03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

New York Times Filistinlilere destek veren ünlüleri hedef gösterdi

İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını kınayan ve Filistin’e destek veren Bella Hadid, Gigi Hadid ve Dua Lipa’yı hedef gösteren New York Times gazetesindeki ilan tepki gördü. Filistin asıllı ABD’li modeller Bella Hadid ile kardeşi Gigi Hadid ve yine Filistin’e destek veren şarkıcı Dua Lipa, New York Times (NYT) gazetesinde yer alan tam sayfa bir ilanda “İsrail’i kınayıp Hamas’a sessiz kalmakla” itham edilerek hedef gösterildi. Skandal ilanın, Bella Hadid İsrail devleti tarafından tehdit edildikten birkaç gün sonra yayınlanması da dikkati çekti. Amerikalı haham Shmuley Boteach’in başında olduğu “Dünya Değerler Ağı” adlı örgüt tarafından verilen ilan, Filistin’e destek veren üç ünlü ismi doğrudan hedef gösterdi. Örgüt sosyal medyada yoğun tepkilerle karşılaştı. Paylaşımlarında bu ilanı basan NYT gazetesine de tepki gösteren çok sayıda kullanıcı, gazetenin böyle bir ilanı yayınladıktan sonra tarafsızlığını koruduğunu iddia edemeyeceğine vurgu yaptı. FOTOĞRAFLARINA DA YER VERİLDİ Hadid kardeşler ile Lipa’nın fotoğraflarına yer verilen ilanda, “Bella, Gigi, Dua; Hamas ikinci Holokost çağrısı yapıyor. Onları derhal kınayın.” ifadeleri kullanıldı. Hadid kardeşler sosyal medya hesaplarından tepki göstermişti. Bella Hadid, olayların başladığı ilk günlerde sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Eğer Amerikalıysanız bilin ki ödediğiniz vergilerin bu yaşananlarda payı var! İsrail’e her yıl 3,8 milyar dolar ödüyoruz. Bunu biliyor muydunuz?” demişti. İKİ YÜZLÜLÜK ÖRNEĞİ Yeri geldiğinde gazetecilik ilkeleri, insan hakları, ve kadın hakları meselesinde bayraktarlık yaptığını savunan Amerikan gazetesinin, konu İsrail’e geldiğinde bu değerleri bir çırpıda rafa kaldırması hatta üç kadını tehdit eden bir ilana onay vermesi iki yüzlülük olarak değerlendirildi. NYT’nin üç ünlü ismin açıkça tehdit edildiği fotoğraflı ilanı yayınlaması ve gelen tepkilere sessiz kalması editoryal çerçevede İsrail konusunda taraf olduğunu gösterdi. LİPA’DAN SERT CEVAP Öte yandan Dua Lipa, Filistin’e destek verdikleri için kendisiyle birlikte Gigi ve Bella Hadid’i Yahudi karşıtı ilan eden, The New York Times’ta yayımlanan reklamı resmi Twitter hesabından sert biçimde eleştirdi. Lipa, Yahudi kuruluşu World Values Network’ün “çirkin kampanyalarını yalan ve bariz yanlış beyanlarla” ilerletmek için “utanmadan” ismini kullandığını söyledi. İngiliz şarkıcı, “The New York Times’ta yayımlanan World Values Network’ün reklamındaki yanlış ve dehşet verici iddiaları tümüyle reddediyorum. Hem İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün hem de İsrailli insan hakları kuruluşu B’Tselem’in zulüm ve ayrımcılıkla suçladığı İsrail hükümetinin Filistin’deki eylemlerine karşı Filistinlilerin haklarını savunmak için ödediğimiz bedel bu.” mesajını paylaştı.

2 yıl önce

New York Times: İsrail'in ABD'ye bağımlılığı azaldıkça ABD'nin tesir gücü de azalıyor

