03 Mayıs Cuma 2024
1 yıl önce

Financial Times: Batılı bankaların Rusya'dan çıkışı 10 milyar dolarlık kayıp yaratacak

Batılı bankalar Ukrayna krizi nedeniyle Rusya'dan çıkma kararı alırken, 10 milyar dolarlık darbeye hazırlanıyor. BloombergHT'nin Financial Times'dan (FT) aktardığına göre bu hafta Avrupalı bankalar, daha önce ABD'li bankaların yaptığı gibi Rusya operasyonlarının sona ermesiyle oluşacak kayıplar için milyarlarca euroluk karşılık ayırdı. FT'nin hesaplamalarına göre Batılı bankaların Rusya riskinin toplamı 86 milyar dolar düzeyinde. Bu bankaların Rusya'da toplamda 40 bin çalışanı bulunuyor. FT'nin haberine göre Avrupalı bankalar arasında en büyük kayıp riski Fransız banka Societe Generale'de. Toplam Rusya riski 19 milyar dolar bankanın Rusya'dan çıkış kararı dolayısıyla 3,9 milyar dolarlık kayıp yaşaması öngörülüyor. Societe Generale'i İtalyan Unicredit izliyor. Bankanın toplam Rusya riski 5.6 milyar dolar olarak hesaplanırken, Rusya pazarından çıkışı dolayısıyla 1.4 milyar dolarlık kayıp yaşaması öngörülüyor. ABD'li Citigroup'un da 1 milyar dolarlık zarar yazması bekleniyor.

1 yıl önce

Financial Times: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu işte şakası yok

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde gençlerle bir araya geldi. Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğiyle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine şunları söyledi: "Malum bu İsveç, Finlandiya bütün bunlar bizdeki terör odaklarını kendi ülkelerinde barındıranlar. Bunlara silah desteği veren bu ülkelerle kendilerine de söyledik; 'NATO bir güvenlik teşkilatıdır, böyle bir güvenlik teşkilatı içinde biz terör örgütlerinin olmasını kabullenmeyiz' dedik. Geçmişte girenler girdi. Bunun içinde Almanya'sı var, Fransa'sı var. Yunanistan ve Fransa zaten bunlar girip çıkmışlardı ama sonra maalesef o dönemin Türkiye'deki yönetimi bunların önünü açtı ve bunlar tekrar NATO'ya geri dönebildiler. Geri döndüler de ne oldu; örneğin şu anda Amerika Dedeağaç'ta üs kurdu. Şimdi diyorlar ki; 'Taleplerimiz nedir bilelim, bunları isteyelim." "Yunanistan gibi olmasın" "Biz bir sokulduğumuz delikten bir daha sokulmayı düşünmüyoruz. Yunanistan'da bunu yaşadık. Biliyoruz ki İsveç de, Finlandiya da bize aynı numarayı çekecekler. Niye böyle bir gaflete düşelim ki? Kusura bakmasınlar. NATO'da tam ittifak gerekiyor. Bir ülke 'hayır' derse NATO ittifakı içerisinde, o ülkeyi alamazlar. Bizim de şu anda bu konuyla ilgili kesinlikle bu 2 ülke hakkında... Hele hele İsveç tam bir terör yuvasıdır." "Yolumuza bu şekilde devam edeceğiz" Finlandiya ve İsveç'in Türkiye'ye silah noktasında yaptırım da uyguladığını hatırlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Şimdi Yunanistan'a geliyoruz. Batı'ya 400 milyar euro borcu var, hâlâ Batı bunlara silah desteğini de veriyor, üs kurmalarına müsaade ediyor. Bir taraftan da bizimle görüşmelerinde 'Biz sizinle aramızdaki münasebetleri geliştirmek istiyoruz' derken, kalkıp 'Kıbrıs'la ilgili 2 devletli çözüme biz olumlu bakmıyoruz' diyor. Senin olumlu bakmadığın şeye bizim olumlu bakacağımızı kim sana söylüyor? NATO'ya Finlandiya ve İsveç'in girmesine 'hayır' diyeceğimizi ilgili arkadaşlarımıza söyledik ve yolumuza da bu şekilde devam edeceğiz." İngiliz basını: Erdoğan'ın bu işte şakası yok Londra merkezli Financial Times gazetesi, Başkan Erdoğan'ın NATO'ya yeni üyelikleri engelleme yönündeki açıklamalarının ciddiye alınması gerektiğini yazdı. "Erdoğan, Nordik ülkelerinin NATO üyelikleri konusunda şaka yapmıyor" başlıklı haberde, Türiye'nin, İsveçli yetkililerin, terör örgütününüst düzey isimleriyle görüşmelerine kızgın olduğu aktarıldı. Öte yandan İsveç'in Dagens Industri gazetesinin politika editörü PM Nilsson da, Türkiye'nin ülkesinin NATO üyeliğine karşı çıkarken haklı gerekçeleri olduğunu belirtti. "Endişeleri gidermeliyiz" NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg İsveç ve Finlandiya'nın başvuru sürecine ilişkin yaptığı açıklamada "NATO'da anlaşmazlık olması yeni değil, sorunlar çözülür. Türkiye'nin endişelerini gidermeliyiz, Türk yetkililerle iletişim halindeyiz" dedi. "İki ülkenin terörle bağlantılarını kesmesi gerek" AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği sürecine değinen Ömer Çelik, "İsveç Savunma Bakanı PKK/YPG elebaşı ile online görüştü. NATO'ya üye olmak isteyen ülkelerin NATO'nun ilke ve prensiplerine uygun olmasını istiyoruz. Terörle bağlantıları kesilmeli. Bize ambargo uygulanması gibi bir tavır kabul edilemez" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Global Times: Finlandiya ve İsveç'i engellemek, Türkiye'nin eşsiz rolünü gösteriyor

