Son Dakika:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başlıkları; Kendi özgün ekonomi modelimizi oluşturduk. Bu yaklaşımın teorik altyapısını muhataplarıyla paylaştık. Biz ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı ve nereye varacağımızı biliyorduk, haklı çıkmaktan memnunuz. 1 asırdır yaşadığımız sorunların ya sebebi ya sonucu hep ekonomiye bağlanmıştır. Türkiye cumhuriyete geçerken en çok ekonomi politikalarını oluşturmakta zorlanmıştır. Demokrasi ve kalkınmada temel altyapı ihtiyaçlarını giderdikçe önümüze yeni bir tablo çıktı, dünyada durduğumuz yerin orantılı olmadığını gördük. Bizi terör batağına sürükleme gibi senaryoların tek amacı Türkiye'yi kalkınma rayından çıkarmaktı, bu oyunu bozduk. Salgınla başlayıp savaşla genişleyen küresel ekonomik kriz karşısında sergilediğimiz dayanıklılıkla doğru bir yolda olduğumuzu ispatladık. Ülkemize yönelik senaryoların son sahnesi ise ekonomik yıkım üzerine kurulmuştur. Aldığımız tedbirler ve teknik mekanizmalar ile ülkemize kurulan tuzakları boşa çıkardık. Odağımızı yeniden belirledik. Yatırım, istihdam, ihracat ve cari fazla ile büyüme üzerinden Türkiye ekonomi modelini oluşturduk. Döviz kuru operasyonlarını alternatif yöntemlerle çözüme kavuşturduk.
İslam'a aykırı açıklamaları yüzünden Diyanet'ten ihraç edilen, İBB'nin İnanç Masası'ndan kovulan kendi nikahında alkol servis ettiren, CHP kürsüsünde helallik isteyen ve 'LGBT haklarını Allah rızası için savunuyorum' sözleriyle büyük tepki toplayan Fatma Yavuz, skandallarına bir yenisini daha ekledi. HDP'nin düzenlediği 'İslam'da Emek, Barış ve Adalet' etkinliğinde yaptığı konuşmada 30 yıldır başörtülü olduğunu ve 28 Şubat mağduru olduğunu belirten Yavuz, "Bu yara bizim çok canımızı acıtan bir yaraydı. Bu yara yüzünden Sayın Erdoğan’a oy verdik. Ve bu mesele çözüldüğü için de orada biraz rehin kaldık." dedi. "LGBT'Lİ KARDEŞLERİMİZİN ALANI DARALTILIYOR" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başörtüsü teklifine ilişkin konuşan Yavuz, "Şu an tekrar gündemde Sayın Kılıçdaroğlu'nun kanun teklifi önerisine karşı Sayın Erdoğan 'Siz ne anlarsınız bu işten' gibi bir imayla 'Yüreğiniz yetiyorsa anayasa değişikliği yapalım' dedi. Elbette bizim için daha iyi olur. Ama bunun yanında ne dedi? 'Sadece başörtüsünü anayasa değişikliği olarak hazırlatmam yanında aileyle ilgili bir düzenleme de getireceğim'. Aile ile ilgili dediği LGBT'li kardeşlerimizle ilgili. Sayın Erdoğan, bizim özgürlüğümüzü LGBT'li kardeşlerimizin alanını daraltarak veriyor." ifadelerini kullandı. 'LGBT'Lİ KARDEŞLERİM İÇİN BAŞÖRTÜMÜ AÇIP YAKARIM' "O bizim onların hakkını savunmayacağımızı düşünüyor. Ben bunu buradan büyük bir 'hayır'la reddediyorum." diyen Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz hepimiz kardeşiz. Tek bir kardeşimizi bile kendi özgürlüğümüz için feda etmeyeceğiz. Ben başörtü özgürlüğümü istiyorum ama hiçbir LGBT'li kardeşimizin özgürlüğünün daralması pahasına istemiyorum. Tek birinin bile saçının teline zarar gelecekse ben bu başörtüyü açarım burada yakarım. "
