06 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

GKRY'nin Yunanistan hayali! KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Bu oyuna asla izin vermeyeceğiz

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ve beraberindekileri kabul etti. Cumhurbaşkanı Tatar, heyeti kabulünde İTO'nun Türkiye ekonomisinin önemli bir oranını temsil ettiğini belirterek, Kıbrıs Türk Ticaret Odası'yla istişare halinde olmasının ve iş birliği yapmasının önemine dikkat çekti. Ana vatan Türkiye ile tam bir fikir ve eylem birlikteliği içerisinde Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin kabul edilmesi mücadelesi verdiklerini ifade eden Tatar, egemen bir devlete sahip olan Kıbrıs Türkü'nün Türkiye ile her zaman bağlarını güçlendireceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı olarak göreve gelmesinin ardından ortaya konan yeni siyasetle Kıbrıs'ta artık egemen eşitliğe dayalı iki devletli bir çözümün savunulduğunu kaydeden Tatar, Kıbrıs'ta 60 yıldır iki ayrı devlet gerçeği olduğunu, yarım asırdır görüşülen federasyon tezinin artık rafa kalktığını ifade etti. Tatar, Rum tarafının hayalinin halen Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak olduğunu ve bu oyuna asla izin verilmeyeceğini vurgulayarak, Kıbrıs Türkü'nün devletine ve egemenliğine her daim sahip çıkacağını söyledi. KKTC'nin her alanda gelişiminin süreceğini dile getiren Tatar, bu bağlamda İTO yönetimi ve üyelerinin KKTC'yi ziyaret etmesinin ve yatırım olanaklarının masaya yatırılmasının oldukça değerli olduğunu ifade etti. "İSTANBUL İŞ DÜNYASI OLARAK HER ZAMAN KKTC'NİN YANINDAYIZ" İTO Başkanı Avdagiç de KKTC'nin 38. kuruluş yıl dönümü sebebiyle İTO olarak bu sevince, kutlamaya iştirak için KKTC'de olduklarını bildirdi. Avdagiç, Cumhuriyetin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş'ın kararlılığını bugüne taşıyan Cumhurbaşkanı Tatar ve KKTC'ye olan destek ve inancı ifade için burada olduklarını aktardı. Cumhurbaşkanı Tatar'ın ağustos ayında İTO'yu ziyaret ettiğini hatırlatan Avdagiç, "Biz de şimdi iade-i ziyaretle birlikte, Sayın Cumhurbaşkanımızın Kıbrıs politikasını desteklediğimizi vurguluyor, İstanbul iş dünyası olarak her zaman KKTC'nin yanında olduğumuzu gösteriyoruz." dedi. Avdagiç, "İstanbullu iş adamları olarak, KKTC iş dünyasıyla köklü ve kalıcı iş birlikleri oluşturmak kararlılığındayız. Bu ortamı sağlamak, KKTC'nin hak ettiği ekonomik güce kavuşmasına katkıda bulunmak, bizim en büyük arzumuz." diye konuştu. İTO heyeti, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Başkanı Turgay Deniz'i de ziyaret etti.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Bizim en büyük gücümüz Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmemizdir

