08 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

Yunanistan, Batı Trakya Türklerini araştıran akademisyene giriş yasağı koydu

Trakya Üniversitesinde görev yapan, Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Derin, AA muhabirine, bugün sabah saatlerinde araştırma yapmak üzere İpsala-Kipi sınır kapısından Yunanistan'a giriş yapmak isterken Yunan sınır polisince geri çevrildiğini söyledi. Sınır polislerinin, kendisine ülkeye girişinin yasak olduğunu ve dolayısıyla sınırdan geçişine müsaade edemeyeceklerini söylediğini aktaran Derin, "'Sorun nedir, neden girişim engelleniyor?' diye sorduğumda ilk olarak 'bilmiyoruz', daha sonra ise 'Sen neden olduğunu bilirsin' denildi." ifadesini kullandı. Derin, Yunan polisinden konuya ilişkin resmi belge talebinde bulunduğunu belirterek, kendisine "Kabul Edilemez Yolcu Formu" verildiğini ve formun üzerinde "Ulusal Bilgi Sistemi" kısmının işaretli olduğunu dile getirdi. GEREKÇE GÖSTERİLMEDİ Batı Trakya ve Dr. Sadık Ahmet'in kurduğu DEP Partisi üzerine araştırmalar yapan bir akademisyen olarak Yunanistan'ın söz konusu tavrına "şaşırmadığını" söyleyen Derin, "Avrupa Birliği üyesi Yunanistan, herhangi bir suç ya da soruşturma olmamasına rağmen tarafıma böyle bir muamelede bulundu." diye konuştu. Derin, Yunan makamlarının bu tür uygulamalarının kendisini yıldıramayacağını vurgulayarak şunları kaydetti: "Bugün Batı Trakya Türklerinin asırlardır çektikleri çileleri ve Yunan Vatandaşlık Yasası'nın 19. maddesi kapsamında vatandaşlıktan atılıp, gümrüklerden geri çevrilenleri gayet iyi anladım. Bana bir Türk vatandaşı olarak bu muamelede bulunan Yunanistan, Batı Trakya Türklerine neler yapmaz? Yunanların hiçbir gerekçe göstermeden yaptığı uygulama, ne kadar doğru çalışmalar yaptığımı teyit etmiş oldu." Akademisyen Derin'in "Batı Trakya Türklerinin Gür Sesi Dostluk Eşitlik ve Barış Partisi" adlı kitabı, Batı Trakya Kültür Eğitim Şirketi tarafından geçen yıl yayımlanmıştı.

2 yıl önce

Rusya açıkladı: Erdoğan istedi Mariupol'de camide mahsur kalan Türkler kurtarıldı

Rusya'nın kuşatması altında olan Mariupol şehrinde Rus güçlerinin Ukrayna'ya verdiği sürenin dolmasına az bir zaman kala Ukrayna lideri Zelenski, Mariupol'deki askerlerinin öldürülmesi durumunda barış olmayacağına dikkat çekmişti. Diğer yandan Mariupol'de bulunan Kanuni Sultan Süleyman camisine sığınan 150 Türk vatandaşıyla ilgili son dakika gelişme yaşandı. ERDOĞAN'IN TALEBİ ÜZERİNE KURTARILDI Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Kanuni Sultan Süleyman Camisi'nde haftalardır mahsur kalan 150'den fazla Türk vatandaşının kurtarıldığı bildirildi. Rusya Savunma Bakanlığı açıklamasında, "Rus özel kuvvetleri, Erdoğan'ın talebi üzerine Türk camisindeki esirleri kurtardı. Erdoğan'ın talebi üzerine düzenlenen kurtarma operasyonunda, yabancı paralı askerler de dahil olmak üzere 29 militan öldürüldü" ifadelerine yer verildi. Rusya Savunma Bakanlığı, Operasyonun Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine 16 Nisan'da (dün) gerçekleştirildiğini açıkladı.

