28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

Türkiye 3'üncü çeyrek büyüme oranıyla G20'nin zirvesinde

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye ekonomisi geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,4 büyüme kaydederken salgının olumsuz etkilerinin görülmeye başlandığı ikinci çeyrekte yüzde 10,4 daralmıştı. Ekonomide normalleşme sürecinin etkisiyle 2020'nin 3'üncü çeyreğinde yüzde 6,3, son çeyreğinde de yüzde 6,2'lik büyüme oranına ulaşıldı. Kovid-19 ile mücadeleyle geçen 2020 yılında ortalama yüzde 1,8 büyüyerek diğer ülkelerden olumlu ayrışan Türkiye, bu yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 7,4, ikinci çeyreğinde baz etkisiyle yüzde 22 büyüme kaydetti. Türkiye, bugün açıklanan 3'üncü çeyrekteki yüzde 7,4'lük büyüme performansıyla verisi açıklanan G20 ülkeleri arasında en yüksek oranda büyüyen ülke olarak dikkati çekti. Birleşik Krallık yüzde 6,6, Suudi Arabistan yüzde 6,2'lik büyümeyle Türkiye'yi izledi. G20 ülkelerinden ABD ve Çin yüzde 4,9, Meksika yüzde 4,7 büyüme kaydetti. Güney Kore'nin 3'üncü çeyrekte elde ettiği büyüme oranı yüzde 4, İtalya'nın yüzde 3,8 ve Endonezya'nın yüzde 3,7 olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde Fransa yüzde 3,3, Almanya yüzde 2,6, Japonya yüzde 1,3 büyüme performansı sergiledi. TÜRKİYE, OECD ÜLKELERİ ARASINDA DA 2. SIRADA Öte yandan Türkiye, 3'üncü çeyrek büyüme verisiyle OECD ülkeleri arasında da öne çıktı. Şili, bu dönemde baz etkisiyle yüzde 17,3 büyüyerek listenin zirvesinde yer alırken Türkiye, ikinci oldu. Şili geçen yılın aynı döneminde yüzde 9,8 daralmıştı. Verisi açıklanan G20 ülkelerinin yılın 3'üncü çeyreğinde elde ettikleri büyüme oranları şöyle: Ülkeler Büyüme oranları (yüzde) Türkiye 7,4 Birleşik Krallık 6,6 Suudi Arabistan 6,2 ABD 4,9 Çin 4,9 Meksika 4,7 Güney Kore 4 İtalya 3,8 Endonezya 3,7 Fransa 3,3 Almanya 2,6 Japonya 1,3

2 yıl önce

OECD, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminini yükseltti

OECD bugün yayınladığı "Ekonomik Görünüm" raporunda Türkiye için 2021 yılı GSYH Büyüme tahminini ara dönem raporunda yer alan tahminde açıklanan yüzde 8,4'ten yüzde 9,0'a çıkarıldı. 2022 yılı için tahmin yüzde 3,1'den yüzde 3,3'e yükseltilirken, 2023 yılı için tahmin yüzde 3,9 seviyesinde oluştu. Kurum ortalama enflasyon beklentilerinde de yukarı yönlü revizyona gitti. Buna göre, bu yıl için ortalama tüketici fiyat tahmini yüzde 17,8'den yüzde 18,7'ye, 2022 yılı tahmini yüzde 15,7'den yüzde 23,9'a çıkarıldı. 2023 yılı ortalama tüketici fiyatları tahmini yüzde 21,7 olarak açıklandı. "DAHA FAZLA BASKI ARTTI" OECD, "Enflasyon çok yüksek ve yapışkan. Faiz oranlarındaki son indirimler enflasyon bekleyişleri, kur, reel hane halkı geliri ve dış finansman üzerinde daha fazla baskı yarattı." değerlendirmesinde bulundu. Raporda, "Makroekonomik politika duruşu ve politika karışımı normalleştirilmeli. Para politikası resmi enflasyon hedefine ulaşmak için gerçekçi bir patikaya yönelik güvenilir yönlendirme sunmalı. Bu, pandemi sürecinde sübvansiyonlu kredilere bel bağlayan yüksek borçlu şirketlere ve hane halklarına hedefli mali destek ile bir araya gelmeli. YENİ FIRSATLARI DAHA İYİ YAKALAYABİLİR Türkiye, global değer zinciri yeniden yapılanmasından çalışanlar üzerinde alınan vergileri ve istihdamdaki katılıkları azaltarak yeni fırsatları daha iyi yakalayabilir" değerlendirmelerine de yer verildi. Manşet enflasyona paralel olarak çekirdek enflasyon tahminlerinde de artış görüldü. 2021 yılı için gıda ve enerji hariç tüketici fiyat beklentisi yüzde 17,3'ten yüzde 17,6'ya, 2022 yılı için yüzde 15,6'dan yüzde 21,6'ya gelirken, 2023 yılı için beklenti yüzde 21,4 oldu. OECD, 2021 yılı için işsizlik oranı beklentisini yüzde 14,0'ten yüzde 12,2'ye, 2022 yılı için yüzde 14,2'ten yüzde 12,5'e çekti. 2023 yılı için yüzde 12,6 tahmininde bulundu. Cari denge/GSYH için tahmin bu yıl yüzde -3,6'dan yüzde -2,1'e, gelecek yıl yüzde -3,4'ten yüzde -1,7'ye revize edilirken, 2023 yılı tahmini yüzde -1,6 olarak belirlendi.

