17 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

CHP’li İBB’nin iştiraki gibi… TEMA’dan Çırağan Caddesi’ndeki ağaçların kesilmesini savunan açıklama: Tedavisi mümkün değil

TEMA Vakfı, son günlerde İstanbul'un Beşiktaş ilçesindeki Çırağan Caddesi'nde yer alan koruma altındaki 112 adet çınar ağacının Ekrem İmamoğlu’nun yönetimindeki İBB tarafından katledilmesiyle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada koruma altındaki 112 adet Çınar ağacının, latince adı 'Ceratocystis platani' olan mantarın yol açtığı kanseri hastalığı sebebiyle kesildiği aktarıldı. 'Ceratocystis platani' mantarının neden olduğu Çınar kanseri hastalığının risk grubunun çok yüksek ve mutlaka karantina tedbirleri alınması gereken salgın bir hastalık olduğuna dikkat çekildi. Kuş, böcek, insan eliyle, kazalarla veya rüzgar gibi nedenlerle oluşmuş yara dokularından, budama alet ve ekipmanlarından, toprakta köklerin birbirine temasından ya da yağmur suları dahil pek çok şekilde kolaylıkla bulaştığı belirtilerek, “Bulaştıktan sonra hızla çoğalıp ve kısa sürede ağacın iletim dokularını tıkayarak ölümüne neden olmaktadır” denildi. Açıklamada, hastalığın tedavisinin mümkün olmadığının altı çizilerek, “Mantarın ağacın iletim demetlerini tıkaması ve topraktan alınan suyun iletimi kesmesi, yerleştiği iletim demetlerinin kök, gövde ve sürgünlerde olması sebebiyle hastalıklı ağaçların bakım çalışmaları ile kurtarılması da mümkün değildir. Karantina tedbirleri alınarak ağacın kesilmesi ve imha edilmesinden başka önerilen bir çare bulunmamaktadır. Konunun uzmanı bilim insanlarının hazırladığı rapor dikkate alınarak hastalıklı ağaçların kesilmesinin, hastalıkla mücadele ve daha fazla ağaca sirayet etmemesi için gerekli bir işlem olduğu değerlendirilmektedir” denildi.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Provokasyonları görüyoruz. Haftada neredeyse 1 gün sokakların sistematik şekilde karıştırılmaya çalışıldığını biliyoruz

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamalarından bazı satırbaşları: - Diyarbakır annelerinin ayağına gidiler. Oturduğunuz yerden ayağınıza çağıramazsınız. "TÜRKİYE TAKDİR GÖRÜYOR" - Türkiye'nin barış için çabası tüm dünyadan takdir görüyor. - Sosyal güvencesi olsun olmasın bütün yaşlılarımızın yüksek kalitede yaşlı bakım merkezlerinde hizmet alması güvence altına alınmıştır. "35 LİDERLE GÖRÜŞÜLDÜ" - (Rusya-Ukrayna Savaşına ilişkin) Barışın sağlanması için 35 liderle görüşüldü. - Gelinen süreçte en büyük arzumuz, kalıcı bir ateşkesin ortaya çıkması ve artık barış anlaşmasının imzalanması. "EN BÜYÜK DESTEĞİ BİZ VERDİK" - 28 Şubat yeniden canlanıyormuş gibisinden açıklamalar var. Bunların hepsi sadece ve sadece hezeyandır. 28 Şubat uygulamalarını ortadan kaldıran uygulamalara en büyük desteği biz verdik. - (Adana'daki eylemler) Provokasyonları görüyoruz. Haftada neredeyse 1 gün sokakların sistematik şekilde karıştırılmaya çalışıldığını biliyoruz ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI - Bu konular bizim MYK'da her zaman gündemimizdedir. Uygun koşullar oluştuğunda ilgili bakanlıklarımız gerekli açıklamaları yapacaktır.

