17 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

‘Geçinemiyoruz’ diye isyan eden Fransız vatandaşına Macron’un cevabı: Başka reçetemiz yok

Özellikle pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşıyla dünya piyasası global olarak ağır yara alırken, hemen hemen tüm ülkelerde hayat pahalılığı baş gösterdi. Bu ülkelerden biri de Fransa oldu. Geçtiğimiz gün ülkesinde Dijon kentine ziyaret düzenlenleyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, burada hayat pahalılığı konusunda bir vatandaşın isyanıyla karşılaştı. Aylık eşiyle birlikte 4 bin euro kazandığını ama geçinemediğini söyleyen Fransız, Macron'la tartıştı. "MAAŞIMI ALIR ALMAZ ELDE SIFIR KALIYOR" Evine toplam 8 bin euro girdiğini belirten Fransız vatandaşı Macron'a "Eşim ve ben ayda 4 bin euro kazanıyoruz. Ayın beşinde bütün masraflarımı ödedikten sonra ev kredimi ödedikten sonra hesabımda sıfır kalıyor. Bu durumda yalnız değilim. Çok arkadaşım aynı durumda bu da normal değil" diyerek sitem etti. "BİR REÇETEMİZ YOK" Macron ise gaz ve akaryakıt fiyatlarını gerekçe göstererek "Bu duruma bir reçete yok. Fiyatlarda gaz ve akaryakıta çaremiz yok. Çünkü biz üretmiyoruz ne yapmalıyız? Tek çaremiz ucuza almak, biraz teknik ama. Ondan dolayı Avrupa ülkeleri birleştiler birlik almak için. Rusya'dan enerji bağımlılığımızı keserek umut ediyorum ki fiyatlar düşecek" ifadeleriyle cevap verdi.

