05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Sözde mülakat mağdurları için MEB’i basam Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun İBB’de yaptığı haksızlığı görüyor mu?

KPSS'deki yüksek puanlarına rağmen mülakatlarda aldıkları düşük puan iddiasıyla atanamayan öğretmenleri konuşma bahanesiyle TÜİK'in ardından MEB'e adeta baskın yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’li Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne mezuniyet notu yüksek olup mülakatlarda aldıkları düşük puan sebebiyle giremeyen sözleşmeli personelin hakkını görmezden geldiği anlaşıldı. 2019 yılında, İBB’ye sözleşmeli personel alımında mezuniyet puanı 90 olan kişilere mülakattan düşük puan verildiği ve işe alınmadığı, mezuniyet puanı 50 olan kişilere ise mülakattan yüksek puan verilerek hak yenildiği anlaşıldı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gururla açıklıyorum, ihracatta rekor kırıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekonomiye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan "2021 toplam ihracatımız geçen yıla göre yüzde 32,9 artışla 225,4 milyar Dolar oldu. Bu bir rekordur" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Raffles Otel'de düzenlenecek programda 2021 yılı Dış Ticaret rakamlarını duyurdu. Erdoğan "Ülkemiz siyasi istikrarsızlık ve iç sorunları nedeniyle çok uzun yıllar kriz dönemlerinde önüne açılan pencereleri kullanamadı. Millet kaybederken, memur, emekli, işçi, esnaf kaybederken krizden nemalanan bu seçkin azınlık kazanmaya, palazlanmaya, servetini artırmaya devam etti" dedi. "BİZİM PARAMIZ ÇOK ÖNEMLİ" Cumhurbaşkanı Erdoğan "Türk Lirası ile ticaret gerçekleştirdiğimiz ülke sayısını her geçen gün daha yukarı taşıyoruz. Ne olur TL deyip geçmeyin, bizim paramız çok önemli. İnşallah paramız belirleyici olacak, hiç endişe etmeyin. 2021 yılı itibarıyla 205 ülke ve bölgeye ihracat işlemlerimizi milli paramız ile gerçekleştirdik. Türk Lirası ile yaptığımız dış ticaret hacmi 183 milyar liraya ulaşmıştır. Mal ticaretindeki güçlü performansın hizmet ticareti rakamlarımıza müspet yansıdığını görüyoruz. Hizmet ihracatımızın bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 60'a yakın artışla 53 milyar dolara ulaşmasını ve cari işlemler dengesine 23 milyar dolarlık katkı yapmasını bekliyoruz" açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:  Ülkemiz ve ekonomimiz açısından tarihi öneme haiz bu toplantı vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. 2021 yılının dış ticaretini değerlendirmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz.  Milletimize böyle başarı hikayeleri yazdırdığı için hamdediyorum. Türk ekonomisi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme ilkeleri doğrultusunda gelişimini sürdürüyor. Az sonra açıklayacağımız ihracat rakamları hedeflerimize bağlılığımızın doğru yolda emin adımlarla ilerlediğimizin en somut nişaneleridir. Türkiye ekonomide kabuk değiştirmekte artık farklı bir lige çıkmaktadır. Elde ettiğimiz başarıların büyümemize sağladığı katkılarda ihracatımızın çok ciddi payı vardır. İhracatçılarımız akıncı ruhuyla çalışmış, istihdam oluşturmuş, üretmiş, ürettiklerini dünyanın hemen her ülkesine satma başarısı göstermiştir. Türk ekonomisin Alperenleri olarak gördüğüm tüm ihracatçılarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. Tarihi başarımızın gizli kahramanları olan emekçi kardeşlerimizi de kutluyorum. "TÜRK EKONOMİSİNE ASLA KONTAK KAPATTIRMADIK" Maske ve tıbbi malzeme konusunda Avrupa ve dünyanın pek çok yerinde yaşanan sıkıntıları hepimiz hatırlıyoruz. Güçlü sağlık altyapımızın sağladığı avantajları etkin ve verimli şekilde kullanarak salgın sürecini en iyi şekilde yönettik. Türkiye ekonomisinin ayakta kalması, üretimin aralıksız sürmesi, istihdamın sürmesi için toplumumuzun tüm kesimlerine yönelik tedbirleri devreye aldık. Milletin felaketinden siyasi rant devşirme peşinde koşan muhalefetin abuk subuk tekliflerine rağmen Türk ekonomisine asla kontak kapattırmadık. Ülkemizin salgın yönetimine katkıda bulunan en önemli faktörlerden birisi de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. "SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİNDE REKOR DEĞERE ULAŞILDI" Sağlık hizmetlerinin yanı sıra ekonomide kamu güvenliğinde de hamdolsun ciddi hiçbir zaafiyetle karşılaşmadık.  Son iki yıla ait ekonomik veriler Türkiye'nin başarısını açıkça ispat ediyor. Mesela küresel ticaret, korumacı politikalar, salgının ticaret zincirlerinde yol açtığı kırılmalar nedeniyle çeşitli aksaklıklara maruz kalmıştır. DTÖ'ye göre küresel mal ticareti hacmi itibarıyla bizler burada hiçbir zaman yalnız kalmadık ve muhataplarımızı da yalnız koymadık. Türkiye'nin salgın döneminde ekonomisini en hızlı toparlayan G20 ülkesi olması bekleniyor. Yılın üçüncü çeyreğinde büyüme oranında itici gücün mal ve hizmet ihracatı olduğunu görüyoruz. Yüksek oranlı büyümenin yüzde 92'si net mal ve hizmet ihracatından kaynaklanmıştır. İhracat artışının büyümedeki yansımaları bilhassa sanayi üretimi, kapasite kullanımı, istihdam gibi göstergelerde daha net görülüyor. Sanayi üretim endeksi Ekim ayında yıllık bazda yüzde 8.5'lik artışla 143.6 seviyesine yükselerek rekor bir değere ulaşmıştır. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ise salgın öncesini aşarak Aralık ayı itibarıyla yüzde 78.7 seviyesine çıkmıştır. Bu ivme istihdama da olumlu aksetmiş, Türkiye ekonomisi 2021 Ekim ayı itibarıyla salgın öncesi döneme göre 2 milyon ilave istihdam oluşturmuştur.  