07 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

Kur'an kurslarını hedef alan İsmail Saymaz küçük çocukların etkinliğinden rahatsız oldu

Gazeteci ve Halk TV yorumcusu İsmail Saymaz, Twitter hesabından yaptığı paylaşımla Kur’an Kurslarını ve öğrencilerini hedef gösterdi. İsmail Saymaz, dün Rize'deki Güneysu İlim Öğrenenlere Destek Vakfı’na bağlı 4-6 yaş Gül Bahçesi Kur’an Kursuna giden çocukların Mekke'nin Fethi'ni temsilen yapılan etkinliğe ait görüntüler paylaştı. Saymaz, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Dün Rize’de Güneysu İlim Öğrenenlere Destek Vakfı’na bağlı ‘4-6 yaş Gül Bahçesi Kuran Okulu’na (sıbyan mektebi) giden çocuklara Mekke’nin Fethi gösterisi yaptırıldı. Çocuklar tavaf ettirildi, el kadar kızların başı bağlandı. Belediye Başkanı dahil bütün ilçe protokolü orada…" 'MESCİTTE KONFERANS YAPIYORLAR' Bununla da yetinmeyen İsmail Saymaz, Kaymakam Arif Oltulu’nun Kaptan Ahmet Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi’ni ziyaret etmesi üzerinden mescitleri hedef aldı. Saymaz “Önceki gün yine Güneysu… Kaptan Ahmet Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne Kaymakam Arif Oltulu geliyor. Okulun konferans salonu varken, mescidinde konferans yapılıyor. Konu, dini meseleler mi? Hayır, kaymakamlık mesleğinin zorlukları” dedi. SOSYAL MEDYADA TEPKİ YAĞDI İsmail Saymaz’ın paylaşımlarına binlerce kullanıcı tepki yağdırdı. Bazı kullanıcılar etkinlikte rahatsız edici bir durum olmadığını, aksine çok beğendiklerini ve takdir ettiklerini söyledi. Bazı kullanıcılar da "Mekke "Müslümanlar" için kutsal bir mekandır. Fetih ruhu da kıyamete kadar bakidir. İnanca saygılı herkes Müslümanların inanç ve uygulamalarına saygı duyar” ifadeleriyle küçük çocukların din eğitimlerini pekiştiren etkinlikleri desteklediklerini belirtti. Tepkiler arasında Saymaz'a sert ifadeler de vardı. Bir kullanıcı, “Çık ve dürüstçe bu dine ve bu din ile ilgili olan her şeye düşmanım de. Hiç değilse düşmanımız dürüst diyelim” ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Bekir Bozdağ'dan HDP'li Semra Güzel'in dokunulmazlık dosyası hakkında açıklama: Bir buçuk iki ay içerisinde komisyon çalışmalarını tamamlayacak

PKK'lı teröristle fotoğrafları ortaya çıkan HDP vekili Semra Güzel'in dokunulmazlık dosyası hakkında açıklama yapan Bozdağ, 'Bir buçuk iki ay içerisinde komisyon çalışmalarını tamamlayacak ve kararını açıklayacaktır.' dedi.

2 yıl önce

Küçükkuyu Belediyesi'nin CHP'li Başkanı Cengiz Balkan'a 'rüşvet' gözaltısı

Ayvacık Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Küçükkuyu beldesinde oturan Kamuran T.'nin 14 Temmuz 2021 tarihinde ifadesi alındı. Kamuran T. ifadesinde, yapı ruhsatı çıkartma işlemi sırasında Küçükkuyu Belediyesi Fen İşleri Müdürü M.E.'nin 15 bin TL'yi usulsüz olarak kendisinden aldığını, bu işlemin Belediye Başkanı Cengiz Balkan'ın bilgisi dahilinde yapıldığını ileri sürdü. GÖZALTINA ALINDILAR Ayvacık Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği talimatla, Küçükkuyu Belediye Başkanı CHP'li Cengiz Balkan, Fen İşleri Müdürü M.E. ve Fen İşleri personeli M.Ö., mesai bitimine yakın, belediyeye gelen İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) ekiplerince gözaltına alındı. Ayvacık ilçe Emniyet Müdürlüğüne götürülen Başkan Balkan ile M.E. ve M.Ö.'nin emniyetteki sorgularının devam ettiği öğrenildi.

2 yıl önce

Rus polisi küçücük çocukları gözaltına aldı!

Rusya'dan gelen üzücü fotoğraflar, ülkelerinin Ukrayna'yı işgal etmesini kendilerince 'protesto' ettikleri için gözaltına alınan çocukları gösteriyor. İlkokul öğrencileri, renkli kalemlerle, boş kağıtlara 'savaşa hayır' yazdıkları için Moskova'da gözaltına alındı ve tutuklanma ihtimallerinin ortadan tam olarak kalkmadığı bildirildi. Fotoğrafların Rusya'da sosyal medyada yayılması, daha önce de ülke genelinde binlerce kişinin Vladimir Putin'in savaşına muhalefet ettikleri için gözaltına alınmasının ardından öfke seline sebep oldu. Savaşa hayır dedikleri için Moskova'daki bir polis minibüsünün arkasındaki ilkokul çağındaki çocuklar görülebiliyor. Çocuklar, tam olarak söylemek gerekirse Moskova'daki Ukrayna büyükelçiliğine çiçek bırakmaya gittiklerinde gözaltına alındı. Yeşil şapkalı ufak bir kız, kelimelerin etrafına küçük Rus ve Ukrayna bayrakları boyamış, Rusça "Savaşa hayır" yazan bir kağıt tutuyor elinde... Pembe ceketli başka bir kız ise çiçek taşıyordu ve bu çocuk da gözaltına alındı daha sonra bir polis karakolunda, arkasında bir Rus memurla görüntülendi. Fotoğrafları Twitter'da paylaşan Ilya Yaşin, "Sıradan bir şey değil: sadece savaş karşıtı bir poster çizen ilkokul çocukları bunlar... Burası Putin'in Rusya'sı...' dedi.

