19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Kremlin Sözcüsü: ABD'nin Vladimir Putin'e yaptırım kararı bağların kopmasına neden olabilir

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) senatosundaki Demokratlar, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali durumunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve tüm hükümet üyelerinin yanı sıra Rus finans kuruluşlarına da yaptırım uygulanması konusunda yasa tasarısı hazırladı. ABD senatosunun hazırladığı yasa tasarısı ile ilgili Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, "Böyle bir tasarının uygulanması durumunda ABD ile ilişkilerin tamamıyla kopabileceğini söyleyerek "Rusya devlet başkanına yaptırım uygulaması diplomatik ilişkilerde bir kopuşla karşılaşılabilecek çirkin bir öneridir" açıklamasını yaptı. Peskov ayrıca önerilen yasa tasarısına da karşılık verileceğini ve bu durumun diplomatik ilişkileri kesme boyutuna ulaşabileceğini belirtti. "CENEVRE VE BRÜKSEL'DEKİ TOPLANTILARDA ANLAŞMAZLIKLAR KAYDEDİLDİ" ABD ile yapılan güvenlik garantileri toplantısı ve Brüksel'de gerçekleşen Rusya - NATO Konseyi toplantısına dair yorumlarda bulunan Peskov, bu toplantılarla ilgili umutsuz ifadeler kullanarak, "Müzakereler, özellikle ortaya konan temel sorulara somut cevaplar almak için başlatıldı. Bu temel sorularda anlaşmazlıklar kaydedildi. Bu başarısız iki tur ancak eksi olarak sayılabilir" dedi. Görüşmelerde artı sayılabilecek unsurların da kaydedildiğini belirten Peskov, "Bazı olumlu nüanslar, artı sayılabilecek olumlu unsurlar vardı. Ancak bunlar istişarelerin ana hedefi değildi" şeklinde konuştu. Müzakerelerin sürdürülmesi yönünde Rus siyasi iradesinin her zaman yapıcı bir tavır sergilerken ABD'nin ise müzakere etmekten daima kaçındığına değinen Peskov, "Rusya'da müzakereleri sürdürmek için hiçbir zaman siyasi irade eksikliği olmadı. Tam tersine, muhataplarımızın bu müzakereleri yürütme konusundaki isteksizliği ile defalarca karşılaştık" diyerek ABD'yi suçladı.

2 yıl önce

Mahkeme kararıyla yalancılığı tescillenen İBB Sözcüsü Murat Ongun’un yalancılığı noter tarafından da tescillenmiş

