06 Mayıs Pazartesi 2024
1 yıl önce

Can Ataklı’dan Ekrem İmamoğlu'na tepki: “Daha kendi kurumundaki zam oranını, bilet fiyatını bilmiyor”

Korkusuz Gazetesi yazarı Can Ataklı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Van'da esnaf ziyaretinde vatandaşın İstanbul'daki toplu taşıma zamlarına isyanına 'uyduruyorsun' diyerek yanıt vermesi ve İmamoğlu'nun İETT Genel Müdürünü arayınca vatandaşın haklı olduğunun ortaya çıkmasını "Daha kendi kurumundaki zam oranını, bilet fiyatını bilmeyen kişiyi sen alacaksın cumhurbaşkanı yapacaksın. Allah aşkına güldürmeyin." sözleriyle eleştirdi. Can Ataklı'nın İBB Başkanı İmamoğlu'nu eleştirdiği o sözleri; İmamoğlu kendini bir kez daha ateşe attı. İflah olmayacak bu adam. Maalesef CHP'nin küçük bir kesimi efsunlaşmış gibi "İmamoğlu olmazsa kaybederiz" havasında. Ben iki eleştiri yaptığımda da AKP'li mi oldun diyorlar. Kardeşim adam kendi kendini zaten mahkum etti. Gitti Negehan Alçı'yı aldı yanına. Biz dedi "Bunlara anlatacağız" dedi. Van'da durup dururken ordaki bir vatandaşla kavgaya tutuştu. Yalan söylüorsun, atıyorsun diyor vatandaşa. Adam diyor ki "Ben İstanbul'a gittim, otobüse üç kat para ödedim." Hava da basacak ya, aç telefonu sen İETT genel müdürüne... O ne dedi: Evet efendim beyefendinin söylediği doğru. Çift katlı otobüslerde çift basıldığı için onunki böyle oldu. Bunlar bile gösteriyor. Daha kendi kurumundaki zam oranını, bilet fiyatını bilmeyen kişiyi sen alacaksın cumhurbaşkanı yapacaksın. Allah aşkına güldürmeyin, bırakın, bunu eleştirenlere de çemkirmekten vazgeçin. Hakikaten sinir bir durum. Çünkü herkes liyakatıyla anılmalı. Liyakatıyla yoluna devam etmeli.

1 yıl önce

AK Parti'den CHP'ye İsveç ve Finlandiya tepkisi: NATO Genel Sekreteri'nin hassasiyeti kadar bir hassasiyet göstermediler