2 yıl önce

CHP'de yeni skandal! Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi'nin bir kadını alıkoyduğu iddia edildi!

Sabah’ın haberine göre; Küçükçekmece Belediyesi, geçtiğimiz yıl Küçükçekmece'de bulunan bir parkta 'PKK sembollerinin kullanıldığı' iddiaları ile gündeme gelen ve başkan yardımcısının görevden alınmasına sebep olan skandaldan sonra yeni bir iddia ile gündeme geldi. Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi'den şiddet gördüğünü iddia eden Reyhan Hayırlıoğlu, yaşadıklarını sosyal medya hesabından paylaştı. "ÖLMEK İSTEMİYORUM" Çebi'den şiddet gördüğünü sosyal medya hesabından paylaşan Hayırlıoğlu, "Ben ölmek istemiyorum. Daha fazla şiddet ve tehdide maruz kalmak istemiyorum" diyerek destek talebinde bulundu. KORUMASINA "SİLAHIMI GETİR" DEMİŞ Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi'nin daveti üzerine gittiği Soğuksu Sosyal Tesisleri'nde zorla bir odada alıkonularak darp edildiğini söyleyen Hayırlıoğlu yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: BANA YAPILANLARA ŞAHİT OLDULAR "O gün orada bulunan müşteriler de bana yapılan zor balığın büyük bölümüne şahit olup yardım çığlıklarını duymuşlardır. Hatta Kemal Çebi ve etrafındaki koruması ve şoförü ve yanında bulunan eski sevgilisinin kız kardeşi ile birlikte beni kapatıp gördükleri odanın penceresinden bağırarak yardım istemem üzerine orada bulunan birkaç kadın polise haber vermiştir. Bu esnada Kemal Çebi koruması Mustafa beye seslenerek 'Mustafa arabadan silahımı getir' dediyse de şans eseri silah getirilene kadar polis memurlarının olay yerine gelmesi sonucu kurtarıldım. Şikayetim üzerine Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2021/51405 sayılı dosya numarası ile belediye başkanı Kemal Çebi hakkında soruşturma başlatılmış olup yasal süreç devam etmektedir. Özellikle kamera görüntüleri başta olmak üzere bir kısmı karartılsa da delilleri ve darp raporu soruşturma dosyasında mevcuttur." HAKKIMDA UZAKLAŞTIRMA KARARI ALDIRDI Çebi'nin, "Ben buranın Cumhurbaşkanıyım, herkesi satın alırım, yarım bıraktığım işi tamamlarım" dediğini öne süren Hayırlıoğlu, "Çebi, beni tehdit etmeye ve psikolojik şiddet uygulamaya devam etmekte. Ne yazık ki yargı sistemimiz beni koruyucu şiddeti önleyici tedbirler alamamaktadır. Aksine şiddet mağduru ben olmama rağmen Kemal Çebi haksız gerçek olmayan iddia ve iftiralarla benim hakkımda uzaklaştırma kararları aldırmıştır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi çeşitli insanlar aracılığıyla tarafıma hakaret dolu mesajlar atılmakta, hakkımda asılsız iftiralar yayılmakta. Gerek mesleki, gerek özel yaşantımda itibarım zedelenmeye çalışılmakta ve kişilik haklarıma alenen saldırılmaktadır. Ben ölmek istemiyorum. Daha fazla şiddet ve tehdide maruz kalmak istemiyorum. Uzayan yargı sürecinde aldığım tüm teklifleri, üzerime atılan haksız ve çirkin iftiralara rağmen sosyal medyanın gücüne ve hassasiyetinizi inanıyor sizlerden bana destek olmanızı bekliyorum" ifadelerine yer verdi. "MAKAMINDAN KORKMUYORUM" Olayın hiçbir siyasi boyutunun olmadığını özellikle belirten ve hukuki sürecin devam ettiğini kaydeden Hayırlıoğlu, "Şahıs kim olursa olsun şiddet şiddettir. Kadına şiddetin üstü örtülmemelidir. Karşımdaki kişinin makamından korkmuyorum. Sizler de korkmayın, lütfen sesimi duyun duyurun, bana yardım edin. Gerekli açıklamaları devam eden hukuki süreç aşamasında ve avukatım paylaşacağız. Ben bu davanın takipçisiyim sizde takipçisi olun. Adalette güç gösterisine son verelim. Kadına şiddete dur deyin" dedi. SORUŞTURMA BAŞLATILDI Hayırlıoğlu'nun şikayeti üzerine Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kemal Çebi hakkında soruşturma başlatıldı.

2 yıl önce

Ticaret Bakanlığı'ndan Katar'a 2,5 milyon küçükbaş canlı hayvan ihraç iddiasına yalanlama

