04 Mayıs Cumartesi 2024
1 yıl önce

Sırp Organize Suç Örgütü lideri Jovan Vukotiç'i öldürenler yakalandı

Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: Türkiye’de 3 yıl önce yakalanan ve Sırbistan’a teslim edildikten sonra orada serbest bırakılan, yasadışı yollarla tekrar Türkiye gelen Sırbistan’da “SKALJARİ” isimli  Organize Suç Örgütü yöneticilerinden  Jovan VUKOTİÇ, İstanbul Şişli’de motorlu iki şahıs tarafından aracına gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucunda öldürülmüş, araç içerisinde bulunan eşi, çocuğu ve şoförü sağ olarak kurtulmuştu.  Olayla ilgili İstanbul Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü geniş çaplı çalışma başlattı.  Bu çalışma sonrası saldırıyı, KAVAC  isimi suç örgütü yöneticisi olan Radoje ZİVKOVİC isimli şahsın, ülkemizdeki bağlantıları aracılığıyla gerçekleştirdiği belirlendi.   16.09.2022 günü yapılan operasyonla Radoje ZiVKOVİC ve  Zdravko PERUNOVIC isimli şahıslarla birlikte toplam 12 şahıs gözaltına alındı.  Şahıslarla birlikte 11 adet sahte kimlik, 6 adet sahte pasaport ve olayda kullanılan 2 adet silah ele geçirildi.

1 yıl önce

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan’ın fitne çabaları! Bu kez hedefi Bahçeli ve Soylu..

Dün CHP’in fonladığı Milli Gazete’nin “Soylu istifasını Erdoğan'a sundu” yalanıyla Mersin polisevine saldıran PKK’lı terörist Dilşah Ercan’ın isminin CHP’nin “tutuklu gazetecileri raporu”da olduğu gerçeğini örtebileceklerini zannedenler bugün de Cumhuriyet gazetesinden Barış Pehlivan eliyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun arasına fitne sokmaya çalışarak Cumhur İttifakını hedef aldı. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1574727943598657537?s=46&t=2i2bpWHRtNU4yd6Ct_wjqg GERÇEKLERİ GÖRMEZDEN GELİYOR Pehlivan bu iddia bulunurken; FETÖ, PKK, mafya ve Sol örgütlerin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya en çok saldırdığı dönemlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Bakan Soylu’yu en çok savunan ismin MHP lideri Devlet Bahçeli olduğu gerçeğini görmezden geliyor. YALAN HABER YAPMAKTAKİ MEZİYETİYLE BİLİNİYOR Her fırsatta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İçişleri Bakanı Soylu’yu hedef alan yazılarıyla gündeme gelen ve yakın dönemde MİT mensuplarını ve ailelerini ifşa etmekten hüküm giyen Barış Pehlivan, iftira atmaktaki, yalan haber yapmaktaki meziyetiyle biliniyor.

