02 Mayıs Perşembe 2024
2 yıl önce

Afgan ve Suriyeli sığınmacıları ölüme iten Yunanistan Başbakanı Miçotakis: Ukrayna'dan gelecek mültecileri kabul etmeye hazırız

Rusya Ukrayna savaşı 6. gününde devam ederken, yüzlerce Ukraynalı mülteci ülkeyi terk ediyor. Çevre ülkeler, yüzlerce aileyi güvenli bölgelere yerleştirmeye çalışırlen Yunanistan'dan skandal bir hamle geldi. "KABUL ETMEYE HAZIRIZ" Afgan ve Suriyeli sığınmacıları ölüme iten Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya'yı hedef alan yaptırımlarını desteklediklerini ve Ukrayna'dan gelecek mültecileri kabul etmeye hazır olduklarını duyurdu. "ONLAR BİZDEN" Miçotakis, açıklamasında "Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve Ukrayna halkı ile tam dayanışma" ifadesine yer verdi. Ukrayna'nın Avrupa Birliği (AB) tercihini memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Miçotakis, "Onlar, bizlerden biri" ifadesini kullandı. ÖLÜME GÖNDERMİŞLERDİ Ancak Yunanistan, her yardıma ihtiyacı olan mülteciye karşı böyle değil. Geçtiğimiz günlerde Yunanistan, onlarca mülteciyi korunmasız bir şekilde geri itmiş ve ölmelerine sebep olmuştu. Bu skandal, dünya gündemini oldukça meşgul etmişti.

2 yıl önce

İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ından Ukraynalılara: 200 binden fazla kişiyi kabul edebiliriz

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Polonya ziyareti sırasında düzenlediği basın toplantısında Rusya'nın Ukrayna saldırısı nedeniyle mülteci sayılarının milyonlara ulaşabileceğini söyledi. Johnson, "Dün gece Biden ile konuştuğumda, şimdi başlayan insani acil duruma odaklandık. Putin'in işgali şimdiden yüz binlerce insanın evlerini terk etmesine neden oldu ve belki de milyonları bulan daha büyük bir kaçışa hazırlanmalıyız" dedi. İngiltere'nin 200 bin Ukraynalıyı kabul edebileceğini söyleyen Johnson, "Kesin sayıları hesaplamak zor ama 200 binden fazla kişiyi kabul edebiliriz" açıklamasını yaptı. 220 MİLYON STERLİN YARDIM Johnson "İngiltere, Ukrayna için acil durum ve insani yardım için 220 milyon sterlin sağlayacak. Polonya dahil komşu ülkelerde insani yardım için bin askeri hazırda bekletiyoruz" ifadelerini kullandı. "PUTİN BARBARCA SİLAHLAR KULLANIYOR" Johnson, “Putin’in binaları bombalayarak ve çocukları öldürmek için binalara füze atarak masum sivillere karşı barbarca ve ayrım gözetmeksizin taktik kullanmaya hazır olduğu oldukça açık” dedi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ukrayna'da acil ateşkes için çabalıyoruz