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantı sonrası açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Kadın cinayetleri konusu içimizde kanayan bir yara. Bir türlü gündemden düşmüyor. Yasalar çerçevesinde yapılacak mücadele, siyaset olarak üzerimize düşeni yaptık. Bu bir farkındalık seferberliğidir. Her alanda çalışmaya devam etmemiz gerekiyor. DİYARBAKIR ANNELERİNİN EYLEMİ Diyarbakır annelerinin eylemi bininci günü aştı. Bu eylem dünyanın en büyük vicdan eylemine dönüştü. Annelerin verdiği mücadele son derece önemli bir vicdan nöbeti olarak bininci gününü geçmiş durumda. İnşallah bütün annelerin evlatlarına kavuşmalarını diliyoruz. "HAREKATLAR SÜRDÜRÜLECEKTİR" Terör örgütlerinin yok edilmesi için açık ve net tavır defalarca Cumhurbaşkanımız tarafından söylenmiştir. Hem yurt içi hem yurt dışı fiili kararlılık gösterilmiştir. Bundan sonra da Cumhurbaşkanımız açıkladığı gibi bu harekatlar sürdürülecektir. BAKÜ'DEKİ TEKNOFEST Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte çok önemli bir etkinliğe katıldık. Bakü'de TEKNOFEST gerçekleşti. İlk defa Türkiye toprakları dışında gerçekleşmesi bu şekilde mümkün oldu. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi bu bir zihniyet devrimi. Sayın Aliyev'in ev sahipliğiyle gerçekleşti. Sayın Selçuk Bayraktar yaptığı konuşmada gençleri yeni hedeflere yönlendirilmesi çok iyi oldu. Aziz Sancar hocamız da bahsetti. Esas olan zihniyet devriminin arkasından gelen Karabağ zaferinin taçlanması için kültürel, ekonomik, teknolojik alanda yeni zaferlere bu genç kardeşlerimizin vasıtasıyla imza atılacak olmasıdır. KILIÇDAROĞLU'NUN VAKIF İDDİALARINA TEPKİ Sayın Cumhurbaşkanımızın grup konuşmasında bir harekattan bahsetmesinin hemen ertesinde sayın Kılıçdaroğlu'nun sayın Cumhurbaşkanımızın kaçacağını söylemesi çok büyük bir sorumsuzluk olmuştur. Bu yabancıların diliyle etiketlemek olmasıdır. Bu yabancıların zamanlamasına baktığında Türkiye önemli bir dış politika müdahalesi gerçekleştiğinde, iç ve dış siyasette yeni bir reform ortaya çıktığı zaman olmuştur. CHP'de çok temel konularında ayrılıklarımız olabilir. Fakat CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturan Türkiye'nin milli güvenliği konusunda her zaman hassas olmuştur. Bunun tekniği, stratejisi konusunda, nasıl gerçekleşeceği konusunda ayrışabiliriz ama bu hassasiyeti göstermişlerdir. İlk defa CHP koltuğunun bu şekilde istismar edilmesi hem CHP hem de Türkiye için bir ilktir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun önüne bir belge getirildiğinde bunun önünü, arkasını iyi sorgulaması lazım. Kendisini bu duruma düşürmemelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'biz harekat gerçekleştireceğiz' demesinden hemen bir iki gün sonra oluyor bu. "BUNDAN RAHATSIZ OLAN ÇEVRE FETÖ ÇEVRESİDİR" Vatandaşlarımız öğrenci olarak, iş bulmak için başka ülkelere gittiğinde FETÖ'cüler istiyor ki kendilerinin organizasyonlarına muhtaç olsunlar. Bunlar kendilerini değişik kimliklerle gösterebilirler. Bunlara karşı sivil toplum örgütleri, Türkiye Cumhuriyeti birtakım imkanlar yaratıyorsa, meşru bir biçimde yurt açıyorsa bundan memnuniyet duyulması gerekir. Bundan rahatsız olan çevre FETÖ çevresidir. Buradaki mesele bunların bizim vatandaşlarımıza, ülkemize dönük olarak bu faaliyetleri engellemektir. Sayın Kılıçdaroğlu açıklamayı yapar yapmaz 'Bakın göreceksiniz gizli belge dediği şeyler açık kaynaklarda vardır' dedim. Nitekim ABD Bakanlığının internet sitesinde çıktı. Arkasından bir FETÖ'cü çıktı 'Ben bunları zaten 3-4 yıl önce söyledim' dedi. "SAYIN KILIÇDAROĞLU, KENDİSİ BİLE İNANMIYORDU" Sayın Kılıçdaroğlu, sayın Cumhurbaşkanımızın kaçacağını söylerken kendisi bile inanmıyordu. Şimdi çıkmışlar 'Cumhurbaşkanı ve AK Parti kaybetse bile sonuçlarına razı olmayacak' diyor. 