Son Dakika:
https://twitter.com/kastamonuvalilk/status/1558532745151881224?s=21&t=cLpstjpZHaCA480AbEKpoA Kastamonu Valiliği, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bugün Valla Kanyonu geçişi esnasında mahsur kalan 10 vatandaşımız helikopter ile kurtarılmış, havanın kararması nedeniyle kalan 1 vatandaşımızın yanına 2 JAK personeli bırakılmış olup onlar da sabah erken saatlerde inşallah salimen alınacaktır” denildi. Helikopter ile kanyondan alınan şahıslar, Kastamonu Havalimanı'na getirilerek, buradan konaklayacakları otele bırakıldı. "SEL FELAKETİ SONRASI VALLA KANYONU'NUN YAPISI BOZULDU" Kanyona giriş yapan 17 kişiden 6'sının kanyon geçişi konusunda profesyonel olduğuna işaret eden Yaşar, şunları aktardı: "Dün vahşi cennet olarak nitelendirdiğimiz Valla Kanyonu'na 17 kişilik bir ekibimiz girdi. Geçen yıl Bozkurt'ta olan sel felaketi sonrası Valla Kanyonu'nun yapısının bozulduğu, içindeki devasa kayaların yerinin değiştiği tespit edildi. Profesyonel olarak bu işi yapan 6 arkadaşımız hem gönüllü olarak hem de kanyonun yapısını tespit etmek amacıyla yürüyüşe devam ediyorlar ama bu işi amatörce yapan yanlarında götürdükleri 11 arkadaşımızın kanyonda mahsur kaldığını haber aldık." Bu kişilerin bulundukları yerden ilerleyemediklerinin Jandarma Arama Kurtarma ve AFAD ile yapılan görüşmeler sonucu anlaşıldığını söyleyen Yaşar, "Bunun üzerine Sayın Valimizi aradım. Sayın Valimiz kurtarmayla ilgili çalışmayı başlattı." ifadesini kullandı. JANDARMAYA AİT KURTARMA HELİKOPTERDEN BÖLGEYE ULAŞTI Vali Avni Çakır, jandarmaya ait kurtarma helikopterinin bölgeye ulaştığını ve kanyonda mahsur kalan kişileri kurtarma çalışmalarına başladığını söyledi. Kurtarma çalışmalarının kısa sürede tamamlanacağını, mahsur kalan kişilerin sağlık durumlarının iyi olduğunu belirten Çakır, "Herhangi bir hayati tehlikeleri yok. Altı kişilik profesyonel grup davam ediyor. Amatörler gidemediler. Dik de olduğu için çıkamadılar. Hayati tehlike yok. İrtibat kuruldu. Birazdan onları sepetli helikopter alacak inşallah." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu NTV canlı yayınında Ahmed Arpat'ın sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu'nun açıklamalarından satırbaşları; Coğrafyamızla ilgili ilkokuldan itibaren stratejik bir coğrafyada olduğumuzu ifade ederler. Geldiğim noktada şunu görüyorum, evet stratejik bir coğrafyada yaşıyoruz. Bunlar kadar önemli olan bir şey var. Büyük bir medeniyetin devamıyız. Stratejik bir coğrafya, köprü bir coğrafya, bütün bunlar varken, bu ülkenin en temel belirleyici unsur medeniyetimiz. ANKARA'DAKİ ÜÇ CEMEVİNE SALDIRI Türkiye'ye bir tek şey sormak istiyorum. ABD son üç yılda PYD'ye 2 milyar dolar niye yardım eder? Acaba Türklerle Kürtler arasında bir şey oluşturabilir miyiz, Sünnilerle Aleviler arasında bir süreç oluşturabilir miyiz diye uğraşıyorlar. Türkiye Sünni-Alevi çatışmasıyla zayıflatılmaya çalışılıyor. Bunu zayıfsanız yersiniz. 2 bin dolarlık, 3 bin dolarlık ülkede size bir oyun kurabilirler. Bunu anlarsınız ama ses çıkarmazsınız. Türkiye'nin 21. yüzyıl öncesi tablosu buydu. 21. yüzyılın başında tam bu fay hatları tetiklenen bir Türkiye'de geldik. 