AA’nın Anıtkabir ve Kocatepe Camii’ni birlikte gösteren fotoğrafın ''fotomontaj'' olduğu iddia eden dönemin HaberTürk Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Murat Ongun’un itirazı üzerine fotoğrafın çekimi Noter huzurunda yeniden yapılmıştı ve İBB Sözcüsü Murat Ongun’un yalan konuştuğu tasdiklenmişti. Başkent Öğretmenevinin terasında noter huzurunda gerçekleştirilen fotoğraf çekimine, dönemin AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hilmi Bengi, dönemin Genel Müdür yardımcıları Tahsin Aktı ve Ahmet Tek, Ankara 25. Noter yeminli memuru Mustafa Yurttan, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkan Yardımcısı ve söz konusu fotoğraf için bilirkişi tayin edilen Ümit Bektaş, Anadolu Ajansı foto muhabirleri ve kameramanları, Habertürk ekibi ve diğer bazı basın kuruluşlardan gazeteciler katıldı. Tolga Adanalı iddialara neden olan aynı kareyi, yeniden çekti ve noter, bu çekimi tespit tutanağı ile kayda geçirdi. TUTANAK Tutanakta, ''Anıtkabir ve Kocatepe Camii'ni gören pencereden dijital fotoğraf makinesi balkona konularak saat 14.06'da foto muhabiri Sami Tolga Adanalı tarafından STA 0427 kod numaralı fotoğraf çekildi. Halihazır durumu ile bulunduğu yerden Anıtkabir ve Kocatepe Camii aynı kare içerisinde yer aldı. İş bu fotoğraf, çıktısı alınarak, tutanağa aynen eklendi'' ifadelerine yer verildi. Tespit tutanağı dönemin AA Genel Müdürü Bengi, dönemin Genel Müdür Yardımcısı Aktı ve bilirkişi Ümit Bektaş tarafından imzalandı. Habertürk'ten gelen ekip ise tutanağı imzalamadı. Habertürk muhabiri Gülin Yıldırımkaya, imzalamaya yetkili olmadıklarını söyledi. ONGUN: ''AÇI KONUSUNDA AA GENEL MÜDÜRÜ HİLMİ BENGİ VE FOTOMUHABİRİ TOLGA ADANALI KESİNLİKLE HAKLI'' Murat Ongun da, Anıtkabir ile Kocatepe Camii'ni bir arada gösteren ve AA'nın 2007 takviminde kullanılan fotoğrafla ilgili ''Açı konusunda AA Genel Müdürü Hilmi Bengi ve fotomuhabiri Tolga Adanalı kesinlikle haklı'' demişti. Ongun, Habertürk'ün ana haber bülteninde Ankara'da yıllardır ikamet eden insanların bile böyle bir açıdan haberdar olmadığını, AA fotomuhabiri Tolga Adanalı'nın böyle bir açıyı yakaladığını söyledi. Ongun, AA'nın açı konusunda haklılığını ispatladığını belirterek, şunları kaydetti: ''Açı konusunda AA Genel Müdürü Hilmi Bengi ve fotomuhabiri Tolga Adanalı kesinlikle haklı. Tolga Adanalı tüm Ankaralıları şaşırtan bu açıyı yakaladı. Adanalı'yı bir kere değil, iki kere tebrik ediyorum. Çünkü Adanalı daha 13 ay önce Ankara'ya gelmiş bir fotomuhabiri. Yıllardır Ankara'da olan fotomuhabiri arkadaşlarımız maalesef bugüne kadar bu açıyı yakalayamadılar. Bugün noter, AA ve Habertürk ekipleri saat 14.00'da buluştular ve bu açının olduğunu herkese gösterdiler. Ankaralılar da şaşırdı. Tolga Adanalı'yı da Hilmi Bengi'yi de tebrik ediyorum.''

2 yıl önce

Bakan Kurum'dan sert tepki: HDP’nin sözcüsü, Kandil’in sözlüsü mü oldunuz?

