26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

31 Ağustos'tan sonra Taliban Afganistan'dan ayrılmak isteyen Amerikalılara ve risk altındaki afganlara izin verecek

Blinken, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, Afganistan'da devam eden tahliye sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Afganistan'dan ayrılmak isteyen Amerikan vatandaşlarının sayısının 6 bin civarında olduğunu öngördüklerini ve bu sayının 4 bin 500'ünü şu ana dek tahliye ettiklerini anlatan Blinken, ülkeden ayrılmak isteyen hiçbir ABD'liyi ve ailesini geride bırakmayacaklarını vurguladı. ABD'li bakan ayrıca farklı ülkelerde yaşayan Amerikalıların elçiliklere bildirim yapmak zorunda olmadıklarını, dolayısıyla ellerindeki bazı sayıların kesin olmadığını ifade etti. "31 Ağustos'tan sonra da Afganistan'dan ayrılmak isteyen Amerikalıların çıkarılması görevimizdir." diyen Blinken, Taliban'ın 31 Ağustos'tan sonra da ayrılmak isteyen Amerikalılara, diğer ülke vatandaşlarına ve risk altındaki Afganlara izin vereceğini belirtti. Yaklaşık 19 bini son 24 saatte olmak üzere 14 Ağustos'tan bu yana yaklaşık 82 bin kişinin Afganistan'dan tahliye edildiğini bildiren Blinken, Taliban'ın "tahliye sürecine karışmama" sözünde durduğunu ve şu ana dek ciddi bir engellemeyle karşılaşmadıklarını kaydetti. "BEN SORUMLULUK ALIYORUM, BAŞKAN DA SORUMLULUK ALDIĞINI SÖYLEDİ" Blinken, tahliye sürecinin kötü yönetildiğine ilişkin ciddi eleştiriler olduğunu ve bu eleştiriler karşısında Biden yönetiminin sorumluluk alıp almadığını soran bir basın mensubuna şu yanıtı verdi: "Ben sorumluluk alıyorum. Başkan da bu konuda sorumluluk aldığını söyledi. Eminim hükümetteki arkadaşlarımın hepsi de böyle hissediyordur. Geriye dönüp baktığımızda son 6 ayda hatta son 20 yılda neyi farklı ve daha hızlı yapabilirdik diye değerlendireceğiz. Ancak şu an odaklandığımız konu tahliye sürecidir." 31 Ağustos'tan sonra da Afgan halkını unutmayacaklarını ifade eden Blinken, uluslararası toplumla birlikte ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdi. Blinken, Taliban'ın, verdiği sözlere uymasının kendi çıkarına olacağını, eğer uymazlarsa da kendi kararları olacağını ve hem ABD'nin hem de uluslararası toplumun buna göre adım atacağını sözlerine ekledi.