21. asrın başından itibaren Cumhurbaşkanımız nasıl bir geçmişte bunları yaşamış, hissetmişsek, Tayyip Erdoğan da bunları bildiği için birinci mesele olarak bunları tuttu. Türkiye, Türk-Kürt meselesi üzerinden Türkiye'yi zayıflatmaya çalışanlara tam da bu medeniyete, coğrafyaya yakışan bir anlayış ortaya koydu ve devam ettiriyor. İkinci mesele, Alevi-Sünni meselesi, üçüncü mesele laik-anti laik meselesi. Türkiye bunu da çözdü. Türkiye 28 Şubat gibi tamamen bu ülkenin yapısına uygun olmayan, postmodern diye tanımlanan bir darbenin sonrasını bir millet olarak iyi yönetti. Toplumun tamamıyla iyi yönetti. Batı çalışma grupları, fişlemeler, insanların ayrıştırılması, ötekileştirilmesi bu millet 2002'de oyunu kullanarak tam da bu anlayışa itiraz eden bir zihniyeti iktridara taşıdı. Bugün Türkiye'de böyle bir tartışma yok. Kimsenin benim yaşam biçimine müdahale ediyorsunuz diye bir tartışması yok. Üçüncüsü Alevi-Sünni meselesi: 2008-2010 arası bu ülkenin o gün Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, istedikleri zaman tetikleyebileceklerini düşündükleri üçüncü fay hattına da 2008'den itibaren ki belediye başkanlığı döneminde de aynı anlayışı aynı mantığı ortaya koyarak devam etti. Siz de siyaset yapsanız, değiştirsek koltukları, siz de buradan başlarsınız. Çünkü eğer bunu mağlup ederseniz diğer meseleleri mağlup ederseniz. Bu ülkede herkes ben Kürdüm diyebiliyor mu? Kimsenin böyle bir endişesi söz konusu mu? Bugün insanlar kendilerini ifade etmekte ötekileştiriliyor, ayrıştırılıyor mu, hayır. Bizim Kürt olan valimiz var, Kürt olan emniyet müdürümüz var. Alevi kaymakamımız var. Babası dede olan emniyet müdürümüz var. Ermeni kaymakamımız var. Caferi valimiz var. Özbek Türkü valimiz var. Hatta son zamanlara kadar Alevi valimiz vardı. Biz pozitif ayrımcılık da yapıyoruz. Kendisini Alevi olarak tanıtan kaymakam adaylarını almak istiyoruz. SURİYELİ SIĞINMCILAR TARTIŞMASI 2011'de başladığı zaman biz bu sürecin bu kadar uzun süreceğini tahmin etmedik. Biz insaniliğimizden, biz komşuluğumuzdan, biz, o insanların karşı karşıya kaldığı zulümden, süreçlerden ayrı bir düşünce içinde olamayız. Bu insanlar kendi ülkelerine dönmeyecekler mi? Elbette dönecekler. Ayrıntılar geliyor…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla'nın Fethiye ilçesinde düzenlenecek festivalin valilik kararıyla iptal edilmesi sonrası Twitter hesabından bir paylaşımda bulundu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Kılıçdaroğlu'nun ifadelerine sosyal medya hesabından tepki gösterdi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sosyal medya hesabından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun paylaşımına ilişkin, "SSK (eski) Genel Müdürü, sözüm ona valileri tehdit etmiş, Çok korkmuşlar (!) Festival adı altında bir dizi sahtekarın gayrikanuni olarak yapmak istediği hiçbir organizasyona devlet izin vermez. Tehditlerin, oyunbazlığın, devlete sökmez. Valileri İmamoğlu ile karıştırdın galiba" ifadelerini kullandı. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1562186166820028417?s=21&t=7dG2Xr_Myd3p2CY4C65Wsg
