20 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten Başak Cengiz açıklaması: Bu cinayeti işleyene ve ait olduğu canice zihniyete lanet olsun

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul Ataşehir'de hiç tanımadığı şahıs tarafından samuray kılıcıyla katledilen 28 yaşındaki Başak Cengiz ile ilgili açıklamada bulundu. Çelik, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Karşı karşıya olduğumuz gaddarlık ve cinayeti tarif edecek kelime bulamıyoruz. Başak Cengiz nezdinde hedef alınan tüm insanlıktır, tüm kadınlarımızdır. Başak Cengiz'e rahmet diliyoruz. Bu cinayeti işleyene ve ait olduğu canice zihniyete lanet olsun" dedi. Çelik, "Bir kadını sadece masum ve "SAVUNMASIZ" olduğu için hedef aldığını söyleyen canice bir zihniyetle karşı karşıyayız. Toplumumuzun her bir zerresi bu canice zihniyetle, eğitim, hukuk ve bilinçlenme yoluyla mücadele etmelidir" diye konuştu. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu canice zihniyeti oluşturan herşeye ve bu zihniyetin hayatımızda dolaşan her bir ipucuna karşı bilinçlenme seferberliği ile hareket etmeliyiz. Toplumsal olarak kadın cinayetlerine karşı seferber olmamızın vakti gelmiştir ve dahi geçmektedir. Bugün insanlık namına, kadınlarımız adına Başak Cengiz’i kaybetmenin acısını yaşıyoruz. Yürek kanatan bir acımız var. Her türlü ayrılığı gayrılığı bir kenara bırakarak insanlık namına topluca duyarlılık göstermeliyiz! Gelin tüm canlarımız yüreklerimizi ortaya koyalım ve kadın cinayetlerine karşı daha güçlü şekilde “YETER” diyelim; “DUR” diyelim! Bir bilinçlenme seferberliği için toplumumuzun her bir zerresine ve tüm yüreklere ihtiyacımız var."