1 yıl önce

FETÖ’nün yeni ‘Emre Uslu’su Barış Pehlivan’ın hedefinde yine Süleyman Soylu var

TBMM gündeminde yer alan ve kanunlaşması beklenen “Dezenformasyon ile Mücadele Yasası” öncesi yalan haberleriyle meşhur gazeteciler son kurşunlarını da atmaya başladı. Uydurma haberler ile algı yönetimi yapmak isteyen kripto gazeteciler, kendi kurdukları senaryoları “duyum” şeklinde yansıtarak Zaman Gazetesi geleneğini devam ettiriyor. PEHLİVAN YENİ ‘EMRE USLU’ OLDU Daha önce Libya’da görev yapan MİT personelini ve ailesini ifşa ederek suç işleyen ve yabancı istihbarat servislerine işaret veren Barış Pehlivan, Cumhuriyet gazetesindeki köşesinden FETÖ tetikçiliği yapmaya devam ediyor. Hükümetin İçişleri kanadını hedef alan Pehlivan’ın algı yönetimi maksadıyla yapılmış haberleri, firari FETÖ’cü Emre Uslu’yu hatırlatıyor. Pehlivan da tıpkı Emre Uslu gibi ya eline tutuşturulan belgeleri açıklıyor ya da “duyum aldım” diye başlayarak yalanları sıralayıp algı operasyonu yapmaya çalışıyor. NARKOTİK OPERASYONLAR SONRASI ATEŞİ YÜKSELİYOR Türkiye’nin kararlılıkla mücadele ettiği uyuşturucu çetelerine göz açtırmayan narkotik operasyonlarında, son dönemde FETÖ’cü isimlerin peş peşe yakalanması ve küresel uyuşturucu trafiğinde FETÖ izlerinin deşifre olması sonrası İçişleri Bakanlığı’na karşı FETÖ algı operasyonları pik yapmış durumda. Özellikle Afganistan çıkışlı uyuşturucunun FETÖ’nün etkin olduğu Orta Asya ülkelerinde işlenip Türkiye üzerinden Avrupa’ya transferi son yıllarda büyük darbe aldı. Cumhuriyet tarihinin en büyük narkotik operasyonlarına imza atan Türk güvenlik güçlerinin uyuşturucu ticaretine vurduğu darbe terör örgütlerine zor zamanlar yaşatıyor. Türk Emniyeti’ni hedef alan FETÖ’cü sosyal medya operasyonlarının önde gelen isimlerinden Barış Pehlivan ise her operasyon sonrası yeni bir uydurma yazı ile İçişleri Bakanlığını hedef alıyor. YİNE DUYUM ALMIŞ Pehlivan’ın bugün kaleme aldığı “AKP’deki Soylu Söylentisi” başlıklı yazı, AK Parti teşkilatlarında ve kabinenin diğer üyeleri arasında İçişleri Bakanı Soylu’nun sevilmediği, Soylu’nun istifa edeceği gibi ifadeler barındırıyor. “Kulağıma gelen duyuma göre” diye başlayan ve belgeye-bilgiye dayanmayan yüzlerce sözde haber ile İçişleri Bakanı Soylu’yu hedef alan Pehlivan’ın ‘algı operasyonu’ yapmaya çalıştığı köşe yazılarının artık inandırıcılığı da kalmadı. HER HAFTA BAKAN SOYLU’YA YA İSTİFA YA GÖREVDEN ALMA BAŞLIKLARI İçişleri Bakanlığından kökü kazınan ve son günlerde narkotik operasyonlar ile maddi zorluğa düşen FETÖ’nün tek kurtuluş umudu ise AK Parti hükümetinin bir an önce değişmesi. Seçimler öncesinde ise İçişleri Bakanı Soylu’nun görevden alınmasını isteyen FETÖ’cüler, her gün yeni bir haberle Soylu’ya yönelik algı operasyonu yürütüyor. En son geçtiğimiz hafta Milli Gazete’de manşetten verilen “İçişleri Bakanı Soylu İstifa Etti” haberini yapan Milli Gazete köşe yazarı Bünyamin Güler’in ByLock kullandığı ortaya çıkmıştı.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı Bakan Müşaviri Gültekin’de tık avcısı Barış Pehlivan’a nasihat: “Kuzum eğer sen gazetecilik yapmak istiyorsan…”