Terörle mücadele yurt içi ve sınır bölgelerinde başarıyla sürüyor. Son olarak Mersin'de yeni bir operasyon için düğmeye basıldı. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, kent genelinde PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantısı olan PYD/YPG içerisinde faaliyet gösterdikleri M.M., A.E.Ş, A.I., S.S. ve S.N.'yi tespit etti. 10 şüpheli için sabah saatlerinde baskın düzenlendi Örgüt içerisinde fotoğrafları da bulunan şahıslar için harekete geçildi. Öte yandan Türkiye'nin yurt içi ve sınır ötesinde yapılan başarılı operasyonlarını itibarsızlaştırmak ve örgütün yapılarını, mensuplarını, eylem ve faaliyetlerini övücü, yüceltici ile destekleyici mahiyette sosyal medya üzerinden paylaşım yaptıkları belirlenen A.İ., A.Ş., M.M., F.D., M.A., B.U., G.E., B.Z. R.E. ve G.K. isimli şüphelilerine yönelik bu sabah baskın düzenlendi. 15 adrese eş zamanlı operasyon Özel Harekat ve drone desteğiyle 15 adrese eş zamanlı operasyon düzenleyen ekipler, belirlenen şahısların adreslerine tek tek girdi Arama çalışmaları sürüyor Operasyon sırasında adreslerin bulunduğu sokakların giriş ve çıkışları tutularak, güvenlik önlemi alındı. Ekiplerin, adreslerde aramaları devam ediyor. HDP’li vekil serbest bırakılmalarını istedi HDP’li Fatma Kurtulan, Mersin'deki PKK operasyonunda gözaltına alınanlara sahip çıktı ve serbest bırakılmalarını istedi
CHP’nin HDP ile olan gönül bağı, CHP’li belediyeleri PKK’nın istihdam merkezi haline getirdi. Kandil’de eğitim almış teröristlerin Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde işe başlatıldığı iddiaları sonrası peş peşe gelen tutuklama haberleri gözleri Mersin’e çevirdi. VAHAP SEÇER’İN FATMA KURTULAN’LA YETKİLERİ ORTAK MI? MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’a mektup yazan Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan bir personel, belediyedeki PKK yapılanmasını gözler önüne serdi. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Vahap Seçer ve HDP’li Fatma Kurtulan tarafından ortaklaşa yönetildiğini iddia eden kadın personelin mektubunda PKK’lı olmayan belediye çalışanlarına mobbing uygulandığını iddia edildi. CHP’LİLERE DE MOBBİNG VAR CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde PKK ile yakınlığı olmayan herkesin mobbinge uğradığını iddia eden belediye personeli, CHP’li olan personelin bile baskılardan bunaldığını dile getirdi.