OECD üyesi ülkelerin istihdam açısından 2022'nin 3'üncü çeyreğinde toparlanması öngörülürken Türk ekonomisi salgın öncesi seviyelere hızla ulaşmayı başarmıştır. Her kriz beraberinde birçok fırsatı da getirir. Tarih boyunca küresel kriz dönemlerini iyi değerlendiren ülkeler çok büyük sıçrama yapma imkanına kavuştular.  Küresel ekonomiye yön veren ülkelerin seremcâmına baktığımızda bu gerçeği görürsünüz. Ülkemiz siyasi istikrarsızlık ve iç sorunları nedeniyle çok uzun yıllar kriz dönemlerinde önüne açılan pencereleri kullanamadı. Millet kaybederken, memur, emekli, işçi, esnaf kaybederken krizden nemalanan bu seçkin azınlık kazanmaya, palazlanmaya, servetini artırmaya devam etti. Türkiye'nin içine hapsedildiği bu daireyi 2002 yılında bozan biz olduk. Türk ekonomisini prangalarından kurtarmayı başardık. Serbest piyasa ekonomisi anlayışıyla rekabeti esas alan politikalarla ülkemizi kalkındırdık, güçlendirdik. "BUNU GURURLA AÇIKLIYORUM, BU BİR REKORDUR" Türkiye ilk defa krizlerin altında ezilen değil, krizleri yöneten hatta fırsata çeviren ülke konumuna gelmiştir. Salgın nedeniyle ortaya çıkan alternatif tedarikçi arama eğilimleri ülkemizin küresel tedarik zincirlerindeki coğrafi avantajını öne çıkarmış ve ihracatımızın önünü daha da açmıştır. Geçen yılın 3.çeyreği itibarıyla Ülkemizin küresel ihracattan aldığı pay ilk kez yüzde 1'in üzerine çıkmıştır. İhracatımız tarihimizde ilk defa 200 milyar doları aşarak OVP'nin de ötesine geçmiştir. Bunu gururla açıklıyorum. 2021 toplam ihracatımız geçen yıla göre yüzde 32,9 artışla 225,4 milyar dolar oldu. Bu bir rekordur. 2021 yılında dış ticaret açığı yüzde 7,8 azalışla 45,9 milyar dolara geriledi, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 83,1'e yükseldi. Bu oranın 2000 yılında sadece yüzde 51 olduğu dikkate alındığında Türkiye ekonomisinin bizim dönemimizde kaydettiği ilerleme çok daha iyi anlaşılacaktır. Ama muhalefet bu işten anlamaz. Onların derdi başka. Bizim derdimiz aşk. İhracat ihracat ihracat. Şu anda dünya ile yarışıyoruz.  Son 12 ayın 11'inde ihracat rekoru kırdık. 2021 yılı sonu itibarıyla ihracatçı firmalarımızın sayısı 101 bin 386'ya çıktı. Nereden nereye... 2021 yılında ihracat ailemize katılan yeni firma sayısı 32 bini aştı. Daha önce 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayımız 5'ten 21'e yükseldi. Konuşuyorlar, şöyle böyle. Sen konuşmaktan anlarsın. Benim Anadolu'daki vatandaşım durmuyor. Devamlı dünyanın neresinde bir pazar varsa bu pazarları dolaşıyor.  2021 yılında 81 ilimizin tamamı ihracat yaparken, 78 ilimiz ihracatını artırmayı başardı. En fazla ihracat artışı ABD'ye, Türkiye bunu da başardı. En önemli ticari ortak AB'ye ihracatımız yüzde 33 oranında artarak 93,1 milyar dolara çıktı. AB'ye karşı net 7,7 milyar dolar ticaret fazlası verdik. 2021 yılında dış ticaret hacmimiz 496,7 milyar dolara ulaştı. "HİÇ ENDİŞE ETMEYİN" Nasıl burada futbol takımlarımızın neredeyse yarısı Afrika'dansa bu pazarlar da bizimle birlikte geleceği olgunlaştırıyor. Daha güzel olacak, hiç endişem yok. İhracatımızı değer bazında en fazla artırdığımız ülkelere bakacak olursak ABD'ye 14.7 milyar dolara, BAE'ye yüzde 94.3 artışla 5.5 milyar dolara, İngiltere'ye yüzde 22 artışla 13.7 milyar dolara ulaştık. Değer bazında en çok arttığı sektörlere baktığımızda demir-çelikte yüzde 70.9 artışla 25.9 milyar doları, motorlu kara taşıtlarında yüzde 13.3 oranında artışla 25 milyar doları, makinede yüzde 23.7 artışla 20.8 milyar doları, hazır giyimde yüzde 22.2 oranında artışla 18.3 milyar doları yakaladık. Miktar yanında katma değer olarak da artan ihracatımızın kilogram birim değeri yüzde 17 yükselişle 1.29 dolara çıkmıştır. Ayrıca Türk Lirası ile ticaret gerçekleştirdiğimiz ülke sayısını her geçen gün daha yukarı taşıyoruz. Ne olur TL deyip geçmeyin, bizim paramız çok önemli. İnşallah paramız belirleyici olacak, hiç endişe etmeyin. 2021 yılı itibarıyla 205 ülke ve bölgeye ihracat işlemlerimizi milli paramız ile gerçekleştirdik. Türk Lirası ile yaptığımız dış ticaret hacmi 183 milyar liraya ulaşmıştır. Mal ticaretindeki güçlü performansın hizmet ticareti rakamlarımıza müspet yansıdığını görüyoruz. Hizmet ihracatımızın bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 60'a yakın artışla 53 milyar dolara ulaşmasını ve cari işlemler dengesine 23 milyar dolarlık katkı yapmasını bekliyoruz.  OVP GÜNCELLENDİ OVP'nin geçtiğimiz yılki hedefini zaten aşmıştık. Bu programda önümüzdeki sene için yaklaşık 231 milyar dolarlık ihracat belirlemiştik. Gelecek yıl da bu rakamın üzerine çıkacağına inanıyorum. Bakan Bey sen de inanıyor musun? Bütün buradaki kardeşlerimiz de buna inandıktan sonra biz bunu aşarız. 2022 ihracat hedefimizi 250 milyar dolar olarak revize ediyoruz. Siz bu hedef doğrultusunda ilerlerken biz de sizin yanınızda olmayı sürdüreceğiz. Eylül ayındaki son buluşmamızda İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi'nin müjdesini vermiştim. Faaliyete 2022 Mart ayında geçecek şirketin ihracatçılarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Finans merkezini de bir an önce harekete geçireceğiz. 2022 yılı için ihracatı desteklemek için ayırdığımız bütçeyi artırıyoruz. Yazılım, bilişim, sağlık turizmi, eğitim, teknik müşavirlik, savunma, makine ve eczacılık üzerine tüm sektörlerimize yönelik yeni destek programlarını devreye alıyoruz. Uzak ülkeler stratejisinin tanıtımını önümüzdeki günlerde yapacağız. İhracatımızın kesintisiz sürmesi için kara, deniz, hava ve demiryolu yatırımlarımızı geliştiriyoruz.  Ülkemizi elektronik ihracatta da lider ülkeler arasına taşımak için yeni stratejiler hazırlıyoruz. KOBİ'lerimiz ve bireysel girişimcilerimiz başta olmak üzere 35 binin üzerinde kayıtlı kullanıcısına yol gösteriyoruz. Bu uygulamayı yeni nesil ihracat modelleri kapsamında güncelleyerek etkinliğini artıracağız.