2 yıl önce

Standard & Poor’s, Türkiye’nin 2021 ve 2022 yılları için büyüme tahminlerini yükseltti

Kredi derecelendirme kuruluşunun Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Gelişen Piyasalar raporunda, Türkiye'nin 2021 yılı için ekonomik büyüme tahmininin 1,2 puan artırılarak yüzde 9,8'e, 2022 yılı için büyüme tahmininin ise yüzde 0,4 artırılarak 3,7'ye revize edildiği kaydedildi. Raporda, Rusya'nın bu yıl için ekonomik büyüme tahmininin 0,2 puan artırılarak 4,2'ye, 2022 yılı için ise 0,1 puan artırılarak 2,7'ye yükseltildiği bildirildi. S&P'nin raporunda, Güney Afrika'nın 2021 için büyüme tahmininin 0,3 puan artırılarak 4,9'a, 2022 için 0,2 puan düşürülerek yüzde 2,4'e revize edildiği hatırlatılırken Polonya'nın 2021 için büyüme tahmininin 0,1 puan artırılarak 5,2'ye, 2022 için 0,3 düşürülerek yüzde 5 olarak revize edildiğine vurgu yapıldı. Raporda, gelişen piyasalarda yüksek enflasyon ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin belirsizliklerin ekonomik büyümeyi yavaşlatma riski taşıdığının altı çizildi. Öte yandan raporda, bu yılın üçüncü çeyreği itibarıyla Avrupa içerisindeki tüm gelişen piyasaların salgından çıkış sırasında anlamlı bir ekonomik büyüme kaydetmeyi başardığı bildirildi. Gelişen piyasalarda ekonomik toparlanmanın henüz tamamlanmadığının da vurgulandığı raporda, bazı sektörlerin kapasitesinin altında performans sergilemesine rağmen, çoğu gelişen piyasa ekonomisinin 2022 yılında ortalamanın üzerinde bir büyüme kaydetmesinin beklendiği kaydedildi.

2 yıl önce

Fitch Türkiye'nin 2021 yılı büyüme tahminini yüzde 10,5'e yükseltti

Fitch'ten yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Türkiye'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkili olmaya başladığı 2020'de gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 1,8 arttığı anımsatılan açıklamada, ülke ekonomisinin 2021'de ise yüzde 10,5 büyümesinin tahmin edildiği aktarıldı. Fitch, eylül ayında yayımlanan Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nda Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 9,2 büyüyeceğini öngörmüştü. Açıklamada, ülke ekonomisine ilişkin 2022 yılı büyüme tahmininin ise yüzde 3,5'ten yüzde 3,6'ya yükseltildiği kaydedildi. Türkiye'nin büyümesi emsallerine göre güçlü Türkiye'nin ekonomik büyümesinin, emsallerine göre güçlü olduğuna işaret edilen açıklamada, ancak ülkede kişi başına düşen milli gelirin dolar bazında 2013'ten bu yana düşüş eğiliminde olduğu ifade edildi. Türkiye'nin kredi notunun "BB-" olarak teyit edildiği belirtilen açıklamada, ülkenin kredi not görünümünün ise "durağan"dan "negatif"e çevrildiği kaydedildi.