1 yıl önce

Emniyet Genel Müdürlüğü'nden ABD'de yaşayan Türklere uyarı: Kalabalıktan kaçının

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün resmi twitter hesabından yapılan açıklamada ABD'de yaşayan Türk vatandaşları, ABD polisinin şiddet eylemleri karşısında uyarıldı. İşte o açıklama: https://twitter.com/emniyetgm/status/1528284548429189120?s=21&t=FcaV0YC0nNATid96DOEqsQ

1 yıl önce

Ahıska Türkleri: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahıska Türklerinin hamisidir

Tekirdağ'ın Muratlı ilçesindeki eski öğrenci yurduna yerleştirilen 84 Ahıska Türkü'nü ziyaret eden Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) Genel Sekteri Fuat Uçar, DATÜB Türkiye Temsilcisi Dr. İbrahim Agara, DATÜB Ukrayna Temsilcisi Marat Rasulov, DATÜB Kadın Kolları Başkanı Refika Muhammedgil ve DATÜB Yöneticileri'ne Tekirdağ İl Göç İdaresi Müdürü Ömer Gümüş ve İl Göç İdaresi yetkilileri de eşlik etti. Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) Genel Sekteri Fuat Uçar, Ukrayna'da devam eden savaşta ülkede mahsur kalan Ahıska Türklerinin Herson kentinden tahliyesinde sona gelindiğini kaydetti. Herson tahliyesinde çok zorluklar çektiklerini anımsatan Fuat Uçar, "Allah'a şükür şuan yüzde 90 – 95 oranında Herson tahliyesi yapıldı. Hepsi şuanda Elazığ'da. Geçen hafta iki gün oradaydık. Orada konteynır evlerde kalıyorlar. 1200 kişi var şuan orada. Bu çok çetin günlerin bitmesini ümit ediyoruz. Savaşın, bombaların altında kalmaktansa bu aziz milletin öz vatanında olması her zaman önemlidir. Allah devletimize zeval vermesin. Güçlü devletimiz, Ukrayna'nın en sıkıntılı yerlerinden insanlarımızı çıkardı, tahliye etti, Türkiye'ye getirdi. Biz bu tahliye çalışmalarında iki önemli kurumla çalıştık. Bir Dışişleri Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız Göç İdaresi Başkanlığımızla çalıştık. Sizin gelişinize dair yaptığımız listeleri anında Dışişleri Bakanlığımıza veriyoruz. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığımızla paylaşıyoruz. Her gün liste paylaşımı yapıyoruz. Ankara'dan onay alıyoruz. Kim, nerede kalacak? Hemen yerleri hazırlanıyor. Hepsi ciddi bir çalışma işi. Onun için Allah devletimize zeval vermesin. Devletimizin başında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, Göç İdaresi Başkanımız Savaş Ünlü bey, doğrudan 24 saat üzerinden bizim bu çalışmalarımızın içerisinde oldular. Milletimizi oradan kurtardılar, savaşın içerisinden çıkardılar. Allah razı olsun" sözcüklerini kaydetti. Savaşın durumuna göre ne yapılıp yapılmayacağına karar verileceğini belirten Genel Sekter Fuat Uçar, "İleriye dönük ne yapacağız, plan programımız ne olacak? Bunların hepsi konuşulacak ama henüz erken bazı şeyler için. Orada savaş var. Daha gelmeyen insanlarımız var" diye konuştu. Bundan sonraki yol haritasına ilişkin her türlü alternatif planların hazırlandığını dile getiren Fuat Uçar, "Devletimiz bizi açıktan bırakmaz. Bizim arkamızda böyle bir devletimiz var. Böyle bir Cumhurbaşkanı varken asla olmaz. Hakikaten bu Cumhurbaşkanı, Ahıska Türkleri'nin hamisi, yani en çok bize destek veren kişi" şeklinde konuştu. DATÜB Türkiye Temsilcisi Dr. İbrahim Agara ise, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünyadaki 600 bine yakın yaşayan Ahıska Türkleri'nin sorunlarını tek yerden öğrenmek istiyorum dedi ve biz Datüb'ü 2017 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla kurduk" dedi. Agara konuşmasında; "Savaş bittikten sonra biz yine böyle toplantı yapacağız, size soracağız; ne istiyorsunuz? Bizim yetkimiz de gücümüz de yok sizi burada tutabilmek için. Bizim gönlümüz tabii sizin burada kalmanızdan yanadır. Çünkü burası bizim ülkemizdir, biz Türk insanıyız. Soyumuzla da kökümüzle de Türkleriz. Eğer biz Türk isek ve burası da Türkiye Devleti ise; demek ki burası bizim vatanımız. Bakın Ahıska bile bize vatan olmadı. Özbekistan bize vatan olmadı, Ukrayna bize vatan olmadı" ifadelerini kullandı. DATÜB Ukrayna Temsilcisi Marat Rasulov ve DATÜB Kadın Kolları Başkanı Refika Muhammedgil de birlik ve beraberlik mesajları verdi.