2 yıl önce

Mevlüt Çavuşoğlu: Önemli bir dönüşümün arifesindeyiz

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 8. Türk Konseyi Zirvesi Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde gerçekleştirilen toplantıda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türk Dünyasının ortak teşkilatının artık küresel bir marka haline geldiğini belirterek, "Bu başarı hepimizin. Şimdi de dış dünyaya uyum sağlayacak bir şekilde biz de önemli bir dönüşümün arifesindeyiz. Biz aynı kökten beslenen bir ulu ağacın farklı dallarıyız. Köklerimizi unutmadan köklerimizi unutmadan birliğimizi pekiştirdikçe uluslararası güçlerimizi artıracağız" dedi. Çavuşoğlu, "Ata yurdumuz Asya dünya siyasetinde ağırlık merkezi haline geliyor. Bu konjonktürde teşkilatımızın hem önemi hem de sorumluluğu artıyor. Yarın liderlerimiz teşkilatımızın geleceği konusunda çok önemli kararlar alacaklar. İlk olarak bu yıl kardeş Türkmenistan'ın gözlemci olarak katılımıyla aile fotoğrafımızı tamamlıyoruz" diye konuştu. "GELECEĞE YÖNELİK VİZYONUMUZUN DA ORTAK OLMASI GEREKİYOR" Bakan Çavuşoğlu, "Aile meclisimizin ismi Türk Devletleri Teşkilatları olarak değiştiriyoruz, bunun vakti çoktan gelmişti" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Aksakallar Konseyi'nin gözden geçirilmiş yönetmeliğini kabul ediyoruz. Ortak kültürümüzde atanın sözü darda kaldığımızda bize her zaman yol gösterici olmuştur. Aksakallılar yolumuzu aydınlatacaktır. Gözlemcilik ve ortaklık statülerini açık bir şekilde belirliyoruz. Kimliğimizi muhafaza ederek ve teşkilatımızın çekim gücünü hep birlikte daha da artırabileceğiz. 'Türk Dünyası 2040 Yılı Vizyonunu' yarın kabul edeceğiz. Onursal Başkanımız kıymetli Aksakallımız Nursultan Nazarbayev'in önerisiyle hazırlanan bu belge teşkilatımızın gelecek perspektifini ortaya koyuyor. Nasıl ki köklerimiz ortaksa, geleceğe yönelik vizyonumuzun da ortak olması gerekiyor." "BİZİM OLAYLARI YÖNLENDİREBİLMEMİZ İÇİN AKTİF OLMAMIZ VE HIZLI KARAR ALMAMIZ GEREKİR" Çavuşoğlu, "Vizyon belgesindeki hedefleri hayata geçirmek için dönem başkanlığımızda uygulama belgesi kabul edeceğiz. 5 yıllık yol haritası niteliğindeki bu belgenin 2022'nin ilk çeyreğinde konseyimizin onayına sunulmasını öneriyorum" dedi. Çavuşoğlu, bölgesel ve küresel konularda Dışişleri Bakanları olarak istişarelerin genişletilmesi gerektiğini belirterek, "Olayların bizi değil, bizim olayları yönlendirebilmemiz için aktif olmamız ve hızlı karar almamız gerekir. 27 Eylül'deki Afganistan konulu toplantımız bu bakımdan önemli bir adım oldu" ifadelerini kullandı. "ÖZELLİKLE DIŞİŞLERİ BAKANLARI OLARAK ÇABA SARF ETMEMİZ GEREKİYOR" Mevlüt Çavuşoğlu, 8 Kasım'ın Azerbaycan'ın vatan muharebesinin yıl dönümü olduğunu belirterek, "Azerbaycan zaferi bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın kapılarını da açtı. Kardeş Azerbaycan'ın zafer ve bayrak gününü tekrar kutluyorum. Türk Dünyasının birliği için ekonomik ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Ekonomilerimizi birbirine bağlayabilmek için taşımacılık ve lojistik alanında iş birliğimizi güçlendirmeliyiz. Aksakallımız Sayın Binali Yıldırım, Meclis Başkanlığı Başbakanlık, Ulaştırma Bakanlığı gibi önemli görevler üstlenmiş değerli bir ağabeyimiz. Hazar geçişi önemli bir katkı sağlayacak. Bundan azami yarar sağlayabilmek için aramızdaki ticareti daha da serbest hale getirmeliyiz. Bu amaçla tarife dışı önemleri kaldırmalı, ikili ve transit geçiş belgelerini sorun olmaktan çıkarmalıyız. Bu amaçla bizlerin özellikle Dışişleri Bakanları olarak çaba sarf etmemiz gerekiyor ve diğer ilgili makamlarımızın çabalarını koordine etmemiz gerekiyor. Kıymetli Aksakalımız Binali Yıldırım'ın tecrübelerinden de faydalanacağız. Müzakereleri son aşamaya gelen Uluslararası Yük Taşımacılığı Anlaşmasını da bir an önce imzalamamız gerekiyor. Zirve temamızı yeşil teknolojiler ve dijital çağda akıllı şehirler olarak belirledik. Teşkilatımızın çatısı altında da yeşil kalkınma diplomasisini hızlı bir şekilde başlatmalıyız" şeklinde konuştu.

2 yıl önce

Diyarbakır anneleri PKK'ya tepki yürüyüşü düzenledi: Pervin Buldan'ın kızı Avrupa'da geziyor, benim kızım dağda

