18 Mayıs Cumartesi 2024
1 yıl önce

6'lı masada toplantı telaşı! Akşener onaylarsa Milet İttifakı'nın adayı belli olacak

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) öncülüğünde toplanan 6'lı masa, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ev sahipliğinde 5'inci toplantısını 3 Temmuz'da yapacak. Akşener, görüşme öncesi yaptığı liderler turunun ardından masanın gündemini oluşturdu. Bugüne kadar cumhurbaşkanı adayının kim olacağına dair soruları geçiştiren muhalefette gündem sonunda adaya geldi. ADAY İSMİ KONUŞULSA DA KAMUOYU İLE PAYLAŞILMAYACAK Masadaki 6 partinin tabanından, "Adayı açıklayın" baskıları geldiği, bu nedenle bu toplantıda artık adayın konuşulacağı belirtiliyor. Aday ismi toplantıda konuşulsa da isminin şu an kamuoyu ile paylaşılmayacağı ifade ediliyor. KILIÇDAROĞLU ADAYLIĞININ AKŞENER TARAFINDAN ONAYLANMASINI BEKLİYOR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmak istediği biliniyor. Ancak Kılıçdaroğlu ortakları bir şey demeden kesin bir açıklama yapmadı. Edinilen bilgilere göre Kılıçdaroğlu, 'adaylığının Akşener tarafından onaylanması gerektiğini' bekliyor. Akşener, Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusunda 'seçilebilme' şartını her fırsatta dile getiriyor. Kılıçdaroğlu'nun Akşener'in vize vermesi halinde adaylığını açıklayacağı konuşuluyor. YAPILACAK GÖRÜŞMEDE KÜÇÜK PARTİLERİN DURUMU DA ELE ALINACAK Masanın ikinci gündemi de küçük ortakların seçime nasıl gireceği olacak. Anketlerde oy oranları düşük çıkan Saadet, Demokrat, Gelecek ile Demokrasi ve Atılım (DEVA) partilerinin ortak bir liste ile seçime girmesi ya da CHP ve İYİ Parti listelerinden seçime girmesi üzerinde duruluyordu. Yapılacak 5'inci görüşmede küçük partilerin durumu da ele alınacak. Partilerin temsilcilerinden oluşturulan ortak komisyonların çalışmaları da masada ele alınacak. Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonunun raporu da liderlerin gündeminde.

1 yıl önce

NATO toplantısının yansımaları! Yunanistan’da erken seçim krizi… Miçotakis’e tepki büyüyor

Türkiye ile Ege ve Doğu Akdeniz'de gerilimi tırmandıracak adımlar atmaya devam eden Yunanistan, bu kez siyasi çalkantılarla boğuşuyor. Son dönemde Türkiye'ye yönelik Ege Denizi'nde attığı provokatif adımlarla eleştiri oklarını üzerine çeken Miçotakis, NATO Zirvesi'nde de hezimete uğramasının ardından desteğini giderek kaybediyor. Türkiye'nin, geçtiğimiz günlerde sona eren NATO Zirvesi'nde elde ettiği diplomatik başarı, Yunanistan'da büyük rahatsızlığa neden oldu. NATO Zirvesi'nde Türkiye'nin masada istediğini almasını sağlayan, Finlandiya ve İsveç'le imzaladığı "Üçlü Muhtıra", Türkiye'nin kuvvetli pozisyonunu pekiştirdi. NATO HEZİMETİ SONRASI TEPKİ YAĞIYOR ABD Başkanı Joe Biden'ın Türkiye'ye F-16 satma konusunda verdiği olumlu mesajların ardından Yunan basını, Başbakan Kiryakos Miçotakis'in başarısız dış politikasının üzerine gitmeye başladı. Eski Başbakan ve ana muhalefet lideri Aleksis Çipras, Miçotakis hükümetinin Madrid'den büyük bir hezimet ile döndüğünü söylemişti. Çipras, Miçotakis'i zehir zemberek sözlerle eleştirerek, "Acı bir diplomatik yenilgi yaşadık. Eğer ben Madrid'de başbakan olsaydım ve bu yaşansaydı ve aynı zamanda 'TurkAegean' tanımı Türkiye tarafından reklam markası olarak tescil edilmiş olsaydı Madrid'den yaya dönerdim." ifadelerini kullanmıştı. "EYLÜL'DE ERKEN SEÇİM VAR" Çipras'ın bu çıkışıyla birlikte Yunan basını da zirvede Türkiye'ye tam destek verildiğini söylemiş, Yunanistan'ın diplomaside hezimete uğradığı eleştirileri yağmıştı. Zirvenin yankıları sürerken Miçotakis hükümetiyle ilgili bu kez erken seçim söylentileri gündeme geldi. Haber ajansı AFP tarafından derlenen bir analize göre siyasi analistler, Miçotakis'in Ağustos ayı ortasında bir duyuru yaparak sonbaharda erken seçime gitmesinin beklendiğini açıkladı. Analizde, anket şirketi GPO'nun araştırma direktörü Antonis Papargiris'in değerlendirmelerine yer verildi. Buna göre Papargiris, Yunanistan'daki tüm partilerin şu anda seçim hazırlıkları yaptığını belirtti. Çipras'ın da yapmış olduğu, "erken seçimler Eylül ayında gerçekleşecek" çıkışının ardından gelen anket sonuçları, Miçotakis'in koltuğunun sallantıda olduğu söylentilerini kuvvetlendirdi. MİÇOTAKİS'E YOL GÖRÜNDÜ Analizde ayrıca, ülkenin içinde olduğu krize de değinildi. Ülkenin son 30 yılın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya olduğu belirtilirken buna ek olarak Türkiye ile yaşanan gerilimin Miçotakis'in oy oranında düşüşe neden olduğu ifade edildi. Yaşanan enerji krizinin de Miçotakis hükümeti üzerinde baskıya neden olduğu belirtildi. Ülkenin mali destek için ayırdığı bütçenin eridiği söylenirken analizde, Maliye Bakanı Christos Staikouras'in hafta sonu Mega TV'ye verdiği demeçte "Mali yardımlar için tek bir euro bile kalmadı" ifadelerini kullanmasına da yer verildi. Ülkenin en çok okunan gazetesi Kathimerini'nin kıdemli köşe yazarı Nikos Konstandaras da, ülkedeki son durumu ele aldığı yazısında "Bu kış zor geçecek" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Mahir Ünal, CHP'nin olağanüstü toplantı çağrısına yanıt verdi: “Nezaketsizliktir”

