Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Mardin'de bir otelde düzenlenen "Türkiye Yüzyılı-Değerlerin Yüzyılı" programında gençlerle bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'helalleşme' açıklamalarına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer helalleşmeye geleceksen, önce 10, 11, 12, 13, 14, 15 yaşındaki kızları Kandil'e kaçıranlar var ya onlarla kol kola gezmeyi bırak, onlarla beraber olmayı bırak. Bu nasıl helalleşme? Kimi aldatıyorsun? Kimi kandırdığını zannediyorsun? Bu millet artık bunları yutmaz ve 2023 bunun cevabı olacak." dedi.
İsveç'in FETÖ'cü Bülent Keneş'in iade talebini reddetmesiyle ilgili konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bülent Keneş'in iadesi yönündeki talebimizin karşılanmaması çok olumsuz bir gelişme. Biz artık somut adımlar görmek istiyoruz. Beklentimizin karşılanması gerekiyor. PKK mensubu kişiler de var istenilenler arasında. Öyle bir kişiyi iade ettik, kapatalım diyorlarsa olmaz. Listede ne varsa onu yerine getirmekle yükümlüler." dedi. İSVEÇ DIŞİŞLERİ BAKANI TÜRKİYE'YE GELECEK Meseleyi kapatma beklentisinin gerçek olmadığını belirten Çavuşoğlu, "Bir kişiyi iade ettik. Ama bir kişiyi iade ettik meseleyi kapatalım gibi beklentileri varsa, bu gerçekçi değildir. İsveç Dışişleri Bakanı, Perşembe günü Ankara'ya geliyor. Kendisiyle görüşmelerimizi gerçekleştireceğiz." ifadelerine yer verdi. İSVEÇ'İN SKANDAL KARARI Ülkedeki Yüksek Mahkeme, Türkiye’nin özellikle iadesini talep ettiği terör örgütü FETÖ üyesi Bülent Keneş’in iade edilemeyeceğini karara bağladı. Bu da NATO üyeliği konusunda Türkiye ile İsveç’in arasındaki uzlaşıyı zora sokabilecek bir gelişme olarak görülüyor. İsveç Yüksek Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isim vererek gönderilmesini talep ettiği FETÖ üyesi Bülent Keneş’in iadesini durdurdu. Keneş’in iadesi, Türkiye’nin, İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanması için açıkladığı şartlar arasındaydı. Mahkemenin dün açıkladığı kararda, iadenin önünde birkaç engel olduğu kaydedilirken, FETÖ’cü Keneş’in siyasi konumu nedeniyle “zulüm görme” riski olduğu iddia edildi, iadenin gerçekleştirilemeyeceği bildirildi. Fransız haber ajansı AFP de, mahkemenin, Keneş’in iadesini “çeşitli handikaplar” nedeniyle durdurma kararı aldığını, bu noktada “Keneş’e yönelik suçlamaların siyasi olmasını” ve “Keneş’in İsveç’te mülteci statüsüne sahip olmasını” karara gerekçe gösterdiğini yazdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Kasım’da İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile düzenlediği ortak basın toplantısında, FETÖ üyesi terörist Keneş’in iadesinin “kendileri için büyük önem arz ettiğini” söylemişti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki adaylık geriliminde bugün yeni bir gelişme yaşandı. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nu CHP Grup Toplantısı’na davet etti. İkili toplantı öncesi görüştü, salona birlikte girdi. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun adaylığının önünü net şekilde kapatırken, kendi adaylığını ilan edercesine ifadeler kullandı. İmamoğlu’nun fonladığı medyada yer alan Oda TV’nin sahibi Soner Yalçın, İmamoğlu’nun bu toplantıda konuşturulmamasına imalı bir tweet ile tepki gösterdi. “SAKSI OLSUN DİYE Mİ ÇAĞIRDIN?” Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından bir paylaşım yapan Gazeteci Soner Yalçın, “Kılıçdaroğlu, siyasi yasak getirmek istenen İmamoğlu’nu neden kürsüye davet etmedi? İstanbul’dan saksı olması için mi çağırdı?” dedi. İMAMOĞLU’NUN KONUŞMA METNİ ELİNDE KALDI Gazeteci Nevşin Mengü, İmamoğlu’nun bir konuşma metni hazırladığını, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun kürsüye davet etmesi ihtimaline karşı hazırlıklı olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, mahkeme kararı sonrası adaylığı öne çıkan İmamoğlu’nu kürsüye davet etmedi, herhangi bir konuşma yaptırmadı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara’da Yemen Cumhuriyeti Dışişleri ve Yurtdışındaki Yemenliler Bakanı Ahmed Awad Bin Mubarak ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları; "Yemen'e giremeyen AFAD temsilcilerimizin listesine Sayın Bakan'a verdik. Onların girmesiyle yardımlar daha da artacak. Güvenlik şartları geliştikçe yardımlarımız daha da artacak. TALİBAN'DAN KIZLARA EĞİTİM YASAĞI Kız öğrencilerine yönelik eğitim yasağı gerçekten bizleri derinden üzdü. Bu yasak İslami de değil insani de. Biz bu kararı reddediyoruz. Taliban’ın bu kararından vazgeçmesini bekliyoruz. Biz Afganlı kardeşlerimize eğitim, burs vermeye devam edeceğiz."