2 yıl önce

Tüketiciyi Koruma Derneği Başkanı Aziz Koçal uyardı: Fırsatçılar temel gıdaya bu kez Ramazan bahanesiyle zam yapıyor

Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte gıda fiyatları yükselişi gündemde. İftar ve sahur sofralarının vazgeçilmez ürünleri olan et ile hububat, bakliyat ve kahvaltılık gibi temel gıda ürünlerine Ramazan öncesi zam yapan fırsatçılara fırsat vermemek için vatandaşlara da bazı görevler düşüyor. Fırsatçıların ekmeğine yağ sürmemek için tüketicilerin bilinçli davranması gerekiyor. Vatandaşların Ramazan ayında daha fazla gıda alışveriş yaptığını bilen spekülatörlerin, bu durumu fırsata çevirmek için pusuda beklediğini belirten Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, ihtiyaç fazlası ürün almanın gıda spekülatörlerinin işini kolaylaştırdığını belirtiyor. İHTİYACIMIZ KADARINI ALALIM Ramazan ve Bayram gibi özel zamanlarda gıdaya yüklenmenin ve stok yapmanın doğru olmadığını vurgulayan Koçal, bir ürünün ihtiyaçtan fazla alınmasının tüketicinin ekonomisine zarar verdiğini kaydetti. Koçal, “Bunlar piyasada fiyatların spekülatif artışlara da neden oluyor. Örneğin, bir paket makarna ihtiyacınıza karşılık 10 paket alırsanız ve bunu 100 kişi bir anda yaparsa o ürüne fiyat artışı gelecekmiş ya da ürün kalmamış gibi bir algı oluşturuyor. İhtiyaç kadar gıda almak gerekiyor” dedi. Bu tuzağa düşmeyin Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin ise "İnsanlar şu an pusuya yattı neye zam gelecek? Nerde kıtlık olacak? hemen gidip alayım derdine düştü" diyerek, vatandaşlara panik yapmamaları konusunda çağrıda bulundu. Şahin, "Bu tuzağa düşmekten spekülasyona alet olmaktansa bilinçli bir toplum olarak ihtiyacımız kadarını almayı öğrenebilirsek bu işler çözülür” dedi. Özellikle Ramazan ayında israfın en aza inmesi gerekirken bu dönemde daha çok arttığına dikkat çeken Şahin, “Sakın Ramazan'da gündüz oruçluyken ya da normal zamanlarda açken alışverişe çıkmayın. Bize zamlarla ilgili vatandaşlardan şikâyet gelmeye başladı. Biz de diyoruz ki o zaman dolaplarınıza bakın elinizde size bir ay kadar yetecek yiyecek var. Marketlerde fiyatları aşağı çekmek zorunda kalacak. Talep artınca da fiyat artıyor" tavsiyesinde bulundu.

2 yıl önce

112 çınar ağaçını kesen İBB’yi savunan TEMA’ya Bakan Yardımcısı Binpınar’dan tepki

Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönetimi tarafından Dolmabahçe ve Çırağan Caddesi'ndeki 112 çınar ağacının kesilmesine destek verdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, TEMA’ya tepki gösterdi. https://twitter.com/genelgundem/status/1505911307601649668?s=21 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, "TEMA Gezi Parkında kökünden taşınan 5 ağaç için tüm şehirlerde vatandaşları hükümete karşı eyleme çağırmıştı. Bugün kesilen 200 yıllık tarihi çınar ağaçları için İBB'nin açıklamasının arkasına saklanması arasında sizce de çelişki yok mu?" dedi. https://twitter.com/mbirpinar/status/1506159998161899521?s=21

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan diplomasi vurgusu: Zelenski ve Putin ile temaslarımı sürdürüyorum

