26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Büyükada'daki tahliye gerginliğiyle ilgili art arda açıklamalar: Kaftancıoğlu'nun ifadeleri yalan ve iftiradır

Büyükada'da bulunan Şehir Hatları Vapur İskelesi'ndeki TÜGVA Adalar İlçesi Temsilciliği'nin İBB tarafından tahliye edilmek istenmesi üzerine polis ile zabıta ekipleri arasındaki gerginliğin ardından CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve beraberindekiler buraya geldi. Kaftancıoğlu, iskelenin önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada CHP’li İBB’nin mahkeme kararına aykırı bir şekilde zorla tahliye etmeye çalışmasını savundu. KAFTANCIOĞLU: TÜGVA'NIN TAHLİYE İŞLEMİNİN İPTALİ İÇİN BİR DAVA AÇMIŞLAR Kaftancıoğlu, "İBB, burayı incelediğinde görmüş ki kiralayan vakıf, burayı üçüncü kişilere devretmiş. Bu üçüncü kişiler, bir siyasi partinin ya da yandaşlarının ya da TÜGVA'lıların her kimse bilmiyoruz, burayı kullanmışlar. İBB, protokolde uygun olmayan işlemi yaptıkları için tahliyeleri yönünde tebligat yollamış. Tebligatın gereği yerine getirilmemiş. Yine İBB Başkanımız, yargıya başvurmuş. Tahliye işlemiyle birlikte TÜGVA'nın tahliye işleminin iptali için bir dava açmışlar. Bu davada TÜGVA, 27 Ocak 2021'de yürütmeyi durdurma kararı almış, tahliye sürecini durdurmuş. Ama İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin 28 Mayıs 2021 tarihli ve 2021-158 sayılı kararı ile tahliye işleminin iptali ve yürütme durdurulması işleminin reddine karar verilmiş ve sürecin önünde hukuki hiçbir engel de kalmamış. Yani 16 milyon İstanbullunun olan Büyükada iskelesinin tahliye edilmesi gerektiği yargı eliyle de tescil edilmiş." dedi. TÜGVA BAŞKANI EMİNOĞLU: GENÇLERİMİZ BURADA DARP EDİLMİŞTİR TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu, yaptığı basın açıklamasında, “Canan Kaftancıoğlu'nun bütün kullandığı ifadelerin asılsız, yalan ve iftiradır. Gençler gasbedilmiş binalarını korumak için burada. Gençlerimiz burada darbedilmiştir. Bir polisimiz yaralanmıştır. TÜGVA olarak dünden beri büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. 2018'den beri kiracı olarak kaldığımız Adalar İlçe Gençlik Merkezimiz hukuksuzca CHP'li İBB zabıtaları tarafından basılmış, vakfımıza ait olan eşyalar hiçbir tutanak tutulmadan kelimenin tam anlamıyla gasbedilmiş ve bilinmeyen bir yere götürülmüştür. CHP zihniyeti bu eylemiyle açıkça şunu söylemiştir; 'Biz hak, hukuku, kanunu tanımıyoruz. Biz istediğimiz kiracıyı çıkarır, malına da çökeriz.' Bu eylem tüm İstanbul'daki kiracıların hukukunun tehlikede olduğunu göstermektedir" ifadesini kullandı. TÜGVA'LI GENÇLER OLARAK NE HAKKIMIZI YEDİRİRİZ, NE DE SİZİN TEHDİTLERİNİZE BOYUN EĞERİZ" Eminoğlu, "CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, TÜGVA ve İBB arasında olan idari bir konuyu siyasallaştırıyor. CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ne yapmak istemektedir? Gençleri linç mi edeceksiniz Canan Hanım? Zaten militanınız gibi davranan zabıtalarınız, arkadaşlarımızı darbetti. Günü gününe kirasını ödediğimiz binaya çökecek misiniz Canan Hanım? Dün zabıtanız, bugün partilileriniz kira sözleşmesi devam eden binamıza tabiri caizse çökmeye kalktılar. Canan Kaftancıoğlu, geldiğiniz marjinal öğretilerde vandallıkla çapulculuk bir ahlak olmuş olabilir. Ama biz TÜGVA'lı gençler ne hakkımızı yediririz ne de sizin tehditlerinize boyun eğeriz. CHP İl Başkanı TÜGVA'nın neyinden rahatsız? Dinini ve milletini seven bir gençlik yetiştirmesinden mi? On binlerce gencimize Kur'an ve siyer eğitimi vermesinden mi? On binlerce gencimizin bilim insanı olarak yetiştirilmesinden mi? Teknofest'te Türkiye birincisi çıkarmasından mı rahatsız? Canan Kaftancıoğlu, neden rahatsızsınız? Ve neden sürekli yalan söylüyor, insanları provoke ediyorsunuz. Nerede o tahliye kararı? CHP'li İBB'ye karşı hakkını savunan biziz. Çiğnediğiniz hukuka ve kanunlara sahip çıkmaya çalışan biziz" diye konuştu. Eminoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: "İçerideki bilgisayarlarımızı, yazıcılarımızı, bütün printerlarımızı tabiri caizse gasbettikleri için içeride kalemle işte şu kağıtlara basın açıklamamızı yazmak zorunda kaldık. Bunların zihniyeti budur. Bunlar yalancıdır, bunlar iftiracıdır, gaspçıdır ve bunlar çökme zihniyetini devam ettirmektedir. Bu zihniyeti biz yüzyıllardır biliyoruz burada. Ve bu zihniyete karşı mücadelemizi son nefesimize kadar inşallah devam ettireceğiz." ifadelerini kullandı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, açıklamasının ardından tekrar binanın önüne geldi. CHP Kaftancıoğlu, TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu'nun basın açıklamasını dinledikten sonra basın mensuplarına ikinci kez açıklama yaptı. Kaftancıoğlu, “Biraz önce açıklama yapan genç kardeşlerimi ben büyük bir dikkatle dinledim. Şöyle bir cümle kurdular. 'Canan Kaftancıoğlu, yalan söylüyor, tahliye belgesi nerededir? diye' Cumhuriyet Halk Partisi'nin genci olmak demek, halk için mücadele etmek demektir. Haklı mücadele etmek demek, boş ezberlenmiş cümlelerle biraz önce olduğu gibi slogan atmak değil, bilgiyle, belgeyle halkı vatandaşı aydınlatmak demektir. Bakın biz slogan atmıyoruz. Birilerinin dolduruşuna gelip ortamı provoke etmiyoruz. Sevgili genç kardeşim, orası gençlerin olsun, zaten biz bunun için mücadele ediyoruz" diye konuştu.

