03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Almanya, Ukraynalı mültecilere yer açmak için geçici barınaklardaki Suriyeli, Afgan ve Afrikalı aileleri çıkarmaya başladı

Ukrayna krizi Batı'nın mülteci politikasındaki ikiyüzlülüğü gözler önüne serdi. Rusya'nın işgali sonrası Ukraynalıların önemli bir bölümü Avrupa Birliği ülkelerine sığınmayı tercih etti. Bu ülkeler de kapılarını Ukraynalılara sonuna kadar açtı. Fakat bu durum hâlihazırda Avrupa'da mülteci olan Ortadoğulu, Afrikalı ve Afgan mültecileri çıkmaza sürükledi. Almanya geçici barınaklardaki Suriyeli, Afgan ve Afrikalı aileleri çıkarmaya başladı. Danimarka ise Ukraynalı mültecilere yer açmak için "Suriye artık güvenli" diyerek yüzlerce Suriyeli mültecilerin oturma iznini geri çekti. Alman makamları Ukraynalı mültecilere yer açmak adına çok sayıda Suriyeli mülteci aileyi kaldıkları geçici barınaklardan çıkardı. UYARMADAN SÜRGÜN Yeni Şafak'ın haberine göre, Suriyeli aktivistler, yetkililerinin Suriyeli aileleri Almanya'da "Haimat" olarak adlandırılan geçici barınaklardan çıkararak önceden uyarıda bulunmadan sınır dışı ettiğini doğruladı. Nakledilen mülteciler zorla sürüldükleri yeni bölgede şartların çok kötü olduğunu ve küçük odalarda onlarca kişinin kaldığını söyledi. Aktivistler bu kararın sadece Suriyeli aileleri değil, Afgan ve Afrikalı aileleri de kapsadığının altını çizdi. Almanya, yaklaşık 780 bini Suriyeli olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinden yaklaşık iki milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. HAPİSHANEYE GÖNDERDİLER Mülteci ayrımı dalgası Danimarka'da da kendini gösterdi. Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açmasından kısa bir süre sonra, Danimarka Göçmenlik Bürosu ülkedeki 98 belediyeden Ukraynalı mültecileri kabul etmelerini talep etti. Hükümet yetkilileri Ukraynalılara yer açmak için Suriye'nin bazı bölgelerinin güvenli olduğunu gerekçe gösterip yüzlerce Suriyeli mültecinin oturma iznini geri çekmeye başladı. Ukraynalı mültecilere açık kapı politikasını uygulayan Danimarka hükümeti, oturma izinlerini iptal ettiği yüzlerce Suriyeli mülteciyi hapishanelerde bir suçlu gibi bekletiyor. Aynı zamanda Danimarka, Esad güçleri tarafından öldürülme veya tutuklanma riskiyle karşı karşıya kalan mültecilere sığınma hakkı vermeyen ilk Avrupa ülkesi.

2 yıl önce

Zafer Partisi’nin “Suriyeli üniversite öğrencilerine devlet tarafından 4200 TL hibe veriliyor” yalanı

Zafer Partisi mensupları tarafından Ekşi Sözlük ve Twitter başta olmak üzere pek çok sosyal medya platformunda, Türkiye’de okuyan Suriyeli üniversite öğrencilerine, devlet tarafından 4200 TL hibe verildiği iddia edildi. Tıklanma almak isteyen sosyal medya kullanıcıları ve siyasi çıkar elde etmek isteyen Zafer Partisi mensupları tarafından savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyelilerle ilgili her gün onlarca yalan haber paylaşılıyor. Devlet memuru olmalarından, marketlerde bedava alışveriş yapmalarına, araç muayene istasyonlarında sıra beklememelerinden para karşılığı vatandaşlık almalarına kadar her gün onlarca yalan, sosyal medyada ısrarla paylaşılıyor. 2000’li yılların başında FETÖ terör örgütü mensuplarına algı yönetimi derslerini veren Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ‘Algı Yönetimi” kitabında bahsettiği ‘yalanın ısrarla tekrarlanması’ prensibi gereğince paylaşılan yalan haberlerin ardı arkası ne yazık ki kesilmiyor. Türkiye’de okuyan Suriyeli üniversite öğrencilerine, devlet tarafından 4200 TL hibe verildiği iddiası tamamen yanlış. İddiaya kaynak olarak gösterilen Gaziantep Üniversitesi web sitesinde yayımlanan ilana bakıldığında söz konusu mali yardımın Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından yapıldığı görülmektedir.