'Çabalamaya devam edecekler' diyor. Buna bir karar verin; çabalamaya mı devam edecekler; yoksa kaçacaklar mı? Türkiye'nin milli politikalarına, kurumlarına husumet üretilemez. Tabii ki siyaset isteriz ki centilmenlik ile yürütülsün. Zaman zaman sertleşse de bir sınırda durulması gerekir. İki üç tane CHP'de aklı selim sahibi, şimdiye kadar siyasi tecrübesi olan, mantıklı, dengeli davranabilen arkadaşlar var. Onlardan iki üç taneyle istişare edilseydi, 'Lütfen bunu gündeme getirmeyin kendimizi saçma sapan duruma getirmeyelim' diyecekti. "SORUMSUZ VE VAHİM BİR YAKLAŞIM" Cumhurbaşkanımız terörle mücadele operasyonundan bahsedecek, iki gün sonra Cumhurbaşkanı Türkiye'den kaçacak diyeceksiniz, böyle sorumsuz ve vahim bir yaklaşım olabilir mi? Bunu defalarca yaptınız, her seferinde bu yaptıklarınız gitti duvara çarptı parçalandı. Bosna'da merhum Aliya İzzetbegoviç'in karargâhına mağara diyorsunuz. Bundan biz utanıyoruz. Yine de diyoruz ki, 'herhalde mantıklı davranırlar, düzeltirler' diye bekliyoruz. Bir sürçü lisan olabilir, bir yorgunluk anına denk gelebilir. Bazen 12 saat bekliyorum, bazen 24 saat bekliyorum düzeltirler diye. Düzeltilmeyince demek ki bunun arkasında duruyorlar. Siyasi alanı zehirlememek lazım. Siz siyasi aklı devre dışı bırakacaksınız, nefret siyaseti, yalan siyaseti, politik dedikoduculuğa savrulacaksınız. Peki o zaman demokrasinin gücü nasıl korunacak? İSVEÇ VE FİNLANDİYA'NIN NATO ÜYELİĞİ TALEBİ Türkiye'nin Finlandiya ve İsveç'e NATO üyeliği konusunda teröre destek vermemek şartıyla desteklenmesinden sonra ortaya çıkan tepkileri izliyoruz. NATO'nun açık kapı politikasını destekliyoruz. Ancak ilkeler çerçevesinde yoluna devam etmesi lazım. Daha önce 'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti' diyenler doğu kanadının güçlendirilmesini istiyor. İttifakın güçlenerek yoluna devam etmesini her zaman savunduk. Aynı şekilde Rusya'nın Ukrayna'yı işgal edilmesinden sonra Türkiye'nin argümanlarının ne kadar önemli olduğu görülmüştür. Bizim buradaki yaklaşımımız bütün bu gelişmelerin, Madrid'de ele alınacak zirvede terör konusunda, dayanışma konusunda ilkeli olmak çerçevesinde yürümesi gerekiyor. Çünkü NATO müttefiklik ruhu bir güvenlik mimarisidir. Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için mantığıyla kurulmuştur. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği her şey ittifakın ruhunu, mantığını yansıtan sözlerdir. Madrid'de bu yeni konsept tekrar ele alınacak. Türkiye kapsamlı yaklaşımını ortaya koyacak. Dünyanın birçok yerinde NATO müttefiklerinin belirli terör örgütlerini himaye ettiği, müsamahakar davrandığı gibi bir durum var. Bunun ortadan kaldırılması için çalışılması gerekirken, İsveç ve Finlandiya'nın bu politikaları değiştirmeden NATO'ya katılmasının NATO'yu güçlendirecek bir durumu yok. "TÜRKİYE'NİN TUTUMU NATO'YA KATKI SAĞLIYOR" Buradaki güvenliğin bütün üye ülkelerin toplam güvenliğini gözetecek bir şekilde ele alınmasıdır. Ortak güvenlik ve ortak çıkarlar için beraber çalışmayı taahhüt ettiğimiz bir ülkede terörist polis korumasıyla ülkemizi hedef alan eylem yapıyor. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Daha bu konuda tavrımızı koyar koymaz İsveç Dışişleri Bakanı, 'Bizim NATO'ya girmemizi isteyen güçlü ülkeler var, Türkiye'nin onları karşısına almayacağını düşünüyorum'. Böyle bir şey olabilir mi? Müttefiklerinizle nasıl konuşmanız gerektiğini öğrenmeniz lazım. Tam da NATO'nun konseptinin ele alınacağı süreçte Türkiye'nin tutumu NATO'ya katkı sağlayan bir tutumdur. "TÜRKİYE OTOMATİK ONAY MAKAMI MIDIR?" NATO'nun genişlemesine destek vermek NATO'nun güçlenmesi içindir. Türkiye ittifakın ruhuna, temel çerçevesine taahhütlerini yapmıştır. Daha sonra bunu takip eden Türkiye'nin içerisinde maalesef muhalefetin, hükümetin koyduğu bu tavra güçlü bir desteğini görmedik. Halbuki Türkiye'nin düşmanı olan, vatandaşlarımızın düşmanı olan terör örgütlerine karşı tavır konulduğu zaman muhalefetin daha çok sesini duyurması, milli politikaları hayata geçirmesi bakımından kıymetlidir. CHP'li birisinin yazdığı makalede Türkiye'nin bu tutumun taktiksel bir hata olduğunu söylüyor. Türkiye herhangi bir şekilde önüne gelen onay teklifi karşısında otomatik onay makamı mıdır? 