2 yıl önce

Karanlık el devrede! Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly: Bu olaylarda iç ve dış unsurların katkısı var

Büyükelçi Saparbekuly, ülkesindeki olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu. Saparbekuly, Kazakistan'da olayların LPG zammı gerekçesiyle Mangistau eyaletinde halkın protestolarıyla başladığını hatırlatarak, "Bu protesto eylemleri bir gün sürdü. Bir gün sonra gece yarısı Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev talimat verdi ve halkın bu taleplerinin, ekonomik şartların kanun çerçevesinde araştırılması talimatını verdi. Bu çerçevede bir hükümet komisyonu oluşturuldu. Bu komisyon üyeleri olayların yaşandığı Mangistau bölgesine gitti. Oradaki protestocu halkla bir müzakere süreci yaptı. Cumhurbaşkanımız halkımızın kendi haklarını açık bir şekilde ifade etmeye hakkı olduğunu, yapılan protestoların kanun dışına çıkmaması gerektiğini belirtti." dedi. Komisyon üyeleri ve protestocular arasında yapılan görüşme sonrası LPG fiyatlarının düşürüldüğünü aktaran Saparbekuly, güvenlik güçlerinin sivillere karşı şiddet kullanmadığını belirterek, "(Başlangıçta) Halka karşı bir güç gösterimi ya da onları dağıtmaya yönelik bir eylem yapılmadı. Halkın barışçıl şekilde gösteri yapması sonrası karşılıklı olarak herhangi bir çatışma yaşanmadı, tabii ufak-tefek çatışmalar müdahaleler oldu ama komple bir şekilde bir müdahale olmadı." ifadesini kullandı. "OLAYLARIN ALMATI'YA SIÇRAMASI SONRASI TALEPLER FARKLI BİR BOYUTA ULAŞTI" Saparbekuly, olayların ülkenin farklı şehirlerine de yansıdığını, ülkedeki birçok şehirdeki protestoların barışçıl şekilde devam ettiğini fakat ülkenin en büyük kenti Almatı'daki bazı protestoların kanun dışına çıkarak provokatif eylemlere dönüştüğünü söyledi. "Protestolar ilk önce basit taleplerle oluştu, öncelikle fiyatların düşürülmesi, halkın ekonomik durumunun iyileştirilmesi, maaşların artırılmasıyla ilgili Kazakistan halkının, herkesin temel arzusu olan temel taleplerle oluştu. Olayların Almatı'ya sıçraması sonrası talepler farklı bir boyuta ulaştı." değerlendirmesinde bulunan Saparbekuly, aşırı uç sayılabilecek taleplerin protestocular tarafından dillendirildiğini kaydetti. "GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ İÇERİSİNDE CAN KAYIPLARI VAR" Saparbekuly, olayların net olarak ortaya çıkarılması için henüz erken olduğunu vurgulayarak, "Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı gibi bu olaylarda iç ve dış unsurların katkısı var. Bunlar Cumhurbaşkanımız tarafından da net olarak açıklandı." dedi. Kazakistan'ın birçok kentinde olayların devam ettiğini belirten Saparbekuly, olayların başladığı Mangistau bölgesinde de eylemlerin çoğunun barışçıl şekilde devam ettiğini, bazı şehirlerde ise vandalizme varan olayların yaşandığını anlatarak, "Güvenlik güçlerine saldırılıyor, güvenlik güçlerimiz içerisinde can kayıpları var. Almatı'da vandalizme varan olaylar gerçekleştiriliyor. Almatı valilik binasının yakılması, bir medya merkezinin basılması gibi bazı olaylar yaşanıyor. Güvenlik güçleri, ulusal muhafızlar ve askeri birlikler ile Almatı'daki kalabalık ve provokatif grupların dağıtılması için müdahaleler sürüyor. Bunlar tabii göz yaşartıcı gaz gibi yöntemlerle sağlanıyor." değerlendirmesinde bulundu. Saparbekuly, güvenlik güçlerinin içerisinde can kayıplarının olduğunu dile getirerek ülkede olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini söyledi. Türkiye Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklama ve Türk halkının sosyal medyada yaptığı paylaşımlardan memnuniyet duyduğunu belirten Saparbekuly, Kazakistan'ın istikrarının halkın sağduyusuyla gerçekleşebileceğini aktardı. OHAL KARARININ ÜLKENİN TÜM BÖLGELERİNDE GEÇERLİ OLDUĞU DUYURULDU Kazakistan'ın batısında 2 Ocak'tan itibaren LPG'ye yapılan zamlar ve ülkedeki sosyoekonomik durumun kötüleştiği gerekçesiyle başlatılan protestolar ülkenin diğer kesimlerine yayıldı. Sokak olaylarına dönüşen gösterilerde güvenlik güçleri ile protestocular arasında çatışmalar yaşandı. Polis ve askeri araçları ateşe veren ve devlet binalarına giren protestoculara, güvenlik güçleri ses bombası ile müdahale etti. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, başlatılan protestolardan sorumlu tuttuğu hükümetin istifasını kabul etti. Protestoların yayılması sonucu önce başkent Nur Sultan, Almatı şehri ve Mangistau eyaletlerinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi. Ardından OHAL kararının ülkenin tüm bölgelerinde geçerli olduğu duyuruldu.

2 yıl önce

36 saattir mahsurlar! İBB üç tane İETT otobüsünü kaderine terk etti

Ispartakule - Bahçeşehir yolunda 36 saat boyunca mahsur kalan İETT otobüsleri İBB tarafından kurtarılmayı bekliyorken aynı saatlerde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun AKOM'da 'Havalimanında mağdur olan vatandaşlar için yardım talep ettik, kabul edilmedi.' şeklindeki açıklaması tepkilere sebep oldu.

2 yıl önce

Afganistan insani yardım treni uğurlama töreni… Bakan Soylu: Oradaki kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "İyilik Treni Afganistan Yolunda" Afganistan insani yardım treni uğurlama törenine konuştu. Bakan Soylu, "Kim ne derse desin oradaki kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız" dedi.

