04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Habertürk'te ikinci 'Allah Allah' vakası: Tevfik Göksu İBB'nin 'Engelleniyoruz' algısını bir kez daha çürüttü

Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan İBB AK Parti Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, her fırsatta 'Engelleniyoruz' algısı yapan CHP yönetimindeki İBB'nin iddialarına yanıt verdi. "İBB YÖNETİMİ ALGI YAPIYOR, İZİN VERİLDİ" Sunucunun 'İBB, Taksim Meydanı projesinde neden engelleniyor' sorusuna yanıt veren Göksu, "Herhangi bir engelleme yok. Daha bugün teyit ettim, bakanlık standartlara uyulması kaydıyla projenin yapımına izin vermiş. Buyursunlar yapsınlar." diye konuştu. Sunucu, Tevfik Göksu'nun açıklamaları sonrasında "İlk kez bu kanaldan duyuruyoruz." ifadelerini kullandı. "BAKANLIKTAN BUGÜN TEYİT ETTİM" Göksu'nun konuya ilişkin açıklamaları şöyle: "Projeye izin verildi. Buyursunlar yapsınlar. 2008'den bu yana devam eden süreçleri var. Metruk vakıflar bütün tespitleri yapılarak sahibine teslim ediliyor. Binlerce AK Parti'li belediyenin böyle mülkü gitti. Meydan ve vakıf meselesi ayrı şeyler. Koruma Kurulu İBB'nin talebini reddetmiş. Bakanlığa iletmiş, bakanlık da bugün uygunluk yazısını yazmış. Standartlara uymak kaydıyla, projeyi yapabilirsiniz diyerek izni vermiş. Bunların algısını yapmanın bir anlamı yok. Sultanahmet Meydanı örneği var, Diyanet ve Fatih Belediyesine de verilmedi." FATİH ALTAYLI DA AYNI KONUYU GÜNDEME GETİRMİŞ, GERÇEKLERİ DUYUNCA 'ALLAH, ALLAH' DEMİŞTİ Öte yandan aynı kanalda farklı bir program sunan Fatih Altaylı da Göksu'ya aynı soruyu iletmiş, herhangi bir engelleme olmadığını duyunca, "Allah Allah. Gazeteler yazıyor ya." ifadelerini kullanmıştı.

2 yıl önce

DSÖ: Avrupa ve ABD'de 169 "gizemli hepatit" vakası var

Dünya Sağlık Örgütü kendi sitesinden yeni bir virüse ilişkin açıklamada bulundu. 11 ülkede karılaşılan yeni virüs, "gizemli hepatit" olarak adlandırıldı. Koronavirüs ile bağlantılı olabileceği öne sürülen gizemli hepatitin küresel bir salgına dönüşmesinden endişe edildiği belirtildi. Avrupa ülkeleri ve ABD merkezli nedeni bilinmeyen şiddetli hepatit virüsünün belirtilerine uyan vakalar rapor edildi. En az 169 veka tespit edildi İngiltere'de 114, İspanya'da 13, İsrail'de 12, ABD'de 9, Danimarka'da 6, İrlanda'da 2, Hollanda ve İtalya'da 4'er, Norveç ile Fransa'da 2'şer ve Belçika'da 1 kişiye virüsün bulaştığı aktarıldı. İrlanda'da 2'den fazla vaka olabilme ihtimalinden ötürü toplam vaka sayısı "en az 169" olarak açıklandı. 1 ay ile 16 yaş arasındakilerde görüldü Hepatit virüsünün genellikle 1 ay ile 16 yaş aralığındakilerde görüldüğü, virüsün şiddetli etkileri nedeniyle bugüne kadar 17 çocuğa karaciğer nakli yapıldığı kaydedildi. Virüsün genel belirtilerinin karın ağrısı, ishal ve kusma olduğu, çoğu vakada yüksek ateş görülmediği bilgisi paylaşıldı. Bilinen hepatitler, vakalarda görülmedi Vakaların 74'ünde ise üst solunum yolunu etkileyen adenovirüs bulunduğu, 20 vakada koronavirüs görüldüğü ve 19 vakada hem adenovirüs hem koronavirüse  rastlandığı bildirildi. Bilinen hepatit virüsleri olan hepatit A, B, C, D ve E'ye ise vakaların hiçbirinde rastlanmadı. Koronavirüs ile bağlantısı inceleniyor Virüsün nasıl bulaştığına ilişkin somut bir sonuca varılmazken uluslararası seyahatlerin gizemli hepatit enfeksiyonuna neden olduğuna dair bir bulgu elde edilmedi. Hepatit vakalarının adenovirüs ve koronavirüs ile bağlantılı olma ihtimalinin ise daha fazla incelenmesi gerektiği, özellikle bu vakaların koronavirüsün yan etkisi olduğu varsayımlarının henüz bilimsel bir karşılık bulmadığı vurgulandı. DSÖ üyesi ülkelere, gizemli hepatit vakalarına işaret eden belirtileri tanımlama, araştırma ve Örgüte rapor etme tavsiyesi yinelendi. Gizemli hepatit vakalarındaki belirtiler DSÖ, 16 Nisan'daki yazılı açıklamasında, İngiltere'de 74 çocukta sebebi belirlenemeyen hepatit virüsü tespit edildiğini duyurmuştu. Virüsün tespit edildiği çocuklarda son bir aydır sarılık, ishal, kusma ve karın ağrısı gibi belirtilerin görüldüğü, bazı vakaların ise ağır karaciğer iltihabı geçirerek karaciğer nakliyle tedavi edildiği bildirilmişti. Vakalardan birinin hepatit taşıyan biri veya birkaç kişiyle teması nedeniyle oluştuğu, diğer vakaların virüsü nereden aldığının bilinmediği kaydedilmişti. Koronavirüsten sonra ikinci "küresel salgın" şüphesi Hastalığın "gizemli" veya "nedeni belirsiz" olarak tanımlanması, akıllara koronavirüsünü getirirken yeni bir "küresel salgın" ihtimalini gündeme taşıdı. DSÖ, bazı hepatit vakalarında koronavirüsün da tespit edildiğini fakat hepatit vakalarının koronavirüse ile bağlantısının netleşmesi için vakaların genetik nitelendirmeye gitmesi gerektiğini açıkladı. Koronavirüs, henüz adı konulmadan önce "gizemli bir akciğer rahatsızlığı" olarak tanımlanıyordu.