2 yıl önce

529 milyon TL zamlı metro temelini Kılıçdaroğlu attı

1915 Çanakkale Köprüsü'nü inşa eden ortaklardan Yapı Merkezi'nin patronu Başar Arıoğlu'nun, Akşam Gazetesi Editörü Şenay Büyükköşdere'ye verdiği röportajda sözünü ettiği usulsüzlüğüne detaylarını araştırdık. Arıoğlu'nun "İzmir'de 3-4 ay önce yapılan metro ihalesinde biz Yapı Merkezi ve Nurol olarak en düşük fiyatı verdik. Buna rağmen ihaleden atıldık, 500 milyon lira farkla iş ikinciye verildi. Asıl bu sorgulanmalı" diyerek duyurduğu skandalın Buca Metrosu'nun ihalesinde yaşandığı ortaya çıktı. 15 Şubat'ta temeli CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun attığı metro inşaatının ihalesi 7 Aralık 2021'de 3 milyar 392 milyon 950 bin lira ile en düşük teklifi veren Yapı Merkezi-Nurol ortaklığı yerine 3 milyar 921 milyon 481 bin lira teklif veren Gülermak A.Ş'ye verildi. Yapı Merkezi-Nurol ortaklığı konuyu mahkemeye taşıdı. Mahkeme sonuçlanmadan metro inşaatının temeli atıldı. 'USULSÜZLÜK' TEMELİ ATTI, 5'Lİ ÇETE' DEDİ Temel 15 Şubat 2022'de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı törenle atıldı. İhaledeki usulsüzlüğe rağmen Kılıçdaroğlu, bu törende de Türkiye'nin dev projelerine imza atan işadamlarını 5'li çete olmakla itham etti, şöyle konuştu: "Türkiye'nin bütün sorunlarını biliyoruz. Buna karşın umutluyuz. Bir kez daha vurguluyorum: Karamsarlığa asla kapılmayın. İnançla kararlılıkla adımımızı atacağız ve hedefe ulaşacağız. Hedef halkın iktidarı; bir avuç tefecinin, beşli çetenin değil. Halkla yöneteceği her kuruşun hesabını vererek. Belediye başkanlarımız bütün aksaklıklara, engellemelere rağmen hizmet yapıyorlar. Bu yatırımı gerçekleştiren işçisinden belediye başkanına mühendisine kadar hepsine teşekkür etmek istiyorum." MAHKEME İPTAL ETTİ: TEKLİFLERE BAKILMAMIŞ 15 Mart'ta ise mahkemenin kararı geldi. En düşük teklifi veren Nurol İnşaat ile Yapı Merkezi ortak girişiminin yaptığı başvuruyu değerlendiren İzmir 4. İdare Mahkemesi, kararını taraflara, "Gülermak A.Ş.'ye verilen metro projesi yapım işini Nurol İnşaat-Yapı Merkezi ortak girişimine verilmesi" şeklinde tebliğ etti. Kararında ihalenin mevzuata uygun yapılmadığını vurgulayan mahkeme, teklif dosyalarının incelenmesinin yetersiz olduğunu belirtti. SOYER 'PAHALI İHALE' İÇİN 'MEVZUAT İZİN VERİYOR' DEDİ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, mahkeme kararına rağmen, metro inşaatının devam edeceğini duyurdu. Soyer, "Bu ihale kararını biz tek başımıza vermiyoruz. En düşük teklifin geçersiz saydığı birçok örnek var. Çünkü idare o teklife ihaleyi verdiği takdirde işin yapılmayacağını bilir. Dolayısıyla en düşük fiyat sorgulaması diye bir uygulama vardır ihale mevzuatında. Biz de bu sorgulamayı yaptık. Gördük ki, birçok imalatın işçiliği sıfır gösterilmiş. İzmir 4.