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç yaptığı açıklamada, New Jersey Senatörü ve ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Menendez'in, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yönelik iddialarına tepki gösterdi. 'NE DEDİĞİNİ BİLMİYOR' Menendez'in muhatabının Cumhurbaşkanı Erdoğan olmadığını söyleyen Kılıç, Menendez'in iddialarını "uluslararası hukuktan ve gerçeklerden yoksun" olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Türkiye'nin duruşunu açıkça ortaya koyduğunu dile getiren Kılıç, "Dünyanın çeşitli bölgelerinde insanlar yalnızca inançları, renkleri ve dillerinden dolayı zulme uğrarken yurtlarından edilirken Türkiye'nin mazlumlara nasıl kucak açtığını, destek verdiğini tüm dünya biliyor. Türkiye, nüfus oranına göre en fazla mülteciyi barındıran ülke. Bunu kimse tartışamaz" diye konuştu. Menendez'in, Ermeni "soykırımı" ile Türkiye ve Yunanistan arasındaki yaşananları diline doladığını anlatan Kılıç, "Tamamen iç siyasi saiklerle ne dediğini de bilmeden, araştırma yapmadan konuşmaya devam ediyor. Biz bugüne kadar kendisinin içi boş sözlerine cevap vermedik, ciddiye almadık ama Sayın Cumhurbaşkanı'mızı şahsen hedef alması nedeniyle devletimizi ve milletimizi doğrudan hedef aldı. Bunun için kendisine gereken cevabı vereceğiz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Başbakanlığı döneminde Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan'a bir mektup göndererek, 1915 dönemine ait gelişme ve olayları incelemek için ortak komisyon kurulması yönündeki önerisini resmen ilettiğini anımsatan Kılıç, "Ermenistan tarafından halen bu mektuba cevap verilmedi. Menendez'in tutup da bu konuda Türkiye ve Cumhurbaşkanı'mızla ilgili ipe sapa gelmeyen birtakım iddiaları ortaya atmaya çalışmasının ne anlamı var? Sanırım Menendez bunlardan haberdar değil. Bilgisiz konuştuğu için bu konuları kendisine hatırlatıyorum" dedi. Kılıç, "Menendez'in, Yunan ve Rum lobilerinin verdiği bilgileri incelemeden, doğrulamadan, gerçekliğini araştırmadan, ortaya atılan tezlerin uluslararası hukuka uygun olup olmadığını incelemeden içi boş açıklamalarda bulunduğunu" kaydetti. 'İPE SAPA GELMEYEN İDDİALAR' Menendez'in, ABD Kongresi'ndeki sunumunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile birlikte çekilen fotoğrafını gösterdiğine değinen Kılıç, "Senatör Menendez ne dediğinin de ne yaptığının da farkında değil. Boş işlerle uğraşan, dürüst siyaset yapmayan kişiler ipe sapa gelmeyen iddialarda bulunuyorlar. Senatör Menendez, bizi tehdit ederek, bize yaptırımlar uygulanacağını havaya savurarak hiçbir şey elde edemez" ifadelerini kullandı. Menendez'in, seçimde harcamak üzere aldığı mali desteklerle ilgili inceleme yapıldığını aktaran Kılıç, "Bakalım, bunun sonucunda ne ortaya çıkacak?" diye sordu. 