Nevşehir’e 20 yılda 12,5 milyar liralık yatırım yaptıklarını, 2,2 milyar lira yatırımla 7 bin 471 konut ve sosyal donatı ürettiklerini, yatırım değeri 735 milyon lira olan 2 bin 294 konut, 57 dükkân, 4 ticaret merkezi, sağlık ocağı, jandarma binası, okul ve caminin yapımına devam ettiklerini belirten Bakan Murat Kurum, 94 milyon lira yatırımla 274 konut ve dükkânların da temellerini bugün atacaklarını söyledi. Nevşehir esnafına dükkân, Nevşehirlilere 4’üncü millet bahçesi müjdesi veren Bakan Kurum; Kızılçukur, Derbent ve Esentepe mevkilerinde ticari karşılama merkezleri yapımı için birkaç ay içerisinde ihaleye çıkacaklarını ve karşılama merkezlerinin yapımına ivedilikle başlayacaklarını da açıkladı. “TOKİ eliyle Ürgüp Üçgüzeller mevkiinde Kentsel Dönüşüm kapsamında yapılacak ticari karşılama merkezinin ihalesini Şubat ayı içerisinde yapacağız.” bilgisini veren Bakan Kurum, “Biz bu şekilde milletimize olan sözümüzü tutmaya çalışırken bazılarının teröristlerle söz kestiğine şahit oluyoruz. Yozgat’ta ‘Kandil’i yerle bir edeceğim’ diyen, bugün ise TBMM’de onlarla kol kola gezenlere ne oluyor? Yoksa siz de HDP’nin sözcüsü, Kandil’in sözlüsü mü oldunuz?” diye sordu. Belediye başkanlarıyla istişare toplantısı Nevşehir Kentsel Dönüşüm Konutları ve Derinkuyu Arıtma Tesisi Temel Atma Töreni’ne katılmak için Nevşehir’e gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sabah saatlerinde belediye başkanlarıyla bir araya geldi. Bakanlığın ve belediyelerin il ve ilçelerdeki tamamlanan, devam eden ve planlanan projelerinin değerlendirildiği ve yeni projelerin istişaresinin yapıldığı toplantı sonrası Cuma namazı için Uçhisar Merkez Camisi’ne geçen Bakan Murat Kurum, ardından 135’i Nevşehir Kalesi Kentsel Dönüşüm alanında, 274’ü Kozaklı Emek Mahallesi’nde olmak üzere toplam 409 konut ile Derinkuyu İçme Suyu Arıtma Tesisi Temel Atma Töreni’ne katıldı. 20 yılda Nevşehir’e 12,5 milyar lira yatırım Son 20 yılda Nevşehir’e 12,5 milyar lirayı aşkın yatırım yaptıklarını belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, Bakanlığının ise Nevşehir için 3.5 milyar liralık proje ürettiğini ve üretmeye de devam ettiğini kaydederek, “Şimdi burada; toplam yatırım bedeli yaklaşık 200 milyon lira olan çok önemli projelerimizin temellerini hep birlikte atıyor, şehrimizde yeni ve tarihî bir dönemi başlatıyoruz. Nevşehir’imizi de ‘tarihe vefa geçmişe saygı’ sloganıyla ihya ediyor, şehrimizin o eşsiz jeolojik ve tarihi dokusunu gün yüzüne çıkaracak adımlarımızı atıyoruz. Geldiğimizde gerek yerli gerek yabancı turistlerimiz buradaki bu tarihi dokudan daha güzel bir şekilde istifade etsin istiyoruz. Nevşehir Kalesi çevresinde; 11 mahallemizde, toplam 700 bin metrekare alanda kentsel yenileme ve dönüşüm çalışmalarımızı tüm hızıyla devam ettiriyoruz. Bu kapsamda bugüne kadar Mehmet Akif Ersoy Mahallemizde sosyal donatı alanlarıyla birlikte 3 bin 750 