2 yıl önce

Taliban Sözcüsü: ABD askerleri panik halinde sivilleri vurdu

Zabihullah Mücahid, yaptığı açıklamada, ellerindeki bilgiye göre, Kabil havaalanındaki saldırıda en az 90 kişinin öldüğünü, 148 kişinin yaralandığını belirtti. ABD güçlerinin terör eylemi sırasında çevreye ateş açtığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine Mücahid, "Bizim aldığımız rapora göre, Kabil Havalimanında saldırı olduktan sonra Amerikan askerleri panik halinde kalabalığın üzerine ateş açıyor. Orada insanlar çoktu. Böylece aralarında kadın ve çocukların bulunduğu siviller hayatını kaybetti." dedi. Yabancı güçlerin ülkeden tümüyle çekilmesinin ve yeni hükümetin kurulmasının ardından hiçbir örgütün savaşmak için bahanesi kalmayacağını savunan Mücahid, Afganistan'da DEAŞ çatısı altında faaliyet gösterenlerin Irak yada Suriye'den gelmediğini, ülkede olanların DEAŞ zihniyetini taşıyan bazı Afganlardan oluştuğunu kaydetti. Mücahid, Taliban mensuplarının, güvenliği sağlamada başarılı olduğunu ve DEAŞ türü yapıların önünü alabileceğini dile getirdi. Yaklaşık 20 yıllık bir savaşı geride bıraktıklarını, kesin ve net istihbarat bilgileri toplayabilecek durumda olduklarını ifade eden Mücahid, örgütlerle mücadelede herhangi bir ülkenin yardımına ihtiyaç duymadıklarını vurguladı. "Türkiye'nin (Afganistan'a) yardımlarının sürmesini istiyoruz" Türkiye ile çok iyi ilişkiler içerisinde bulunmak istediklerini bildiren Mücahid, "Türk halkı ve devleti bizim dostumuzdur. Bizim bu dostluğumuzun devam etmesi için birçok neden bulunuyor." dedi. Mücahid, Kabil havalimanının güvenliğinin sağlanması için Taliban'ın özel kuvvetlerinin olduğunu, tüm Afganistan ve başkent Kabil'in güvenliği sağlanırken havalimanının güvenliğinin sağlamasının da zor olmayacağını belirtti. Taliban Sözcüsü, Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın lojistik ve teknik ihtiyaçları konusunda, "Türkiye ile konuşmamız olduysa da kendilerine güvenlik sorunu olmayacağı konusunda güvence verdik, havalimanını tamamen ele aldıktan sonra ihtiyaçları çıkartırız. Gerekirse bu ihtiyaçları Türkiye veya başka bir ülkeden isteriz." dedi. Türkiye'nin Afganistan'a desteğini sürdürmesini isteyen Mücahid, "Türkiye ile ekonomi alanında da ilişkiler kurmak istiyoruz. Önceden olduğu gibi eğitim alanında da Türkiye'nin desteğine ihtiyacımız bulunuyor. Bu konuda yardımlarının sürmesini istiyoruz. Türk halkı ve devletinden dostluk ilişlerini devam ettirmesini istiyoruz. Çünkü Afgan halkıyla Türk halkı arasında derin tarihi ilişkiler bulunuyor." diye konuştu. "Yurt dışında bloke edilen paraların iadesi istenecek" Yeni hükümet kurulduktan sonra mali sorunların da yavaştan çözüleceğini, zaten bu sorunların kısa vadeli olduğunu aktaran Mücahid, "Afganistan'ın gümrükler ve farklı kaynaklardan oluşan kendi geliri var zaten. Ayrıca yurt dışında (ABD ve İsviçre'de) bloke edilen Afganistan'a ait paraların da hükümet kurulduktan sonra iadesini isteyeceğiz." dedi. Dünya Bankası veya farklı uluslararası kaynakların Afganistan'a olan yardımlarını sürdürmesini istediklerini bildiren Mücahid, yeni savaştan çıkan Afgan halkının her alanda özellikle insani yardım ve tıbbi alanda onların desteğine ihtiyacı olduğunu söyledi. "(Taliban lideri) Ahunzade Kandahar'da" Mücahid'e, yıllardır gizlenen ve hiçbir görsel ya da ses kaydı paylaşmayan, bu nedenle de öldüğü yönünde iddialar ortaya atılan Taliban lideri Molla Hibetullah Ahunzade'nin nerede olduğunu sordu. Mücahid, "Liderimiz Hibetullah Ahunzade'nin adı uluslararası kara listede değil. Bu nedenle kendisine yönelik herhangi bir tehlike yok. Hibetullah Ahunzade, şu an Kandahar'da bazı görüşmeler gerçekleştiriyor." ifadesini kullandı. Taliban, böylece ilk kez liderlerinin Afganistan'da bulunduğunu teyit ederek yerini paylaşmış oldu. "Pençşir'i çok kısa sürede ele geçirebiliriz" Mücahid, Afganistan'ın Pençşir vilayetini Taliban'a teslim etmemek için direnen Tacik lider Ahmet Mesud'la müzakerelerin devam ettiğini anlattı. Pençşir'de çatışma istemediklerini kaydeden Mücahid, "Biz savaşmak istemiyoruz. Müzakereden yanayız. Eğer müzakere sonuç vermezse zaten Pençşir'in çevresi Taliban güçleri tarafından kuşatılmış durumda. İstersek çok kısa sürede ele geçirebiliriz." ifadelerine yer verdi. Mücahid, hükümet kurma çalışmaları için, "Kapsayıcı bir hükümet kurma çalışmalarımız sürüyor. Kurulacak bu hükümette herkesin hakkı göz önünde bulundurulacaktır." dedi.