Her türlü bulaşıcı hastalığın, mikrobun kol gezdiği, alkolün, uyuşturucunun yaygınlaştığı Milyon Fest Fethiye, Zeytinli Rock Festivali, Anadolu Fest, Zonguldak Kozlu Müzik Festivali gibi her türlü pisliğin yer aldığı etkinlikleri savunan Kemal Kılıçdaroğlu, gençlerin değil, PKK’yı finanse eden uyuşturucu çetelerinin yanında duruyor. https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1562155026147155969?s=21&t=7weTQm6dBDYGAiyGestsgw İşte iptal edilen o iğrenç festivallerde yaşanan skandallar…. ALKOL VE UYUŞTURUCUDAN ŞUURUNU KAYBEDEN GENÇLERDEN GARİP HAREKETLER Burası Zeytinli Rock Festivali. Alkolden ve uyuşturucudan şuurunu kaybetmiş gençler günler boyunca pislik içinde garip garip hareketler yapıyor. Organizasyonun tuvalet görüntüleri ise iğrençliğin boyutunu gözler önüne seriyor. Ve her festivalde mutlaka büyük kavgalar çıkıyor. https://twitter.com/zekibahce/status/1562345476867108865?s=21&t=7weTQm6dBDYGAiyGestsgw EN MASUMU ZEYTİNLİ FESTİVALİ! Skandalların eksik olmadığı organizasyonların arasındaki en masumu, ‘’Zeytinli Festivali’’yken, Fethiye civarında Psy Trance müzik festivallerinde ise başta acid, lsd, extacy olmak üzere her türlü kimyasal uyuşturucunun kullanıldığı organizasyonlar yapılıyor. UYUŞTURUCU TİCARETİ YOUTUBE’DAN Festivallerin Youtube sayfalarına bakıldığında uyuşturucunun nasıl yaygın ve sıradan bir şekilde kullanıldığını alım satımının yapıldığı da kolayca görülüyor. Yüzlerce, binlerce buna benzer yazışma hâlen daha sayfalarda mevcut… ORTADA GİZLENEN BİR DURUM YOK! Zaten ortada çok da gizlenen bir durum yok. Festivallerde çalan müzik grupları 1200 micrograms, drip drop, acid, lsd, x mushroom gibi uyuşturucu temalı isimleri olan gruplar. Youtube bile durumun farkında. “Fethiye acid” yazdığınızda direk bu festivalleri önünüze getiriyor. UYUŞTURUCUYU, PKK’YI FİNANSE EDEN ÇETELER TEMİN EDİYOR İşin daha kötüsü buralara uyuşturucu temin eden de Pkk’yı finanse eden çeteler. Aslında devlet bu uyuşturucu yuvaları ile uzun süredir mücadele ediyor ama muhalefet sürekli olarak konuyu müzik festivallerin yasaklanması olarak ele alıyor. Gençler muhalefetin umurunda değil. Öte yandan son olarak iptal edilen Milyon Fest Fethiye festivalinde dönen rezilliği savunanların Türkiye’yi yönetmeye talip olması ise sosyal medyada ”facia” olarak yorumlanıyor… https://twitter.com/anilozuturk/status/1562344701113556993?s=21&t=7weTQm6dBDYGAiyGestsgw
Malazgirt Zaferi'nin 951'inci yıl dönümü dolayısıyla Ahlat'a gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölge valileriyle görüştü. Toplantıya, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım da katıldı. https://twitter.com/tcbestepe/status/1562840356366209024?s=21&t=0LV9gK5wQd9l1L1z6IuSaA
İzmir‘de Konak Meydanı’nda AK Parti Konak İlçe Başkanı Mehmet Sait Başdaş tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle asılan ve üzerinde Atatürk ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarının da bulunduğu afişin önü seyyar tuvalet ile kapatıldı. 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinliklerine katılan vatandaşların kullanması için getirilen seyyar tuvaletin afişte yer alan Atatürk fotoğrafının önüne koyulması büyük tepki çekti. Twitter’de yaşanan olayın görüntüsünü çekip paylaşan vatandaş ise, “Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafının önüne tuvalet koymuşlar. Bu zihniyet Atatürk’ün partisiyiz deyip İzmir’i yönetiyor” dedi. VALİLİK KALDIRDI Umumi WC, valilik tarafından kaldırıldı.
