29 Nisan Pazartesi 2024
2 yıl önce

Organize suç örgütü tartışması… AK Partili Çelik: AK Parti MYK'sı güçlü şekilde reddediyor

AK Partili Çelik’in konuşmasından satır başları şu şekilde:

Ramazan'da cumhurbaşkanımız Diyarbakır anneleri ile buluştu. 25 annemiz evladına kavuştu. Çeşitli illerde de benzer girişimlere ilham kaynağı oldu Diyarbakır annelerimiz. İllegal mafyatik kişinin İçişleri Bakanımız hakkındaki iddiaları dile getiriliyor. AK Parti MYK'mız İçişleri Bakanımız ve Binali Yıldırım hakkındaki iddiaları reddetmektedir. İllegal mafyatik adamların siyasette referans olarak kabul edilmesinin yanlış olduğunu söyledim. siyasetin doğasında olmaması gereken bir şey yaptılar ve illegal alanda yöneltilen iddiaları malzeme olarak kullanmak gibisinden tarihi bir hata yaptılar. Temel meselelerden biri şudur. Siyasete dışardan saldırı olur. Önemli olan Türk siyasetinin içindeki herkesin saldırıya karşı saldırı gayrimeşru alandan geldiği için kategorik olarak reddetmesi gerekir. Siyasi demeç verirken zaten bir suç örgütü liderinin sözlerini esas almak vahim durum ortaya çıkarmaktadır. Arkadaşlarımızın kendileri, bu çirkinliklere muhatap olmuş arkadaşlarımız yargıya başvuruyor zaten. Bu kurguların, oyunların her zaman farkındayız. Devletin hedef alındığını, bunlarla ne yapılmak istendiğini net olarak görüyoruz. Siyasetin meşru alanının korunmasını gerektiğini ifade ediyoruz. Siyasi muhalefet yapmanın usulü temelden yanlış bir yere konumlandırılmıştır. Suç örgütlerinin söylediklerini siyasetin meşru alanı haline getirirseniz yarın öbür gün de başka bir suç örgütü mensubunun sizinle ilgili benzer iddialar getirmesi halinde bunların da meşru olduğunu kabul etmiş olursunuz. Her suç örgütü mensubu çıksa bugün bu iftiraları başka bir siyasi parti ile ilgili yapsa yarın kendileri için söylenecek sözleri de doğru kabul etmiş olurlar. AK Parti MYK'sı bütün bu iftiraların karşısında, arkadaşlarımızın yanındadır. İSRAİL'İN FİLİSTİN'E SALDIRISI Filistin mazlumlarına saldırdığı karşısında Batı medyasında Filistinli çocuklar öldü diye çıkıyor. Filistinliler direnince ne oluyor, taraflara itidal çağrısı yapıyoruz. Filistinlileri yok etmek isteyen iradenin medyatik dilde de var olduğunu görüyoruz. İsrail'in saldırısına karşı Filistin'e destek olmak için güçlü bir diplomasi yürüttük. En güçlü şekilde sesi çıkan ülke Türkiye oldu. Maalesef ABD dışişleri Bakanlığı çıktı, Cumhurbaşkanımızın ifadesini anti semitizm olarak ifade etti. Bunu kınıyoruz. Filistin meselesindeki adil tutumuna karşı anti semitizm denilmesi Filistinli çocukların öldürülmesinin örtbas edilmesinden başka bir şey değildir. Birileri çıkıp adalet isteyen herkese anti semitik dediği zaman en büyük zararı anti semitizmle mücadeleye vermektedir. İtiraz ettiğimiz şey Filistinli çocukların katledilmesidir. AKŞENER'E TEPKİ Cumhurbaşkanımızın adaletli tutumuna şahitlik eden Türk Musevi cemaatine de teşekkür ediyoruz. En olmayacak şeylerden bir tanesi sayın Akşener tarafından söylendi, bebek katili Netenyahu'ya benzetilmesi gibi bir şey oldu. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı asla bir katille yan yana getirilemez. Söz konusu Cumhurbaşkanı Erdoğan olunca bu imkansız hale gelir. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanını asla bir bebek katili ile yan yana getiremezsiniz. Bu düzeltme beklerken düzeltme yerine ısrarın sürdüğünü görüyoruz. KKTC'de ulaştırmadan enerjiye kadar her alanda yeni bir kalkınma hamlesi başlamıştır. Türkiye çözümsüzlüğün bedelini KKTC'nin ödemesine müsaade etmeyecektir. Kıbrıs Türk halkı artık adadaki hukuksuzluğa tahammül etmeyeceğini ortaya koymuştur. Yunanistan'ın siyaseti Türk kimliğine dönük bir saldırıdır. Yunanistan'ı AİHM kararlarına uymaya davet ediyoruz. ‘BUNLARLA AK PARTİ'NİN İLGİSİ YOKTUR’ Gündemde konuşulan suç örgütü liderinin mitingler yaptığı, AK Parti'nin ses çıkarmadığı ifade ediliyor. Bu yanlıştır. Biz benim ilk AK Parti'deki ilk sözcülüğüm 2015'te Genel Başkan Yardımcısıyken 12 Ekim'de bana bir soru sordunuz. Ben o zaman mitinglerle ilgili yaklaşımımızı ifade ettim. O zaman ''Genel bir prensibimiz vardır. Herkes duysun. Kim olursa olsun bunu kişiler. Başına AK diyerek kendilerine ocak diyen organizasyonlar. Bunlarla AK Parti'nin ilgisi yoktur, bizi bağlayan konular değildir. Biz kategorik olarak reddediyoruz. Bizim onayımız olmadan sembollerimizi kullanıyorlar. Bunlarla herhangi bir şekilde aramızda bağ gösterilmesini doğru bulmayız. Kan akmasını özendiren her türlü ifadeyi reddeden bir partiyiz. Bazı yerlerde görüyoruz şu ocak, şu kişi diyerek kendilerine sıfatlar yapıştıranlar var. Bunlarla partimizin bir bağı olamaz'' demişim. 7 sene önce sorulmuş, bu cevabı vermişim. Herhangi bir şekilde suç örgütü mensubunun partimizle ilişkilendirilmesi reddettiğimiz bir husustur. İçişleri Bakanımız ve Genel Başkanvekilimizle ilgili ortaya konulan bu hezeyanları reddediyoruz. (Bir Körfez ülkesinde olduğu iddiası) İstihbaratımızın yaptıkları tespitleri paylaşmak istemem. Türkiye cumhuriyeti devleti güçlü bir devlettir. Kuşkusuz bu söylediğim son gündemle de ilgilidir. biz takibimizi sürdürürüz. Şu aşamaya gelindi gibi bir ayrıntı vermem doğru olmaz. 27 Mayıs darbesi Türkiye'deki bütün kötülüklerin anasıdır. Kültür Bakanlığım zamanında adaya ilk gittiğimizde binalar çökmek üzereydi. Yassıada bir müzakere adası olarak da konumlandırılıyor. Türkiye'nin demokrasi hafızasının adasıdır. Cumhurbaşkanımızın hayaliydi burayı demokrasi ve özgürlükler adası haline getirmek. AK Parti İl Başkanları toplantısını orada yapacak olmamızın önemli bir nedeni var. Bu yerde tekrar demokrasiye bağlılığımızı net bir şekilde söyleyeceğiz. Cumhurbaşkanımızın yarın çok önemli bir konuşması olacak. Reformlarla ilgili... Bir manifesto ortaya koyulacak. Bütün değerli vatandaşlarımızı Cumhurbaşkanımızın konuşmasını dinlemeye davet ediyoruz. SALGINLA MÜCADELE Hepimiz maske - mesafe-temizlik konusuna dikkat etmeye çalışalım.