1 yıl önce

Edirne'de misafir edilen Ahıska Türkleri, Türkiye'ye minnetlerini göstermek için mevlit okuttu

Rusya-Ukrayna arasındaki savaş sebebiyle Türk Dışişlerinin organizasyonuyla bölgeden tahliye edilen çok sayıda Ahıska Türkü'nden 109'u çocuk 221 kişi, Edirne'de misafir edilemeye başlandı. Kredi Yurtlar Kurumu Selimiye Kız Öğrenci yurdunda kalan Ahıska Türklerinin Türkiye'ye minnetlerini göstermek adına mevlit okutma talepleri İl Göç İdaresi Müdürlüğü koordinasyonunda yerine getirildi. Yurtta selatin cami imamları tarafından mevlit okundu, dualar edildi. Ahıska Türklerinden bazıları zaman zaman gözyaşı döktü. "BURASI SİZİN EVİNİZ" Edirne Vali Yardımcısı Hakan Yavuz Erdoğan, mevlit sonrası yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Ahıska Türklerini büyük bir memnuniyetle ağırladığını söyledi. Ahıska Türklerinin geçmişten bu yana mağduriyetler yaşadığını ifade eden Erdoğan, "Sizi burada görmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Burası sizin eviniz." dedi. İl Göç İdaresi Müdürü Musa Aşılıoğlu da Türkiye'nin Ahıska Türklerinin her zaman yanında olduğunu ve olmaya da devam edeceğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ahıska Türkleri ile ilgili talimatlarını yerine getirdiklerini belirten Aşılıoğlu, "Dualarımız da gönlümüz de sizlerle. Tekrar öz diyarınıza öz vatanınıza hoş geldiniz." diye konuştu. Konuşmaların ardından programa katılanlara ikramda bulunuldu. Mevlide, Vali Yardımcısı Yusuf Güler, Gençlik ve Spor İl Müdürü Selim Ak ve Müftü Yardımcısı Adem Özsoy da katıldı. "TÜRKİYE'NİN BİRLİK VE BERABERLİĞİ İÇİN DUA ETTİK" Ukrayna'nın Herson bölgesinden gelen Mevlüt Mirsa, Türkiye'nin Ahıska Türklerini savaştan kurtardığını belirtti. Türkiye'ye minnettar olduklarını belirten Mirsa, "Türkiye bize çok iyi bakıyor, bir sıkıntımız yok. Göç İdaresi bizimle ilgileniyor, yardımcı oluyor. Türkiye'ye minnettarlığımızı anlatmak için mevlit düzenlemek istedik. Şehitlerimizi, atalarımızı andık. Türkiye'nin birlik ve beraberliği için dua ettik." diye konuştu. Mirsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İl Göç İdaresi Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür etti.

1 yıl önce

Yunan medyası çılgına döndü: 'Türkler kontrolden çıktı!'