İdare Mahkemesi yeteri kadar incelenmediğini söylüyor ama tam tersine son derece titiz bir çalışma yapıldı" dedi. Soyer, yerel mahkemenin kararına ilişkin Danıştay'a itiraz edeceklerini söyledi. YAPI MERKEZİ ÇANAKKALE'Yİ AVRASYA TÜNELİ'Nİ YAPTI En düşük teklif için "İdare o teklife ihaleyi verdiği takdirde işin yapılmayacağını bilir" diyen Soyer'e ise cevap Arıoğlu'ndan geldi. Akşam'a konuşan Arıoğlu, "Nurol Osmangazi'yi, Marmaray'ı yapmış, biz Çanakkale'yi Avrasya'yı yapmışız. Ve diyorlar ki 'bunlar işi bilmiyor. Yanlış fiyat vermişler, işi yapamazlar. Ben kendi favorime vereyim'. İhale yapma o zaman. Beni niye uğraştırıyorsun" diye tepki gösterdi. METRO İNŞAATI MAHKEME KARARINA RAĞMEN SÜRÜYOR Yapı Merkezi'nin patronu Başar Arıoğlu, Buca Metrosu'nda yaşanan usulsüzlük için şöyle konuştu: "İhaleden hemen sonra mahkemeye başvurmuştuk. Mahkeme devam ediyor. Mahkeme ihalede değerlendirmeyi eksik buldu. Belediyenin bir daha mahkeyeye gidilemeyecek bir değerlendirme yapması lazım. Olay yargıya intikal etti. Ön yeterlilik de yapılmıştı. İhaleyi kazandık. Niye attılar diye çok üzüldük. Neye göre değerlendirdiler. O zaman bu ihaleyi niye yaptılar. Biz nasıl iş yapacağız. İnşaat devam ediyor. Mahkemenin kararından sonra durdurmadılar. Zaten durdurmasınlar ama öbürüne de yazık. Devletin kaynaklarına da yazık." KİM NE KADAR TEKLİF VERMİŞTİ? EEB-CRFG-CREGCMAKYOL KONSORSİYUMU: 9 milyar 682 milyon 906 bin TL. DENTAS - GÜRBAG İŞ ORTAKLIĞI: 7 milyar 196 milyon 217 bin TL. CHİNA CİVİL ENGİNEERİNG CONSTRUCTİON CORPORATİON VE KOLİN İNŞAAT İŞ ORTAKLIĞI: 6 milyar 998 milyon 246 bin TL. DOĞUŞ İNŞAAT VE TİCARET A.Ş: 6 milyar 932 milyon 477 bin TL. BAYBURT GRUP & AZERCON OJSC İŞ ORTAKLIĞI: 4 milyar 721 milyon 866 bin TL. JV OF DİLLİNGHAM CONSTRUCTİON - ÖZALTIN İNŞAAT İŞ ORTAKLIĞI: 4 milyar 357 milyon 481 bin TL. GÜLERMAK İNŞAAT: 3 milyar 921 milyon 498 bin TL. YAPI MERKEZİ - NUROL İŞ ORTAKLIĞI: 3 milyar 392 milyon 950 bin TL. İŞTE 'İŞİ BİLMİYOR' DEDİKLERİ FİRMALAR 1915 Çanakkale Köprüsü'nü yapan ortak girişimlerde yer alan Yapı Merkezi'nin yaptığı projeler şöyle: DUBAİ METROSU: Tek sözleşme ile inşa edilen en uzun, tam otomatik, sürücüsüz, metro. (74.8 km) HAREMEYN HIZLI TREN PROJESİ: Suudi Arabistan'da Mekke-Cidde-Kral Abdullah Ekonomik Kenti-Medine arasında inşa edildi, 450 km uzunluğunda. AVRASYA TÜNELİ: İstanbul'un Avrupa ve Asya Yakalarını karayoluyla birbirine bağladı. FOUR SEASONS HOTEL: Four Seasons İstanbul at The Bosphorus Oteli, Boğaziçi gerdanlığının yeni incisi olarak 2008 yılında hizmete girdi. IRMAK-KARABÜK-ZONGULDAK DEMİRYOLU: Ankara'nın kuzeydoğusunda yer alan Irmak beldesinden başlayan Irmak-Zonguldak Demiryolu Hattı'nın rehabilitasyonu. ANKARA-KONYA YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU: Ankara ile Konya arasındaki seyahat süresi 10 saat 30 dakika iken, 1 saat 15 dakikaya indi. SİDİ BEL ABBES TRAMVAYI (CEZAYİR): Toplam tek hat uzunluğu 41,1 km. SETİF TRAMVAYI (CEZAYİR): Setif Tramvayı Projesi, Yapı Merkezi - Alstom Konsorsiyumu tarafından inşa edildi. BİR TOUTA - ZERALDA DEMİRYOLU (CEZAYİR): Yapı Merkezi ve Infrarail SpA Konsorsiyumu tarafından inşa edildi ve başkent Cezayir'in Zeralda Banliyösü ile bağlantısını sağlıyor. CASABLANCA TRAMVAYI İKİNCİ HAT: Fas'ta gerçekleştirilecek Casablanca Tramvayı İkinci Hat Projesi, Yapı Merkezi tarafından 2010-2013 yılları arasında yapılan birinci hattın devamı niteliğindedir. DOHA METROSU (ALTIN HAT): 300 km uzunluğunda. Kentin eteklerinde hemzemin ya da yükseltilmiş olarak yapılan metro, Doha'nın merkez bölgesinde yeraltındadır. NUROL, DÜNYANIN EN BÜYÜK MÜTEAHHİTLERİ LİSTESİNDE 1966'da kurulan NUROL İnşaat'ın faaliyet sahası Cezayir ve Fas'tan, BAE, Suudi Arabistan, Libya, Katar, Gürcistan, Romanya, Macaristan, Rusya, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Irak ve Afganistan'a kadar geniş bir coğrafyaya yayılmış olan on beş ülkeyi kapsıyor. Nurol, ABD'li "Engineering News Record" (ENR. com) tarafından yayımlanan Dünyanın En Büyük Uluslararası Müteahhitleri listesinde de yer alıyor. İKİ CÜMLESİNDEN BİRİ LİYAKATTİ Kılıçdaroğlu, 2019'daki yerel seçimler öncesi ve sonrasında liyakat kelimesini ağzından hiç düşürmedi, devlette liyakatı esas kılacakları sözünü verdi, defaaatle şöyle söyledi: "Bugün devlette, bürokraside var olan çürümenin, yozlaşmanın temel nedeni liyakat sisteminin yok edilmesidir. Yani bilgiye erişime değil, yani işi yapana değil, sadece belli bir kişiye sadakatten yola çıkarak belli kişileri belli kadrolara taşırsanız sonuç bu günkü yozlaşma tablosunu önümüze çıkarır. Buradan kurtulmamız lazım." "Devletimizin bugün en çok ihtiyaç duyduğu alanlardan birisi de liyakattir. Liyakatli kişiler isteriz. Birikimli kişiler isteriz. Devlet yönetiminde liyakat olursa, Devletin saygınlığı artar." DEFALARCA UYARDIK, BİZİ DİNLEMEDİLER AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, CHP'li Büyükşehir Belediyesi'ni defalarca uyardıklarını söyledi, "Tarihin en büyük yatırımı diye duyurup şaşalı törenlerle temel attıkları Buca Metrosu da tıpkı diğer işleri gibi sakat doğdu" dedi. Sürekli, "Buca Metrosu ihalesinin 529 milyon TL fazla teklif veren firmaya teslim edilmesine yargı 'dur' dedi. Soyer ise 'Hiçbir şey çıkmaz bundan' diyecek kadar zararda ısrarlı! Görünen o ki; yine burnunun dikine gidecek ve işi çıkmaza, zaman ve kaynak kaybına sürükleyecek. Buca Metrosu da tarihe, 'en büyük' değil, 'kayıpların ve krizlerin projesi' olarak geçecek" ifadesini kullandı. NARLIDERE'DE DE TAŞERON SKANDALI Gülermak'ın yaptığı Narlıdere Metrosu da 2019'da taşeran skandalı ile gündeme gelmişti. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 1 milyar 27 milyon liraya Gülermak Şirketi'ne ihale ettiği 7.2 kilometre uzunluğundaki Narlıdere Metrosunda onaysız alt taşeron çalıştırıldığı ortaya çıkmıştı. Skandal, projenin müşavirliğini üstlenen kısa adı 'UBM' olan Uluslararası Birleşmiş Müşavirler Müşavirlik Hizmetleri A.Ş'nin şantiye sahasında yaptığı denetimler sırasında tespit edilmişti. Onaysız olarak çalışmasına göz yumulan firmalar arasında dört yılda Büyükşehir Belediyesinden 600 milyon liranın üzerinde iş alan eski CHP Ankara İl Başkan Yardımcısı Özgür Aktepe'nin sahibi olduğu Agra Kent Hizmetleri A.Ş'nin de olması dikkat çekmişti.