'CHP İsveç ve Finlandiya'nın yanındadır' deniyor. Türkiye zaten bunu NATO içerine taşıyor. Madrid'de gündeme getirecek. Türkiye'yi bu şekilde önüne gelene onay vermesi gereken bir ülke olarak algılamak başlı başına bir zihniyet çarpıklığı. CHP adına teklif edilen bu yaklaşımını 12 Eylül'cülerin Yunanistan'ı kayıtsız şartsız geri dönüşüne onay vermekten ne farkı var? "NATO GENEL SEKRETERİ BÜTÜN ÜLKELERİN DENGESİNİ GÖZETMEK ZORUNDA" Katılmadığımız bir sürü politikasına rağmen CHP çizgisinde bunu reddedecek güçlü bir çizgisi olduğunu düşünürdük. Bunu reddetmediler. Türkiye'nin NATO içindeki ülkeler tarafından tepkiyle karşılaşması şaşkınlıkla karşılanmamalıdır deniyor makalede. Böyle bir şey olabilir mi? Teröre destek veren ülkelere destek verme dediğiniz için gelen tepkileri normal karşılıyorsunuz? Teröre destek verenlere yeri geldiğinde veto hakkımızı kullanmak, onları engellemeye çalışmak bizim en meşhur hakkımız. Türkiye Cumhuriyeti'nin diplomatik tarihi içinde bunlar defalarca yapılmıştır. O kadar kendi devletimizin aleyhine bir tutum ki. Onun arkasına istediğiniz kadar taktik önerilerde bulunun. NATO Genel Sekreteri çıkıyor, Türkiye terörden en çok zarar gören ülkelerin başında geliyor, kaygılarını anlıyoruz, hak veriyoruz diyor. NATO Genel Sekreteri bütün ülkelerin dengesini gözetmek zorunda. Türkiye'nin hassasiyetlerini dikkate alıyor ama CHP adına o makalede NATO Genel Sekreteri'nin hassasiyeti kadar bir hassasiyet görmüyoruz. "YUNANİSTAN'IN ŞIMARIKLIĞINA DİĞER ÜLKELERİ EKLEYEMEYİZ" Miçotakis geldi buraya ve Sayın Cumhurbaşkanımız ile görüştü. Görüşmede 'Sorunlarımızı iki ülke arasında çözebiliriz. Üçüncü ülkeleri araya sokmayalım' denildi. Bu konuda mutabık kalındı. Daha sonra ABD Kongresi'nde Türkiye'yi şikayet etti. Türkiye'ye F-16'ların verilmemesi gerektiğini söyledi. ABD Kongresi'nde yalvaran cümlelerle konuşması Yunan basınında da eleştirildi. Siz bulduğunuz her fırsatta başka ülkeler üzerinden bize tehdit savurmaya kalkarsanız bunun sonucu olmayacaktır. Şimdi adaların silahsız olması gerekmesi meselesine 'Modası geçmiş bir yaklaşım' diyorsunuz. Modası geçmişse meseleleri silahla çözmenin mi modası vardır? Böylesi mantıksız bir şey olabilir mi? Burada İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusundaki tutumumuzun ne kadar doğru olduğunu ortaya çıkarmıştır. AB içindeki Yunanistan'ın şımarıklığına NATO içindeki diğer ülkelerin şımarıklığını ekleyemeyiz. SEÇİM GÜVENLİĞİ POLEMİĞİ Bu herhangi bir dernek, kurum AK Parti'yle ilgisi yok. Birisi çıkmış 'biz bunlara sandığı teslim edemeyiz' demiş. Bu bizi niye ilgilendirir. Biz iktidarın değişimi ancak sandık yoluyla olur diyoruz. İktidarın sandık yoluyla değişimine karşı çıkanlar ortada, biz değiliz. Seçim güvenliğiyle ilgili büyük problemler olacak diye bir ton cümle kuruluyor. Türkiye'nin seçim güvenliği ile ilgili bir ton kapasitesi var. Geçen seçimlerde oy çuvallarının üzerinde yatan vatandaşlarımızı gördük. Hangi partiden olursa olsun gidip de orada bekleyen vatandaşlarımıza saygılarımızı sunuyoruz. İster bizim ister muhalefet partilerinden olsun. Hangi vatandaşımız o oyların başında duruyorsa, birileri müdahale edecekse eğer engelliyorsa bizim için saygıdeğerdir. "HER SEÇİM OLDUĞU GİBİ SAYGI GÖSTERİLECEK, BU KADAR BASİT" Seçimlerin yenilenmesi ya da itirazlar. Bunlar seçim kanunu ve YSK'nın düzenlemeleri içerisinde zaten düzenlenmiş. Biz seçimlere katılımın en yüksek olduğu ülkelerden bir tanesiyiz. Vatandaşlarımı gidecek, siyasi partilerden gözlemciler olacak, insanlar oyların sayılmasını bekleyecekler. Her seçim olduğu gibi saygı gösterilecek, bu kadar basit. Ben bu kürsüden o partilerle ilgili konuşup bir hata yapsam bir daha ağzımı açmam. Sandığın belirleyiciliği dışında kim açıklama yapıyorsa reddediyoruz. Sandığın iradesinin dışında kim başka bir iradeden bahsediyorsa reddediyoruz. CHP adına toplumu tehdit eden, CHP'ye yakın gözüküp de insanları tehdit eden bir sürü tweeti saysam burada basın toplantısını bitiremeyiz. Genel başkanımız hayatı boyunca defalarca seçime girmiştir. Sandığı lekelemeye, hakaret etmeye dönük hangi yaklaşım varsa ayağımızın altındadır. Demokrasi en büyük kazanımdır. Bu sandığımızın korunması için Başbakanlarımızı, bakanlarımızı şehit vermiş milletiz. Bizim için sandık kazanılmış mücadelenin, demokrasinin ürünüdür.