2 yıl önce

Sahil Güvenlik Komutanlığı: Savunmasız Balıkçılara Yunan unsurları tarafından ateş açılması kabul edilemezdir, insanlık suçudur

Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; 22 Şubat 2022 tarihinde saat 19.15 civarında Sakız adası ve Karaburun arasında avlanan 2 Türk Balıkçı Teknesine Yunanistan unsurları tarafından ateş edildiği, açılan ateş sonucunda 1 mürettebatın bacağından yaralandığı bilgisinin alınmasına müteakip 112 Acil Sağlık Ekibi ile birlikte olay mahalline derhal 2 Sahil Güvenlik Botu sevk edilmiştir.   Olay mahalline intikal eden Sahil Güvenlik Botları tarafından herhangi bir Yunan unsuru tespit edilmemiş, bacağından saçma ile hafif yaralanan şahsa ilk müdahale 112 Acil Sağlık Ekibi tarafından Sahil Güvenlik Botunda yapılmış ve Çeşme Devlet Hastanesine intikali sağlanmıştır. Olay ile ilgili Karaburun Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan tahkikat devam etmektedir. Savunmasız Balıkçılara Yunan unsurları tarafından ateş açılması kabul edilemezdir, insanlık suçudur.

2 yıl önce

Ayçiçek yağında stok tartışması... Bahçeli: Altın satar gibi yağ satanlar onurlarını da satmışlardır