2 yıl önce

Suç örgütü liderlerini FETÖ'cüler korumuş

İçişleri Bakanı Soylu’nun, Habertürk yayınında açıkladığı işbirliğinin yeni detayları ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre, FETÖ’den ihraç edilen eski Kadıköy İlçe Emniyet Müdürü Nurettin Demir, kamuoyunda gündeme gelen suç örgütü liderinin DHKP-C tarafından tehdit edildiğine yönelik bir kurgu hazırladı. 16 Ocak 2015’teki ilk rapor doğrultusunda suç örgütü liderine koruma gerektiğiyle ilgili İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü terör ve istihbarat birimlerince yazışmalar başladı. Ancak suç örgütü lideri, kararın tebliğ edilmesinin ardından 26 Ocak 2015’te koruma istemediğini söyledi. Emniyet kaynaklarına göre, suç örgütü liderinin bu tavrı “renk vermeme” hamlesiydi. Nitekim, devam eden süreç de bunu doğruladı. İstanbul İstihbarat Şube’den 20 Şubat’ta, Terör Şube’den de 26 Şubat’ta İstanbul Koruma Şube Müdürlüğü’ne, sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcıları imzasıyla DHKP-C tehdidi içerikli yazılar gönderildi. Bu yazıların ardından İl Koruma Komisyonu 6 Mart 2015’te tekrar toplandı ve suç örgütü lideri için bir polis korumasıyla yakın koruma kararı verildi. Koruma kararları aynı ekip tarafından 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında da uzatıldı. Meslekten ihraç edilen ve adı FETÖ borsasına karışan eski İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Özgür Taşdemir ile Nurettin Demir’in kurduğu tuzağı desteklemek için 15 Eylül 2017 yılında bir valiliğe DHKP-C’nin Okmeydanı’nda suç örgütü liderine ait kumarhaneye saldırılar düzenleyebileceğine ilişkin bir tutanak da gönderildi. Emniyet kaynakları,  “Tutanak, suç örgütü liderinin işlettiği kumarhaneye terör tehdidini konu alıyor. Kumarhaneyi DHKP-C’den korumaya çalışıyorlar. Özgür Taşdemir’in ilişkileri, mal varlıkları ve birçok şeyi şaibeli…” diyor. Suç örgütü liderine verilen koruma kararı geçtiğimiz yıl Eylül ayında kaldırılmıştı. 