Türkiye, Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmaların durması için diplomasi çabalarını sürdürüyor. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünya liderleriyle peş peşe görüşmeler gerçekleştirdi. ATEŞKES ÇAĞRISI Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile telefon görüşmesi yapan Erdoğan, Ukrayna'daki duruma işaret ederek, "Acil ateşkes için çabalıyoruz." dedi. İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, görüşmede, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırıları başta olmak üzere bölgesel gelişmeler ve Türkiye-Hollanda ilişkileri ele alındı. UKRAYNA'NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE VURGU Erdoğan, Rusya-Ukrayna arasında acil ateşkes tesis edilmesi için çaba göstermeyi sürdürdüklerini, Ukrayna'nın egemenlik ve toprak bütünlüğünü desteklemeye devam edeceklerini belirtti. BİR DİĞER GÖRÜŞME AVUSTURYA İLE Temaslarını sürdüren sürdüren Erdoğan, Avusturya Cumhurbaşkanı Van der Bellen ile de telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede, Ukrayna'daki saldırlar ve Türkiye-Avusturya ilişkileri ele alındı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AB ülkelerine çağrı: Ukrayna'nın üyeliği için gösterdiğiniz hassasiyeti Türkiye için de gösterin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: Türkiye-Kosova arasındaki süreci değerlendirme imkanımız oldu. Balkanlar ve Ukrayna başta olmak üzere bölgemizde yaşanan gelişmelerle ilgili fikir alışverişinde bulunduk. Firmalarımız enerji sektörü başta olmak üzere birçok alanda Kosova'daki yatırımlarını artırmaya hazırdır. Ticaret hacmimiz salgına rağmen geçen yıl 600 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. Türkiye, Kosova'nın tüm komşuları ile iyi ilişkiler geliştirmesini istemektedir. Bölgesel barış ve istikrar için elimizden gelen gayreti göstermeye hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bölgemizdeki ve ötesindeki tüm aktörlerin bölgesel barış ve istikrarı öne çıkarması elzemdir. (Kosova'da FETÖ'yle mücadele) Demokrasimize kasteden, 251 vatandaşımızı alçakça şehit eden terör örgütünün varlığının sonlandırılması büyük önem arz ediyor. Osmani'nin açıklamalarından satır başları: Türkiye'nin halkı ve kurumlarına bize verdikleri destek için teşekkür etmek istiyorum. Kosova'nın sesi çıkmadı uluslararası arenada. Türkiye bize bu konuda yardımcı olmuştur. Özellikle Başkan Erdoğan'ın bizzat verdiği desteği bugün tekrar hatırladık. Kosova ve Kosova halkı adına sayın Erdoğan'a teşekkür ediyorum. Ukrayna'da olayları gördüğümüzde doğal olarak düşünüyoruz ki Kosova'nın NATO'ya girme zamanı gelmiştir. İki ülke arasındaki ilişkiler de çok değerledir. Aramızdaki yakın iş birliği daha da derinleşecek. Eğitim, sağlık, ekonomi olarak birçok alanda iş birliğimiz