İşte Gültekin’in Barış Pehlivan’a nasihatleri: “Cumhuriyet Gazetesi Barış Pehlivan’ın bugünkü saçmalıklarını okuyunca, kendisi, gazetesi ve gazete okurları adına üzüldüm. Çünkü bugünkü yazı tamamen masa başı yazılan, ASPARAGAS bir zaman israfı olmuş.   Umarım Barış Pehlivan’ın senaryo yazma kabiliyeti, en kısa sürede yapımcı firmalar tarafından keşfedilir de bu hayal gücünden dizi film sektörü de istifade eder(!)   Barış Pehlivan, eğer köşende uydurma senaryolar yazmakla uğraşacağına araştırmacı gazetecilik yapsaydın, yazacağın şu olurdu:   “Mersin’deki eylem olmasaydı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uyuşturucu ile mücadele kapsamında İstanbul’da önemli bir operasyonu izleyecek, ardından da bu operasyonun sonuçlarını açıklayacaktı.”   Neydi bu operasyon? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun uzun zamandır illere giderek sabahın erken saatlerinde açıkladığı kökünü kurutma operasyon serisinin önemli bir ayağıydı. Uzun zamandır İstanbul’da takip edilen sokak satıcılarına yönelik  “Kökünü Kurutma Operasyonu” gerçekleştirildi.   Eğer sürekli koruyup kolladığı, kanallarına çıkıp popülaritesini ve kesesini zenginleştirdiği CHP’nin Tutuklu Gazeteciler listesindeki teröristlerin ürünü olan (tabi o konuya sesini çıkaramazsın, anlıyoruz) Mersin’deki hain terör saldırı olmasaydı gece saat 03.00 gibi Atatürk Havalimanı’na, Emniyet Teşkilatı’na ait uçakla gidecek, oradan operasyona katılacak ekiplere hem moral, hem de başarı dileklerini iletecekti.   İstanbul Emniyeti, bu operasyon öncesi, hem Bakan Soylu’nun bu operasyonun sonucunu açıklaması hem de İstanbul Emniyeti’ne alınan 180 motosikletin dağıtım töreni için basın mensupları Vatan Caddesi Emniyet Binası’na davet etmişti. Ancak Mersin’de Polisevine yapılan terör eylemi sonrası Bakan Süleyman Soylu, Emniyet'e ait uçakla Adana’ya, oradan da helikopterle Mersin’e gitti. Kökünü Kurutma Operasyonu, İstanbul Emniyeti tarafından açıklandı, motosiklet dağıtım törenine de Bakan Yardımcısı Sayın İsmail Çataklı katıldı.   Eğer gazeteci gibi gerçekten bir şeyleri araştırmış olsaydın, bu bilgilere ulaşacaktın. Ama hepimiz biliyoruz ki, “operasyon gazeteciliği” araştırmaya değil iftira ve hayal gücüne dayanır.   İçişleri Bakanımıza karşı düşmanlık, sizde hastalık halini almış, Fobi olmuş, akli melekelerinizi çalıştıramaz hale getirmiş. Hatta öyle ki, bir operasyon gazetesinin attığı, aslı astarı olmayan saçma sapan iddianın bile peşine takılacak düzeyde  zavallısınız.   Hiç merak etme, kimseye söylemeyeceğiz; Bakanımızın ismini geçirince yazılarınızın başka sitelerde kullanıldığını, aramalarda önde çıktığını, tiraj yaptığını, tık gazeteciliği peşinde olduğunu anlayabiliyoruz. Bakanımıza attığın iftiralar haricinde başka bir şey yazamadığının, yazsan da okunmadığının hepimiz farkındayız. Okuyucu sayısı sınırlı olunca birilerine iftira atarak ancak tık gazeteciliği yapmayı seçmişsin. Sahte gündemler ve sahte haberler seni bir tık bile büyütmez, boş yere çabalama.   Bir de sana tavsiyem: Kuzum eğer sen gazetecilik yapmak istiyorsan, organize suç örgütleriyle içli dışlı olmayı bırak. Sonra paçavra gibi ortada kalmayasın.   Köşende bunu da yayınla, belki bir kaç tık daha alırsın.” https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1577546080471977985?s=46&t=UYp9kr-irl2TABTzrawWYw