2 yıl önce

S&P, Türkiye için büyüme tahminini yükseltti

S&P'den yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Türkiye'nin döviz cinsinden kredi notunun "B+" ve yerel para birimi cinsinden kredi notunun "BB-" olarak teyit edildiği belirtilen açıklamada, ülkenin kredi notu görünümünün ise "durağan"dan "negatif"e çevrildiği kaydedildi. Açıklamada, kamu politikasının öngörülebilirliğinin, para politikasının ise etkinliğinin sürdürülebilir ve gelişmiş olduğunun gözlemlenmesi halinde görünümün "durağan"a revize edilebileceği aktarıldı. Türkiye'nin cari işlemler hesabının Ağustos 2018'den daha güçlü durumda olduğuna işaret edilen açıklamada, hanehalkının tasarruflarını bankalarda tutmayı tercih etmesiyle ise Türk bankacılık sektörüne olan güvenin korunduğunun görüldüğü ifade edildi. Büyüme beklentisini yükseltti Açıklamada, Türkiye ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahminin yüzde 8,6'dan yüzde 9,8'e yükseltildiği duyuruldu. Ülke ekonomisinin gelecek yıl ise yüzde 3,7 büyümesinin beklendiğine işaret edilen açıklamada, Türkiye ekonomisinin 2023'te yüzde 3,1 ve 2024'te yüzde 3 büyüyeceğinin öngörüldüğü aktarıldı. Açıklamada, mal ihracatının güçlü kalmasının beklendiği vurgulanarak, yeni tip koronavirüs salgınında Omicron varyantının yeni karantina önlemlerine ve yaygın uluslararası seyahat kısıtlamalarına yol açmadığı varsayılırsa turizmin daha hızlı toparlanmasının destekleyici olabileceği ifade edildi. S&P'nin açıklamasında, Türkiye ekonomisinin orta vadede ortalama yüzde 3'e yakın büyüyeceği görüşünün korunduğu kaydedildi.

2 yıl önce

“Ümit Özdağ tanrılarına yeni insanlar kurban etmek için hedef arayışlarına başlamış”Kuyumcuya girip, Suriye uyruklu vatandaştan kimlik ve ruhsat sordu

Konuştuğu kişiye "Çok sevindim seni tanıdığıma" diyen Özdağ görüntüleri sosyal medya hesabından "7 sene önce Türkiye’ye gelmiş. Türkçesi çok az. Vatandaşlık almış. Üstüne silah ruhsatı. Şanlıurfa’dan aldığı kuyumculuk kimlik kartı ile İzmir’de kuyumcu dükkanı açmış. Bunlardan 900 bin tane daha var. Türkiye, tehlikenin farkında değil misin?" ifadeleriyle paylaştı.  ŞENTÜRK: ÜMİT ÖZDAĞ TANRILARINA YENİ İNSANLAR KURBAN ETMEK İÇİN HEDEF ARAYIŞINDA Twitter hesabından görüntüleri alıntılayan Gazeteci Eren Şentürk, “Ümit Özdağ tanrılarına yeni insanlar kurban etmek için hedef arayışlarına başlamış. Mesela benim dükkanıma girip bana böyle hesap sorsa muhtemelen en az yarım saat çocukluğuna döndürür travmalarını anlatırken ağlatırdım onu ama bize denk gelmiyor işte bu faşistler.” diye tepkisini dile getirdi.

1 yıl önce

Alman basını Türk ekonomisindeki büyümeyi "Türk ekonomi mucizesi" olarak nitelendirdi