genişleyecek. Pandemi döneminde Türkiye'nin Kosova'ya verdiği destek de çok önemliydi. Sayın Erdoğan'ın Ukrayna halkına vermiş olduğu desteği de takdir ediyorum. Bu durum kıtamız için çok zor bir durumdur. Rusya'nın amaçları bellidir. Rusya'nın amaçları sadece Ukrayna'ya yönelik değildir. Rusya Batı Balkanlar'da istikrarsızlık amaçlıyor. İstikrarsızlık içinde olan bir Balkan tüm ülkeler için sorun teşkil edecektir. Balkan ülkelerinin barışının bozulmasına izin vermemiz gerekiyor. Sırbistan, Rusya'dan destek alarak bu şekilde ilerlemeye çalışıyor. Belli ki Rusya'nın amaçları bu yöndedir. Bu konuda kararlı şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Bizim müttefiklerimiz bizi asla yalnız bırakmadı. Özellikle en önemli müttefikimiz Türkiye bize hiçbir zaman sırtını dönmemiştir. Aramızdaki iş birliğini daha fazla derinleştireceğiz. Soru - cevap bölümü: Cumhurbaşkanı Erdoğan: (Kosova'nın NATO üyeliği) Kosova'nın tanınması noktasında ilk adım ABD tarafından atılmıştır ve o zamanlar ben başbakandım. Kabine toplantısındaydık. Haberi aldık ve ikinci tanıyan ülke Türkiye olarak biz olduk. Ondan sonraki süreçte de Kosova'nın dünya genelinde tanınması için her türlü adımı attık. Hala da buna devam ediyoruz. Şimdi de tanınmasını sağlayacağımız bazı ülkelerle görüşmelerimiz devam ediyor. Değerli kardeşim Osmani, bazı ülkelerin adını bana verdi. Onlarla görüşme yapıp Kosova'yı tanıyan ülke sayısının artmasını sağlayacağız. NATO konusuna gelince. Türkiye'nin bu konuda bir sorunu yok. Biz Kosova'yı tanıma konusunda adımlarımızı atarız ve NATO'nun bir üyesi olması konusunda Kosova'yı tanırız. AB ÜLKELERİNE ÇAĞRI Öncelikle 1959-1963 Türkiye'nin AB üyeliğinde oyalama taktiklerinin olduğu dönemdir. Türkiye o dönemde AB'ye kabul edilmedi. Şu anda Ukrayna ile ilgili bir gündem oluştu. Biz kimseyi AB'ye alın, almayın gibi bir gayretin içine girmeyiz. Biz kendimizden sorumluyuz. Fakat şu an Ukrayna'yı AB'ye alma gayretlerini de takdirle karşılıyoruz. Ama bu AB üyelerine de diyorum ki acaba Türkiye'yi niçin AB'ye almakta tereddüt ediyorsunuz veya almıyorsunuz? NATO'nun genişlemesine engel değiliz. Tam aksine genişlemenin faydalı olacağını savunuyoruz. Bu adımları atarken bunu dünya barışı için istiyoruz. Ama AB konusunda ben tekrar AB üyesi ülkelere diyorum ki şu anda Ukrayna ile ilgili gösterdiğiniz hassasiyeti lütfen Türkiye için de gösterin. Yoksa Türkiye'ye birileri savaş açıp saldırdığı zaman mı gündeme alacaksınız? Şu an AB üyesi ülkeleri arasında savunma iş birliği yapmamız gereken ülkeler var. Bu ülkeler aynı zamanda NATO ülkesi. Biz beraberiz, müttefikiz. Türkiye'ye vermeniz gereken araç gereçleri neden vermiyorsunuz? Yine bir savaş mı çıkmasını bekliyorsunuz? Bunlar samimi değil. NATO da AB de laf üretiyor.

