03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Kolpadan reklam çalışmalarına son hız devam! İmamoğlu rögar mazgallarını temizletmeden Bodrum’a tatile gitmişti!

https://twitter.com/ekrem_imamoglu/status/1494197154100961280?s=21 2019 yılında İstanbul'da meydana gelen sel felaketinde sokaklar nehire dönerken, bir çok iş yerini su basmış ve bir vatandaş hayatını kaybetmişti. Yaşanan bu gelişmeler esnasında Bodrum'da tatilde olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu vatandaşın tepkisini çekmişti. İhale iptal edildi, rögarlar temizlenmedi Öte yandan; Yaşanan sel felaketinde önemli payın İmamoğlu'nun rögar mazgallarını temizlemek ve yağmurlara hazırlık için yapılan ihaleyi iptal etmesi olduğu iddia edilmişti. https://twitter.com/umutmurare/status/1163065768134742017?s=21 https://twitter.com/genelgundem/status/1163895968388898821?s=21

2 yıl önce

Rusya Devlet Başkanı Putin: Somut bir tehditle karşı karşıyayız. Rusya sorunları barışçıl yöntemlerle çözmeye çalışıyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin 'Güvenlik Konseyi' toplantısında konuştu. Vladimir Putin, "Rusya her türlü çabayı gösteriyor" derken, "Rusya sorunları barışçıl yolla çözmeye çalışıyor" ifadelerini kullandı. "Güvenliğimiz için gereken koşulların sağlanmasını istiyoruz" diyen Rusya Devlet Başkanı, "Somut bir tehditle karşı karşıyayız" diye konuştu. PUTİN-MACRON GÖRÜŞMESİ SABAHA KADAR SÜRDÜ Müzakereler sürecinde Macron ile ayrıntılı görüştüğünü kaydeden Putin, "Dün gece sabah 02.00'ye kadar Fransa Cumhurbaşkanı ile konuştum. Bana ABD'nin pozisyonu değişti dedi. Ama ne değişti dediğimde cevap veremedi." dedi. Putin, Ukrayna'nın NATO'ya katılması tartışmalarına yönelik ise "Bana Ukrayna'nın yarın NATO'ya kabul edilmeyeceği söylendi. Ukrayna'nın hazır olmadığını söylüyorlar. Benim de cevabım şu oldu: 'Taviz söz konusu değil. Bekleyip Ukrayna'yı hazırlamak istiyorsunuz. Ortada buluşmak zorundayız' dedim. Fransa cumhurbaşkanı ile sabah 2'ye kadar konuştuk. Amerikalıların pozisyonunun değiştiğini söyledi ama nasıl değiştiğini sorduğumda cevap veremedi," dedi.

2 yıl önce

“Millet İttifakı’nda değiliz” diyen Temel Karamollaoğlu: Birlikteliğimize altılı ittifak diyebiliriz

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 2021 Eylül'de yaptığı bir açıklamada herhangi bir ittifakta yer almadıklarını söylemiş; "Millet İttifakı içerisinde misiniz?" sorusuna da "Geçmişte doğrudur biz ittifakın içinde bulunduk ama şu anda ittifak diye bir şey söz konusu değil" yanıtını vermişti. ALTILI İTTİFAK Dün CHP'nin kanalı Halk TV canlı yayınında açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, muhalefet partileriyle birlikteliklerinin "Altılı ittifak" olduğunu söyledi. Millet İttifakı içinde yer aldıklarını açıkça ifade eden Karamollaoğlu, şunları söyledi: Türkiye’deki son gelişmeleri dikkate aldığımız zaman ittifakın sadece sistemi değiştirmekle yetinemeyeceği görülüyor. Sadece sistemi değiştirmeye yönelik ittifak olamaz. Mutlaka geçiş döneminde atılacak adımlar olacak ekonomik ve dış sahada. Altı parti de böyle bir ittifakın gerekliliğine ihtiyaç olduğunu görüyor. Bu birlikteliğe altılı ittifak diyebiliriz. İTTİFAKI ONAYLADI Programın devamında sunucu Suat Toktaş'ın "Başından beri Millet İttifakı içinde olacakmış gibi konuşuyorsunuz" sözlerine de yanıt veren Karamollaoğlu, "Şu andaki gidişat öyle gösteriyor" dedi. PARTİLİLER RAHATSIZ Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Dr. Abdullah Sevim, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, parti tabanının CHP ile kurulan ittifaktan rahatsız olduğunu belirterek, "Bizim tabanımız CHP ve HDP ile bir algılanmamızdan, görünmemizden hoşnut değil" demişti.