2 yıl önce

CHP’nin mülteci ikiyüzlülüğü! Türkiye’de ırkçılık yapan CHP, Avrupalılardan Suriyelilere ‘anlayış’ istedi

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Denetim Komisyonu Eş Raportörlerinden John Howell ve Boriss Cilevics’i Meclis’te kabul etti. Özkoç, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi ile daha düzenli ve istikrarlı bir bağ içinde görüşmeleri sürdürmeyi arzu ettiklerini belirtti. “TÜRKİYE, AVRUPA’YA DÜZENSİZ GÖÇÜ YÜZDE 97 ENGELLEDİ” Özkoç, Ukrayna-Rusya savaşı ile başlayan Ukraynalı mülteci akınına dikkat çekti. Engin Özkoç, AB ve Türkiye arasında 2015 yılında 18 Mart’ta varılan mutabakatı hatırlatarak, “Bu çerçevede Avrupa’ya yönelik düzensiz göç, ülkemiz tarafından yüzde 97 oranında engellenmiştir. Ancak aynı dönemde ülkemiz üzerindeki göç baskısı tahammülleri de zorlayacak şekilde sürmüştür. Samimi olmak gerekirse buna karşılık AB yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. “UKRAYNALILARA GÖSTERDİĞİNİZ ANLAYIŞI SURİYELİLERE DE GÖSTERİN” AB Yüksek Temsilcisi Borell, AB Konseyi’ne sunduğu raporda ülkemizin yükümlülüklerini yerine getirdiğini teyit etmiştir. Ülkemizde 3,7 milyonu aşkın geçici koruma altındaki Suriyeliler barınmakta, 4 milyon civarında sığınmacı, mülteci bulunmaktadır. Konseyin ve AB’nin Ukraynalı göçmenlere gösterdiği anlayışı, Türkiye’de büyük bir baskıyla konuşlandırılan Suriyeli göçmenlerle ilgili de göstermelerini talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı. CHP’Lİ HATAY BELEDİYE BAŞKANI IRKÇILIĞI ELDEN BIRAKMIYOR Öte yadan, Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın her fırsatta Suriyelilere karşı ırkçı söylemlerde bulunduğu biliniyor.

2 yıl önce

FETÖ’cülerin sosyal medyada ‘Suriyeli’ kışkırtması! Eski akıl hocaları Ümit Özdağ ile kirli ittifak…