CHP, Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırdı. Bu çağrı üzerine Meclis Başkanı Mustafa Şentop, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarıyla ilgili genel görüşme açılması amacıyla TBMM Genel Kurulu'nu 1 Ağustos Pazartesi günü olağanüstü toplantıya çağırdı. Mahir Ünal açıkladı: AK Parti katılmayacak Bu karara AK Parti'den net bir yanıt geldi. AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, partisinin kararını canlı yayında açıkladı. CHP'nin siyasi şov amacıyla böyle bir çağrıda bulunduğunu belirten Mahir Ünal, AK Parti'nin 1 Ağustos'taki toplantıya katılmayacağını duyurdu. "Onlar konuşurlar AK Parti yapar " Mahir Ünal'ın açıklamaları şöyle: " Biz söyledik onun üzerine yaptılar gibi bir söylem geliştiren, sanki sorunları kendileri çözüyor gibi gerçeklik dışı algı oluşturan söylemi kendileri için tercih etmiş durumdalar ki aslolan gerçekleştirme iradesidir. Aslolan icradır. Onlar konuşurlar ve AK Parti yapar. "Türkiye 70 yıllık sorunlarını çözmüş, bugünün sorunlarını konuşabilir duruma gelmiştir" Geçmişe dönük hususu da hatırlatmak isterim. Bizim hafızamızla alay etmesinler. 70'leri, 80'leri, 90'ları biz hatırlıyoruz. O dönemin sorunları konuşulur, toplumda böyle gelmiş böyle gider bir duyguya dönüşmüş durumdaydı. Bugün 2005'in, 2010'un sorunlarını konuşmuyoruz. Türkiye 70 yıllık sorunlarını çözmüş, bugünün sorunlarının konuşabilir duruma gelmiştir. Bugün AK Parti, sadece Türkiye'nin sorunlarını çözen değil küresel ölçekte sorun çözen bir partidir. Karabağ'da 30 yıllık Misnk üçlüsünün çözemediği sorunun çözümüne katkıda bulunmuştur. Kendi tavsiyelerinin çözüm olduğunu düşünecek kadar siyasetten uzaklaşmış durumdalar. "20 yıldan beri her türlü engellemeye rağmen.." Bir patolojiyi bize gösteriyor. Bunlara diyoruz ki kıvanç ve tasada birlik olmanın gereğini hiç değilse yerine getirin. Siz iktidar olmaya çalışıyorsunuz, 6'lı masada bir araya geliyorsunuz. Bugün siz bunu bile beceremiyorsunuz. 20 yıldan beri her türlü engellemeye rağmen iktidarda olan siyasi iradeyi sevmeseniz bile saygı duymanız gerekir. Siyasi etiğin gereğidir. "Olağanüstü toplantıya katılmayacağız" Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla Sağlık ve İçişleri Bakanlığımız koordinasyonunda Çalışma Komisyonu kuruldu. Pazartesi günü olağanüstü toplantı çağrısına katılmayacağız. CHP'nin, sağlıkta yaşananlar ve bizim çözüm kapasitemizle bundan sonraki sorunlara yönelik çözüm faaliyetlerini siyasi şov aracı haline getirilmesine müsaade etmeyeceğiz "Siyasi şov yapmak amacının çok açık görüldüğü ortada" Kendi ittifak ortaklarına bile bilgi verme gerğei duymayan sadece belli bir sağlık gibi hassas bir konu üzerinden siyasi şov yapmak amacının çok açık görüldüğü ortada. Dün yaptığımzı MYK'da katılmama kararımızı aldık. Bunu da zaten dün kamuoyu ile paylaştık. "Cumhurbaşkanımıza yönelik çirkin ifadeler.." Cumhurbaşkanımıza yönelik çirkin ifadeleri aynıyla iade ediyoruz. 2015'te burada bir Meclis çalışanı Kılıçdaroğlu ile ilgili eleştiri tweet'i attığı için odası basılmış, Meclis çalışanı darbedilmiş, bilgisayar kasası da Meclis Genel Kurulu'nun ortasına atılmıştı. Küçücük bir eleştiriye dahi tahammülü olmayan, kendileri ile ilgili eleştiri yapıldığında çirkinleşmeleri, Cumhurbaşkanımızı ile ilgili hadsiz gibi çirkin bir ifadeyi kullanmaları kendilerinin hadsizliğidir. Bu çirkin sözü kendilerine iade ediyoruz. Kendilerini siyasi nezakete davet ediyoruz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ile ilgili konuşurken hadlerini bilecekler."

