17 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı’nda 3 ülkeye bildiri tepkisi!

Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan, Mısır ve GKRY'nin katılımıyla yapılan zirve sonrası yayımlanan bildiriye tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada şöyle denildi: Yunanistan, Mısır ve GKRY liderlerinin katılımıyla 19 Ekim 2021'de yapılan üçlü zirvenin ardından yayınlanan bildiri, Yunan/Rum ikilisinin Türkiye'ye ve KKTC'ye yönelik hasmane politikalarının yeni bir tezahürüdür. Bu bildiriye Mısır'ın da dahil olması ise, Mısır yönetiminin Doğu Akdeniz'de işbirliği yapabileceği gerçek adresi halen kavrayamamış olduğunun göstergesidir. Doğu Akdeniz'de Türkiye ve KKTC'nin dahil olmadığı hiç bir girişimin başarıya ulaşamayacağını dosta da düşmana da gösterdik. Türkiye, bölge ülkeleri arasında işbirliğini artıracak enerji projelerini desteklemektedir. Ancak, bu projelerin Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını gözardı etmemesi ve kapsayıcı olması lazımdır. Bildirideki ifadelerin aksine, bölgedeki gerginliğin esas kaynağı Yunan/Rum ikilisinin maksimalist ve gayri hukuki deniz sınırı iddiaları ve Kıbrıs Türklerini yok saymalarıdır. Bu ikilinin Doğu Akdeniz'de gerginlik çıkarmak için kıta sahanlığımızı ihlal teşebbüslerine geçtiğimiz günlerde gerekli cevap verilmiştir. Hem kendi haklarımızı, hem de Kıbrıs Türklerinin haklarını kararlılıkla korumaya devam edeceğiz. Öte yandan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından sözkonusu ortak bildiriye ilişkin yapılan açıklamayı destekliyoruz. Ada'daki gerçekleri reddeden bir anlayışın Kıbrıs meselesinin çözümüne katkı sağlaması mümkün değildir. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü tescil edilmeden yeni bir müzakere sürecinin başlamasının sözkonusu olmayacağını bir kez daha hatırlatırız. Ayrıca, bir takım gayrımeşru gruplara verdikleri destekle Libya'nın istikrarsızlığa sürüklenmesine yol açan bu ülkelerin, şimdi Libya'nın meşru Hükümetiyle imzaladığımız Mutabakat Muhtıralarını hedef almaları, en başta Libya'nın çıkarlarına ve egemenliğine saygısızlıktır. KKTC: Rum tarafının Yunanistan ve Mısır ile yaptığı ortak açıklama yok hükmündedir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY), Yunanistan ve Mısır ile yaptığı ortak açıklamaya tepki göstererek, "Açıklama KKTC için yok hükmündedir." ifadesini kullandı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Rum tarafının, Yunanistan ve Mısır ile bugün gerçekleştirdiği üçlü zirve sonrası yaptıkları ortak açıklamada yer alan hususların Ada'daki siyasi ve hukuki gerçekleri yansıtmadığı kaydedildi. Kıbrıs meselesine ilişkin konularda GKRY ve diğer tarafların muhatabının KKTC olduğu vurgulanan açıklamada, "Kıbrıs Adası'nda biri KKTC diğeri de GKRY olmak üzere iki ayrı devlet bulunmaktadır. Bu iki devletin yaptıkları açıklama ve aldıkları kararlar sadece kendilerini bağlamaktadır. Rum tarafının Yunanistan ve Mısır ile yaptığı ortak açıklama KKTC için yok hükmündedir." ifadelerine yer verildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: "Anılan ortak açıklama gerçekleri saptırmayı amaçlamaktadır. Her şeyden önce Doğu Akdeniz'de yaşanan gerilim Rum tarafının tek taraflı faaliyetlerinin bir eseridir. Rum tarafının ilk kışkırtıcı faaliyetinin Mısır ile imzaladığı tek yanlı deniz hudutlarının sınırlandırılması anlaşması olduğu da anımsanacaktır. Kıbrıs Türk halkının haklarını ihlal eden Rum tarafının siyasetine Mısır'ın destek vermesini kınamaktayız. Kıbrıs Türk tarafı Temmuz 2019 tarihinde hidrokarbon kaynaklarının ortak yönetimine ilişkin kapsamlı ve yapıcı bir öneri yapmıştır. Bu önerimiz halen geçerlidir. Bölgede işbirliğinin yolunu açacak bir öneri de Anavatan Türkiye tarafından yapılmıştır. İlgili tarafları bir konferansta bir araya getirmeyi öngören bu öneriyi KKTC de desteklemektedir ancak GKRY ve Yunanistan ile diğer üçüncü tarafların haklarımızı ihlal edecek girişimlerine sessiz kalmamız beklenmemelidir. KKTC, Anavatan Türkiye ile birlikte meşru hak ve çıkarlarımızı muhafaza etme kararlılığını sürdürecektir. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), devletimizin belirlediği ruhsat alanlarında Kıbrıs Türk halkı adına çalışmalarını yürütmeye devam edecektir. Rum tarafının tek yanlı faaliyetlerine eşdeğer ve eş zamanlı adımlarla karşılık verilecektir."