1 yıl önce

Tanju Özcan’dan kadın meclis üyesine tepki çeken sözler: “Ben evli barklı adamım”

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın belediye meclis toplantısında kadın bir meclis üyesine sarf ettiği sözler tepkilere neden oldu. CHP’li Özcan kadın meclis üyesine ”Bana niye el sallıyorsunuz, ben evli barklı adamım ayıp oluyor..!” dedi.

1 yıl önce

AK Parti'den Tanju Özcan'a tepki: Lanetliyoruz

https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1531342011202252800?s=21&t=AFX2k3D9W4RgcgbEwdYCSA AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın AK Partili kadın belediye meclis üyesine yönelik sözlerine tepki gösterdi. Sosyal medyadan açıklama yapan Çelik, "Tanju Özcan'ın kadın meclis üyemize dönük ahlaksız ve çirkin ifadelerini lanetliyoruz" dedi. https://twitter.com/omerrcelik/status/1531389282526629890?s=21&t=AFX2k3D9W4RgcgbEwdYCSA 'Bu saldırının tüm kadınları hedef alan bir ahlaksızlık olduğunu' belirten Çelik, siyasi ve hukuki olarak gereğini yapacaklarını kaydetti. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, belediye meclisi toplantısında AK Partili bir kadın belediye meclis üyesine "Bana niye el sallıyorsunuz, ben evli barklı adamım ayıp oluyor" demişti. https://twitter.com/bugunguncel/status/1531339306882695176?s=21&t=AFX2k3D9W4RgcgbEwdYCSA