2 yıl önce

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi: "Türkiye'nin kanunları ve mevcut sistemi son derece adil ve etkili"

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Temsilcisi Philippe Leclerc, Türkiye'nin yabancılar ve uluslararası koruma kanunu ile mültecilere son derece adil ve etkili iltica prosedürlerini sunduğunu belirterek, "Türkiye'deki mülteci statüsünün belirlenmesine yönelik mevcut sistem son derece adil ve etkili. Yüksek sayıda başvuruları zamanında ve etkili bir şekilde işleme alabilme kapasitesine sahip." dedi. AA'nın haberine göre, BMMYK ile İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı iş birliğinde yürütülen ve Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen "Ulusal Sığınma Prosedürlerinin Etkinliğinin Uluslararası Standartlar ve Ulusal Mevzuata Uygun Olarak Kuvvetlendirilmesi" projesinin lansmanı bir otelde gerçekleştirildi. Etkinlikte konuşan Leclerc, Türkiye'nin çatışmadan ve zulümden kaçan milyonlarca mülteciye sınırlarını açtığını ve dünyada en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yaptığını söyledi. Leclerc, dünyanın pek çok farklı bölgesinde uluslararası koruma aracılığıyla yardım ulaştırılması gereken pek çok bölge bulunduğunu belirterek, son 1 ay içinde uluslararası koruma arayan çok fazla Ukraynalının olduğunu dile getirdi. Dünya çapında her 95 kişiden birinin zulüm ya da çatışmadan ötürü bulunduğu bölgeden ayrılmak veya kaçmak durumunda kaldığını aktaran Leclerc, iş birliğine her zamandan fazla ihtiyaç olunduğunu kaydetti. Koruma yönetimi ve koruma hizmetlerinin sunumunda uluslararası hukuki çerçevenin uygulanmasının kilit rol oynadığını vurgulayan Leclerc, "Türkiye çok uzun süreden bu yana yabancılar ve uluslararası koruma kanunu ve bunu takip eden ikincil mevzuatı ile mültecilere son derece adil ve etkili iltica prosedürleri sunmaktadır." dedi. Leclerc, bu standartların sürdürülmesinden emin olabilmek için uzmanlığa, teknik bilgiye ve iyi bir rehberliğe ihtiyaç olunduğunu belirterek, "Türkiye'deki mülteci statüsünün belirlenmesine yönelik mevcut sistem son derece adil ve etkili. Yüksek sayıda başvuruları zamanında ve etkili bir şekilde işleme alabilme kapasitesine sahip. Her gün karşı karşıya kaldığımız, Afganistan'dan olsun, Ukrayna'dan olsun, Suriye'den olsun farklı farklı ülkelerden gelen mülteci akınını yönetebilmek adına Türkiye'de son derece etkili bir sistemin olduğunu söylemek mümkün." diye konuştu. Leclerc, "Göç İdaresi Başkanlığı sürece bu kadar kendini adamış olmasaydı, dahil olmasaydı gerçekten biz bu projeyi gerçekleştiremezdik." dedi. Öte yandan AB'nin desteklerinden de söz eden Leclerc, AB'nin BMMYK ve Göç İdaresi Başkanlığı ile iş birliği yaparak sistemin önemli bir çarkı olmaya devam edeceğini söyledi. Ukrayna'daki savaş nedeniyle çoğu kadın ve çocuklardan oluşan 68 binden fazla Ukraynalının Türkiye'ye geldiğini aktaran Leclerc, "Elbette bunlara yönelik ayrı sorumluluklarımız olacak, politikalarımız olacak, Türkiye'ye güvenebileceğimizi biliyoruz. Bu politikaların, standartların tutturulmasında Türkiye'nin yanımızda olduğunu biliyoruz." diye konuştu. "TÜRKİYE EN BÜYÜK PAYDAŞLARIMIZDAN BİR TANESİ" AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut da Ukrayna'daki savaşın milyonlarca sivile başka çare bırakmadığını ve Ukraynalıların ülkelerinden kaçmak ve yurt dışına sığınmak durumunda kaldıklarını söyledi. Meyer-Landrut, Ukrayna'da halihazırda 4 milyon kişinin ülkelerinden kaçmak durumunda kaldığını, 6,5 milyon kişinin de ülke içerisinde yerinden edildiğini belirterek, "Dolayısıyla bu kişilere yönelik olarak geçici bir koruma mekanizmasının hayata geçirilmesi gerekiyor. Türkiye de bu bağlamda en büyük paydaşlarımızdan bir tanesi." dedi. Türkiye ile göç yönetimi üzerine yaptıkları mali iş birliğinin yakın zamanda ortaya çıkan krizlerle ve göç akımlarıyla sınırlı kalmadığını vurgulayan Meyer-Landrut, bunun 10 yıldan daha eski bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı. Meyer-Landrut, Göç İdaresi Başkanlığının, kuruluşundan bu yana AB ulusal sığınma prosedürlerinin Avrupa ve uluslararası standartlar ile uyumlu olmasına önem verdiğini belirtti. Sığınma prosedürlerinin yönetiminin oldukça dinamik ve sürekli desteğe ihtiyaç duyan bir alan olduğunun altını çizen Meyer-Landrut, "Başkanlığımız online bir mülakat platformu oluşturmak suretiyle başkanlığın dijital dönüşüm sürecine yardımcı olacak. Öte yandan özellikle sığınmacıların söz konusu süreçlere erişimini kolaylaştıracak." ifadesini kullandı. Göç İdaresi Başkanlığı Uluslararası Koruma Genel Müdür Vekili Muhammet Selami Yazıcı da bir taraftan düzenli göç kapsamındaki yabancılara hizmet sunarken diğer taraftan son yıllarda artan düzensiz göçle mücadele alanında da yoğun mesai harcadıklarını kaydetti. Yazıcı, BMMYK ile özellikle uluslararası koruma süreçleri konusunda yakın iş birliği içerisinde olduklarını, 2013'ten bu yana 8'i tamamlanan 11 projeye çeşitli fon kaynakları ile destek sağlandığını dile getirdi. Yazıcı, "Burada açılışını gerçekleştirdiğimiz bu önemli projemizle merkez ve taşra teşkilatı personelinin teknik kapasitesinin, uluslararası koruma alanındaki birçok konuda gerçekleştirilecek eğitim, çalıştay ve taşra teşkilatımıza gerçekleştirilecek işbaşı ziyaretleri vesilesiyle artırılmasını ve statü belirleme süreçlerinin daha etkin yürütülmesine destek sağlamak için rehberlik araçlarının oluşturulmasını amaçlamaktayız." dedi.