Pandemi döneminde ve sonrasında ekonomide ortaya koyduğu büyüme performansıyla Avrupa ülkelerini geride bırakan Türkiye'ye Alman Handelsblatt gazetesi övgüler yağdırdı. TÜRKİYE MUCİZESİ: BU NASIL OLABİLİR? Gazete, başta Almanya olmak üzere dünyanın en büyük ekonomilerinde ciddi bir krizler yaşanmasına rağmen Türk ekonomisindeki büyümeyi, "Türk ekonomi mucizesi" olarak nitelendirdi. Ülkenin en ünlü ekonomi gazetesi Handelsblatt yaptığı haberde, ülkelerin ekonomik baskı altında bulunduğu bir ortamda Türkiye'deki şirketlerin rekor kârlar elde ettiğine dikkat çekti. Gazete haberinde, diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de enflasyonun yükseldiğini belirtilirken, "Dünya genelinde devletler baskı altında. Lira değer kaybetti. Buna rağmen şirketler rekor kârlar elde ediyor. Bu nasıl olabilir?" değerlendirmesi yapıldı. ŞİRKETLER REKOR KÂR ETTİ Sabah'ın haberine göre; Ülke ekonomilerinin pandemi ve Ukrayna savaşının etkilerini hissettiği bir ortamda Alman ekonomisinin sadece yüzde 0.2 oranında büyüdüğünü yazan gazete, "Böyle bir ortamda birçok Türk şirketi rekor kârlar bildirdi" yorumunu yaptı. Otosan'ın yılın ilk çeyreğinde 180 milyon euro (2.8 milyar TL) kâr açıkladığına dikkat çekilen haberde, "Bu, bir önceki yıla göre yüzde 54'lük bir artış" denildi. Gazete, Akbank'ın kârının ise yüzde 297 arttığını vurguladı. Haberde, "Bankanın kârı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 297, 2021'in son çeyreğine göre ise yüzde 68 arttı. Bankanın net kârı 515 milyon euro olarak açıklandı" ifadesi kullanıldı. Şirketlerin kârının sadece bir-iki sektörle sınırlı kalmadığına işaret edilen haberde, "Tat Gıda'da kâr üç misli, Aselsan'da ise yüzde 37 arttı. Otokar'da yüzde 87, Garanti Bankası'nda yüzde 206, Kardemir'de ise yüzde 121'lik bir artış var" denildi. ERDOĞAN ETKİSİ VURGULANDI Türk Lirası'nın değer kaybetmesine rağmen, Ukrayna savaşının enflasyonu tetikleyip enerji fiyatlarını astronomik hale getirmesine rağmen şirketlerin rekor kâr elde etmesini ise gazete, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın para politikasına bağladı. Gazete, "Erdoğan'ın izlediği bu siyaset, ülke ekonomisini güçlü şekilde ateşledi" dedi. Haberde, Türk ekonomisinin kriz yılı 2020'de büyüyen nadir ekonomilerden olduğuna da dikkat çekildi.