Ticaret Bakanlığı, medyada Katar'a 2 buçuk milyon canlı küçükbaş hayvan ihracatı yapıldığı yönünde haberlere ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, 2021 yılı Kasım-Aralık döneminde, Katar'a gerçekleştirilen küçükbaş hayvan ihracatı miktar bazında 22 bin 600 olduğu bilgisi verilerek, “2022 yılı Ocak ve Şubat ayları içerisinde ise Katar'a 22 bin 575 küçükbaş hayvan ihracatı gerçekleştirilmiştir. 2022 yılı Mart ayında Katar'a 9 bin 850 küçükbaş hayvan ihracatı yapılmıştır. Bakanlığımız verilerine göre, 2020 yılında toplam 155 bin 736 küçükbaş hayvan ihracatı gerçekleştirilmiştir. Katar'a 2020 yılında gerçekleştirilen küçükbaş hayvan ihracatı miktar bazında 72 bin 5'tir. 2021 yılında ise toplam 264 bin 216 küçükbaş hayvan ihracatı gerçekleştirilmiştir. Katar'a 2021 yılında gerçekleştirilen küçükbaş hayvan ihracatı ise miktar bazında 96 bin 797'dir” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, 18 Mart itibarıyla Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından canlı büyük ve küçükbaş hayvan ihracatına ilişkin sertifikasyon işlemlerinin durdurulduğu kaydedildi. Açıklama, şöyle devam etti: “Dolayısıyla, Katar'a 2,5 milyon küçükbaş canlı hayvan ihracatı yapıldığına ilişkin medyada yer alan iddialar kesinlikle gerçeği yansıtmamakta olup, konu hakkında kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına Bakanlığımız tarafından yapılan bildirimlere itibar edilmesi noktasında hassasiyet gösterilmesi önem arz etmektedir. Ticaret Bakanlığı olarak herkesi kamuoyunda spekülasyonlara neden olacak somut bilgiye dayalı olmayan beyanlardan kaçınmaya ve sorumlu davranmaya davet ediyoruz.”