2 yıl önce

10 büyükelçiye çok sert tepki: Hadsiz açıklama kabul edilemez

ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçileri, Kavala’nın yargılandığı davayla ilgili sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamalarından dolayı Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. 10 ülkenin diplomatik misyon şefi bu çerçevede dün 10.00 sıralarında Dışişleri Bakanlığı’na geldi. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Faruk Kaymakcı, büyükelçilere Türkiye’nin resmi tepkisini iletti. ‘Teamüllere aykırı’ Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Ülkemizde devam eden bir davayla ilgili olarak, diplomatik teamüllere aykırı şekilde dün (önceki) akşam ortak bir açıklama yayımlayan Ankara’daki bir grup büyükelçi bu (dün) sabah Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştır. Bu ülkelerin büyükelçileri/maslahatgüzarlarına, sosyal medya üzerinden yapılan ve bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamanın reddedildiği, söz konusu açıklamanın büyükelçilerin savunduğunu iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğu iletilmiştir. Adı geçenlere, anayasamızda da kayıtlı olduğu üzere, Türkiye’nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış ve Türk yargısının bu tür sorumsuz açıklamalardan etkilenmeyeceği hatırlatılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, bazı ülkelere yönelik verdiği ve yıllardır uygulanmayan kararlarını görmezden gelenlerin, sadece Türkiye ile ilgili davalara odaklanmalarının ve özellikle Kavala davasını sürekli ve ısrarla gündemde tutmaya çalışmalarının samimiyetsiz ve çifte standartlı bir yaklaşım olduğuna dikkat çekilmiş, büyükelçiler/maslahatgüzarlar, Viyana Sözleşmesi kapsamında görevlerinin sorumlulukları içerisinde kalma konusunda uyarılmışlardır.” Tepkiler sürüyor Dışişleri Bakanlığı tarafından bizzat uyarılan büyükelçilere siyasilerin tepkileri dün de sürdü: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: Görevli bulundukları ülkenin bağımsızlığına sadakat göstermek zorunda olan ve ‘yargı bağımsızlığından’ söz eden bazı ülkelerin büyükelçileri, hadlerini aşarak ‘siyasetin yargıya müdahalesini’ talep etmişlerdir. Türkiye’de yargı bağımsızdır ve Türkiye tam bağımsız bir ülkedir. Yargıya müdahaleyi arzu edenler, bu arzularını kendi ülkelerinde gerçekleştirmeye devam edebilirler. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Bu aralar çok moda oldu, canı sıkılan bildiri yayımlıyor. 10 tane büyükelçilik bir araya gelmiş, içinde Amerika’sı da var Almanya’sı da var. 10’unuz değil, 100’ünüz gelse Türkiye’ye zerre toz konduramazsınız... Osman Kavala için seferber olmuş Batı’ya diyeceğim şudur; Türk yargısı ‘bitti’ demeden, bitmez, bunu da herkes böyle bilsin... Burası bir çadır devleti değil, 2 bin yıllık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Herkes aklını başına alsın, haddini bilsin.

2 yıl önce

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a vatandaştan tepki: Seni davar çobanı bile yapmazlardı

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan her ziyaretinde esnaftan ve vatandaştan tepki görmeye devam ediyor. Partisinin Kahramankazan İlçe Kongresi öncesi esnafı ziyaret eden Babacan yine sert tepkilerle karşılaştı. SENİ DAVAR ÇOBANI TUTAN OLMAZDI Pazar alışverişi yapan bir vatandaş Babacan'a "Nankör olmayın. Seni bu hale getiren Erdoğan'dır. Nankörsün" diyerek tepki gösterdi. Pazarcılık yapan başka bir vatandaşın "Allah akıl fikir versin. Seni davar çobanı tutan olmazdı. AK Parti'de itibar kazandın. AK Parti'nin karşısına geçince kime hizmet edeceksin?" sözleri karşısında Babacan zor anlar yaşadı. "KILIÇDAROĞLU'NA PAYANDA MI OLACAKSIN" Pazar yeri ziyareti sırasında bir vatandaşın yönelttiği soru karşısında Babacan soğuk terler döktü. "Kılıçdaroğlu'na payanda mı olacaksın?" sorusuna Babacan, "Şuan yalnız yürüyoruz. İlerde ne olacağını bilemeyiz" diyerek yanıt verdi.

2 yıl önce

KKTC'den NAVTEX kararına tepki: Oldubittilere seyirci kalmayacağız

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge’de (MEB) Nautical Geo isimli araştırma gemisinin çalışma yürütmek üzere yarın yeniden denize açılacağı bildirilmişti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı tarafından konuyla ilişkin yapılan yazılı açıklamada, GKRY’nin NAVTEX kararına tepki gösterilerek, NAVTEX’in Doğu Akdeniz’de gerginliği tırmandırdığını ve geminin KKTC ruhsatlarını da kapsayan bir alanda yeni bir araştırmaya başlayacağı kaydedildi. Bakanlık, "Kıbrıs adasının 2 ortak sahibinden biri olan Kıbrıs Türk halkı adanın etrafındaki denizlerdeki hidrokarbon kaynaklarının da ortak sahibidir. Bu Kıbrıs Türk halkının 1960’ta kazandığı egemen eşitliğin ve eşit statünün doğal bir yansımasıdır. Bu nedenle Rum tarafının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin onayını almadan yapacağını açıkladığı bu araştırmayı şiddetle kınıyoruz" ifadelerini kullandı. "KKTC oldu bittilere seyirci kalmayacaktır" Açıklamada, GKRY tarafından gerçekleştirilen eylemlere KKTC’nin seyirci kalmayacağını belirten Bakanlık, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO), 2011 yılında verilen ruhsat alanlarında Kıbrıs Türk halkı adına çalışmalarını yürütmeye devam edeceğine dikkat çekti. Bakanlık, "Hal böyle iken, Kıbrıs Türk halkının, haklarının Rum tarafınca tek yanlı eylemlerle ve oldu bittilerle gasp ve ihlal edilmesine seyirci kalınmayacaktır. Rum tarafının bu tek yanlı faaliyetleri karşısında, haklarımızın korunması için TPAO, devletimizin 2011 yılında verdiği ruhsat alanlarında Kıbrıs Türk halkı adına çalışmalarını yürütmeye devam edecektir" dedi. "KKTC’nin her zaman öncelikli tercihi, bu sorunun işbirliği ve uzlaşı seçeneği ile ele alınması olmuştur" KKTC’nin yaşanan gerginliğe yönelik öncelikli tercihinin sorunları işbirliği ve uzlaşı ile ele almak olduğunu ve GKRY’e, yapılan çağrıları bir kez daha hatırlatmak istediklerini belirten Dışişleri Bakanlığı, "KKTC’nin her zaman öncelikli tercihi, bu sorunun işbirliği ve uzlaşı seçeneği ile ele alınması olmuştur. Ada ve etrafındaki doğal kaynaklara ilişkin 13 Temmuz 2019 tarihli önerimiz ile Türkiye’nin biz dahil ilgili tüm tarafları bir araya getirmeyi hedefleyen Doğu Akdeniz konferansı çağrısı, konunun diplomasi çerçevesinde çözümüne imkan tanıyacak önemli fırsatlardır. Doğu Akdeniz’deki gerginliği tırmandıran ve bölgedeki istikrarı bozan Güney Kıbrıs’a yaptığımız çağrıları bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isteriz" ifadelerini kaydetti.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç'ten 10 ülkeye "Osman Kavala" tepkisi: Türkiye'ye bu şekilde ültimatom kabul edilemez

