür etti. Aziz Türk milletinin iyi günde de kötü günde de sorumluluklarını yerine getiren bir millet olduğuna dikkat çeken Bakan Soylu, Elazığ depremi, koronavirüs pandemisi, Karadeniz Bölgesi'ndeki sel felaketleri ve Akdeniz Bölgesi'ndeki yangın felaketlerinde bunun önemli örneklerinin yaşandığını kaydetti. Bu zorluklara rağmen Türkiye'nin 212 milyar doları aşan dış ticaret hacmine ulaştığını anlatan Bakan Soylu, Libya, Karabağ gibi sınırların ötesindeki meselelere karşı da bu süreçte sessiz kalmadıklarını aktardı. AFETLERDE TOPLAM MASRAF 6,5 MİLYARI GEÇTİ Doğal afetler döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir çağrısıyla 966 milyon TL yardım toplandığını dile getiren Bakan Soylu, "Çünkü Türkiye'nin birçok yerinden insanlar yardım gönderdi, destek oldular. Devletimiz, hükümetimiz, elinden gelen her şeyi yaptı ve sadece evi yanan, evini su basan, iş yerini, sanayi sitesini su basan, sel götürenlere değil, aynı zamanda  her birini kucaklayan bir anlayış ortaya koyduk. Kuveyt'in de göndereceği 5 milyon dolar var, onunla beraber 1 milyarın, 1 katrilyonun üzerine çıkan bir yardım kampanyasıyla inşallah hem devletimiz milletimizin yaralarını hem de vatandaşlarımız milletimizin yaralarını sarma konusunda el birliğiyle bir hareketlilik ortaya koyuyor. Şu ana kadar toplam masraf 6,5 milyarı, yani katrilyonu aştı. Onun için birbirimize her zaman ihtiyaç duyduğumuz, birbirimizi her zaman gözettiğimiz bir anlayışı yaşıyoruz" dedi. 'BÜYÜKLERİMİZ HEP DOĞRU OLMAYI ÖĞÜTLEMİŞTİR' Bakan Soylu, "Türkiye bütün güvenlik problemlerinin ortasında, belki de ilk temas noktasında 2002'den itibaren Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir istikrar adası olarak ayakta kalmayı, düzenli göçü yönetmeyi, düzensiz göçle mücadeleyi, terörle mücadeleyi, uyuşturucuyla mücadeleyi, ekonomik kalkınmasını, altyapı ve sanayi hamlelerini başarmıştır. İnsani afetlerin yanı sıra doğal afetler karşısında da vatandaşına mahcup olmayacak her türlü ihtiyacını karşılayacak bir kapasiteyi oluşturmayı başarabilmiştir. Büyüklerimiz, hep bize doğru olmayı öğütlemiştir. Menfaat için doğruluktan şaşmamayı, bu dünyanın bir de ahiret hayatı olduğunu, hesap günü olduğunu, ona göre yaşamak gerektiğini öğretmiştir. İşte Türkiye, tarif etmeye çalıştığım bu başarısını, bu mücadelesini, doğruluktan sapmadığı için. İnancının ve medeniyet ahlakının söylediği yolda yürüdüğü için gerçekleştirmiştir" diye konuştu. '21'İNCİ YÜZYILDA MAHCUP OLMADIK 'Ortadoğu politikasında petrol hesabı yapmadıklarını, insanlık hesabı yaptıklarını belirten Bakan Soylu, şunları söyledi: "Biz terörle mücadelemizde başka ülkelere nasıl zarar veririz hesabı yapmadık, gençler ölmesin, anne babalar evlatlarından ayrılmasın, ağlamasın hesabı yaptık. Biz uyuşturucuyla mücadelede şu ülke bu ülke hesabını yapmadık. Gençler bitip tükenmesin hesabı yaptık çünkü bizim inancımız insanı eşrefi mahlukat olarak gören, her insanı bir alem olarak gören bir anlayıştır. İşte onun için 21'inci yüzyılda mahcup olmadık.  İşte onun için, etrafımızdaki tüm ateş çemberine rağmen Türkiye'yi bir istikrar adası haline getirdik ve Allah'a şükür birilerinin hesabını yaptığı gibi 21'inci yüzyılda bizi hasta adam yapmaya çalışanlara karşı ayakta duran, etrafındaki coğrafyaya ve dünyaya insanlara umut veren bir ülke haline geldik. Hep birlikte ve hepinizin sayesinde." Törene, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Vali Süleyman Elban, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, AK Parti Milletvekilleri Abdullah Doğru, Ahmet Zembilci, Tamer Dağlı, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Ticaret Odası Meclis Başkanı İsmail Acı, Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, Adana Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Bekir Sütcü, kent protokolü, iş insanları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Bakan Soylu, konuşmasının ardından emniyet binasında muhtarlarla bir araya geldi.