1 yıl önce

Türkiye'nin kapısını çalacaklar! Hollande: Avantajı çok büyük

Hollande, P&G'nin ana sponsorluğunda Capital, Ekonomist ve StartUp dergileri tarafından Sapanca'daki bir otelde düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ikinci gününde "Yeni Küresel Düzen ve Gelecek" konulu oturumda konuştu. "MÜZAKERELERİN BAŞLAMASI UZUN SÜRECEKTİR" Tüm dünyada bazı tedirginlikler olmasına rağmen ümitlerin devam ettiğini belirten Hollande, Rusya-Ukrayna Savaşı'na değindi. Hollande, savaşın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kararı olduğunu, komşusunun topraklarını işgal etmesinin tüm dünyayı şaşırttığını söyledi. Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Putin ile sıklıkla görüştüğünü dile getiren Hollande, "2014'teki ilk Ukrayna savaşından sonra dolaylı veya dolaysız bir girişimin olacağını düşünüyordum. O da Ukrayna'yı, Rusya'nın kontrolü altına koymak. Birkaç hafta sürecek olan savaş esasında birkaç ay daha sürecektir. Zira temeller bile birleşmemiştir ki bir müzakere başlasın. Müzakerelerin başlaması uzun sürecektir." diye konuştu. Hollande, 4 bölgenin ilhak edilmesinin Batılılar ve Ukrayna tarafından kabul görmediğini belirterek şöyle devam etti: "Uluslararası toplum, burada derin bir çatışmaya yer veremez, uluslararası hukukun ihlal edilmesini kabul edemez. Diğer taraftan, Rus ordusunun askeri kayıpları var, Ukrayna'nın karşı saldırıları başarılı oluyor. Ukraynalıların ve Cumhurbaşkanı Zelenskiy'nin bir zafer beklediğini görüyoruz. İki inatlaşma var karşımızda, iki irade karşı karşıya duruyor. Dolayısıyla bu çatışmanın çok hızlı bir şekilde biteceğini düşünemeyiz. Muhakkak ki kış, operasyonları donduracak ama savaşı durdurmayacaktır. Şunu sormamız lazım; acaba ilk baharda yeni koşullar mümkün olabilir mi? Putin, uluslararası izolasyonundan çıkmak isteyecek mi yoksa tam tersine başka bir şey mi yapacak? Her zaman kitle imha silahlarını kullanacaklarını tehdit olarak söylüyor. Batılı toplumları etkilemek için aynı zamanda büyük bir savaşın ortaya çıkacağını bile söyleyerek tehdit ediyor. Fakat biz biliyoruz ki nükleer caydırıcılık kuralları taktik bir silah kullanmasına yer vermeyecektir. Onun için önemli olan korkutmak, tehdit etmek; silah kullanmak değildir." ABD Başkanı Joe Biden'ın bu savaş konusundaki tutumuna değinen Hollande, kasım ayında Amerikan Kongresi'nde yapılacak seçimlerin önemine işaret etti. Savaşın etkilerinden de bahseden Hollande, doğal gaz tedarikindeki sıkıntıları, tüm dünya ekonomilerindeki daralmayı ve enerji fiyatlarındaki etkileri anlattı. "ŞU ANDA BİR RESESYON DURUMU VAR" Hollande, ABD'de ve Avrupa'da enflasyonun yerleştiğini belirterek, "Bu enflasyonu biz daha önce 30 yıl boyunca görmemiştik. Bu enflasyona ilaveten şu anda bir resesyon durumu var. Hem ABD'de hem de Avrupa'da bildiğiniz gibi faiz oranları artacaktır ve dünyada ticaret yavaşlayacaktır." değerlendirmesinde bulundu. Çin'de bir büyüme yavaşlaması olacağını öngördüğünü söyleyen Hollande, Afrika ülkelerinde de gıda maddeleri ve borçlanma açısından tedirgin edici bir durumun hakim olduğunu ifade etti. Hollande, Avrupa'nın enerji tedariki konusunda bir arada kalmaya devam edip etmeyeceğinin merak konusu olduğunu belirterek şunları kaydetti: "Almanlar bugün gaz açısından en bağımlı ülke, acaba öncelikle bir arayış içine mi girecekler yoksa bunu tek başlarına mı yoksa partnerleriyle mi yapacaklar? Bir soru daha var. ABD, bu enerji durumundan yararlanıyor çünkü ABD, sıvılaştırılmış gaz satıyor. İlk petrol üreticileri, fiyat göreceli olarak yüksek ama ABD bu rantı bu şekilde muhafaza mı edecekler yoksa petrol üreten ülkelere baskı yapıp fiyatları düşürüp daha fazla miktar gelmesini mi bekleyecekler? Ama şu anda pek bir şey yapamadılar. Kabul edelim; 2023'te ekonomik durum çok daha karmaşık olacaktır ve büyüme oranları gittikçe zayıflayacak hatta sıfır düzeyinde olacaktır. Bütün Avrupa ve Amerika'da bir resesyon görülecektir." Ukrayna'nın işgaliyle Avrupalıların artık korunma ihtiyacı hissetmeye başladığına işaret eden Hollande, "Daha özerk olmak isterler ve aynı zamanda NATO'da daha sıkı bir politika gütmeye çalışacaklar. NATO'nun artık daha belirli, daha iyi donatılmış bir organizasyon olmasını mı isteyecekler ki bu tür saldırılara hazır olsunlar... Dolayısıyla İsveç ve Finlandiya NATO'ya katılmak istemişlerdir, Türkiye isterse katılacaklardır." dedi. Hollande, ABD'nin dünya sahnesine yeniden çıktığını dile getirerek, "ABD, hem Avrupa'da hem Asya'da bir ittifak sistemi kurmak istemekte. Savunma partnerlerini artırmak için yeni ülkeler arayışındalar. Bunu Asya'da, Amerikalıların girişimlerinde görüyoruz. Asya'da bir direnç sağlamak istiyorlar Çin niyetlerine karşı." diye konuştu. Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sonraki başka bir felaketin "iklim şokları" olduğunu söyleyen Hollande, bütün ülkelerin karbon emisyonunu azaltmak için yoğun çaba sarf ettiğini belirtti. Sanayicilerin karbonsuzlaşma, sera gazı üretiminin önlenmesi ve yenilenebilir enerji üretim sistemlerine ulaşmaya odaklandığını ifade eden Hollande, "Karbon emisyonlarını azaltmak isteyen ülkeler, artık fosil enerji kullanmayacak ve üretim ile taşımacılıkta inovasyon yapmak isteyen ve bu gayreti sarf etmek isteyen ülkeler, rekabetçi konumuna geleceklerdir. Teknolojilerini ihraç edecekler ve ürünlerini farklı yerlerde satabilecekleri gibi halklarına daha iyi refah sağlayabilecekler." değerlendirmesinde bulundu. "TÜRKİYE'NİN, COĞRAFİ KONUMU NEDENİYLE BÜYÜK BİR AVANTAJI VAR" Dünyada ticaretin her zaman olacağını ifade eden Hollande, birçok ülkenin iradesinin de bu ticareti devam ettirme yönünde olduğunu dile getirdi. Hollande, artık faaliyetlerin tüketim yerlerine daha yakın bölgelere kaydığına işaret ederek şöyle dedi: "Türkiye'nin, coğrafi konumu nedeniyle büyük bir avantajı var. Birçok faaliyet Türkiye'de yapılabilir. Bu faaliyetlerin çoğu şimdiye kadar Asya'da ya da başka ülkelerde yapılıyordu. Bu bağlamda Avrupa çok büyük bir zorlukla karşı karşıya. Birliği var, aynı zamanda değişimi de söz konusu. Enerji, savunma konuları da var. Acaba egemenliğini nasıl sağlayacak, nasıl korunacak? Şimdi bütün bu sorulara cevap verebilmek için Avrupa'nın hem birlik içinde olması gerekir, her ne kadar içinde çelişkiler varsa da açık olmalı. Prag'daki toplantı düşündüğümüzden daha büyük bir organizasyondu. Önümüzdeki bütün zorluk ve meydan okumalara karşı mücadele edebilmek için Avrupa'nın çok geniş bir çerçevesi ve farklı coğrafyası olması gerekir, tek para birimi gibi. Türkiye bu açıdan duruma bakmalıdır çünkü geleceği Avrupa'dadır."