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar... Anadolu coğrafyası doğu-batı koridorunda köprü işlevi gören, yolların kesişme noktasında bulunmasından dolayı tarihin her döneminde stratejik önemi çok yüksek olan vatan topraklarımızdır. Geçmişiyle, geleceğiyle, dağıyla, taşıyla bu coğrafya bizim, bastığımız topraklara vatan mührünü vuran irade Türk milletidir. Coğrafyamızı değiştirme ihtimalimiz yoktur, bu vatan kıyamete kadar bizimdir, bizim kalacaktır. Bir vatana sabahtan akşama sahip olmak mümkün değildir.  Etrafımız tehdit saçıyor diye tüm oyunlar üzerimize oynanıyor bahanesiyle ne korkacak ne de saklanacak halimiz vardır. Her taşı yakut, her insanı aziz olan bu cennet vatanı her şart altında müdafaaya yetkiliyiz ve sonuna kadar da yeminliyiz. Çevremizi saran bütün coğrafyalar bıçak sırtındadır. Milli bekamız çok ciddi risk ve tehlikelerle karşı karşıyadır. Bu nedenle dik duracağız, dirayetli hareket edeceğiz. Karanlık propagandalara aldırış etmeden refakatinde yürüyüşümüzü inançla sürdüreceğiz. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın Türkiye'ye yol açacağı çok boyutlu sonuçları hesaplamak zorundayız. Savaşın küresel dengeleri sarsacağını, dünyanın diplomatik imajını bozacağı gelişmelerle sabittir. Sayın Cumhurbaşkanımızın aktif diplomasisi, ateşkes ve barış ümitlerimizi canlı tutmaktadır, dünya bu fırsatı kaçırmamalıdır. Türkiye arabuluculuk yapacak tek ülke olarak öne çıkmış durumdadır. Savaşın ekonomik, ticari, insani ve vicdani faturasının gittikçe ağırlaştığı görülmektedir. İnsani kriz korkunç seviyelere tırmanmaktadır. Türkiye'ye gelen Ukraynalı sayısı 20 bini bulmuştur. Rusya-Ukrayna heyetleri arasında yapılan görüşmeler bugüne kadar sonuç vermemiştir. Üzerinde anlaşılan geçici ateşkes kararı bile kısa sürede ihlal edilmiştir. Rusya'nın iddia ettiği gibi iki taraflı bir anlaşmazlık değil, tek taraflı bir işgal söz konusudur. Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Sayın Dışişleri Bakanımızın çabalarından dolayı yürekten kutluyor, teşekkür ediyorum. Rusya kilometrelerce uzunluktaki konvoylarını sevk etmektedir. Rusya'nın tüm askeri gücüyle Ukrayna'da etkinlik göstermediği anlaşılmaktadır. ABD, AB ve NATO ise günü kurtarmanın, çatışmaları kızıştırmanın hevesinde ve peşindedir. Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın 'Bugünden itibaren tüm ölümlerden NATO sorumlu' beyanı her anlamda düşündürücü bir çıkış olarak değerlendirilmelidir. Rusya'nın Ukrayna işgalinin 3 alternatif senaryo üzerinde sonuçlanabileceği görülmektedir. Bunlardan birincisi kukla bir yönetimin iş başına getirilmesidir. İkincisi Ukrayna'nın ikiye bölünmesidir. Bu kapsamda Rusya'nın bu bölgeyi kontrol etmesi beklenebilecektir. Üçüncüsü ise Donetsk ve Luhanks özerkliğine dair değişikliklerin yapılması ve Kırım'ı doğrudan tanımasıdır. Ukrayna işgali taşları yerinden oynatmakla kalmayacak, benzer skandalların farklı coğrafyalarda sergilenmesine emsal teşkil edecektir. Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaların kazananı değil sadece kalabalık kaybedenler kulübü olacaktır. Türkiye başta olmak üzere pek çok ülke bu savaşın vahim sonuçlarına direkt maruz kalmaktadır. AYÇİÇEK YAĞINDA STOK TARTIŞMASI Savaşın sürmesi, daha vahimi uzaması, ticaret kanallarını kapatacak, ülke ekonomilerini şiddetli bir türbülansa sokacaktır. Bugünkü riskli gündem akışı içinde stokçuluk yapan damgalı ahlaksızların tekrar bitleri kanlanmıştır. Bunların utanmaları kalmamıştır, insanımızın kesesine kent vuranların gözünün yaşına bakılmamalıdır. Sanki altın satar gibi yağ satanlar onurlarını da satmışlardır. İstanbul ve Ankara'daki marketlerde ilkel görüntüler hepimizin yüreğini sızlatmıştır. Sosyal medya üzerinden provokasyon rüzgarı estirilmiştir. Marketlerde izdiham oluşmuş, insanlarımız birbirine girmiştir. Toplam ayçiçek üretimimizin yüzde 17 yükseldiği, yağ ihtiyacının bir bölümünün ithalatla karşılandığı bilinen bir husustur. Gerekli tedbirlerin alındığı Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanmıştır. İç işgal cephesinin yağ üzerinden toplumsal panik halini tetiklemesi en hafif tabirle şerefsizliktir. CHP yönetiminin bu yalana sarılarak 'Türkiye bunu hak etmiyor' sözleri kaos çıkarmaya yönelik alçak bir kumpastır. Muhalefet demek Türkiye'ye karşı cephe açmak hiç değildir. Sanal ve sipariş yağ krizinin orkestra şefi yine CHP olmuştur. Bu kadar mı nefret dolusunuz? Siyasi keneler asıl siz söyleyiniz? Kimin kuyruğu oldunuz? Bugünkü CHP varken, biliniz ki düşmana gerek yoktur. Bugün ki CHP vaziyet almışken, milli güvenliğimizin, milli ekonomimizin dış kaynaklı saldırı ve suikastlere uğramasına gerek yoktur.  