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 801'inci gününde sürüyor. Evlat nöbetinde 800 günü geride bırakan aileler, teröre karşı, "Büyük buluşma" adıyla yürüyüş düzenledi. HDP İl Başkanlığı binası önünde başlayan ve Turgut Özal Bulvarı'nda devam eden yürüyüşte aileler, ellerinde Türk bayrağı, çocuklarının fotoğrafı ile "Artık yeter, düşün yakamızdan", "Kürt-Türk kardeştir, HDP kalleştir", "Türkiye nöbette" yazılı dövizler taşıdı. "Türk-Kürt kardeştir, HDP kalleştir", "Şehitler ölmez, vatan bölünmez", "Hepimiz askeriz, PKK'ya yeteriz", "Annelerin isyanı PKK'yı yenecek" sloganlarının atıldığı yürüyüş, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde sona erdi. Yürüyüşe Van, Muş Şırnak ve Hakkari'de dağa kaçırılan çocukları için eylem yapan aileler ile Türkiye'nin birçok ilinden gelen evlatları dağa kaçırılan anne ve babalar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar da destek verdi. "BİZ EVLATLARIMIZI Oğlu Bayram için eylem yapan anne Ayten Elhaman, yaptığı açıklamada, evlatları için eylem yaptıklarını söyledi. Evlatlarını PKK için büyütmediklerini dile getiren Elhaman, şöyle konuştu: "Kız ve erkek çocuk fark etmeksizin 9-10 yaşındaki çocukları acımadan annelerin kucağından alıp dağlarda, taşlarda süründürüyorlar, öldürüyorlar. Biz evlatlarımızı istiyoruz. HDP'nin iç yüzünü artık bütün Türkiye görsün, bütün dünya duysun. HDP, PKK çocuklarımızın katili, çocuk hırsızı." Elhaman, ilk günden bu yana kendilerine desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya teşekkür etti. Evladına teslim olma çağırısında bulunan Elhaman, "Lütfen gelin Türkiye Devleti'mize, kolluk ve jandarma kuvvetlerimize teslim olun, korkmayın." ifadelerini kullandı. “KÜRTLERİN YÜREĞİNİ ONLAR YAKTI" Oğlu Mehmet için gelen Sariye Tokay da Kürtçe, terör örgütü PKK'nın uzun yıllardır Kürtlerin, asker ve polis annelerinin ciğerini yaktığını belirtti. "Evlatlarımız için mücadele ediyoruz. buradan kalkmayacağız" diyen Tokay, "Hani insan hakları, hani çocuk hakları. Hiçbir gün Kürtleri temsil etmediler. 'Kürtleri temsil ediyoruz.' diyorlar, ben de Kürt değil miyim, yalan söylüyorlar. Kürtlerin yüreğini onlar yaktı." dedi. Oğlu Rojhat için eylem yapan Necibe Çiftçi de çocuğuna kavuşmak istediğini belirtti. HDP ve PKK'ya tepki gösteren Çiftçi, "Allah'ın izniyle bu HDP ve PKK çökertilecek." ifadesini kullandı. Oğluna seslenen Çiftçi, "Oğlum geri dön. 33 oğlumuz dağdan gelip teslim oldu. Yeter artık dağdaki tüm evlatlara sesleniyorum. Geri dönün, artık orası sizin yeriniz değil." diye konuştu. “TÜRKİYE HDP'NİN İÇ YÜZÜNÜ GÖRSÜN" Oğlu Ramazan için eylem yapan anne Mevlüde Üçdağ, evlat nöbetinde 800 günü geride bıraktıklarını söyledi. 6 yıldır evladının kokusuna hasret kaldığını, evlatlarına kavuşan ailelerin yaşadığı mutluğu kendisinin de yaşamak istediğini dile getiren Üçdağ, "Dağda tek bir evlat kalmayana kadar gitmeyeceğiz. Çünkü biz burada evlatlarımızın yolunu gözlüyoruz. Hiçbir şekilde gitmeyeceğiz. Tüm Türkiye HDP'nin iç yüzünü görsün çünkü oğlum HDP tarafından kandırıldı gitti. Oğlum, seni koklamak istiyorum. Gel ne olursun sesime ses ver." diye konuştu. “PERVİN BULDAN SENİN KIZIN AVRUPA'DA GEZİYOR" Kızı Zübeyde için oturma eylemi yapan Esmer Koç, evladına kavuşana kadar eyleme devam edeceğini vurguladı. Kızından 8 yıldır haber alamadığını aktaran Koç, "Kızım HDP'liler tarafından kaçırılarak terör örgütü PKK'ya verildi. 800 gündür evlat nöbetini tutuyorum. HDP ve PKK' dan evladımı istiyorum. Artık yeter versinler evlatlarımızı." dedi. Kızı kaçırıldığında ayağından ameliyatlı olduğunu dile getiren Koç, "HDP'ye sesleniyorum. Pervin Buldan senin kızın Avrupa'da geziyor. Benim kızım dağda, taşta, toprakta geziyor. Lanet olsun size." sözlerine yer verdi.