2 yıl önce

Bakan Nebati: Fırsatçılara en küçük bir müsamaha dahi göstermeyeceğiz

İstanbul Sanayi Odasının (İSO) nisan ayı olağan meclis toplantısına katılan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, burada yaptığı konuşmada, 1952 yılında kurulan ve 22 bine yakın üyesiyle ülkenin en büyük sanayi odası olan İSO'nun, uluslararası arenada gerçekleştirdikleri sayısız başarıda pay sahibi olduğunu söyledi. Türkiye için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı iradeyle üretmeye ve birlikte yarınlara yön vermeye devam edeceklerini dile getiren Nebati, "Bunu yaparken de önümüze hangi engel çıkarsa çıksın onu hep beraber omuzlayacak; birlikten doğan kuvvetimizle mevcut tüm sorunları birer fırsata çevirmeyi beraberce başaracağız." diye konuştu. Nebati, birçok bakımdan çalkantılı ve zorlu bir dönemden geçen dünya ekonomisinde yaşanan gelişmelere değinerek, tedarik zincirindeki aksaklıklardan, Rusya-Ukrayna savaşından, artan enerji, gıda ve emtia fiyatlarından, dünyanın çeşitli bölgelerinde dönem dönem ortaya çıkan yeni varyantların veya virüs türlerinin arzda yol açtığı sıkıntılardan bahsetti. Bu olumsuzluklar karşısından kaynaklarını etkin ve çözüm odaklı bir yaklaşımla kullandıklarını, sanayicilerin ve vatandaşların maruz kaldıkları maliyetleri önemli ölçüde sübvanse ettiklerini anlatan Nebati, sanayicilerin ve hane halkının kullandığı doğal gaz fiyatlarındaki sübvansiyonlara değindi. Nebati, döviz kurunda belirgin bir istikrar sağladıklarını, yastık altı altınları Altın Tasarruf Ekosistemini de kurarak sisteme dahil etmeye başladıklarını, mevcut ekonomik ortamda yurt içi ve yurt dışı tüm paydaşlarla koordinasyon içinde çalışmalarını sürdürdüklerini anlatarak, "Bu kapsamda, yeni ürün ve hizmetlerimizle vatandaşlarımız için değer oluşturmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı. İhracatçılara 100, turizmciye 50 milyar TL düşük faizli kredi Bakan Nebati, yakın zamanda yatırım, ihracat ve işletme harcamalarına yönelik KGF paketini kullanıma sunduklarını anımsatarak, şu bilgileri verdi: "İhracatçılara ve turizm sektörüne uygun faizli, uzun vadeli TL cinsinden kredi imkanı sunuyoruz. Yaşanan yüksek enflasyona rağmen kullandırdığımız oranlar çok makul. TL'ye güven duymayı hedefleyen bir anlayışın ürünü. Bu çerçevede, 100 milyar lirası ihracatçılara, 50 milyar lirası ise turizmcilere olmak üzere toplamda 150 milyar liralık uzun vadeli ve düşük faizli kredi imkanı sağlanacaktır. Söz konusu krediler, ihracatı artırıcı, ithalatı azaltıcı alanlara yönelik yapılan yatırımlara aktarılacak. Bunlar arasından da yerli makine ve teçhizat yatırımları önceliklendirilecek. En az 3, en çok 10 yıl vadeli olarak kullandırılacak bu kredilerin maliyeti yüzde 9'a kadar inebiliyor. KOBİ'ler için 250 milyon lira ve KOBİ dışı firmalar için 1,5 milyar lira limit öngörülmüş durumda. Bu kredilerin anapara geri ödemesiz dönemi, kredi kullanım tarihinden itibaren 2 yıla kadar uygulanacaktır." Nebati, bakanlık tarafından vergi alanında hayata geçirilen reformlardan bahsederek, ihracatçılar, sanayi şirketleri, yatırımcılar ve enerji sektörüne yönelik vergi indirimleri ile ilgili bilgiler verdi. "Temel ihtiyaç maddelerinde sebepsiz fiyat artışlarına müsamaha göstermeyeceğiz" Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, asgari cürette verginin kaldırılması, 850 bin esnafın gelir vergisinden istisna tutulması, elektrikte TRT payının kaldırılması ve gıdada KDV'nin yüzde 1'e düşürülmesi gibi gelişmelerden bahsederek, şu ifadeleri kullandı: "AK Parti olarak ilk günden bu yana vatandaşımızın hep yanında olduk. Vatandaşımızın refahı bizim her daim öncelikli konularımız arasında yer aldı ve almaya devam edecek. Bu kapsamda Sayın Cumhurbaşkanımızın net bir şekilde ifade ettiği üzere, temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını sebepsizce artıranlara karşı en küçük bir müsamaha dahi göstermeyeceğiz. Onun dışındaki bütün üreticilerimiz, satıcılarımız rahat etsin. Onlarla işimiz yok. İşimiz yanlış yapanlarla. Bu konu, bizim kırmızı çizgimizdir. Piyasadaki fiyatları mercek altına alan Enflasyon ile Mücadele Timlerimiz; birçok sektöre ilişkin denetimlerini kesintisiz bir şekilde sürdürüyor. Bu konudaki kararlı duruşumuz ve net tavrımız devam edecek." "Öncü göstergeler ilk çeyrekte büyümenin yüzde 6-7 olacağına işaret ediyor" Bakan Nebati, sanayi üretiminin ilk 2 ayda yıllık bazda yüzde 10,7 arttığını, ilk çeyrek ihracatının yıllıklandırılmış olarak 235,6 milyar dolara yükseldiğini, şubat ayı itibarıyla toplam istihdamın 30 milyon kişiyi aşarak rekor kırdığını, işsizlik oranının yüzde 10,7'ye gerilediğini belirterek, "Bu öncü göstergeler büyümenin 2022'nin ilk çeyreğinde yıllık olarak yüzde 6-7 oranında gerçekleşeceğine işaret ediyor. Çarklar dönüyor, işler iyi." diye konuştu. Sanayi, ihracat ve büyümedeki güçlü performansın devam etmesi ve sürdürülebilir olması için yüksek teknoloji içeren katma değerli üretimi desteklediklerini dile getiren Nebati, şu değerlendirmelerde bulundu: "İstanbul özelinde de desteklerimizin büyüklüğü her geçen gün artıyor. 2021'de İstanbul'da yatırım teşvik belge sayısı yüzde 16 artarak 1803 adete ulaştı. Bu teşvik belgeleriyle 32,8 milyar TL tutarında yatırım yapılmasını öngörüyoruz. Siz sanayicilerimizi sunduğumuz teşviklerden yararlanarak daha fazla yatırım yapmaya, Türkiye’de üretilmeyeni üretmeye davet ediyorum." "3 yılda ülkemize 3,2 milyar dolarlık iklim finansmanı sağlayacağız" Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, Washington'daki temaslarında en önemli gündem maddelerinden birinin yeşil dönüşüm olduğunu hatırlatarak, bu alanda verdikleri desteklerden bahsetti. Bakan Nebati, "Küresel anlamda yeşil dönüşümde şirketlerimizin rekabetçi yapısını koruyabilmeleri için büyük yatırımlar gerektiğinin farkındayız. Kamu olarak sanayicilerimizin yanında olmaya çalışıyoruz." şeklinde konuştu. Yeşil dönüşümde yatırımların finansmanı amacıyla uluslararası kuruluşlar ile birlikte çalıştıklarını aktaran Nebati, "Bu kapsamda önümüzdeki 3 yılda ülkemize 3,2 milyar dolarlık iklim finansmanı sağlayacağız. Son olarak Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'ndan enerji verimliliği alanında kullanılmak üzere 500 milyon avro tutarında finansman sağlayacağız." ifadelerini kullandı. "Yeni teknolojiler geliştirip küresel markalar üreteceğiz" Bakan Nebati, dün olduğu gibi bugün de küçük hesaplar ve kişisel hırslarla değil, tarihsel misyonlarının farkındalığıyla yol almaya devam ettiklerini belirterek, Türkiye'ye ve Türk halkına daha fazla istihdam, refah ve yarınlar sunmak için çalıştıklarını söyledi. Bu anlayışla kendileri ile ter dökecek, gayret gösterecek her sanayicinin sonuna kadar yanında olacaklarını vurgulayan Nebati, daha önce Türkiye'nin ilerlemesine engel olanların artık kendilerini durduramayacağını bildirdi. Nebati, yap-işlet-devret projelerine yönelik eleştirilerden bahsederek, bu projeler sayesinde Türkiye'nin lojistik ve diğer bakımlardan tam bir yatırım cazibesine dönüştüğünü bildirdi. Bakan Nebati, "Yeni pazarlar bulacağız. Yeni yöntemler, yeni iş modelleri, yeni teknolojiler geliştirip küresel markalar üreteceğiz. Çok kutuplu ve bölgeselleşme eğilimlerinin ağır bastığı bir dünyada rekabetçi yönlerimizi yeniden analiz edip bu alanlarda daha da güçleneceğiz." diye konuştu. Sanayicilere, "sektörlerinizde faaliyet gösteren yabancıları ülkemize daha fazla yatırım yapmaya teşvik edin" çağrısında bulunan Nebati, "Büyüme odaklı ekonomimizde bugünden yerini alanlar, ülkemizle birlikte bu süreçten en karlı çıkanlar olacaklar. Sağladığımız teşvikleri verimli ve katma değerli alanlarda kullanmanızı bekliyoruz." ifadelerini kullandı. Nebati, Türkiye'yi terörden ve vesayetin zincirlerinden kurtardıkları gibi enflasyonu da yeneceklerinin altını çizerek, bunun ancak seferberlik anlayışı ve kenetlenmeyle olabileceğini sözlerine ekledi. Bakan Nebati'nin katılımcıların taleplerini dinlediği ve sorularını yanıtladığı toplantının ikinci kısmı basına kapalı gerçekleştirildi.