NATO'ya katılma konusunda resmi başvuruda bulunan İsveç ve Finlandiya'nın girişimi, terör unsurlarına ev sahipliği yaptıkları gerekçesiyle Türkiye engeline takıldı. Ankara'nın net tavrı, uluslararası alanda ses getirmeye devam ediyor. "Türkiye büyük güç" Çin basınından Global Times, "Finlandiya ve İsveç'in girişimini engellemek, Türkiye'nin büyük güç olarak eşsiz rolünü gösteriyor" başlıklı haberinde konuyu mercek altına aldı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, pazartesi günü Rus ve Ukraynalı liderlerle planlanan telefon görüşmelerinden önce, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılım hedefine yönelik itirazını yeniden vurguladığı hatırlatıldı. "Batı'nın taleplerini karşılamasının istenmesi haksızlık" Söz konusu iki ülkenin, 18 Mayıs'ta NATO'ya katılmak için resmen başvurduğu, ancak Türkiye dahil diğer tüm askeri ittifaka üye ülkeler tarafından onaylanmaları gerektiğine dikkat çekildi. İsmi açıklanmayan Pekin merkezli bir uluslararası ilişkiler uzmanı, "Batı, Türkiye'nin taleplerini karşılayamazken, Türkiye'den Batı'nın taleplerini karşılamasının istenmesi haksızlık." dedi. "Küresel güvenlikteki eşsizliğini gösteriyor" Haberde, aynı uzmanın, "Türkiye, itilip kakılacak bir ülke değil. Rusya ve Ukrayna ile müzakerelere ev sahipliği yapmak, Türkiye'nin Avrupa ve hatta küresel güvenlikteki eşsizliğini gösteriyor." şeklindeki ifadeleri paylaşıldı. Türkiye'nin kaldıraçsız olmadığı belirtilerek, "kritik coğrafi etkisi göz önüne alındığında, ABD ve Batı'yı İsrail-Filistin meselesi ve İran ile nükleer anlaşma konularından uzak tutabileceği" kaydedildi.

1 yıl önce

Ankara'da eğitime 'yoğun yağış' engeli

Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara'da yarın beklenen yoğun yağış nedeniyle tüm ilk ve orta öğretim kurumlarında eğitime bir gün ara verildiğini duyurdu. "ÖĞRENCİLERİMİZİN HERHANGİ BİR OLUMSUZLUKLA KARŞILAŞMAMALARI İÇİN" Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti: "Son meteorolojik değerlendirmelere göre yarın gün boyu yoğun yağış beklendiğinden öğrencilerimizin herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamaları için ilimiz genelindeki tüm ilk ve orta dereceli okullarda eğitim öğretime pazartesi günü bir gün süreyle ara verilmiştir."