İnsanlarımızın yağ almak için telaşlanması bize yakışmayan köhne görüntülerdir. Yağsız Yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Yağımız da var, yakacağımız da var, unumuz da var. Ülkemizdeki yağ stoklarının azaldığını açıklaması sorumsuzluktur. Türkiye barış ikliminin yeşermesi için çalışırken ortalığı karıştırmanın gayesi nedir? Tansiyon düştüğünde gemilerimiz limanlarımıza sağ salim yanaşacaktır. Bölge yanarken, Türkiye'de sinekten yağ çıkarıp gerçekleri çarpıtmaya çalışanlar vatanperver olmayan çevrelerdir. Yalan haberlerinin kime ne faydası vardır? Gerekirse kendi yağımızla kavruluruz. Bir eli yağda, bir eli balda olan çapulcuların ortalığı velveleye verip siyasi rant elde etme isteği art niyetliliktir. Fesat yuvalarının üzerine gitmeliyiz, spekülatörleri doğduklarına pişman etmeliyiz. Burunlarından fitil fitil getirmeliyiz. Bunun bedelini Türk mahkemeleri önünde ödemelidir, bunlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Batıya yağcılık yapanların tuzaklarını bozacağız, oyunlarını alt üst edeceğiz. Biz yağa değil kana bakarız kana, o kan ki tertemiz millet iradesidir. O kan ki Türk milletinin varlık kefaletidir. O kan ki istikbalimizin kefilidir. Yağdanlıklara diyorum ki yağcılarda ineceksiniz, yağdan yeni bir kriz konusu çıkarmanın hesabını vereceksiniz.  "DÜNYA DÜZENİ HER YERİNDEN ÇATLAMAKTADIR" 1939 yılında milletlerarası politikanın kuvvet odakları 6 devletten ibaretken 1945'ten sonra sahne sadece 2 devleti parlatmıştır. Ukrayna'da yaşanan savaş çok kutuplu bir dünyanın cümle kapısıdır. 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeni her yerinden çatlamaktadır. Türk dış politikasının temel prensibi olan Türk milletinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutmak esastır. Çok şükür mevcut devlet yönetimi bu çizgidedir. Milletlerarası kabul ve teyit edilmiş münasebetlerin temel prensibi milletlerin hak eşitliğidir. Bir tarafın devamlı taviz verdiği, devamlı mahkum olduğu bir diyaloğun ne müttefiklikle ne dostlukla bağı olacaktır. Biz bağımsızlığına düşkün bir milletiz. Hürriyete, insan haklarına, milli iradeye dayanmaktadır. Partiler üstü siyasetimiz milli sınırlarla mahdut değildir. Kars, Türk'tür, Ardahan Türk'tür, Erzurum Türk'tür. bu vatan topraklarımızda kuşku uyandırmak kötülüğün en kötüsüdür. Dalımızı kıranın ağacını kökten sökeriz. Dikkatleri Ukrayna'dan Türkiye'ye çevirme gayesi taşıyanlar ya gaflet ya da ihanetin içerisindedir. Bazı cahiller de çıkmış NATO üyesi olmasaydık ABD'nin çoktan Türkiye'yi parçalayacağını söylemişler. NATO olmasaydı Türkiye bölünürdü demek ABD'ye kurşun askerlik yapanların hüsranla çerçevelenmiş hezeyanıdır. FETÖ'yü üzerimize salan kimdir? Barındıran, besleyen kimlerdir? NATO olmasaydı Türkiye bölünürdü demek Türk milletine hakarettir. Acaba NATO olmasaydı darbelere teşebbüs eden çıkabilir miydi? ABD ne yapıyordu? Teröristlere silah yardımını hangi maksatla veriyordu? Kimse bizim aklımızla alay etmesin, bizim aklımız Türk'tür, aklımızdaki de Türkiye'dir. Oncu değiliz buncu değiliz, Türk oğlu Türk'üz. Mazlumlar neredeyse elimizi oraya uzatırız. İçimize kapanamayız, hadiseleri tribünden izleyemeyiz. CHP Genel Başkanı'nın "Ne işimiz var Suriye'de?" sözleri bizahati Aziz Atatürk'le taban tabana zıttır, bütünüyle çelişmektedir. Barışsever olmak insanlığın yüksek bir seviyesidir. Eğer milli bağımsızlığımızı korumak için savaş kaçınılmaz ise buyursunlar, bizim için savaş düğündür. Güle oynaya milli haklarımızı savunuruz. 6 PARTİNİN SİSTEM ÇALIŞMASINA TEPKİ Güçlendirilmiş parlamenter sistem siyasi iktidarsızlık yıllarına duyulan özlemdir. Aynı yoldan giderek farklı bir yere ulaşılamaz. 2 yanlıştan bir doğru çıkamaz. Parlamenter sistem Türkiye şartlarında miadını doldurmuş, bakım, tamir, onarım ihtimali de kalmamıştır. Güçlendirilmiş parlamenter sistem taslağının omurgası kırıktır, yani hiçbir şey söylenmemiştir. Zillet ittifakı şuursuzdur. Köprünün altından çok sular akmıştır, boşuna söylenmemiştir: Gayretin kurusu yalnızca çarık eskitirmiştir. 