15 Temmuz hain darbe girişiminde silahla ele geçiremedikleri Türkiye’yi sosyal medya operasyonlarıyla karıştırmak isteyen FETÖ’cüler hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Bugüne kadar pek çok siyasetçi ve gazeteciyi Türkiye’ye karşı operasyonlarında kullanan FETÖ’cüler en son firari mafya ve uyuşturucu kaçakçısı Sedat Peker’den medet ummuşlardı. Bugünlerde ise FETÖ’cülerin Türkiye’deki operasyonlarında kullandıkları iddia edilen iki isim dikkat çekiyor. Birincisi, Türk polisini ve Emniyet güçlerini hedef alan Alparslan Kuytul ve çetesi; ikincisi ise sokakları karıştırmak için mülteci düşmanlığını körükleyen Ümit Özdağ. ÖZDAĞ-FETÖ İLİŞKİSİ ÇOK ESKİYE DAYANIYOR FETÖ terör örgütü üyelerine ‘algı yönetimi ve manipülasyon’ eğitimlerini veren Ümit Özdağ, MHP ve İYİ Parti’yi ele geçirme operasyonları ters tepince çareyi Zafer Partisi’ni kurmakta bulmuştu. Parti politikalarını tamamen savaştan kaçarak Türkiye’ye yerleşen sığınmacılara düşmanlık üzerine kuran Özdağ, sosyal medya hesabından her gün nefret kusan paylaşımlar yapıyor. FETÖ’cüler tarafından kendisine ulaştırılan çoğu kurgu ve eski tarihli olan videolarla yabancı düşmanlığını körüklen Özdağ’ın yalanları daha önce defalarca deşifre edilmişti. FETÖCÜLERE VERDİĞİ AKIL: “YALANI ISRARLA PAYLAŞIN Kİ AMACINA ULAŞSIN” Son zamanlarda sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarda yalan olduğunu bildiği halde ısrarla bazı iddiaları tekrarlayan Özdağ’ın zamanında ders verdiği FETÖ’cü teröristlerden sosyal medyada aldığı destek dikkatlerden kaçmıyor. FETÖ ile derin bağları bulunan Özdağ’ın çıkardığı derginin yazar kadrosunda firari Emre Uslu başta olmak üzere FETÖ’cü pek çok isim yer alıyor. EMRE USLU’NUN HOCASI Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın ders verdiği düşünce kuruluşlarında pek çok FETÖ’cü isim gibi Emre Uslu da ders almış. Özellikle FETÖ’cülerin uzman olduğu ‘medyada algı yönetimi’ derslerinin Ümit Özdağ tarafından verildiği biliniyor. Özdağ aynı zamanda FETÖ medyasının da önde gelen kalemlerinden ve yorumcularındandı… ZAFER PARTİSİ’NE FETÖCÜLERDEN BÜYÜK DESTEK Türk gençlerini Türkiye’deki yabancılara karşı kışkırtarak sokak olaylarının çıkmasını amaçlayan FETÖ’cülerin Zafer Partisi’ne sosyal medyada verdikleri destek dikkatlerden kaçmıyor. Gün boyu Suriyeli ve Afgan mültecilerin sosyal medya hesaplarında arşiv taraması yapan FETÖ’cü sosyal medya uzmanları, Twitter’da açtıkları Sığınmacı Gündemi, Türk Başkan, Mülteci Haberleri gibi hesaplar vasıtasıyla buldukları ya da kurguladıkları videoları Ümit Özdağ ile aynı anda paylaşıyor. Türkiye’yi İsveç sanan ve hiçbir adli olayın yaşanmadığı bir ülke gibi gösteren FETÖ’cü hesaplara göre Türkiye’de yaşanan tüm hırsızlık, gasp, cinayet ve tecavüz olaylarını sığınmacılar işliyor. Oysaki Türkiye’de sığınmacıların suça karışma oranları, Türk vatandaşlarının yanında hiç sayılabilecek kadar az… ÜMİT ÖZDAĞ’IN HEDEFİ NE? Kurduğu Zafer Partisi ile Batı’daki ırkçı partilerden daha da sert bir nefret politikası izleyen Ümit Özdağ’ın ekonomi, sağlık, eğitim gibi konulara hiç değinmeden sadece “Suriyelileri göndereceğiz” vaadiyle seçim kazanamayacağı aşikar. Her gün ‘iktidar olacağız’ diyerek ve mültecilere karşı kışkırtıcılık yaparak taraftar toplayan Özdağ’ın tek hedefinin FETÖ’nün planları dahilinde Türkiye’de çıkması planlanan bir iç karışıklığa zemin hazırlamak olduğu siyasi gözlemciler tarafından dillendiriliyor.