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, bakanlıkta basın bilgilendirme toplantısı düzenledi. Bilgiç, haziran ayında yapılan Antalya Diplomasi Forumu'nu gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, bu forumun ikincisinin 13 Mart'ta Antalya'da yapılacağını söyledi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bilgiç, F-35 projesi Türkiye'nin F-16 modernizasyonuna ilişkin, "F-16 filomuzun iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, modernizasyon faaliyetleri zaten ihtiyaca göre yıllarca yapılıyor. S-400 tedariki nedeniyle F-35 programından ayrılmak durumunda kaldık. F-35 programından ayrılmamız sadece Türkiye'ye değil NATO'nun da caydırıcılığına önemli bir darbe vuran bir adım. Türkiye F-35 projesinin kurucu ortaklarından biri, biz yükümlülüklerimizi yerine getirdik. Bu F-35 projesi çerçevesinde ABD'ye yaklaşık 1,4 milyar dolar ödeme yaptık. Bizim için aslında seçenekler basit ya bu programa geri döneceğiz ya bize vaat edilen uçakları alacağız ya da paramızı iade edecekler. Bu çerçevede F-35 için ödenen meblağın F-16 filomuzun modernleştirilmesi için kullanılması da bir seçenek olarak gündemde. Bu konuyu ABD'li paydaşlarımız ile tartışıyoruz. Bunun sonucuna göre de hareket edeceğiz" dedi. 'HEDEFİMİZ KALICI İSTİKRARIN SAĞLANMASI' Bilgiç, Suriye Anayasa Komitesi görüşmelerinin devam ettiği zaman içinde, rejim güçlerinin İdlib'de sivillerin ölümüne neden olan saldırısına ilişkin, "Rejimin dün toplu saldırıları neticesinde aralarında çocukların da bulunduğu çok kişinin hayatını kaybettiğini öğrendik. Cenevre'de 6'ncı turu devam eden Anayasa Komitesi Toplantıları sırasında sivillerin bu şekilde doğrudan hedef alındığı saldırı aslında rejimin askeri çözüme yönelik tavrını maalesef koruduğunu gösteriyor. Bizim temel hedefimiz İdlib'de kalıcı istikrarın sağlanması. Tabiatı ile siyasi çözümü öncülüyoruz. Rejimin destekçileri Rusya ve İran'a de gerekli mesajları vermekteyiz" diye konuştu. 'KABİL ZİYARETİ İÇİN KESİN TARİH SÖYLEMEK ZOR' Bilgiç, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Kabil'e yapacağı ziyaretin netleşip netleşmediğine ilişkin soruya, "Bu ziyaret konusu aslında New York'ta gündeme gelen bir husustu. Daha sonra Endonezya Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye yaptığı ziyarette görüş alışverişi yapıldı. Lojistik düzenlemeler, kimlerin katılacağına ilişkin gerekli düzenlemeler devam ediyor. Kesin tarih söylemek zor; ama düzenlemeler devam ediyor" yanıtını verdi. Bilgiç, Suriye Şam yönetimi ile gelecek dönemde diyaloğun mümkün olup olmadığı sorusuna, rejim ile herhangi bir temasın bulunmadığı yanıtını verdi. 