Valiliklere gönderilen genelgede, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun "Geçiş üstünlüğüne sahip araçlar ve sürme kuralları" başlıklı ilgili maddesinde geçiş üstünlüğüne sahip araçlar, bu araçların sürülmesi sırasında uygulanacak kurallar ile ışıklı ve sesli uyarı işaretlerinin kullanımına ilişkin usul ve esasların belirlenerek, “Geçiş Üstünlüğüne Sahip Araçlar Hakkında Yönetmelik” kapsamında 2021 yılında yürürlüğe girdiği ifade edildi. İlgili Kanunun ve mevzuat kapsamında geçiş üstünlüğüne sahip araçların halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmadan, duyulur ve görünür geçiş üstünlüğü işaretini vermek şartı ile ancak görev halinde iken/ amaçları doğrultusunda kullanılabileceği ifade edildi Keyfi bir şekilde geçiş üstünlüğü hakkını kullananlara idari para cezası uygulanıyor Genelgede, ayrıca zorunlu olmadığı halde gereksiz geçiş üstünlüğü hakkını kullanan sürücüler ile geçiş üstünlüğüne sahip olmadığı halde anılan cihazları araçlarında bulunduran ve kullananlar hakkında idari para cezası yaptırımı uygulandığı ifade edildi. Özellikle son dönemde trafik güvenliğini tehlikeye sokan yetkisiz çakar kullanımına ilişkin vatandaşların şikayetleri de dikkate alınarak, yetkisiz ışıklı ve sesli uyarı işareti, geçiş üstünlüğü hakkının kullanımının önüne geçilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması amacıyla valiliklerden; ülke genelinde denetimlerin artırılarak özel denetim planlamalarının yapılması ve bu faaliyetlerin yıl sonuna kadar etkin, yoğun ve sürekli olarak devam ettirilmesi istendi.
Avrupa'daki havalimanlarında personel yetersizliği nedeniyle kaos devam ediyor. İstanbul Havalimanı'nda 16 dakika olan valiz teslim süresi Avrupa havalimanlarında 4 saati buluyor. CHP'ye yakınlığı ile bilinen ve İstanbul Havalimanı'nı sık sık diline dolayan Gazeteci İsmail Saymaz da, Avrupa'daki havalimanı eziyetini yaşadı. Almanya'daki Düsseldorf Havalimanı'nda 45 dakikadır valiz beklediğini ifade eden Saymaz, yüzlerce yolcunun bekleyişinin sürdüğünü ifade etti. Saymaz'a bölgede daha önce mağduriyet yaşayan onlarca kişi bekleyişinin 4 saati bulabileceği uyarısında bulunurken, dönüşte uçağı kaçırmamak için en az 4 saat erken havalimanına gitmesi gerektiğini belirtti. Düsseldorf'tan İstanbul'a uçuş süresi 3 saat olarak biliniyor. İstanbul Havalimanı'nın yolculara sağladığı zaman konforu bu şekilde bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. İSMAİL SAYMAZ DA AVRUPA'DAKİ HAVALİMANI MAĞDURİYETİNİ YAŞADI Halk TV Yazarı İsmail Saymaz Almanya'ya gitti. İstanbul Havalimanı'ndan Düsseldorf Havalimanı'na uçan Saymaz, personel yetersizliği nedeniyle valizlerini alamadıklarını söyledi. Twitter'dan paylaşım yapan Saymaz, "Düsseldorf Havalimanında 45 dakikadır valiz bekliyoruz. Daha ne kadar sürer, bilmiyoruz. Yalnızca biz değil, diğer bütün yolcular valiz bekliyor. Bu problemin havalimanındaki personel yetersizliğinden kaynaklandığı söyleniyor." dedi. AVRUPA'DA HAVALİMANI KAOSU SÜRÜYOR Avrupa'da pandemi sürecinde binlerce havalimanı personeli işten çıkarıldı. Hayatın normale dönmesi ile birlikte personel açığı bir türlü kapatılamadı ve Avrupa'daki havalimanları çileye dönüştü. Valiz teslimi ve Check-in işlemleri 4 saati aşan beklemelere neden oluyor. İSTANBUL İLE DÜSSELDORF ARASI 3 SAAT 10 DAKİKA Avrupa'daki havalimanlarındaki bekleme süresi olan 4 saatte, Düsseldorf'tan İstanbul'a seyahat edilebiliyor. Düsseldorf-İstanbul arası 3 saat 10 dakika civarında sürerken, 16 dakikada yapılan valiz teslimi ile 3.5 saatte havalimanından çıkılıyor. Birçok kişi Avrupa'daki bekleme süresinde gideceği yere ulaşmış oluyor.