1 yıl önce

Veli Küçük ve Sedat Peker’in MHP planları: “Bahçeli’yi camdan atıp Ümit Özdağ’ı oturtacağım”

“Türkçülük” yaptığını iddia ederek yalan ve kurdu içerikleri ile Türkiye Cumhuriyeti’ni “işgal edilmiş, sınırlarını koruyamayan ve yakında parçalanacak” bir devlet olarak göstermeye çalışan Ümit Özdağ‘ın karanlık ilişkileri bir bir ortaya çıkıyor. ABD’de terör örgütü PKK yöneticileri ile görüştüğü belgelenen Özdağ’ın firari FETÖ’cülere hocalık yaptığı da geçtiğimiz haftalarda gün yüzüne çıkmıştı. ‘İSTİHBARATÇI YETİŞTİRİYORUM’ YALANI FETÖ’nün etkin olduğu dönemde MİT ve Polis Akademisi’ne sızan Özdağ, çoğu 15 Temmuz’da tutuklanan ya da yurt dışına firar eden Fetullahçı Terör Örgütü üyelerine verdiği ‘algı yönetimi ve manipülasyon’ dersleri ile sürekli övünüyor. Geçtiğimiz gün İçişleri Bakanlığı’nın kapısına dayanan ve “Bu polisleri ben yetiştirdim, bana istihbarattan bilgi geliyor” diyen Özdağ’ın kendisini ‘derin devletin adamı’ olarak gösterme taktiği ilk değildi. Aynı taktikle, 28 Şubat döneminin hemen öncesinde Ülker Grubu’nu da tehdit eden Özdağ’ın, kurucusu olduğu ASAM için Murat Ülker’den 5 milyon dolar para aldığı o günlerde pek çok gazeteci tarafından dillendirilmişti. ÜLKER GRUBUNA NASIL ÇÖKTÜ? Algı yönetimi ve manipülasyonu iyi bilen Özdağ’ın gözüne kestirdiği kurumlarla ilgili stratejisi çok ilginç. Önce kurumla ilgili bir algı kampanyası başlatıp karalama yapıyor, daha sonra ise kuruma giderek “itibarınızı ancak ben kurtarırım” diyor. Ülker grubunun 28 Şubat sürecinde “yeşil sermaye” damgası üzerine yapıştırılınca, askeri birliklerde ürünlerinin satılması yasaklandı. 1999’da Ülker, bu yaftadan kurtulmak istediğinden dolayı Ümit Özdağ’ın kurduğu ASAM (Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi) isimli think-tank kuruluşunu finanse etmeye başladı. ASAM ÜZERİNDEN BÜYÜK VURGUN Murat Ülker tarafından her yıl 5 milyon dolar bağış yapılan ASAM’da ise Ümit Özdağ genel başkanlığı Gündüz Aktan’a devrettiğinde ise büyük bir skandal patlak vermişti. Her yıl Ülker’den 5 milyon dolar alan vakfın kasası bomboştu… Kayıp paranın akıbetini soran yeni yönetime ise Özdağ’ın verdiği cevap herkesin tahmin edebileceği gibi “Parayı istihbarat faaliyetlerinde kullandım” olmuştu. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NI DOLANDIRDI ASAM Başkanı olduğu dönemde Özdağ’ın önce karaladığı sonra ağına düşürüp dolandırdığı kurumlardan bir tanesi de Diyanet İşleri Başkanlığı oldu. Özdağ’ın yönlendirmesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dünya dinlerini stratejik bir bakış açısıyla izlenecek bir kurum oluşturulmasına karar verdi ve 2003’te DİYAM kuruldu. ASAM’ın, Diyanet Araştırma Merkezi’ne rehberlik yapması için 150 bin dolarlık protokol imzalandı. DİYAM’ın geçici başkanlığına ise Ümit Özdağ getirildi. Diyanet bir süre sonra dini konulardan çok güvenlik eksenli çalışmalar yapıldığını belirterek protokolü tek taraflı olarak feshetti ve ardından DİYAM’ı da kapattı. Ne olduysa bu karardan sonra oldu. YEŞİLE BOYALI SAHTE RAPORLAR Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu, göreve gelmeden önce DİYAM’ın kurulduğunu hatırlatmış ve şu bilgiyi vermişti: “Diyanet araştırmalarına rehberlik yapması için ASAM’a ayda 8 bin dolar, emekli paşalardan ve akademisyenlerden oluşan uzmanların her birine bin küsur dolar ücret ödenmesi kararlaştırılmış. 150 bin dolar bütçeli protokol kapsamında yaklaşık 100 bin dolar ödenmiş. Ancak şimdiye kadar Irak’ta Şiilerin Durumu Türkiyle-İran İlişkileri konulu raporlar hazırlanmış. Bunlar, stratejik araştırma kuruluşlarının hazırladığı klasik raporlar. Bizim beklediğimiz gibi din olgusuna bilimsel bakışla yaklaşmayı öngören dokümanlar değil. ASAM’ın yaptığı çalışmaların yeşile boyanıp Diyanet’e gönderilmiş şekli gibi. Kendilerini çağırdım ve daha küçük bütçeli ve beklentilerimize uygun çalışma yapmalarını önerdim. Kabul etmediler. Biz de prokolü feshedip, DİYAM’ı kapattık.”   VELİ KÜÇÜK VE SEDAT PEKER İLE DEVLET BAHÇELİ’YE TUZAK Veli Küçük tarafından ‘yıpratmak ve ele geçirmek’ için MHP’ye yerleştirilen Özdağ, o güne kadar dış müdahalelere karşı kendisini koruyan MHP’yi de yıpratmayı başarmıştı. Dönemin ünlü MHP’li isimlerinin peş peşe patlak veren seks kasetlerinin arkasındaki ismin her ne kadar Faruk Bayındır olduğu iddia edilse de; MHP’de pek çok isim tezgahın arkasındaki isim olarak Ümit Özdağ’ı işaret ediyor. Özdağ’ı MHP Genel Başkanı yapmak için projeler geliştiren ekibin başında ise Veli Küçük ile Sedat Peker bulunuyor. 