2 yıl önce

Emniyet bünyesinde "Dolandırıcılık Şube Müdürlüğü" kuruldu: Devlet kesinlikle para istemez

Hırsızlık suçunun azalmasında önemli rol oynayan Asayiş Daire Başkanlığında, Kovid-19 salgınıyla, teknoloji kullanılarak yapılan dolandırıcılık yöntemlerine karşı vatandaşların bilinçlendirilmesi ve bu yöntemle dolandırıcılık yapanların özel yöntemler kullanılarak belirlenmesi amacıyla yapısal değişikliğe gidildi. Bu kapsamda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun talimatıyla Dolandırıcılık Şube Müdürlüğü kuruldu. Daha önce Asayiş Şube Müdürlüğü çatısı altında, özellikle dolandırıcılık suçlarıyla mücadelede başarılı çalışmalara imza atan Murat Sarıyıldız Dolandırıcılık Şube Müdürü olarak görevlendirildi. Müdürlükte görev alacak diğer personel de titizlikle seçildi. DEĞİŞİKLİK İL EMNİYET MÜDÜRLÜKLERİNE DE YANSIYACAK Murat Sarıyıldız, yeni kurulan Şube Müdürlüğünün kuruluş amacı hakkında açıklamalarda bulundu. "Son zamanlarda dolandırıcılık konusunda teknolojik gelişmelerle birlikte yapısal bir değişiklik oldu. Bu yapısal değişiklikle, dolandırıcılıkla daha etkin mücadele amacıyla Asayiş Daire Başkanlığı bünyesinde Dolandırıcılık Şube Müdürlüğü kuruldu. Faaliyetlerimize bundan sonra böyle devam edeceğiz" ifadelerini kullanan Sarıyıldız, değişikliğin il emniyet müdürlüklerine de yansıyacağını belirtti. Sarıyıldız, Asayiş Şube müdürlükleri bünyesinde yankesicilik ve dolandırıcılık büro amirlikleri bulunduğunu, yankesicilik kısmının hırsızlık büro amirliklerine devredileceğini ve yeni kurulacak Dolandırıcılık Büro amirliklerinin sadece dolandırıcılık suçlarını aydınlatacağını söyledi. Sarıyıldız, il emniyet müdürlüklerinin operasyonlarına desteğin yanı sıra merkezde yapacakları analizlerle kapsamlı operasyonlara katkı sağlamayı hedeflediklerini belirtti. Asayiş Daire Başkanlığı'nın geçmişte de vatandaşın dolandırıcılık suçlarına karşı bilgilendirilmesi için bir dizi çalışma yaptığını anlatan Sarıyıldız, bu amaçla vatandaşlara SMS'ler gönderildiğini, vatandaşlarla toplantıların yapıldığını, afişler ile emniyetin sosyal medya hesapları üzerinden ve cami hutbelerinden konuya ilişkin bilgilendirme faaliyetlerinin yürütüldüğünü kaydetti. DOLANDIRICILIK YÖNTEMLERİNE KARŞI UZMANINDAN ALTIN ÖĞÜTLER Bilgilendirme çalışmalarının aralıksız süreceğini belirten Sarıyıldız, vatandaşları dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyararak şunları kaydetti: "Vatandaşlarımız özellikle kendisini polis, asker ve savcı olarak tanıtıp 'adınız terör örgütüne karıştı, altınınızı, paranızı bize verin, inceleyeceğiz' şeklindeki telefon aramalarına kesinlikle itibar etmesin. Parasını, ziynet eşyasını kesinlikle vermesin. Cep telefonlarına gelen 'Hediye kazandınız' veya bir hukuk bürosundan 'Adınıza icra takibi başlatıldı para gönderin' şeklindeki mesajlara itibar etmesinler. Bu tür mesajlara vatandaşlarımız, hakkında bir icra takibi olmasa bile korkusundan inanıyor. Bu yönde bizim bilgilendirme çalışmalarımız devam ediyor. Güvenli internet sitelerinden alışveriş yapsınlar, kapora adı altında bir para gönderimi yapmasınlar." "DEVLET KESİNLİKLE PARA İSTEMEZ" "Devlet kesinlikle para istemez" diyen Sarıyıldız, soruşturmayı yürüten polisin, vatandaşı en yakın karakola davet ederek ifadesini aldığını söyledi. Sarıyıldız, vatandaşlardan bu tarz durumlarla karşılaşmaları halinde en kısa sürede 112'yi arayarak bilgi vermelerini istedi.