2 yıl önce

'PKK sizi tükürüğünde boğar' diyen Eski HDP milletvekili Abdullah Zeydan hakkında tahliye kararı

Yargıtay'ın bozma kararının ardından yeniden yargılanan 2016 yılından beri Edirne F TİPİ Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Milletvekili Abdullah Zeydan hakkında tahliye kararı verildi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanları ve milletvekillerine yönelik 4 Kasım 2016’da yapılan eş zamanlı operasyonlarda gözaltına alınarak tutuklanan eski Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan hakkında “örgüte yardım etmek" ve "örgüt propagandası yapmak" ve suçlamasıyla verilen 8 yıl 1 ay 15 günlük hapis cezası Yargıtay tarafından bozulmuştu. Yeniden görülen davanın bugünkü duruşmasında Zeydan hakkında tahliye kararı verildi. “PKK SİZİ TÜKÜRÜĞÜNDE BOĞAR” DEMİŞTİ Zeydan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin terör örgütü PKK'ya yönelik başlattığı hava saldırılarına ilişkin, 26 Temmuz'da yapılan protesto yürüyüşünde söylediği, "PKK'nın öyle bir gücü var ki sizi tükürüğüyle boğar" sözleri ile hatırlanıyor.

2 yıl önce

Zelenskiy, ABD'nin tahliye teklifini reddetti: Ülkemin başında kalacağım

Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta 3'üncü güne girildi. Şiddetli çatışmalar yaşanırken, Ukraynalı askerler ve vatandaşlar Rus ordusuna direnmeye devam ediyor. Son olarak ABD'nin Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'e Rusya tarafından yakalanması ya da öldürülmesini önlemek için kendisini Kiev'den çıkarmayı teklif ettiği öne sürüldü. ABD HÜKÜMETİ, KİEV'DEN ÇIKARMAK İÇİN YARDIMA HAZIR Zelenskiy'nin ABD'nin bu teklifine şu ana kadar olumsuz yanıt verdiği öğrenildi. Washington Post gazetesinin ABD'li ve Ukraynalı yetkililere dayandırdığı haberine göre, ABD hükümeti, Zelenskiy'e Rusya tarafından yakalanması ya da kaçırılmasını önlemek için kendisine Kiev'den ayrılması için yardım etmeye hazır olduğunu belirtti. "ÜLKEMİN BAŞINDA KALACAĞIM" Ancak Zelenskiy, bu teklifleri şu ana kadar reddederek, ülkesinin başında kalacağını belirtti. Zelenskiy, dün sabah saatlerinde yaptığı açıklamada, Rusların 1 numaralı hedefinin kendisi, 2 numaralı hedefinin de ailesi olduğunu ancak ülkesini savunmak için görevinin başında olacağını açıklamıştı. ŞİDDETLİ ÇATIŞMALAR YAŞANDI Öte yandan dün gece "Kiev'in kaybedilmemesi gerek" diyen Zelenskiy'nin emriyle başkentte 10 bin kişiye silah dağıtılmıştı. Kentte sabaha kadar şiddetli çatışmalar yaşandı. "SİLAHLARIMIZI BIRAKMAYACAĞIMIZ, DVELETİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ" Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, bu sabah saatlerinde çektiği videoyla bir kez daha Ukrayna halkına seslendi. Kiev'den ayrıldığı iddialarını çürüten Zelenskiy, “Herkese günaydın. Fake haberlere inanmayın. Ben burdayım. Silahlarımızı bırakmayacağız. Devletimize sahip çıkacağız. Silahlarımız gücümüzdür. Burası bizim toprağımız. Ülkemiz. Bizim çocuklarımız. Bütün bunları koruyacağız.” ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

5 bin vatandaşımız Ukrayna'dan tahliye edild

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından gündemi değerlendirdi. Ukrayna'ya devam eden Rus isgaline ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı, bölgede yaşayan binlerce Türk'ün tahliyesine ilişkin bilgi verdi. Erdoğan 5 bin Türk vatandaşının tahliye edildiğini duyurdu. "VATANDAŞLARIMIZA GEREKEN İMKANLAR SAĞLANDI" Erdoğan, "Ukrayna'daki 20 bin vatandaşımıza, diplomatik misyonlarımıza kayıtlı iletişim numaralarını arayarak ikazlarımızı yaptık. 22 Şubat'ta Ukrayna'nın doğusundaki vatandaşlarımıza bölgeden ayrılmaları çağrısında bulunduk. THY Ukrayna'dan ayrılmak isteyen vatandaşlarımıza ve diğer ülke vatandaşlarına gereken imkanı sağladı. Çatışmanın ertesi gününden itibaren otobüslerle tahliye işlemini başlattık. "5 BİN VATANDAŞIMIZ KURTARILDI" Çeşitli şehirlerdeki vatandaşlarımızı trenlerle önce Romanya ve ardından ülkemize getirecek çalışmanın içindeyiz. Halen Ukrayna limanlarında bulunan Türk bayraklı gemilerimiz, TIR'larımızın durumlarını yakından takip ediyoruz. 5 bin vatandaşımız ülkemize ve diğer ülkelere geçmiştir. Gelişmelere ve taleplere göre tahliye işlemlerini sürdüreceğiz." diye konuştu.