konut ürettik, yeni bir yaşam alanı kurduk. Sosyal donatılarıyla, yeşil alanlarıyla vatandaşımızın hak ettiği altyapıyla bu konutlarımızı teslim ettik ve vatandaşlarımız mutlu bir şekilde içerisinde yaşıyorlar. Hiçbir vatandaşımızı da bu dönüşüm sürecinde mağdur etmedik. Önce konutlarımızı inşa ettik; sonra hak sahibi vatandaşlarımızı bu alanlara taşıdık. Bu süreçte de onlara kira yardımı, eşya yardımı, taşınma yardımı gibi her türlü desteği de vermeye gayret gösterdik. Nevşehir Kalesi Tarihi Dönüşüm ve Kentsel Yenileme Projemizle birlikte yatırım değeri 75 milyon lira olan konutlarımızın, dükkânlarımızın yine sağlık ocağımızın temellerini atıyoruz. Vatandaşlarımız için yeni sağlıklı evler, yuvalar ve işyerleri yapıyoruz.” dedi. “Eşsiz bir doğa ve tarih koridoru oluşturuyoruz” Bakan Murat Kurum, Nevşehir yatırımlarına ilişkin açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: “İçerisinde tünellerden mezar odalarına, suyollarından kaya oyma kiliselere ve manastırdan kamusal alanlara kadar birçok yaşam alanını barındıran dünyanın en büyük yamaç yerleşimini gün yüzüne çıkardık. Buradaki 430 bin metrekarelik alan Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından arkeolojik sit alanı ilan edildi. Böylelikle binalar arasında sıkışıp kalmış bir kayıp şehri, Kayaşehri’mizi, tarihî kimliğiyle yeniden kazandırmış oluyor, milyonlarca ziyaretçimize açmış oluyoruz. Ayrıca bu projemizle Kızılırmak’tan Nar Vadisi boyunca; çevresinde Kurşunlu Camii, Meryem Ana Kilisesi ve Kayaşehir gibi çok kıymetli tarihî mirasları barındıran Nevşehir Kalesi’ne kadar eşsiz bir doğa ve tarih koridoru oluşturuyoruz. Yine dünyanın göz bebeği Kapadokya’mızda, ekolojik koridorlarla şehrimizi merkeziyle bütünleştirecek bir doğa, tarih ve medeniyet aksı daha oluşturacağız. Bu büyük tarihî dönüşüm ve kentsel yenileme projemiz Nevşehirli kardeşlerimize, ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu olsun.” Bakan Kurum’dan esnafa müjde! Bir başka kentsel dönüşüm projesini de yine TOKİ eliyle Kozaklı ilçesi Emek Mahallesi’nde yaptıklarını, içerisinde tek katlı 52 atölyenin bulunduğu küçük sanayi sitesi alanında, 94 milyon lira yatırımla 274 konut ve 6 dükkânın da temellerini bugün atacaklarını ifade eden Bakan Kurum, atölye sahibi esnaflara müjde verdi. Murat Kurum, şunları söyledi: “Buradan sizlerin huzurunda atölye sahibi esnaflarımıza da bir müjde vermek istiyorum. Esnaflarımızı mağdur etmiyor, burada kentsel dönüşümle üreteceğimiz konutlarda onlara hak sahipliği veriyoruz. Kendi yerlerinde oturacaklar, buradaki uygun ödeme koşulları ile vatandaşlarımız bu konutları alabilecekler. Yine bu projemiz kapsamında kaba inşaatını tamamladığımız İlçe Jandarma Komutanlığımızın binasını da en kısa zamanda tamamlayarak yeni yerine taşıyacağız. Emek Mahallesi Kentsel Dönüşüm konutlarımız ve dükkânlarımız da Nevşehir’imize, Kozaklı’mıza hayırlı olsun.”