2004 yılında Sedat Peker’in elebaşı olduğu suç örgütüne yönelik yapılan teknik takip çalışmaları sırasında  Ümit Özdağ’ın MHP Genel Başkanlığına getirilmesi için kongreden tam 2 yıl önce bizzat Veli Küçük tarafından gerekli çalışmaların başlatıldığı ve bu amaca ulaşmak için defalarca toplantılar yaptığı tespit edilmişti. 4 Kasım 2006 günü Ümit ÖZDAĞ, ziyaret için gittiği Bingöl ilinde, MHP kongresinde Genel Başkanlığa aday olacağını açıklamış; bunun üzerine 5 Kasım 2006 günü Ümit Özdağ, ihraç talebi ile partinin Disiplin kuruluna sevk edilmiş ve 18 Kasım 2006 günü de partiden ihraç edilerek Genel Başkan adaylığı iptal edilmişti. İnternet ortamından temin edilen 15.11.2006 tarihli “Veli Küçük’ten Ümit Özdağ’a destek” başlıklı bir haberde; Ümit Özdağ’ın Veli Küçük ile Ümraniye ilçesinde Princess salonunda verilen bir yemekte aynı masada yan yana oldukları, birbirlerine karşı samimi tavırlarla dikkat çektikleri, Ümit Özdağ’ın toplantıda yaptığı konuşmada Pazar günkü kurultaya katılacağını belirterek “Ben 19 Kasım’da orada olacağım, Kurultay salonuna girmekten korkmuyorum, bana karşı baskı ve tehditler var…..” şeklinde devam eden bir konuşma yaptığı tespit edilmişti. Ümit ÖZDAĞ partiden ihraç edildiği halde Kongre salonuna gitmek istemesinin sebebi ise Mehmet Zekeriya Öztürk’ten ele geçirilen belgeden çok iyi anlaşılmaktadır. Genel Başkanlık planı tutmayınca Veli Küçük, Ümit Özdağ’ı bu kez de MHP’yi karıştırmak ve toplumda infial uyandıracak eylemler yapmak için kullanmayı planlamış, fakat alınan yoğun güvenlik önlemleri sayesinde istenmeyen olaylar engellenmişti. “BAHÇELİ’Yİ PENCEREDEN ATMADAN MHP DÜZELMEZ” Elde edilen deliller arasında (kayıt Sıra No :1096’da) kayıtlı telefon görüşmesinde Veli Küçük “Ben Evet dedim mi Ümit hayır demez yani…” diyerek Ümit Özdağ’ı ne şekilde yönlendirdiği ve kontrol ettiği açıkça görülmektedir. Veli Küçük, 2007 yılında yaptığı (Kayıt Sıra No :1096’de kayıtlı) telefon görüşmesinde “Bu DEVLET BAHÇELİ’NİN bu işten ayrılması lazım” “… bu kaldığı sürece… parti bitecek yani” “BU ADAMI PENCEREDEN AŞAĞI ATMADAN BU PARTİ KURTULAMAYACAK BUNDAN” diyerek her türlü niyet ve amacını açıkça ifade etmişti. SEDAT PEKER İLE MHP’Yİ ELE GEÇİRMEK İÇİN TEZGAH 2004 yılında Sedat PEKER liderliğindeki suç örgütüne yönelik yapılan soruşturma sırasında iletişimin tespiti çalışmalarında, Kayıt Sıra No: 001203’te kayıtlı, 03.08.2004 günü saat :14.10’da Sedat PEKER ile Veli KÜÇÜK arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK’ün saat 20.30’da GÜLER…?’in yanına geleceğinden bahsettikten sonra “Yedide beni aradılar. Gene yedide şey gelecek. Bir yemek, dışarı söyledim. Oraya gelecek şey, Ümit ÖZDAĞ.” “Telefon etti. İlle de buluşalım falan diye. Ümit’le görüşecez. Ümit’le oturacaz, GÜLER’DE gelecek. Sekiz buçukta. GÜLER’LE oturup konuşacaz bazı şeyleri şimdi.” dediği, Sedat’ın “O beyefendilerden çok umutluyum Ağabey. Kendisini gıyabında tanıyorum ama beyefendiden çok umutluyum.” dediği, Veli’nin “ŞİMDİ BİZ BİR ÇALIŞMANIN İÇİNE GİRDİK. Ümit’len devamlı görüşüyoruz. Ben işte bak açık söyliyeyim gönlümden geçen neydi biliyor musun? Gönlümden geçen Muhsin’di. ….Muhsin’in kendisi için demiyorum. Partisi için götürecek şeyde değil, durumda değil.” “Onun için biz şimdi seni, onun için seni ısrarla arıyorum. Biz şimdi bir oluşum yaptık. Bu uğurda şeyde ben Yılma D…….. varya Yılma’yı tanırsın.” “Yılma D…….’ı çağırdım. Erzurum’dan Yılma D……. geldi. 4 – 5 kere buraya aldım. Burada görüştük. Şimdi tekrar buraya gelecek geçen gün Güven, tanır mısın Güven ağabeyi Güven SAZAK’ı” dediği ve Güven S…… ve Yılma D……. ile birlikte yemek yediklerinden bahsettiği, daha sonra “Bağlarbaşındaki yere epece bir yere bir hale getirdik. 350 metrekare bir yer Yılma’yı gönderdim. Yılma orada kaldı. Ben sana onun için bana iki tane beş tane adam getirdi. Yılma benim 3 – 5 kişim var güvendiğim sağlam okuyan yazar okuyanlar bu işi götürebilecek adamlar.” “Yeniçağ gazetesinden arkadaşlar ile görüştüm. Onlar hepsi tanıdıklarım dostlarım. Hele Hayri geldi şimdi Trabzon’dan” “Yayın kurulunun başına Hayri K….