2 yıl önce

Avrupa Konseyi'nden flaş karar: Rusya'nın temsil hakkı askıya alındı

Avrupa Birliği, Ukrayna'yı işgal eden Rusya'ya yaptırımlarını sürdürüyor. "RUSYA'YI ÜYELİKTEN ÇIKARDIK" İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio yaptığı açıklamada, "İtalya’nın başkanlığını yürüttüğü Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Rusya Federasyonu’nu üyelikten çıkarma kararı aldı" dedi. "GEREKLİ BİR ÖNLEM OLARAK GÖRÜYORUZ" Maio, "İtalya, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı uluslararası hukukun ciddi bir ihlalini oluşturan kabul edilemez askeri saldırganlığı ışığında bunu gerekli bir önlem olarak görüyor" diye konuştu.

2 yıl önce

AB'den Rusya'ya yeni yaptırım kararı: SWIFT sisteminden çıkarılıyor

Von der Leyen, yaptığı açıklamada, "Rusya Merkez Bankasının varlıklarını felç edeceğiz. Bu, işlemlerini donduracak, varlıklarını tasfiye etmesini imkansız hale getirecektir." dedi. "SWIFT sistemin çıkarılacaklar" Rus oligarkların finansal varlıklarını AB piyasalarında kullanmalarını yasaklamak için çalışacaklarını bildiren von der Leyen, belirlenen Rus bankalarının uluslararası para transferi sağlayan SWIFT sisteminden çıkarılacağını açıkladı. Daha önce de Rusya'nın 64 önemli kurumuna yaptırım getirilmiş, AB bankalarının, Rus vatandaşlarından 100 bin avrodan daha fazla miktarda mevduat kabul etmeleri yasaklanmış, petrol rafinerileri için gerekli mal, hizmet ve teknoloji gönderilmesi engellenmişti. Rusya, SWIFT'e karşı SPFS'yi geliştirdi Analistler, Rus bankalarına SWIFT'te kısıtlama getirilmesinin, Rusya’nın uluslararası ticaretini olumsuz etkileyeceğini ve Rus şirketlerinin iş yapmasını zorlaştıracağını belirtiyor. Rus bankalarının SWIFT'ten dışlanmasının Moskova'nın sadece Batı ile değil, teorik olarak tüm devletlerle olan ticaretini de zayıflatacağını aktaran analistler, dolayısıyla Rusya'ya karşı SWIFT yaptırımının, yaptırımı uygulayan devletlerin ötesinde “bölge dışı” bir etkisi olacağına işaret ediyor. Rusya'nın SWIFT'i kullanamaması durumumda, mal ihraç ve ithal etmesinin zorlaşacağı ifade ediliyor. Öte yandan, Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, 16 Şubat’ta, "Batılı ülkeler, Rusya’yı SWIFT’ten çıkarırlarsa, bilgi iletimi için farklı yöntemler deneriz, SPFS (mali mesajlaşma sistemi) gibi veya ödemeleri bavulla taşırız.” demişti. SWIFT'ten çıkarılma riski nedeniyle Rusya, 2014'te SPFS'yi geliştirmeye başlamış, Aralık 2017'de kullanıma açmıştı. SWIFT nedir? SWIFT (Dünya Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Birliği), sınır ötesi ödemeleri hızlandıran ve uluslararası ticareti kolaylaştıran güvenli bir mesajlaşma sistemi. 200'den fazla ülkede 11 binden fazla finans kurumu tarafından kullanılıyor. SWIFT, bankaların WhatsApp'ı olarak da biliniyor. 2020'de 140 trilyon dolarlık sınır ötesi havalelerin yüzde 90'ından fazlası SWIFT üzerinden yapıldı. Bu, küresel gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 152'sine denk geliyor. Ödeme transferinde bir banka SWIFT aracılığıyla başka bir bankaya mesaj gönderiyor. Mesajda ödeyici ve alıcının isimleri, hesap numaraları ve bankaların kodları yer alıyor. SPFS’ye katılan ülke sayısı artarsa ve SWIFT’e diğer alternatifler ortaya çıkarsa, ABD dolarının "dünyanın önemli referans para birimi" olarak üstünlüğünü de tehlikeye atabileceği öne sürülüyor. Öte yandan, ABD’nin Rus bankalarını SWIFT'ten çıkarmak konusunda “hızlı” olmamasının bir sebebi de egemen olduğu dolar ağırlıklı küresel sistemin istikrarına zarar gelmesini önlemek olduğu değerlendiriliyor.