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizi çeşitli yönlerini değerlendirdik. Türkiye AB ilişkileri ile birlikte küresel meselelerde fikri teatisinde bulunduk. Ukrayna'daki gelişmeleri ayrıntılı şekilde ele aldık. Sayın Başbakan ile Türkiye'nin Ukrayna ile Rusya arasında yürüttüğü diplomatik çabalarla ilgili bilgi verdim "PUTİN VE ZELENSKİ İLE TEMASLARIMI SÜRDÜRÜYORUM" Krizin başından beri sağduyu de diyalog çağrısı yaptık. Maalesef Ukrayna'daki insani dram artarak devam ediyor. Bu gidişata bir an evvel son verilmesi için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Zelenski ve Putin ile temaslarımı sürdürüyorum. Şartların zorluğunun farkındayız. Diplomasiyi tek çıkış yolu olarak gören samimi girişimlerimizi bundan sonra da sürdüreceğiz. TİCARET HACMİNDE HEDEF 20 MİLYAR DOLAR NATO müttefikimiz Hollanda ile ilişkilerimiz ve bölgesel konulardaki diyaloğumuzu geliştirme konusunda ortak iradeye sahibiz. Ticaret hacmimiz yüzde 30'a yakın artışla 11 milyar dolara ulaştı. Bu şekilde 2016'da belirlediğimiz 10 milyar dolar hedefini aşmış oluyoruz. Şimdi ilk etapta 15, ardından 20 milyar dolar hedefini birlikte ortaya koyduk. Hollanda 27.5 milyar dolarla Türkiye'ye en çok yatırım yapan ülke konumundadır. "AB İLE MÜZAKERELERİN BAŞLAMASINI İSTİYORUZ" AB'nin çıkar hesaplarına teslim olmadan artık üyelik müzakere fasıllarını açmasını, gümrük birliğinin güncellenmesi müzakerelerinin süratle başlamasını istiyoruz. RUTTE: KİLİT EKONOMİK ORTAKLARIZ Sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ederek başlayan Rutte'nin konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle: Kilit ekonomik ortaklarız. 8'den 11 milyara artan bir ticaret hacmi gördük. Ara hedef olarak 15, nihai hedef olarak 20 milyar dolar belirledik. Bugünkü odağımız sadece ikili ilişkilerimiz değildi. Dünyada olanlara da odaklandık. Çünkü çok taraflı düzeyde de birlikte çalışıyoruz. İki ülke de NATO üyesi. Türkiye ittifak için çok büyük siyasi ve ekonomik önemi haizdir. İkimiz de Rusya'nın işgalini kınıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da dediği gibi bölgesel barış ve istikrara büyük bir darbedir. Mariupol'da yapılan bombardıman ve bunun sivil nüfusu terörize etmekten başka bir amacı yoktur. Türkiye bu ihtilafta kilit rol oynuyor ve Sayın Erdoğan'ın bu rolü üstlenmesinden büyük bir memnuniyet duyuyor ve size bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Aynı zamanda Kabine üyelerinize de teşekkür ediyorum. MONTRÖ SÖZLEŞMESİ Türkiye Boğaz'dan gemilerin geçişi konusunda Montrö Sözleşmesi kapsamındaki gerekli yükümlülüklerin ide yerine getirmişti. Bu rol sebebiyle de tebrik ve teşekkür etmek istiyorum. "TÜRKİYE YAPABİLECEĞİ HER ŞEYİ YAPIYOR" Halihazırda dünyadaki diğer ülkelerde daha fazla mülteci barındırıyorsunuz ve bunun için de teşekkür etmek istiyorum. Bu akşamki görüşmelerimiz ilişkilerimizi daha fazla geliştirdi. Türkiye yapabileceği her şeyi zaten yapıyor. Çok kritik bir rol oynuyor. Hem Putin ve hem Zelenski ile teması olan ender ülkelerden. İki ülke ile de muteber bir rolü var. İki ülkeye açık hattı olan nadir ülkelerden. Türkiye'yi bu yolda desteklediğimizi söylemek isterim. Çavuşoğlu vesilesiyle de hem Rusya hem Ukrayna ile müzakereleri sürdürüyor. SORU CEVAP ERDOĞAN: NATO ÜLKELERİ OLARAK DAYANIŞMA İÇİNDE OLMAMIZ LAZIM
 Bunları görüşeceğim NATO üyesi ülkelere tekrar tabii açacağız. Kendilerine bu konuyu ısrarla söyleyeceğiz. Eğer NATO'da berabersek dayanışmamızı ortaya tam manasıyla koymamız lazım. Özellikle de savunma sanayiine yönelik atılacak adımlarda NATO ülkeleri olarak dayanışma içinde olmamız lazım. Artık dünyada savunma sanayiinde hiçbir ürünü tek başına yapmıyor. Nitekim şu anda Rusya-Ukrayna savaşında da bunu gördük. Bundan sonra da kim bilir nerelerde, neyi göreceğiz. Libya'da, Azerbaycan'da bunu gördük. Temennimiz o dur ki bunların olmadığı, barışın egemen olduğu dünyayı hep birlikte kuralım. KARADENİZ'DEKİ MAYIN TEHLİKESİ ERDOĞAN: Bu şu anda konuşuluyor. Ama bununla ilgili olarak birinci derecede Milli Savunma Bakanlığımız her tedbiri alıyor. Gereği neyse yapılacaktır. Yapılmaktadır.