New York Times’ta “İsrail’in ABD’ye bağımlılığı azaldıkça ABD’nin tesir gücü de azalıyor” başlıklı haberde İsrail’in ABD karşısında ulaştığı askeri ve diplomatik konumu değerlendirildi. İsrail’in Filistin politikaları nedeniyle etrafındaki düşmanlarına karşı 50 yıldır ABD’nin siyasi ve askeri desteğine ihtiyaç duyduğu belirtilen haberde, ancak bu bağımlılığın artık sona ermeye başladığı savunuldu. Haberde, "İsrail hala Amerikan yardımından büyük ölçüde yararlanırken, güvenlik uzmanları ve siyasi analistler, ülkenin sessizce ABD’den etkili bir özerklik geliştirdiğini ve hatta bunu elde etmiş olabileceğini söylüyorlar." ifadesine yer verildi. 'İSRAİL'İN ARTIK AMERİKAN GARANTİSİNE İHTİYACI YOK' İsrail’in artık kendi askeri teknolojisini ürettiği, diplomatik olarak kendi kendine yetecek şekilde Washington’dan bağımsız olarak yeni ittifak arayışlarına gittiği savunulan haberde, "İsrailliler kültürel olarak bile Amerikan onayına daha az duyarlı ve Washington ile iyi geçinmeleri için liderlerine daha az baskı uygular hale geldi." değerlendirilmesi yapıldı. "İsrail'in artık kendisini çoğunlukla barış yaptığı komşu ülkelerden korumak için Amerikan güvenlik garantilerine ihtiyacı yok. Kendisini, İsraillilerin büyük ölçüde katlanılabilir bulduğu ve olduğu gibi sürdürmeyi desteklediği Filistin çatışmasında Amerikan ara buluculuğuna ihtiyacı olduğunu da görmüyor.” İsrail'e yapılan ABD yardımlarının 1981’de ülke ekonomisinin yüzde 10’una denk gelirken 2020’deki 4 milyar dolarlık yardım ile bu oranın yüzde 1'e gerilediğine işaret edilen haberde, İsrail’in ABD’den bağımsızlaşmaya başladığına da son Gazze saldırısı örnek gösterildi. Haberde, Washington’ın geçen haftaki çatışmalara etkisinin azaldığını kabul ettiği öne sürülürken ateşkes çağrısını bile Demokratların içindeki yenilikçilerin baskısıyla Mısır’ın ara buluculuğunda olay son aşamaya geldiği zaman dile getirebildiği kaydedildi. LİBERAL OLMAYAN ÜLKELERLE İLİŞKİLER GELİŞTİRDİ İsrail’in Amerikan korumasına çok fazla ihtiyaç hissetmediği diğer bir alanın da daha önce kendisine tehdit olarak gördüğü "uluslararası izolasyon" sorunu olduğu öne sürüldü. “İsrail bir zamanlar, 'demokratik standartlara uyması' talebi ile kendisine meşruiyet sağlayacak Batı demokrasilerinden kabul arayışı içindeydi.” değerlendirmesine yer verilen makalede, ancak İsrail’in bugün Filistinlilere yönelik muamelesini kınamak bir yana, politikalarını takdir eden Brezilya, Macaristan, Hindistan gibi liberal olmayan yeni ülkelerle ilişkilerini geliştirdiğinin altı çizildi. İsrail’in diplomasi alanında ABD’den bağımsız hale geldiği kaydedilen makalede, "Amerikalı diplomatların, yumuşak bir tesir gücü olarak uzun süredir kullandığı Washington’un İsrail’in demokratik kimliğine verdiği destek her yıl daha az anlam ifade ediyor." yorumu yapıldı. Washington’dan geçen Ortadoğu barış süreci konusunda İsrailli liderlerin artık Amerikalıları iyi niyetle barış aradıklarına ikna etmeleri gerekmediği vurgulanan makalede, "Şimdi, yaklaşık 50 yıldır İsrail-Filistin çatışmasına son vermek için (ABD'nin) kullanmadığı bu etkisi, eğer bu hala bitmediyse bile yakında tamamen ortadan kalkabilir." cümlesi de yer aldı. İsrail’in büyük güçten bağımsızlık arayan tek küçük devlet olmadığına işaret edilerek, "Ancak bu durum bir yönden sıra dışı: İsrail’in askeri ve diplomatik bağımsızlığını inşa ederek kendi nüfuzunu aşındıran yine Amerikalılar oldu.” tespiti paylaşıldı.

2 yıl önce

New York Times Biden'ın Afganistan'dan geri çekilme planının aynen devam edeceğini yazdı

New York Times gazetesinde yer alan ve adı açıklanmayan üst düzey yetkililere dayandırılan habere göre Beyaz Saray, Afganistan planını revize etmeyi düşünmüyor. Taliban'ın ülkedeki hızlı ilerleyişi karşısında nasıl bir adım atacağı merak edilen Washington yönetiminin geri çekilme planına sadık kalacağını kaydeden yetkililer, Kunduz kentindeki gelişmeleri yakından takip ediyor. Yetkililer Taliban'a yönelik sadece sınırlı hava saldırılarının düzenlendiğini, ancak bunun ötesinde daha kapsamlı bir adım atılmasının beklenmediğini ifade etti. Gazeteye konuşan bir yetkili, Afganistan'da 650 civarında Amerikan askerinin kaldığını ve geri çekilme planının belirlendiği şekilde sürdüğünü belirtti. Afgan hükümet güçlerinin Taliban'a karşı kontrolü kaybettiği vilayet merkezi sayısı, kuzeydoğudaki Tahar vilayetinin merkezi Talukan kentinin de örgütün eline geçmesiyle 5'e yükselmişti. Taliban, Afganistan topraklarının yüzde 80'den fazlasını kontrol ettiğini öne sürüyor. Zaman zaman savaş uçaklarıyla Afgan ordusuna destek veren ABD'nin askeri faaliyetleri, ay sonunda bitecek. Birleşmiş Milletlere (BM) göre, Taliban saldırıları ve çatışmalarda, son bir ayda binden fazla sivil hayatını kaybetti. Afganistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu, mayıs başından ağustosa kadar yaklaşık 1 milyon sivilin evlerinden olduğunu açıkladı.