2 yıl önce

Ersin Tatar: "Her koşulda Türkiye Cumhuriyeti ile iş birliğine devam edeceğiz"

Tatar, Eskişehir'de bir otelde düzenlenen Kıbrıs Gazileri Buluşması'nda yaptığı konuşmada, 1974 yılını unutmalarının mümkün olmadığını söyledi. Ersin Tatar, 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs gazilerinin adaya ayak basmasıyla Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığına, özgürlüğüne ve hürriyetine kavuştuğunu dile getirdi. Kendisinin cumhurbaşkanı seçilmesiyle yeni bir siyasetin ortaya konulduğunu ifade eden Tatar, şunları kaydetti: "Şimdiye kadar hep federasyon konuşuldu. Federasyon bir ortaklıktır. Çoğunluğun azınlığı yöneteceği, zaman içinde Kıbrıs Türk halkının yok edileceği, Türkiye'nin de Avrupa Birliğinde olmadığı için garantörlüğünü bırakacağı, Kıbrıs'tan da çekileceği beklentisi içinde Karadağ'ın federasyon başkanlığını bize dayatmaya çalışıyorlar. Asla kabul etmeyeceğiz. Bizim için önemli olan egemenliğimizdir. Rum cumhuriyetinin ne kadar meşruiyeti varsa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de o kadar meşruiyeti vardır. Bizleri Türkiye Cumhuriyeti tanıyor. Dünyaya da artık yan yana yaşayan, egemen eşitliğe dayalı iki devletin iş birliğiyle ancak Kıbrıs'ta bir anlaşmanın olabileceğini var gücümüzle haykırmaya devam ediyoruz. İHA'larımızla, SİHA'larımızla her türlü iş birliğiyle hem denizlerde Mavi Vatan'da enerji kaynakları bakımından hem hava sahasında tüm üstünlüğümüzü korumak ve Akdeniz'e hakim olmak için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti her koşulda Türkiye Cumhuriyeti ile iş birliğine devam edecektir. Gönül birliği içinde geleceğimizin inşallah geçmişten alınan derslerle şekillendirilmesi gerekiyor. Kıbrıs Türk halkının geleceği, Türkiye Cumhuriyeti'nin garantörlüğüdür." Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız da Türk milletinin tarihin her döneminde tüm zorluklara rağmen bağımsız yaşamayı, bağımsızlığını kanı ve canı pahasına korumayı ilke edindiğini vurguladı. Şehitlerin ve gazilerin, bağımsızlığın, egemenliğin ve ulusal birliğin en mühim teminatları olduğunu anlatan Ayyıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün, güzel vatan topraklarında huzur, refah içinde yaşıyorsak bunu, vatan toprağını canından kutsal sayan, haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz, övgünün en güzelini, saygının en yücesini hak eden aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize borçluyuz. Tarihe adını altın harflerle yazdıran şehitlerimiz ile gazilerimizin hatıralarını yüceltmek, onları minnet ve şükranla anmak milli bir görevimizdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve yüce Türk milleti, devletimizin ve milletimizin istiklali ve istikbali uğruna şehitlik ve gazilik mertebesine yükselmiş vatan evlatlarını asla unutmayacak, unutturmayacaktır. Türk milleti dün olduğu gibi bugün de ülkemizin bölünmez bütünlüğü, milletimizin ali menfaatleri için gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında mücadelesini sürdürmekte, kutsal vatan ve aziz milletimiz için şehitler ve gaziler vermeye devam etmektedir." AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı ise KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'ın Eskişehir ziyaretinin, sadece kent ve Türkiye için değil, bütün Türk dünyası ve dünya için çok önemli bir mesaj değeri taşıdığını belirtti. Eskişehir'in 2013'teki Türk Dünyası Kültür Başkentliğini anımsatan Avcı, "Dolayısıyla Türk Dünyası Kültür Başkenti'ne, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın teşrifleri bizim açımızdan ayrıca çok anlamlı bir ziyarettir. Kıbrıs şehitlerinin öncüsü, Allah rahmet eylesin Cengiz Topel'in memleketine ve üssüne de teşrif etmeniz ayrıca bir anlam taşıyor." değerlendirmesinde bulundu. İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu ise Kıbrıs gazilerinin büyük fedakarlıklar göstererek, barış harekatını başarıyla sonuçlandırdığını ifade etti. Etkinliğe, Kıbrıs Barış Harekatı gazileri ve ailelerinin yanı sıra AK Parti Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak, Garnizon Komutanı Orgeneral Atilla Gülan, AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan ile diğer ilgililer katıldı.