1 yıl önce

CHP’li İzmir Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı’dan kayınbiraderi Kemal Orhan’a kıyak

AKRABALARINI DOLDURDULAR Sabah’taki habere göre AK Parti Kemalpaşa İlçe Belediye Başkanı Mustafa Baş, CHP’nin her fırsatta AK Parti’yi “Liyakat” üzerinden eleştirdiğini belirterek, “Olsa liyakate ihtiyacı olan CHP’nin kendisi. Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, sadece kayınbiraderini değil, diğer akrabalarını da belediyeye doldurdu” şeklinde konuştu. BAHÇEYE VİLLA DİKMİŞTİ İzmir’in Kemalpaşa ilçesinin CHP’li Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, eşi Lütfiye Karakayalı adına kayıtlı olan kiraz bahçesine, “Tarımsal amaçlı tesis, kümes ve bağ evi yapacağım” diyerek Tarım İl Müdürlüğü’nden izin aldı. Ardından da kiraz ağaçlarını sökerek havuzlu süper lüks villa yaptı. Bu da yetmezmiş gibi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden, imar barışı kapsamına girmeyen villaya, yapı kayıt belgesi aldı. Uydu fotoğraflarından, villanın imar barışı için milat kabul edilen 31 Aralık 2017’den sonra yapıldığı tespit edilince, yapı kayıt belgesi iptal edildi. Tarım İl Müdürlüğü de Karakayalı’nın iznini iptal ederek, başkanı olduğu Kemalpaşa Belediyesi’ne yazı yazıp, villanın yıkılarak, kiraz bahçesinin eski haline getirilmesini istedi.