1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu, Financial Times'a '2023'te görevden alınabilirim' dedi! Zafer Şahin: “Bizim bilmediğimiz bir kusurunuz, bir kabahatiniz mi var?”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İngiliz Financial Times gazetesine verdiği demeçte, 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tekrar seçilmesi durumunda, kendisinin görevden alınabileceğini söyledi. İktidar hakkında, "Aklımızın ucunda bile geçmeyecek birçok şey yaptılar" diyen İmamoğlu, "Seçim iptal eden bir zihniyet her şeyi yapabilir" açıklamasını yaptı. CNN Türk'te yayınlanan Akıl Çemberi adlı programda konuşan gazeteci Zafer Şahin, İmamoğlu'nun bu sözlerine tepki göstererek, "Türkiye’de muhalefet yapmak isteyen herkes anti Erdoğan’cılık yaparak kendisini kabul ettirmeye ve deyim yerindeyse suyun üzerinde tutunmaya çalışıyor. Ekrem Bey de baktı olmuyor, bu yolu tercih etmiş gibi görünüyor. Ne alaka sizi niye görevden alsınlar?" dedi. İmamoğlu'na, "Bizim bilmediğimiz bir kusurunuz, bir kabahatiniz mi var? Kanunlar çerçevesinde görevden alınacağınıza dair bir şüpheniz var da ön almaya mı çalışıyorsunuz?" sorusunu yönelten Şahin, programda şunları söyledi: "Türkiye’de muhalefet yapmak isteyen herkes anti Erdoğan’cılık yaparak kendisini kabul ettirmeye ve deyim yerindeyse suyun üzerinde tutunmaya çalışıyor. Ekrem Bey de baktı olmuyor, bu yolu tercih etmiş gibi görünüyor. Ne alaka sizi niye görevden alsınlar? Ya da bizim bilmediğimiz bir kusurunuz, bir kabahatiniz mi var? Bu eğer yargı konusu olursa, kanunlar çerçevesinde görevden alınacağınıza dair bir şüpheniz var da ön almaya mı çalışıyorsunuz? İnsanın aklına ister istemez böyle sorular da geliyor. Ama görünür gelecekte Türkiye siyasetinin olağan akışında seçilmiş bir belediye başkanının, eğer bir kusuru kabahati yoksa, kanuni çerçevede bir faulu söz konusu değilse niye görevden alınacak? Niye İngiliz basınına böyle bir demeç verme ihtiyacı duyuyorsunuz? Bu tamamen bir imaj düzeltme, kaybolan itibarı, kaybolan özgüveni kazanma, böyle bir mağduriyet algısı yaratarak yeniden 'Ben daha buradayım, ayaktayım' mesajı verme çabası. İfadeleri, dışarıda bırakıldığı cumhurbaşkanlığı iddiasından vazgeçmediğini gösteriyor." NE OLMUŞTU? Financial Times, “İstanbul Belediye Başkanı Türk iş dünyasını Erdoğan'a karşı ‘cesur olmaya' çağırıyor” başlıklı bir haber yayınladı. Financial Times'a konuşan İmamoğlu, Türkiye'deki şirket yöneticilerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın alışılmışın dışındaki politikalarına karşı açıkça konuşamamaları nedeniyle kötüye giden ekonomik krizden sorumlu tuttu. Haberde “Türkiye'de muhalefetin önde gelen isimlerinden biri” olarak nitelenen İmamoğlu, Türkiye'nin “tarihin en önemli ekonomik krizini” yaşadığını vurgulayarak şirket yönetimlerine “cesur olma” çağrısı yaptı. “İş dünyasının hâlâ cesaret gösteremediğini üzüntüyle izliyorum. Ne yazık ki iş dünyasının da bu ekonomik durumda suçu var” diyen İmamoğlu, iş çevrelerinde birçok kişinin Erdoğan'ı eleştirdikleri için cezalandırılmaktan korktuğunu söyledi. İmamoğlu, “Hesaplarıyla ilgili bir soruşturma başlatılmasından, hukuk dışı mahkemelere maruz kalmaktan ya da olası başka türlü müdahalelerden korkuyorlar” dedi. “Ekonominin yolun sonuna yaklaştığını” belirten Ekrem İmamoğlu, Erdoğan'ın seçimi yeniden kazanması halinde kendisinin görevden alınabileceğini vurguladı. İmamoğlu, gelecek yıl yapılacak seçimde doğru adayı belirlemenin “çok çok önemli” olduğunun altını çizerek “Şu anda hükümet kazanamaz” dedi. Financial Times da, seçim anketlerinde Erdoğan'a halk desteğinin “tüm zamanların en düşük seviyesinde olduğunu” ifade ederek bazı seçmenlerin muhalefete de inanmadığını yazdı.