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ahi Evran Külliyesinde 'Gençlerle Söyleş' programına konuşmacı olarak katıldı. Maraş meselesine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, "Kıbrıs Barış Harekatından sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde olan Maraş'ı biz her zaman açmak istedik ama uluslararası baskılar, işte bir anlaşma olacaksa toprak tavizi vermeniz lazım. Toprak tavizi verilmesi de Maraş'ın verilmesiydi. Biz hiç bir zaman Maraş'ın verilmesine kanaat getirmedik. Neden verelim? Burada şehitler verdik, savaşı onlar başlattı, Kıbrıs'ta Türklere saldıranlar onlar, Türkiye'nin uluslararası haklarını görmezden gelip Kıbrıs'ta her türlü vahşete göz yumup taarruzu yapan Rumlar. Ancak Kıbrıs Barış Harekatında kazanan biz olduk. Onlar kaybetti. 'Kazandığımız toprağı neden verelim?' dedik. Bir anlaşma için bazı sınır ayarlamaları yapılabilir şeklinde bir pozisyon var. Bizler iyi niyetimize rağmen 'evet' dedik. Onlar 'hayır' dedi. Bize yapılan o kadar haksızlıktan sonra Maraş'ın iade edilmesi gündeme gelmeyecekti. Onun için 'açma zamanı geldi' dedik. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın desteğiyle Maraş'ı açtık. Çok iyi ettik. O günden bugüne pandemi koşullarına rağmen 300 binden fazla insan Maraş'ı ziyaret etmiştir" diye konuştu. 'ONLARIN İSTEĞİ TÜRKİYE'Yİ KIBRIS'TAN ÇIKARMAK' Kıbrıs'ta iki devletin bulunduğunu kaydeden Tatar, "Kıbrıs'ta 60 yıldır iki devlet vardır. Güney'deki Rum Cumhuriyeti Rumlara aittir. Kuzey'deki Türk Cumhuriyeti Türklere aittir. Bizim buradaki hak ve hukukumuz Türkiye ile yürütülen bir siyasettir. Biz Osmanlı döneminden bu yana bu topraklarda varız. Uluslararası anlaşmalara göre Kıbrıs'ta iki ayrı halk vardır. Biri Rum biri de Türk halkıdır. Rum halkı ile Türk halkını boyunduruğu altına almak gibi hakları yoktur. Bizim ayrı bir egemenliğimiz vardır. Türkiye ile anlaşmalarımız vardır. Madem ki bizi Kıbrıs Cumhuriyetinden silah zoruyla atılar, bizde 1974'ten sonra Kuzey'e yerleştik. Bundan sonra buı iki devletin birleştirilmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Kıbrıs Türküne diz çöktürtemezsiniz. Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Onların isteği bizi üniter bir yapı içine çekmek, Avrupa Birliğinde bizi yok etmek ve Türkiye'yi Kıbrıs'tan çıkarmak. Böyle bir oyuna gelmeyeceğimiz için biz bunu söylemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 'YILDA 2 MİLYON TURİST KIBRIS'A GELİYOR' Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs'ın tanınması ile ilgili sorulan soruya, "Biz kendi kendimizi kabul ettirdik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 144 ülkeden öğrenci vardır. Yılda 2 milyon turist Kıbrıs'a gelip, gidiyor. Kıbrıs'ta farklı ülkelerden yatırımcılar var. Kıbrıs'ta her türlü iletişim vardır. Kıbrıs'ta benim vatanım, bayrağım ve milletim vardır. Ben bu saatten sonra başkalarının hatırı için gidip de onların boyunduruğu altına girecek değiliz. Tabi bazı yanlış algılar olabilir. Farklı unsurların etkisi altında kalan insanlarda olabilir. Onları da zaman içinde doğru yola getirmek, doğru yolu göstermek bizim görevimizdir. Onun için çalışıyoruz. Kıbrıs meselesi büyük bir milletin ulusal davasıdır" yanıtını verdi. 'BUNLARIN BASKILARINA "HAYIR" DEME HAKKINA SAHİBİZ' Sözlerini sürdüren Tatar, şöyle konuştu: "Avrupa Birliği Güney Kıbrıs'ı kendi içine aldığı için Avrupa Birliği taraf olduğu için Yunanistan ile birlikte onlar bizim tanınmamızı istemediler. Bizi tanıyacak olan dost ülkelere de baskı yapıyorlar. Kıbrıs Türk halkının haklı beklentileri, egemenlik hakkımız ayrı bir devlet olarak varlığımızı kimse inkar edemez. Devletler hukukuna göre eğer kendi ayrı bir halkınız varsa, o halkın kimliği varsa, o halkın ayrı bir tarihi varsa, o halkın dili ve dini farklıysa o zaman kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir. Biz bunların bütün baskılarına hayır deme hakkına sahibiz. Şu an onu yapıyoruz. Bizim en büyük gücümüz Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmemizdir. Çünkü Türkiye Cumhuriyetinin de geçmişten gelen hakları vardır. Kıbrıs'ı güçlendirerek geleceğe taşımak bizim en büyük görevimizdir. Tanınma illaki gelecek ama ne zaman gelecek onu söyleyemem. Ancak tanınma olmayacakmış diye biz gidip Rumlara teslim olmayız." 'SAMİMİYET BEKLİYORUM' Azerbaycan'ı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıması ile ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Tatar, "Bu konuda benim Azerbaycan ile temaslarım var. Kıbrıs Barış Harekatının yıl dönümünde Azerbaycan'dan çok sayıda milletvekili ülkemize geldi. Bize her türlü yakınlıklarını ve samimiyetlerini ifade ediyorlar. Tabi ki uluslararası bir takım sıkıntılar olabilir. Kendi ekonomik ve siyasi ilişkilerinin belki zarar görmemesi için şuan bu şekilde bir pozisyon var. Fakat bizim gönül ve kardeş birliğimizin hepsi var. İnanıyorum ki yakın bir gelecekte temasımız olacak. Bir takım gelişmeler olacak. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki yoğun ilişkiyi biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bu konuda zaten bizi destekliyor. Benimde kendilerine söylediğim evet biz gardaşız. Azerbaycan ile Türkiye'nin münasebetleri bu şekilde gelişmiştir. Şimdi Doğu Akdeniz'de Türkiye Cumhuriyetinin de bu kadar önem verdiği bir adada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin varlığı ve Türkiye'nin bize olan desteği, dolayısıyla Türkiye ile Azerbaycan'ın gardaşlığı aynı şekilde bir millet 3 devlete kadar giden bir yol, ben hep bunu söylüyorum. Ben bekliyorum. Ne bekliyorum? Samimiyet bekliyorum " dedi.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Doğu Akdeniz'de söz sahibi ülke Türkiye