2 yıl önce

Şehit yakınına küfreden Lütfü Türkkan'ı koruma korosu! İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu: Alnında şehit yakını yazmıyor!

Şehit yakınına küfreden Lütfü Türkkan'ı koruma korosu, her geçen gün skandal niteliğinde yeni bir söylem üretiyor. HDP destekli Millet İttifakı'nın büyük ortağı CHP'nin Grup Başkanvekili Engin Altay, çirkinliği 'yol kazası' diye nitelerken, İP Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, "Adamın alnında şehit yakını yazmıyor" dedi. Bingöl temaslarında İP Genel Başkanı Meral Akşener'e tepki gösteren bir şehit yakını, partinin Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın hışmına uğramıştı. Şehit ağabeyine galiz küfürler eden Türkkan'a tepki çığ gibi büyürken, konuyla ilgili tartışmalar da sürüyor. Meclis Genel Kurulu'nda Türkkan tartışması yaşandı. İP Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, olayla ilgili AK Parti'den yöneltilen eleştirilere cevap verirken, skandalı şöyle savundu: "Biz gittiğimiz yerlerde çeşitli provokasyonların muhatabı oluyoruz. Bu tezgaha düşülmemesi için elimizden gelen tüm gayreti sarf etmiş olmamıza rağmen, zaman zaman bazı olumsuzluklar yaşanıyor. Bu olumsuzluklar kapsamında Türk milletinden özür diliyoruz. Bunun için daha ne yapalım? Muhatabı da özür diliyor, Sayın Genel Başkanımız da özür diliyor, ben de özür diliyorum. Siz zannediyorsunuz ki biz her şeyi biliyoruz. Adamın alnında şehit yakını diye yazmıyor." CHP: YOL KAZASI AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Müsavat Dervişoğlu'na "Bu ahlaksızlığı savunmak yakışmaz" derken, CHP ise ittifak ortağı İP'e sahip çıktı. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, küfrü "yol kazası" diye niteledi. GİK GÜNDEMİNDE YOK İP Genel İdare Kurulu (GİK) şehit yakınına küfreden Türkkan'ı gündemine bile almadı. Pazartesi günü istifası kabul edilen Türkkan hakkında parti içinde herhangi bir disiplin işlemi başlatılmamıştı. Konu sıcaklığını korurken, İP GİK önceki akşam Meral Akşener başkanlığında toplandı. Kamuoyunda Türkkan'ın disipline gönderilmesi beklenirken, konunun GİK'de hiç gündeme bile gelmediği öğrenildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: 'Nerede bu devlet?' dedirtmedik hiçbir zaman