çok sevdiğim bir çocuk.” “E Yeniçağa, şey Ortadoğu gazetesinde Zeki var S……….” “Çok sevdiğimiz birisi o da. Bir şey yapacak. Biz şimdi bir oluşum sen az önce söylediğin bir şey varya Milli yol meselesinden bu o şekilde değil o şekilde olması senin aynen katılıyorum, sanki memlekete ihtilal olmuşta Türkiye parçalanmışta, dağa çıkacakmış gibi bir hava.” “Öyle bir şey. Amacımız o değil. Bizim amacımız o değil ya. Türkiye nereye gidiyor. Türk Milliyetçiliği ne oluyor. Niye bu meseleler oluyor falan… beni şimdi Amerika’ya tekrar çağırdılar. Gidecem Amerika’ya tekrar konferanslar vericem. Birkaç yerde bu konular ile ilgili.” dediği, Sedat’ın “Muhsin ağabey gerekirse ileriki zamanlarda ağabey Muhsin ağabeyi de bu yapının içersine dahi etme.” “Yani Muhsin ağabey öyle liderlik hırsı olan bir insan değil. Ülkeye faydası olan her şeye dahil olur Muhsin ağabey.” dediği, bir süre Veli KÜÇÜK’ün kiralamayı düşündüğü ev konusu ile ilgili konuştukları, bir süre sonra Veli’nin “Bu sıkıntımı bir atlatayım bir yerleşeyim, oturayım yani eve. Ondan sonra bu işleri de ben devam ediyorum. Yılma’yı da çağırdım. Güven’len de konuştuk. Güven ağabey ile konuştuktan sonra ben Meral’i aradım. Meral ille bir görüşelim dedi….” “Meral da aynı şey söyledi. Tamamen yanındayız. Beraber olucaz dedi. Sen telefon olmaz. Sen geldiğinde oturucaz. Her şey dört dörtlük çok güzel bir planlama yaptık. Konuşacaz ben şunu söyliyim. Ben hiçbir partiye üye değilim. Hiçbir partide kaydım yok. Ben Türk milliyetçisiyim. Türk milletine hizmet edicem. Bunun içinde ille bir partide bir sembol olmak veya bir pay edinmek gerekmez. Ben o açıdan çalışıyorum. O açıdan…” dediği, Sedat’ın “Veli ağabey bir şey söyleyim. Eğer yanlış anlamazsanız. Bu kurmuş olduğunuz oluşumu direk ben MHP’ye karşı veya MHP’ye alternatif bir oluşum gibi kurarsanız. Bence kamuoyunda yanlış anlaşılabilir.” dediği ortaya çıkmıştı. BAHÇELİ PADİŞAH OLDU Kayıt Sıra No :1043’de kayıtlı, Veli KÜÇÜK ile Yusuf…? arasındaki görüşmede; Yusuf’un Veli’ye nasıl olduğunu sorması üzerinde Veli’nin “…Görüyorsun Türkiye’nin halini, nasıl iyi olalım yav.” dediği, Yusuf’un “Vallahi dediğiniz doğruda paşam ama bugünkü sürece gelinmesinde yani herkesin hatası var paşam.” dediği, Veli’nin “Herkesin hatası var. Başta Devlet BAHÇELİ olmak üzere.” dediği, Yusuf’un “Yani Devlet BAHÇELİ zaten Milliyetçi Hareket Partisini sıfırladı. Yani bitirme görevini tamamlıyor.” “Evet şimdi ben, geçen bir iki genel başkan yardımcısına görüşmeye gidecektim başkanım.” “Hani böyle önceden tanıdığımız, 90’lardan falan tanıdığımız. ŞİMDİ ONLAR DA BİZE BİRAZ MESAFELİ DURUYORLAR DA BU KİTAP OLAYLARINDAN DOLAYI.” dediği, Veli’nin “Allah’ım yarabbi ya. Atatürk’ün söylediklerini kitaba koymuşuz. Onu, geçen gün birisi bana ne diyor biliyor musun?” “…O önsöz senin yazdığın önsöz diyor kitaptaki. Eee ne oldu dedim önsöze. Dedim Atatürk’ün ağzından yazıldı o dedim ya.” dediği, Yusuf’un “Yani MHP satışını yaptı yani. Artık bundan sonrada Milliyetçi Hareket Partisi bu Bahçeli gitmeden hiçbir şekilde düzene girmez Paşam.” dediği, Veli’nin “MÜMKÜN DEĞİL AMA ONU DA GÖTÜRMENİZ MÜMKÜN DEĞİL. Çünkü padişah oldu.” “Padişah oldu. DUR SEN HELE BİR ÇALIŞMAMIZ VAR. BEN SENİ ÇAĞIRACAM İSTANBUL’A TAMAM MI?” dediği, Yusuf’un “Biz şimdi bu Bozkurtların ölümü var. SİZ BİLİYORSUNUZ GÖRMÜŞTÜNÜZ.” “Biz şimdi onun … o finansmanda bi 10-15 milyar gibi açığımız var da.” dediği, Veli’nin “Bi süre şöyle bi 15-20 gün bekleyin.” “Bir yerden ben bi haber bekliyorum, inşallah olur. Ben sana haber verecem. Başka bi konu var.” dediği, Yusuf’un “Bu Bozkurtların ölümünü hani bu çizgi roman yada.” “Evet bunu bi çizgi filme çevirirsek. Yani en azından şimdikileri geçelim de yeni nesil daha duygulu yetişir.” dediği, Veli’nin “Bi 15 gün daha bekleyin hele, 10-15 gün.” “Tamam mı? Ben bi İngiliz firmasının danışmanlığını yapıyorum.” “Burda bazı yatırımlar falan yapacaz yapılıyor da yaptıkta. Bi kısmını bizim köye de ben işte köye gidiyorum şimdi, çimento fabrikası kuruyoruz büyük bir fabrika.” dediği, “BAHÇELİ MECBUR AYRILACAK” Kayıt Sıra No :1393’de kayıtlı, Güler KÖMÜRCÜ ile Veli KÜÇÜK arasındaki görüşmede; Güler’in “İyi canım Ankara İstanbul gidiyorum geliyorum. sözlerini tutuyorum