2 yıl önce

Milli Eğitim Bakanı Özer: Yüz yüze eğitime katılım zorunlu

Eğitim Bakanlığı (MEB) okulları bugün tüm sınıf seviyelerinde yüz yüze eğitime açıyor. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 6 Ağustos tarihinde yapılan devir teslim konuşmasında bu kararlılığı açıkça dile getirerek “Salgın dolayısıyla çocuklarımızın bedensel ve zihinsel olarak daha fazla olumsuz etkilenmelerine müsaade edemeyiz. Artık okulları kapalı tutma lüksümüz yoktur” demişti. Kabine’de de bu karar alındı ve süreç başladı. Sağlık ve İçişleri Bakanlıkları da gerekli kararları alarak okulların açılmasına destek veriyor. MEB ve Sağlık Bakanlığı birlikte ‘Covid-19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken Önlemler Rehberi’ hazırladılar. Bugün 18 milyonu aşkın öğrenci ve 1 milyon 130 bin öğretmen ders başı yapıyor. Güvenlik elemanından servis sürücüsüne, kantinciden temizlik görevlisine çok sayıda personelin de işlerinin başında olacağı düşünülürse 20 milyondan fazla kişi bugün okullarda olacak. Ancak bir yandan da pandemi devam ediyor. Okullarımızda pandemi dönemi öncesiyle bugün arasında ne farklar olacak, ne gibi tedbirler alındı, öğrenci, öğretmen ve veliler nasıl uygulamalarla karşılaşacak? Hürriyet bu soruları Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e yöneltti. Öğrenci devamlılığı zorunlu mu? Okullarımız tüm kademelerde haftada beş gün ve yüz yüze eğitimle açılıyor. Yüz yüze eğitime katılım zorunlu olacak. Ancak yönetmelikte tanımlı mazereti olanlar, Sağlık Bakanlığı e-nabız sistemindeki kronik hastalıklar listesinde yer alan hastalığa ait raporu olan öğrenciler ve CovId-19 tanılı veya temaslı olan öğrencilerimiz okula gelmeden EBA-TV ve dijital platformlar üzerinden derslerini takip edebilecekler. Mazeret kapsamına neler girecek? Evden çıkması sağlığı açısından risk oluşturan ve buna dair sağlık kurulu raporu bulunan özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilere rehberlik ve araştırma merkezlerince alınan “evde eğitim” kararı doğrultusunda ders yılı boyunca il/ilçe milli eğitim müdürlüğünün planlamasıyla evde eğitim hizmeti verilecek ve bu öğrenciler mazeretli sayılacak. Diğer taraftan Sağlık Bakanlığı e-nabız sistemindeki kronik hastalıklar listesinde yer alan hastalığa ait raporu olan öğrencilerle, koronavirüs hastası ya da temaslısı olduğu için tedavi veya karantina sürecinde olan öğrenciler de mazeretli sayılacak. Bu öğrenciler TRT EBA ve EBA dijital platformu aracılığıyla eğitime evde devam edecek. TESTLERE ELEKTRONİK TAKİP Koronavirüs süreciyle ilgili elektronik takip sistemi nasıl bir fayda sağlayacak? Bildiğiniz gibi tüm okullarımızdaki durumu izleyen bir elektronik takip sistemi geliştirdik. Öğrenci ve personelin hasta, temaslı veya risklilik durumları Millî Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasındaki veri entegrasyonu yolu ile izlenecek ve okullara gerekli bildirim yapılacak. Diğer taraftan öğretmen ve çalışanlarımızın aşı durumu ve kimlerin PCR testi yaptırması gerektiği de bu sistemden takip edilecek. Dolayısıyla okul yöneticilerimiz, ilçe ve il milli eğitim müdürlerimiz süreci yakından takip edebilecekler ve gerekli önlemleri alacaklar. EN FAZLA 40 DAKİKA Yüz yüze eğitim ders saatleri azaltılmadan yapılacak. Ders süreleri 40 dakikayı aşmayacak. Teneffüs saatleri farklı zamanlarda düzenlenecek. Sınıfta öğrencilerin oturma düzeni yüzleri aynı yöne dönük olacak şekilde oluşturulacak. Yüksek sesle yapılan egzersizler, açık alanda ve arada en az 2 metre mesafe bırakılarak sürdürülecek. Beslenme saatleri mümkün olduğunca farklı zamanlara yayılacak. SINIFTA VAKA ÇIKARSA Sınıfta koronavirüs çıkan öğrenci olursa ne yapılacak? Böyle bir