2 yıl önce

Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker hakkında yakalama kararı

Karar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talebiyle alındı. Şüpheli Peker'in yurtdışında firari olması gerekçe gösterildi, bugün itibariyle yakalama emri çıkarıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada ''Sedat Peker hakkında, yürütülmekte olan soruşturma kapsamında başsavcılığımızın talebi doğrultusunda Ankara 2'nci Sulh Ceza Hakimliği'nin kararıyla yakalama emri düzenlendi'' denildi.

2 yıl önce

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı'ndan Peker'e suç duyurusu

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Başkanı Lokman Aylar ve avukat Barbaros Yılmaz Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu dilekçesi vererek Ankara Adliyesi önündeki basın açıklaması yaptı. Vakıf Başkanı Lokman Aylar, Sedat Peker'in sözlerine ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya değil Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve bütünlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu kaydetti. Başsavcılığına verilen dilekçede, Peker hakkında "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılama" suçundan kamu davası açılması talep edildi. 'ÜLKEMİZİN LİDERİNİ YIPRATMAYA ÇALIŞIYORLAR' Aylar, devlet içinde şaibe yaratılmaya çalıştığını kaydederek, "Hükümet düşürmeye, bakan düşürmeye, ülkemizin liderini yıpratmaya, kurumları karıştırmaya, devletimiz için şaibe oluşturmaya, 'Türkiye mafya devletidir' algısı inşa etmeye ve 'zaaflar ülkesi' görüntüsü vermeye çalışıyorlar. Bu sebeple İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu hakkında kamuoyu tarafından organize suç örgütü lideri olarak bilinen Sedat Peker isimli şahıs tarafından sarf edilen beyanlar, bakanımız Süleyman Soylu beyin şahsı hakkında münferiden değerlendirilemeyeceğini, yapılan açıklamaların Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne, anayasal organların tamamına, vatanına, milletine ve varlığına yönelik saldırı mahiyetinde olduğundan bu uğurda canlarını feda eden kahramanlarımız ve bu uğurda uzuvlarını kaybeden gazilerimiz adına bu ülkeye beden ödeyen kahramanlar ve aileleri bu toprakları vatan yapmak için hayallerini feda eden gazilerimiz ve vatan yürekli Türk milleti buna müsaade etmeyecektir" dedi.

2 yıl önce

Suç örgütü elebaşı Peker ile bağlantılı 3 kişi gözaltında

Emniyet birimleri, organize suç örgütü soruşturması kapsamında aranan 3 kişinin adresleri tespit edildi.  İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, Çanakkale'de lüks bir villaya operasyon gerçekleştirdi, örgütte kilit rol oynayan A.S. yakalandı. İstanbul'daki operasyonda ise U.B. ve Ü.G, gözaltına alındı. Yakalananlar ifadeleri alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Sedat Peker'in elebaşı olduğu organize suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında 63 kişi hakkında gözaltı kararı almıştı. 9 Nisan'da 7 ildeki 121 adrese yapılan operasyonda, 54 kişi gözaltına alınmıştı.