2 yıl önce

Köprü hesabı tutmadı! "28 Şubat İttifakı" matematikten çaktı

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, 1915 Çanakkale Köprüsü'nün kilometre maliyetinin 900 milyon dolar olduğunu iddia etti. Ulaştırma Bakanlığı 'ilkokul işlemi' yapar gibi maliyeti kalem kalem anlattı. Köprünün km maliyeti 418 milyon dolar çıktı. Köprüyü yapan firmaları '5'li çete' olmakla itham eden ve Başkan Erdoğan'ı suçlayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na ise cevap AK Partili Turan'dan geldi: "Köprüyü 4 firma yaptı; 2'si Koreli, biri Limak, diğeri CHP'li vekilin şirketi." İP Genel Başkanı Meral Akşener ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 18 Mart'ta açılan 1915 Çanakkale Köprüsü'nü hedef aldı. Akşener, "Hong Kong ile Çin'i bağlayan köprünün maliyeti 360 milyon dolar bu köprünün maliyeti 900 milyon dolar?" dedi. Akşener'in iddiasına Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı rakamlarla cevap verdi: İLKOKUL İŞLEMİ: "Elmalar ile armutlar ancak böyle karşılaştırılabilirdi. Dünyanın en uzun asma köprüsü olan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün maliyeti 1 milyar 750 milyon euro'dur. Uzunluğu ise 4,6 kilometredir. Bir ilkokul işlemi yapalım. Maliyeti, km'ye bölelim 380,4 milyon euro çıkar. Bu da yaklaşık 418,7 milyon dolar yapar. Köprümüzde çok farklı teknoloji uygulandı. Buna rağmen rakamın çok büyük bir farklılık göstermediği ortada. 1915 Çanakkale'nin km maliyetinin 900 milyon dolar olduğu yalandır. " RANT YALANI: "Projemiz, 2 milyar 545 milyon euro yatırım tutarıyla tamamlanmıştır. Görevli şirket tarafından ödenen kamulaştırma bedeli, işletme ve ağır bakım maliyeti ile finans maliyeti dahil olmak üzere toplam hesaplanan (yaklaşık maliyet nominal değerlerle) 4 milyar 329 milyon euro iken, görevli şirkete devletin taahhüt ettiği garanti bedeli ise 3 milyar 796 milyon (12 yıl sonrası için) euro'dur. Bu bedel, işletme süresinin erken başlamasına rağmen yüzde 12 daha azdır. Yani, yüklenici firmalara rant sağlandığı yalandır." TOPLAM TASARUF: "1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu Projesi ile yıllık toplam 415 milyon euro tasarruf edilecek. Zamandan 382 milyon euro, akaryakıt tüketiminden 31 milyon 300 bin euro, 3 bin 234 ağaca eşdeğer karbon salımındaki azalmayla, çevresel olarak 1 milyon 900 bin euro. Projemiizin ülke ekonomimize katkıları kısaca şöyle olacaktır: Üretime katkısı 5 milyar 362 milyon euro, GSYH katkısı 2 milyar 442 milyon euro, istihdama yıllık katkısı 118 bin 209 kişi. 'Ecdada saygı, geleceğe armağan' niteliğindeki eserimiz, milli ekonomimizi, milli bağımsızlığımızı korumadaki kararlılığımızın ve kalkınmanın tetikleyicisi olan altyapı yatırımlarımızı entegre biçimde artırmaya ve güçlendirmeye yönelik vizyonumuzun değerli bir parçasıdır." FİRMALARDAN BİRİNİN SAHİBİ CHP'Lİ ESKİ VEKİL Akşam Gazetesi'nin haberine göre, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Meclis Genel Kurulu'nda Kılıçdaroğlu'nun "1915 Çanakkale Köprüsü ile 5'li çeteye rant sağlandı" iddiasına tepki gösterdi: AÇIK İHALE: "Yok 'rant sağlandı', yok 'Şirkete kıyak geçildi' gibi temelsiz iddiaları konuşmanın bu topluma faydası olmadığı kanaatindeyim. İhale açık yapıldı, herkes öneride bulundu. 45 bin geçiş çok fazlaysa siz girseydiniz, 35 bin verseydiniz; bu verildi. On yıl uzunsa siz beş yıl verseydiniz; bu verildi. İhale böyle yapıldı yani idari bir kararla bir yasama çalışması yapılmadı ki." HANGİSİ 5'Lİ ÇETE: "4 tane firma ortak yaptı bu işi. 2'si Kore firması, 1'i Limak, Nihat Özdemir. 4'üncü firma kim, biliyor musunuz? Yapı Merkezi, Ersin Arıoğlu, İstanbul CHP vekili. 'Rant' diyorsunuz, 'istismar' diyorsunuz, 'kıyak' diyorsunuz; 4 taneden 2'si Koreli, 1'i Limak, 1'i CHP vekili. Kaldı ki çok kıymetli bir arkadaş, işini iyi yapan bir arkadaş; bunu söylemekten mahcup oluyorum ama insanları tanımadan bilmeden 'beşli çete'. Hangisi beşli çete? Bunlar ayıp şeyler. Bu ülkede taş taş üstüne koyan CHP'si, AK Parti'si, başkası, kim varsa baş göz üstüne ama iftira atmayın. Çanakkale Köprüsü'nde beşli çete falan yok." ERSİN ARIOĞLU KİMDİR? CHP 22. Dönem İstanbul Milletvekili Ersin Arıoğlu'nun TBMM'nin internet sitesindeki özgeçmişinde şu bilgiler yer alıyor: İTÜ İnşaat Fakültesi - İngilizce - İnşaat Yüksek Mühendisi, Yapı Merkezi Holding Grubu Yön. Kur. Bşk. Bilim Merkezi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, Slovenya Cumhuriyeti Fahri Konsolosu, 22. Dönem İstanbul Milletvekili - NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Üyesi. HANGİ ORTAK GİRİŞİM NE TEKLİF VERMİŞTİ? İhaleye dört ortak girişim grubu teklif vermişti: 1- Daelim (Kore) - Limak - SK (Kore) - Yapı Merkezi OGG (Yatırım tutarı 10 milyar 354 milyon 576 bin 202 lira toplam süre 16 yıl 2 ay 12 gün) 2- IHI (Japon) - Itochu (Japon) - Join (Japon) - Makyol - Nurol - Japon Express Way (Japon) OGG (Yatırım tutarı 10 milyar 494 milyon 575 bin 500 TL ve toplam süre 17 yıl 10 ay 24 gün) 3- Cengiz - Kolin - CRBC (Çin) OGG (Yatırım tutarı 10 milyar 324 milyon TL, toplam süre 18 yıl 8 ay 19 gün) 4- IC İçtaş - Astaldi (İtalyan) OGG (Yatırım tutarı 11 milyar 575 milyon 960 bin TL, toplam süre 18 yıl 5 ay 15 gün)