1 yıl önce

CHP’nin olağanüstü toplantı çağrısına gizli ortak HDP’den tepki

HDP, CHP’nin TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırmasına tepki göstererek 1 Ağustos’ta TBMM’ye gelmeyeceklerini duyurdu. Siyaset gündeminde CHP’nin TBMM’yi olağanüstü toplama çağrısı var. SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SORUNLARINI GÖRÜŞMEK ÜZERE TOPLANACAKLAR CHP 1 Ağustos günü sağlık çalışanlarının sorunlarını görüşmek üzere Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırdı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop Meclisi, Anayasa’nın 93 ve Meclis İçtüzüğü’nün 7’nci maddeleri gereğince, 1 Ağustos Pazartesi günü saat 15.00’te toplantıya çağırdı. “CHP BİZİMLE İLETİŞİME GEÇMEDİ” Bu gelişmeye HDP’den tepki geldi. HDP Grup Başkan Vekili Meral Daniş Beştaş, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Beştaş, Genel Kurul’a katılmayacaklarını duyurdu. “1 AĞUSTOS’TA BURADA OLMAYACAĞIZ” HDP’li Beştaş şöyle dedi: “Bizim sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili görüşümüz nettir. Onlardan yana olduk. CHP sağlıkta şiddet konulu bir yasa teklifi hazırladı ve Meclis’e sunuldu. Maalesef CHP bu teklifle ilgili bizimle hiçbir şekilde iletişime geçmedi. İletişim konusunda bir teşebbüsü olmadı. Bunu görüşme şansımız da olmadı. Biz; CHP’nin bu konuda siyasi nezaket kurallarına uygun davranmadığı görüşündeyiz. Önerilerimizi sormamasını talihsizlik olarak değerlendiriyoruz. Biz 1 Ağustos’ta burada olamayacağız.”