1 yıl önce

Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Gökçe Ok: Yalanlara inanmayın, sığınmacıların hepsi kayıtlı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin resmi rakamlarına göre dünyada 100 milyona yakın insan savaş, zulüm ve çatışma nedeniyle ülkesini terk ederek sığınmacı olarak yaşamını sürdürmek zorunda kaldı. Coğrafi konumu, uluslararası hukuka ve insani değerlere verdiği önem nedeniyle, mülteciler sorunu ile en fazla yüzleşen ülkelerin başında Türkiye geliyor. Tüm dünyada Türkiye'nin mülteciler konusunda izlediği örnek politikadan övgü ile bahsedilirken Türkiye'deki bazı muhalefet çevrelerinin sorumsuz davranışları nedeniyle önemli bir sorun haline geldi. Sosyal medyadaki bilgi kirliliği ise bu sorunu bir mülteci düşmanlığına düşmanlığına dönüşmeye başladı. 12 yıldır dünyaya mülteciler konusunda insanlık dersi veren Türkiye'de sorun başka noktalara taşınılmaya çalışıldı. Sabah Gazetesi, bu konudaki bilgi kirliliğini Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Gökçe Ok'a sordu. İşte açıklamalardan bazı başlıklar: 5.4 MİLYON YABANCI KAYIT ALTINDA Türkiye'de şu anda toplamda yasal statüde ikamet eden sığınmacı sayısı konusunda elimizde bir rakam var mı? Ülkemizde yaklaşık 5.4 milyon yabancı bulunmaktadır, hepsinin parmak izi gibi biyometrik verileri dahil bütün bilgi ve belgeleri GöçNet sistemimizde mevcuttur. Bunların 3.7'si geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sığınmacılar, 320 bini uluslararası koruma arayanlar, 1.4'si de ikamet izniyle ülkemizde kalanlardır. Elimizde, 192 farklı uyruktan yabancının göçe dair ciddi bir büyük verisi bulunmaktadır ki dünyada bu kadar çok çeşitlilikte verisi olan ülke yoktur. 2022'DE 25 BİN KİŞİ SINIR DIŞI EDİLDİ Düzensiz göç konusunda son dönemde tartışma biraz daha alevlendi. Bu konuda elimizde bir rakam var mı? 2022 yılında yaklaşık 25 bin kişi sınır dışı edilmiştir. Bütün AB'nin sınır dışı oranı % 15'ler civarındayken bizde bu oran % 40 civarındadır. Düzensiz göçle mücadelemiz 'Düzensiz Göç Strateji Belgemiz' kapsamında kaynağında, sınırda ve içeride devam etmekte ve etkili sınır dışı politikası olarak kurgulanıp, yürütülüp, yönetilmekte ve takip edilmektedir. SINIRDIŞI EDİLENLER ARASINDA PAKİSTANLILAR İLK SIRADA Düzensiz göçmenlerin sınırdışı edilmeleri konusunda sorun yaşanıyor mu? Örneğin Pakistanlı bir düzensiz göçmenin sınırdışı edilmesi konusunda nasıl bir prosedür izleniyor? Pakistan ve Afganistan'ın siyasi durumu belli ancak buna rağmen sınır dışı etme, geri gönderme konusunda işleyen dinamik mekanizmalarımız var. Sayın Bakanımız sürekli mevkidaşlarını arar, daha geçen ay ilgili Genel Müdürümüz oradaydı. Anılan uyruklar sınır dışı ettiklerimiz içinde ilk iki sıradadır. Önceliğimiz düzensiz göçle kaynağında mücadele olmakla beraber bir şekilde ülkemize düzensiz gelen olmuşsa onu da sınır dışı etmekteyiz. Sınır dışı opertasyonlarımız en başarılı olduğumuz alandır. KENDİ SINIRLARIMIZA AİT OLMAYAN GÖRÜNTÜLER SERVİS EDİLİYOR Sosyal medyada toplumun sinir uçlarına dokunan videolarla karşılaşıyoruz. Bu dönemde videoların sıklaşması konusunda ne düşünüyorsunuz? Göç konusunda bir dezenformasyon kampanyası başladığını üzülerek görmekteyiz. Kendi sınırlarımıza ait olmayan görüntülerin dolaşıma sokulduğunu görmekteyiz. Bu konuda gerekli suç duyurularında bulunduk ve hukuki süreçleri sürekli işleteceğiz. Çünkü bu her şeyden önce göç politikalarını yürütmek ve yönetmekle yükümlü kurumlarımızın ve yüz binlerce devlet memurunun da emeğine ve hakkına saygısızlık. Ayrıca kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirebilmek için çalışmalarımız da artarak devam edecektir. Bu konuda yanlış bilinenlerin doğrusunu kurumumuza sosyal medya