CHP’li Yılmaz Büyükerşen’in yönetimindeki Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğünün yüzde 70'lik su zammı kararının uygulanması öncesinde, vatandaşlar su yükleme noktalarında uzun kuyruklar oluşturup, bakiyelerini artırmaya çalıştı. Su yükleme noktasında çekilen ve sosyal medyada paylaşılan ilginç bir video ise adeta kısa sürede viral oldu. Paylaşımda, Tepebaşı ilçesi Çamlıca Mahallesi'nde olduğu belirtilen bir su yükleme noktası üzerinde bulunan ve verilen parayı kabul eden otomatik kısmın söküldüğü görülüyor. Boş olan bölüme para uzatan bir vatandaşın parasını, içeriden bir el alıp parayı karta yüklüyor. Vatandaş, toplam 400 TL'yi içerdeki görevliye uzatarak, bakiyesini arttırıyor. Sosyal medyada paylaşılan video, izleyenleri güldürürken, onlarca da yorum topladı. İlgililer, Sumatik'in para kabul bölümünün arızalandığını, yoğunluk yüzünden vatandaşları mağdur etmemek için bir görevlinin paraları cihaz içinden eliyle aldığını anlattı. https://twitter.com/bugunguncel/status/1597215528850165760?s=48&t=7FxbGoQuKWHF-SGvBmEw6Q
Ekrem İmamoğlu'nun mahkeme kararı sonrası Saraçhane'de buluşmayla ilgili konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "Saraçhane çağrısını sosyal medyadan öğrendim. İmamoğlu çağrı yaptı. Meral hanım katıldı. Saygı duymamız lazım" dedi. Gazeteci Nevşin Mengü ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu'nun haberi olduğunu söyledi. İşte Mengü'nün Kılıçdaroğlu'nu yalanladığı açıklamaları: "Kulislerde konuşulanlar biraz farklı. En son 3 Aralık'ta Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu bir araya geldiğinde de İmamoğlu davasının seyri ve karar çıkması halinde neler yapılacağı etraflıca konuşulmuş... Son duruşmada erteleme çıkması halinde Neyzen Tevfik Sokak'ta küçük bir buluşma, ceza çıkması halinde ise Saraçhane'de büyük bir buluşma organize edilmesi seçenekleri masaya yatırılmış. Kulislere göre Saraçhane mitingi son anda karar verilen değil bir organizasyon değil Aslında sadece 3 Aralık'ta da değil. Davanın başlangıcından itibaren CHP kurmayları ile İmamoğlu'nun ekibi arasında sıkı bir koordinasyon olduğu vurgulanıyor. Davanın her safhası, çıkacak kararla ilgili de farkı farklı çalışıldığının altı çiziliyor" https://twitter.com/nevsinmengu/status/1604799299145064453?s=46&t=9CJ7vxN4d6A5lRunyTrUEg
Yeniden değerleme oranı her yıl ehliyetten pasaport ücretlerine, MTV’den emlak vergisine, yurt dışından getirilen telefon vergisine kadar birçok kalemde artışa neden oluyor.. Bu yıl belirlenen yeniden değerleme oranını yüzde 122,9’a ulaşmıştı. Yeniden değerleme oranını yüzde 50 artırma veya azaltma yetkisi bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağı merak ediliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan indirim yetkisini kullandı. Buna göre, yeniden değerleme oranında yüzde 50 indirime gidilerek, MTV zam oranı yüzde 61,5’e indirildi. Karar, Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayınlandı.
Yargılamayı yapan İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi geçtiğimiz hafta davaya ilişkin kararını açıkladı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na YSK üyelerine hakaret suçundan 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi. Mahkeme, İmamoğlu hakkında TCK'nın "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" konusunu içeren 53. maddesinin uygulanmasına hükmetti. Yani siyasi yasak konusu da gündeme geldi. Türkiye'nin gündemine oturan davaya ilişkin mahkeme gerekçeli kararını açıkladı. ALT SINIRDAN UZAKLAŞARAK CEZA Mahkeme 17 sayfalık gerekçeli kararında neden alt sınırdan uzaklaşarak ceza verdiğini açıkladı. Sanık Ekrem İmamoğlu'nun YSK üyelerine