17 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

“Provokasyon var mı, var. Bunların hepsine göğüs gereceğiz”

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli yaptığı açıklamada, yangınlarla ilgili son durumu paylaşarak,  Muğla'da 5 yangın devam ediyor. 38 ilde 163 yangın çıktı. 152 tanesi söndürüldü" dedi. Pakdemirli konuşmasında şunları söyledi:  'MARMARİS'TE BELLİ BİR NOKTADA PARLAMA VAR' Ekiplerimiz biraz risk aldı. İyi bir noktaya gidiyoruz. Muğla'da 5 yangın devam ediyor. 38 ilde 163 yangın çıktı. 152 tanesi söndürüldü. Marmaris'te belli bir noktada parlama var. Köyceğiz'de yangın devam ediyor. Kavaklıdere'de sabah saatlerinde söndürülen yangın öğleden sonraki saatlerde tekrar başladı. Milas'taki yangın hala devam ediyor, ciddiyetini koruyor. Denizli'deki dün çıkan yangınımızı kontrol altına aldığımızı söylemiştik. Isparta'da öğle saatlerde iyiye giden yangın şu aralar alevlenmiş durumda. Hava sıcaklığı bugün Marmaris'te 45.5 dereceyle sıcaklık rekoru kırıldı. Önceki rekor 7 Temmuz 1988'de 45.2 olarak ölçülmüştü. Rüzgar, alevler sürekli yön değiştiriyor. 'ÇOK CİDDİ BİR SAVAŞ VERİLİYOR' Marmaris'teki parlamaları arkadaşlar toparlamaya çalışıyor. 16 suatar uçak, 9 İHA, 51 helikopter, 1 insansız hava helikopteri, 805 arazöz, yaklaşık 5 bin 200 personel mücadele ediyor. Yangınlardan zarar gören vatandaşlarımız için bakanlığımız tarafından kısa bir bilgi vereyim. 5 ilimizde tespitler devam ediyor. Çalışmalar tamamlanır tamamlanmaz üreticilerimiz mağduriyeti gideriliyor olacak. Çok ciddi bir savaş veriliyor. Bu savaşta moral ve motivasyonu yüksek tutmamız lazım. Herkesi sabırlı ve sağduyulu olmaya davet ediyorum. 'ENVANTERİMİZDE 48 HAVA ARACI BULUNUYOR' Hava araçlarıyla ilgili tartışma var kamuoyunda. Portekiz'de 43 hava aracı var. Yunanistan'ın 18 hava aracı var. Fransa'nın 40. Bunlar 2018 verileri, aşırı değişiklik olacağını düşünmüyorum. Bizim envanterde sürekli olarak çalıştığımız uçak ve helikopter sayımız yönetim helikopterimizi saymazsak 48, bunları da sayarsak 53-55'e ulaşıyor. Bazı yardım talepleri oldu çeşitli ülkelerden. Taleplerin çoğunu olumlu karşıladık. Toplamda 3 amfibik uçağımıza 3 amfibik uçak daha eklendi. 9 tane tanker uçağımız var. Helikopterimiz 57'ye vardı ve toplamda 72 hava aracına çıkmış oldu. Bu akut dönem geçtikten sonra bile Türkiye'nin bilançosunda her zaman 50 ve üzeri hava aracı oluyor olacak. Bu yangınlar normal mi, neden bu kadar yangın oluyor, başka ülkelerde de yaşanıyor mu diye genel bilgi vermek istiyorum. 'İLK YAĞMURLARLA BİRLİKTE FİDANLARIMIZI DİKECEĞİZ' Amerika'da 1.36 milyon hektar alan yanmıştır. 12 eyalette 101 orman yangını devam ediyor Amerika'da. Sadece Kaliforniya'da 200 bin alanla 300'ün üzerinde bina hasar gördü. Kanada'da 2.75 milyon hektar orman alanı zarar gördü. Küresel sıcaklık ve kuraklıkla beraber tüm dünyada ciddi bir yangın riski var. Sadece Türkiye'nin başında olan bir musibet değil. Biz de uğraşmaya devam edeceğiz. Hem Muğla hem de Antalya'daki gereğinden fazla sürmüş yangınlarımızın üstesinden de geliyor olacağız. Şu an milli birlik ve beraberlik zamanı, herkesle el ele yürüme vaktidir. İnşallah ilk yağmurlarla birlikte fidanlarımızı dikiyor olacağız. 'PROVAKASYON VAR MI, VAR' İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, orman yangınlarıyla ilgili olarak provokasyon yapıldığını belirterek, "Burada hiç kimse siyasi ve ideolojik bir ayrım ortaya koymadan mücadelesini sürdürüyor. Provokasyon var mı, var. Bunların hepsine göğüs gereceğiz. " ifadelerini kullandı.  Soylu, konuşmasında şunları söyledi: 

