Son Dakika:
Bakanlığın Telegram hesabından yapılan açıklamada, Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den talebi doğrultusunda Mariupol'daki sivillerin ve yabancı vatandaşların tahliyesinde tam yardım sağlanmasına karar verildiği bildirildi. "BU GECE İNSANİ KORİDOR AÇILDI" Açıklamada, 3 Nisan 2022'de Moskova saati ile 00.00'dan itibaren Mariupol'dan Berdyansk'a insani koridor açıldığı, hareket yolunda "sessizlik rejimine" sıkı bir şekilde uyulacağının garanti edildiği kaydedildi. Yabancı vatandaşların Berdyansk'tan da ister Ukrayna'nın kontrolündeki bölgelere isterse de Rusya'nın kontrolündeki Kırım'a gidebilecekleri aktarıldı. KİEV YÖNETİMİNDEN YAZILI TEYİT TALEP EDİLDİ İnsani koridorun Ukrayna tarafının da "sessizlik rejiminin" sıkı bir şekilde gözetmesi durumunda hayata geçirileceği belirtilen açıklamada, Kiev yönetiminden Moskova saati ile 03.00'e kadar tahliyeye hazır oldukları yönünde yazılı teyit talep edildi. Açıklamada, Kiev yönetiminin "sessizlik rejimine" uyacakları yönündeki yazılı beyanı hem Rus hem de Türk taraflarına ayrıca Uluslararası Kızılhaç Örgütü ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğine de iletmesi gerektiği kaydedildi.
İYİ Parti LGBT komisyonu üyesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih bölümü öğrencisi Alp Emeç, Sedef Kabaş’ın tutuklanmasına sebep olan skandal sözleri suç olduğunu bile bile sosyal medyada yazıp daha sonra sildi. Emeç, tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. İYİ PARTİ’NİN LGBT TEMSİLCİSİ İYİ Parti’nin çok yakın ilişkide olduğu LGBT lobisi ile ilişkilerinde görev alan Emeç’in, LGBT derneklerine İYİ Parti adına yaptığı ziyaretler sosyal medyada yer almıştı. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem’in ABD’deki LGBT yürüyüşlerindeki skandal videosunun ardından sessiz kalan İYİ Partili ülkücülerin LGBT temsilcisi Emeç için sosyal medyada başlattıkları kampanya İYİ Parti LGBT hesaplarından da paylaşıldı. https://twitter.com/iyilgbti/status/1516072708869705732?s=21&t=tos_PbbQ1QRp11ZxV8eixA
Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesiyle başlayan savaşta Herson kentinde mahsur kalan Ahıska Türklerinin güvenliğini sağlamak için tahliye işlemleri devam ediyor. Bu kapsamda 180 Ahıska Türkü, akşam saatlerinde uçakla Elazığ Havalimanına getirildi. Ahıska Türklerini Vali Ömer Toraman, Belediye Başkan Vekili Nazif Bilginoğlu, İl Emniyet Müdürü Celal Sel, İl Jandarma Komutanı Albay Ali Yıldız, Elazığ Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ali Sait Çeçen karşıladı. Uçaktan inen misafirler gül ve Türk bayrakları ile karşılanırken, çoğu Ahıska Türkü gözyaşlarına hakim olamadı. Tahliye edilmelerinde emeği geçenlere teşekkür eden Ahıska Türkleri daha sonra Aşağıdemirtaş Geçici Konaklama Merkezine götürüldü. Türkiye'nin büyük bir diplomatik gayret ve başarısı sonucu ateş altında kalan Ahıska Türklerinin tahliyesinin gerçekleştiğini belirten Vali Toraman, "İlk uçağımız bugün Elazığa indi. Sevkiyatlar imkanlar nispetinde devam edecek. İnşallah bu soydaşlarımıza biz de burada ev sahipliği yapacağız. Ahıska Türkleri tarih boyunca çok zulüm görmüş bir Türk topluluğu. Stalin zulmüne maruz kalmış bir Türk topluluğu. Bu defa da böyle bir zorlukla karşılaştılar. İnşallah biz onların yanındayız her zaman, olmaya da devam edeceğiz. Burada artık kendi evlerindeler. Ortalık düzelinceye kadar inşallah kardeşliğimizin gereğini yerine getireceğiz" dedi.