1 yıl önce

CHP'den yine 'heykel' vakası: Yerebatan Sarnıcı'nın açılışı tepki çekti

İBB Kültür A.Ş'ye bağlı olarak işletilen ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği üçüncü mekan olan Sultanahmet’teki tarihi Yerebatan Sarnıcı, 2017 yılında tarihinde ilk kez kapsamlı bir restorasyona girmişti. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, restorasyonu tamamlanan Yerebatan Sarnıcı'nın hafta sonu ziyarete açılacağını duyurdu. HER AÇILIŞTA HEYKEL İmamoğlu'nun sosyal medyadan paylaştığı videoda, Yerebatan Sarnıcı'nın son hali görüldü. Her yapılan açılışta heykelleri ön planda tutan, her yere heykel diken CHP'li belediyelerin, 5 yıl sonra açılacak olan Sarnıç'ta da buna dikkat ettiği ve heykellerin ön planda yer aldığı dikkat çekti.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı, Valilikleri boğulma vakalarına karşı uyardı, genelge gönderdi

İçişleri Bakanlığı son dönemde meydana gelen boğulma vakalarına karşı valilikleri uyardı. Bakanlık gönderdiği genelge ile valiliklerden can güvenliği riski taşımayan deniz, göl, gölet vb. yüzülebilir yerlerin her yıl mart ayının sonuna kadar “yüzme alanı” olarak belirlenmesini istedi. İçişleri Bakanlığı 2022 yılında meydana gelen 476 suda boğulma olayında 244 kişin hayatını kaybetmesi, 287 kişinin kurtarılması üzerine 81 İl Valiliğine “Suda Boğulma Olaylarının Önlenmesine Yönelik Alınacak Tedbirler” konulu genelge gönderdi. Genelgede denizler, göl ve göletler, barajlar, sulama kanalları, akarsu yatakları ve havuzlarda meydana gelebilecek boğulma olaylarının ve can kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem arz ettiği belirtildi. 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11’inci maddesince “İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteaallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır.” hükmü hatırlatılarak, boğulma olaylarının önüne geçilmesi için valiliklerden şu tedbirlerin alınması istendi. Sağlık, güvenlik ve sosyal donatılar açısından yeterli görülen, can güvenliği riski taşımayan deniz, göl, gölet vb. yüzülebilir yerlerin her yıl mart ayının sonuna kadar “yüzme alanı” olarak belirlenecek ve kamuoyuna duyurulacak. Bu alanların dışında kalan deniz, göl, gölet, baraj, sulama kanalı, akarsu, sulama ve hayvan içme suyu göletleri, sel kapanı, regülatör, su iletimi, deşarj veya taşkın kontrol kanalı vb. alanlarda suya girilmesine kesinlikle müsaade edilmeyecek ve bu alanlara yönelik ilave tedbirlerin planlanacak. Yüzme alanlarında yüzme sınırları (kıyıdan itibaren 200 metreye kadar) yüzer donanımlarla işaretlenecek be bu alanlarda yüzme sınırlarını gösteren uyarıcı levhaların bulundurulacak. Yüzme alanı olarak belirlenen ve sınırları işaretlenen bu alanlara, her türlü motorlu veya motorsuz deniz aracının girmesi ve bu alanlarda yarış, gösteri vb. herhangi bir aktivite yapılması engellenecek. ÇEKEN AKINTI YERLERİ İKAZ DUBALARIYLA İŞARETLENECEK Sahillerde çeken akıntı üreten yerlerin tespiti yapılacak ve bu bölgeler ikaz dubalarıyla işaretlenecek. Boğulma olaylarının yaşandığı deniz, göl, gölet, akarsu, su kanalı vb. alanlarda ve kontrolsüz plajlarda suya girilmesinin can güvenliği açısından tehlike arz ettiğini belirten işaret ve ikaz levhaları konulacak ve bu alanlara yönelik ilave tedbirler planlanacak. İnsan sağlığı ve can güvenliği açısından yüzmeye uygun olmayan alanlar konusunda vatandaşlar ve turistlerin bilgilendirilmesi amacıyla