2 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın: Türkiye Rusya-Ukrayna gerginliğinin çözümünde her türlü rolü oynamaya hazır

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, Rusya-Ukrayna gerginliğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna'yı ziyaret edeceğini duyuran Kalın, Türkiye'nin sorunun çözümü için her türlü rolü oynamaya hazır olduğunu söyledi. Kalın, düşünce kuruluşu Circle Foundation tarafından düzenlenen Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginliğin Avrupa ve NATO'ya olası etkileri konusunda yapılan bir online panelde konuştu. Konunun bir süredir gündemde olduğuna ve gerilimin tırmandığına işaret eden Kalın, Türkiye'nin de gelişmeleri büyük bir endişeyle takip ettiğini, bu gerginliğin beraberinde riskler getirdiğini söyledi. Türkiye'nin Ukrayna'da veya Rusya ile Ukrayna arasında herhangi bir askeri harekat, çatışma veya savaş istemediğini vurgulayan Kalın, "Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü, siyasi egemenliğini ve sosyal bütünlüğünü tam olarak destekliyoruz." dedi. Ankara'nın yeni bir savaş görmek istemediğini; Suriye'de, Irak'ta ve dünyanın diğer yerlerinde yeterince bunu gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, iki tarafa da itidal çağrısı yaptı. Ancak mevcut sorunun, Rusya-Ukrayna arasındaki gerginliğin ötesinde bir boyutu olduğunu söyleyen Kalın, Soğuk Savaşı'n ardından geçen 30 yılda jeopolitik gerçeklerin geldiği noktaya işaret etti. "GERÇEK VE KAPSAMLI BİR DİYALOG HER ZAMANKİNDEN DAHA ACİL" Kalın, Rusya'nın jeopolitik parametreleri yeniden tanımlama yönünde talepleri olduğunu vurgulayarak, mevcut kriz çözülse bile ileride yeni gerilimler, geleneksel savaş şeklinde olmasa bile sahada hareketlilikler, hamleler veya değişik tehdit değerlendirmeleri olacağı konusunda uyardı. Rusya ile Batı ittifakı arasındaki diyaloğun henüz başladığı, oysa bunun daha önce yapılması gerektiğini ancak Rusya'nın Kırım'ı işgali nedeniyle sekteye uğradığını belirten Kalın, nihai çözüm için jeopolitik sorunların giderilmesinin önemine dikkati çekti. İki tarafın da güvenlik tehdidi algıları olduğunu, Rusya'nın Batı'yı "arka bahçesinde bir şeyler planlamakla", Batı'nın da Rusya'yı "istikrarı bozan bir güç olmakla" suçladığına işaret eden Kalın, "Bu nedenle ciddi, gerçek ve kapsamlı bir diyaloğun her zamankinden daha acil olduğunu anlamamız gerektiğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu. Bunu yaparken, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü, siyasi istikrarı ve bunların korunmasının neden Rusya'nın da çıkarına olacağı hakkında Ruslarla çok açık bir şekilde konuşulması gerektiğini vurgulayan Kalın, "Bu bakımdan, maksimalist yayılmacı yaklaşımlardan ve taleplerden kaçınmanın öneminin altını çizmenin; samimi ve kapsamlı görüşmelerle bir tür modus vivendi (çatışan taraflar arasında nihai çözüme kadar geçici anlaşma) bulmaya çalışmanın, bunu akıl ve sabırla yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu. "TÜRKİYE GERİLİMİ AZALTMAK İÇİN OYNAYABİLECEĞİ HER TÜRLÜ ROLÜ OYNAMAYA HAZIR" Kalın, hızlı sonuç beklenmesinin başarısızlık getireceğini vurgulayarak, "Bu tür büyük, uzun vadeli jeopolitik sorunlar için hızlı çözümler yok." değerlendirmesini yaptı. Soruna çözüm bulunması konusundaki Türkiye'nin çabalarına değinen Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem Rusya Devlet Başkan Vladimir Putin hem de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski ile konuştuğunu belirterek, şunları söyledi: "(Erdoğan) Hatta isterlerse her ikisini de Türkiye'ye gelmeye, aralarındaki sorunları ve farklılıkları çözmek için bir toplantı yapmaya davet etti. Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimi azaltmak için oynayabileceği her türlü rolü oynamaya hazır. Bunu hem Rusya hem de Ukrayna'nın dostu hem de bir NATO müttefiki olarak yapıyoruz." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir kaç hafta içinde Ukrayna'ya bir ziyaret gerçekleştirerek Devlet Başkanı Zelenski ile görüşeceğini duyuran Kalın, "Aynı zamanda sonuçları büyük ve geri döndürülemez olacak her türlü askeri harekattan kaçınmak için Ruslarla yakın temas halinde olacağız." dedi. "GİDEREK ARTAN BİR KARAMSARLIĞA KAPILIYORUZ" Aynı panelde konuşan ABD'nin eski Kiev Büyükelçisi Steven Pifer ise Rusya'nın yapılan görüşmelerde bazı talepler ilettiğini hatırlattı. Bunların gerçekten sorunların çözümü amacıyla mı yoksa reddedilmesini sağlayarak Ukrayna'ya karşı bir harekat için bahane olması için mi sunulduğu konusunda sorular bulunduğunu belirten Pifer, "Kremlin'in diyaloğu seçmesini umuyorum. Ancak bir dizi analist, ben kendimi bu gruba dahil ediyorum, aslında Rusların niyetinin Ukrayna'ya karşı askeri harekata zemin hazırlamak olduğu yönünde giderek artan bir karamsarlığa kapılıyoruz." şeklinde konuştu.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten Meral Akşener'e sert tepki: Cumhurbaşkanımıza karşı kullanılan bu sözler asla kabul edilemez