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şanghay Beşlisi toplantısına katılacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başlıkları; Türk-Rus ilişkileri karşı karşıya kaldığı meydan okumaların üstesinden diyalog ve iş birliği ile gelmeyi hep başarmıştır. Sayın Putin’le tesis ettiğimiz karşılıklı güven ve saygıya dayalı ortak anlayış, ilişkilerimizin teminatıdır. Mevcut şartlar altında önemli olan; ilişkilerimizi ortak çıkarlarımız temelinde ve uluslararası sistem içinde sürdürmek, ileri götürmektir. İkili görüşmemizde ticari ve ekonomik iş birliğimizin daha da geliştirilmesi üzerinde etraflıca fikir alışverişinde bulunduk. Ticarette hedefimizi daha önce 100 milyar dolar olarak ifade etmiştik. Bu doğrultuda enerji başta olmak üzere, ticaret, turizm ve tarım gibi alanlarda iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. İkili ticaret hacmimizin daha dengeli bir zemine kavuşmasını temin etmek noktasında kararlıyız. Ekonomik ve ticari ilişiklerimize dair yol haritası mahiyetinde bir mutabakat zaptı da Soçi’de Ticaret Bakanımız ile Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak tarafından imzalandı. Suriye’de yuvalanan terör örgütlerine karşı atılabilecek adımları da aramızda mütalaa ettik. Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden, Suriyeli kardeşlerimizle birlikte askerimize, polisimize, güvenlik güçlerimize, sivil vatandaşlarımıza saldıran bu katil sürüleriyle mücadelemize birlikte gereken cevabı verme kararında da mutabık kaldık. Rusya’yla sürdürdüğümüz diyaloğun müspet yansımalarına Kafkaslarda, Suriye’de ve Ukrayna’da şahit oluyoruz. Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihraç edilmesine yönelik girişim, bunun en son küresel örneğidir. Şimdi önemli olan, planın sağlıklı şekilde uygulanması ve oluşan müspet havanın İstanbul’daki müzakerelere dönüşe yönelik somut adımlara tahvil edilmesidir. Ukrayna’daki savaşın kazananı olmayacağını başından beri vurguluyorum. Sahadaki sıkıntılara rağmen, krizin müzakere masasında çözüleceğine olan güçlü inancımı da koruyorum. Sayın Putin’e, Sayın Zelenski’yle görüşmesine ev sahipliği yapabileceğimizi bir kez daha hatırlattım. Karadeniz’den komşumuz Rusya’yla diyaloğumuzu, bölgesel ve küresel barışa katkı sunmak maksadıyla her alanda ilerletmeye devam edeceğiz. Soçi’deki görüşmelerimizin, Türkiye ve Rusya başta olmak üzere, bölgemiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum. Türk diplomasisi tüm dünyanın odağında. Bu anlamda imzalanan Tahıl Koridoru Mutabakatı gerçekten çok başarılı sonuçlar doğurdu tüm dünya için. Merak edilen, Ukrayna ve Rusya savaşının önlenmesinde, bitirilmesinde bir ateşkes söz konusu mu, yakın zamanda gerçekleşir mi ve Türk diplomasisi bu noktada rol alır mı? Türk diplomasisi aslında üzerine düşen bu görevi başarılı bir şekilde sürdürüyor. Burada herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Ancak tabii tarafların buradaki yaklaşımı büyük önem arz ediyor. Eğer taraflar verilen sözlerin üzerinde gerçekten hassasiyet gösterip dururlarsa bu işi ciddi manada çözebilecek bir imkana sahip olduğumuzu veyahut da yaklaştığımızı görüyorum. Bunun olmaması için bu noktada bir sebep söz konusu değil. Suriye ile ilgili bir soru yöneltmek istiyorum. Görüşmede bu konuyu ele aldığınızı söylediniz. Tel Rıfat ve Münbiç’e yönelik olası askeri harekatla ilgili zaman zaman ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ şeklinde açıklamalarınız oluyor. Daha önce Rusya böyle bir askeri harekata karşı çıktığını, çok sıcak bakmadığını açıklamıştı. Bu tavrı devam ediyor mu Sayın Putin’in? Bugün yaptığımız görüşmelerde bu konu hangi çerçevede ele alındı? Sayın Putin konuyla ilgili Türkiye’ye yönelik adil bir yaklaşım sürdürüyor. Terörle mücadele noktasında her zaman yanımızda olacağını özellikle de ifade ediyor. Burada şunu bize ima ediyor; ‘Mümkün olduğunca bunları, rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur’ gibi bir yaklaşımı var. Biz de diyoruz ki, şu anda bizim istihbarat örgütümüz Suriye istihbaratıyla zaten bu konuları yürütüyor ama bütün mesele netice almak. Eğer istihbaratımız, Suriye istihbaratıyla bu çalışmayı yürütürken, buna rağmen hala orada terör örgütleri fellik fellik at oynatıyorsa bu konuda bize destek vermeniz gerekiyor diyoruz. Bu konuda da mutabakatımız var. Akkuyu Nükleer Santrali, Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden bir tanesi. Bunun önemli olmasının sebebi, sadece elektrik üretim kapasitesi değil, aynı zamanda enerji arzı konusunda Türkiye’nin beklentilerinin bir bölümünü karşılamasının öngörülmesi. Diğer taraftan sizin enerji konusunda da en başından beri çok sık vurgu yaptığımız konulardan bir tanesi yerlileşme ve millileşme. Bu çerçevede Rus tarafı ile bir Türk ortağın girişimi olarak yola çıkan IC İçtaş zaman içinde önemli bir bilgi birikimi ve know-how üretmişti. Fakat kısa süre önce ilginç bir gelişme oldu ve Rus tarafı Rosatom yarı yarıya ortak olduğu bu şirkette çalışmalarını durdurdu ve feshetti. Acaba bu konu gündeme geldi mi? Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu adım bu projenin gecikmesi veya Türk tarafının bir miktar daha böyle taşeronlaştırılmasına neden olabilir mi? Böyle bir risk görülüyor mu? Tabii böyle bir konuyu görüşmemek olamaz. Görüştük. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, ülkemizin enerji stratejisi içinde ayrı bir öneme sahip. Akkuyu’nun ilk reaktörünü 2023 yılında hizmete alma hedefimiz sürüyor. Bu hususları, Rus tarafıyla görüşmelerimizde bir kez daha ele aldık. ‘25 bin kişi şu anda çalışmıyor. Burası kapatıldı’ gibi ifadeler söyleniyor. Böyle bir şeyi ben de kabul etmedim, Rus tarafı da kabul etmiyor. Çalışıyorlar. Şimdi önümüzdeki hafta Mersin Taşucu’nda Abdülhamit Han sondaj gemimizi uğurlamaya gittiğimde aynı gün oradan Akkuyu’ya geçeceğim. Akkuyu’daki çalışmaları yerinde, bizzat heyetimle beraber izleyeceğim. Ondan sonra da Sayın Putin’e oradaki gelinen durumu aktaracağım, söyleyeceğim. Ona göre de yol haritamızı belirleyelim diyeceğim. Yani onlar da bir defa kesinlikle süreci durdurmak gibi bir şeyi kabul etmiyorlar. Bütün dünya basını sizin bu ziyaretinizin ekonomi boyutunu konuşuyor. Birkaç ayrıntı var mı? Özellikle doğal gazda yeni bir anlaşma Türkiye-Rusya arasında? Rus sanayicilere serbest bölgesi, Türkiye’de iş kurabilecekleri, bankalar arası ortaklık gibi bir takım dev bir paket diye yazmışlar. Bizim şu anda Türkiye olarak kapımız herkese açık. Ülkemizde kimler yatırım yapmak isterse biz onlara her türlü desteği veririz. Çünkü Türkiye dünyada sadece bu son gelişmelerde değil, bunun dışında da serbest pazar ekonomisinin en önemli bir açık kapısıdır. Tabii bu Soçi ziyaretinin bir güzel tarafı da şu oldu; Sayın Putin’le ruble üzerinde mutabık kaldık. Ruble noktasında bu alışverişlerimizi yapacağımız için o da tabii Türkiye-Rusya arasında mali noktada ayrı bir güç kaynağı olarak Rusya’ya ve Türkiye’ye inşallah kazandıracak. Bir de Rusya’nın Mir kartı var. Şu anda bizim beş bankamız bunun üzerinden çalışmalarını sürdürüyor. Burada da çok ciddi gelişmeler var. Bu da tabi Rusya’dan gelen turistleri çok çok rahatlatan bir süreç. Onlarla alışverişini, otel ödemelerini yapabiliyorlar. Bu da tabi hem onlar için hem bizim için çok çok rahatlatıcı bir sistem. Bu ziyaretimizde Rusya Merkez Bankası Başkanı ile bizim Merkez Bankası Başkanımız da görüşmelerini yaptılar. Azerbaycan-Ermenistan gerilimi konusunu sormak istiyorum. En son bir Azerbaycan askeri şehit oldu. Londra’daki Azerbaycan Büyükelçiliğe bir saldırı yapıldı. Rusya'dan da iki taraf için de itidal açıklaması geldi. Gerilim artar mı? Bir yandan da provokasyon olabilir iddiaları var. İlham kardeşimle iki gün önce bunları etraflıca konuştuk. Öncelikle bir Azerbaycanlı kardeşimizin şehit olmasına neden olan saldırıyı kınıyoruz. Karabağ, Azerbaycan’ın uluslararası tanınmış sınırları içerisinde yer alan Azerbaycan toprağıdır. Azerbaycan, tabiatıyla topraklarında yasadışı hiçbir silahlı unsurun bulunmasını istemiyor. Üçlü Bildiri’den bu yana yaklaşık iki yıl geçti. Ermenistan’ın buradaki taahhütlerini de bir an önce yerine getirmesi önem taşıyor. Azerbaycan’ın Londra Büyükelçiliğine saldırıyı da kabul edilemez buluyoruz. Bu olayın ciddiyetle ve detaylı bir şekilde soruşturularak faillerine gerekli cezaların verileceğini ümit ediyoruz. ABD Temsilciler Meclisi Başkanının Tayvan’dan ayrılmasının ardından Çin, işgal senaryosunu andıran bir tatbikat başlattı. Bu gerilimin nereye evrileceğini düşünüyorsunuz? Pasifik’te olası bir çatışma, Türkiye’nin pozisyonunu nasıl etkiler? Ekonomik anlamda özellikle bir kriz çıkarsa hazırlık mıyız? Biz hepsine hazırız, bir sıkıntı yok. Bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ukrayna’daki savaş ve koronavirüs salgınının küresel ekonomi ve istikrara olumsuz etkilerinin sürdüğü bir dönemde yeni bir krizin ortaya çıkmasına izin vermemeliyiz. Tayvan’la