otobüs durakları, otogarlar, sahil şeritleri ve plaj gibi yerlere ilan panolarına uyarıcı afişler asılacak. DSİ tarafından işletilen veya çeşitli kurum ve kuruluşlara devredilen tesislerin (baraj, gölet, sel kapanı, regülatör, su iletimi, deşarj veya taşkından koruma kanalı gibi) çevresine insan geçişinin engellenmesi amacıyla fiziki güvenlik tedbirleri (tel çit, korkuluk, uyarı levhaları gibi) ilgili kurumlarca ya da işletmecisi tarafından alınacak. Sahil kesiminde devriye/denetim faaliyeti icra eden kolluk/belediye personeline ilk yardım eğitimi verilecek. Suda boğulma olayları sonrasında uygulanacak ilkyardım kurallarını anlatan broşürlerin farkındalık oluşturmak üzere ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite öğrencileri ile turizm tesisleri ve su sporları işletmelerine dağıtılacak. Yüzme alanlarındaki yoğunluğa ve risk durumuna göre ilgili işletme tarafından Türkiye Sualtı Sporları Federasyonundan belgeli cankurtaran görevlendirilecek. İLK YARDIM KABİNİ OLUŞTURULACAK Denize yoğun olarak girilen yerlere öncelik verilmek üzere yüzme alanlarında ilk yardım kabini/odası oluşturulacak ve gerekli personel/malzeme desteği sağlanacak. Yüzme alanlarından faydalanan vatandaşların can güvenliği açısından bu alanlarda her türlü su ürünleri avcılığı yasaklanacak. Yüzme alanları içerisinde oyun gruplarının (şişme ve diğer yüzer su parkı) ve cankurtaranın görüş alanını olumsuz etkileyen diğer büyük hacimli yapıların oluşturulmasına izin verilmeyecek. DENETİMLER ARTIRILACAK İl/ilçelerde oluşturulacak denetim ekipleri tarafından sık ve düzenli denetimler gerçekleştirilecek. Bölgesel turizm sezonları süresince, özellikle kontrolsüz sahillerde ve çevresinde yoğun saatler arasında denetimler artırılacak Sahillerde bulunan plaj işletmelerinin cankurtaran ve gerekli can kurtarma araç/gereçlerini bulundurmalarını sağlamak amacıyla gerekli denetimlerin yapılacak. Görev yapan cankurtaranların standartlara uygunluğu ve yeterli kurtarma ve ilk yardım ekipmanına sahip olup olmadığının belirli aralıklarla denetlenecek. Özellikle hafta sonu ve bayram tatillerinde yüzme alanlarında/plajlarda denetimlerin artırılacak. Cankurtaran istasyonlarında halkın görebileceği yerlere cankurtaran brövesinin bir örneği, çalışma saatlerinin ve flamaları anlamlarının asılacak. Cankurtaranın olmadığı veya denize girmenin tehlikeli ve yasak olduğu durumlarda cankurtaran istasyonlarına kırmızı flama çekilip sınır flamaları kaldırılarak cankurtaranın olmadığı ve denize girmenin tehlikeli ve yasak olduğunun anons sisteminden duyurulacak. BİLGİLENDİRME FAALİYETLERİNE AĞIRLIK VERİLECEK Okullarda “Çeken Akıntı”, sulama kanallarında, barajlarda ve insan sağlığı ile can güvenliği açısından yüzmeye uygun olmayan yerlerde suya girilmesinin tehlikeleri hakkında eğitimler verilecek. Üniversiteler ve diğer paydaş kurum/kuruluşlar aracılığıyla kamuoyunda farkındalığı artırıcı panel, seminer, sempozyum, çalıştay vb. etkinlikler düzenlenecek. Turizm merkezleri başta olmak üzere yoğun olarak denize girilen yerlerde “Boyunuzu Geçebilir”, “Çeken Akıntı”, “Alkollü Şekilde Denize Girmek Risklidir”, “Yüzme Bilmeden Denize Girmek Tehlikelidir”, “Kayalıklardan Atlamak Hayati Tehlike Taşır” gibi uyarıcı ibareler içeren broşürlerin dağıtılacak. İl/ilçelerde paydaş kurum/kuruluşlarla iş birliği içerisinde yüzme kursları/programları düzenlenmesi ve/veya isteklilere cankurtaranlık eğitimi verilecek.