2 yıl önce

Ukrayna'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Sergiy Kyslytsya: “Erdoğan'dan başkasına inanmıyorum"

Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a arabuluculuk rolü nedeniyle teşekkür eden Ukrayna'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Sergiy Kyslytsya, 'Türkiye'den Türkiye'nin ulusal çıkarlarına ters düşecek hiçbir şey beklemeyiz ve özgür, barışçıl ve müreffeh bir Ukrayna Türkiye'nin ulusal çıkarına olur. Bizim Türkiye'yi sevmemizin birçok nedeni var. Dostluğumuzun çok müreffeh ve başarılı bir geleceği olacağını düşünüyorum' diye konuştu. Ukrayna'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Sergiy Kyslytsya, Rusya'nın 24 Şubat'tan bu yana Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşa ilişkin soruları yanıtladı. "Erdoğan'dan başkasına inanmıyorum" Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a arabuluculuk rolü nedeniyle teşekkür eden Kyslytsya, ''Erdoğan dışında bu kadar çok kişisel zaman ve çaba ayırmaya istekli liderler olduğuna inanmıyorum.'' değerlendirmesinde bulundu. Rusya diplomatik çözüm aramıyor Rusya'nın güvenilirliğini yitirdiğini belirten Kyslytsya, Moskova'nın diplomatik çözüm istediğine inanmadığını söyledi. Kyslytsya, ''Rusya, Rusya'ya verdiği zararı hafifletmek istiyorsa, ki uzun yıllar acısını çekecek, müzakere masasında kendine çekidüzen vermeli ve ciddi olmalı çünkü Rusya hiç şüphesiz Ukrayna'da yenilecek. Aksi takdirde ise küresel ölçekte izole edilmiş önemsenmeyen, bir ülke olacak.'' değerlendirmesini yaptı. Ruslar cesetleri toplamak istemiyor Ukrayna'nın teslim olmayacağını ve sonuna kadar savaşacağını ifade eden Kyslytsya, Rusya'nın Donbas'a odaklanması ve Suriyeli paralı askerlere yöneldiği iddialarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: ''Bu, Rus ordusunun dünyanın en büyük ikinci ordusu olduğu efsanesini çürütüyor. Bir aydan daha kısa bir sürede Sovyetler Birliği'nin Afganistan harekatındaki kaybından daha fazla askeri kayıp yaşadılar. Biz 17 binden fazla asker kayıplarının olduğunu tahmin ediyoruz. Ölen Rus askerleri Ukrayna'nın her yerinde ve bunu söylemekten üzüntü duyuyorum ama artık biyolojik tehlike arz ediyorlar çünkü Ruslar cesetleri toplamak istemiyor, büyük olasılıkla cesetlerle ne yapacaklarını bilmiyorlar, ülkeye götürmek istemiyorlar çünkü çok kayıpları var. İnsani açıdansa inanılır gibi değil çünkü düşman da olsa ailelerince ve onurla gömülmeyi hak ediyorlar.'' dedi. Nükleer Santralin Rusya'nın eline geçme tehlikesi Kyslytsya, Rusya'nın nükleer silah kullanma ihtimali endişelerine ilişkin ise şunları söyledi: ''Dünyadaki herkes nükleer savaştan endişe duymalı ve hiç kimse bunun yaşanmamasını istemiyor. Nükleer savaş olur mu olmaz mı bilmiyorum ama bu durum Putin'in düğmeye basması sonucu nükleer bir füzenin Avrupa'nın üzerinde uçacağı şeklinde basitleştirilmemeli. Putin nükleer füze konusunda daha çok blöf yapıyor. Bizim asıl endişemiz Rusya'nın Ukrayna'daki nükleer santralleri ele geçirmesi. Avrupa'daki en büyük nükleer santral olan Zaporijya'da korkunç bir şey olursa o zaman tüm Avrupa nükleer tozla kaplanacak ve bu 1986'daki Çernobil nükleer kazasından 10 kat daha tehlikeli.'' "Ukrayna