2 yıl önce

Avrupa Komisyonu: Taliban'ı tanımak ya da ilişkileri resmiyete dökmek için acele etmeyeceğiz

Sputnik'e konuşan Wiegand, "Taliban ile temas kurmamız, örgütü etkilememiz, sahip olduğumuz kozlardan faydalanmamız gerekiyor. Ancak bu yeni oluşumu tanımak veya resmi ilişkiler kurmak için aceleci olmayacağız" ifadelerini kullandı. Wiegand daha önce, Afganistan'daki AB misyonunun 520 mensubunu Kabil'den tahliye ettiğini bildirmişti. Yetkili, ayrıca Afganistan'daki AB misyonunun Brüksel'deki çalışmalarını sürdüreceğini belirtmişti.

2 yıl önce

Merkel: Taliban'la tahliyeler konusunda müzakere edeceğiz

Almanya Başbakanı Angela Merkel, pazar günü basın mensuplarına yaptığı açıklamada "Almanya için çalışmış olan insanları ülke dışına getirmeyi sürdürme ve emniyete alma konusunda Taliban ile konuşmak zorundayız" dedi. Hagen kentinde yaptığı açıklamada Merkel kalkınma örgütlerinde çalışan ve artık kendilerini Afganistan'da güvende hissetmeyen insanları ülkenin dışına çıkarılması gerektiğini söyledi. Merkel ağustos ayı sonunda yaptığı hükümet açıklamasında da Almanya'nın Taliban ile müzakere edeceğini ifade etmişti. Merkel, kuraklık ve açlık sorunu ile boğuşan Afganistan'da uluslararası yardım örgütlerinin insani durumun iyileştirilmesi için çalışmalarına devam edebilmesi gerektiğini belirtti. Almanya Başbakanı başkent Kabil'deki havalimanının tekrar faaliyete geçmesini de "iyi bir işaret" olarak değerlendirdi. Taliban: Merkel'in ziyaretinden memnuniyet duyarız Afganistan'da yönetimi ele geçiren radikal İslamcı Taliban'dan da bir açıklama geldi. Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, Merkel'in Afganistan'a yapacağı bir ziyaretten memnuniyet duyacaklarını söyledi. Bild'e bir açıklama yapan Mücahid "Angela Merkel candan bir biçimde karşılanacaktır" diye konuştu. Alman hükümetinden Afganistan'a mali desteğini sürdürmesini isteyen Mücahid "Almanya'nın insani alanda destek vermesini ve Alman hükümetinin yapabildiği sürece yardımlarda bulunmasını istiyoruz" diye konuştu. Mücahid Afganistan'ın sağlık, eğitim ve altyapıda desteğe ihtiyaç duyduğunu belirterek Alman hükümetinin girişimcilerin Afganistan'da yatırımlarda bulunması konusunda da cesaretlendirebileceğini söyledi. Almanya'daki Afgan sığınmacılara dönme çağrısı yapan Mücahid "Başta Almanya olmak üzere yurtdışında sığınmacı olarak bulunan tüm Afganların ülkelerine geri dönmesini istiyoruz" dedi.