İlk 4.5 günü Antalya'da geçirmiştik. 2 günü aşkın süredir buradayız. Biraz önce Köyceğiz'den geldim. Bir milletin niçin millet olduğunu, bu devletin büyük devlet olduğunu bir kere daha hepimiz şahit olduk. Bugün saat 11 civarında sayın bakanımızla bugün konuştuğumuzda durumun biraz daha stabil olduğunu değerlendirmiştik. Öyle bir rüzgarla ve hava kurumuyla karşı karşıyayız ki yarım saat, bir saat önce tamamen söndürdüğünüzü düşündüğünüz yangın yarım saat sonra çok daha şiddetli şekilde alevleniyor. Hava sıcak, dezavantajımız. Nem az, dezavantajımız. Rüzgarın varlığı da bizi çok ciddi etkiliyor.  Marmaris'ten gelirken 2 yerde ufak diyebileceğimiz bir yangın vardı. Yerleşim yerlerini etkileyen yangınlar değil. Türkiye'deki tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, destek aldığımız tüm belediyelerimize, hatta şantiyelere ve özel sektöre teşekkür etmek istiyorum. Burada hiç kimse siyasi ve ideolojik bir ayrım ortaya koymadan mücadelesini sürdürüyor. Provokasyon var mı, var. Ormancının yanına gidip 'Siz işinizi yapmıyorsunuz' diyenler beni son derece rencide ediyor. Ormancının yanına gidip 'Siz işinizi yapmıyorsunuz' diyenler beni son derece rencide ediyor. Bunların hepsine göğüs gereceğiz. Köyceğiz'de ateşin içindeydiler. Ormanın içinde arazözlerle birlikte yangını söndürmek başka bir kahramanlık hikayesidir. Menteşe'deki bütün evler yandı diye bütün kamuoyuna bilgi vermek insafsızlık ve vicdansızlıktır. Buradaki insanların hayatlarıyla, duygularıyla oynamanıza kimse müsaade edemez.  SOYLU'DAN 'TOMA' TARTIŞMALARINA SERT TEPKİ Şu tartışma o kadar ayıp bir tartışma ki, 'Polisin TOMA'sı vatandaş gösteri yaparken su sıkıyor, şimdi sıkacak mı?' Başından beri sıkıyor. Başından beri işin bir programı var. TOMA dediğin araç ormanın içine giremez. Yerleşim yerlerinde oraya bir şekilde sıçramaması için itfaiye ve diğer araçlara yardımcı olmaktadır. Böyle mi yangına yardımcı olacağız? Onlarca TOMA var şu anda. Jandarmanın helikopterlerinin teknik cihazları yoktu. Yangının boyutu büyüyünce bir gayret gösterdik. Türkiye'de bambi yok. Birçok ülkeden bulmaya çalıştık. Şu ana kadar da 4 tane bulduk. Yine bir ülkeden daha 3 tane bulduk. Elimizdeki bütün imkanları sevk etmeye çalışıyoruz. Tamamen yalan üzerinden bir provokasyonla karşı karşıyayız. Dünyada birçok ülkedeki afetleri izliyoruz. HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR Çadır, konteyner, bu tür ihtiyaçların tamamı giderilmektedir. Herkes kolunu sıvamış, işin içine girmiştir. Hasar tespit çalışmalarımız Çevre Şehircilik Bakanlığımız tarafından yapılmaktadır. Tüm tarım zararları, arıcılıktan zeytinciliğe kadar, tespit edilmektedir. Aynı zamanda araç hasarları tespit edilmektedir. Evleri hasar gören vatandaşlarımız, yaklaşık 247 ev tespit edildi. Bu sayı Antalya'nın yaklaşık 6'da 1'i kadar. Bu saat itibarıyla toplam 543 bina, 784 konut, 64 işyeri, 5 tane kamu binası, bunlar da ağır, orta ve az hasar tespitleri gerçekleştirildi. Bunun yanı sıra şu ana kadar yaklaşık 20 milyon liralık bir nakdi yardım geldi, taleplere ve ihtiyaçlara göre artmaktadır bu da. Tahliye konusunda da, dün verdiğim rakam yaklaşık 8 tam mahalle tahliye edilmişti, 5 de kısmi tahliye söz konusuydu. Şimdi ise bu sayı biraz daha arttı. Dünden beri, özellikle öğleden sonra rüzgarın yön değiştirmesiyle vatandaşlarımız tahliye etmek durumunda kaldık. Muğla'da 28 kırsal mahallede tahliye oldu. 16 bin 603 kara artı denizden yaptığımız tahliye edilen kişi sayısı.