durumda Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan ‘COVID-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi’ne göre hareket edilecek. Hasta öğrencilerimizin diğer öğrencilerden ivedilikle ayrılıp, sağlık kurumuna başvurmaları sağlanacak. Okulda iken semptom göstermeye başlayan öğrencilerin en kısa sürede ailesi ile iletişime geçilecek ve hasta öğrenci ayrı bir yerde izole edilecek. ÖĞRENCİLERE TEST ZORUNLU MU? Öğrenciler için aşı veya PCR zorunluluğu yok değil mi? Öğrencilerimiz için aşı veya PCR zorunluluğu yok. Şu anda odağımız öğrencilerimizin temasta olacağı öğretmen ve diğer personelimiz. Öğretmen ve diğer çalışanlar için aşı gönüllü, ancak PCR zorunlu mu? Öğretmen ve diğer personelimiz için aşı zorunluluğu yok. Ancak aşı olmayanlar haftada iki kez PCR yaptırmak zorunda. Aşı olma gönüllülük esasına dayalı olmasına rağmen birinci ve ikinci doz aşı olan öğretmen oranlarımız sürekli artıyor ve Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde.  Diğer ülkelerdeki öğretmen oranlarına göre de oldukça iyi durumda. Örneğin öğretmenler arasında iki doz aşı olma oranı Finlandiya, İsveç ve Almanya’nın üzerinde. VELİLERE: LÜTFEN AŞILARINI OLSUNLAR Son olarak, okulların açılmasına ilişkin olarak velilere ne söylemek istersiniz? Öğrencilerimizin sağlığı için lütfen velilerimiz de aşılarını olsunlar ve özellikle ev dışı ortamlarda Sağlık Bakanlığı tarafından belirtilen kurallara uysunlar. İŞTE TAKVİM Birinci ara tatil 15-19 Kasım Yarıyıl tatili 24 Ocak 2022 Pazartesi-4 Şubat 2022 Cuma İkinci dönem 7 Şubat 2022 Pazartesi İkinci ara tatil 11-15 Nisan Yaz tatili 17 Haziran 2022 ÖĞRETMENLERE EĞİTİM VERİLDİ Öğretmenlere bu konuda eğitim verildi mi? Elbette. Bildiğiniz gibi 1-3 Eylül tarihleri arası, okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri için uyum haftası olarak uygulandı. 31 Ağustos günü okul öncesi ve birinci sınıf öğretmenlerimize önlemlerin uygulanmasına ve sıkça sorulan sorulara yönelik bir günlük eğitimler verdik. Okullardaki hijyen şartlarının devamlılığının sağlanması, başta koronavirüs olmak üzere tüm enfeksiyonlarla ilgili risklerin yönetilmesi amacıyla Bakanlık kılavuz ve rehberlerine uygun olarak pansiyonlu okullarımızda görev yapan 481 hemşire, 70 okul sağlığı sorumlusu ve 11 İSGB Koordinatörü olmak üzere toplam 562 kişiye eğitim programı düzenledik. Okul içinde salgın önlemleri ile ilgili afişler uygun yerlere asıldı. Yine 1-3 Eylül tarihleri arasında diğer kademe ve sınıf seviyelerindeki tüm öğretmenlerimize yönelik 3 günlük eğitimler düzenlendi. Tüm illerimizde bu eğitimler verildi. Ayrıca, velilerimiz süreçlerle ilgili bilgilendirildi. OKULLARDA TEMİZLİĞE 650 MİLYON TL AYIRDIK Okulların açık kalması için ne gibi önlemleriniz var? “Covid-19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken Önlemler Rehberi”nde tüm önlemler ayrıntılı olarak belirlendi. Öğrencilerimiz ve tüm personelimiz okullara maskeyle gelecekler ve okullarda bulundukları sürece maske kullanacaklar. Laboratuvar ve atölye derslerinde mesafe kısalacağı için yüz koruyucu siperlikler kullanılacak. Okullarda maske, dezenfektan ve yüz koruyucu siperlik ihtiyaçları okullarımız tarafından ücretsiz karşılanacak. Gerekli ödeneklerin tamamı okullarımıza gönderildi ve okullarımız tüm hazırlıklarını tamamladılar. Okullarımızın temizlik ve hijyen koşullarını sağlamaları için 650 milyon TL’lik ödenek kullandık. Öğretmen ve çalışanlarımıza (servis şoförü, aşçı, kantin-emizlik görevlisi) her ay maske ve el antiseptiğinden oluşan hijyen kiti ücretsiz verilecek.  Girişlere dezenfektanlar yerleştirildi. OKULLARDA 115 BİN TEMİZLİK ELEMANI Okullarımızda temizlik ve hijyen hizmetlerini sağlamak üzere 115 bin temizlik elemanı görevlendirildi.