Rus S-300 hava savunma sistemlerinin Akdeniz üstünde uçan Türk F-16'larına kilitlendiği haberleri, gerilimi yeni bir boyuta taşıdı. Türkiye, Yunanistan'ın Girit Adası'na konuşlu S-300 sistemine ait hedef takip ve füze güdüm radarıyla Rodos Adası'nın batısında yaklaşık 3 bin metrede uçan bir F-16 jetine füze kilidi attığını açıkladı. Türkiye'nin açıklamalarına katıldığı bir radyo yayınında yanıt veren Yunan hükümet sözcüsü Yannis Oikonomou, "Yanımızda olan müttefiklere sahibiz" deyip Atina'nın 'caydırıcılık' yeteneğinin bulunduğunu ileri sürdü. Kathimerini gazetesi, 'Ankara'dan yeni meydan okumalar' başlığını tercih etti, CNN Yunanistan 'Yeni Türk provokasyonu' gibi skandal bir başlık attı. Eleftheros Typos gazetesi ise Milliyet'in 'Yunanistan ateşle oynuyor' manşetini okurlarına aktardı. Türk medyasında S-400'lerin devreye alınmasını isteyen haberlerin yer aldığını belirten Eleftheros Typos'taki bir başka haberin başlığı, 'Erdoğan yeni bir dizi meydan okumaya hazırlanıyor' oldu. Ta Nea gazetesi, 'Yanlış bilgi cümbüşü-Türk medyası: Haydi S-400'leri harekete geçirelim' başlığıyla bir habere yer verdi. Gazetedeki bir diğer haber ise, 'Drone kalkanında son aşama' başlığını taşıyor. Habere göre, özellikle son bir yıldır Türk insansız hava araçlarına karşı çare arayan Atina yönetimi çok yakında hamlesini yapıyor. Ta Nea, Yunanistan'ın kullanacağı sistemin Türk drone'larını Ege Denizi semalarında tespit edip 'körleştireceğini', hatta yazılımlarını bozabileceğini iddia etti. 'Türkler kontrolden çıktı-Hadi S-400'leri çalıştıralım' başlığıyla bir haber yayımlayan Yunanistan'ın en popüler internet sitelerinden in.gr, "Onlar S-300 konusunu gündemden düşürmüyor, Yunanistan'ın iddialarını reddediyorlar" ifadesine yer verdi. İnternet sitesi, Ankara'dan yapılan ilk açıklamayı ise 'Türkler gerilim sahnesi kuruyor-Atina'nın S-300 haberlerine tepkisi ne oldu? başlığıyla sundu. To Vima gazetesi, 'Türkiye provokatif uçuşlara devam ediyor' başlıklı haberinde Türk insansız hava araçlarının Ege Denizi'ndeki Certe ve Koçbaba adaları (Kandeliussa ve Levitha) üstünde belirdiğini ileri sürdü. 'Provokasyon'ların dinmek bilmediğini savunan gazete, Türk dronelarının 27 Ağustos Cumartesi sabahı tespit edildiğini aktardı. Ayrıca 'Ankara nereye gidiyor?' başlığıyla bir analize yer veren To Vima gazetesi, Türk-Yunan ilişkilerinin daha da fazla karmaşık hale geldiğini yazdı. Michos Panagiotis imzalı analizde, Türkiye'nin son günlerde dile getirdiği Yunanistan'ın 'tehlikeli ve saldırgan' hamlelerinin Atina'da endişeye yol açtığı kaydedildi. Ankara'nın duyurduğu olayın Atina tarafından apar topar 'reddedildiğini' belirten To Vima, Türkiye'nin asılsız haberler yaydığını ileri sürdü. Analize göre, Türkiye Yunanistan'ı saldırgan olarak spot ışıklarının önüne koyarken, 23 ve 25 Ağustos'taki benzer olaylar hatırlatıldı. YUNANİSTAN KENDİNİ ELE VERDİ Türk ve Yunan savaş uçakları, Ege Denizi üstündeki NATO görevinde geçen hafta karşı karşıya