ilgili ortaya çıkan gerginliğin azaltılması için tüm tarafların sağduyulu ve itidalli hareket etmesi çok çok önemli. Eylül ayında Şanghay Beşlisi, Özbekistan’da toplanacak. Görüşmemizde Sayın Putin de rica etti; nasip olursa biz de inşallah oradaki toplantıya katılacağız. Şanghay Beşlisi’nin gerek üyeleri gerek gözlemci ya da diyalog ortağı olarak oraya katılacak olanlarla biz de beraber olalım diyoruz. Örneğin Çin geliyor, öbür tarafta Suud gelecek, Katar gelecek. Orada onlarla bir arada olmayı hedefliyoruz. Şu anda fevkalade bir durum olmazsa inşallah ben de oraya katılacağım. Orada bunları çok daha iyi değerlendiririz. Avrupa derin bir enerji kriziyle baş başa. Buna karşın hem Almanya’nın hem Fransa’nın, Yunanistan’ın haksız iddialarını sahiplenerek, savunarak Türkiye’yi hedef aldıklarını görüyoruz. Türkiye tam da tahıl ve enerji krizini çözecek bir diplomasi ortaya koyarken Berlin ve Paris’ten gelen açıklamaları bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu taraflı açıklamalara Dışişleri Bakanımız gerekli yanıtları verdi. Ne yazık ki Almanya da Fransa da Rum-Yunan propagandasına alet oluyor. Yunanistan’ın uluslararası hukuku hiçe sayan adımlarına göz yumulurken, doğru olmayan değerlendirmelerle ülkemizin eleştirilmesi kabul edilemez. Avrupa’nın istikrar ve güvenliği için Türkiye’nin yeri aşikâr. Bu rolümüzü küresel tahıl krizinin çözümünde öncü olarak bir kez daha gösterdik. İstanbul’dan geçen Razoni kuru yük gemisi aslında bir ilkti. Bunun arkasında bu şekilde sırada olan 20 civarında gemi var. Hepsinden öte, şu anda Rusya diyor ki ‘Bizim ciddi manada çıkabilecek hazırlığımız var, gücümüz var. Bizdekilere ne zaman aracılık edeceksiniz?’ İlgili bakanlıklarımız, birinci derecede de Ticaret Bakanlığımız bu işlerin şu anda sorumlusu olduğu için bu konuda hızla çalışıyorlar. Hele hele burada imzayı attıktan sonra sorumluluğu daha da artmış vaziyette. Rusya diyor ki ‘Benim malım çok fazla. Örneğin asgari 40 milyon ton ben şu anda mal çıkarabilirim.’ Tabii arada kara kediler var, güya Türkiye gemileri durdurmuş gibi dedikodu dolaştırıyorlar. Böyle bir şey yok. Aksine, ilk gemi nasıl Lübnan'a gittiyse, bu tür gemilerin hepsi bizim üzerimizden gitmeleri gereken ülkelere ulaşmaları için yola revan olacaklar. Bunun aracılığını da Türkiye en güzel şekilde ortaya koyacak. İstanbul’daki sözleşmeyle sağladığımız o başarıyı bundan sonra da devam ettireceğiz. Yunanistan’da çok enteresan bir gelişme oldu. İstihbarat Teşkilatı Başkanı istifa etti. Gerekçesi de Yunanistan muhalefet liderinin cep telefonundan casus yazılım bulunması. Miçotakis’in yeğeninin de işin içerisinde olduğu iddiaları söz konusu. Bir değerlendirmeniz olur mu? Ben Yunanistan’ın iç işlerine karışmam. Bu onların iç işleridir. Kuzey Irak’taki Zaho olayını sormak istiyorum. Hem dış politika açısından hem iç politika açısından soracağım. 9 sivil öldürüldü iki hafta önce. Bu 9 sivil defnedilmeden işi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığına dair tezvirat yaptılar. Zaho’daki son durum nedir? Bunu Türkiye’ye karşı küresel bir kumpas olarak değerlendirenler oldu. Böyle bir kumpas var mı? Birileri acaba Suriye'ye operasyon yapılacakken böyle işler mi yapıyorlar? Daha önce gerek Dışişleri gerekse Savunma Bakanlığımız açıklamaları yaptı. Bu, terör örgütü PKK’nın bilindik saldırılarının bir değişik versiyonu. Nasıl bugüne kadar bu tür şeyleri yapıp ondan sonra kaçtıysalar, ortada görünmeme gibi yolları seçtiyseler şimdi burada da yine aynı şekilde bu tür suikastları yaptıktan sonra topu hemen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Türkiye’nin üzerine atmışlardır. Olayın aslı budur. Buna yönelik de bugüne kadar yapılmış olan açıklamalarımızın arkasındayız. Tabii başta Amerika olmak üzere, Avrupa’nın değişik ülkelerine bunları İletişim Başkanlığımız da anlattı ve bu şekilde süreç devam ediyor. Biz ilk andan itibaren orada yerel muhataplarımızla konuşmak, görüşmek, temas sağlamak suretiyle her konuda yardımcı olabileceğimizi, bu olayın açığa çıkması için elimizden geleni göstereceğimizi kendilerine söyledik. Bu teklifimiz halen baki. Onlar da teşekkür ettiler. Hatta oradaki yaralılarla alakalı eğer arzu ederlerse onlara sağlık desteği sağlayabileceğimizi kendilerine ifade ettik. Sadece Kuzey Irak’ta veya Irak’ta değil, biz oradan ülkemize alıp en yakın vilayetlerdeki şehir hastanelerimizde, eğitim araştırma hastanelerimizde, ameliyatsa ameliyat, bakımsa bakım bunların