1 yıl önce

Ahmet Hakan: “Eskiden Financial Times’ın ilgi gösterdiği Türk siyasetçinin önü açık sayılırdı, şimdi ise kuşkuyla karşılanıyor.”

"Finansal Times’a konuşmak... Eskiden nasıl karşılanırdı? Şimdi nasıl karşılanıyor?" diye soran Hakan, şöyle devam etti: “İmamoğlu’nun Financial Times’a söylediklerinden tamamen bağımsız olarak bir cevap çıkardım. Eskiden Türkiye’de Financial Times’a konuşmak, konuşana bir prestij sağlardı. Şimdi ise prestij kaybettiriyor. Eskiden Financial Times, Türkiye ile ilgili bir harf yazsa bizim gazetelerimiz manşet yapardı. Şimdi ise dönüp bakan yok. Eskiden Türkiye’de siyasi ikbalin yolu Financial Times’tan geçerdi. Şimdi ise siyasi basiretsizliğin yolu Financial Times’tan geçiyor. Eskiden Financial Times’ın ilgi gösterdiği Türk siyasetçinin önü açık sayılırdı. Şimdi ise azıcık kuşkuyla karşılanıyor."

1 yıl önce

Financial Times, Türkiye'nin Suriye'deki varlığını yazdı

Suriye'nin kuzeyinde önemli bir bölümü teröristler temizleyen Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgeyi siviller için güvenli alan haline getirdi. Türkiye, okullar ve hastaneler gibi sivil altyapı sağladığı bölgeyi, Suriyeli sivillerin geri dönüşüne hazırlıyor. "Türkiye'nin büyük planı" İngiltere basınından Financial Times gazetesi, Türkiye'nin Suriye'deki varlığını mercek altına alan bir habere imza attı. "Suriye: Türkiye'nin büyük planı ne?" başlıklı haberde, Suriyeli sivillerin geri dönüşlerinden bahsedildi. Suriyelilerin dönüşü için güvenli bölgeler oluşturuluyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'ye sığınan 3,7 milyon Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü teşvik etmek üzere güvenli bölgeler sağlamak istediğine dikkat çekildi. Üst düzey bir Türk yetkili, eleştirmenlerin iddia ettiği gibi Ankara'nın "Suriye'nin dokusunu değiştirmeye" çalışmadığını vurgulayarak, "Birçok Arap ve Batılı dost bu noktayı kaçırıyor." dedi. "Türkiye'nin yatırımı olmadan eve dönme umudu olmaz" Terör örgütü DEAŞ ile dini açıdan mücadele kapsamında Türkiye'deki bazı üniversitelerin din öğretimi sunan fakültelerinin Suriye'de açıldığını belirten yetkili, "Türkiye'nin okullara, kliniklere ve iş fırsatlarına yatırımı olmadan Suriyeli mültecilerin eve dönme umudu olmaz." diye konuştu. Ankara'nın rolü derinleşiyor Diğer taraftan, her gün 300 Türk işçi ve yaklaşık 200 kamyon ve şoförlerinin Öncüpınar'dan giriş çıkış yaptığı, bunun, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinin geleceğini şekillendirmedeki derinleşen rolünü yansıttığı belirtildi. "Osmanlı'dan bu yana bir Arap devletindeki en büyük Türk varlığı" ifadesi kullanılan haberde, "Bu varlık, Erdoğan'ın yeni operasyon sinyaliyle daha da büyüyebilir. Operasyon olursa, Türkiye'nin uzun vadeli stratejisi üzerine daha fazla kontrol yığacak." denildi. Türkçe ikinci dil olarak öğretiliyor Ankara'nın gözetimi altındaki üç bölgede okula giden Suriyeli çocukların, ikinci dil olarak Türkçe öğrenimi gördüklerine dikkat çekilerek, şöyle denildi: "Hastalar, Türk yapımı hastanelerde tedavi ediliyor ve ışıklar Türk yapımı elektrikle yanıyor. Türk Lirası hakim para birimi. PTT, Suriyeli işçilere maaş transfer etmek ve yerel meclislerin banka hesaplarını barındırmak için kullanılıyor. Türkiye'nin sınır illerinin valilikleri, Suriye'nin komşu bölgelerinde işe alma ve işten çıkarmaları denetliyor. Türkiye, 50 binden fazla Suriyeli savaşçıyı eğitiyor." "Türkiye bizim için tek seçenek" Görüşü sorulan 26 yaşındaki Asma, Türkiye'nin olası çekilmesine işaret ederek, "Korkarız çünkü Türkiye bizim için tek seçenek. Türkiye giderse Rusya ve Esad gelir." ifadelerini kullandı. Öte yandan, Ukrayna'daki savaşa rağmen, Türk ve Batılı yetkililerin, Rusya'nın Suriye'deki duruşunun değiştiğine dair çok az işaret olduğunu söylediği aktarıldı. ABD'nin eski Suriye temsilcisinin yorumu Batılı bir diplomatın, Esad rejimine hava desteği sağlamak için Rus birliklerinin sayısının 2 bin ila 5 bin arasında olduğunu dile getirdiği kaydedildi. Tabloyu değerlendiren ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, "Rusya için büyük bir başarı. Bunu riske atacaklarını ve çekileceklerini sanmıyorum." diye ekledi.