hesaplarından her gün paylaşıyoruz. O BELGESEL HUZUR BOZMA AMAÇLI Türkiye'deki mültecilerle ilgili bir belgesel ortaya çıktı ve çok tartışıldı. Bu belgeseli izleme imkanınız oldu mu? Bu sorunuz vesilesiyle ifade etmek isterim ki, 'mülteci' kavramı bizim iç hukukumuz ve mevzuatımız gereği bir statüyü ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi kadim coğrafyasından gelen göçmenlere mülteci statüsü vermemektedir. Sadece Avrupa ülkelerinden gelerek iltica talebinde bulunan mülteci sayımız tüm cumhuriyet tarihi boyunca 90 kişi civarındadır. Bahsettiğiniz belgeseli izledim, sayılar yanlış, argümanları temelsiz. Subliminal mesajlarına meşruiyet sağlamak için kullandıkları kurgu akla zarar, ziyan. Sosyal hayata, geleceğe, göçün daha iyi yönetilmesine katkısı olmaz ama amaç huzur bozmaksa o başka. ÇOĞU TÜRK 200 BİN SIĞINMACIYA VATANDAŞLIK VERİLDİ Sığınmacılara verilen vatandaşlık konusunda da bir bilgi kirliği var. Kaç sığınmacıya vatandaşlık verildi? Sayın Bakanımızın da ifade ettiği üzere, kriterleri yerine getiren 200.950 Suriyeli sığınmacıya bu ülkeye hayatın her alanında verebilecekleri katkı ve pozitif değer gözetilerek vatandaşlık verilmiştir. Bunların yaklaşık 87 bini çocuktur. Hemen bu vesileyle hatırlatmak isterim, 100 bin Ahıska Türkü, 17 bin Afganistan Türkü ve 7 bin Uygur Türkü soydaşımıza da vatandaşlık verdi Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğümüz ve vermeye de devam edecek. Sanki sadece sığınmacılara vatandaşlık veriliyor gibi bir algı var bu doğru değil ve yine hatırlatalım ki vatandaşlık alan sığınmacıların büyük bir çoğunluğu ecdadımızın o coğrafyaya iskan ettiği Bayır Bucak Türkmenleridir. 1 MİLYON KİŞİYE DAHA DÖNÜŞ İMKANI PLANLIYORUZ Bugüne kadar kaç Suriyeli ülkesine geri döndü? Bu sayı 500 bin bandına yaklaşmıştır. Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği üzere, şartlar hazırlandıkça 'onurlu ve gönüllü' bir şekilde 1 milyonu geçecek bir sayıda Suriyeli muhacirimizin güvenli bölgelere yerleşimini planlıyoruz. OY KULANMALARI SÖZKONUSU DEĞİL Sığınmacıların oy kullanacağı söyleniyor. Böyle bir durum söz konusu mu? Atom bombası patladığı zaman nasıl bir ses çıkarsa o yoğunlukta haykırdığımızı düşünün: Yabancılar siyasi bir hak olan oy kullanma hakkını kullanamazlar! Sığınmacılar oy kullanamaz, kullanmayacaklar! Böyle bir durum söz konusu değildir! Duyanlar duymayanlara da duyursun DEVLET TARAFINDAN MAAŞ İDDİASI GERÇEK DEĞİL Sığınmacılara maaş verildiği, sağlık hizmetinden yararlandıkları konusunda da iddialar var. Ne söylemek istersiniz? Yabancılara herhangi bir iş ilişkisi yoksa devlet tarafından maaş verilmesi söz konusu olamaz. Geçici korunanlara Avrupa Birliği tarafından fonlanan Kızılay Kart ile market alışverişlerinde kullanabildikleri cüzi bir miktar verilmektedir, burada da ulusal bütçeden, devlet hazinesinden, milli kaynaklarımızdan, vatandaşımızın cebinden asla hiçbir ödenek kullanılmamaktadır. Bunu iddia edenlerin asgari ücret üzerinden maaş verildiğini ve sığınmacı sayısının da 10 milyon olarak iddia ettiklerini hatırlatmak istiyorum. 1.BASAMAKLI SAĞLIK HİZMETİ VERİLİYOR Kaldı ki yine söylüyorum böyle bir maaş ödemesi yoktur. Sağlık hizmetlerinde de birinci basamak sağlık hizmetinden herkes yararlanabilmektedir, yabancılar da dahil. Bunun sebebi koruyucu sağlık tedbirini devletin alma zorunluluğudur. Bir salgın olsa bunun ekonomik ve sosyal maliyeti bugün aldığınız tedbire rahmet okutur. Ama diğer basamak sağlık hizmeti için yabancıların da sosyal güvencesi aranmaktadır. DÜZENSİZ GÖÇ ULUSLARARASI BİR SORUNDUR Suriye'deki göç sorunu ile mücadele ederken, Afganistan, Pakistan ve Bangladeş bölgesindeki istikrarsızlık beraberinde yeni göç dalgasını getirdi. Dünya bu mesele