1 yıl önce

Bakan koca son durumu açıkladı... 5 maymun çiçeği vakasından 4'ü iyileşti

Sağlık Bakanı Koca, önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Koca, Türkiye'deki maymun çiçeği vakalarına ilişkin, "Şu ana kadar ülkemizde 5 maymun çiçeği virüsü hastası tespit edildi. Bu 5 hastaya filyasyon yapıldı ve yakın çevresi izole edildi. 4 hastamız tamamen iyileşti ve taburcu edildi. 1 hastamız ise izolasyonda. Sağlık durumları iyi, hiçbir sorun yok. Ülkemizde sık görülmemesinin temel nedeni, kapalı ortamda çok yakın ve uzun süreli temasla bulaşmasıdır. Ülkemiz açısından bir endemi ya da küresel anlamda bir pandemi riski taşımamaktadır" dedi. YÖNETMELİK 15 AĞUSTOS'TA Koronavirüs salgınıyla ilgili Koca, Omicron'un daha bulaşıcı olduğunu ancak ilk varyantlara göre hastalarda daha hafif seyrettiğini belirterek, "Hatırlatma dozlarının yapılmasını şiddetle öneriyorum. Ayrıca özellikle ileri yaştaki vatandaşlarımızı mutlaka korumalıyız" diye konuştu. Sağlık çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili soruya da yanıt veren Bakan Koca, "Yeni bir yönetmelik hazırladık. Adaleti temin etmeye, emeğe karşılığını vermeye odaklandık. Taslak ilgili kurumların görüşlerine açıldı. Yakında yayımlanarak 15 Ağustos'ta devreye girecek. Hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın memnuniyeti ile sorunlar daha kolay çözülecek" dedi.

1 yıl önce

İkinci Ali Babacan vakası: Ahmet Eşref Fakıbaba

Yeni Akit’in haberine göre; 2018 seçimlerinde AK Parti'deyken 'Zillet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adaylığı için çalışan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın ardından bir benzer durum daha yaşandı. AK Parti'den ve milletvekilliğinden istifa ettiğini duyuran Ahmet Eşref Fakıbaba, Meral Akşener'in İyi Parti'sine katılacağını açıkladı. Fakıbaba, kararının ardından soluğu CHP'nin fonladığı Sözcü'de aldı. Burada soruları cevaplayan  Ahmet Eşref Fakıbaba'nın sözleri "ikinci Ali Babacan vakası" olarak değerlendirildi. Fakıbaba'dan ikinci Ali Babacan vakası Ahmet Eşref Fakıbaba, röportajında AK Parti'den istifa etmeden gizli kapaklı görüşmeler yaptığını adeta itiraf etti. Fakıbaba; şehit bacısına küfür eden sözde vekil Lütfü Türkkan'a bacılık yapan Akşener ile AK Parti'deyken görüştüğünü ve teklifini kabul ettiğini söyledi. Akşener için "Beni keşfetti" ifadelerini kullanarak kendi kendi gazlayan Ahmet Eşref Fakıbaba şu ifadeleri kullandı: "Emekli olmayı düşünüyordum. Meral Hanım sağolsun ikna etti beni. Ben emekli olacaktım altını çiziyorum ve “Fakıbaba sen bize lazımsın, Urfa'ya, bölgeye ve ülkeye lazımsın” dedi. Demek ki müthiş bir lider vizyonu var ve kendisine teşekkür ettim. Beni keşfetti." Ali Babacan da aynıydı Fakıbaba'nın istifası; DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın 2018 seçimlerinde AK Parti'deyken 'Zillet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adaylığı için çalıştığı kepazeliği akıllara getirdi. Ali Babacan da AK Parti'deyken eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün muhalefetin ortak Cumhurbaşkanı adayı olması için çalışmalar yürüttüğünü utanmadan sıkılmadan itiraf etmişti.