2 yıl önce

Edirne Valisi Canalp ve eşi sınır kapısında Ukrayna'dan tahliye edilen vatandaşlarla bir araya geldi

Türkiye'ye giren vatandaşlara, Türk Kızılay Edirne Şubesi ve Edirne Şehir Gönüllüleri Vakfınca sıcak tarhana çorbası, çay ve yiyecek ikramında bulunuluyor. Edirne Valisi Ekrem Canalp ve eşi Dr. Ayten Canalp de Hamzabeyli Sınır Kapısı'na giderek Ukrayna'dan tahliye edilen vatandaşlarla bir araya geldi. Uzun yolculuğun ardından ülkeye gelenlere Vali Canalp ve eşi ikramda bulundu. Canalp, sınır kapısında görev yapan ekiplere de kolaylık diledi.

2 yıl önce

Adnan Oktar davası: 68 sanığın tahliye kararına itiraz

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İSTİNAF) 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin Adnan Oktar’ın da aralarında bulunduğu 215 sanığa beraatten 9 bin 803’er yıl hapse kadar değişen oranlarda verdiği ceza kararlarını geçtiğimiz günlerde incelemişti. Daire, yerel mahkemenin hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurduğuna kanaat getirerek verilen kararı usulden bozmuştu. Daire, bozma kararıyla birlikte tutuklulukta geçirdikleri süreyi dikkate alarak 68 sanığın tahliyesine karar vermişti. Daire Adnan Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Sucu, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy'un aralarında bulunduğu 16 sanığın ise tutukluluk halinin devamına karar vermişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, İstinaf 1. Ceza Dairesi’nin Adnan Oktar davasında tutuklu bulunan 68 sanığın Tahliye edilmesi kararına Itiraz etti. Daire’nin itirazı değerlendirdiği öğrenildi.

2 yıl önce

Adnancılar'ın tahliyesinin perde arkasında ne var?