2 yıl önce

Ukrayna'daki Türk vatandaşları yurda dönmeye devam ediyor

Rusya'nın saldırdığı Ukrayna'yı terk eden Türk vatandaşlarının yurda gelişleri devam ediyor. Saldırının başlamasından sonra Ukrayna'dan Türkiye'nin Kiev Büyükelçiliği aracılığıyla otobüslerle Romanya'ya geçen vatandaşlar, Bükreş'ten havalanan Türk Hava Yolları (THY) uçağıyla saat 23.15'te İstanbul Havalimanı'na geldi. Burada gazetecilere açıklama yapan Cihan Kaya, eşi Gülistan Kaya ile Ukrayna'nın Kiev kentine bir aylık iş seyahati için gittiklerini ancak savaş başlayınca konakladıkları otelde mahsur kaldıklarını söyledi. Kiev'den tahliye sürecinde Türkiye'nin gücünü hissettiklerini anlatan Cihan Kaya, "Konsolosluğumuza ulaşır ulaşmaz devletimizin güven ve huzurunu hissettik. Hakikaten devletimizin güçlü olduğunu, hani sözde değil gözle de görmüş olduk." dedi. ''Her gün bomba sesleriyle yattık'' Saldırının olduğu ilk gün bomba sesleriyle uyandıklarını anlatan Gülistan Kaya ise "Çok zor günler yaşadık, çok kötüydü. Her gün bomba sesleriyle yattık. Bir süreden sonra artık alışmaya başladık buna. Otelin sığınağında kaldık. Özel ihtiyaçlarımız için odaya gittiğimizde bile korkarak gittik. Birkaç arkadaş nöbetleşerek gittik. Sığınak çok kötüydü. Yemek yok, her yer kapalı. Market yok. Altı gündür bisküvi ile beslendik" diye konuştu. Gülistan Kaya, konsolosluğa ulaştıktan sonra her şeyin hızla çözülmeye başladığını vurgulayarak şunları söyledi: "Elçiliğe gelip Türk bayrağını görünce gerçekten o güveni hissettik. Hepimizi otobüslere bindirdiler. 14 saat sonra Romanya sınırına ulaştık. Sınırda iki saat bekledik ama çok soğuktu. Artık ağlıyorduk. Ayaklarımız çok acıyordu. Biz yine orada yaklaşık iki saat kaldık ama günlerce kalan insanlar vardı. Biz oradayken artık sistem hızlanmıştı. O geçişten sonra otobüsümüze bindiğimizde her şey çok kolay oldu. Ukrayna'dan uzaklaştıkça biraz daha rahatladı içimiz ama çok üzülüyoruz kalacak olanlara. Çünkü çok kötü günler geçirecekler. Bomba sesleri, füzeler sürekli zaten gökyüzünde. Kiev hayalet şehre dönmüştü." Vural Özer ise uçak teknisyeni olarak iş için bulunduğu Kiev'de savaşa yakalandığını ve eşine Ukrayna'da olduğunu söylemediğini belirterek "Eşim şu an öğrenecek muhtemelen izlerse. Onu korkutmamak, endişelendirmemek için söylememiştim" diye konuştu. ''Büyükelçiliğe vardıktan sonra gerçekten devletin gücünü hissettik'' Yaşar Özer ise yurda dönebildiği için yaşadığı mutluluğu dile getirerek "Unutulmayacak günler bizim için. Oradaki insanlara Allah sabır versin. Dominik'e çalışmaya giderken aktarma sırasında Kiev'de savaşa yakalandık. Birbirimize destek olmaya çalışıyorduk. Evime, ailemin yanına geldiğim için mutluyum" dedi. Osman Yıldırım da Kiev'de kalan arkadaşları olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "Orada kalan arkadaşlarımızın da en kısa zamanda tahliye edilmesini diliyorum. Gerçekten çok kötü şartlarda olduğunu biliyorum onların. Türk Büyükelçiliği ve Dışişleri Bakanlığımızın eliyle en kısa zamanda tahliye edileceklerine inanıyorum. Dünyanın her yerine gidilebilir, her yeri görülebilir ama inanın Türkiye gibi hiçbir yer yok. Büyükelçiliğe vardıktan sonra gerçekten devletin gücünü hissettik. Her şey hızlı bir şekilde oldu. Herhangi bir sıkıntı yaşamadık." 