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı duyurdu: Kimlik kartı ile ödeme sistemi geliyor

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Van Emniyet Müdürlüğü Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Nüfus Personeli Eğitim Programı'nda konuştu. Nüfusta önemli bir mesafe aldıklarını belirten Bakan Soylu, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tensipleri oldu ve Türkiye hakikaten MERNİS dediğimiz, şu anda gelişmiş ülkelerin bile birçoğunun altyapısı olmayan bir büyük projeyi faaliyete geçirdi. Aynı zamanda yönetti, eksikliklerini giderdi ve bütün kurumlarla entegrasyonunu sağladı. Bu olağanüstü bir şeydir. Esas itibariyle bugün e- devlet sistemimizin en önemli alt yapısını oluşturdu" dedi. Pasaport, ehliyet ve kimlik kartlarının nüfus idareleri tarafından tek elden verilmesi sürecine de değinen Bakan Soylu, şöyle konuştu: "Geldiğimizde, kimlik kartı sadece Düzce ve bir kısmı da Kırıkkale'de veriliyordu. Biraz benim acemiliğime denk geldi. Üçünü nüfus idaresinde vermeye başladık. Bir de 81 vilayette kimliklerinde aynı anda verilmesinin onayını başlattık. Günde belli bir miktarda yaptığımız işlem, öyle bir noktaya geldi ki hem bir yenileme ve değişim ortaya koyuyorsunuz hem de hacmi artırıyorsunuz. Pasaport ortalama günde 10 bin, yaklaşık 6-7 bindi şimdi 14-15 civarında ehliyette, yaklaşık gününe göre 50 ile 60 ve zaman zaman 120 bine çıktığı da var kimlik veriliyor. Bugünkü aklım olsaydı yapmazdım. Dedik ki pazartesi günü üçünü bir arada vermeye başlayacağız. Ya mübarek seni birisi mi kovalıyor. De ki pazartesi günü 81 vilayete çıkartıyorum. 15 gün sonra ehliyete başlıyorum. Diğer 15 gün sonra pasaporta başlıyorum. Heyecanla birlikte arkadaşlarımızda yüklendiler. O günkü genel müdürümüz, hep beraber bu işe girdik. Bir hafta boyunca uyumadık. Ufak tefek arızalar oldu, ama belki dünyada olmayacak bir değişimi bir sistemi bir taraftan aldık bir tarafa geçirmiş olduk. Onu sağlayınca dedik ki bu nüfus idarelerine yılda ortalama 25 milyon insan girer. Bu az bir rakam değil. Bir devletin eğer vatandaş memnuniyetine ait bir sorumluğu söz konusu ise en önemli şekilde düzeltilmesi gereken yerlerden bir tanesi nüfus idareleridir." 'RANDEVU SİSTEMİNİ ÇOK İYİ BİR NOKTAYA TAŞIDIK' Nüfus idarelerinin konseptlerini değiştirdiklerini ardından da yazılımlarını çok iyi bir noktaya getirdiklerini belirten Bakan Soylu, "Bir randevu sistemi vardı, çok sıkıntılıydı. O randevu sistemini çok iyi bir noktaya taşıdık. Türkiye'de ilk kez hem bilgisayarı hem telefon üzerinden randevu alınabilecek devlet kurumu haline getirdik. Böylece Alo 199 dediğimiz randevu sistemindeki yoğunluk azalttık. Netice itibarıyla burada nüfus konseptlerimizle beraber vatandaşlarımızın aynen modern bankalar gibi hizmet alabileceği bir mekan haline getirdik. Turuncu bir renk koyduk. Hakikaten insanımızın içine girdiği zaman içinin ferahlayabileceği bir renk" dedi. '3 MİLYONUN ÜZERİNDE EHLİYET KİMLİĞE YÜKLENDİ' Kimlik kartı ile ehliyetin birleştirilmesine de değinen Bakan Soylu, “Bizim arkadaşlarımız yazılım konusunda çok üstünler. İnanıyoruz ve güveniyoruz. Şunu ifade edeyim, burada yüklemeye geçtik ve 3 milyonun üzerinde ehliyet kimliğe yüklendi. Yetmedi, e-imza ile ilgili bir adım atalım. Çünkü bu çok önemli. Elektronik sistemin, hayatın içerisine tamamen girmesini temin ederek, buna da olmaz dediler. Orda da işi oldu bittiye getirdik. Netice itibarıyla bir tarih verdik, Allah'a hamdolsun e-imzayı şu anda kimliğimize yükleyebilme kabiliyetini ortaya koyduk" diye konuştu. "YÜZDE 80'İNİ BİTİRDİK" Bakan Soylu 3 söz verdiklerini de hatırlatarak, "Üçüncüsü de acaba kimliklerimize bir ödeme sistemi yükleyebilir miyiz? İşin