2 yıl önce

İstanbul'da kaçak göçmen operasyonu: Çok sayıda gözaltı var

Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğü koordinesinde Güven Timleri Şube Müdürlüğü, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü ve Bahçelievler Belediyesi ekipleri, yasadışı yollarla Türkiye'ye giren ve Bahçelievler'de atık kağıt toplayıcılığı yapan başta Afganistan uyruklu kaçak göçmenler olmak üzere Pakistan ve Bangladeşli kaçak göçmenlere yönelik saat 01.30 sıralarında operasyon yaptı. Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı 75'inci Yıl Polis Merkezi ve Kocasinan Polis Merkezi Amirliği'nde toplanan yüzlerce ekip, önceden belirlenen 40 adrese eş zamanlı baskın yaptı. Baskın yapılan adreslerden birisi de Yenibosna Merkez Mahallesi Mithatpaşa Caddesi'nde bulunan katı atık toplama merkezi oldu. Baskın yapılacak adreslerin etrafında Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler güvenlik önlemleri aldı. Polis, bazı göçmenlerin kaçma ihtimaline karşı binaların çevresini kontrol etti. Çevre güvenliğinin alınmasının ardından ekipler harekete geçti. Kapıların kilitli olması nedeniyle ekipler, kapılardan tırmanarak içeri girdi. Baskınlar sonucu çok sayıda kaçak göçmen gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Göçmenlerin, emniyetteki işlemlerinin ardından sınır dışı edilecekleri öğrenildi. KAĞIT VE KATI ATIK TOPLANAN ÇEK ÇEKLERE EL KONULDU İş yerlerinde yapılan aramalarda ise kağıt ve katı atık toplamada kullanılan çok sayıda çek çek bulundu. El konulan çek çekler, belediye işçileri tarafından kamyonlara yüklenerek götürüldü.

2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: "Tablonun yegane müsebbibi emperyalist ülkelerdir. Türkiye'nin Afganistan'daki varlığı meşrudur, dostanedir"