karşı hakaret suçunu basın önünde işlediği, suçun yüksek yargı mensuplarından oluşan Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek şekilde hakaret ettiği kaydedildi. "İBB Başkanlığı sıfatı bulunan ve söylediği her söz Türkiye'de ve yurt dışında basın aracı ile kolaylıkla duyulan ve takip edilen sanık tarafından bu şekilde hakaret suçunun işlenmesi nedeniyle temel ceza alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmiştir" denildi. "YARGILAMAYI CİDDİYE ALMADI" İmamoğlu'nun Ordu Valisi'ne hakaret suçundan adli para cezası aldığı da hatırlatılan gerekçeli kararda, "sanığın geçmişi ile ilgili mahkememizde olumsuz bir kanaat oluşturmuş olup, mahkemenizde devam eden yargılama sürecinde 21 Eylül 2022 tarihli duruşmadan sonra basın mensuplarına devam eden davayla ilgili 'olmaması gereken bir daha sürdürülüyor, boş işler bunlar' şeklinde açıklaması, 11 Kasım 2022 tarihli duruşmadan sonra 'şu mahkemeden utanç duyuyorum böyle bir yargılama olamaz, şaka gibi, trajikomik bir durum, beni zerre ilgilendirmiyor' açıklamaları, yargılama sürecindeki davranışları ile mahkemece yapılan yargılamayı ciddiye almamış, bu olumsuz davranışlarından dolayı lehine indirim uygulanmamıştır" denilerek cezada neden indirime gidilmediği de açıklandı. "SÖZÜN MUHATABININ YSK ÜYELERİ OLDUĞU DURAKSANMAYACAK ŞEKİLDE AÇIKTIR" Kararda ayrıca İmamoğlu'nun sözlerine başlarken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya cevap verdiği ancak konuşmanın içeriğinde 31 Mart seçimini iptal edenlerin ahmak olduğunu belirttiği kaydedilerek, "Sözün muhatabının YSK üyeleri olduğu duraksanmayacak şekilde açıktır. Sanığın savunmasında sözlerinin muhatabının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olduğunu ileri sürmesi karşılıklı hakaret nedeni ile cezadan kurtulmaya yönelik geliştirilen bir savunma olarak değerlendirilmiştir" ifadeleri yer aldı. "VURGUSU VE KULLANIŞ BİÇİMİ APTAL ANLAMINDAYDI" İmamoğlu' nun suça konu "Tam da işte 31 Martta seçimi iptal edenler ahmaktır" sözüne yer verilen gerekçeli kararda, "Ahmak sözcüğünün cümle içinde kullanış biçimi ve yapılan vurgu dikkate alındığında aptal, gerizekalı anlamında kullanıldığı kanaatine varılmıştır" denildi. "HAKİM TARAFSIZLIĞI İDDİASI YERİNDE GÖRÜLMEMİŞTİR" Mahkeme gerekçeli kararında çok tartışılan ilk hakimin değişmesi konusunda da değindi. Sanık avukatlarının adil yargılanma hakkından mahrum kaldıkları yönündeki savunmalarının yerinde olmadığı anlatılan gerekçeli kararda, "Davanın ilk hakimi davaya 28.05.2021 tarihinden 01.06.2022 tarihindeki beşinci celsede kadar yargılamayı yapmıştır. Sanık avukatları doğal yargıçlık ilkesi gereğince baktığını belirttikleri ilk hakimi 23.03.2022 tarihli duruşmada taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle hakimin tarafsızlığından şüphe duyduklarını ileri sürerek hakimi reddetmişlerdir. Hakimin yaklaşık 1 yıllık sürede davaya baktığı, delillerin toplanmış olduğu, iddia makamından esas hakkındaki mütalaanın alındığı, ancak sanık avukatlarının karar aşamasına gelen dava dosyasına sürekli bilimsel mütalaa, hukuki mütalaa adı altında 3 ayrı mütalaa sunduğu, her şey kameralar önünde cereyan ettiği halde tanıklar dinletme yoluna giderek, önceki hakimin çalıştığı dönemde bitirip karar verebileceği dava dosyasını gereksiz taleplerle meşgul ederek duruşmaların sürekli ileri atıldığı anlaşılmaktadır. Dava dosyası önceki hakim tarafından sonuçlanmış olsa da yine aynı şekilde hakimin tarafsız olmadığını ileri sürerek yargılamaya itiraz edecekleri ortadadır. Bu nedenle dava dosyasına bakan iki ayrı hakim hakkında da hakimlerin tarafsız olmadığı savunmaları yerinde görülmemiştir" cümleleri kullanıldı.