2 yıl önce

Rusya-Ukrayna savaşı öncesinden itibaren diplomatik çabalarıyla öne çıkan Ankara, olası bütün senaryolara Montrö dahil 'milli çıkarlar' öncelikli hazırlık yaptı

Geçen ay dünya gündeminin ilk sıralarına çıkan Rusya-Ukrayna krizi, son 6 günde yaşanan gelişmelerle birlikte artık Ankara'da da 'savaş' olarak tanımlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından da kullanılan bu tanım, Ankara'nın üstlendiği diplomatik çabalarına ve geleceğe dair olası senaryolara karşı alacağı tedbirler ve atacağı adımlara yönelik işaretler de veriyor. Savaşın üzerinden bugün itibariyle geçen bir haftada yaşanan gelişmeler ile diplomasi ve güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiler, Türkiye'nin diplomatik çabaları yoğunlaştırmakla birlikte, olası senaryolara karşı da 'milli çıkarlar'ı esas alarak, Montrö Boğazlar Sözleşmesi dahil uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkilerini kullanacağı; yine uluslararası anlaşmalarla sahip olduğu NATO dahil tüm uluslararası kurumlar nezdinde çözüm odaklı çabalarını sürdüreceği yönünde. Ankara bu kapsamda, yıllardır dünyaya uyarıda bulunduğu 'mevcut uluslararası sistemin sorunlara çözüm üretemediği' gerçeğinin de artık anlaşılması gerektiğini, BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm uluslararası kurumların reformdan geçirilmesi talebini de muhataplarına iletiyor. 5 BAŞLIKTA ANKARA'NIN TUTUMU Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Türkiye'nin savaşın öncesinde ve son bir haftada ortaya koyduğu çabalar ile Ukrayna'da yaşanan gelişmeler ve ABD ile Avrupa tarafında atılan adımlar izlendiğinde, Ankara'nın tutumu 5 başlıkta özetlenebilir. 'SAVAŞ' NİTELEMESİ: Ankara, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısını 'uluslararası hukukun ihlali ve kabul edilemez' diye değerlendirdi, 'savaş' diye niteledi. Özellikle de, bu girişimin bölgenin huzur ve güvenliğine hizmet etmeyeceğini vurguladı. UKRAYNA'NIN BÜTÜNLÜĞÜ: Rusya ve Ukrayna dahil tüm muhataplara, Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edildiği 2014'ten bu yana "Ukrayna'nın siyasi egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunduğunu" bildirdi. Ankara, bu tavrını Ukrayna'da süren savaş için de koruyor. DİPLOMASİDEN UMUT KESİLMEDİ: Türkiye, aynı şekilde 2014'ten bu yana barışçıl çözüm için yürüttüğü çok yönlü diplomasiyi, savaş sırasında da sürdürüyor. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, hem Rusya ve Ukraynalı hem de Avrupalı mevkidaşlarıyla görüşme trafiği yürütmeye devam ediyor. Bu kapsamda Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında önkoşulsuz olarak başlatılan görüşmelerden memnun ve en kısa sürede ateşkesle sonuçlanması için gereken desteği vermeye hazır olduğunu taraflara iletti. TÜM SENARYOLAR MASADA: Ankara, bütün süreç boyunca 'işbirliğine dayalı iyi ilişkiler' ve 'savaşın çözüm olmadığı, aksine insani dramlar ürettiği'ne vurgu yaparak çözüm arayacak. Ancak savaşın uzaması veya şiddetlenmesi ya da genişlemesi durumu da dahil, bütün olası senaryolar değerlendirilerek, ülkenin çıkarı ve vatandaşların refahını koruma adına alıncak tedbirler ve atılacak adımlar belirlendi. Kaynaklar, ayrıntı vermeden, bu kapsamda birçok tedbirin alındığını, hazırlıkların tamamlandığını da belirtiyorlar. ÖNCELİK MİLLİ ÇIKARLAR: Ankara'nın bütün senaryolarda önceliği ise Türkiye'nin milli çıkarlarını korumak. Bu temelde bölgenin dengeli ve istikrarlı bir barışa kavuşması için uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkiler kullanılacak. Buna, Montrö Sözleşmesi de dahil. Ankara bu bağlamda kendisini denge ve istikrar unsuru olarak görüyor. YALAN HABERLER ENERJİ TÜKETİYOR Ankara'da üzerinde çalışılan bir başka konu da savaştan etkilenme riski taşıyan Türk vatandaşları, akraba topluluklar ve sığınmacıların güvenliği ile Türkiye aleyhine kampanyaların Ukrayna konusunda bile sürüyor olması. Türkiye, Kovid salgınının başında dünyanın dört bir yanından vatandaşlarını tahliye ederek büyük bir başarıya imza atmıştı. Aynı başarıyı, Ukrayna'dan tahliyelerde de gösterdi. Verilen bilgilere göre Ukrayna'daki 25 bin vatandaşa tek tek ulaşıldı, onlardan 6 bin 600'ü tahliye talebinde bulundu ve 5 bini ilk 6 gün içinde sağ salim tahliye edildi. Kalan vatandaşların güvenliği ve olası tahliye taleplerine karşı da hazırlıklar tamamlandı. Ayrıca, savaşın ilk gününden başlatılan Ukrayna'ya ve sınırdaki Batı ülkelerine göç eden sığınmacılara yönelik insani yardımlar, AFAD ve Kızılay tarafından arttırılarak devam ettirilecek. Bu başarıya rağmen, Türkiye'ye karşı tahliyelerde yetersiz kalındığı, enerji ve gıda arz güvenliğine dair yalan haberler de 'karalama kampanyası' olarak nitelendiriliyor. Ankara, başta Ukrayna ve Rusya'dakiler olmak üzere tüm vatandaşlarına 'resmi kanallardan gelen bilgileri takip etmeleri' uyarısında bulunuyor.