2 yıl önce

Taliban duyurdu: Pencşir kontrolümüz altında

Taliban, Afganistan'daki direnişin merkezi konumunda bulunan Pençşir Vadisi'nin tamamen ele geçirildiğini duyurdu. Afganistan'ın büyük bölümünde kontrolü sağlayan Taliban, gözünü Pençşir'e dikmişti. Taliban karşıtı direnişe ev sahipliği yapan bölgeye binlerce militanını gönderen Taliban'dan yeni bir iddia geldi. AFP'de yer alan son dakika gelişmesine göre, Taliban, 'Pençşir Vadisi tamamen ele geçirildi' açıklamasında bulundu. Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid yaptığı açıklamada, 'Bu zaferle ülkemiz savaş bataklığından tamamen çıktı' dedi. Geçtiğimiz saatlerde Afgan Ulusal Direniş Cephesi lideri Ahmed Mesud, Taliban'a 'barış görüşmelerine başlayalım' çağrısında bulunmuş ancak 'ya teslim olun ya da ölün' cevabı almıştı. Pencşir vilayeti, ABD'nin 2001'deki işgali öncesinde ilçe statüsündeydi. Yaklaşık 170 bin nüfuslu bölgenin büyük bölümü Taciklerden oluşuyor. Sovyetler Birliği'nin 1980’lerdeki işgaline karşı Ahmet Şah Mesut liderliğinde etkili bir direniş gösteren Pencşir’e, 1990’ların sonunda ülke geneline yayılan Taliban güçleri de giremedi ancak söz konusu dönemde Taliban güçleri çok sayıda cepheye yayılmış durumdaydı. Vadiler silsilesinden meydana gelen ve toplam 120 kilometre uzunluğa sahip bölge, binlerce metrelik sarp dağlarla çevrili olması nedeniyle içindekilere doğal koruma sağlıyor. Vadiye giriş çıkışların birer geçitten sağlanması askeri operasyonları oldukça zorlaştırıyor. Kabil’in 2001’de Taliban’dan alınmasında da rol oynayan Pencşirliler, genellikle bölge içinden bir yöneticiyle idare edildikleri için kendilerine fiili bir özerklik atfediyor. Bölgedeki silahlı ve siyasi yapılanmaya, El Kaide militanları tarafından öldürülen Ahmet Şah Mesut’un oğlu Ahmed Mesud liderlik ediyor. Afganistan Ulusal Direniş Cephesi adlı yapı, Rusya ve diğer ülkelerin Taliban’ı ikna ve kendilerine yardım etmesi için girişimlerde bulundu ancak sonuç alamadı

2 yıl önce

BM'den Taliban açıklaması: Eski Afgan güvenlik gücü personeli "intikam" amaçlı öldürdü

BM İnsan Hakları Konseyinin 48'inci oturumu İsviçre'deki BM Cenevre Ofisi'nde ilk gün oturumuyla devam ediyor. Taliban'ın, 15 Ağustos'ta Kabil'de kontrolü ele almasının ardından Yüksek Komiser Bachelet'in Afganistan'daki insani duruma ilişkin uyarıları devam ediyor. Bachelet, 47 üyeli Konseye hitaben yaptığı konuşmada, "Pencşir Vadisi'ndeki çatışmaların sonucu olarak sivil kayıplardan ve insan hakları ihlalleri ile ilgili raporların yanı sıra oradaki korkunç insani durumun neden olduğu artan zorluktan endişe duyuyorum." dedi. Ülkenin insani ve ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Bachelet, özellikle kadınlar ile etnik ve dini topluluklar başta olmak üzere ülkedeki insan hakları durumundan derin endişe duyduğunu ve ülkenin "yeni ve tehlikeli" bir aşamaya girdiğini kaydetti. ÜLKEDE GELİŞEN DURUMU İZLEMEK İÇİN MEKANİZMA KURULMASI GEREKİYOR Bachelet, Taliban'ın, bazı eski Afgan güvenlik gücü personelini "intikam" amaçlı öldürdüğüne ve önceki yönetimde çalışan bazı yetkililer ile bunların ailelerinin "keyfi gözaltına" alındığına dair Ofisine "güvenilir iddialar" ulaştığını bildirdi. Keyfi gözaltına alınanların bir kısmının serbest bırakılmakla beraber bazılarının ölü bulunduğuna işaret eden Bachelet ayrıca, Taliban'ın belirli hükümet yetkililerinin ve ABD güvenlik güçleri ve şirketleriyle iş birliği yapan kişilerin evlerinde arama yaptıklarına dair çok sayıda iddia aldıklarını aktardı. Afganistan'daki artan insani krizden derin endişe duyduğunu belirten Bachelet, ülkedeki gelişen durumu izlemek için bir mekanizma kurulması çağrısında bulundu. Bachelet, ayrıca Afganistan’a hakim olan Taliban’ın ilan ettiği "geçici hükümet"te yer alanların tamamına yakınının Peştunlardan oluşmasına tepki gösterdi ve hükümette kadınlara yer verilmemesinden üzüntü duyduğunu sözlerine ekledi.