1 yıl önce

İYİ Parti'li Çıray’dan ittifak ortağı CHP'li belediyeye tepki: İzmir kokuyor

CHP'li Tunç Soyer yönetimindeki İzmir'i esir alan kötü kokular ittifak ortaklarının da tepkisini çekti. İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, "Modern, medeni İzmirlilerin yaşadığı İzmir kokuyor" ifadeleriyle tepkisini gösterdi. https://twitter.com/tcaytunciray/status/1531572540321280002?s=21&t=nIkSPX_xqBBohD1U2XlsqA 'İZMİRLİLER YÜZLERCE MESAJ ATTI' Çıray, "İzmirliler bana yüzlerce mesaj yazarak "Siz İzmir Milletvekili olarak bu kadar bariz bir sorunu görmezden gelerek görevinizi yapmıyorsunuz " dediler Bunun bariz bir sorunu görmezden gelerek görevinizi yapmıyorsunuz, dediler. Bunun üzerine sorunu önce kapalı ortamlarda, şimdi de burada dile getirdim. İlgili kurum gereğini yapacaktır." ifadelerini kullanarak İzmir Büyükşehir Belediyesini ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliğini Bakanlığını etiketledi.

1 yıl önce

Bolu Belediyesi Meclisinin AK Parti'li kadın üyeleri, CHP’li Tanju Özcan'nın ahlak dışı ifadelerine tepki olarak toplantıya katılmadı