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Sözcü Çelik şunları söyledi; İyi Parti Genel Başkanı Sn Akşener’in partisinin grup toplantısında CUMHURBAŞKANIMIZ hakkında sarfettiği sözleri kınıyoruz. Sn Cumhurbaşkanımıza karşı kullanılan bu sözler asla kabul edilemez. Teröristbaşının hapisten çıkarılacağını söylemek iftira siyasetidir. Bu yaklaşım her türlü siyasi değerin çiğnenmesi demektir. Bu şekilde hem Cumhurbaşkanlığı makamına hem de Türk adaletine iftira atmak bir siyaset yapma biçimi değildir. Cumhurbaşkanımız gerek başbakanlığı döneminde gerekse şimdi devletimizin başı olarak teröre karşı en güçlü mücadelenin verilmesinin arkasındaki iradedir. İnsanlığın ve milletimizin düşmanı teröre karşı en güçlü ve tavizsiz mücadele Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sürmektedir. Sn Akşener’in “teröristbaşının serbest bırakılacağını” iddia edip, ardından Cumhurbaşkanımıza ve Cumhur ittifakına saldırması ise siyasi iftiradan başka birşey değildir. Devletin başına bu şekilde iftira atmak, en temel siyasi ahlak ilkelerine aykırıdır. Herkes Cumhurbaşkanımızın terörle mücadele iradesinin, ne teröre ne de teröristlerin başlarına geçit vermeyeceğini bilir. Cumhur ittifakı bu bu konuda tavizsizdir. Bunun dışında birşeyi iddia etmek sadece ve sadece siyasi iftiradır. Muhalefet, Türkiye gündemini asılsız iddialarla işgal etmeye son vermeli, Terörle mücadele namına bir ciddiyet gösterecekse öncelikle sağını solunu kontrol etmelidir. İttifaklarında PKK/PYD/YPG’nin terör örgütü olduğunu kabul etmeyen kaç kişi var iyi saymalıdırlar. Asılsız iddialar yaymak, olmayan birşeyden varmış gibi bahsetmek sadece terör örgütünün kara propagandasına malzeme sağlamaya yarar. Bu da terörle mücadele konusunda basiretsizlik göstergesidir.  Cumhurbaşkanımız her türlü terör örgütüyle tavizsiz mücadele etmeye kararlıdır. Bunu tüm dünya görmüştür. Bu mücadeleyi teröre destek veren ülkeler de iftira siyaseti üretenler de zaafa uğratamayacaktır.

2 yıl önce

İmamoğlu'nun "balıkçı" skandalı... AK Parti Sözcüsü: Kriz yönetimi açısından büyük bir zaaf