2 yıl önce

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi: Rusları BM'den izole edebiliriz

ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, NBC televizyonunda yayımlanan "Meet the Press" programında Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarına ilişkin, "Rusları BM'den izole edebiliriz. BM'nin özel kuruluşlarından izole edebiliriz, onlar da bu izolasyonu hisseder." değerlendirmesinde bulundu. "BM GÜVENLİK KURULUNUN ACİL TOPLANMASI KARARI ALACAĞIZ" Rusya'ya baskı uygulamak için ellerinde birçok aracın bulunduğunu ve bunların hepsini kullandıklarını belirten Thomas-Greenfield, "BM Güvenlik konseyi bugün yeni bir toplantı yapacak. Bu toplantıda BM Genel Kurulunun acil toplanması kararı alacağız. Genel kurul toplantısının pazartesi günü yapılması bekleniyor." diye konuştu. "RUSYA'NIN VETO EDEMEYECEĞİ BİR KURULUN ONAYLANMASINI BEKLİYORUZ" Thomas-Greenfield, çarşamba gününe kadar Rusya'nın veto edemeyeceği bir BM Genel Kurulunun onaylanmasını beklediklerini de sözlerine ekledi.

2 yıl önce

6 muhalefet partisinin lideri, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metnini imzaladı: “Kayyum uygulamalarına son verilecek”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan salona birlikte geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Savaşa Hayır" diyerek başladığı konuşmasında, Türkiye'nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışma için bir araya geldiklerini söyledi. 'Yarının Türkiyesini inşa edeceğiz' Yarının Türkiyesini inşa etmek için hazırladıkları Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metni üzerinde, demokrasinin temel ilkeleri olan istişareyi ve uzlaşmayı esas alan yoğun bir çalışma gerçekleştirdiklerinin altını çizen Erkek, "Bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 16 Nisan 2017 referandumu ile geçilmiştir. Türkiye siyasi tarihinin en önemli anayasa değişikliklerinden biri olmasına rağmen referandum süreci, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal şartlarında gerçekleşmiştir." görüşünü aktardı. Bu dönemde, demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkelerinin yok sayıldığını, anayasa değişikliğinin geniş toplum kesimleriyle, siyasi partilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerin anayasa kürsüleriyle ve barolarla müzakere edilmediğini savunan Erkek, şöyle devam etti: "İki partinin genel başkanının belirlediği dar bir komisyon tarafından hazırlanan bu anayasa değişikliği, demokratik bir biçimde müzakere edilmeden, komisyonda ve Genel Kurul'da 41 gün gibi kısa bir sürede kabul edilmiştir. Devletin tüm imkanları 'Evet' kampanyası için seferber edilmiş, muhalefet partileri ile sivil toplum örgütlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakları bile kısıtlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi neden yanlıştır? Bu sistem, yönetimde kişiselliğe ve keyfiliğe yol açmış, cumhurbaşkanına yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına almasını sağlayan çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyarak otoriter bir yönetim yaratmıştır. Bizler, anayasal devlet anlayışına aykırı, demokratik hukuk devletini temelinden zedeleyen ve egemenliği şahsileştiren bu sisteme karşı çıkıyoruz." Seçim barajı yüzde 3'e düşürülecek DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile TBMM'nin temsil yeteneğinin arttırılacağını, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevlerinin etkili kılınacağını, böylece yasama organının daha demokratik ve daha etkili olmasının sağlanacağını söyledi. Yeneroğlu, şöyle devam etti: "Temsil gücünü arttırmak, temsilde adaleti ve çoğulcu demokrasiyi sağlamak amacıyla seçim barajını yüzde 3'e düşüreceğiz. Yurt dışında mukim 6 milyondan fazla vatandaşımızın Mecliste temsilinin sağlanabilmesi için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız. Siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız. En son yapılan milletvekili genel seçimlerinde en az yüzde 1 oy alan siyasi partiler Hazine yardımından faydalanmaya hak kazanacak. Demokrasinin özüyle bağdaşmayan torba kanun uygulamasına son vereceğiz. Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, yetki kanununa dayanması, Meclis tarafından konusu, sınırları ve süresi açıkça belirtilmesi şartıyla kabul ediyoruz. Temel hak ve özgürlüklerin ise kararnamelerle düzenlenmesine izin vermeyeceğiz. Cumhurbaşkanının, Meclisin yasama işlevini zayıflatan veto yetkisine son vereceğiz. Kanun yapım sürecinde, ilgili sivil toplum ve meslek kuruluşlarının görüşlerine başvurulmasını sağlayacağız. Meclisin denetim yetkisini güçlendireceğiz. Yazılı soru önergelerine süresi içerisinde cevap verilmemesi halinde ilgili bakana yaptırım uygulanmasını sağlayacağız. Meclis bünyesinde Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Komisyonunun Başkanı ana muhalefet partisinden olacak." "Cumhurbaşkanı görev süresi 7 yıl olacak ve bir kere seçilebilecek" Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp ise hesap verebilir bir yürütme organı oluşturacaklarını belirterek, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde yürütme organının, devletin ve milletin birliğini temsil eden, tarafsız, siyasi sorumluluğu olmayan cumhurbaşkanı ile yürütmenin asıl yetkili ve sorumlu kanadı olan, yasama organının içinden çıkan ve Meclise karşı siyasi sorumluluğu bulunan Bakanlar Kurulundan oluşacağını bildirdi. Şahinalp, şunları kaydetti: "Bu sayede, cumhurbaşkanı, kendisinden beklenen uzlaştırıcı hakem rolünü üstlenebilecek, cumhurbaşkanlığı devletin ve milletin birliğini temsil etmesi amacıyla tarafsız ve partilerüstü bir yapıya kavuşturulacaktır. Cumhurbaşkanı ile Meclisin görev sürelerinin ayrıştırılması amacıyla cumhurbaşkanının görev süresini 7 yıl olarak belirleyeceğiz. Cumhurbaşkanının yalnızca bir dönem için seçilmesi kuralını getireceğiz. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve görevi sona eren cumhurbaşkanı aktif siyasette bir daha görev alamayacak. Yürütmeye dair icrai yetkiler, TBMM'ye karşı siyasi sorumluluğu Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacak. Başbakan, parlamenter sistem gelenek ve ilkelerine uygun olarak TBMM üyeleri arasından belirlenecek. Başbakanın belirlenmesi bakımından, cumhurbaşkanı Mecliste en çok milletvekiline sahip siyasi partiye hükümeti kurma görevini verecek. Hükümetin Anayasa'da öngörülen sürede kurulamaması halinde bu görev, milletvekili sayısıyla doğru orantılı olarak diğer siyasi partilere sırasıyla verilecek. Bakanlar, TBMM üyeleri veya ihtiyaç duyulduğu takdirde milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olan kişiler arasından, başbakan tarafından atanacak. OHAL ilan etme yetkisi Yürütme başlığı altında ele aldığımız diğer bir konu ise Olağanüstü Hal Yönetimi. Buna göre, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'de, cumhurbaşkanının ya da bakanlar kurulunun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacaktır. Olağanüstü hal ilan etme yetkisi, cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kuruluna ait olacaktır. Bu yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına tabi tutulacak." Kayyum detayı HDP’nin olmadığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ metninde, “Seçimle gelenin seçimle gitmesi güvence altına alınacak. Kayyum uygulamalarına son verilecek.” İfadeleri dikkat çekti.

1 2 ... 18 19 20 21 22 23 24 ... 65 66