Beypazarı Belediyesi'nce düzenlenen '7'nci Geleneksel Kızak Şenliği'ne katılmak için Ankara'ya gelen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ABD'nin, İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ın üzerinde çalıştığı Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nden (EastMed) desteğini çekmesiyle ilgili açıklamada bulundu. Tatar, Rumlar ve Yunanların, kendilerini tehdit olarak gördüğünü belirterek, "Kıbrıs'ın etrafındaki doğal zenginliklerin paylaşımında bizi ve Türkiye Cumhuriyeti'ni işin dışına itmek için kendilerine göre bir projeydi. O projenin mümkün olmadığı ortaya çıktı dolayısıyla bizim bildiğimiz bir şeydi. Amerika ve diğer ülkeler de bu konuda kanaat oluşturmuşlar" diye konuştu. 'BU HESAP DOĞRU VE ADİL DEĞİL' Kıbrıs ve çevresindeki barışın devamı için mutlaka eşitlik temelli bir anlaşma olması gerektiğini vurgulayan Tatar, "Eşitlik temelli bir anlaşmaya da KKTC'nin dahil olması lazım. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da her vesilede vurguladığı gibi Kıbrıs'taki hidrokarbon zenginliklerinin paylaşımında mutlaka geniş bir toplantının olması lazım. Bu toplantıya hem Türkiye Cumhuriyeti müdahil olacak hem Kıbrıslı Türkler müdahil olacak ve eşitlik temelinde nasıl bir anlaşma olabileceğinin değerlendirilmesi yapılacak. Maalesef Rumlar, Yunanlar ve bazı Avrupa ülkeleri Kıbrıs'ta Türkler yokmuş gibi hesaplar yaparak, bizi işin dışına itmek suretiyle kendilerine çekmeye çalışıyorlar fakat bu hesap tutmuyor. Bu hesap doğru ve adil değildir. Herkes de bunu görüyor. Biz bu mücadelede Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmenin mutluluğu içerisindeyiz. Türkiye her fırsatta, 'Doğu Akdeniz'de ne hakkımızı ne de KKTC'nin hakkını yedirmeyiz' diyor. Bu da bize güç vermektedir çünkü ileride bu zenginliklerin paylaşımında Kıbrıs Türklerinin de hakkı ve payı vardır" dedi. 'TÜRKİYE'NİN MÜDAHİL OLMADIĞI DENKLEMDE BARIŞIN SÜRMESİ MÜMKÜN DEĞİL' KKTC'nin geçmişten gelen ve uluslararası hukuktan doğan haklarının korunması için bu mücadelenin Türkiye Cumhuriyeti tarafından sahiplenilmesinin kendilerine güç verdiğini dile getiren Tatar, "Biz halkımıza diyoruz ki 'Kıbrıs'ta 2 eşit halk vardır, 2 ayrı devlet vardır. Onların ne kadar egemenliği olursa bizim de o kadar egemenliğimiz var'. Kıbrıs'a baktığımızda Rodos'tan, Girit'ten sonra Kıbrıs'ın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bir kez daha Kıbrıs'ın ne kadar değerli ve statüsünün fevkalade stratejik, fevkalade jeopolitik olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. Kıbrıs çok önemlidir, çok değerlidir. Coğrafya bakımından, tarih bakımından, ticaret yollarının kesiştiği bir nokta olarak da önemlidir. Türkiye'nin sadece 40 mil uzaklığındadır. Türkiye İskenderun Körfezi'nden Ege adalarına kadar 2 bin kilometre sahil şeridiyle Akdeniz'de en fazla söz sahibi olması gereken, bugün 85 milyon, yarın 100 milyonluk büyük bir ülkedir. Doğu Akdeniz'de en güçlü ve en büyük potansiyel olarak gelecekte söz sahibi olacak ülke Türkiye'dir. Türkiye Cumhuriyeti'nin müdahil olmadığı herhangi bir denklemde barışın sürmesi mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti her zaman orada olacak. O zaman adil bir çözüm şekli ortaya çıkabilir. Maalesef şu an bu duruma yakın değiliz. Karşı taraf bizi hep dışlamaya çalışıyor" diye konuştu. 'SİLAHLANMALAR BEYHUDE' Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin sınır hattına asker ve silah konuşlandırmasıyla ilgili de "Rum kesimi sürekli sınırlara asker ve silah konuşlandırıyor. 1974 Barış Harekatı'yla Kıbrıs'ta Türk halkının hakkı kazanılarak iki devlet oluşturulmuştur. O zamandan beri güney tarafında epey silahlanma olduğunu biliyoruz. Ancak 40 mil uzaklıkta 85 milyonluk bir Türk milleti vardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü bütün dünya biliyor dolayısıyla biz Türkiye'ye bakıyoruz. Hiçbir zaman meydanı boş bırakmayız. Kimse çatışma istemez; ama güney tarafının da dikkat etmesi lazım. Bu silahlanma kime yöneliktir? Bunun hesabını kitabını bir kez daha gözden geçirmeliler çünkü karşılarında büyük bir millet var. Daha fazla konuşmaya bile gerek yok, silahlanmalar beyhudedir" dedi.