kendini savunmazsa bir sonraki hedef NATO olacak" Ukrayna'nın daha fazla silaha ihtiyaç duyduğunu ve Ukrayna'yı savunamayan NATO'nun Ukrayna'ya silah sağlamasının kendi çıkarına olacağını söyleyen Kyslytsya, ''Ukrayna kendini savunmazsa Rusya'nın sonraki hedefi bir NATO ülkesi olacak.'' dedi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: 66 DEAŞ'lı terörist yüz tanıma sistemiyle yakalandı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Polis Haftası sebebiyle Emniyet Teşkilatı personelinden oluşan heyeti makamında kabul etti. “Tarihin en yüksek uyuşturucu operasyonlarını yapıyoruz” Bakan Soylu, burada yaptığı konuşmada Türk Polis Teşkilatı'nın sadece Türkiye’den değil, dünyadan da takdir topladığının altını çizen İçişleri Bakanı Soylu, asayiş noktasında Türkiye’nin attığı adımları sıralayarak, “Dünyanın en önemli uyuşturucu rotalarının tam üzerinde bulunmamıza rağmen yüksek bir kapasiteyle tarihin en yüksek uyuşturucu operasyonlarını yapıyoruz. 2019 yılında dünyada yakalanan eroinin yüzde 21’ini, Avrupa’da yakalanan eroinin yüzde 62’sini Türkiye yakaladı. Madde bağlantılı ölümlerimiz 2017’de 941’di, bunu mücadelemizle aşağı çektik. Ve 2020 rakamımız 314’tü, 2021 rakamımız da adli tıptan gelen son rakamlarla değerlendirecek, 300’ün altında olacak. Uyuşturucu suçlarından 15 Temmuz sonrasında tutuklu sayımız 36 bin kişiydi, bugün Türkiye’nin ortaya koyduğu toplam iradeyle birlikte bu suçlardan tutuklu sayısı 104 bini aşmıştır” dedi. “66 DEAŞ’lı terörist yüz tanıma sistemleri sonucunda yakalanmıştır” Türk Polis Teşkilatı’nın kadına yönelik şiddeti elektronik kelepçe izleme merkezinde takip ettiğini, bugüne kadar Jandarma ile birlikte bin 432 vaka takibi yaptığını söyleyen Bakan Soylu, “Kadın cinayetlerinde yılbaşından bugüne kadar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 azalış var. Hedefimiz aile içi şiddet ve kadın cinayetlerini sıfır sayısına taşımaktır. 2021-2022 yıllarında 66 DEAŞ’lı terörist, bizim arkadaşlarımızın yüz tanıma sistemleri üzerinde yaptığı analiz çalışmaları sonucunda yakalanmıştır. İstihbarat Başkanlığımız, Terörle Mücadele Başkanlığımız tarihinin en güçlü dönemlerindedir. Bugün sol terör örgütlerinin şehir yapılanmaları, PKK, DEAŞ ve FETÖ’nün şehir yapılanmaları önemli ölçüde darbeler almıştır. Bazı sol terör örgütleri ise kırsaldan tamamen silinmiştir” ifadelerini kullandı. “15 Temmuz mücadelesini sağlayan Türk Polis Teşkilatı ruhudur” 15 Temmuz direnişi ve sonrasındaki mücadeleyi sağlayan ruhun Türk Polis Teşkilatı’nın ruhu olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, “Bütün kurumları kanser gibi sarmaya çalışan FETÖ illetinden, bu kurumu sürüklemeye çalıştığı yoldan kurtulmayı, 15 Temmuz öncesinde başlayan o temizlenmeyi, 15 Temmuz’daki o direnişi ve sonrasındaki o mücadeleyi sağlayan, işte bu ruhtur. Bunu hazmedemeyenler olabilir, bu çarkı geri döndürmeye çalışanlar olabilir, buraya nifak sokmaya çalışanlar, burayı kendi günlük çıkarlarına alet etmeye çalışanlar olabilir ama Allah’a şükür, hem bu kurumun kültürü, hem bu kurumun ruhu hem de bu kurumun şehitlerinin manevi koruması, aziz milletimizin duası, buna izin vermeyecek, müsaade etmeyecektir” dedi.