Düzce'de 12 Kasım 1999'da meydana gelen depremin 22. yılı dolayısıyla Anıtpark Meydanı'nda düzenlenen anma töreni, afetin gerçekleştiği 18.57'de siren çalınmasıyla başladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu törende yaptığı konuşmada, depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi. Son iki yıldır Türkiye'de birçok afetle karşı karşıya kalındığını dile getiren Soylu, "Biz görevli bir milletiz ve bu topraklar da görevli topraklardır. Çok işimiz var bizim. Birçok sıkıntıyla, afetle, musibetle, belayla karşı karşıya kalıyoruz ama bilmenizi istiyorum, bu millet rahmetle buluşan bir millettir." diye konuştu. Soylu, Elazığ, Giresun, Van, Artvin, Rize, İzmir, Antalya, Muğla, Bartın ve Kastamonu'da çok sayıda felaket yaşandığını anımsatarak, şunları söyledi: "Şunun altını çizmem gerekiyor. Biz çocuktuk, memlekette deprem olurdu, sel olurdu. Kışın 6 ay Anadolu'nun köyleri kapanır, hamileler çocuklarını doğuramadan hayatlarını kaybederlerdi. Televizyonlarda hep şu söylenirdi: 'Nerede bu devlet?' Hep bunlarla büyüdük, bu bizim için öz güven yoksunluğuydu. Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde, Allah'a binlerce kere hamdolsun ki 'Nerede bu devlet?' dedirtmedik hiçbir zaman. Milletimizin en zor zamanında yanında olduk. Sadece bizler değil, devletin bütün kurumları, sadece onlar değil, sivil toplum örgütleri, gönüllüler. Kimisi bir parça ekmeğiyle, kimisi gönderdiği pabucuyla, kimisi mobilyasıyla, kimisi elini küreğine atarak temizlediği enkazla..." Türkiye dünyada birinci sırada Türkiye'nin, dünyanın en zengin ülkeleri içinde son 4 yılda yardım yapan birinci ülke olduğunu kaydeden Soylu, "Biz kimseye sırtımızı dönemeyiz, yalnız bırakamayız. Eski Türkiye'ye dönmemiz mümkün değildir artık. Daha güçlü, daha kuvvetli olacağız. Dünyanın birçok yerinde sıkıntı var. Kim bu sıkıntıya sırtını dönerse dönsün, eğer biz dönersek hem ecdadımıza ihanet etmiş oluruz hem de gelecek nesillerimize güzel bir emanet bırakmamış oluruz. Bangladeş'ten Yemen'e, Myanmar'dan Filistin'e kadar şuradaki insanlar ellerindekini oraya göndererek bir milletin nasıl olduğunu bütün dünyaya göstermişlerdir. Defalarca İdlib'e gittim, kolları kesik, bacakları olmayan, anne ve babalarını kaybetmiş çocuklar gördüm. Oralarda yetim evleri, köyleri oluştu. Bize 'Oralara sahip çıkmayın.' diyenler, ne bu medeniyetten nasibini almışlardır ne insanlıktan nasibini almışlardır ne de dinimizden kendilerine ait bir öğreti kalmıştır." ifadelerini kullandı. "Almanya, tam 3,5-4 ay vatandaşının yanına ulaşamadı" Bakan Soylu, Türkiye'yi hem depreme hazırlamak hem bu coğrafyada depremle karşı karşıya kalındığında felaket öncesi, o an ve sonrasında yapılacakları en iyi şekilde uygulamak için gece gündüz çalıştıklarını ifade ederek, bugün Tekirdağ'da 6 ülke ile deprem tatbikatı gerçekleştirdiklerini bildirdi. "Şu ana kadar 42 milyon vatandaşımıza temel afet eğitimi verdik." diyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hedefimiz yıl sonu itibarıyla 51 milyondu. İnşallah onu yakalayacağız. 81 vilayetimizde afet risk azaltma planları yaptık. Yıl sonu itibarıyla 80 ili bitirdik, bir İstanbul'umuz kaldı, onu da bitireceğiz. Bizden önce Almanya'da sel afeti yaşandı. Biz Kastamonu, Sinop ve Bartın'da sel afetiyle karşı karşıya kaldık. Biz onlarınkinden daha büyük olan bu afetle baş ettik, sahayı temizledik, vatandaşlarımızla birlikte olduk, bir ay içerisinde oradan çıktık ve şimdi de evleri yapmaya başladık. Almanya, tam 3,5-4 ay vatandaşının yanına ulaşamadı. Geldiğimiz nokta budur." Bakan Soylu, 2000-2020 yıllarında deprem sayısının 6 kat arttığına dikkati çekerek, kendilerine düşen görevin afetlere karşı en yüksek seviyede tedbir almak olduğunu sözlerine ekledi. Program, dua okunması ve deprem yıkıntıları şeklinde oluşturulan alana karanfil bırakılmasıyla son buldu.