1 yıl önce

The Sunday Times: 2013 yılında, İngiltere Veliaht Prensi Charles'ın kurduğu Galler Prensi Yardım Fonu'na Usame bin Ladin’in ailesi tarafından 1.2 milyon dolar bağış yapıldı

The Sunday Times'ın haberine göre, İngiltere Veliaht Prensi Charles'ın kurduğu Galler Prensi Yardım Fonu'na 2013'te 1,2 milyon dolarlık bağış yapıldı. Söz konusu para, 2011'de ABD güçlerince öldürülen bin Ladin'in üvey kardeşleri Bekir bin Ladin ve Şefik bin Ladin tarafından yatırıldı. Danışmanları, Prensi Charles'ı bağışı kabul etmemesi yönünde uyardı. Galler Prensi Charles'ın resmi konutu Clarence House'dan yapılan açıklamada, bağışın yapıldığı doğrulandı. Açıklamada, bağışın kabulü kararının prens tarafından değil yardım kuruluşunun yetkilileri tarafından kapsamlı incelemeler yapılarak alındığı belirtildi. Galler Prensi Yardım Fonu 1979'da Galler Prensi Charles tarafından kurulmuştu. Veliaht Prens Charles, haziranda da Eski Katar Başbakanı Hamad bin Casim Al Sani'den içinde 3 milyon dolar nakit para bulunan çantaları kabul ettiği iddiasıyla gündeme gelmişti. Prens Charles ve Bekir bin Ladin'in 2001'de ABD'deki 11 Eylül saldırılarından sadece 2 hafta sonra akşam yemeği yediği ortaya çıkmıştı. St James Sarayı'ndan yapılan açıklamada yemeğin, başkanlığını Prens Charles'ın yaptığı Oxford'daki İslami Araştırmalar Merkezi'ne destek sağlamak üzere aylar öncesinden planlandığı belirtilmişti. Açıklamada, "Prens Charles Suudi Arabistanlı iş adamı Bakr bin Ladin ile buluşmuş ve İslami inanışın ilkelerini de kapsayan bir sohbet yapmıştır. Bu sohbette bin Ladin, ailesinin Usame Bin Ladin'i yıllar önce reddettiğini bildirmiştir." ifadesi kullanılmıştı. BİN LADİN, 11 EYLÜL'ÜN ARKASINDAKİ İSİM 11 Eylül 2001'de New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne (İkiz Kuleler) ve ABD Savunma Bakanlığına (Pentagon) terör saldırıları düzenlenmişti. Olaylarda, 19 saldırgan hariç New York, Washington ve Pennsylvania'da toplam 2 bin 977 kişi hayatını kaybetmişti. Saldırıları El Kaide örgütünün elebaşı Usame bin Ladin üstlenmişti.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10