2 yıl önce

Sedat Peker suç örgütü operasyonunda kilit isim tutuklandı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince, yurt genelinde faaliyet gösteren ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "nitelikli yağma", "gasp", "rüşvet", "yaralama", "tehdit" ile "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" gibi birçok suça karıştığı belirlenen, elebaşılığını Peker'in yaptığı suç örgütüne yönelik 28 Mayıs'ta, İstanbul ve Çanakkale'de düzenlenen operasyonda gözaltına alınan şüpheli Abdullah S., Ümit G. ve Ulaş B'nin emniyetteki işlemleri tamamlandı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Abdullah S. tutuklanırken Ümit G. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Diğer şüpheli Ulaş B. ise savcılıktaki işlemlerinin ardından serbest kaldı. SÜREÇ Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, 9 Nisan'da İstanbul merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda, haklarında gözaltı kararı bulunan 63 kişiden 56'sı yakalanmıştı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan 12'si tutuklanırken 7'si adli kontrol şartıyla 37'si ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Hakkında gözaltı kararı bulunan şüphelilerden birinin bu süreçte vefat ettiği öğrenildi. Firari durumdaki 6 kişiden 3'ü 28 Mayıs'ta gözaltına alınırken, yurt dışında olduğu tespit edilen elebaşı Sedat Peker'in de aralarında bulunduğu 3 kişinin ise yakalanmasına çalışılıyor.

2 yıl önce

CHP’li Çeviköz Radio France’nin HDP-PKK bağına ilişkin sorusunu cevapsız bırakıp hükümeti suçladı

İstanbul Milletvekili ve CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Radio France’nin sorularını yanıtladı. Çeviköz’e sorulan sorulardan biri HDP’ye açılan kapatma davası ve PKK’nın HDP ile olan ilişkisi oldu. Çeviköz: Haksızlıktır yanlıştır uydurulmuştur Çeviköz’e “HDP’nin PKK’nın siyasi vitrini olmakla suçlanıyor, ne düşünüyorsunuz?” sorusu yöneltildi. Çeviköz, kendisine yöneltilen bu soruya net bir cevap vermedi. Bunun yerine kaçamak bir söylemde bulunarak, hükümetin muhalefeti sindirmek için “terörist” ifadesine sarıldığını öne sürdü. Çeviköz, “Haksızlıktır, yanlıştır, sıfırdan uydurulmuştur” ifadelerini kullandı. “HDP’nin benzer değerleri paylaştığını düşünüyorum” Çeviköz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’nin müttefiklerinin kim olacağına yönelik bir soruyu da “Türkiye'de demokrasiye inanan ve demokrasiyi yeniden tesis etmek isteyen partiler olacak” diyerek yanıtladı. HDP’nin de bu değerleri (solcu-laik) paylaştığını söyledi.

2 yıl önce

Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in izinden gidiyor

Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker, geçen gün Twitter hesabından bir paylaşımda bulunarak Gaziosmanpaşa'da 1993 yılında düzenlenen saldırıdan daha büyük bir eylemin eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın adamları tarafından planlandığını öne sürdü. Peker, YouTube'da yayınladığı videolara dikkat çekerek "Devamlı Alevilik konusuna değinmemin sebebi derin mehmetin adamları tarafından geçmişte Gaziosmanpaşa’daki kahve saldırısından çok daha büyük bir eylem yapılıp, ülkede kaos çıkarma planlarını boşa çıkarabilmek içindir. Planları bir cemevine saldırıdır" iddiasında bulundu. 26 YIL SONRA AYNI SÖYLEM! superhaber.tv’nin haberine göre; Gazeteci Toygun Atilla da Peker'in o paylaşımıyla ilgili bir detaya dikkat çekti. FETÖ elebaşı Gülen'in de 1995 yılında Alevilere yönelik saldırı olacağına dair raporu 1,5 ay öncesinde devlete verdiğini söylediğine vurgu yapan Atilla, "26 yıl önce de ve 26 yıl sonra da seslendirenler tuhaf!" ifadesini kullandı. Atilla, paylaşımında şunları söyledi: "Yıl 1995 F.Gülen,Gazi Mahallesi’nde Alevilere yönelik bir saldırı olacağına dair raporu 1,5 ay öncesinde devlete verdiğini söyledi. Yıl 2021 Sedat Peker, Gazi Olaylarından daha büyük bir olay planlandığını iddia etti. 26 yıl önce de ve 26 yıl sonra da seslendirenler tuhaf!" GAZİ OLAYLARINDA NELER YAŞANDI? 12 Mart 1995 tarihinde o dönem İstanbul'un Gaziosmanpaşa ilçesine bağlı Gazi Mahallesi'nde üç kahvehane ve bir pastane kimliği belirsiz kişilerce taranmış, bu saldırılarda Halil Kaya adlı bir Alevi dedesi hayatını kaybetmiş, 25 kişi de yaralanmıştı. Gazi Mahallesi'nde dört gün boyunca süren olaylarda 22 kişi hayatını kaybetmiş, 150'den fazla kişi yaralanmış, çok sayıda kişi de tutuklanmıştı.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 41 42