Star Gazetesi’nin haberine göre; Geçtiğimiz günlerde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Adnan Oktar Suç Örgütü'ne yönelik, aralarında Oktar ve örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 84'ü tutuklu 215 sanık hakkında yerel mahkemece verilen hükmün usulden bozulmasına karar vermişti. 1. Ceza Dairesi, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik 215 sanık hakkında verilen hapis cezalarına yönelik yapılan istinaf başvurusunu karara bağlanmış, dairenin dosya üzerinden yaptığı incelemede, açılmamış davalar hakkında hüküm kurulduğu ve bunun da kesin hukuka aykırılık hallerinden kabul edildiği kaydedilmişti. Daire, diğer suçların (örgüt üyeliği, örgüt yöneticiliği, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, FETÖ örgütüne yardım, siyasi ve askeri casusluk vs.) bağlantısı sebebiyle ve ayrıca eksik kovuşturma ile hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulması nedeniyle kararın usulden bozulduğunu vurguladı. Ceza dairesinin bozma kararıyla birlikte, eksik kovuşturma ile hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulması sebebiyle yerel mahkemenin kararını usulden bozdu. Bozma kararı ile birlikte, toplam 68 tutuklu sanığın tutuklulukta geçirdikleri süreyi göz önünde bulundurularak bu sanıkların tahliyesine karar verilirken, 1 milyar lirayı aşan mal varlıklarının iadesine karar verildi. Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu örgüt yöneticisi konumundaki 16 sanığın ise tutukluluk halinin devamına hükmedildi. "ADNANCILAR YAZSA ANCAK BÖYLE YAZARDI" Karar sonrasında kamuoyundan tepkiler yükselirken, birçok gazeteci ve hukukçu, İstinaf Mahkemesi'nin bu kararının "Adnancılar tarafından yazılsa ancak böyle yazılabileceğini" belirtti. 400 sayfa uzunluğundaki gerekçeli kararda, tehdit ve şantajla iğfal edilen kadın ve çocuklukların rızası olduğu vurgulanırken, elde edilen delillerin suç isnadı için yeterli olmadığı ifade edildi. Hukukçular, kararda yer alan gerekçelerin, tanık ve mağdur ifadelerinden cımbızlanarak alındığı ve Adnan Oktar'a yönelik örgüt liderliği suçlamasını ortadan kaldırmaya yönelik olduğu ileri sürdü. Dava dosyasının 1. Ceza Dairesi'ne nasıl geldiği konusunun araştırılması gerektiğini savunan hukukçular, karara imza atan yetkililerin de soruşturulmasını öneriyor. 1. Ceza Dairesi, kasten öldürme, intihara yönlendirme, kasten yaralama gibi davalara baktığı, bu tür organize suç davalarıyla ilgilenmediği belirtiliyor. Organize suç örgütü kurmak, uluslararası ajanlık ve küçük çocuklara taciz, çocuk alıkoyma, iftira, suç isnat etme, dinin inancın suiistimaliyle dolandırıcılık, rüşvet ve ruhsatsız silah bulundurma gibi suçlardan binlerce yıl ceza alan sanıkların tahliyelerine verilen karara itiraz edildi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı, Adnan Oktar Suç Örgütü'ne yönelik yerel mahkemece verilen hükmün usulden bozulmasının ardından 68 sanık hakkındaki tahliye kararına itiraz ederek, 61 kişi hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı. "TACİZ VAR, TECAVÜZ VAR" Adnan Oktar Suç Örgütü'nden 2017 ayrılan Ceylan Özgül bir röportajında, küçük kız çocuklarının istismar edildiğini anlatmıştı. Özgül, "7, 10, 16 yaşında kız çocuklarının taciz edildiğini duydum. Kimi çocuğu annesi getirip onların ellerine veriyor. Bazıları para için, bazıları inandıkları için. Taciz var, tecavüz var. Küçücük kızlar taciz ediliyor. Her türlü pisliği yapıyorlar. Vergide de, askerlik konusunda da yolsuzluk yapılıyor. Silah alımı konusunda da. Kızları okula göndermiyor, okuldan zorla çıkartıyorlar. Kendi hayatları olmasına izin verilmiyor. Oradan ayrılanlara iftiralar atılıyor." ifadelerini kullanmıştı. Adnan Oktar'ın "kediciklerinden" olan Seda Işıldar, İngiliz The Sunday Times gazetesine, 16 yaşındayken Oktar tarafından cinsel istismara uğradığını, 20 yaşındayken genel anestezi olmadan burun estetiği olmaya zorlandığını söyledi. Işıldar, Oktar'ın 30'lu yaşlarındayken kendisini onunla evlenmeye zorladığını belirtirken, tam 8 yıl sonra kaçmayı başardığını ve Kanada'ya taşındığını aktardı. 