ile nasıl mücadele etmeli sizce? Düzensiz Göç çok sektörlü ve paydaşlı bir alandır ve uluslararası işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Şu anda hiç bir ülke sadece kendi politikalarıyla, gücüyle ve kapasitesiyle düzensiz göçle mücadele edemez. Bu nedenle biz de 'Düzensiz Göç Strateji Belgemiz' ekseninde göçe kaynak teşkil eden ülkelerle etkin işbirliği yaparak düzensiz göçü kaynağında durdurmayı, etkili sınır tedbirleri ile bir şekilde ülkesinden geleni sınırda durdurmayı, bunu da geçebilen olursa etkili yakalama ve sınır dışı ile kaynak ülkeye döndürmeyi amaçlayan stratejilerle hareket ediyoruz Ama coğrafyamızın durumu da ortadır. Türkiye büyüyor ve güçleniyor, göçün hedefi konumuna geldi, yerleşti. Bulunduğu koordinatlarda geçiş rotası. Gelmesinler, evet gelmesinler ama bu abesle iştigal bir serzeniş. Dünyayı fesada veren bu millet, bu devlet değil. Bin yıldır vatan eylediğimiz bu topraklarda bin yıl daha, kıyamete kadar tutunabilmenin bir külfeti var. Geçmişte başkaydı, bugün başka. Göç ve göçmenler aynı zaman da kamu diplomasisinin bir aracı maalesef. Yerlerinden, yurtlarından edilmeyecekleri iklimi hazırlayacaksınız. Bütün buna rağmen yola çıkarlarsa durduracaksınız. Gelirlerse yöneteceksiniz. Video çekerek, sürekli yalan üreterek, algı operasyonu çekerek göç yönetilmez. SUÇA KARIŞAN 20 BİN YABANCI SINIRDIŞI EDİLDİ Sığınmacıların ve düzensiz göçmenlerin suça karışma oranları nedir? Suça karışanlar, toplumsal huzuru bozanlarla ilgili nasıl bir prosedür uygulanıyor? 6458 sayılı kanunun 54. maddesine göre yabancıların suç işlemeleri halinde cezalarının infazına müteakip sınır dışı edilmeleri gerekmektedir ki prosedür böyle de işlemektedir. Kaldı ki aynı madde uyarınca yabancının hareketleri suç oluşturmasa dahi idarece kamu düzeni ve güvenliği için tehdit olarak yorumlanırsa yine sınır dışı edilmektedir. Bugüne kadar yaklaşık 20 bin yabancı sınır dışı edilmiştir. Suç ve suçlunun uyruğu yoktur, bu evrensel, psikolojik ve etik bir ilke. Ama bizim de suça ve suçluya toleransımız yok, kimse ayrıcalıklı değil. Gereği neyse yapılıyor, yapılacaktır. Zerre kadar kimsenin tereddüdü olmasın. Bunu yabancıların kanaat önderleri ve sivil toplumuyla da sürekli görüşüyoruz. Onlar da, kendi toplumlarının huzuru için kamu düzeni, kamu güveni, kamu sağlığı neyi icap ediyorsa onu yapın, biz size ancak yardım ve dua ederiz diyorlar. Çoğu kendi içlerinde olmakla beraber, binde bir oranında suça karışmaktadırlar ve bu suçlar da genelde adi suçlardır. GÖÇ SORUNU İNSANLIK TARİHİ KADAR ESKİ Sığınmacılar meselesi çok boyutlu bir sorun. En önemlisi de insani boyutu. Türkiye toplumuna nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Göç, algılardan büyük bir meseledir. İnsanlık tarihi boyunca da insanlar hareket etmişler ve bu hareketleri en çok himaye eden toplumlar, en çok gelişen de toplumlar olarak karşımıza çıkmıştır. Ulus devletlerle beraber sınır geçişleri göç olarak nitelenmeye başlamışsa da, göç her dönem olmuştur. Mevlanalar, Yunus Emreler hepsi birer göçmendir, eğitim göçleri sosyal göçe dönmüş, ömürleri yettiğince bir durak arayıp durmuşlardır. Çağımızda da göç görünüm değiştirmiştir ama tahminimiz odur ki azalmayacaktır. Biz Türkler yöneteceğimiz işlerden korkmayız. Herkes müsterih olsun, göçü yöneten bir devlet aklı var ve bu dünyanın hiçbir ülkesinin geliştiremediği bir yoğunlukta. Ama zeminimiz de belli; insanlık ve vicdan. Algılara, yalanlara değil memur olarak devletinin hizmetinde bulunan sizin çocuklarınızın emeğine, alın terine, göz yaşına güvenin, devletin ortaya koyduğu gerçeklere, olgulara inanın. Hayat, 200-300 karakterlik sosyal medya operasyonlarına sıkıştırılmayacak kadar kıymetli...

1 2 3 4 5 6 7 8 9