1 yıl önce

Emniyet, Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan’ın polis memurları hakkındaki iddialarını yalanladı: İnsanlık dışı bir yalan

Emniyet Genel Müdürlüğü, Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan'ın Osmaniye'de intihar eden polis memuruna ilişkin iddialarına cevap verdi. EGM'den yapılan açıklamada, Pehlivan'ın vefat eden polis memuruyla ilgili iddialarının gerçeği yansıtmadığı ifade edilerek "Son dönemde bu tür dezenformasyon ve asılsız yazılarıyla Bakanlığımızı ve Emniyet Teşkilatımızı hedef alan Pehlivan, hasmane tutumunu bu kez hayatını kaybeden personelimiz üzerinden insanlık dışı yalan üzerinden bir kez daha ortaya koymuştur." denildi. "SİLAHI MUHAFAZA ALTINA ALINARAK PSİKOLOĞA SEVK EDİLMİŞTİR" EGM'den yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Vefat eden personelimiz, 16.06.2022 günü Kadirli İlçe Emniyet Müdürlüğü Polis Merkezi Amirliğimizde, beylik tabancasını mesai arkadaşlarına doğrultarak doldur-boşalt yapmış, çevresine zarar verebileceği ihtimali üzerine silahı muhafaza altına alınarak psikologa sevk edilmiştir. Yapılan psikolog görüşmesinde, personelimize “anksiyete öfke kontrol bozukluğu aktif psikopatoloji” tanısı konularak tedavisine başlanmış, ardından Kadirli ilçesinden tedavisine daha rahat şekilde devam edebileceği Hasanbeyli ilçesine ataması yapılmıştır. "DOKTOR RAPORUNUN BİTİŞİNİN ARDINDAN GÖREVİNE BAŞLAMIŞTIR" Yunus Emre Örs, 21.09.2022 günü kendisine verilen psikiyatri ilaçlarını dozajının üzerinde kullanmış ve zehirlenerek hastaneye kaldırılmış, doktor raporunun bitişinin ardından Polis Merkezi Amirliğinde görevine yeniden başlamıştır. Polis Memurumuz, 3.10.2022 saat 08.45’te, kulaklığını almak bahanesiyle Polis Memuru H.K.’dan aracının anahtarını istemiş, daha sonra aracın torpidosunda bulunan H.K.’nın üzerine zimmetli zati demirbaş tabancası ile hayatına son vermiştir. "BİR MİLLETVEKİLİ YA DA YAKINLARIYLA SORUN YAŞAMAMIŞTIR" Personelimiz, bazı basın yayın organlarında iddia edildiği gibi görevi sırasında, bir milletvekili veya yakınları ile herhangi bir sorun yaşamamıştır. Hepimizi derinden üzen intihar ile ilgili adli ve idari soruşturma devam etmektedir. Bu kasıtlı yalan ve teşkilatımızı hedef alan haberlerin son bulmayacağını biliyoruz. Suç ve suçlularla mücadele eden teşkilatımız yalan ve yalancılarla da mücadele etmeye devam edecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur." https://twitter.com/emniyetgm/status/1580123972477235200?s=46&t=q40JjX0L8E3IfnBCki0mKw