Mültecilere karşı ırkçı tutumu ile sık sık gündeme gelen Bolu Belediyesi'nin CHP'li Başkanı Tanju Özcan, yeni bir skandala imza atmıştı. Daha önce 'Benim bebeğim yok. Bana yardımcı olur musunuz?' diyen bir kadına gülerek cevap verdiğini anlatan Özcan, AK Parti'li kadın meclis üyesine "Bana niye el sallıyorsunuz, ben evli barklı adamım ayıp oluyor." ifadelerini kullanmıştı. Bu sözlerin ardından Bolu Belediyesi meclis üyesi Hacer Çınar, Tanju Özcan'a karşı koruma kararı alınması için başvuru yaptı. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın, belediye meclisindeki oylama sırasında el kaldıran meclis üyesi Hacer Çınar'a yönelik ahlak dışı sözler "Bana niye el sallıyorsunuz, ben evli barklı adamım ayıp oluyor" sözlerinin ardından Çınar, avukatı Fikret Çıracı aracılığıyla Bolu 1'inci Aile Mahkemesi'ne, kendisine yönelik Tanju Özcan'a karşı koruma kararı alınması için başvuru yaptı. MAHKEME, ÖZCAN'IN SÖZLERİNİ 'KADINA KARŞI PSİKOLOJİK ŞİDDET' KABUL ETTİ Mahkeme, Çınar'ın 'Tedbir' talebini kabul etti. Mahkemenin verdiği kararın gerekçesinde şu ifadeler yer aldı: "Belediye meclis toplantısında görüşülen konu hakkında yapılan açık oylamada mağdurun el kaldırarak oy kullandığı, aleyhine tedbir talep olunanın mağdurun oy kullanma sırasındaki hakaretini kendisine el sallama olarak yorumlandığı ve 'Bana niye el sallıyorsunuz hanımefendi , Allah Allah... Ama ayıp oluyor böyle el sallamak falan, ben evli barklı adamım öyle şey olmaz canım.' şeklinde beyanda bulunduğu, mağdurun söyleme karşı rahatsızlığını dile getirir şekilde beyanda bulunduğu, olayla ilgili 31 Mayıs tarihli paylaşımda da olaya dair, 'Görüyorsunuz ben orada sadece iffetimi korumaya çalışıyorum' şeklinde paylaşımda bulunduğu dikkate alındığında ve mağdurun el kaldırarak oy kullanma fiilinin belediye meclis oturumunda gerçekleşmesi, olay esnasında aleyhine tedbir talep olunanın yorumladığı şekilde el sallama gibi bir eylemin gerçekleşmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması, iffetine saldırı gerçekleştiğine, mağdurun kendisine ilgi gösterir mahiyette davranışta bulunduğuna yönelik ithamda bulunmasının mağdur yönünden küçük düşürücü söz ve davranış niteliğinde bulunduğu birlikte değerlendirildiğinde mağdur kadına karşı psikolojik şiddet kapsamında kaldığı ve eylemin sosyal medya, iletişim aracıyla gerçekleştiği kanaatiyle Tanju Özcan hakkında önleyici tedbir kararı vermek gerekmiştir." denildi. ÖZCAN'IN, ÇINAR'A YÖNELİK EYLEMLERİ DEVAM EDERSE HAPİS CEZASI GELEBİLİR Bolu 1'inci Aile Mahkemesi tarafından verilen ve Tanju Özcan'ın eylemini ilk devam ettirmesi halinde 10 güne kadar, daha sonra karara yönelik her aykırı hareketinde ise 30 güne kadar hapis cezası verilebileceğinin belirtildiği karar ise şu şekilde: "Tanju Özcan'ın hakkında verilen karar, korunan Hacer Çınar'a yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına, aleyhine önleyici tedbir istenilen Tanju Özcan'ın korunan Hacer Çınar'ı iletişim araçları ile veya sair suretle rahatsız etmemesine, şiddet veya şiddet uygulama tehlikesinin devam edeceğinin anlaşılacağı hallerde re'sen veya talep üzerine tedbir süresinin veya şeklinin değiştirilebileceğinin, kaldırılabileceğinin veya aynen devamına karar verilebileceğinin ihtar olunmasına, aleyhine önleyici tedbir kararlarına aykırı hareket etmesi halinde üç günden 10 güne kadar zorlama hapsine tabi tutulacağı, aykırı hareketin her tekrarında 15 günden 30 güne kadar zorlama hapis cezasına karar verileceğinin bu kararın tebliğ sureti ile şiddet uygulayana ihtar olunmuş sayılmasına, iş bu tedbirin 30 gün süre ile geçerli sayılmasına karar verilmiştir." TÜRKİYE'DE İLK Böylece Kadına Karşı Şiddet Yasası kapsamında Türkiye'de ilk kez bir belediye meclis üyesinin belediye başkanından korunmasına karar verilmiş oldu. BOLU BELEDİYE MECLİSİNİN AK PARTİ'Lİ KADIN ÜYELERİNDEN BAŞKAN ÖZCAN'A TEPKİ Bolu Belediyesi Meclisinin AK Parti'li kadın üyeleri, Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın Mayıs Ayı Belediye Meclisi Toplantısı'nda AK Parti'li üye Hacer Çınar'a yönelik kullandığı ifadeye tepki göstermek amacıyla toplantıya katılmadı. Bolu Belediyesi Haziran Ayı Meclis Toplantısı'nın birinci oturumu, Belediye Meclis Salonu'nda gerçekleşti. Toplantı öncesinde yoklama yapan Özcan, mazeretleri nedeniyle toplantıya katılmayan 7 üyenin isimlerini okudu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Oturak, "Normal şartlarda bugün AK Parti grubu olarak toplantıya katılmamayı düşünmüştük lakin meclisin çalışmalarının aksamaması, hizmetini devam ettirebilmesi açısından, en son mecliste yapmış olduğunuz bayanlara karşı saygısızlık neticesinde bayan arkadaşlarımız katılmadı. Aynı zamanda kadın arkadaşlarımız sizi kınadıklarını da iletmemi söylediler." dedi. Belediye Başkanı Özcan ise, "Arkadaşlar, ben olayın mağduruyum. Bir de çıkmış bazıları özür dile diyor. Ne özür dileyeceğim. Özür dilenecek bir şey yapmadım ben." diye konuştu. Hayatı boyunca kadınlara saygısızlık yapmadığını söyleyen Özcan, "Geçen sefer bir olayı anlattım. 'Bundan dolayı yanlış anlaşılmaya açık.' dedim. 'Özür diliyorum.' dedim ama bu olayda özür dilenecek olan benim, tekrar ediyorum." ifadelerini kullandı. Dilek ve temenniler bölümünde yeniden söz alan Oturak, şunları söyledi: "Mağdur olduğunuzu söylüyorsunuz. Ben sizin mağdur olduğunuzu düşünmüyorum. Yapmış olduğunuz fiilden dolayı mağdur oluyorsunuz. Yani ateş yakan siz, kıvılcımı yakan siz, sonra yangının içinde kalan yine siz. Dolayısıyla siz böyle bir harekette bulunmamış olsaydınız bunlar olmazdı."