6+1 formatı zillet ittifakı milletimizin beklentilerini algılamaktan, analiz etmekten mahrumiyet içinde kıvranmaktadır. Ekmeğini kendi yapan yükünü de kendi kaldırır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni Türk milleti kurmuş ve kabul etmiştir. Geleceğe taşıyacak olan Türk milletidir. Güçlendirilmiş parlamenter sisteminin gerçek ismi palavra sistemidir. Kılıçdaroğlu istikrarsız hükümet dönemlerine geri dönmek istiyor. Krizler olsun, hükümetler düşsün hesabı yapıyor. Türkiye'nin yerinde saymasını projelendiriyor. Bitti o sıkıntılı günler, geride kaldı kurulamayan hükümetler dönemi artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye'nin yönetimine hakimdir. Güçlendirilmiş palavra sistemi çürük elmadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelecek nesillere en büyük armağandır, palavra sistemi de geçmişin kriz ve anlaşmazlıklarına dümen kırmaktır. Türkiye'nin istikameti dosdoğrudur, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi doğrunun ve lider ülke Türkiye'nin tescilidir. TBMM'ye gelirken bir siyasi partinin pankartını gördüm: Pazar günü seçim olsa DEVA hazırdır diyor. Elimde kalem olsa altına yazardım; pazar günü seçim yok, iyi uykular.  12 Mart’ta, İstiklal Marşımızın TBMM’de merhum Hamdullah Suphi Tanrıöver’in heyecanla okuyup, dönemin mebusları tarafından ayakta alkışlanarak kabul ettiği tarihi bir dönüm noktasını hayranlıkla anacağız. Yürekleri bağımsızlık için çarpan kahramanlarımızın cephelerde savaşmaya devam ettiği, zaferin henüz gerçekleşmediği bir sırada yazılan bu muhteşem manzume, başarıya olan milli inancın ve kararlılığın tecellisidir. İstiklal Marşımız, Milli Mücadele’yi ruhunda hissederek mısralara döken bir mütefekkirin şahsi hissiyatı ve yalnızca yaşadığı dönemin hatıralarını yansıtan bir eser değil, aynı zamanda ayağa kalkmaya karar vermiş Türklüğün bedeli kanla ödenmiş bağımsızlık beyannamesidir. İstiklal Marşımız, milli yükselişin sembolüdür. Onu layıkıyla anlayabilmiş yüksek vicdanlarda Türk milletinin geleceğine olan inancın da abidesidir. Mısralara dökülerek tarihin içinden gelen bu kutlu ses, "Ezelden beri hür yaşamış" milletimize zincir vurmaya hala çabalayan çevreler için de caydırıcı ve uyarıcı bir anlam ihtiva etmektedir. İstiklal Marşımızın anlamından habersiz olanlar Türk milletinin en umutsuz anlarda neleri başarabileceğini bir kez daha ibretle hatırlamalıdır. Bugün hepimize düşen en büyük görev, İstiklal Marşımızda anlamını bulan mücadelenin şuuruna vararak ecdadımızın emaneti olan vatanımıza sahip çıkmak ve Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmaktır. “Korkma” diye başlayan dizeler, bugün de en çok ihtiyaç duyduğumuz manevi heyecanın başlangıcıdır. Temennim, milletinin kudretinden habersiz, tam bir teslimiyetle ülkemizi felakete sürüklemeyi amaçlayan zillet faillerinin bu tarihi mesajı layıkıyla idraki ve nedamet göstermeleridir. Tarihin her döneminde olduğu gibi, bugün de “yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden” bütün aziz şehitlerimize, kahramanlarımıza ve bir fazilet timsali olan vatan şairimiz Merhum Mehmet Akif Ersoy’a en derin şükran hislerimle Cenab-ı Allahtan rahmetler niyaz ediyorum. 12 Mart 1921’de, Büyük Millet Meclisi’nin birinci dönem mebusları tarafından İstiklal Marşımızın kabulünün 101’inci yıldönümünü gururla kutluyor, o müstesna günleri, bu kutlu çatı altında bir kez daha iftiharla anıyorum. 8 MART KADINLAR GÜNÜ MESAJI Ayrıca bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü gönülden tebrik ediyor, saygılarımı bahusus paylaşıyorum. Kadınla şiddetin birlikte anılmadığı huzurlu ve güvenli bir geleceği inşa ve ihya çabalarına canla başla destek olacağımızın sözünü veriyorum. Kadına yönelik şiddetin engellenmesi amacıyla TBMM gündemine gelecek yeni düzenlemeyi kararlılıkla destekleyeceğimizi, kadınlarımıza kalkan ellerin kırılması, katillerin en ağır biçimde cezalandırılması amacıyla elimizden gelen her çalışmayı yapacağımızı buradan ifade ediyorum. Unutmayınız ki, kadınlar insandır, biz de insanoğluyuz. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken siz değerli milletvekili arkadaşlarımı saygılarımla selamlıyor, başarılarla dolu bir hafta geçirmenizi diliyorum.