2 yıl önce

Halil Falyalı cinayeti... Tatar: Faili meçhul kalmaması için tüm imkanları kullanacağız

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Ayşenur Arslan'ın tepki çeken Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) sözleri sonrası, 'Mukavemet Teşkilatı, Türk halkına yapılan saldırılara direnmiştir.' ifadelerini kullandı. Tatar'ın CNN TÜRK'teki konuşmasından öne çıkanlar şöyle: Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) ile ilgili bir polemik başladı. Buna nasıl yaklaşıyorsunuz. Bu anlamsız ve çok yanlış buluyorum. Kıbrıs'ın efsanevi direnişindeki rolünü çok iyi biliyoruz. Eoka'nın Kıbrıs Türk halkına yaptığı saldırılara karşı oluşturulan ve yıllarca sürdürülen bir mücadeledir. Rauf Denktaş bana erken yaşlarımda söylemişti. Bu teşkilatın oluşturulmasında bütün ada safında çeşitli sancaktarlıkları oluşturulmasıyla bir ordu gibi çalışıldı. Türk komutanlar bizim mücahit komutanlarına destek vererek halkımız saldırılara uğrarken o zor günlerde TMT adada oluşturduğu askeri teşkilatla halkımıza moral vermiş ve onurlu bir direniş göstermişti. Tarihimizde yeri büyüktü. İçimizdeki Rum destekçileri buna karşı çıksa da biz onları hiç konuşturmadık. Gazilerimiz ve şehirlerimizin onurunu koruruz ve onların adanın kirletilmesine müsaade etmeyiz. İlk remi kuruluştan önce volkan harekatımız vardı, tüm bu direniş birleşerek TMT kuruldu 1960’ta, bu tarihten önce de hizmetleri vardır. Kıbrıs cumhuriyeti anayasası oluşturulurken Denktaş ve Menderes'in de desteğiyle Kıbrıs Türk cumhuriyeti kurulmuştur. Bunu bilmeden cahillikle konuşmak olmaz. Denktaş ve Doktor Fazıl küçük isimleri lekelemez. 1974’ten sonra TMT Kıbrıs'ın savunma gücüne dönüşmüştür. Kıbrıs'ta iki halk vardır tarihten beri 307 sene atalarımızın yönettiği Kıbrıs'ı İngiltere Kıbrıs'ı zorla İngiltere'ye kiralamak zorunda kalıyor ve adada Rum nüfusu artıyor. Kıbrıslı Türkler adanın Yunanistan'a bağlanmasını reddetti, Türkiye de bu konuda bize destek verdi. Bu mukavemeti ve direnişi sürdürüyoruz ve Yunanistan'a bağlanmasına asla izin vermeyiz. RTÜK'TEN SORUŞTURMA Halk TV sunucusu Arslan, "Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı adada ve yakın hinterlandında suikastlarla bilinen bir illegal diyelim, yarı resmi bir oluşumdu" demişti. RTÜK, Arslan'ın bu ifadeleri hakkında soruşturma başlatmıştı.

2 yıl önce

Kırım Tatar Türk halkının milli lideri ve Ukrayna milletvekili Kırımoğlu: Türkiye'nin Ukrayna'da çok yüksek bir itibarı ve otoritesi var

Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, ailesiyle Kırım'dan sürgün edildiğinde 8 aylıktı. Şimdi 78 yaşında ve Kırım Türkleri için mücadeleye devam ediyor. Cemiloğlu aynı zamanda Ukrayna Parlamentosu'nda milletvekili. Ukrayna'daki binlerce Kırım Türkünün Meclis'teki seslerinden biri. Rus işgali sürecinde Ukrayna hükümeti ve halkıyla güçlü bir dayanışma içindeler. Ruslarla müzakereleri yürüten heyette onun danışmanlarından biri de var. Hürriyet, ömrünü Kırım Türklerinin bağımsızlığına adayan Mustafa A. Kırımoğlu ile Ukrayna'daki son durumu konuştu. Müzakerelerden olumlu sonuç çıkar mı? Müzakerelerden bir netice beklemiyorum. Ukrayna- Belarus sınırındaki görüşmelerde kendi şartlarını söylediler. Hiç kabul edilebilecek şeyler değildi. Kırım'ın Rus toprağı olduğunun kabulünü, kurdukları kukla Luhansk ve Donesk Cumhuriyetleri'ni Ukrayna'nın tanımasını istediler. NATO ve AB'ye girme niyetinden vazgeçin, silahları da bırakın diyorlar. Yani bizi tamamen teslim almak istiyorlar. Biz de 'O konuları müzakere etmeyelim, ateşkesi konuşalım' dedik. Çünkü siviller ölüyor. 'Ateşkes size lazım, çünkü Kiev sokaklarında yüzlerce cesediniz yatıyor' dedik. Onlar da kabul etmedi. Sivil koridorları da açıldı sonra... Ama insanlar geçmeye başlayınca ateş açıyorlar. Anladığıma göre Belarus ve Rusya tarafına koridor açıyorlar ama insanlar o tarafa gitmek istemiyor. Ukrayna tarafına giden sivillere de ateş ediyorlar. Müzakere heyetinde sizin tanıdıklarınız da var mı? Benim yardımcım da (Belarus'taki) o heyette. Ama böyle şartlar konursa görüşmelere gitmesinin anlamı yok diye düşünüyorum. Aslında bize ateş açan bir ülkenin toprağında bu müzakereleri yapmak zaten mantıksız. Büyük ihtimalle sonraki görüşmelere katılmayacak. Belarus'ta olmamalıydı. NATO ve ABD'nin desteği sizce yeterli mi? Aslında destek büyük. Ama biz hava sahasının kapatılmasını çok istiyoruz. Çünkü bizi havadan vuruyorlar ve biz çaresiz kalıyoruz. En büyük ihtiyacımız bu. Uzun süreli bir direnişe ve yaptırımlara Rus ekonomisinin dayanabilmesi mümkün değil. Ukrayna'nın hava gücü yok mu, çok görmüyoruz? Bir kısmını ilk günlerde yok ettiler. Ama Rus hava gücüyle nasıl kıyas edelim. Bizi kurtaran Bayraktarlar ama onların da sayısı yeterli değil. Yabancı savaşçılar kimler? Cumhurbaşkanı Zelenski bu çağrıyı yaptı. Gelenler çoğunlukla Ukrayna asıllı. Çünkü Ukrayna'nın dışında da yaşayan milyonlarca Ukraynalı var. Onlar geliyorlar. Daha da gelecekler. Başkaları da gelebilir. Ukrayna halkı yeterince kararlı mı? Ruslar zaten böyle bir direniş beklemiyorlardı. Etnik Rusların