geldi. Kuzey Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye, ittifak görevi için 23 Ağustos Salı günü savaş uçaklarını havalandırdı. Türkiye'nin batısındaki Ege Denizi'nde ilerleyen F-16 jetlerine, önemli NATO görevi sırasında ittifakın bir başka üyesi Yunanistan tarafından radar kilidi atıldı. Yunan savaş uçaklarına karşılık verildiğini duyuran Ankara, Atina yönetiminin Ege Denizi üstünde Türkiye'yi taciz edebilmek için NATO görevlerini bile riske attığını belirtti. Ege Denizi'ndeki eşine az rastlanır olay Türkiye tarafından NATO'ya aktarıldı. Yunanistan tarafı ise, Yunan hava sahasına saat 10.57'de giren ilk jetin Kerpe ve Kasos adalarının kuzeybatısındaki Divounia'da yaklaşık 9 bin metre yükseklikte uçtuğunu ileri sürdü. Atina, ikinci F-16 savaş uçağının ise üç dakika sonra Girit ve Kerpe'nin kuzeyindeki küçük ada Kamilonisi semalarında göründüğünü savundu. Ancak Yunan medyasındaki haberlerde, Yunan hava sahasından geçen bir Amerikan B-52 bombardıman uçağı ı öne çıkarıldı. ABD'LİLERİN YAYINLADIĞI FOTOĞRAF NATO uçuşu sırasında güneybatıdan Yunanistan'a yaklaşan ünlü bombardıman jeti B-52'ye geçmişte Yunan savaş uçakları eşlik ediyordu ancak son uçuşta böyle bir uygulama gerçekleşmedi. Haberlere göre, B-52 Ege Denizi üstüne ulaştığında bilinmeyen beş uçak Kerpe semalarında radarda belirdi ve Amerikan bombardıman jetinin rotasına giriş yaptı. Bunun üzerine Yunan hava kuvvetleri de Girit Adası'nda konuşlanan savaş uçaklarına kalkış emri verdi. Yunan medyası, Atina'nın Türk jetlerinin NATO görevi için Ege Denizi üstünde uçacağından haberdar olduğunu ve F-16'ların bir saat erken Yunan hava sahasına girmesinin krize yol açtığını ileri sürdü. ABD ordusu ise, söz konusu olaydan birkaç gün sonra Türk F-16'larının eşlik ettiği B-52 bombardıman jetinin fotoğrafını resmi internet sitesiden yayımladı. Türkiye'ye göre Ege Denizi'ndeki sorunların ana başlıkları; deniz yetki alanları yani, kara sularının genişliği ve kıta sahanlığı, hava sahaları, aidiyeti belli olmayan adacık ve kayalıklar ile Yunanistan'ın Doğu Ege Adaları'nı silahlandırması. Atina'ya göre ise Ege Denizi'nde iki ülke arasında sadece tek bir anlaşmazlık var; o da kıta sahanlığı. Doğu Akdeniz'de birbirine rakip olan NATO üyesi Türkiye ve Yunanistan arasındaki en temel sorunlardan biri, Atina'nın 10 mil olarak ilan ettiği hiçbir uluslararası kurala uymayan hava sahası. Dünyada kabul edilen yöntem, hava sahasının genişliğinin kara sularıyla aynı olması. Bu da, 6 millik bir mesafe demek. Türkiye, Yunanistan'la arasındaki 6 ila 10 mil arasındaki mesafeyi uluslararası hava sahası olarak tanıyor. Atina ise, söz konusu mesafeye giren Türk jetlerini ihlalle suçluyor. Yunanistan'ın 1990'larda kara sularını 12 deniz miline çıkarma hamlesi ise Türkiye'nin askeri önlemler de dahil sert tepki göstereceğini duyurmasıyla askıya alındı.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kullandığı seri üretim ilk Togg banttan indi: 'Çılgın Türkler geliyor' diyecekler