2 yıl önce

Taliban'ın üst düzey yöneticileri arasında görüş ayrılığı iddiaları artıyor

BBC'nin üst düzey bir Taliban yetkilisine dayandırdığı haberine göre, cumhurbaşkanlığı sarayında yeni hükümetin oluşturulması ele alındı. Taliban'ın önde gelen liderlerinden olan ve geçici hükümette, başbakan yardımcılığına getirilen Birader, geçici hükümetin yapısından memnun değil. Birader, diplomasiye ağırlık verilmesini isterken geçici hükümette, Mülteciler Bakanlığı vekilliğine getirtilen Hakkani ve destekçileri ise Taliban'ın zaferi savaşla kazandığını savundu. Birader ve Hakkani, bu anlaşmazlık nedeniyle sert sözlerle tartıştı. BBC'ye göre, ikilinin destekçileri, tartışma sırasında kavga ederken olayın ardından Birader Kabil'den ayrılarak Kandahar'a gitti. BBC'ye açıklama yapan kaynaklar, Kabil'e dönmesi beklenen Birader'in, kamera karşısına çıkıp bir tartışma yaşandığını yalanlayabileceğine dikkati çekti. Bu gelişmenin ardından, Afgan sosyal medya hesaplarında bir süre kamuoyu karşısına çıkmayan Birader'in, hayatını kaybettiği yönünde iddialar yayıldı. Ancak Birader'in öldürüldüğü iddialarının hemen ardından Kabil'de 5 Eylül'de Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths ile toplantıdan fotoğraf yayımlanmıştı. Abdulgani Birader Birader, ABD ve diğer ülkelerle yürüttüğü diplomatik ilişkiler nedeniyle öne çıkmıştı. Bu nedenle geçici hükümete Birader'in öncülük etmesi bekleniyordu. Ancak Birader, Taliban geçici hükümetinin Başbakanı Molla Muhammed Hasan'ın yardımcılığına getirildi. Birader, eski hükümet döneminde savunma bakanı yardımcılığı görevini yürütüyordu. ABD işgaliyle Taliban hükümetinin düşmesinden sonra grubun başlattığı saldırılarda Birader, önemli bir figür oldu. Taliban'ın 4 kurucusundan biri olan Birader, Taliban'ın kurucusu Molla Ömer'in en çok güvendiği kişilerden biri olarak kabul ediliyor. Birader'in Molla Ömer'in kız kardeşiyle evli olduğu ve Ömer'in kendisine "kardeş" anlamına gelen "Birader" unvanını verdiği belirtiliyor. Pakistan'ın güneyindeki Karaçi kentinde 2010'da güvenlik güçlerince yakalanan Birader, ABD ile sürdürülen barış görüşmelerine katkısı olacağı düşüncesiyle eski ABD Başkanı Donald Trump'ın talebi doğrultusunda, 2018'de serbest bırakıldı. ABD ile Taliban arasında imzalanan barış anlaşmasına Taliban adına Molla Birader imza atarken müzakerelerde birçok devlet adamıyla üst düzey görüşmeler gerçekleştirdi. Ocak 2019'dan bu yana Taliban'ın Doha'daki siyasi ofisinin başkanlığını yürüten Birader, ABD-Taliban barış anlaşması kapsamında 3 Mart 2020'de Trump ile telefonda görüşerek bir ABD başkanıyla görüşen ilk Taliban yöneticisi oldu. Birader, Kabil'in Taliban'ın kontrolüne girmesinden kısa süre sonra diğer üst düzey grup üyeleriyle kameralar karşısına geçmiş, Afganistan'ı yönetirken izleyecekleri politikalara dair ilk basın açıklamasını yapmıştı. Birader, burada yaptığı açıklamada, Afganistan'ı kontrol altına alma hedefine bu kadar çabuk ulaşacaklarını beklemediklerini söylemişti. Halil El-Rahman Hakkani Hakkani, Taliban'ın önemli kanatlarından olan Hakkani Grubu'na mensup. Pakistan-Afganistan sınırı boyunca Taliban'ın ekonomik ve askeri varlıklarını yöneten Hakkani Grubu, ülkedeki birçok bombalı eylemden sorumlu tutuluyor. Hakkani'nin yeğeni ve Hakkani grubunun lideri olan Siraceddin Hakkani de geçici hükümette "içişleri bakanı vekili" olmuştu.