hepsini yapabileceğimizi söyledik. Bütün muhataplarımıza taziyelerimizi ilettik. Bizim başlangıçtan itibaren yaptığımız bütün operasyonlarda sivillerin, tarihi, dini, kültürel yapıların ve çevrenin dokunulmaz olduğunu, planlamada ve icrada kesinlikle bu konulara hiçbir ordunun yapmadığı kadar dikkatli ve hassasiyetle yaklaştığımızı ilave ettik. Zaho’daki olaydan sonra Musul Konsolosluğumuza bir saldırı oldu. Oranın bir sivil hedef olduğu biline biline oraya aleni saldırı yapıldı. Kimin sivil hedeflere saldırabileceğini, bu alçaklığı kimlerin yapabileceğini herkesin görmesi lazım. Zaho olayı iç siyasette yansıması da şöyle oldu. Olayın ilk saatlerinde HDP yetkilileri resmi sosyal medya hesaplarından da dahil olmak üzere ‘Zaho ikinci Uludere’dir’ açıklamasını yaptılar. CHP Genel Başkanı da HDP’nin ‘Zaho ikinci Uludere’dir’ açıklamasından iki hafta sonra Uludere’ye gitti ve bunu helalleşme konsepti altında yaptı. Bu helalleşme konsepti altında Uludere’ye gidilmesini, HDP’nin çağrısının iki hafta sonra gidilmesini nasıl değerlendirirsiniz? Biliyorsunuz ben Uludere’deki o olayda ebediyete irtihal eden bütün kardeşlerimizin aileleriyle bir araya geldim. Şırnak’ta Şerafettin Elçi Havalimanı’nın açılışında o ailelerle görüşmelerimi yaptım. Bizzat eşimi de Uludere’ye gönderdim. Eşim Uludere’ye gitti, oradaki ailelerle yerinde görüşmeler yaptı. Dolayısıyla bizim Bay Kemal gibi kalkıp da nerede bir fırsatçılık var, o fırsatçılık anı geldiğinde onlarla bir araya gelmek gibi bir yaklaşımımız yok. Bay Kemal helalleşmeden bahsediyor. Sen bu ifadeyle bir defa kendini açığa çıkarıyorsun. Nedir o? Bir yerde bir borç varsa gidersin helalleşirsin. Demek ki sen bu işlerde tarafsın. Böyle bir durum zaten söz konusu. Onun için de helalleşme zarureti doğuyor. Bizim öyle bir helalleşme sıkıntımız yok. Çünkü biz bütün vatandaşlarımıza karşı her türlü yapmamız gerekenleri yaptık, yapıyoruz ve bundan sonra da aynı şekilde yapmaya devam edeceğiz. Bizim vatandaşlarımıza karşı hak noktasında evelallah bir sıkıntımız yok, buna inanıyoruz. Hele hele orada belediyeyi de biz kazandığımız için, nasıl oluyor bu iş, hem öyle hem öyle… KPSS iptal kararınızın detayını merak ediyoruz. Bununla birlikte son duruma ilişkin bilgi verebilir misiniz? FETÖ parmağı var mı? Sosyal medya tarandığında, bakıldığında resmi olarak parmağı olmasa da hükümetle gençleri karşı karşıya getirmek isteyen bir FETÖ’cü grubun varlığı çok aşikar görülüyor. FETÖ’cü grup mu desek; 6’lı masa mı desek; bir de masanın altı var, yedi… Şimdi dikkat ederseniz, aynı anda hepsi adeta aynı cümlelerle, aynı kelimelerle bunu tanımlamaya çalıştılar. Yani biz orada boşta bulunsak veya boşluğa düşsek bunu seçime kadar satacaklardı. Çünkü gençleri nasıl aldatırız gayreti içerisindeler. Tabii bu tutmadı. Çünkü biz durumu gördük. Durumu gördükten sonra, ben ÖSYM başkanı olan arkadaşımızı da bir zan altında bırakmak istemem ama soruşturmaların hayırlı bir netice vermesi noktasından hareketle kendisini görevden almak suretiyle oraya hemen, 24 saati bulmadan bir arkadaşımızın atamasını yaptık. Bu atamayla beraber de hemen ekibini en güzel şekilde kurması için talimat verdik. Üst düzey de bir ekip oluşturduk ve bu ekiple çalışmalarına anında başladılar. Atamayı yaptığımız gibi çalışmayla da hemen ertesi sabah çıktı basın toplantısını yaptı ve önümüzdeki ayın 17’sinde de süreci başlatma kararını aldık. Sınavı iptal edilenlerden herhangi bir ücret talebi de kesinlikle olmayacak. ÖSYM, bundan sonraki süreci, kademeleri de inşallah en güzel surette devam ettirerek, şaibeleri de ortadan kaldırarak yoluna devam edecek. Siz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken sürekli ‘Bay Kemal’ ifadesini kullanıyorsunuz. O da ‘Evet ben Bay Kemal’im dedi. Buna dair ne diyorsunuz? Bay Kemal demeye devam edecek misiniz? Şimdi burada da söyledik ya… ‘Bay Kemal’ tabii uzun zamandır kendisine lütfettiğimiz bir isimdi ama bu ismi kabullenmekte önce zorlandı, sonra kabul etti. Bize düşen nedir? Hayırlı olsun demektir. Fakat enteresan olan bir şey daha var, bizim bu ziyaretler de kendisini rahatsız ediyor. Biz bu ziyaretleri yapacağız. Ne Bay Kemal ana muhalefet olarak ne yavru muhalefet, onlar bu tür şeylere giremezler. Bizim şu 40 yıllık siyasetimizin tamamı elhamdülillah bu yolda geçti. Dünyanın gitmediğimiz ülkeleri istisnadır, nadirdir. Bundan sonraki süreçte de Rabbimizin bize verdiği ömür boyunca bunları inşallah yapmaya devam edeceğiz.