'KESİNLİKLE KABUL EDİLEMEZ' Sözcü Bilgiç, 10 büyükelçiliğin Osman Kavala açıklaması ile ilgili, "AB Konseyi'nin 47 üyesi var. Onların sadece 10'u böyle bir açıklamada bulundu. Biz açıklamaya tepki verdik. Hiçbir organ, makam, merci, kişi tarafından yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere, hakimlere emir ve talimat verilemez, tavsiye ve telkinde bulunulamaz. Türkiye'de devam eden bir yargı süreci var. Aslında yargıya müdahale edilmemesi gerektiğini bu ülkelerin kendileri çok da iyi biliyor. Türkiye'de bu şekilde Türkiye devletine ültimatom verilmesi kesinlikle kabul edilemez. Biz bunu kabul etmediğimizi söyledik. Büyükelçiliklerin görevleri ve yükümlülükleri bulundukları ülkelerin iç işlerine karışmamak. Kabul etmediğimizi, reddettiğimizi söyledik" dedi. 'BİZİM AÇIMIZDAN AB'NİN NE SÖYLEDİĞİ ÖNEMLİ DEĞİL' Bilgiç, AB Komisyonu'nun Türkiye raporuna ilişkin ise "AB Komisyonu'nun raporu çifte standartlı yaklaşım ile yayımlanmış bir rapor. Tepkimizi geniş şekilde ortaya koyduk. Bizim açımızdan AB'nin ne söylediği çok önemli değil. Rapor baştan aşağıya çifte standart ile yazılmış. İddialar var raporda; biz bunların hiçbirini kabul etmiyoruz" diye konuştu. ABD İLE İLİŞKİLER Tanju Bilgiç, ABD ile ilişkilerle ilgili "Türkiye olarak biz her ülke ile iyi ilişkiler tesis etmek istiyoruz. ABD ile müttefikiz. NATO'da beraberiz. Müşterek çıkarlar ve benzer hedeflere sahibiz. Koronavirüs sonrası dünya ekonomisi gibi konularda benzer görüşlerimiz var. ABD yetkilileri ile temas ediyoruz. İlişkilerimizin mükemmel olduğunu da söylemek zor. Özelikle PKK, YPG, PYD ve FETÖ terör örgütlerine destek, tek taraflı yaptırımlar gibi konularda izledikleri tutum nedeniyle ABD ile ilişkilerimizde bazı sorunlar var. Bizim temel beklentilerimiz 'ilişkilerimizi etkin yönetelim' diğer yandan sorunlarımızı çözelim. Önümüzdeki dönemde de ABD ile temaslarımız sürecek" dedi. 'GEREKLİ CEVABI VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ' Sözcü Bilgiç, Doğu Akdeniz konusuna ilişkin, "Doğu Akdeniz konusunda hem Yunanistan hem de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Doğu Akdeniz'de gerginliği arttıracak adımlar atıyor. Akdeniz'de kıta sahanlığımıza araştırma gemisi gönderme çabaları devam ediyor. Biz bu tahriklere hem sahada hem de masada yanıtlarını veriyoruz ve haklarımızın ihlaline de asla müsaade etmiyoruz. Rum kesimi de kasım ayında yeni bir sondaja başlayacaklarını duyurdu. Bu gerçekleşirse biz de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için Türkiye olarak bu tür meydan okumalara gerekli cevapları vermeye devam edeceğiz" diye konuştu. Dışişleri Sözcüsü Bilgiç, Yunanistan ile istişari görüşmelerin de devam ettiğini vurguladı. Bilgiç, "Cumhurbaşkanı'mız açık şekilde ifade etti. Türkiye'ye herhangi bir tehdit nereden gelirse gelsin Türkiye'nin tepkisi ile karşılaşacaktır. Türkiye Cumhuriyeti gerekli adımları kararlı şekilde atacaktır. Bu Suriye için de geçerli. Ne zaman şartlar uygun olursa Türkiye Cumhuriyeti gerekli operasyonu, harekatı yapar" dedi.