2 yıl önce

İrancı Temel Karamollaoğlu'ndan skandal sözler: Suriye'yi karıştıran ilk adımları Türkiye attı

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Habertürk'te yayınlanan Enine Boyuna programının konuğu oldu. Hülya Hökenek'in sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu, göç politikası konusunu ele alırken Suriye ile ilgili skandal sözler sarf etti. Suriye iç savaşını Türkiye'nin başlattığını öne süren Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu, "Malesef Suriye'yi karıştıran ilk adımları Türkiye attı, AK Parti iktidarı attı. Bunu hiçbir zaman tasvif etmedik biz ve Suriye kan gölüne döndü. 30 milyon Suriyelinin yarısı memleketinde yer değiştirdi, 15 milyonu." dedi. Temel Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Elbette bu problemlerin çözülmesi icap eder. Türkiye doğru karar verip, 'Biz Suriye sorununu çözeceğiz, gerekli adımları atacağız' derse, adımlar atılabilir. Büyük kısmı kendi memleketlerine dönmek ister. İktidarın hakim olduğu bölgede buraya göç eden Suriyeli varsa aynı yere dönmesini beklemek büyük risk barındırır. İhtiyatlı hareket etmenin faydası vardır diye düşünüyorum."

2 yıl önce

İYİ Partililerden tutuklanan LGBT temsilcileri Alp Emeç için tahliye çağrısı

İYİ Parti LGBT komisyonu üyesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih bölümü öğrencisi Alp Emeç, Sedef Kabaş’ın tutuklanmasına sebep olan skandal sözleri suç olduğunu bile bile sosyal medyada yazıp daha sonra sildi. Emeç, tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. İYİ PARTİ’NİN LGBT TEMSİLCİSİ İYİ Parti’nin çok yakın ilişkide olduğu LGBT lobisi ile ilişkilerinde görev alan Emeç’in, LGBT derneklerine İYİ Parti adına yaptığı ziyaretler sosyal medyada yer almıştı. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem’in ABD’deki LGBT yürüyüşlerindeki skandal videosunun ardından sessiz kalan İYİ Partili ülkücülerin LGBT temsilcisi Emeç için sosyal medyada başlattıkları kampanya İYİ Parti LGBT hesaplarından da paylaşıldı. https://twitter.com/iyilgbti/status/1516072708869705732?s=21&t=tos_PbbQ1QRp11ZxV8eixA

2 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Bazı NATO ülkeleri Ukrayna Savaşı'nın bitmesini istemiyor

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, katıldığı CNN Türk canlı yayınında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu "BAZI NATO ÜLKELERİ UKRAYNA SAVAŞI'NIN BİTMESİNİ İSTEMİYOR" 'Ukrayna-Rusya Savaşı neden bitmiyor?' sorusuna yanıt veren Bakan Çavuşoğlu, "Bazı NATO ülkeleri Ukrayna Savaşı'nın bitmesini istemiyor" diye konuştu. Bakan, İstanbul'daki müzakerelerin ardından sürecin çok uzamayacağını düşündüklerini fakat NATO toplantısı sonrasında savaşın neden devam ettiğini anladıklarını, "NATO'nun içerisinde savaşın bitmesini istemeyen ülkeler var" diyerek ifade etti. "ZELENSKİY VE PUTİN İSTANBUL'DA GÖRÜŞEBİLİR" Bakan Çavuşoğlu, "Putin ile Zelenskiy'in İstanbul'da bir araya gelme olasılığı hala masada mı?" sorusuna ise, "Hala masada, şartlar oluşursa bir araya gelecekler." diyerek yanıt verdi. "İSTANBUL GÖRÜŞMELERİNDEN SONRA SAVAŞIN UZAYACAĞINI DÜŞÜNMÜYORDUK" Çavuşoğlu'nun konuya ilişkin açıklamaları şöyle: "Bu kadar uzayacağını düşünmüyorduk. Özellikle İstanbul'daki görüşmelerden sonra uzayacağını düşünmüyorduk. NATO Dışişleri Bakanları toplantısı sonrasında böyle bir kanaat oluştu. Çünkü bu savaşın devamın etmesini isteyen ülkeler var. NATO'nun içerisinde savaşın devam etmesini isteyenler var. Rusya devam etsin güç kaybetsin istiyorlar. Ukrayna'yı bir rekabet alanı olarak görmemek lazım. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı kabul edilemez. Güvenlik garantileri detaylarına geldiğimizde bu savaşın devamına yönelik bir kanaat oluştu bizde." GÖNDERİLEN GÖÇMEN SAYISI 21 BİN Çavuşoğlu, "Düzenli düzensiz göçmen sayısı 5 milyona yakın. Biz Türkiye olarak göçmenleri göndermeye devam ediyoruz. Bu sene gönderilen göçmen sayısı ilk 3 ayda 21 bin." bilgisini paylaştı.

1 2 ... 21 22 23 24 25 26 27 ... 66 67