2 yıl önce

Taliban: ABD ile görüşmeden olumlu sonuç umuyoruz

Katar’ın başkenti Doha’da Çatışma ve İnsani Araştırmalar Merkezi'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşan Emirhan Muttaki, Afganistan’ın kontrolunun kendilerinde olduğunu, uluslararası toplumun yeni Afgan hükümetiyle çalışması gerektiğini söyledi. Taliban yönetimini temsil eden yetkiliden gelen bu açıklamaların, Afganistan’da olası bir ekonomik krizle karşı karşıya bulunan yeni hükümetin diğer ülkelerle ilişki kurma yönündeki çabalarını yansıttığı yorumu yapıldı. “DEAŞ-H tehdidini kontrol edebiliyoruz” Afganistan’da istikrarsızlığın kimsenin çıkarına olmadığını belirten Muttaki, Talebin güçlerinin ülkede DEAŞ-H’in Horasan kolundan (DEAŞ-H) kaynaklanan tehditleri kontrol edebildiğini söyledi. Muttaki Afganistan’ın başka ülkelere saldırılarda bir üs olmayacağını belirtti. Afganistan’ın Kunduz vilayetinde bir camiye 8 Ekim’de bir terör saldırısı düzenlenmiş, DEAŞ-H’nin üstlendiği saldırıda onlarca kişi ölmüş ve yaralanmıştı. “Afganistan’ın çeşitliliğini kabul ediyoruz” Afganistan Dışişleri Bakan Vekili Muttaki, Taliban yönetiminin Afganistan’da farklı etnik grupların varlığını kabul ettiğini, siyasi çeşitliliğe inandıklarını belirtti. Muttaki, yeni hükümetin ülkenin gençleri dahil olmak üzere tüm Afgan vatandaşlarının yeteneklerinden yararlanmayı amaçladığını söyledi; ülkenin ihtiyaçlarına cevap veren siyasi bir yapı istediklerini kaydetti. Muttaki, insani konuların siyasi baskı uygulamak için kullanılmaması gerektiğini belirtti. ABD ve Taleban arasındaki sorunların Doha anlaşmasıyla çözülebileceğini söyleyen Muttaki, her iki tarafın da bu anlaşmaya bağlı kalmasının önemli olduğunu vurguladı. Dışişleri Bakan Vekili, yeni hükümetin gümrük vergisi gibi çeşitli gelir kaynakları bulunduğunu, devletin resmi gelirlerinin çalınmasına son verildiğini söyledi. ABD ve Taliban ilk kez görüşmüştü ABD heyeti ve Taliban yetkilileri geçen hafta sonunda, Afganistan’ın başkenti Kabil’in düşmesinin ardından Katar’ın başkenti Doha’da ilk kez doğrudan görüşme yapmıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre görüşmede Afganistan’daki güvenlik durumu, terörizm, Afganistan’daki ABD ile diğer ülke vatandaşlarının ve Afganlar’ın tahliyesi, Taleban’ın kapsayıcı bir hükümet kurmasına ilişkin çağrılar, kadın ve azınlık hakları ve ülkedeki insani kriz gibi konular ele alınmıştı. Doha’da yapılan görüşmede ABD heyetine CIA Başkan Yardımcısı David Cohen başkanlık etmiş, görüşmeye ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Afganistan temsilcisi yardımcısı Tom West ve ABD Uluslararası Kalkınma Dairesi’nden bir temsilci de katılmıştı. Görüşmede Taliban yönetimini Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki temsil etmiş, görüşmeye Taliban’ın istihbarat yetkilileri de katılmış

1 2 3 4