2 yıl önce

Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan, Türkiye'nin gri listeye alınmasına tepki

Hazine ve Maliye Bakanlığından konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force – FATF) raporunda ülkemizin gri listeye alınması hak edilmeyen bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Bundan sonraki süreçte, FATF ve ilgili tüm kurumlarla işbirliği içerisinde gerekli adımlar atılmaya devam edilecek ve ülkemizin hak etmediği bu listeden en kısa sürede çıkması sağlanacaktır." denildi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu'ndan 10 büyükelçinin açıklamasına tepki

ABD, Almanya ve Fransa dahil 10 ülkenin Ankara büyükelçisi, Osman Kavala'ya ilişkin açıklamalarına bir tepki de Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu'ndan geldi. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak egemenlik yetkilerini demokratik meşruiyete dayanan anayasal organları marifetiyle Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirmekte olduğu vurgulanan açıklamada, temel erkler arasında yer alan yargı yetkisi de bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanıldığının altı çizildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "DİPLOMATİK AYRICALIKLAR MÜDAHALE ARACI OLAMAZ" "Hatırlatmak isteriz ki, diplomatların bulundukları ülkenin yargısal süreçlerine ve yasalarına saygı gösterme zorunlulukları hem uluslararası hukukun bir gereği hem de dış misyonların uyması gereken tartışılmaz bir diplomatik kuraldır. Diplomatik bağışıklık ve ayrıcalıklar Türkiye'nin bağımsızlığına ve egemenlik haklarına karşı müdahalenin aracı olamaz". "DIŞ MÜDAHALE ÇABALARINI ŞİDDETLE REDDEDİYORUZ" Açıklamanın son bölümünde; hangi saik ve sebeple olursa olsun Türkiye'de bağımsız ve tarafsız mahkemelerde görülmekte olan davalara dış müdahale çabalarının şiddetle reddedildiği vurgulandı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'nun sözlerine tepki: Sakın ha bu oyuna gelmeyin