2 yıl önce

CHP milletvekili Gürsel Tekin’in canlı yayında dili sürçtü: “Hayatımın her alanında haram para kazandım”

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Halk TV'de Gökmen Karadağ'ın sunduğu 'Açıkça' programına konuk oldu. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Tekin'in canlı yayında dili sürçtü. Kendisine çaycı, garson diyenlere tepki gösteren Tekin, "Çok şükür çaycılık da yaptım, garsonluk da yaptım. Hayatımın her alanında haram para kazandım" dedi. Tekin'in cümleleri karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Karadağ, araya girerek düzeltmesi için uyarılarda bulundu. Yaşanan bu olay kısa sürede sosyal medyada gündem olarak binlerce etkileşim aldı.

2 yıl önce

Türk askerinin Azerbaycan'daki görev süresinin 1 yıl uzatılmasına ilişkin karar Resmi Gazete'de

Kararda, Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesinde elde ettiği başarı ve sahada oluşan yeni durum sonucu, Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya tarafından 9 Kasım 2020'de imzalanan "Üçlü Bildiri"de, bölgedeki istikrarın korunması amacıyla öngörülen faaliyetlerin devam ettiği belirtildi. Türkiye'nin uluslararası hukuk ve meşru egemenlik hakları temelinde, toprak bütünlüğü dahil tüm haklarını savunabilmesi için sürecin başından itibaren Azerbaycan'a güçlü destek verdiği vurgulanan kararda, bölgede barış ve istikrarın korunup güçlendirilmesi, bunu kolaylaştıracak biçimde iktisadi altyapının inşa ve ihyası için Türkiye'nin önemli girişimlerde bulunduğu ifade edildi. Türkiye'nin Rusya ile oluşturduğu, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin görev yaptığı Ortak Merkez'in faaliyetlerine başarıyla devam ettiği belirtilen kararda, Türkiye'nin, Ortak Merkez vasıtasıyla da bölgenin güvenliğine ve taraflar arasında güven inşasına katkı sağladığı bildirildi. TSK personelinin Ortak Merkez'deki görevlerine devam etmesinin, Türkiye'nin bölgedeki etkin ve yapıcı rolünün ve ulusal çıkarlarının gereği olduğuna işaret edilen kararda, şunlar kaydedildi: "Bu mülahazalarla 16 Ağustos 2010'da imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması hükümlerinden kaynaklanan taahhütlerimizi yerine getirmek, ateşkesin gözlenmesi, ihlallerin önlenmesi, bölgede barış ve istikrarın sağlanması amacıyla, Türkiye'nin yüksek menfaatlerini etkili şekilde korumak ve kollamak üzere, hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Ortak Merkez'in görevlerinin ifası yönünde hareket etmek üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için, Anayasanın 92. maddesi uyarınca 17 Kasım 2020 tarihli ve 1272 sayılı TBMM kararıyla verilen iznin süresinin 17 Kasım 2021'den itibaren bir yıl uzatılması, Genel Kurulun 10 Kasım 2021 tarihli 17. birleşiminde kabul edilmiştir."