Deva Partisi kurusu üyesi Metin Gürcan, ‘askeri ve siyasi casusluk’ ve ‘devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla zincirleme biçimde açıklama’ suçları ile 29 Kasım 2021’de tutuklanmıştı. Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan davada savcı, Gürcan hakkında hazırlanan iddianamedeki bilgilerin devlet sırrı niteliği taşıdığını söyleyerek duruşmanın kapalı yönde görülmesi yönünde talepte bulunmuş ve mahkeme heyeti de duruşmanın kapalı yönde görülmesine hükmetmişti. 20 yıl hapis cezası isteniyordu İddianamede, elde edilen deliller ışığında Metin Gürcan'ın, Türk Ceza Kanunu'nun 328'inci maddesi gereğince 'siyasal ve Askeri Casusluk' suçunu işlediğinin sabit olduğu belirtilerek, 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Tahliyesine karar verildi Davanın bugün görülen 2. duruşmasında mahkeme, Gürcan’a adli kontrol hükümleri uygulanmasına hükmederek sanığı tutuksuz yargılamak üzere tahliye edilmesine karar verdi. Başsavcılık itiraz etti Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan'ın "casusluk" suçundan müebbet ve 35 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada tahliye edilmesine itiraz etti.
Muğla'nın Marmaris ilçesinde, ormanlık alanda çıkan yangında tedbir amaçlı evlerinden tahliye edilen vatandaşlar yürütülen çalışmalardan memnuniyetini dile getirdi. Hisarönü Mahallesi Bördübet mevkisinde, ormanlık alanda 21 Haziran'da henüz belirlenemeyen nedenle başlayan yangın devam ediyor. Orman işçileri ve itfaiye ekipleri, 2 gündür, gece gündüz çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bölgede incelemelerini sürdürürken tedbir amaçlı evleri ve hayvanlarını tahliye edilen vatandaşlar, ekiplerin yürüttüğü çalışmalardan memnun. Vatandaşlar en kısa sürede yangının kontrol altına alınarak tekrar evlerine dönmek istiyor. Değirmenyanı Mahallesi'nde evleri tahliye edilen 66 yaşındaki Birgül Çamurluoğlu, AA muhabirine, ekiplerin gece gündüz demeden canlarını hiçe sayarak yangına müdahale ettiğini, kendilerinin de yangının sönmesi için beklediklerini söyledi. Devletin tüm imkanlarının Marmaris'te seferber edildiğini belirten Çamurluoğlu, "Devletimiz sağ olsun. Yangına müdahale ediyorlar. Çok büyük bir destek gördük. Vallahi yukarıdan çok güzel müdahale ettiler. Yollar kapalıydı. Her yerde ekipler vardı. Herhangi bir hasarımız yok." dedi. Evlerinin tedbir amaçlı tahliye edildiğini anlatan Çamurluoğlu, yangının hızlı bölgede etkili olan rüzgar nedeniyle ilerlediğini kaydetti. Mahalle sakinlerinden Ziya Şimşek ise orman yangınının rüzgarın etkisiyle çok hızlı bir şekilde ilerlediğini, ekiplerin çok büyük gayret gösterdiğini ancak büyüdüğünü ifade etti. Yangında ilk gün akşam saatleri olması nedeniyle hava araçlarının müdahale edemediğini, bu nedenle yangının büyüdüğüne işaret eden Şimşek, sabah saatlerinde ise hava araçlarının gelmesiyle yavaşladığını dile getirdi. Şimşek, devletin tüm kurumlarının bölgeye gelerek ilk günden itibaren yanlarında olduklarını ve yangına müdahale ettiğini vurgulayan Şimşek, "Hava araçları ve Ege Bölgesi'ndeki arazöz ve itfaiye araçlarının gelmesiyle yangına çok hızlı bir şekilde müdahale edildi. Havadan ve karadan tüm ekipler, devlet tüm imkanlarıyla seferber. Çalışmalar devam ediyor. Dün yangın bizim evimizin yanına kadar geldi. Herkes buradaydı. Evimizi kurtardık. Allah'a şükür iyiyiz. İnşallah kısa sürede söndürülür." diye konuştu. "Ekipler evimizi kurtarmak için sabaha kadar mücadele etti" Mahalle sakinlerinden 41 yaşındaki Bahar Dev ise ekiplerin, evlerine yaklaşan alevlere sabaha kadar müdahale ettiğini, evler ile alevler arasına şerit açtığını belirtti. Rüzgar nedeniyle alevlerin tekrar ters istikamete döndüğünü ve işçilerin zor durumda kaldığını anlatan Dev, şunları söyledi: "İlerideki evler boşaltıldı. Biz de alevleri yavaşlatmak için evimizin etrafını suladık. Ekipler alevleri söndürdü. Ama havadan da müdahale çok iyi olduğu için böyle çok çabuk söndü. Geçen yıl burada değildim ama akrabalarım ile sürekli konuşuyordum. Geçen sene de ekipler vardı. Onlar da söylüyordu. Bu yıl da var. Kendi gözümle de görüyorum. Helikopter, uçak sesi hiç durmadı. Yalan yanlış haberler oluyor. Ama gerçekten buradalar. Yalan söyleyemem. Hepsini gözümle görmüyor olabilirim ama kulağımla sürekli duyuyorum." Dev, ekiplerin alevlerle gece gündüz mücadele ettiğini anlatarak, devletin tüm imkanlarının Marmaris'te seferber edildiğini ifade etti.