1 yıl önce

Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na: 8 saat neredeydin, Pensilvanya'da mola verdin mi, FETÖ'cülerle görüştün mü açıkla...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalar yaptı. Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun kayıp 8 saatini hatırlattı, "Neredeydin, FETÖ'cülerle görüştün mü, Pensilvanya'da mola verdin mi, açıklığa kavuştur." dedi. Bahçeli, Amasra'daki maden kazası sonrası sosyal medyadan provokasyon yapılmasına dikkat çekti, "Alçaklık ve ahlaksızlıktır." ifadelerini kullandı. "ÜZÜNTÜMÜZ TARİFSİZ VE TANIMSIZDIR" Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Öyle ateşler vardır ki yalnızca düştüğü yeri yakmaz. Öyle acılar vardır ki yalnızca ortaya çıktı yerde duramaz. Cuma akşamı Bartın'ın Amasra ilçesinde milletimizin yüreğine ateş düşmüş, yerin yüzlerce metre altına inen madencilerimiz hepimize acıların en acısını yaşatmışlardır. Üzüntümüz tarifsiz ve tanımsızdır. Devlet tüm imkanlarıyla seferber olmuş, felaket tablosu kontrol altına alınmış, arama-kurtarma çalışmaları icra edilmiştir. Yangını söndürme çalışmaları da aralıksız sürdürülmüştür. Elbette malum patlamaya yol açan kusur, ihmal ve eksik olarak değerlendirilecek ne varsa gün yüzüne çıkarılacaktır. Maden ocağındaki patlamayı bahane ederek el ovuşturan kim ya da kimler varsa bize göre samimi değildir. Acı üzerinde istismar yapmanın mert ve sorumlu bir tavırla hiçbir ilgisi olamaz. Bunlar tespit edilirse muhakkak hesabı sorulacaktır. Amasra'yı konuşuyorken Soma felaketini hatırlatmak hastalıklı bir yaklaşımdır. Biz kardeşlerimizin bulunup çıkarılmasını bekliyorken provokasyona heveslenenler hem alçak hem de ahlaksızdır. Henüz patlama yeni olmuşken, henüz işçilerimiz toprak altından bile çıkarılmamışken Sayıştay'ın raporlarını birden bire servis edenlerin önü-arkası iyice araştırılmalıdır. "İNSAFSIZLIKTIR, İZANSIZLIKTIR" Belirli bir süreyle görevini yapan denetçiler her şeyi biliyor da bir tek söz konusu müessese sorumluları ne yapacaklarını bilmiyor? Olacak iş midir? Biz Sayıştay raporlarının değerini elbette inkar etmiyoruz, es geçmiyoruz. Sayıştay raporlarının art niyetlerle siyasi muhalefet haline getirilmesini oldukça manidar buluyoruz. Yerin üstünde ahkam kesenlerin, yerin altında kömürün karasına göğüs geren kardeşlerimizin muhatap olduğu gerçekler kuşkusuz bambaşkadır. Ocaklarda çalışırken aynen uyulması gereken yönelgeler bilinmiyor mu? Hangi vicdan sahibi maden ocaklarında bile bile , göre göre felaketlere göz yumabilir? Gün acılarımızı paylaşma ve azaltma günüdür. Fırsatçılık yapanların kanında leke vardır. Felaketler üzerinden cepheleşme üretmeye çalışılması insafsızlıktır, izansızlıktır. "MESELE GÜÇ BİRLİĞİYLE AMASRA'NIN GÖZYAŞLARINI SİLMEKTİR" Amasra'daki patlama hepimizi yakmıştır. Zillet partilerinin bu felaketi siyaset malzemesi yaparak gürültü kirliliğe yol açmaları utanmaz bakışın nerelere kadar tutunduğunu da ortaya çıkarmaktadır. Her ihtimal değerlendirilecek. Mesele bundan sonra aynı acılarla karşılaşmamaktır. Mesele güç birliğiyle Amasra'nın gözyaşlarını silmektir. "BU DAVA BÜYÜKTÜR, DUALIDIR, KUTLUDUR" 2023 yılı Türkiye Cumhuriyeti'nin 1. yüzyılının nihai eşiğidir. 