2 yıl önce

Çanakkale Köprüsü'nde sona doğru... Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Kanal İstanbul' mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde: Yatırım tutarı 2.5 milyar Euro olan bu otoyol ve köprü projesini yap illet devret modeliyle hayata geçiriyoruz. Proje ile geçiş süresi 6 dakikaya inecektir.  Ülkemizin en çok nüfusunu barındıran en büyük ticaret hacmine sahip sanayi bölgelerine kuşan Marmara Otoyol ringi kritik projelerimiz arasında yer almaktadır. Bu köprü ile bu projenin en zor ve prestijli bölümlerinden birini daha tamamlamış oluyoruz. Otoyol ve köprü projesinin inşasında 670’i mühendis 5 binin üzerinde kişi ve 740 iş makinesi çalışmış 106 alt yüklenici görev yapmıştır. Bu köprü büyük ve güçlü Türkiye hedefimize bir adım daha yaklaştığımızın ispatıdır.   Yap İşlet Devret modeliyle inşa edilen bu köprü ile Türkiye yeni bir sıçramayı gerçekleştirmiş oluyor.  Ülkemizin bu otoyoldan ve köprüden geçerek seri bir şekilde menzillerine yol alacak araçların işletme ve vakit gelirlerinden elde edecekleri büyük kazancı söylemeye gerek duymuyorum. Böyle bir projeyi lojistik krizlerinin yaşandığı bir önemde hayata geçirmemiz önemlidir. Otoyollarımız, bölünmüş yollarımız köprülerimiz ve tünellerimizle kara yollarımızın standartlarını yükselttik. İstanbul havalimanı başta olmak üzere 56 havalimanımız ile havalimanlarımızı yaygınlaştırdık geliştirdik. İnşallah Kanal İstanbul ile deniz yolu alanında devam niteliğinde bir atılımı hayata geçireceğiz. İki de bir ana muhalafetin, muhalefetin özellikle dünyaya seslenerek Sakın ha Kanal İstanbul’a girmeyin, Kanal İstanbul’a girenler kesinlikle paralarını alamazlar… Sevgili milletim devletlerde süreklilik esastır. Zaten bunların iktidar yüzü görmeye fırsatları olmayacak. Bu söylemler bunların devlet yönetiminde ne kadar cahil olduklarının ve devlete ne kadar ihanet içinde olduklarının bir göstergesidir. Sağlık alanındaki yatırımlarımızın karşılığını nasıl salgın dönemde aldıysak inşallah ulaşımdaki yatırımlarımızın karşılığını da artan yatırımla, üretimle, ihracatla göreceğiz. Birileri Türkiye söz konu olduğunu da çifte standartta sınır tanımıyor olsa da biz tüm bu engelleri aşacak güce ve kararlılığa sahibiz. Belki biraz fazla enerji sarfedeceğiz belki biraz canımız sıkılacak ama emin olun hedeflerimize ulaşacağız. Bu köprünün planlanmasında emeği geçen bakanlıklarımızı, aracı kurumlarımızı tebrik ediyorum. Rabbim nice böyle dev eserler kazandırmayı nasip etsin diyorum. Sizlere sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla. SİMGELERİN KÖPRÜSÜ Özellikleri itibarıyla "simgelerin köprüsü" olarak anılan, mühendisliğindeki ince detaylarla öne çıkan, "dünyanın en uzun orta açıklıklı köprüsü" olacak 1915 Çanakkale Köprüsü'nün iki ayak aralığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'üncü yılına atıfla 2023 metre olarak tasarlandı. Köprünün kule bağlantıları ve unsurları, Türk bayrağına atfen kırmızı ve beyaz renklerde olacak. Her iki yakada kulelerin üst kısmı, Seyit Onbaşı'nın Çanakkale Savaşı'nda namluya sürdüğü top mermisini temsil edecek şekilde yapılacak. İki ayak aralığına ilaveten 770'er metre yan açıklıklar, 365 ve 680 metrelik yaklaşım viyadükleriyle Çanakkale Boğazı'nın ilk asma köprüsünün uzunluğu 4 bin 608 metreyi bulacak. "2x3" şeritle hizmet verecek köprünün tabliyesi 3,5 metre yüksekliğe sahip. Tabliyenin her iki tarafında inşa edilecek yürüme yolları, bakım onarım amacıyla kullanılacak. Köprünün, Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümü de olan 18 Mart 2022'de hizmete alınması planlanıyor.

1 2 ... 112 113 114 115 116 117 118 ... 529 530