1 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten Yunanistan'a tepki: Kabul edilemez!

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Yunanistan'ın Türkiye karşıtı politikaları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çelik'in Twitter adresinden yaptığı açıklamalar şöyle: "Yunanistan’ın Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanımızı hedef alan açıklamaları kabul edilemez. Bu saldırgan propagandalarla varılacak hiçbir yer yoktur. Yunanistan hükümeti başka ülkelere Türkiye’yi şikayet eden dilekçeler yazarak sorunları çözemez." "Türkiye’nin “mavi vatan”ımızdaki faaliyetleri egemenlik haklarımıza ve hukuka dayanmaktadır. Yunanistan’ın hak ve menfaatlerimize dönük dikkatli bir dil kullanması gerekir. Başka ülkelerin aşırı beyanları egemenlik alanımızda ve hukuk karşısında hiçbir şey ifade etmez." "Yunanistan başka ülkelerin kendisine verdiği desteğin karşılığında ne beklediklerini iyi değerlendirmelidir.En sağlam yolun sorunları Türkiye ile masada çözmek olduğunu anlamalıdır. Yunanistan adaların silahlandırılması ile hukuksuz bir yolu tercih etmektedir. Bu çıkmaz sokaktır." "Yunanistan’ın hukuksuzluğuna kabile dayanışması mantığıyla destek veren ülkeler Türkiye-Yunanistan ilişkileri konusunda iyi niyetli değildir." "Fransa’nın sürekli tahrik edici açıklamalar yapması diplomatik çözümlere zarar vermektedir." https://twitter.com/omerrcelik/status/1532699473775939587?s=21&t=2k3p7yVu1QdNsLl8E1susQ

1 yıl önce

BirGün Gazetesi Yayın Koordinatörü İbrahim Varlı'dan Yılmaz Özdil'e 'Deli Çavuş' tepkisi

Peker'in yalan videolarını destekleyen Sözcü yazarı Yılmaz Özdil ise, Deli Çavuş adlı hesabının İbrahim Varlı'yla ilgili sözlerine destek vererek "Şık bir medya analizi…" ifadeleriyle paylaştı. Gazeteci Varlı, "Oluk oluk kan akıtacağını söyleyen suç örgütü elebaşısının sözlerini “şık” bulan bir “Yozdil”... Düşünün medyanın hallerini..." ifadelerini kullandı.  Sedat Peker'e ait olduğu öne sürülen 'Deli Çavuş' adlı hesap televizyon yayınında kendisiyle ilgili değerlendirme yapan BirGün Gazetesi Yayın Koordinatörü İbrahim Varlı'yı hedef gösterdi.  Yılmaz Özdil de Deli Çavuş'un ifadelerine destek verdi  Sözcü Yazarı Yılmaz Özdil Twitter hesabından, 'Deli Çavuş'un bu tweetlerini paylaşıp "Şık bir medya analizi…" notunu düştü. İbrahim Varlı ise Özdil'in paylaşımını alıntılayıp, "Oluk oluk kan akıtacağını söyleyen suç örgütü elebaşısının sözlerini 'şık' bulan bir 'Yozdil'... Düşünün medyanın hallerini..." dedi." 

1 2 ... 46 47 48 49 50 51 52 ... 139 140