1 yıl önce

Akit yazarı Mehmet Koçak’tan Bay Kemal’in uyuşturucu iddialarına tepki: “Kepazeliktir, klinik vaka”

Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olabileceğini fakat hiç bir zaman lider olamayacağını belirten Akit yazarı Koçak, “cumhuriyetin kurucu partisi olarak övünen CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun hükümeti, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’yu ve devletin kurumlarını suçlaması, uyuşturucu satıcılarıyla aynı cümle içinde kullanmasını ise anlamak mümkün değildir. Kılıçdaroğlu’nun tavrı kepazeliktir ve tek kelimeyle bir klinik vakadır. • Sayın Soylu, CHP’nin kadroları içinde yer alan bazı milletvekillerinin de dolaylı yollardan işbirliği içinde olduğu terör örgütü PKK ve YPG ile uyuşturucu çetelerini çökerten, cumhuriyet tarihinin en başarılı bakanıdır. Kılıçdaroğlu’nun mesnetsiz iddialarla suçladığı İçişleri Bakanı Sayın S. Soylu, karanlık mahfillerde kirli planlarla, bir kaset operasyonuyla o makama gelmedi. Unutulmasın ki; her fırsatta beceriksizliklerini örtmek için suçlamaya çalıştığı Başkan Sayın Erdoğan, ideal ve övgüye değer bir devlet adamıdır. O ve onun yönettiği hükümet ile İçişleri Bakanımız Sayın Soylu, milli iradenin tecellisidir. Devlet kurumları ve o kurumların başında bulunan bakanlar, devleti temsil eder. Onları itibarsızlaştırmak, siyasi ahlakla bağdaşmayan bir siyasi çapsızlığın ötesinde, bir siyasi seviyesizlik, devleti bilmemektir, tanımamaktır. …Ve hatırlatmak isterim ki; Bu milleti millet yapan milli ve manevi değerleriyle barışık olmayan, milli iradeye saygı göstermeyen, hükümetin bakanlarını itibarsızlaştırarak devlet kurumlarının saygınlığını zayıflatan, hiçbir siyasi hareket çeşitli halk katmanlarında takdir görmez. İşte CHP’nin tarihinde millet iradesiyle iktidarın meşru sahibi olamamasının sebebi de budur.” dedi.

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP'de yaşanan taciz - tecavüz vakalarından haberi var mı?

CHP'de gündem yine parti içinde taciz-tecavüz vakaları... CHP yönetiminin ısrarla örtbas etmeye çalıştığı vakaların yanı sıra yenileri de gün ışığına çıkıyor. Basına yansıyan son taciz CHP'li İBB iştirakı Boğaziçi Yönetim A.Ş.'de taciz skandalı yaşandı. Personel olarak çalışan şüpheli M.E., aynı sitede güvenlik görevlisi olarak çalışan 2 kadını taciz etti. Yönetim taciz mağduru kadınlara "sizinle şakalaşmış" diyerek olayı örtbas etmeye çalıştı. Güvenlik amiri ve personelinin kovulmasının ardından yaşanan taciz olayını öğrenen çevre temizlik amiri de tıpkı güvenlik amiri gibi yaşananları önce Site Müdürü Serkan G.'ye, ardından da Boğaziçi Yönetim A.Ş. yetkililerine bildirdi. Şikayetin ardından "Aramızda çözüldü" yanıtını alan çevre temizlik amiri, bu dakikadan sonra mobbinge maruz kalıp işten çıkarıldı. 18 İLDE 34 VAKA CHP'de son olarak İstanbul'da yaşanan son taciz-tecavüz vakasıyla birlikte bu sayı, Türkiye'de 18 farklı ilde 34'e yükseldi. CHP'de yaşanan 34 taciz-tecavüz sayısının illere dağılımı ise şöyle; "İstanbul'da 8, Yalova'da 1, Bursa'da 2, Tekirdağ'da 1, Kocaeli'de 1, İzmir'de 2, Aydın'da 2, Muğla'da 2, Antalya'da 5, Konya'da 1, Adana'da 1, Hatay'da 1, Sivas'ta 1, Kırıkkale'de 1, Giresun'da 1, Artvin'de 1, Bitlis'te 1, Erzurum'da 1" İşte CHP'nin güncel taciz-tecavüz vaka haritası;

1 2 3 4 5 6 7