2 yıl önce

New York Times: ABD'nin Afganistan'da düzenlediği son hava saldırısında öldürdüğü kişi DEAŞ militanı değil

New York Times, Afganistan'ın başkenti Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı yakınlarında ABD'nin bir insansız hava aracıyla (İHA) gerçekleştirdiği hava saldırısıyla ilgili kamera kayıtları üzerine yaptığı araştırmada, hedef alınan Zemari Ahmadi'nin DEAŞ'a çalışmadığı ve de iddia edildiği gibi aracında patlayıcı taşımadığı sonucuna vardı. Araştırmanın detaylarının verildiği analiz yazısında, ABD askeri yetkililerinin saldırı düzenledikleri aracı kullanan kişinin kimliğini bilmediklerini kabul ettiğine, 43 yaşındaki Ahmadi'nin araca yüklediği ağır malzemenin "patlayıcı olabileceği" sonucuna varıldığına, ellerinde bu konuda kesin bir bilginin bulunmadığına dikkat çekildi. Hava saldırısında ölen Ahmadi, ABD yardım kuruluşu çalışanı çıktı Kamera kayıtlarının incelenmesi sonucu, ABD'nin DEAŞ üyesi olduğunu iddia ettiği Zemari Ahmadi'nin California merkezli bir yardım ve lobi grubu olan Nutrition and Education Internatinal (NEI) isimli kuruluşta elektrik mühendisi olarak çalıştığı anlaşıldı. Kayıtlarda, saldırı günü Ahmadi'nin iş arkadaşları ile Kabil'de Taliban'ın kontrolü altındaki bir parkta bulunan mültecilere gıda yardımı dağıttığı ve öğleden sonra aracıyla arkadaşlarını aldığı yere bırakarak evine döndüğü tespit edildi. Ahmadi'nin iş arkadaşlarını bıraktığı noktada yanında getirdiği bidonlara su doldurarak araca yüklemesi, ABD'ye ait İHA kamera görüntülerinde "patlayıcı" olarak algılandı. NEI çalışanının evinin bahçesine giriş yaptığı sırada ABD'nin hava saldırısı sonucu hayatını kaybettiği saldırıda, aynı aileden 7'si çocuk olmak üzere 10 sivilin öldürüldüğü bildirildi. Bidonlara su doldurduğu görüntü kaydı ortaya çıktı New York Times, ABD askeri yetkililerin patlayıcı taşıdığı iddiasıyla öldürdüğü Afgan vatandaşı Ahmadi'nin, su akmayan evindeki ailesine götürmek üzere beyaz aracının bagajında taşıdığı bidonlara su doldururken kaydedilen görüntülerini yayınladı. Videonun devamında, Ahmadi'nin yıllardır üyesi olduğu yardım kuruluşu NEI'nin merkezindeki çalışma görüntüleri de yer aldı. Ayrıca, ABD'nin iddia ettiğinin aksine, uzmanlar tarafından incelenen video ve fotoğraflarda vurulan araçta ikinci bir patlamanın izine rastlanmaması, patlayıcı madde taşımadığına delil olarak gösterildi. ABD Afganistan topraklarını terk ederken 29 Ağustos 2021 günü Kabil'de "DEAŞ’ın Afganistan kolu DEAŞ/H unsurlarına ait olduğu ve Kabil'deki havalimanına saldırı düzenleyeceği" iddiasıyla, saatlerce havadan takip ettiği bir aracı vurduğunu duyurmuştu.

2 yıl önce

Financial Times itiraf etti: Sorunumuz Türk lirası değil Erdoğan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faizlerin düşürülmesine yönelik izlenen politikaya destek açıklaması yapmış, "Bu faizler düşecek. Yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz." demişti. Benimsenen ekonomi programına ilişkin kararlılık vurgusu yapan Erdoğan, "Ne yaparlarsa yapsınlar bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı ekonomi programımızdan geri döndüremeyecekler." ifadesini kullanmıştı. İNGİLİZ BASININDA TÜRK LİRASI YORUMU Döviz kurlarındaki dalgalanmaların ardından Financial Times gazetesi, Erdoğan'ı hedef almaya çalıştı. Haberde, liranın değerindeki gerilemenin "geçmişte olduğu gibi ülkenin ekonomik temellerindeki sorunlardan kaynaklanmadığı" belirtildi. ERDOĞAN'I HEDEF ALDILAR Hükümetin hedef alındığı yazıda, "Aniden rotasını değiştirmediği sürece, büyük potansiyele sahip bir ülke olan Türkiye'nin önündeki tek soru, Cumhurbaşkanı'nın daha ne kadar görevde kalacağıdır." ifadesi kullanıldı.