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kullandığı seri üretim ilk Togg banttan indi. Erdoğan Togg'un üretim tesisinde önemli açıklamalarda bulundu. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Bu anlamlı günde tek yürek olduğumuz tarihi bir açılışta buluşmamız nasip eden rabbime hamd semalar ediyorum. Seri üretim bandından indirilen sizlerin huzuruna çıkardığımız bu otomobille 60 yıllık hayal gerçek oldu. Millet olmak demek ortak bir geleceğe birlikte yönelmek demektir. Togg ortak bir hayali kurmayı bize yaşatan projenin adıdır. 60 yıllık hayalin gerçeğe dönüşüne şahitlik ediyoruz. Bir tarafta kırmızı bir tarafta ise beyaz. Togg, 85 milyonun ortak gururudur. Destek veren herkese teşekkür ederim. Emekçilerimizi kutluyorum. Ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye Yüzyılı'nın ilk fotoğrafı da işte burada. Dün Ankara'da cumhuriyetin yeni asrına damga vuran Türkiye'nin Yüzyılı müjdesini milletimizle paylaştık. Kimileri Togg'u akıllı cihaz olarak tarif ediyor. Bize küçük düşünmek yakışmaz. Vizyonumuz da geniştir. Namerte muhtaç olmamaktır. Bir tarafta kırmızı, bir tarafta beyaz. Ne anlama geldiğini herhalde anlıyorsunuz. TAYFUN FÜZESİ Tayfun füzesi atıldı ve Yunanistan'ın gündemine geldi. Daha durun arkası gelecek. "ÇILGIN TÜRKLER GELİYOR" Türkiye Yüzyılı'nın ilk eseri Togg'dur. TOGG Avrupa'nın yollarına düştüğü zaman Avrupa tutuşacak, "Çılgın Türkler geliyor" diyecekler. Bu günlere kolay gelmedik. Gece-gündüz çalıştık, bilime araştırmaya öncelik tanıdık. Siz fabrika kurulmuyor diye ortalıkta dolaşanlara itimat etmeyin. Salgın, Avrupa ve Asya'daki tedarik zincirlerini sarsarken biz yatırım yapıyorduk. Togg dünyanın birçok ülkesinde yolları süsleyecek. Togg prestijli olarak yoluna devam edecek. MUHALEFETE "TOGG" YANIT: "İŞTE BUYRUN FABRİKA BURADA" Yerli ve milli bir otomobil markasına sahip olmamak milletçe yüreğimizi hep sızlatıyordu. Biz yerli otomobil üretmek intihardır diyenleri gördük. Ülkemizin önde gelen sanayicileri ve iş insanları bir araya gelerek bu projeyi başlattı. İlk tanıtımda hani bunun fabrikası diyerek alay edenler vardı. İşte fabrika burada. Devrim otomobiline engel olanlar, devrin otomobili Togg'a engel olamadılar olamayacaklar. Altyapımızdaki asırlık ihmalleri gidermek için gece gündüz çalıştık. Bilim, teknoloji, araştırma geliştirmeye öncelik tanıdık. Sanayi, tarım, ihracatımızı geliştirdik. Ülkemizde 20 yılda adeta sıfırdan bir yenilikçilik eko sistemi kurduk. Teknopark sayımızı 96'ya, organize sanayi bölgelerimizin sayısını 344'e, buralardaki istihdamı 2.5 milyona çıkardık. Siz fabrika kurulmuyor diye ortalıkta dolaşanlara itibar etmeyin. Türk sanayicisi fabrika kuracak arsa bulmak için birbiriyle yarışıyor. Salgın, Avrupa ve Avrupa'daki tedarik zincirlerini sarsarken sanayicimiz ihracatla meşguldü. Girişim ekosistemimiz geçen yıl 1.5 milyar doların üzerinde yatırım alarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Dünyada teknoloji ve girişimciliğin nerelere geldiğini görmek için 10 bin kilometreye girmeye lüzum yok. Bunun için teknoparklara bakmanız, Türk girişimcileri ziyaret etmeniz yeterli. TOGG önümüzdeki dönemde prestijli bir Türk markası olarak dünyanın pek çok yerinde yolları süsleyecektir. Fabrikasına sahip olmamak milletçe yüreğimizi sızlatıyordu. Milli otomobil markası çıkması vaktidir deyince milletimiz yanımızda yer aldı. Ülkenin cumhurbaşkanı olarak, ta başbakanlığım döneminde babayiğitlere davet çıkardım. Bu ülkede evelallah bu işi üstlenecek babayiğitler var. Her çabamız gibi buna da dudak bükeler vardı. Yerli otomobil üretmek intihardır diyenleri gördük. Ancak kararımızdan taviz vermeyerek bu projeyi hayata geçirecek babayiğitleri aramayı sürdürdük. Sanayi şirketleri biraraya gelerek birikim ve tecrübeleriyle yerli otomobil projemizi başlattılar. Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu öylesine tuttu ki, Togg markanın da ismi olarak gönüllerde yerini aldı. Proje Devrim otomobilinin akıbetini yaşasın diyenler yapamazsınız diyenlere de rastladık. Bugün banttan indirdiğimiz aracın ilk tanıtımında hani bunun fabrikası nerede diyerek alay edenler vardı. İşte buyrun fabrika burada En başından beri projeyi boğmaya, değersizleştirmeye çalışanlara soruyorum; fabrika nerede diyordunuz, fabrika burada Bursa Gemlik'te. Salgın şartlarına rağmen rekor hızla inşa edilen Togg Gemlik Tesisi, onu da söyleyeyim öğrensinler 1.2 milyon metrekare arazi üzerinde 230 bin metrekare kapalı alana sahip eser olarak işte burada. TOGG NE ZAMAN YOLLARA ÇIKACAK? 2023'ün ilk çeyreğinin sonunda yollarda olacak. Bu tesiste araştırma geliştirme merkezi var. Tasarım merkezi var. Prototip geliştirme ve test merkezi var. Strateji yönetim merkezi var. Test pisti de var. Oradan geldim. Velhasıl burada otomobil üretmek için ihtiyaç duyulan herşey var. Burası çevreye duyarlı yeşil bir tesis. Çevreci. Fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde yüz ülkemize ait proje olan Togg'un üretiminde Anadolu'nun dört bir tarafındaki KOBİ ve tedarikçilerimiz de yer alıyor. FİYATI NE KADAR OLACAK? Sanıyorum ön satışın başlayacağı şubat ayında Togg'un fiyatı da açıklanacaktır.