yüzde 80'ini bitirdik. Bu da yeni bir şey. Yani kimlik kartlarımız var. Kredi kartı kullanılabilecek bir işlemi şu anda yürütüyoruz. Maliye Bakanımız da ‘ben bu işe varım' dedi. Dünyada bunu kullanan ülkeler var. Çünkü bizim elimizde bir imkan var. Elimizdeki imkan şu, MERNİS ve nüfus verilerimiz doğruluğunu teyit edebilecek anlayışla beraber eşleştirme yapabilecek kabiliyet sahip. Bunu da sağlayabilir ve inanıyorum ki bu da bir vesile ile oluşabilecek" dedi. Nüfus idaresinin 200 yıllık olduğunu ve çok eski bilgiler bulunduğunu söyleyen Soylu, "Bu eski bilgilerin dijital arşive geçirilmesi lazımdı. Nüfus Genel Müdürlüğümüz bütün arkadaşlarla beraber Türkiye'nin en büyük dijital arşiv projesini gerçekleştirdi ve bütün bilgileri dijital arşivine aktardı. Hakikaten takdir edilecek ve bütün dünya tarafından da örnek olabilecek bir projeyi Nüfus Genel Müdürlüğümüz sağladı. Bütün bunlarla birlikte hakikaten bir kişi kendi geçmişi ile ilgili bir soyağacı çıkarmak isterse, bunu rahat alabileceği bir soyağacı da dahil olmak üzere birçok adım attık. Sadece bunlar değil. Nüfus müdürlüğünün çok geçmişten başlayan, 'öldü' denilen bir projeyi, buradan da Aselsan'a minnettarım ve müteşekkirim. Burada belediye başkanlarımız var. Bütün devlet kurumlarına, Türkiye'deki tüm mekansal birimlerin fotoğraflarını çekerek tüm evleri ve haneleri o mekansal birimlere yerleştirerek, belediyeden tutun sağlığa kadar, ne kadar kamu kurum ve kuruluşu varsa, güvenliğe kadar, afata kadar. Allah korusun bir deprem olduğunda hangi katta kim kaç kişiyle beraber kalabiliyor diye anında ortaya çıkarabilecek mekansal adrese dayalı kayıt sistemini ortaya koyan muhteşem bir sistemi tamamladık ve bitirdik. Bunu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın Coğrafi Bilgi Sistemleri ile beraber eşleştirdiğimiz andan itibaren, şimdi onlar buradan yürüyorlar biz de buradan yürüyoruz bir yerde buluşacağız, bu arada mekansal adrese dayalı kayıt sistemini de bitirdik. Devlete birçok faydası olan bir MR'ı, bir tomografiyi çekebilme kabiliyetine sahip" dedi. Bakan Soylu, “Şu an hastanede çocuk doğduğu zaman oradan doğum kaydını girdiği andan itibaren annesinin babasının nüfusa gelmesine gerek yok. Biz nüfus kağıdını annesi babası gelmeden evine gönderebilme kabiliyetine sahibiz. Sistemi kurmuşuz. Sistemi devlet hastanelerine entegre kurmuşuz. Yani vatandaşımızın en önemli meselesini çözmüş olacağız. Bu konuda atacağımız çok adımlar var" dedi. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN TELEKONFERANSLA GENÇLERE HİTAP ETTİ Bakan Soylu, buradaki toplantının ardından “Gençlik Buluşması' için Hacıbekir Kültür Merkezi'ne geçti. Burada Vanlı gençlerle bir araya gelen Bakan Soylu, telefonla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aradı. Telekonferansla Vanlı gençlere hitap eden Erdoğan, toplu açılışların yanı sıra Van'da gençlerle danışma meclisi yapmayı planladığını söyledi. Erdoğan, "Biz de Van'a geldiğimizde inanıyorum ki sizlerle bunu çok daha farklı bir şekilde yaşayacağız. Gençlerimizin gözlerinden öpüyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. İnşallah en kısa zamanda Van'da sizlerle beraber olmak üzere sizleri Allah'a emanet ediyorum" dedi. Bakanı Soylu ise, "Cumhurbaşkanım hakikaten çok heyecanlı ve sizi sabırsızlıkla bekleyen bir gençlik var burada. Ben inanıyorum ki talimatlarınız çerçevesinde bu gençlerle, Van farklı olacak inşallah" diye konuştu. Telefon konuşmasından sonra gençlerle sohbet eden Bakan Soylu, seslendirilen Van türkülerine de eşlik etti. Soylu'nun buluşmaya katılan gençlerden birinin doğum gününü kutlayarak pasta kesmesi ve kendisine yöneltilen soruları cevaplamasının ardından program sona erdi.