'FETÖ SUFLE VERİYOR' "Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin, ne dediğini bilmeyen insanların sözlerine esir edilecek kadar basit olmadığını" vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti: "Biz, ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi temsilcileriyle görüşmelerimizi yapacağız. Ülkelerimizin arasında parlamenter seviyedeki görüşmeler devam edecek. Senatör Menendez'in ön yargılı olması ve Türkiye'ye karşı bu kadar olumsuzluklar içinde açıklama yapmasının altında destek aldığı, kendisini fonlayan lobilerin ve ABD yönetimi ile ABD yargısının halen hareket alanı sağladığı FETÖ'nün olduğunu düşünüyorum. Ortada hiçbir şey yokken Türkiye'ye karşı bu kadar nefret dolu olması, husumet beslemesinin altında kendisini destekleyen, maddi kaynak aktaran, sosyal medyada ve farklı platformlarda kendisinin üzerinde baskı oluşturan bu lobiler var. Yaptığımız analizde, sanırım FETÖ, Senatör Menendez'in kulağına birtakım sufleler veriyor ve bu doğrultuda kendisini kullanıyor."
Bakan Soylu sosyal medya hesabı Twitter’dan yaptığı açıklamada, “HDPKK’nın kontrolüne girmiş bir CHP... Perukla kaçarken yakalanan terörist vekilin Gazi Meclis’te görevinin devam etmesi için oy kullandı. Devlete; kara para, uyuşturucu, kimyasal silah iftiraları at, sonra da teröristlere sahip çık. Yazıklar olsun” dedi. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1606194218250092544?s=46&t=W-8F9hOvOkFxB2EoL3m98Q https://twitter.com/genelgundem/status/1605996086950182913?s=46&t=W-8F9hOvOkFxB2EoL3m98Q
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, PKK’nın yayın organı Medya Haber TV’de kimyasal silah iftirası atan Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, bugün Çağlayan adliyesinde hakim karşısına çıkıyor. TTB Yönetimi, İnsan Hakları Derneği, HDP milletvekilleri, Çağdaş Hukukçular Derneği’nin de imzasını taşıyan bir bildiriyle, Fincancı’ya destek için adliye önünde toplanma çağrısında bulundu. Türk hekimleri çağrıya tepki gösterdi. ‘TÜRKİYE KARŞITI KAMPANYANIN ÖZNESİ OLMAYACAĞIZ’ İzmir Hekim Güçbirliği, Dr. Suat Kaptaner imzalı bir metin yayınlayarak çağrıyı kabul etmediğini ilan etti. Açıklamada “Fincancı, Türkiye Cumhuriyeti’nin binlerce insanın katili PKK silahlı terör örgütüne karşı verdiği mücadeleyi, kimyasal savaş iftiralarıyla durdurmaya çalışan PKK’nın iddialarına destek olan açıklamaları nedeniyle yargılanacaktır. Türk hekimleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kimyasal savaş suçlusu olarak yargılanmasını hedefleyen kampanyaların öznesi olmayacaktır” ifadeleri yer aldı. Hekim örgütleri, Aydınlık’a yaptığı açıklamalarda, Fincancı’nın Türk hekimleriyle ilgili bir davadan değil, Türkiye’ye ve TSK’ya iftira atması nedeniyle yargılandığına dikkat çektiler, Türk hekimlerinin bu eylemi desteklemediğini söylediler. ‘TTB’Yİ ARACI OLARAK KULLANDI’ Kayseri Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Türkmen Arıkan: Mevcut TTB yönetimi Türk hekimlerinin haklarını savunmaktan uzak. TTB’yi önceden beri kendi ideolojilerini savunma aracı olarak kullanıldığı aşikar. Bu davet tabip odaları tarafından karşılık görmeyecektir. Diğer gruplardan getirebilirler ama odalar bu çağrıya karşı çıkacaktır. Nitekim bu süreci takip ettiyseniz, eskiden kendilerini desteklemiş odalar bile Şebnem Korur Fincancı’nın yaptığı asılsız iddialar karşısında tepkilerini dile getirmişlerdir. Burada gördüğünüz gibi hekimler bunu desteklememektedir. ‘TÜRK