2023 yılı Türkiye'nin müjdesi ve bu hedefin tarihi mesajıdır. Yönetim hayatımızda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle gerçekleşen reform gücüne güç katmıştır. Kuru üzümden pekmez çıkarmak için masalara oturan yükseldikçe yükselen Türkiye bahtiyarlığını göremezler. Bunlar hüsrandan çıkıp hezimete boylayan aymazlardır. Bunlar çark gibi dönen ayarsızlardır. Ayarsızların zillet içinde oldukları da ayan beyan ortadadır. Türkiye, eski Türkiye değildir. Nereye ulaşmak istediğimizin bilincindeyiz. Çok çalışıyoruz, nefes alır gibi mücadele ediyoruz. Parti olarak on yıllardır 2023'ün düşünü kuruyorduk. Yüzyılla sözleşmeyi 22 yıl önce yaparak önümüze büyük hedefler koymuştuk. Bütün illerimizi heyecanla dolaştık. Şimdi de köy köy geziyor, davasının onurunu bilmiş dava arkadaşlarımızla siyasi çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Siz değerli milletvekili arkadaşlarımıza içtenlikle teşekkür ediyorum. Hiçbir köyümüz bize uzak değildir. Köylerimiz misafirperverliğin mihveridir. Görünen köylerimiz kılavuza ihtiyaç duymayacaktır. 2023'e doğru Aday Belli Karar Net temalı Konya mitingimizi yaptık. Hava tahminleri yağmur gösteriyordu ama mitingimiz sırasında yağmur yağmadı. Bu dava büyüktür, bu dava dualıdır. 23 Ekim Pazar günü Şehzadeler şehri Manisa'da milletimizin karşısına çıkacağız. Adayımız belli kararımız net diyeceğiz. İnanmak başarmanın yarısıdır. Milletimize inanıyoruz, başaracağımıza inanıyoruz. Bizim yolumuz çetin, engebeli ve dikenlidir. Ayağını düşünen değil, ülkesini düşünenler ile başaracağız. "BU ŞEREFLİ BİR TAVIR DEĞİLDİR" Türkiye Cumhuriyeti nice kahramanlıklar, nice bedeller sonucunda tarihteki yerini almış bir medeniyet eseridir. İçimizden ve dışımızdan kuşatılmıştık tıpkı bugünkü gibi, düşmana ganimet olanların sesi çok çıkıyordu tıpkı bugünkü gibi, fakat kurucu kahramanlar ya İstiklal ya ölüm diyerek 7 düvele meydan okumuşlar, rest çekmişlerdir. İpini sürüyerek ortalıkta boy gösterenlerin, Türkiye'nin temelini özümsemesi akla da vicdana da terstir. Türkiye'yi yabancı ülkelerde şikayet etmek, yabancıların karşısında el pençe divan durmak şerefli bir tavır değildir. "NEW YORK'UN EN İŞLEK MEYDANINDA ERGENLER GİBİ VİDEO ÇEKMEK ADAMLIK DEĞİLDİR" New York'ta ergenler gibi video çekmek adamlık değildir, siyaset değildir, mertlik hiç değildir. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dersini tarihten değil Türkiye düşmanlarından aldığını göstermiştir. Sayın Kılıçdaroğlu bu taç olmasaydı ne ABD'ye gidebilirdin ne de gittiğinde Türkiye'yi kötü gösterebilirdin. Tek kelimeyle diyorum ki; yazıklar olsun. Biz zillet deyince rahatsız oluyorlar. Bu Kılıçdaroğlu ve ittifakı hayırla nasıl yad edelim? CHP Genel Başkanı'nın neresi doğrudur? "FETÖ'CÜLERLE GÖRÜŞTÜN MÜ, PENSİLVANYA'DA MOLA VERDİN Mİ? 8 SAATİ MİLLETE AÇIKLA" Kılıçdaroğlu'nun ilham kaynağı yerli değildir, bizden değildir. ABD'de ne yaptığı, kimlerle temas kurduğu, kimlerin eline ve avucuna baktığı bellidir. 8 saatlik süreyle ortadan kaybolması kuşkuludur. Kılıçdaroğlu'na soruyorum; bu 8 saatte kimlerle fiskos yaptın? Pensilvanya'da mola verip vermediğini açıklığa kavuşturmak zorundadır. Şimdi de İP heyeti ABD'ye gidecekmiş. Kılıçdaroğlu'nun ziyaretinin hemen ardından ABD biletini alan İP'in de yolu yol değildir. Okyanus ötesinde rol dağılımı ve iş bölümü yapılmıştır. FETÖ'nün çekim alanında siyaset yapmanın onurlu ve haysiyetli hiçbir yanından bahsedilemeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı seçecek güç ne AB'dir ne ABD'dir, sadece ve sadece büyük Türk milletidir. CHP yitirdiği iradesini emperyalizmin kanlı siyasetinde bulma çabası içindedir.

1 2 ... 17 18 19 20 21 22 23 ... 30 31