"Aciz, korkak ve tavizkar eğilimin kuşkusuz bedeli ağır olacaktır" Dünya coğrafyasının kilit ve stratejik noktalarından birisi olan Afganistan gittikçe karmaşıklaşan, günbegün çatallaşan belirsiz ve kaotik bir ortamın içine sürüklenmiştir. 2001 yılında ABD işgaliyle fitili tutuşturulan yıkım süreci etaplar halinde genişleyip derinleşerek nihayetinde çok tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Taliban'la mücadele propagandasıyla 20 yıldır Afganistan'da bulunan ABD, tıpkı 1975 Vietnam Saygon tahliyesini andıran görüntülerle diplomatik misyonunu ve diğer unsurlarını bu ülkeden çekmiştir. Kısa sayılabilecek bir zaman diliminde Kabil düşmüş, üstelik Taliban ele geçirdiği hiçbir meskun mahalde herhangi bir direnişle karşılaşmamıştır. Adeta tek bir kurşun atılmadan altın tepsi içinde Kabil teslim edilmiştir. Geçmişte DEAŞ'ın müessir olduğu dönemlerde, benzerlerine Irak coğrafyasında da şahit olunan bu aciz, korkak ve tavizkar eğilimin kuşkusuz bedeli ağır olacaktır. "Tablonun yegane müsebbibi emperyalist ülkeler"  Taliban'ın Kabil'i kontrol etmesi üzerine Afganistan Cumhurbaşkanı ülkeden kaçmış, hükümet dağılmış, pamuk ipliğine bağlı siyasi mimari çökmüştür. Afganistan'ın bugünkü alacakaranlık tablosunun yegane müsebbibi, bu ülkenin özgürlük ve demokrasi getirme iddiasıyla toplumsal denge ve değerleriyle oynayan emperyalist ülkeler olmuştur. ABD'nin geri çekilmesiyle doğan boşluk Taliban'ın müdahalesiyle doldurulmuştur. Gelişmeleri stratejik bir akılla yorumlamak, bir adım sonrasını isabetle okuyan ve analiz eden zengin bir düşünce mirasına ve zeki bir siyaset marifetine tartışmasız ihtiyaç olduğu açıktır. "Afganistan'ın huzura ve istikrara kavuşması Türkiye için vazgeçilmez önemdedir" Afganistan'ın iç barışa, toplumsal huzura ve siyasi istikrara kavuşması Türkiye için vazgeçilmez önemdedir. Bu ülkeye sırt dönülmesinin, hadiselerin akışının uzaktan seyredilmesinin özellikle milli çıkarlarımıza ve hatta milli güvenliğimize yönelik ilave tehditlere neden olacağı herkesçe bilinmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin Afganistan politikasının temel parametrelerini, dikkate alınmasını arzu ettiği bariz beklentilerini şu ana başlıklarla ifade etmek mümkündür: 1– Türkiye'nin Afganistan'daki varlığı meşrudur, dostanedir, barışçıdır, bu ülkenin istikrar ve güvenliğine destek mahiyetlidir. Bu nedenle askeri unsurlarımızın Afganistan'ı terki düşünülemeyecektir. Türkiye ile Afganistan'ın yüz yıllık tarihi, kültürel ve inanç bağları Kabil'deki mevcudiyetimizin mazereti ve mesnedidir. Afganistan'a yüz çevirmek, tarihin ve coğrafyanın gerçekleriyle terstir. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'nın teklif ve temennileri ya cehaletinin ya da cüretkar korkaklığının sonucudur. Afganistan'dan dönmek demek Anadolu coğrafyasını tehlikeye atmak demektir. Kılıçdaroğlu'nun aklı da, anlayışı da, siyaset kavrayışı da bunu idrak etmeye kafi değildir. 2– Afganistan Müslüman bir ülkedir ve tüm Afganlarındır. Bu tartışılmaz gerçeğe saygı duymak, gerek ve icaplarına riayet etmek insanlık onurunun bir farikası, bir faziletidir. 3– Afganistan, farklı etnik grupların mecmuundan ibarettir. Nüfusun yüzde 40'ı Peştun, yüzde 24'ü Tacik, yüzde 15'i Hazara Türk'ü, yüzde 11'i Özbek, yüzde 4'ü Türkmen, yüzde 3'ü Aymak, yüzde 2'si Beluci, yüzde 1'i de diğer etnik unsurlardan mürekkeptir. Afganistan'ın yeni siyasi tasarımında bütün grupların adil ve eşit temsiline dayalı bir yönetim muhtevasının sistematik teşekkülü ülkenin geleceği adına mutlak bir zorunluluktur. Sayıları 8 milyona ulaşan Türk varlığı Türkiye'ye inkar edemeyeceği sorumluluklar yüklemektedir. Bu sorumluluğun ifa ve icrası için Kabil Uluslararası Hamid Karzai Havalimanı'ndaki varlığımızın sürdürülebilir nitelikte olması şarttır. Türkiye'nin Kabil'deki duruşu muharip maksatla değil, dostluk ve kardeşlik temeliyle matuftur. Kılıçdaroğlu'nun başını çektiği zillet korosunun karamsarlık aşılaması, bir kaşık suda fırtına koparan sorumsuz ve şaibeli siyaseti Türkiye'nin önünü kapayan, çevresinden koparan mefluç ve müflis bir siyaset düşkünlüğüdür. 4- Hali hazırda, Mezar-ı Şerif ve Herat Başkonsoluklarımız çalışmalarını Kabil Büyükelçiliğimizden idame ve idare etmektedir. Türkiye'nin diplomatik misyonunu Afganistan'dan çekmesi için hiçbir mecburi ve mücbir sebep görülmemektedir. Kabil Büyükelçimiz ve diğer diplomatlarımız Afganistan'daki varlığını kararlılıkla ve kucaklayıcı bir vasıfla sürdürmelidir. 