2 yıl önce

Diyarbakır'da çocuklarının PKK tarafından kaçırıldığını söyleyen 235 ailenin evlat nöbeti, 763'üncü günde de sürüyor

HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde 3 Eylül 2019'da başlayan evlat nöbetinde 763'üncü güne girildi. 235 aile, terör örgütü PKK'nın çocuklarını kaçırdığını belirterek evlatlarına, 'gelin, teslim olun' çağrıları yapıyor. Yaklaşık 2 yıl önce başlayan oturma eylemlerinin sonunda 32 aile, evladına kavuştu. 2015'te Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuyan oğlu Mikail'in kandırılarak dağa kaçırıldığını söyleyen Yusuf Erdinç, eşi Gevez Erdinç ile birlikte Van'ın Gürpınar ilçesinden gelerek evlat nöbetine katıldı. Oğlunun elinden kaleminin alınıp yerine silah verdiklerini belirten baba Erdinç, burada dövülüp merdivenden aşağı itildiklerini dile getirdi. 'BAK OĞLUM, YANLIŞ YOLDASIN' Erdinç, şunları söyledi: "Oğlum İstanbul'da, Marmara Üniversitesi'nde hukuk okuyordu, HDP oğlumun elindeki kalemi kırdı buraya getirdiler, sonra dağa çıkarıp eline silah verdi. Şu an oğlum Suriye'de, öyle biliyorum. 2015'te eşim ile oğlumun peşinden buraya geldim. Oğlumu istedim, bana dediler ki; oğlunun kodu nedir? Dedim ki; ne kodu? 'Siz kahramansınız' dediler. Dedim; ne kahramanı? Eğer kahramanlık böyleyse, böyle kahramanlık yerin dibine batsın, el alemin çocuklarını alıp dağa kaçırıyorsunuz, bir de kahramansınız diyorsunuz. Kavga ettik, eşimle bizi dövdüler, bu merdivenden aşağıya itelediler, buraya kadar yuvarlandık. O günü hiç unutmayacağım. Yaklaşık 3 yıl buraya geldim, oğlumun peşini bırakmayacağım, gelene kadar bırakıp gitmeyeceğim. Oğluma çağrım; bak oğlum, yanlış yoldasın. Orası senin yerin değil, senin yerin burasıdır, Türkiye Cumhuriyeti'dir. Gel kurban olayım. Gittiğin günden beri peşini bırakmadım, bırakmayacağım da. Sen gelene kadar burayı terk etmeyeceğim."

2 yıl önce

28 Şubat generallerinin infazlarının ertelenmesi talebi reddedildi

103 sanığın yargılandığı 28 Şubat davası 2018'de karara bağlanmış, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ile Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir ve Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında olduğu 21 sanık müebbet hapis cezası almıştı. Yargıtay geçtiğimiz Ağustos ayında 14 sanığa verilen cezayı onadı. Çevik Bir'in de aralarında olduğu eski generaller kararın ardından tutuklandı. İzmir'de tutuklu bulunan Çevik Bir, ilerleyen yaşını ve sağlık sorunlarını gerekçe gösterip, cezaevi şartlarında tedavisinin yapılamayacağını öne sürerek, cezanın infazının ertelenmesi isteğiyle sağlık muayenesi talep etti. Aynı gerekçe ile onunla birlikte 7 generalin İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan muayenesi sonucu rapor hazırlandı. Raporda, 7 sanığın cezaevinde kalmasına engel fiziki ve psikolojik hastalıkları olmadığına karar verildi.

2 yıl önce

Yunanistan Göç Bakanı Mitarachi: AB Türkiye'ye vizesiz seyahat konusunda verdiği sözleri tutmalı

ABD'nin 20 yıllık işgale son vermesinin ardından Afganistan'da yönetimin el değiştirmesi sonrası, Afganların yoğun göç olasılığı bir kez daha Avrupa Birliği'nin gündemine geldi. Konuya ilişkin Almanya'da yayın yapan Welt gazetesine değerlendirmelerde bulunan Yunanistan Göç Bakanı Notis Mitarachi, yakın zamanda Afganistan'dan başka bir bölgeye göç hareketi beklemediklerini ifade etti. Yeni bir insani krizin yaşanmaması için Avrupa'nın uluslararası örgütlerle daha yakın bir çalışma içerisinde olması gerektiğini vurgulayan Mitarachi, Türkiye'ye verilen sözler konusunda da Avrupa Birliği'ne çağrı yaptı. "Avrupa Türkiye'ye vizesiz seyahat sözünü tutmalı" Türkiye ile imzalanan mülteci mutabakatına saygı gösterilmesi gerektiğini ifade eden Yunan Bakan, "AB, Türkiye'ye vizesiz seyahat ve ticaret konularında verdiği sözleri tutmalı" diye konuştu. "Türkiye, Yunanistan'daki sığınmacıları geri almalı" Türkiye’nin de bunun karşılığında uluslararası korumaya hakkı olmayan sığınmacıları geri alması gerektiğini belirten Mitarachi, Yunanistan'ın bin 908 sığınmacıyı geri göndermek istediğini ancak Türkiye'nin bu kişileri kabul etmediğini kaydetti.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Yurt içindeki PKK'lı terörist sayısı 181'e indi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kastamonu Polis Meslek Yüksekokulu 19. Dönem Mezuniyet Töreni’nde konuştu. Soylu, yaptığı açıklamada "Bugün birilerinin medet umduğu PKK'nın yurt içindeki bütün silahlı eleman sayısı, yeni bir rakam veriyorum, 181'e inmiştir." ifadelerini kullandı. Ayrıntılar birazdan…

1 2 ... 98 99 100 101 102 103 104 ... 529 530