onları çiçeklerle karşılayacaklarını düşünüyorlardı. Ama öyle olmadı tabii. Açtıkları koridordan Rusya bölgesine bile giden etnik Rus yok. Zelenski'nin desteği yüzde 80'lere çıktı. Halkın böyle bir kararlılığı var. SOVYET DÖNEMİ HİÇ OLMAZSA MUTFAKTA KONUŞABİLİYORDUK Kırım Türklerinin durumu nasıl? Kırım şimdi kapalı. Kırım'dan bu tarafa geliş yok. Kırım'daki gençlerimizi Ruslar askere alıyor. Buraya savaşmaya gönderiyorlar. Biz de onlara mesaj gönderiyoruz. Buraya geldiklerinde ya katil ya ceset olacaklar çünkü. 'Askere gitmeyin' diye uyarıyoruz. Gitmezlerse iki yıl hapis var. 'Hapse girin ama orduya yazılmayın' diyoruz. "Kırım Türkleri Rus idaresinde daha rahat" diyenler var... Mümkün değil. Kırım Türklerinin şimdiki rejim altındaki durumu Sovyetlerden bile kötü. Sovyet zamanı hiç olmazsa mutfakta konuşabiliyorduk. Şimdi Ruslar her yeri dinliyor. ZELENSKİ NE DEMEK İSTEDİ? Cumhurbaşkanı Zelenski ne düşünüyor? Ben ona da söylemiştim Belarus'ta olmasın diye. 'Türkiye'de görüşmek daha iyi olur' dedim. O da 'Şimdi propaganda yaparlar, bizi ateşkes istemiyormuşuz gibi gösterirler, bir deneyelim' dedi. En son ne zaman görüştünüz? Ben buraya gelmeden bir hafta önce telefonla görüştük. Morali de kararlılığı da iyi. Türkiye'nin adil bir ülke olduğunu, desteğini beklediklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Zelenski 'Bazı şeyleri konuşabiliriz' şeklinde bir şey söyledi. Sizce neyi 'konuşulabilir' buluyor? Bir devlet adamı zaten 'Biz Kırım'dan vazgeçtik' diyemez. Zelenski açıkça söyledi, 'Bir karış toprak vermeyeceğiz' dedi. Bu konuda çok kararlı. Konuşmak istediği şeyler Rusların ne zaman Ukrayna'dan çıkacaklarıdır... TÜRKİYE'NİN UKRAYNA'DA İTİBARI ÇOK Türkiye'nin konumu nasıl görülüyor? Türkiye'nin durumu sürekli bana soruluyor. Ben de Türkiye'nin desteğinden bahsediyorum. Ama belli ekonomik sebeplerden yaptırımlara katılmıyor. Ayrıca Ruslarla müzakere için bir koridor da olması lazım. Bence ABD'nin de fikri böyle. Türkiye bunun için çok uygun tabii. Türkiye'nin Ukrayna'da çok yüksek bir itibarı ve otoritesi var. İnşallah hep de öyle olur. Sözünde duran ve adil davranan bir ülke olarak görülüyor. RUSLARIN ÇOĞU BİLMİYOR Sizce Rus halkı bu işgal için ne düşünüyor? Rusya'da çok yoğun bir propaganda var. Çoğunun ne olup bittiğinden haberi yok. Binlerce kişiyi hapse attılar. Savaşa karşı bir şey söylemek büyük suç sayılıyor, 15 sene cezası var. Dolayısıyla düşüncelerde ifade edebilecek durumda değiller.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs'ta artık federal bir anlaşma mümkün olmadığını söyledi