2 yıl önce

Dertleri ‘insan’ değil Hristiyan! Ukraynalı Müslüman Kırım Türkleri Avrupa’ya alınmayınca Türkiye’ye sığındılar…

Saçları sarı, gözleri mavi ve Hristiyan olmadıkları için AB sınırlarından içeri alınmayan Ukraynalı Kırım Türkleri, zorlu bir yolculuğun ardından Türkiye’ye geldiler. Avrupa’nın geri çevirdiği Kırım Tatar Türklerinden kadın ve çocuk ağırlıklı ilk kafile dün Kapıkule Sınır Kapısından Türkiye’ye giriş yaptı. Kırım Tatar Türklerini Edirne Vali Yardımcısı Ali Uysal, İl Göç İdaresi Müdürü Musa Aşılıoğlu ve yetkililer karşıladı. “EŞLERİMİZ CEPHEDE” Suzan Mambiyetava, gazetecilere yaptığı açıklamada, Kiev’de patlamaların başlamasının ardından kentten ayrıldıklarını söyledi. Eşi ve üç çocuğuyla Liviv’e giderken bombaların atıldığına şahit olduklarını anlatan Mambiyetava, Türkiye’nin desteğiyle güvenli bölgelere getirildiklerini ifade etti. Eşinin Ukrayna’da kaldığını belirten Mambiyetava, şunları kaydetti: “Çocuklar ve kadınlar çıkarıldı. Bizi sınıra kadar getirdiler. Oradan Türkiye Büyükelçiliği, Konsolosluk ve Diyanet Vakfı bizi karşıladı. Sıcak çorba ikramında bulundu, ısınmamızı sağladı. Ardından buraya geldik. Çok teşekkür ediyorum. Eşlerimiz orada kaldı. Yol boyunca eşlerimizle konuştuk. Birçoğumuzun eşi cephedeler. Eşlerimiz, kadın ve çocukları bombardıman yapılan yerlerden çıkarmaya çalışıyorlar.” “HASTANEDE ÇOCUKLARI ÖLDÜRDÜLER” Hanife Kurtseyit ise Türkiye gelmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Eşlerinin Ukrayna’da Ruslara karşı savaştığını belirten Kurtseyit, “Savaşın başladığı beşinci gün bombalardan hiç uyumadık. Aslında kalmak istedik ancak çocuklarımız için çıktık ve 4 günde Türkiye’ye geldik. Ukrayna halkı çok sakin ve barışçıl bir halk, ülkelerini savunuyor. Rusların nasıl bir savaş açtığını dünya görüyor. Kiev’de bir hastanede çocukları öldürdüler.” diye konuştu. Kurtseyit, Türkiye’nin her zaman Kırım Türklerinin yanında olduğunu vurguladı. Türkiye’ye teşekkür eden Kurtseyit, “Türkiye Cumhuriyeti hep bizim yanımızda. Hem sürgünden kaçış zamanında hem işgal zamanında Türkiye hep bize destek oldu. Her zaman bize en yakın onlar oldu.” dedi. Edirne Vali Yardımcısı Ali Uysal da Ukrayna’da çıkarılan ilk Kırım Türkü kafilesinin yurda giriş yaptığını söyledi. Gerekli tüm hazırlıkların tamamlandığını belirten Uysal, “Onlara hoş geldin diyoruz. Onlar bizim soydaşlarımız. Çok uzun bir yolculukla geldiler. Hepsinin özel odaları hazırlandı. İlk etapta 45 kadın ve çocuğumuz geldi.” dedi. ‘MASAL’ DA EDİRNE’DE Dışişleri Bakanlığının organizasyonuyla Ukrayna’dan getirilen aralarında kadın ve çocukların da olduğu 45 kişilik grup, Kapıkule Sınır Kapısı’ndan girişlerinin ardından Dr. Sadık Ahmet Mesleki ve Teknik Uygulama Oteline yerleştirildi. Çocukları ve kedileri Masal ile Türkiye’ye gelen Hanife Kurtseyit, yolculuğun uzun ve yorucu geçtiğini söyledi. Türkiye’ye girince sevinç yaşadıklarını belirten Kurtseyit, “Savaş çok üzücü. Her yerde patlamalar oluyor. 4 günlük yolculukla Türkiye’ye geldik. Gelirken en büyük hazinemiz kedimiz Masal’ı da getirdik. Şimdi misafirhaneye yerleşiyoruz. Türkiye’ye teşekkür ediyoruz.” dedi. Niyara İzicin ise savaşın başlamasıyla zor günler yaşadıklarını dile getirdi.

2 yıl önce

39 ülkeden Ukrayna'da işlenen suçların soruşturulması için UCM'ye başvuru

Han, yaptığı yazılı açıklamada, aralarında İngiltere, Fransa ve Almanya'nın da aralarında bulunduğu UCM'ye taraf 39 ülkeden, Ukrayna'da işlenen suçların soruşturulması için başvuru aldıklarını bildirdi. Han, ülkelerden gelen bu başvurularla Ukrayna'daki savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırım suçuna ilişkin delillerin toplanmaya başladığını kaydetti. Taraf ülkelerden gelen başvuruların ardından doğrudan soruşturmaya başlayacak Başsavcı Han, soruşturmalarının etkili şekilde devam edebilmesi için devletleri UCM'yle iş birliğine davet etti. Han, Ukrayna'da savaşan grupları insancıl hukukun kurallarına uymaları ve Mahkeme'nin yargı yetkisine giren suçların işlenmesi durumunda yargılama yapılacağı noktasında uyardı. Mahkemenin yargı yetkisi genişledi Ukrayna ve Rusya'nın UCM'ye taraf olmaması sebebiyle bu iki devletin vatandaşlarının işlediği suçlar veya bu iki ülkenin topraklarında işlenen suçlara ilişkin Mahkeme'nin genel bir yargı yetkisi bulunmuyordu. Ukrayna, 8 Eylül 2015'te, UCM'ye taraf olmamasına rağmen 21 Kasım 2013'teki "meydan olayları" ve sonrasında işlenen savaş suçu ve insanlığa karşı suçların soruşturulması için Mahkeme'ye kısıtlı yargı yetkisi vermişti. UCM'ye taraf 39 ülkeden başvuru gelmesiyle Mahkeme'nin yargı yetkisi hem 21 Kasım 2013 öncesindeki suçları hem de muhtemel soykırım suçunu kapsayacak şekilde genişletildi.

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 23 24