27 Haziran 2022 tarihinde, Batı Karadeniz Bölgesinde yaşanan sel felaketinden etkilenen illerde mahsur kalan vatandaşlarımızın güvenli bölgelere tahliye edilmesini sağlamak üzere görevlendirilen Sahil Güvenlik Helikopteri tarafından toplam 11 vatandaşımızın tahliyesi gerçekleştirilmiştir. Bahse konu 11 vatandaşımız arasında rahatsızlığı bulunan Kastamonu ve Bartın illerindeki 2 vatandaşımızın tıbbi tahliyesi yapılarak 112 Acil Sağlık Ambulansı personeline teslim edilmiştir. 28 Haziran 2022 tarihinde, Düzce ili Kaynaşlı İlçesi Üçköprü Köyü Asar Deresi mevkiinde kaybolan 1 vatandaşımızın bulunması maksadıyla başlatılan arama kurtarma faaliyetlerine devam edilmektedir. Sahil Güvenlik Komutanlığı, 1 Sahil Güvenlik Helikopteri, 3 Sahil Güvenlik Dalış Timi ve 1 Sahil Güvenlik Botu ile sel felaketinin yaşandığı Batı Karadeniz Bölgesinde tahliye ve arama kurtarma faaliyetlerine aralıksız şekilde devam etmektedir.
Soylu, selin yaşandığı Düzce'de yaptığı incelemelerinin ardından Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezine geçti. Burada afet koordinasyon toplantısına başkanlık eden Soylu, kurum ve kuruluşların temsilcilerinden kentteki son duruma ilişkin bilgi aldı, değerlendirmelerde bulundu. Toplantının ardından basın mensuplarına açıklama yapan Soylu, selden etkilenen Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak, Karabük, Düzce ve Bolu illerine geçmiş olsun dileklerini iletti. Sel afetiyle ilgili meteorolojik uyarının ardından tüm kamu kurum ve kuruluşlarının gerekli bütün tedbirleri alarak harekete geçtiğini ifade eden Soylu, vatandaşlara da görsel ve işitsel bilgilendirme araçlarıyla bilgilerin aktarıldığını belirtti. Bu afette AFAD'ın daha önce bir kez kamuoyu ile paylaştığı erken uyarı sisteminin de 5 ilde ilk kez uygulandığına dikkati çeken Soylu, "Sel afetinde 2 vatandaşımız kayıp. Kayıplarımızdan biri Kastamonu birisi de Düzce'de. 2 bin 830 kişi de tahliye edildi. 7 bin 860 personel ile 2 bin 191 araç, 6 helikopter ve 1 insanlı keşif uçağı çalışmalarda yer alıyor. Bugüne kadar İller Bankasından 26 milyon 250 bin lira, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından 3 milyon, AFAD'dan 17 milyon 900 bin lira olmak üzere toplam 47 milyon 150 bin lira yardım ve destek ödeneği çıkarıldı." açıklamasında bulundu. Bakan Soylu, afet kapsamında 112 Acil Çağrı Merkezine 3 bin 33 ihbar geldiğini söyledi. Afetten etkilenen illerde yapılan değerlendirmelere göre, şehirler ve köyler arasındaki altyapı ile tarım alanlarındaki hasar açısından tablonun ağırlaştığını anlatan Soylu şunları söyledi: "Düzce'de gördüğümüz tablo hakikaten endişe vericidir. Sadece Gölyaka'da 5 bin dönüm ekili arazi sular altında. İl genelinde toplam 21 bin dönüm arazi sular altında. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bakanlarımız, diğer yetkililer kurum ve kuruluşlar, hasarların onarılması, tespiti ve hayatın normale dönmesi için çalışıyor. Elektriğinden suyuna kadar bütün çalışmalar devam ediyor." Soylu, Kastamonu'da 78, Düzce'de ise bu saat itibarıyla jandarmadan alınan takviyeyle 200'ün üzerinde arama kurtarma personelinin çalışmalara devam ettiğini dile getirdi. Yakınları kayıp olan ailelere sabır dileyen Soylu, arama kurtarma çalışmalarına katılanlara ise başarılar diledi. "105 bin tavuk telef oldu" Düzce'de ilin suyunu temin eden ana isale hattında 4 kilometrelik kopukluk meydana geldiğini vurgulayan Soylu şunları kaydetti: "Düzce Belediye Başkanımız, İller Bankası, bütün kurum ve kuruluşlar bu gece yarısına kadar Düzce'ye su verilmesi için çalışıyor. Esas itibarıyla bu kolay bir iş değil. Köylerde, diğer noktalarda ciddi hasar var. Kurumlarımız kolları sıvamış durumda. Köylerin ulaşımı da sağlanacak. Elektrik gitmeyen 2, su verilemeyen 37 köy var. Bu konuda İl Özel İdaresi ciddi çalışma yapıyor. Düzce