merak etme. dediği, bana tembih ettiğin kişilerle görüşmüyorum, dediklerini yapıyorum.” dediği, Veli’nin “Yanlış şeyler döner yani. Sen kendini kabul ettirmiş bir yazarsın.” dediği, Güler’in “Senin söylediklerin hayır ben o zaman da izah etmiştim sana. O bambaşka bir nedendi. Tamam ben orda bişey öğrenemeyeceğimi anladım sen napıyorsun?” dediği, Veli’nin “İyiyim valla boğuşup duruyoruz. Kazakistan’daydım bende.” dediği, uzun bir süre değişik konularda konuştuktan sonra KORAY A….’dan bahsettikleri, Veli KÜÇÜK’ün “KORAY A…. Genel sekreterken rahmetli BAŞBUĞ zamanında haftada 2 kere beni ararlardı bunlar” “…Şimdi benden kaçıyor, niye kaçıyor biliyor musun”, “Bu adam hakkında 300 seneye kadar hapis, 40 tane dava açıldı” “…Şimdi DEVLET BAHÇELİ ayrılacak mecbur ayrılacak” “Taban çıldırıyor”, “yani bir gün gidecek, benim atacağım gibi atacam dedim 5. KATTAN AŞAĞI ATACAM TERBİYESİZİ DEDİM” “ 50 KİŞİ GÖNDERCEM DEDİM KIYAMETİ KOPARMIŞ” “ şimdi mecbur olacak ayrılmak zorunda kalacak ayrılırsa BEN YERİNE ÜMİT’İ GETİRCEM DİYE ŞEY YAPIYORUM ÜMİT’TE HEVESLİ BU İŞE” şimdilik ortalık karıştı ne oldu biliyor musun, yav ayrılırsam ya ÜMİT ÖZDAĞ gelirse veyahut ta VELİ PAŞA DA ağırlığını koyarsa, ne olurum düşüncesinde ….” dediği “PASOK’TAN ADAM GETİRSEM DAHA İYİDİR” Kayıt Sıra No :1096’de kayıtlı, Veli KÜÇÜK ile X Bayan/Hüseyin A… arasındaki görüşmede; X bayan’ın “… Aslan aliminyum Hüseyin A… bey görüşecek sizinle” diyerek telefonu Hüseyin A….’a verdiği, bir süre sohbet ettikten sonra Veli KÜÇÜK’ün “Ben de köydeydim Bilecik’teydim” “Bu MHP’nin durumunu ne edecez bunu nereye gidecez” dediği, Hüseyin A…’ın “Vallahi paşam burda biliyorsunuz en az yani siz de dahil ben de çok müzdaribim burda…. sizin gibi ben de … genel merkeze çok kızıyorum ondan sonra vallahi bilmiyorum siz ne derseniz ben sizin yanınızdayım bu hususta” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “… ben şimdi söyle düşünüyorum arkadaşlar arıyor ediyorlar falan, bu DEVLET BAHÇELİ’NİN bu işten ayrılması lazım” “… bu kaldığı sürece MHP yani bitirecek bunu parti bitecek yani” dediği, Hüseyin A…’ın “…kuruyltayda biliyorsunuz Ümit beyi ihraç ettirdi şeyden partiden …. Genel başkanlığına adaylığını koydu Ümit Özdağ” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “Canım Ümit’in o şeyden bu adaylığını falan koymadan önce beni aradı gel dedim İstanbula geldi evde bizim evde toplandık” “Ben bu köşe yazarlarını falan da çağırdım…” diyerek bu konuda yaptığı çalışmayı anlattığı, devamında Veli KÜÇÜK’ün “.. ben Evet dedim mi Ümit hayır demez yani, gönderdik tamam dedi gitti Devlet Bahçeli kabul etmedi bunu görüşmedi” “Aradan 3-5 gün geçti duymuş bizim evde bi toplantı olduğunu İstanbul’da” “Cumhuriyet gazetesi röportajında şaibeli kişilerle toplantılar yapıyor evlerde dedi, bu şerefziz herif” “….. BU ADAMI PENCEREDEN AŞAĞI ATMADAN BU PARTİ KURTULAMAYACAK BUNDAN” “Yani bi çalışma yapmaya başladım ben açık açık” “Anladın yani bunu Devlet bahçeli gitsin kim gelirse gelsin ya ben Yunanistan’dan Pasoktan bir adam getirip bu MHP’nin başına koysaydım bu kadar tahribat yapmazdı vicdanı el vermezdi adamın ya” dediği, Hüseyin A…’ın da “Valla Bileciğe geldiğinizde isterseniz bizim eski arkadaşlarla falan burda bizim kerim başkanla kerim reis falan orda gerekirse benim fabrikada oturalım bi toplanalım enine boyuna ondan sonra ama sadece Bilecik için geçerli değil” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “Ben Türkiye genelinde çalışmaya başladım” dediği, VELİ KÜÇÜK: “ÖZDAĞ AİLE DOSTUM” Yukarıda belirtilen telefon konuşmaları ile ilgili Veli KÜÇÜK alınan ifadesinde özetle; “Kendisinin hiçbir siyasi partiye üye olmadığını, Ümit ÖZDAĞ’ın aile dostu olduğunu, Ümit ÖZDAĞ’ın daha önceden MHP içersinde bir faaliyeti olmadığını, 2004 yılındaki görüşmenin yapıldığı tarihlerde Ümit ÖZDAĞ’ı siyasi arenada iyi bir yerde görmek istediklerini, bu nedenle Ümit ÖZDAĞ’ı Milliyetçi Hareket Partisi içinde etkin olmasını arzuladığını, bu konuda telefon görüşmesinde isimleri geçen tüm gazetecilerle görüşerek destek olmalarını istediğini, Ümit ÖZDAĞ’ın MHP’nin genel başkanı olması için çalışmasının tek sebebinin Ümit ÖZDAĞ’ın yönetime girmesini arzulaması olduğunu beyan etmiştir.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10