1 yıl önce

CHP’li İzmir belediyesinden mesajla kovulan işçiler meclis toplantısını bastı

CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden WhatsApp mesajıyla işten çıkarılan işçiler, Belediye meclis toplantısına girmeye çalıştı. “İşimizi geri istiyoruz” sloganı atan işçilerle güvenlik görevlileri arasında arbede çıktı.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, valiler toplantısına başkanlık etti

Malazgirt Zaferi'nin 951'inci yıl dönümü dolayısıyla Ahlat'a gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölge valileriyle görüştü. Toplantıya, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım da katıldı. https://twitter.com/tcbestepe/status/1562840356366209024?s=21&t=0LV9gK5wQd9l1L1z6IuSaA

1 yıl önce

İstanbul’da suya zam yolda! Ekrem İmamoğlu’ndan olağanüstü toplantı çağrısı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönetimi İstanbullunun suyunu bir kez daha zam yapmak için meclisi toplantıya çağırdı. 13 Eylül 2022 yılı 3’üncü Olağanüstü İSKİ Genel Kurulu toplantısında yer alan 3 maddenin ise su zammıyla alakalı olduğu görüldü. İBB yönetimi olağanüstü gündemde ‘2022 yılı su ve atısu tarifeleri teklifleri’ maddesi yer aldı. https://twitter.com/bugunguncel/status/1568216908884844544?s=46&t=3Id0E0Rr14-ezVa_K64d0Q GÖKSU’DAN TEPKİ İBB Başkanı tarafından İstanbullunun suyuna zam yapılması amacıyla meclisi olağanüstü toplantıya çağırması sonrasında İBB Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili M. Tevfik Göksu, “CHP’li İBB Başkanı, İstanbul’da suya zam yapmak için yine meclisi olağanüstü toplantıya çağırıyor. Nokta” paylaşımında bulunarak tepki gösterdi. Nisan ayında meclisi 2’nci kez olağanüstü İSKİ Genel Kurulu’na çağıran İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 5 Nisan’da gerçekleşen oturumda yüzde 136 zam teklifinde bulunmuştu. AK Parti ve MHP tarafından oluşturulan Cumhur İttifakı meclis üyelerinin karşı çıkması üzerine CHP grubu yüzde 49.9 oranında su zammını ve ayrıca TÜİK tarafından açıklanan aylık TÜFE’nin birim fiyatlarının yansıtılmasını talep etti. TÜFE ORANINDA ZAM TEKLİFİ ÇIKARTILARAK ONAYLANDI AK Parti Grubu ise su birim fiyatlarının her ay zamlanacak şekilde TÜFE oranında zam talebinin çıkartılarak oylanmasını istedi. Karşılıklı görüşmelerin ardından CHP’nin teklifinde yer alan her ay TÜFE oranında su birim fiyatlarının zamlanması kısmının çıkartarak yapılan oylamada İSKİ’nin yüzde 136’lık zam talebi yerine CHP grubunun yüzde 49.9 oranındaki su zammı kabul edildi. 11’İNCİ ZAM TALEBİ İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu seçim döneminde 1 Ocak 2019 yılında 4.53 kuruş olan su birim fiyatlarının çok pahalı olduğunu, İstanbulluya suyu ucuza kullandırma vaadinde bulundu. Ancak göreve geldikten sonra peş peşe zam talepleriyle su birim fiyatlarını 8.33 TL’ye 16 metreküp üzeri kullanımlarda ise 12.51 TL’ye yükseltti. İşte İBB yönetimi tarafından 3 yılda yapılan zam listesi: *Kasım 2019’da suya yüzde 80 zam teklifinde bulundu.
*Temmuz 2020’de yüzde 40 oranında
*Kasım 2020’de yüzde 35
*Aralık 2020’de yüzde 39
*Mayıs 2021’de yüzde 50,
*Eylül 2021’de yüzde 40 zam teklifinde bulundu.
*Aralık 2021’de yüzde 57,38 zam ve her ay TÜFE oranında zam teklifinde bulundu.
*16 Şubat 2022 (Yüzde 90 ila yüzde 175 zam teklifi yapıldı. Kabul edilmedi)
*5 Nisan 2022 (yüzde 49.9 zam yapıldı)
*23 Mayıs 2022 (TÜİK tarafından Nisan ayı için açıklanan 34.46 enflasyon oranında zam talebi)
*14 Eylül 2022 (Zam oranı henüz belli değil)

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 20 21