2 yıl önce

AFAD, Ukraynalı savaş mağdurlarına Türkiye'nin şefkat elini uzatıyor

AFAD ekipleri, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle insani yardım faaliyetlerinde bulunmak üzere Siret Sınır Kapısı'na sevk edildi. Ayrıca çok sayıda tırla da insani yardım malzemesi bölgeye ulaştırıldı. Türkiye'nin yardım faaliyetlerini organize eden ve Dışişleri Bakanlığı ile Türk vatandaşlarının Romanya üzerinden tahliyesine destek veren AFAD ekipleri, bölgedeki yoğun kar yağışı ve soğuk havaya rağmen özveriyle çalışmalarını yürütüyor. AFAD İnsani Yardım Koordinatörü Oğuz İlkbahar, yaptığı açıklamada, savaşın ikinci gününden itibaren bölgede 11 kişi ile görev yapmaya başladıklarını belirtti. 18 YARDIM TIRI MOLDOVA VE UKRAYNA MAKAMLARINA TESLİM EDİLDİ Sınır kapısında kurum ve kuruluşlarla koordinasyonun sağlandığını ifade eden İlkbahar, Türkiye'den gelen 18 yardım tırının Moldova ve Ukrayna makamlarına teslim edildiğini kaydetti. İlkbahar, açıklamalarına şöyle devam etti: "Siret Sınır Kapısı'nda günlük yaklaşık 3 bin 500 kişiye insani yardım dağıtıyoruz. Dağıtımlarımızı Türk ve yabancı ayrımı yapmadan gerçekleştiriyoruz. Gündüzleri de ayrıca çorba ve sıcak yemek ikram ediyoruz. 24 saat esasına göre Türk vatandaşlarına ve Ukraynalı savaş mağdurlarına yardımda bulunuyoruz. Ayrıca bölgedekilere hijyen malzemesi de dağıtıyoruz." Ukrayna'dan tahliye edilen Türk vatandaşlarının, otobüslerle İstanbul'a gönderildiğini ve bu organizasyonun sorunsuz bir şekilde gerçekleştirildiğini dile getiren İlkbahar, Siret Sınır Kapısı'ndan geçiş yapan Türk otobüslerine de İstanbul'a ulaşana kadar yetecek gerekli gıda ve hijyen malzemelerini sağladıklarını söyledi.

1 2 3 4 5 6 7 8 9