Cumhurbaşkanı Tatar, Antalya Diplomasi Forumu (ADF) kapsamındaki "ADFLeadersTalks" paneline konuşmacı olarak katıldı. Crans Montana Forumu İcra Başkanı ve Kurucusu Jean-Paul Carteron moderatörlüğünde "Kıbrıs Anlaşması: Aslolan Hakkın Onayı" başlığıyla düzenlenen panelde konuşan Tatar, ADF gibi önemli bir organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve hükümete teşekkür ederken Kıbrıs Türkleri olarak böyle bir toplantıda seslerini duyurma imkanı bulduklarının altını çizdi. Tatar, konuşmasının başında Kıbrıs'ın tarihi ve Kıbrıs Türklerinin Ada'daki geçmişinden bahsederken Osmanlı'nın 1571'de Kıbrıs'ı fethetmesiyle Türklerinin buraya yerleştiğini hatırlattı. Kıbrıs'ta var olma mücadelesi verdiklerini, Rumlar tarafından çok defa Ada'dan atılmaya zorlandıklarını anımsatan Tatar, 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs'ta Yunanistan'daki askeri cuntanın desteğiyle ve Ada'yı Yunanistan'a bağlamak amacıyla darbe yapıldığını ancak 20 Temmuz 1974'te Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı ile Ada'da barışın tesis edildiğini söyledi. Tatar, "Türkiye 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirmemiş olsaydı kan dökülecekti ve Kıbrıslı Türkler öldürülecekti. Türkiye'yi hiçbir zaman işgalci bir güç olarak görmedik. Türkiye, Ada'nın ve Kıbrıs Türkeri'nin barışı için orada. Biz de Türkiye'nin Ada'da bulunmasına ve garantörlüğüne büyük önem veriyoruz. Barış ve istikrar olacaksa, Türkiye'nin Ada'daki mevcudiyeti çok önemli." dedi. Kıbrıs meselesinde yarım asrı aşkın süredir devam eden "federasyon" temelli müzakerelerden çok yorulduklarını belirten Tatar, geçmişteki Kıbrıs Türk liderlerinin, Kıbrıs konusunu çözmek için fazlasıyla gayret ettiğini ancak Rumların uzlaşmaz tavrı nedeniyle kalıcı bir barış sağlanamadığını ifade etti. "KIBRIS'TA ARTIK FEDERAL BİR ANLAŞMA MÜMKÜN DEĞİL" Tatar, Kıbrıslı Rumların federal zeminde bir çözüm anlayışının Türklerden farklı olduğunun altını çizerek, Rumların, Kıbrıs'ın Avrupa Birliği'ne (AB) üye olmasını ve Türkiye'nin de Ada'dan gitmesini arzuladığını ancak bunu kabul etmeyeceklerini dile getirdi. Ekim 2020'de cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Türkiye ile Kıbrıs konusunda yeni bir politika belirlediklerini kaydeden Tatar, "Kıbrıs'ta artık federal bir anlaşma mümkün değil. Olası bir anlaşmanın sadece yan yana yaşayan ve bağımsız iki devletin varlığıyla olabileceğine inanıyoruz." dedi. Kıbrıs Türklerinin 1963'ten beri kendi devletinin çatısı altında ve 1983'ten bu yana da kendi cumhuriyetinde yaşadığını kaydeden Tatar, yeni dünya düzeninde Rum devletine dönüşmüş "Kıbrıs Cumhuriyeti" ile KKTC'yi bir araya getirmenin nafile bir çaba olacağını belirtti. "BİZİM POLİTİKAMIZI (İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM) TÜRKİYE DESTEKLİYOR" Tatar, "Bizim politikamızı (iki devletli çözüm) Türkiye destekliyor. Biz, Ada'da ve bölgede, istikrar, barış ve güveliğin sürmesini istiyoruz, bu yüzden Kıbrıs Türkleri olarak Ada'daki eşit bağımsızlığımız için çalışmayı sürdüreceğiz." diye konuştu. Nisan 2021'de Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde 5+1 formatında Cenevre'de gerçekleşen ve garantör ülkelerin de yer aldığı gayriresmi Kıbrıs konferansında "iki devletli çözüm" modelini masaya getirdiklerini anımsatan Tatar, BM Genel Sekreteri'nin bu yeni öneriyi BM Güvenlik Konseyi'ne götürme teklifinde bulunduğunu, bu sayede barışçıl bir çözümün bulunabileceğini vurguladı. Tatar, "Bizim zaten bağımsızlığımız vardı, Kıbrıs'ta 1960'ta yapılan anlaşma bizim bağımsızlığımızı zaten gösteriyor. Bu yüzden eğer 'iki devletli çözüm' önerimiz onaylanırsa bağımsızlığımız yeniden tanımlanmış olacak." diye konuştu. Doğu Akdeniz'de istikrarın sağlanmasının önemine de işaret eden Tatar, Türkiye'nin de bölgede ve Ada etrafında haklarının olduğunu ve bölgenin öneminin hızla arttığını söyledi. Cumhurbaşkanı Tatar, "Kıbrıs'ta bir anlaşma için tüm yolları denedik ve bütün girişimler başarısız oldu. Uluslararası toplumun ve BM'nin egemen eşitliğimizi teyit etmesi halinde resmi bir müzakere için masaya oturabiliriz. Bu bizim hakkımız. Bölgede barış ve istikrar, bizim de arzu ettiğimiz bir husustur. Türkiye de bu konuda yıllardır bizi destekliyor, bu konuda müteşekkiriz. Eminim ki Kıbrıs Türkleri de amaçlarına ulaşacaktır." dedi. Kıbrıs konusunun temelinde "egemenlik probleminin" bulunduğuna da değinen Tatar, Kıbrıslı Rumların, Ada üzerinde sadece kendilerinin egemen olduğunu düşündüklerini ve Kıbrıs Türklerin de böyle bir otoriteyle kesinlikle görüşmeyeceğini, kendilerinin Rumlar kadar egemen olduklarını vurguladı.