Parti Sözcüsü Ömer Çelik gündeme dair önemli açıklamalarda bulunuyor. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle: İBB'in büyük bir yönetim zaafiyeti olduğu ortaya çıktı. Açıklama yapmak yerine suçlayıcı bir yaklaşım var. Yoğun bir kar yağışının beklendiği açıklandı. İstanbullu'ya sahip çıkmayan bir belediye yönetimi ortaya çıktı. Belediye herkese tedbir çağırısı yaparken kendi tedbir almamış Belediye yönetiminin sorumluluk alanı içerisinde insanlar mahsur kaldı. Kar temizleme araçlarının zincirsiz bir şekilde nasıl savrulduğu, kendisinin bir kriz unsuru olduğu görüldü. Kar küreme araçlarından bir tanesi belediye başkanının yemek yemesine yardımcı oldu. Bİlgilendirmeyi yapan belediye görevlisinin yurtdışında olduğu görünüyor. CHP yönetiminin yapması gereken olaya el koymaktı. Ama CHP'nin belediyelerin hangi tedbiri aldığından haberi yok. İstanbul'a kar ilk defa yağmıyor. 2017'de daha yoğun bir kar yağışı vardı. Sanki belediyenin kurumsal hafızası ortadan kalkmış. Beyin yıkama faaliyetiyle karşı karşıya kalınmış gibi. Yönetim zaafiyetinin çok ötesinde bir durum var. Duyarsızlığa işaret ediyor. Bundan önceki krizlere müdahaleler açısından bakıldığında, İBB yönetimi çeşitli kurumlarla provalar gerçekleştirir ve tedbirleri alırdı. Şimdi tedbir almayı bırakın yol haritasından uzak, hangi noktaların kilitleneceğinden başı boşluk içerisinde savrulan bir yönetimsizlik var. Bir koordinasyon olmadığı görülüyor. İBB yönetimi bu koordinasyon içerisinde İstanbulluya sahip çıkan bir davranış içerisinde olmuyor. Kriz hazırlıklarının hiçbirinin olmadığı ve yönetim anlayışının kriz sebebi olduğu bir tablo olduğu anlaşıldı. Kimin hangi restorana gittiği kimseyi ilgilendirmez. Ama yüzbinlerce İstanbullu perişan olmuşken bir belediye başkanının saatlerini restoranda geçirmesi problem olur ve bu siyasi bir tartışma meydana gelir. Nasıl oluyor da CHP milletvekillerinin ve yerel yönetim sorumlularının böyle bir krizin ortasında İBB Başkanı'nın nerde olduğnua dair bir bilgisi yok. AK Partili yerel yönetimler krizle mücadele ederken yolda kalan vatandaşlarımıza yardımcı olmak için belediye binalarını açtılar. Belediye başkanlarımız 24 saat esasına göre uyumaksızın aktif bir şekilde rol aldılar. Cumhrubaşkanımız olayın ilk anından itibaren bakanlarımızı olay yerine gönderdiler. Belediyelerimizin kriz faaliyetlerini koordine ettiler. İstanbullu'nun sahipsiz olmadığı ortaya çıktı. Bir başka yalan da İBB'nin sorumluluk alanları kilitlenmişken bakanlığın faaliyet alanlarının tıkandığı söyleniyor. Tabii ki bu afette tıkanmalar oldu. Önemli olan bunlarla nasıl mücadele edildiğinin gösterilmesidir. Günlerce açılamayan yerler olabilir. Önemli olan bir afet yönetiminiz var mı, afet nedeniyle sıkıntıya düşecek vatandaşlar için bir eylem planınız var mıdır? İBB'nin bir müdahale planı yok. Daha da kötüsü, bir suçlama kampanyası yapıldı. Üstelik bu CHP Genel Merkezi eliyle yapılıyor. Sonuç olarak İstanbullular yalnız değildir. İstanbul ve İstanbullu'ya sahip çıkılmaya devam edilecektir. Bütün belediyelerimiz fedakarca bir şekilde ellerinden geleni yapacaklardır. Bizim sicil amirimiz sokaktaki vatandaştır. Tepkileri önemsemiyoruz demek de siyasi bir sorumsuzluktur. 15 Temmuz'da genel başkanları, kriz anında belediye başkanları yok olur. Siyasi tartışma suçlama kampanyası sonucu bu noktaya geldi. İstanbul'u kazandık, onun rövanşı alınmaya çalışılıyor diyorlar. Herkesin talep ettiği, seçimlerin üzerinden o kadar zaman geçti üzerine düşeni yapsınlar. Vatandaşa gitmesi gereken hizmet gitmiyor. Siyasi tartışmaların merkezinde olması doğaldır. Hiç bir şeye karışmasalar belediyenin kendi kendine krize müdahale edecek yapısı var.

2 yıl önce

THY Basın Müşaviri Üstün, İBB Sözcüsü Ongun’u yalanladı: Misafirlerimizin kişisel verilerini hiçbir ayrım yapmaksızın koruyoruz

İstanbul'da yoğun kar yağışı olduğu günlerde İBB Sözcüsü Murat Ongun'un Cenevre'de olduğu ortaya çıkmıştı. Cumhuriyet'te yer alan habere göre Ongun'un seyahat bilgilerinin medyaya Türk Hava Yolları'nın Basın Müşaviri Yahya Üstün'ün tarafından servis edilidiği iddia edildi.  "Bu bilgilerin deşifre edilmesi özel hayatın ihlalidir" diyen Ongun Cenevre uçuşu için suç duyurusunda bulunacağını duyurdu. Üstün'den açıklama Yahya Üstün ise Twitter'dan yaptığı açıklamada  "Dünyanın 128 ülkesinden ağırladığımız misafirlerimizin kişisel verilerini hiçbir ayrım yapmaksızın koruyoruz. Bu konu hakkında kendi çıkarları doğrultusunda yanıltıcı paylaşım yapan kişi ve haberlere itibar edilmemesini rica ediyoruz." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Esed’in Türkiye’deki sözcüsü kim? İYİ Partili İlay Aksoy’un Esed aşkı çılgınlık boyutuna ulaştı…