2 yıl önce

Suriye muhalefetinin başkanı: Ülkemize dönmek istiyoruz

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Salim el Muslat, Suriye Ulusal Koalisyonu Genel Merkezi'nde gazetecilerle bir araya geldi. Toplantıda, Suriye'deki son durum ve Ukrayna'daki savaş süreci konuşuldu. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Salim el Muslat, Türkiye'ye teşekkür ederek sözlerine başladı. Salim el Muslat, Suriyeli iş insanlarının Türkiye'ye yatırım yaptığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “YATIRIMCILAR TÜRKİYE'YE YATIRIM YAPMAK KONUSUNDA BURAYI KENDİ VATANI GİBİ GÖRDÜLER” “Bu bizim görevimiz çünkü Türkiye bize kucak açtı. Burası bizim ikinci vatanımız oldu. Suriyeli yatırımcılar Türkiye'ye yatırım yapmak konusunda burayı kendi vatanı gibi gördüler. Suriye'de kurtarılmış bölgelerde tek bir yönetim olmalı. O bölgede üniversite okul ve hastane yapılmalı. Bu konudan Türkiye'den destek gerekli. Türk devletine teşekkür ediyorum. “BİZ VE MÜLTECİLERİN ASIL HEDEFİ VATANIMIZA DÖNMEK” Türk milleti bize evini yüreğini açtı. Türkiye'de yaklaşık 4 milyon Suriyeli var. Bu durum Türkiye'nin güçlü devletlerden biri olduğunu gösteriyor. Uluslararası arenada önemlidir. Bizim bir felaketimiz Suriye'deki diktatörlük rejimidir. İki ülkenin kardeşçe yaşamasını istiyoruz. Biz ve mültecilerin asıl hedefi vatanımıza dönmek. Bu da siyasi bir değişimin olması gerekir. “TÜRKİYE, BİZİM İYİ OLMAMIZI İSTİYOR AMA YETMİYOR” Güvenli bir ülkeye dönmek istiyoruz. Rejim bertaraf edilmeli, kökü kazınmalı. Elimizden geldiği kadar siyasi kurallara uyduk. Birleşmiş Milletler kararları maalesef gerçekleşmedi. Türkiye, bizim iyi olmamızı istiyor ama yetmiyor. Diğer ülkeler de bizi yalnız bırakmamalı. “TÜRKİYE TÜM ÜLKELERİN YAPMADIĞINI YAPTI” Suriye bir işgal altında. İran bizi işgal etti. Mezhepsel milisleri ile bizi işgal ettiler. İran bunları destekliyor. Türkiye'deki zorlukları azaltmak istiyoruz. Beraber çalışmak istiyoruz. Siyasi kurallar içerisinde çok çalışmamız gerekiyor. En azından kurtulmuş bazı bölgelere dönüşüm isteriz. Diktatör rejiminin bitmesini ve gitmelerini istiyoruz. Türkiye tüm ülkelerin yapmadığını yaptı. Biz bir an önce ülkemize dönmek istiyoruz, Türk kardeşlerimize zorluk çektirmek istemiyoruz ama uluslararası bir irade olmadı.” “UKRAYNA'DA GÖRDÜĞÜMÜZÜ BİZ ZATEN YAŞIYORUZ” Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınayan Salim el Muslat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ukrayna’da gördüğümüzü biz zaten yaşıyoruz. 2015 yılından beridir Rusların uçaklarla ülkemize girmesinden dolayı çok kişiyi kaybettik. Hiçbir sivil halka saldırıda bulunulmaz. Rejimin Ruslara destek olmasını da kınıyoruz. Esad rejimi kendi halkı için değil kendisi için bunları yapıyor.”

2 yıl önce

Bakan Koca’dan “4 bin Suriyeli sağlıkçı atandı” yalanını söyleyen ırkçı kafa Ümit Özdağ’a cevap