2 yıl önce

TIME dergisi Elon Musk'ı Yılın Kişisi seçti

TIME dergisi, SpaceX ve Tesla'nın kurucusu Elon Musk'ı 'Yılın Kişisi' olarak seçti. Ünlü ismi kapağına taşıyan TIME, dünyanın en zengini Musk'ın son zamanlarda servetini satma yoluna gittiğini hatırlatarak SpaceX ve Tesla ile dünyaya yaptığı katkılardan bahsetti. 'PARMAĞININ BİR HAREKETİYLE BORSA YÜKSELTİYOR' TIME Yılın Kişisi seçtiği Elon Musk hakkındaki açıklama metninde şu ifadelere yer verdi: "Dünyanın en zengin adamının bir evi yok ve son zamanlarda servetini satıyor. Uyduları yörüngeye fırlatıyor. Parmağının bir hareketiyle borsa yükseltiyor. O, gezegenimizi kurtarmayı ve bize yaşamamız için yeni bir tane bulmayı amaçlayan bir adam. SpaceX, ile Amerika'yı uzay yolculuğunda başka bir boyuta taşıdı. Araba şirketi Tesla ile öncülük ettiği milyarlarca dolarlık elektrikli araç pazarının üçte ikisini kontrol ediyor" ELON MUSK KİMDİR? 28 Haziran 1971'de doğan Elon Reeve Musk, mühendis, endüstriyel tasarımcı, teknoloji girişimcisi ve hayırseverdir. Doğduğu yer olan Güney Afrika Cumhuriyeti dışında, Kanada ve ABD vatandaşıdır ve günümüzde hâlen 20 yaşında göç ettiği ABD'de yaşamaktadır. Elon Musk aynı zamanda SpaceX şirketinin kurucusu, CEO'su ve mühendislik ile tasarım ofisleri şefi; erken yatırımcı, Tesla şirketinin CEO'su ve ürün mimarı; The Boring Company şirketinin kurucusu; Neuralink'in ile OpenAI'nin kurucu ortağı ve ilk eş başkanıdır. Musk, 2018 yılında Kraliyet Topluluğu Üyesi (FRS) seçildi. Ayrıca Forbes dergisinin Aralık 2016'da yayımladığı "Dünya'nın En Güçlü İnsanları" listesinde 25. sırada, 2019'da, yine Forbes'un yayımladığı "Dünya'nın En Yenilikçi İnsanları" listesinde ise ilk sırada yer aldı. Musk'ın renkli kişiliği, film yapımcısı Jon Favreau'nin de dikkatini çekti ve 2010'da yayınlanan Iron Man 2 filminde kısa bir süre rol aldı. Buna ek olarak yapımcı Jon Favreau'nun, Elon Musk ve oyuncu Robert Downey Jr.'ı bir araya getirip zaman geçirdiklerini de bir röportajında koordine etmiştir. Ocak 2021'in ilk haftasında Elon Musk, Jeff Bezos'u geçerek yaşayan en zengin kişi oldu. Musk, Kanadalı bir anne ve Güney Afrikalı bir beyaz babanın çocuğu olarak, Pretoria, Güney Afrika'da dünyaya geldi ve orada büyüdü. Queen's Üniversitesi'ne gitmek için Kanada'ya taşınmadan önce, kısa süreliğine Pretoria Üniversitesi'ne katıldı. İki yıl sonra Pennsylvania Üniversitesi'ne geçti ve burada Wharton School'dan ekonomi alanında lisans, fizik alanında ise B.A. ve B.Sc. derecelerini aldı. Doktora derecesine başlamak için 1995 yılında Kaliforniya'ya taşındı ve Stanford Üniversitesi'nde, uygulamalı fizik ve malzeme bilimleri alanında yüksek lisans yaptı ancak akademik kariyer üzerinden devam etmek yerine iş kariyeri üzerinden devam etmeye karar verdi. 1999'da Compaq tarafından $340 milyona satın alınan bir web yazılım şirketi olan Zip2'yi (kardeşi Kimbal Musk ile birlikte) kurdu. Musk, daha sonra çevrimiçi bir banka olan X.com'u kurdu. 2000 yılında, bir önceki yıl PayPal'ı kuran ve Ekim 2002'de eBay'e $1,5 milyara satan Confinity ile birleşti. Mayıs 2002'de Musk, günümüzde hâlen CEO'su ve mühendislik ile tasarım ofisleri şefi olduğu, havacılık teknolojisi üreticisi ve uzay taşımacılığı hizmetleri şirketi olan SpaceX'i kurdu. Elektrikli araç üreticisi Tesla Motors, Inc.'e (günümüzdeki Tesla, Inc.) kuruluşundan bir yıl sonra, 2004'te katıldı ve ürün mimarı oldu; 2008'de de şirketin CEO'su oldu. 2006'da, güneş enerjisi hizmetleri şirketi olan SolarCity'nin (günümüzdeki Tesla'nın bir yan kuruluşu) kurulmasına yardımcı oldu. Musk, 2015'te ise dost canlısı olarak gördüğü yapay zekayı teşvik etmeyi amaçlayan, kâr amacı gütmeyen bir araştırma şirketi olan OpenAI'yi kurdu. Temmuz 2016'da, beyin–bilgisayar arayüzlerini geliştirmeye odaklanmış bir nöroteknoloji şirketi olan Neuralink'i kurdu. Musk, Aralık 2016'da elektrikli araçlar için optimize edilmiş yollara odaklanmış bir 'altyapı ve tünel inşaatı' şirketi olan The Boring Company'yi kurdu. Musk, birincil iş arayışlarına ek olarak, Hyperloop ismindeki yüksek-hızlı bir ulaşım sistemi de tasarladı. Musk, aynı zamanda alışılmışın dışında duruşlar sergilediği ve çok duyurulan skandallara neden olduğu için de eleştirilere konu oldu. 2018 Tham Luang kurtarma operasyonunda denizaltısı uygun bir seçenek olarak görülmeyip reddedildiğinde Musk, dalgıç takımının liderine "pedo-adam" dedi. Dalgıç takımının lideri Musk'a iftira davası açtı; ancak California Hukuk Jürisi Musk'ın lehine karar verdi. Ayrıca 2018'de Musk, Joe Rogan'ın podcastine kenevir içtiği zamana atıfta bulunarak Tesla'nın özel olarak devralınması için hisse başına $420 fon sağladığını tweetledi. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu yorum için kendisine dava açtı; Musk geçici olarak başkanlıktan çekildi ve SEC ile anlaşarak, Twitter kullanımındaki sınırlamaları kabul etti. Musk ayrıca yapay zeka, toplu taşıma ve COVID-19 pandemisi hakkındaki görüşlerinden ötürü de önemli eleştiriler topladı.