16 BİN KAN ÖRNEĞİ KAYBOLDU 1999 yılında genç bir doktorun lösemiye yakalandığı ve mutlaka kök hücre nakli olması gerektiği yönünde kampanya başlatıldı. Bu genç doktor ise Adnan Oktar'ın sağ kolu olarak bilinen ve uluslararası ajanlık ile de suçlanan Oktar Babuna'ydı. Babuna, donör olabilmek için hastane önlerinde kuyruklara giren 160 bin Türkiye vatandaşının kan örneklerini, Almanya'ya ve ABD'ye göndermişti. Daha sonra bunun Adnan Oktar Suç Örgütü'nün planlarından biri olduğu anlaşıldı ancak kan örneklerine ne yapıldığı tespit edilemedi. Dönemin MHP'li Sağlık Bakanı Osman Durmuş, kanların kaybolduğunu açıkladı ve soruşturma başlattı. Toplanan ilik ve kanların Türkiye'ye iade edilmesi için yapılan girişimler sonuçsuz kaldı. CİNSEL İÇERİKLİ ŞANTAJ GÖRÜNTÜLERİ Adnan Oktar Suç Örgütü'ne yönelik yürütülen operasyonlarda, örgütün kurduğu cinsel sömürü sistemine ilişkin deliller ele geçirilmişti. Dava dosyasına da giren bu deliller, cinsel içerikli görüntülerle ve mesajlarla örgüt içinde "turnike" adı verilen cinsel sömürü sistemini ortaya çıkarmıştı. Oktar'ın "kedicikler" dediği kadınlar, "turnike sisteminde" birçok erkekle birlikte olduğu ve görüntülerin de şantaj amacıyla kayda alındığı belirlenmişti. Ayrıca örgüt üyeleri arasındaki WhatsApp konuşmaları da deşifre olmuş, kendi aralarında kurdukları gruplarda çok sayıda genç kızın fotoğrafının paylaşılarak 'kandırma' talimatı verildiği tespit edilmişti. NE OLMUŞTU? Adnan Oktar Suç Örgütü'ne yönelik 84'ü tutuklu 215 sanığın yargılandığı dava 11 Ocak 2021 tarihinde karara bağlandı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, örgüt elebaşı Adnan Oktar ve örgütün yöneticisi konumunda olan 16 sanığı 9'ar bin yıl hapis cezasına çaptırdı. Adnan Oktar Suç Örgütü'ne yönelik görülen davada 499 sayfalık mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, örgütün elebaşı olduğu iddia edilen tutuklu sanık Adnan Oktar'ın, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, 7 mağdura karşı "Birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı", 20 kişiye karşı "Birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı", 15 kişiye karşı "Örgüt amaç ve faaliyetleri doğrultusunda kişisel verilen kaydedilmesi", 5 kişiye karşı "Kişisel verilen kaydedilmesi", 12 kişiye karşı "Cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kişiye karşı "Kendisini savunamayacak durumda birine karşı silahla cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 7 kişiye karşı "Örgütün korkutucu gücünden yararlanarak eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi", 2 kişiye karşı "Eziyet", "Suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak silahla tehdide azmettirme", "Siyasal ve askeri casusluk suçuna teşebbüs", "Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek", "Nitelikli dolandırıcılık", "Kaçakçılık" ve "Özel belgede sahtecilik" suçlarından 150 yıldan 1365 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istenmişti. Mütalaada örgüt yöneticisi konumunda bulunan Alev Babuna, Ulviye Didem Ürer, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Aylin Atmaca ve Merve Büyükbayrak'ın da aralarında bulunduğu 13 sanığın "Silahlı örgüt yöneticisi olmak" suçundan 5'er yıldan 12'şer yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları, ayrıca sanıkların örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen tüm suçlardan cezalandırılmaları talep edilmişti.