1 yıl önce

Bakan Soylu'dan, Uygur Türklerinin Sarıyer'deki Çin protestosu hakkında açıklama


Bakan Soylu'nun açıklaması şöyle: Bu sabah İstanbul’da, Çin Konsolosluğu önüne protesto için giden Uygur Türkü kardeşlerimizin yolu kapatması üzerine sorumlu arkadaşımızla vuku bulan tartışma bizleri üzmüştür... Bu vesileyle üzüntümüzü ve özrümüzü belirtiyor tahkikatın başladığını ifade etmek istiyoruz. Bugün sabah saatlerinde İstanbul'da, Çin Konsolosluğu önüne protesto için giden Uygur Türkü kardeşlerimizin yolu kapatması üzerine, bölgenin güvenliğini sağlamakla sorumlu arkadaşımızla vuku bulan tartışma bizleri üzmüştür. Elbette ki her ülkenin büyükelçiliğinin güvenliğini sağlamak görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Arkadaşlarımızın titizliği bu yüzdendir. Ancak güvenliği sağlarken kullanılan bazı ifadeler, kastı aşmıştır. Böylesi hassas bir görevde bu şekilde ifadeler kullanmamalıyız. Türk soylu kardeşlerimize, uzun dönemli ikametten vatandaşlığa kadar nüfus ve vatandaşlık birimlerimizde kurulan özel ofislerle hassasiyet gösteriyoruz, göstermek durumundayız. Bu vesilesiyle üzüntümüzü ve özrümüzü tekrar belirtiyor, konuyla ilgili tahkikatın başladığını ifade etmek istiyoruz. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1597948329144778753?s=46&t=hElH9XUaXfUvVgq3p6HnOw EMNİYET'TEN AÇIKLAMA Emniyet Müdürlüğü'nden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklama şu şekilde:  "Bugün saat 05.00 sıralarında Sarıyer İlçemizde bulunan Çin Konsolosluğu önünde toplanan bir grup şahıs tarafından, izinsiz gösteri yapmak amacıyla yol kapatılmak istenmiştir. İzinsiz gösteri yapmak amacıyla toplanan grubun yol kapatma girişimi güvenlik güçlerimizce önlenmiştir. Gruba yapılan ikazlar sırasında kullanılan bazı ifadeler yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermiş ve kastı aşmıştır. Kardeşlerimizi incitmek için değil, gösteri yasağını hatırlatmak için ikaz yapılmıştır. Gösteri yasağı hatırlatması ve tedbir her ne kadar vazifemiz ise de kullanılan ifadeler üzüntüye sebebiyet vermiştir. Konu ile ilgili çalışmalar hassasiyetle takip edilmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur" 

1 2 3 4 5