merkezdeki TOKİ'nin yaptığı 70 blokluk, 1200 dairelik alanda elektrik saatlerinin bulunduğu noktaları su basması nedeniyle elektrik kesintisi oldu. Şu ana kadar 56 blokta elektrik verildi. Bu sorun da aşılmaya çalışılıyor. Kayda değer olduğu için söylüyorum. Üç tavuk kümesi ve 105 bin tavuk telef oldu. Onlar da bizim canlarımız. Doğa içinde ne kadar kayıpla karşıyayız, bunu hesap edebilir durumda değiliz. Sular çekildikten sonra tarım hasarıyla ilgili net bir tabloyu ortaya koyabileceğiz. Bütün illerde ciddi çalışma söz konusu." Bakan Soylu, vatandaşların ev ve iş yerleriyle ilgili hasar tespit gruplarının çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek bu süreçten de el birliğiyle çıkılabileceğine olan inançlarının tam olduğunu dile getirdi. Soylu şöyle devam etti: "Türkiye afet bölgesidir, unutulmamalıdır. Heyelandan sele, depremden çığa kadar Türkiye'nin her tarafı afet bölgesidir. Yaptığımız bütün imalatları, attığımız bütün adımları Türkiye'nin afet bölgesi olması gerçeğinden hareketle yapmamız kaçınılmazdır. Türkiye afet bölgesidir demek kolay değil. Cennet bir vatanımız var. Cennet vatanımızın, kendine ait, doğanın ortaya koyduğu özellikler de söz konusu. Bugün 7 ilde madenle ilgili afet tatbikatı yaptık. Bu yıl afet tatbikat yılı. 54 bin 302 tatbikat gerçekleştiriyoruz. Türkiye'de ilk kez yapılan tatbikatları yapıyoruz. Hazırlıklı olmalıyız. Sel tatbikatı yaptık Vakfıkebir'de. Tatbikatın ilk çıktısını erken uyarı sistemi ile illerimizde kullandık. İl risk azaltma planlarımız var. Onlara da önem vermeliyiz." Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla afet bölgelerinde hayatın normal akışı temin edilene kadar çalışmalara devam edeceklerini sözlerine ekledi. Bakan Soylu, daha sonra 112 Acil Çağrı Merkezini ziyaret ederek personele başarı diledi ve helikopterle Bartın'a gitti. Toplantıda İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Mücahit Demirtaş, Düzce Valisi Cevdet Atay, Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, AK Parti Düzce Milletvekili ve Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir de yer aldı.
Balyoz davasında kumpas kurduğu gerekçesiyle 13 yıl hapse mahkum edilen Mehmet Baransu'nun davasında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi bozma kararı verdi. Daire aynı zamanda Baransu'nun yasal tutukluluk süresi dolduğu için tahliyesine hükmetti. Başka suçlardan tutuklu bulunan Baransu'nun serbest kalmayacağı öğrenildi. Beraat kararıyla sonuçlanan "Balyoz planı" davasında yargılanan bazı sanıklara kumpas kurulduğu gerekçesiyle yargılanan Mehmet Baransu, Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur'un yargılandığı dava geçen Mart ayında karara çıktı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu sanık Mehmet Baransu'nun "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri temin etme", "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçundan 13 yıl hapse çarptırıldı. Diğer sanıklar Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur da "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgilerini temin etme" suçundan 3 yıl 4'er ay hapisle cezalandırdı. TAHLİYE EDİLDİ AMA CEZAEVİNDEN ÇIKAMAYACAK Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi tarafından incelendi. Daire, yasal tutukluluk süresi dolduğu gerekçesiyle Mehmet Baransu'nun bu dosya kapsamında tahliyesine karar verdi. Ancak Baransu; Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki farklı bir davasından dolayı cezaevinden çıkamayacak. USULÜ BOZMA Daire ayrıca dosyada bozma kararı verdi. Bazı tanıkların dinlenmesi ve usulü eksiklikler nedeniyle bozma kararı veren dairenin başkanlığını kıdemli üye Yılmaz Kaya'nın yaptığı, asıl başkanı Bülent Dalkıran'ın ise dosyaya yerel mahkemede baktığı gerekçesiyle usulen İstinaf aşamasında imzasının bulunmadığı öğrenildi.