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Göç ve Sağlık Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında 29 ilde 185 Göçmen Sağlığı Merkezi açıldığını, buralarda mecburen göç eden 787’si hekim, 34’ü diş hekimi, 1.149’u hemşire, yaklaşık 4 bin Suriyeli sağlık çalışanı istihdam edildiğini söylemişti. “SURİYELİ SAĞLIK ÇALIŞANI AÇIKLAMALARIM ÇARPITILDI” Bakan Koca’nın açıklaması, sosyal medyada tartışma konusu yarattı. Bunun üzerine Twitter hesabından “Aslının aynısıdır” başlıklı bir açıklamada bulunan Bakan Koca, sözlerinin çarpıtıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “DSÖ Göç ve Sağlık Toplantısında, 29 ilde 185 Göçmen Sağlığı Merkezi açıldığını, buralarda, ülkemize mecburen göç eden 787’si hekim, 34’ü diş hekimi, 1.149’u hemşire, yaklaşık 4 Bin SURİYELİ SAĞLIK ÇALIŞANI istihdam edildiğini söyledim. Konu özünden saptırıldı. “PERSONEL SAĞLIK BAKANLIĞI KADROSUNDA DEĞİL, GEÇİCİ SÖZLEŞMELİDİR” Bu insani proje, Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Delegasyonu ile Bakanlığımız arasında imzalanan DOĞRUDAN HİBE Sözleşmesi çerçevesinde hayata geçirilmiştir. Türkiye’de Göçmen Sağlığı Hizmetlerinin Desteklenmesi Projesi 2017’den beri devam etmektedir. Göçmen Sağlığı Merkezlerinin yapımı, görevli sağlık personelinin istihdamı Avrupa Birliği FONLARINDAN karşılanmaktadır. Personel sadece Suriyeli hastalara hizmet vermektedir. Personel Sağlık Bakanlığı kadrosunda değildir, proje kapsamında GEÇİCİ sözleşmelidir. Göçmen Sağlığı Merkezlerinin AB projesi kapsamında açılmasındaki amaç, sağlık tesislerimiz ile sağlık personelimiz üzerinde oluşan yükü arzu edildiği şekilde azaltmaktır. GERÇEK BÖYLEYKEN, “istihdam” başta olmak üzere konunun saptırılması kabul edilemez.” ÜMİT ÖZDAĞ VE FETÖCÜLER ÇARPITMIŞTI Her gün yüzlerce yalan ve kurgu paylaşımla savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyelileri hedef alan Ümit Özdağ ve FETÖ bağlantılı pek çok hesap Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarını çarpıtmıştı. https://twitter.com/umitozdag/status/1506870249181917186?s=21