2 yıl önce

ABD'li üst düzey yetkili, Ersin Tatar için "cumhurbaşkanı" ifadesini kullandı

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile görüşmesinin ardından basın açıklaması yapan Nuland, "Şimdi kuzeye gideceğim ve Cumhurbaşkanı Tatar ile biraz vakit geçireceğim." diye konuştu. Nuland, konuşmasının devamında, "Sanırım bir hataydı. Nasıl diyorum kendisine? Sayın Tatar. Evet, özür dilerim. Kıbrıs'a gelmeyeli uzun zaman oldu. Biz kendisinden Sayın Tatar diye bahsediyoruz." dedi.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı: Lice’de 19 adet roketatar sevk fişeği ile 16 milyon 513 bin kök kenevir ele geçirildi

İçişleri Bakanlığınca Diyarbakır’da başlatılan Eren Abluka-34 Narko Terör Operasyonları ile terör örgütünün finans kaynaklarına darbe vurulmaya devam ediliyor. Eren Abluka-34 operasyonlarının 16’ıncı gününde; Diyarbakır Lice İlçesi Yalaza mahallesi kırsalında önceden tespit edilen 195 ayrı noktada Jandarma Komando Özel Operasyon (JOPER), Jandarma Komando ve Güvenlik Korucusu timlerince gerçekleştirilen arazi arama tarama faaliyetinde; - 19 adet roketatar sevk fişeği, - 492,65 kg toz esrar, - 43,15 kg kubar esrar, - 16 milyon 513 bin 340 kök kenevir bitkisi ele geçirildi. Yurt içinde terörün tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik yürütülen EREN ABLUKA OPERASYONLARI, halkımızın desteği ile İNANÇLI ve KARARLI bir şekilde başarıyla devam ediyor.

1 2 3 4 5