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Eskişehir teşkilatımızın kıymetli mensupları, sevgili genç kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Salonlara sığmayan şu coşkunuz için şahsım adına teşekkür ediyorum. Rabbim muhabbetimizi, dayanışmamızı daim eylesin diliyorum. Eskişehir Genişletilmiş İl Danışma toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Eskişehir teşkilatımızda görev alan tüm kardeşlerimize sadakatleri için teşekkür ediyorum. Her zaman altını çizere söylüyorum; Biz bugünlere büyük ve güçlü Türkiye sevdasına gönül veren isimsiz kahramanların fedakarlıklarıyla geldik. Bugünlere yılın her günü, günün 24 saatini kendini bu davaya adayan kardeşlerimizin mücadelesiyle geldik. Bugünlere gece uykusunu bölerek partimizin başarısı için Mevla'ya el açan büyüklerimizin samimiyetiyle geldik. Hepsinden önemlisi biz bugünlere niyetimizi temiz tuttuğumuz, kibre, gurura nefsimizi kaptırmadığımız için geldik. Bizim yolumuz Eskişehir'i fetheden büyük kumandan 2. Kılıçarslan'ın yoludur. Sevgili gençler bizim yolumuz abideleşen mücadeleleriyle işgalci Yunan'a kök söktüren Eskişehirli gazi ve şehitlerin yoludur. Kardeşlerim AK Partili kadrolar olarak uzun ince bu yolda tam 20 yıldır yürüyoruz. Hiç kimseyi dışlamadan 84 milyonun tamamını kucaklamaya çalışıyoruz, ayrımcılık bizde yok.  "DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİNDEN BİRİ OLMA HEDEFİMİZE ENİNDE SONUNDA MUHAKKAK ULAŞACAĞIZ" Gençler gördüğünüz gibi dimdik ayaktayız. Milletimizin kardeşliğini güçlendirmek dışında hiçbir amaç gütmedik, gütmüyoruz. Üzerini basa basa ifade etmek isterim ki dün olduğu gibi bugün de Türkiye'de istikrarın teminatı AK Parti ve Cumhur İttifakı'dır. Son 19 yılda karşılaştığımız nice badireyi atlattıysak, 2023 limanına da ülkemizi inşallah selametle kavuşturacağız. Kardeşlerim, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefimize eninde sonunda muhakkak ulaşacağız. Bu uğurda çalışmaya devam ediyoruz. Türk ekonomisini yatırım, üretim, istihdam sütunları üzerinde yükseltmek için gayret gösteriyoruz. Angola ziyaretinde 7 anlaşmaya imza ettik. Togo'da verimli görüşmeler yaptık. Togo'da komşu ülkeleri de oraya davet etmek suretiyle Burkina Faso ile orada bir görüşme yaptık. Bu görüşme çok çok manidardı. Afrika'nın 210 milyonu bulan nüfusuyla en kalabalık nüfusuna sahip olan Nijerya'da çok önemli kararlar aldık. Buralar 15-20 yıl öncesine kadar Türkiye'nin hiçbir varlık göstermediği coğrafyalardı. Bugün kıtanın her yerinde, Türk ürünlerini, Türk şirketlerini, insanımızın yardım elini uzatan sivil toplum örgütlerini görmekten iftihar ediyorum. Bugün kıta ülkeleriyle toplam ticaretimiz 25 milyar doları aşıyor.  "GEÇMİŞLERİYLE YÜZLEŞMEK YERİNE TÜRKİYE'YE LAF ATANLARI KAALE ALMIYORUZ" Türk müteahhitler mega projelere imza atıyor. Bazı ülkelerde bizi Türk şirketlerinin inşa ettiği havaalanlarında, kamu binalarında karşılıyor. Bu başarı hepimizin ortak başarısıdır. Farklı coğrafyada yazmış olduğu destan hepimizin ortak destanıdır. Sevgili gençler, şunu genç arkadaşlarına iyi anlatın; Ufku Ankara'nın ötesine geçmeyenler bizim çok boyutlu dış politikamızı anlayamıyor. Bazı kesimlerin attığımız tüm bu adımlardan rahatsızlık duyduğunu görüyoruz. İhracat nedir, üretim nedir, kalite nedir bilmeyen bu kifayetsizler Türkiye'nin Afrika'da ne işi var diyor. Aynı soruyu tescilli sömürgeciler de soruyor. Afrika'daki katliamcı geçmişleriyle yüzleşmek yerine