2 yıl önce

Milyonlarca gence iş fırsatı oluşturan, part-time çalışmada sosyal güvenlik, izin, kıdem tazminatı gibi haklar güvenceye alınıyor

Gençlere iş fırsatı oluşturan, part-time çalışmada sosyal güvenlik, izin, kıdem tazminatı gibi haklar önemli ölçüde güvenceye alınıyor. Üniversiteli gençlerin istihdam edilmesini kolaylaştıracak, yeni çalışma modelleri ve teşvikleri de içeren adımlar devreye giriyor. Türkiye'de resmi kayıtlara göre kısmi çalışanların sayısı 200 bini geçiyor. Geleceğin mesleklerinde yeni iş olanakları oluşturmaya katkı sağlayacak geçiş destekleri de yeni yıldan itibaren yaşama geçirilecek. Yeni yıldan önce Meclis'e sunulacak yasal düzenlemeyle bu kapsamda çalışanların hafta tatili, yıllık ücretli izni hak etme süresi ve kıdem tazminatına hak kazanma süreleri İş Kanunu'nda açıkça belirtilecek. Part-time çalışanlar eksik günlerini isteğe bağlı olarak öderken, hem kamu hem de özel sektörde projelerde iş bulmaları kolaylaşacak. EMEKLİLİK PRİMLERİNİ DEVLET ÖDEYECEK Tam zamanlı çalışmadan kısmi zamanlı çalışmaya geçen çalışanlar için gelir vergisi istisnası da gündemde. Kısmi zamanlı çalışmaya geçilenden arta kalan bakiye gün sayısı kadar emeklilik primlerini devletin ödemesi öngörülüyor. Kısmi süreli çalışanlar emeklilik primini iki yolla 30 güne tamamlayabilir. İsteğe bağlı sigorta primi ödeyerek ya da borçlanma yapılabilir. İsteğe bağlı sigorta ile eksik prim günlerini 30 güne tamamlayanlar, işsizlik maaşından yararlanmak amacıyla isterlerse işsizlik sigortası için de prim yatırabilirler. Bu durumda, kendi belirledikleri günlük kazancın yüzde 3'ü üzerinden prim yatırmaları gerekiyor. Sabah'ın haberine göre, Yasada 'kısmi süreli çalışma" olarak nitelendirilen part-time çalışmaya ilişkin merak edilen soruların yanıtları şöyle: 1-Part-time çalışmada ücretler nasıl hesaplanıyor, yasal koruma var mı? İş Kanunu'na göre tam süreli sözleşmede haftalık çalışma süresi 45 saat olarak uygulanıyor. Kısmi süreli sözleşme de haftada 30 saat ve altındaki süreler için yapılıyor. Sigorta bildirimleri çalıştıkları saatlerin güne çevrilmesi sonucunda oluşan prim günleri esas alınarak yatırılır. Hesaplama her bir 7.5 saatlik çalışma 1 gün olarak kabul edilerek gün kesirleri tam gün alınarak gerçekleştiriliyor. Bu ayın sonunda yapılacak düzenlemeyle çalışanların hafta tatili, yıllık ücretli izni hak etme süresi ve kıdem tazminatına hak kazanma sürelerine ayrıntılar kanunda açık şekilde ortaya konulacak. 2-Part-time çalışanlar eksik günlerin primini tamamlayabilir mi? Emeklilik için eksik prim gününü 30 güne tamamlamak çalışanın tercihine bırakılmış durumda. İsteğe bağlı ya da borçlanma yoluyla eksik prim günlerinin tamamlanması mümkün. İsteğe bağlı sigorta ve borçlanmada günlük asgari ücret ile bunun 7.5 katına kadar prim ödeme imkanı bulunuyor. Ayda 12 gün prim yatıran isteğe bağlı sigorta ile kalan 18 günün primini ödeyebilir. İsteyen eksik günlerini emekliliğe yakın bir tarihte borçlanabilir. 3-Kısmi süreli çalışanın saat ücreti tam süreli çalışana göre farklı mıdır? Part-time çalışanlar ücret ve paraya ilişkin menfaatlerde tam süreli çalışanlarla farklı işleme tabi tutulamaz. Tam süreli çalışanlara göre çalışılan süreye orantılı olarak ödeme yapılması gerekiyor. Örneğin ayda 30 gün çalışan işçiye net 3 bin lira üzerinden günde 100 lira veriliyor, on gün çalışana da günlük 100 lira ödenmesi gerekiyor. 