2 yıl önce

Engelliyi darbeden sanık ve arkadaşlarının tahliyesine sosyal medyadan tepki

Olay, 22 Mart 2021'de İzmit'te bir bağ evinde meydana geldi. Aydın'dan iş bulmak için gelen Engin E., kendisi gibi işitme engelli olan Fırat Kaya tarafından parası alınıp dövüldü. Olayın ardından Engin E. polise gidip şikayetçi oldu. Fırat Kaya, Engin E.'yi dövdüğü görüntüleri sosyal medyada paylaşınca tepki gördü. Polis, Fırat Kaya ve olaya karıştıkları tespit edilen Ersin Kam, Emrah Mutlu, Salih Öztopçuoğlu ve Murat Akdemir'i gözaltına aldı. Hepsi işitme engelli olan 5 kişi, tutuklanıp cezaevine gönderildi. TAHLİYE EDİLDİLER Kocaeli 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 29 Mart'ta görülen karar duruşmasında, bahse konu suçun, 'kasten öldürmeye teşebbüs' olmadığına kanaat getirilerek 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma', 'özel hayatın gizliliğini ihlal', 'hakaret' ve 'yağma' suçlarından Fırat Kaya'ya toplam 10 yıl, Ersin Kam, Emrah Mutlu, Salih Öztopçuoğlu ve Murat Akdemir'e 7'şer yıl 11'er ay hapis cezası verildi. Ancak sanıklar, yargılama esnasında cezaevinde geçirdikleri süre dikkate alınıp tahliye edildi. Tahliyelere, çok sayıda kişi sosyal medyadan tepki gösterdi. Fırat Kaya'nın  tutuklanması etiketiyle mesaj atanlar, engelliye işkence yapan kişi ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını eleştirdi. 'KARARI KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL' Engin E.'nin avukatı Didem Özhan ise, karara itiraz edeceklerini söyleyerek, "Kararı kabul etmek mümkün değil, dolayısıyla tahliye edilmelerini de beklemiyorduk. Kararı üst mahkemeye taşıyacağız" dedi.

1 2 3 4 5 6