ADINDAN ŞEREF DUYUYORUZ’ Ordu Tabip Odası Başkanı Dr. Ali Coşkun: Türk hekimleri, Türk Tabipleri Birliği’nin başındaki Türk ibaresinden şeref duymaktadır. Türk hekimlerinin çoğunluğu Şebnem Korur Fincancı yönetimi düşüncesinde asla değildir. Tüm Türk hekimleri, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve ülkemizi aşağılayıcı şekilde verilen demeç karşısında tepki göstermiştir. Dolayısıyla Türk hekimleri bu çağrıya katılmayacaktır. ‘HEKİMLERLE İLGİSİ YOK’ Cumhuriyetçi Hekimler Grubu 2.Başkanı Hikmet Çevik: Çağrı baştan aşağı hekimleri ve kamuoyunu aldatmaya dönük bir çağrı. Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Financı, hekimlerle ilgili bir meseleden değil, TSK’ya kimyasal silah iftirası attığı için yargılanıyor. O nedenle bu meselenin hekimlerle ilgisi yok. Türk Tabipler Birliği’nin savunulması ile ilgili bir mesele de yok. Şu an ki TTB’ye dönük bir müdahaleymiş izlenimi yaratılıyor. Böyle bir durum söz konusu değil. ‘KONUŞTUĞU YER PKK’NIN YAYIN ORGANI Hekim-Sen Başkanı Adil Kurban: Şebnem hanım konuşma sırasında PKK’nın yayın organına çıkıyor, olayın kimyasal bir saldırı olduğunu destekleyecek mahiyette ifadeler söylüyor, akabinde olayı tasdik ediyor ve bu bir kimyasal saldırıdır diyor. PKK’yla ilişkili çalışan, PKK’yı destekleyen bir kanalda beyanatta bulunuyor, olayın kimyasal bir saldırı olduğunu iddia ediyor ve teyit ediyor. Konuştuğu yer terörü temsil eden insanlar. Olayın tamamı, onun suçsuz olmadığını gösteriyor zaten.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başlıkları; Konferansta hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı gibi başlıklarda verimli tartışmaların yapılacağına inanıyorum. Devletin görevi vatandaşlarına her alanda 1. sınıf hizmet vermektedir. Yasamadaki uyumsuzluk hem yargıyı hem yürütmeyi engeller. Yargıdaki aksaklıklar sistemin tamamında soruna yol açar. Türkiye yakın tarihinde bu tür krizlerin acısını çekmiştir. Devler ancak adalet üzerindeki yükselir, gelişir, güçlenir, büyür. Adalet sadece mülkün temeli değil, devleti bir arada tutan kilit taşıdır. Adalet dağıtmayan devlet yıkılıp gitmeye mahkumdur. Uzlaşmacılık ve arabuluculuk sistemi ile taraflara kolaylık getiren alternatif yolları uygulamaya koyduk. Önümüzdeki yıl yasama ve yargıyı güçlendirecek yeni reformları ülkemize kazandırmak istiyoruz. Hak ve özgürlükleri ilgilendiren her meselede tavrımızı insan öncelikli olarak belirliyoruz. Sömürgeci döneme ait bir hastalık olan oryantalizm uluslararası siyaset ve hukuk camiasında mevcudiyetini koruyor. Suriyeli mazlumların feryatları Türkiye ve bir avuç kuruluş dışında kimsenin umrunda olmadı. Suriye krizi karşısında insanlık iyi bir imtihan veremedi. Bombalar ve altında can veren çocuklarına acısı vicdanları harekete geçirmedi. Batı komşumuz Yunanistan'ın göçmenlere karşı sergilediği tavır artık vahşet boyutunda vardı. Batı ülkeleri de bir tepki göstermiyor. 15 Temmuz gecesinde 250 vatandaşımızı şehit eden teröristler bugün birçok Avrupa ülkesinde özgürce geziyor. Tanımı, sınırı, çerçevesi olmayan siyasi sığınmacı kavramının arkasında teröristler korunuyor.