2 yıl önce

Göç İdaresi Başkanı Ünlü: 500 bine yakın Suriyeli kendi iradeleriyle dönüş yaptı

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Savaş Ünlü, Doha Forum 2022'deki "Mülteci Akımlarının Yönetiminde Uluslararası Topluluğun Rolü: Suriye ve Ötesi" oturumunda konuşma yaptı. Türkiye’nin göç politikasını anlatan Ünlü "Rusya Suriye’de sahaya müdahil olmadan önce Türkiye kendisi doğrudan Suriye’ye müdahale edip mülteci krizini önleyemez miydi?" şeklindeki soruya şu cevabı verdi: "Cumhurbaşkanımız o dönemde Suriye’de güvenli bölgeler oluşturulması gerektiğini her fırsatta ifade etti ancak o dönem dünya buna maalesef destek olmadı. Hatta Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki 18 Mart mutabakatına göre, AB Türkiye ile birlikte Suriye’nin kuzeyinde güvenli alanlarda insani koşulların iyileştirilmesini destekleyecekti ancak AB de bu taahhüdünde durmadı. Türkiye kendi imkânlarıyla Suriye’nin kuzeyinde bu güvenli bölgeleri oluşturdu ve oluşturulan bu güvenli bölgelere neredeyse 500 bine yakın Suriyeli tamamen kendi iradeleriyle gönüllü geri dönüş yaptı." TÜRKİYE'DEKİ SURİYELİ SAYISI
 Göç İdaresi Başkanı Ünlü, Suriye’deki savaş ve Esed rejiminin işkencelerinden kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeli sayısını da açıkladı: "Türkiye geçici koruma statüsü sahibi 3,7 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Buna ek olarak Türkiye’de dünyanın farklı ülkelerinden 300 bin civarında da şartlı mülteci bulunuyor." ULUSLARARASI DAYANIŞMA ŞART
 Panelde dünyadaki mülteci kriziyle ilgili de açıklamalar yapan Ünlü, "Öncelikle sorunların kökenine inmek gerekiyor. Sorunların minimalize edilmesi için de uluslararası dayanışmanın artırılması gerekiyor. Ancak, gerçekte yapılanlara baktığımız zaman; gelişmiş ülkeler, meseleyi dışsallaştırarak mülteci sorununu çatışma alanlarıyla komşu olan, nispeten az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin üstünde bırakmayı amaçlayan ve kendi sınırlarında güvenlik tedbirlerini artırmak suretiyle mülteci akınlarını kendi sınırlarının diğer tarafında tutan politikaları tercih ediyorlar" diye konuştu. EGE DENİZİ'NDEKİ HUKUSUZLUĞA VURGU
 Panel moderatörünün bir diğer panelist olan İtalya Dışişleri Bakan Yardımcısına yönelttiği “Ukrayna savaşı nedeniyle ortaya çıkan mülteci akınında AB hızlı hareket edip geçici koruma statüsü verme kararı alırken Suriye krizi başladığında Suriyeli mültecilere böyle bir reaksiyon niye göstermedi? Bu ayrımcı bir tavır değil midir?” şeklindeki sorusuna İtalya Dışişleri Bakan Yardımcısı “O tarihte AB ülkeleri arasında bu konuda maalesef bir uzlaşı sağlanamadı” cevabını verince Göç İdaresi Başkanı Dr. Savaş Ünlü söz alarak şu ifadeleri kullandı: “AB’nin Suriyeliler için o tarihte bir geçici koruma kararı almamış olması veya AB üyesi ülkeler arasında uzlaşının olmaması, 1951 Mülteci Sözleşmesinden ve diğer insan hakları belgelerinden doğan sorumluluklarımızı ortadan kaldırmaz. Ege Denizi’nin ortasında insanları hukuksuzca geri itmenin ve en temel insan haklarını çiğnemenin mazereti olamaz’ dedi.

2 yıl önce

PKK'lı teröristlerin Suriye'de dini değerlere yönelik saldırıları her geçen gün daha da artıyor... Alçaklar cami basıp Kur'an-ı Kerim yaktı

PKK'lı teröristlerin Suriye'de dini değerlere yönelik saldırıları her geçen gün daha da artıyor. Fırat'ın doğusunda işgal altında tuttukları bölgelerde halka zulmederken düzenli olarak camilere de saldıran PKK, son olarak Deyrizor'un Darnaj kasabasında cami imamının evini ateşe verdi. Yeni Şafak'ın haberine göre, Camiye saldırıp Kur'an-ı Kerim'leri yakan teröristler, imam Usame Halil el-Vatban başta olmak üzere kendilerine karşı çıkan herkesi de tutukladı. Halkı kışkırtmak için Kur'an-ı Kerimleri yere atıp yakan teröristler, karşı çıkan vatandaşların da evlerini ateşe verdi. Aralarında çocukların da bulunuğu onlarca sivil hiçbir gerekçe gösterilmeksizin gözaltına alındı. SİLAH SESLERİ DİNMİYOR Kasaba halkı uzun süredir keyfi tutuklamalar, sivillere yönelik ihlaller ve dini değerlere yönelik saldırılar nedeniyle eylemler düzenliyordu. Sokağa çıkma yasağı getiren teröristler, pazar ve alışveriş noktalarını tamamen kapattı. Bölgeye giriş-çıkışların yasaklanmasıyla gıda girişi ve hastaların tedavisi sekteye uğradı. Fırat kıyısında onlarca hasta, kadın ve çocuğun beklediği belirtiliyor. Öte yandan; bölgede yaşayan Müslüman Suriyeli Kürtler, teröristlerin İslam'a yönelik saldırılarına karşı çıkıyor. Sokağa çıkma yasağının ardından silah seslerinin dinmediği kasabada sivillerin öldürüldüğü iddia ediliyor.

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 ... 34 35