İYİ Parti kurucularından İlay Aksoy’un, Türkiye Cumhuriyeti devletini karalayan ve dünyanın en büyük uyuşturucu çetesinin başı olarak gösterilen Suriye diktatörü Esed’i güzelleyen skandal açıklamalarına bir yenisi daha eklendi. Esed muhaliflerini vatan haini ve nankör olmakla suçlayan Aksoy’un, Türk milletine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘aptal’ diyen Suriyeli milletvekiline de cevap olarak “Resmi hükümetinizi tanımamız lazım” cevabını verdiği ortaya çıktı. Türk milletine hakaretler yağdıran Suriyeli milletvekili Fares Shehabi ile olan diyalogları iğrenç ilişkinin boyutlarını gözler önüne seriyor. ESED PROPAGANDASI İYİ Partili Aksoy’un Suriye diktatörü Esed‘e olan sevgisi sosyal medya paylaşımlarına ve katıldığı canlı yayınlardaki konuşmalara da sıkça yansıyor. Esed’in kötü bir insan olmadığını, Suriye’de Esed kontrolü altındaki bölgelerde huzur ve barış ortamının olduğunu, Esed muhaliflerinin ise vatan haini olduğunu söyleyen Aksoy, Türkiye’yi ise Suriye’de işgalci olarak tanımlıyor. ESED’İ SEVMEYENLERE ‘VATAN HAİNİ’ DEDİ İYİ Partili Aksoy, bugün sosyal medya hesabından yaptığı skandal paylaşımda Esed kontrolü altındaki bölgelerde çocukların huzur ve rahat içinde olduğunu söyleyerek, Esed zulmünden kaçarak sınırdaki güvenli bölgelerde yaşam mücadelesi veren çocukların ise içinde bulunduğu zor şartları bakın neye bağladı? TÜRKİYE’YE HAKARET İSİMLERLE SAMİMİYET Sürekli olarak Türk milletine Suriye’nin Halep milletvekili Fares Shehabi ile Twitter üzerinden konuşan Aksoy, Türk milletine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “aptal” diyen Esed’in milletvekili Shehabi’ye “Resmi hükümetinizi tanımamız lazım” cevabını vermişti. Suriyeli milletvekili Fares Shehabi ile İlay Aksoy’un aynı safta yer aldığını gösteren sosyal medya diyaloglarındaki ifadeler okuyanları dehşete düşürüyor. https://twitter.com/shehabifares/status/1486778535251427332?s=21 https://twitter.com/shehabifares/status/1482273400752123906?s=21 İLAY AKSOY’UN HAYRAN OLDUĞU ESED KİMDİR? ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times, 10 yılı aşkın bir süredir savaşın, şiddetin ve belirsizliğin devam ettiği Suriye’de Devlet Başkanı Beşar Esed’e yakın çevrelerin milyarlarca dolarlık bir uyuşturucu imparatorluğu kurduğunu ortaya çıkardı. Resmi belgeleri ve yazışmaları yayınlayan gazete, Esad’a yakın çevrelerin özellikle Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinde çok popüler olan yasa dışı ve bağımlılık yaratan amfetamin, captagon isimli ürünün yoğun bir şekilde üretildiğini yazdı. Uyuşturucu ticaretinin ülkenin yasal ticaretini de katladığının altını çizen New York Times, “Bu operasyon, Suriye’yi dünyanın en yeni narko-ülkesi haline getirdi” yorumunu yaptı. https://twitter.com/yirmidorttv/status/1467956259504758787?s=21 KATİL ESED’İN KARDEŞİ OPERASYONUN BAŞINDA Uyuşturucunun üretim ve dağıtım sürecinin Suriye ordusu bünyesindeki dördüncü silahlı birlik tarafından takip edildiğini aktaran New York Times, bu birimin başında ise Suriye’nin en güçlü adamlarından biri olan ve Suriye lideri Esad’ın küçük kardeşi olan Mahir Esad’ın olduğunu hatırlattı. Çok sayıda ülkeye bu uyuşturucuların gönderildiğini fakat esas hedefin Arap ülkeleri olduğunu yazan gazete, diğer bölgelere gönderilen uyuşturucuların ise “hedef şaşırtmak için” gönderildiğini öne sürdü. https://www.youtube.com/watch?v=jcKuZsigjKE&feature=youtu.be

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 26 27