4- Sigorta yapılması zorunlu mu? Kısmi süreli çalışanların da sigortalarının yapılması zorunluluğu bulunuyor. Sözleşmesi aylık ücret üzerinden yapıldıysa haftalık çalışma süresi dikkate alınmadan 30 günlük sigortalı bildirilir. Bu durumda ödenecek ücret de brüt asgari ücretin altında olamaz. Sözleşme saat ücreti üzerinden gerçekleştiyse bir ayda çalışılan süreler toplanır ve günlük 7.5 saat olan çalışma süresine bölünür. Hesaplanan gün sayısı üzerinden prim yatırılır. Bu hesaplamada 7.5 saatten az olan küsuratlar da 1 gün kabul ediliyor. 5- Kısmi süreli çalışmada genel sağlık sigortası primi ödemesi nasıl yapılıyor? Bir ay içinde yirmi günden az çalışanın eksik güne ait sağlık sigortası primini 30 güne tamamlama zorunluluğu bulunuyor. Anne, baba, eş üzerinden bakmakla yükümlü olunan kişilerin eksik günlerin sağlık primini yatırması gerekmiyor. Gelir testi ile ödeme gücü olmadığı belirlenenlerin prim yatırması gerekmiyor. 6- Bu kapsamda çalışıp işsiz kalanlar işsizlik maaşı alabilir mi? İsteğe bağlı sigorta ile eksik prim günlerini tamamlayanlar işsizlik sigortası primi de yatırabilir. Bu durumda işsizlik maaşından yararlanılabilir. 7- Yıllık izin uygulaması tam gün çalışanlara göre farklı mı? Part-time çalışanların yıllık izni çalıştığı süreye göre belirleniyor. Ayda 10 gün çalışan bir yıllık sürenin sonunda 5 gün izin hakkı elde eder. Yasal düzenleme ile yıllık ücretli izni hak etme süresi de çalışan lehine düzenlenecek. 8- Kıdem tazminatı konusunda nasıl bir düzenleme yapılacak? İş Kanunu'na göre kıdem tazminatına hak kazanabilmek için aynı işverene bağlı bir veya birden fazla işyerinde en az bir yıl çalışma zorunluluğu bulunuyor. Yıllık ücretli izne hak kazanmak için de aynı şekilde bir yıl çalışma koşulu aranıyor. Kıdem tazminatı ödenmesi konusunda kısmı süreli çalışanlar lehine esneklik sağlanacak. 9- Çalışma mevzuatında yeni iş modellerine göre güncelleme söz konusu olacak mı? Türkiye, salgın döneminde yaygın şekilde kullanılan "kısmi süreli, evden, uzaktan, vardiyalı" çalışmanın ardından yeni nesil iş modelleri tanıştı. Bu iş modelleri de çalışma mevzuatına uyum sağlayacak şekilde revize ediliyor. Çalışanların hakları yasal olarak korumaya alınacak. Ücret ve çalışma koşulları net şekilde ortaya konulacak. Uzaktan çalışma modellerinde internet bağlantısı olan bir bilgisayar, yazıcı, cep telefonu verilmesi gibi tüm ayrıntılar sözleşmelerle netleştirilecek. Roller tanımlanacak, sorumluluklar net şekilde ortaya konulacak. 10- Gençler kamu kurumlarında kısmi süreli çalışabilir mi? Salgınla mücadele sürecinde uzaktan, kısmi çalışmanın yaygınlaştığı kamu kurum ve kuruluşlarında da yeni istihdam modellerine ilişkin çalışma yapılıyor. Dönüşümlü iş paylaşımı, dağıtılmış işgücü modeli, ödünç iş ilişkisi, yıllık iş süreleri modeli gibi uygulamalar devreye girecek. Kamuda esnek çalışma yöntemleri uygulanırken, mali, sosyal hak, yardımlar gibi özlük haklar ise saklı kalacak.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10