2 yıl önce

Fatih Erbakan, Temel Karamollaoğlu'yla aynı fikirde değil: “Türkiye'nin başına CHP'li bir cumhurbaşkanı getirme projesinin bir parçası olmayın”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir programda "Necmettin Erbakan hayatta olsa CHP ile birlikte olur muydu" sorusuna "Kesinlikle" yanıtını verdi. Karamollaoğlu, ''Bugün hayatta olsa kesinlikle CHP ile birlikte olurdu. Bugün bizim güttüğümüz politikaları belki de çok ileri bir noktada gündeme getirirdi'' ifadelerini kullandı. FATİH ERBAKAN'DAN MUHALEFETE CHP ÇAĞRISI Saadet Partisi'nden ayrılarak Yeniden Refah Partisi'ni kuran Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ın ise, Karamollaoğlu'yla aynı fikirde olmadığı görüldü. Karamollaoğlu'yla yakın zamanlarda CHP ile ilgili muhalefet partilerine çağrıda bulunan Erbakan, "İttifakın içerisindeki özellikle 5 partiye tekrar çağrımızı yineliyoruz. Burada, bu masanın içerisinde bulunup 60 sene sonra Türkiye'nin başına CHP'li bir cumhurbaşkanı getirme projesinin bir parçası olmayın." diye konuştu.

1 2 ... 20 21 22 23 24 25 26 ... 66 67