Türkiye'ye laf atanları kaale almıyoruz. Kim bunlar batı, batı, Fransa. Bunlar bize insanlık dersi veremez. Bunların önce insanlığı öğrenmesi lazım, nereden, Türkiye'den öğrenmeleri lazım. Bizi eleştirenlere hak ettikleri cevabı bizden önce Afrikalı kardeşlerimiz zaten misliyle veriyor. Afrika kıtasıyla işbirliğimizi önümüzdeki dönemde de güçlendirmeyi sürdüreceğiz. İnsanımızı yeni hizmetler ve yatırımlarla tanıştırmaya devam ediyoruz. Hemen her hafta ülkemizin bir şehrini ziyaret ederek toplu açılış heyecanını milletimizle yaşıyoruz. Hizmet yolcuğumuzu bugün de Eskişehir'de devam ettiriyoruz. İl danışma toplantımızın ardından beyaz eşya fabrikasıyla, 52 yeni fabrika ve altyapı tesislerinin açılışını bugün gerçekleştireceğiz. Akabinde vilayet meydanına geçecek burada da bakanlıklarımızın, belediyelerimizin yaptığı toplam 2,7 milyar TL'yi aşan 106 ayrı kalem eserin toplu açılış törenine iştirak edeceğiz. Ben size ne anlatıyorum? Diyorum ki şu tesisler, bu tesisler. Peki bu ana muhalefet CHP, Eskişehir'de bunların nesi var? Yaptıkları hangi eser var? Yok. Bunlardan bol bol nasihat dinlersiniz. Hep söylüyorum ya Ziya paşanın sözünü; Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerimizle konuşuyoruz, onlar... Gelirken şehir hastanesinin önünden geçtik. Biz buyuz işte. Devasa Eskişehir Şehir Hastanesi. Nasıl şehir hastanesinden memnun musunuz? İnşallah bunlar ardı ardına devam ediyor. Millet bahçesinin açılışını da yapacağız. Eskişehir'i hedeflerine bir adım daha yaklaştıran tüm bu adımların hayırlı olmasını diliyorum. KILIÇDAROĞLU'NUN MEMUR AÇIKLAMASINA TEPKİ 2023'te sandıkları patlatmaya var mıyız? Durmak yok, yola devam, çok çalışacağız. 2023 senesi yaklaştıkça CHP'nin başını çektiği muhalefetin provokasyonları da artıyor. Yalan terörü dahil her şeyi deniyorlar. Bir dönem sığınmacılara karşı vatandaşlarımızı kışkırttılar, daha sonra gençlerimizi galeyana getirmek istediler. Kadrolu militanlarını öne sürerek üniversite gençliğimizi provoke etmek istediler. Neler demediler memurlara, öğretmenlere, tehdit ettiler. Niye? Sen kimsin de benim memurumu tehdit ediyorsun? Sen kimsin de bu ülkede alnının akıyla gelip bir kariyer almış memuru tehdit ediyorsun? Ülkemin memuruna sesleniyorum; sakın ha, bu oyuna gelmeyin. Siz memur olarak görevinizi yaptığınız müddetçe bunlar kılınıza dokunamaz. Bunlar sadece şu anda yönetiminde olduğu belediyelerde işçi kardeşlerimizi atıyorlar. Bunun bedelini de ödeyecekler. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste, çıkacak. Toplumumuzun hiçbir kesimi yok ki CHP'nin yalan terörüne maruz kalmasın. "ESKİŞEHİR'İN ANALARI İNŞALLAH 2023'Ü CHP'YE ZİNDAN EDECEKTİR" Yeni CHP dediklerinin millete 1940'ları aratacak kadar faşist, nobran, küstah bir zihniyeti temsil ettiği anlaşıldı. CHP'nin faşist kodlarından kurtulmasının mümkün olmadığını biz zaten biliyorduk. Son haftalarda yaşadıklarımız bile bize omuzlarımızdaki yükün ne kadar ağır olduğunu gösterir. Ben özellikle Eskişehir'in analarına çok güveniyorum, çok inanıyorum ve Eskişehir'in anaları inşallah 2023'ü CHP'ye zindan edecektir. AK Parti teşkilatları olarak milletimize olan borcumuzu ancak daha çok hizmet ederek ödeyebiliriz. Ulaşamadığımız, kapısını çalmadığımız her insanımızın vebali bizlerin üzerindedir. 2023 seçimlerine kadar her çalışmayı bu anlayışla yürüteceğiz. Burada mutabık mıyız? Anlaştık mı? Durmak yok, yola devam diyor muyuz?

1 2 ... 20 21 22 23 24 25 26 ... 139 140