5- Afganistan'daki yeni yönetimle düzensiz göçün önlenmesi hususunda muhakkak surette anlaşma, temas ve fikir birliği temin edilmesi şarttır. Taliban'la görüşmek dahil her seçenek dikkate alınmalıdır. "Kin, nefret ve intikam duygusunun devamı halinde Afganistan'dan geriye bir şey kalmayacaktır" Sıcak çatışma ortamının Afganistan'a bir yarar sağlamayacağı, bu itibarla Taliban'ın bütün Afganları ülkelerinde yaşamaya teşvik ederek kucaklayıcı bir politika izlemesi elzemdir. Kin, nefret ve intikam duygusunun devamı halinde toplumsal parçalanmışlık vahim düzeylere tırmanacak, nitekim Afganistan'dan geriye bir şey kalmayacaktır. Kaldı ki Taliban, kendi insanına sahip çıkarak göçe mani olmalıdır. Diğer yandan Türkiye'nin Afganistan kaynaklı düzensiz göçü hazmetmesi mümkün değildir. Sınır güvenlik tedbirlerimiz bu kapsamda alarma geçirilmiş haldedir. Afganistan'da bulunuyor olmamız, aynı zamanda büyük bir tehlike olarak karşımızda duran ve milletimizi kaygılandıran düzensiz göçün engellenmesi hususunda bir fırsat sunacaktır. "Başkalarının huzuru için milli huzurumuzdan asla ödün veremeyiz" Türkiye göçmen kampı, göçmen barınağı, göçmelerin geçiş ve yuvalanma merkezi olamayacak, böyle de değerlendirilemeyecektir. Başkalarının huzuru için milli huzurumuzdan asla ödün veremeyiz. Sınırlarımıza yığılan Afganların ülkelerine güvenliklerini de gözeterek aynen iadeleri, ülkemizde bulunanların da süratle tespitinin yapılarak geldikleri gibi gönderilmeleri aziz Türk milletinin haklı bir talebidir. Milliyetçi Hareket Partisi de bu görüştedir. Fetihle girdiğimiz Anadolu coğrafyasını hiç kimseye peşkeş çekemeyiz, çektirmeyeceğiz. "Afganistan, İran ve Pakistan'la diyalog kurularak düzensiz göçün önüne kaynağında geçilmelidir" Önümüzdeki süreçte, 1,25 milyon Afgan'ın İran'a, 1,2 milyon Afgan'ın da Pakistan'a geçmesi beklenmektedir. Türkiye'nin hem Afganistan, hem İran, hem de Pakistan'la köklü ilişkileri vardır ve bilinmektedir. Bu üç ülkeyle anbean irtibat ve diyalog kurularak düzensiz göçün önüne kaynağında geçilmelidir. Pakistan'ın, Afganistan sınırında önlemler aldığı, 2700 km'lik sınırının yüzde 90'ına duvar çektiği, 50 bin kişilik güç konuşlandırdığı ve göçmen kampları inşa ettiği anlaşılmaktadır. İran'ın da benzer tedbirlere müracaat ettiği gelişmelerle sabittir. Şayet düzensiz göç akının önü alınmazsa Türkiye 6 milyona yaklaşan Afgan akınıyla yüz yüze kalabilecektir. Ülkemiz bu vahametin bilincindedir. Bu karşı yapılan mücadele de değerli, dengeli ve dirayetlidir. "Cumhur İttifakı, muazzam vatanseverlik şuuruyla Türkiye'yi sonuna kadar savunacaktır" Milliyetçi Hareket Partisi olarak Afganistan'ın siyasi istikrarını, iç güvenliğini, toplumsal mutabakat ve huzurunu sonuna kadar desteklediğimiz bilinmelidir. Ancak hepsinden önemlisi düşüneceğimiz, uğruna her şeyi feda edeceğimiz bir ülkemiz, bir milletimiz, bir vatanımız vardır. Köşesi ve çizgisi kalmayan Türkiye muhaliflerinin bu hassasiyetlerimizi anlamasını beklemek boş bir niyet, boşuna bir emektir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Doğal afetlerin açtığı yaralar, salgından kaynaklı hasarlar aşama aşama telafi edilirken, milli huzur ve istikbalimizin muhafaza mücadelesi de kahramanca devam edecektir. Cumhur İttifakı tarihin, milletin ve coğrafyanın müşahitliğinde sahip olduğu muazzam vatanseverlik şuuruyla Türkiye'yi sonuna kadar savunacaktır. Aziz milletim müsterih olsun, gecenin karanlığı kutlu bir şafakla dağılacaktır. O müjdeyle ve muvaffakiyetle perçinlenmiş günler ise uzak değildir.

2 yıl önce

Almanya Federal İstihdam Dairesi Başkanı Scheele: 400 bin göçmene ihtiyacımız var

Almanya Federal İstihdam Dairesi Başkanı Detlef Scheele, “Her yıl demografik nedenlerle iş gücü kaybı yaşıyoruz. Şu anda özellikle hasta bakıcısı, klima teknisyeni, lojistik, gibi farklı sektörlerde yılda 400 bin göçmene ihtiyacımız var.” dedi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: DEAŞ’a karşı dünyada kararlı mücadele eden tek ülke vardır, o da Türkiye’dir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna-Hersek ve Karadağ ziyareti sonrası medya mensuplarıyla bir söyleşi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar: Bosna Hersek ve Karadağ’a gerçekleştirdiğimiz ziyaretler çerçevesinde temaslarımızı tamamladık. Ziyaretimin ilk durağı olan Saraybosna’da Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi üyeleriyle bir araya geldik.

2 yıl önce

Afgan göçmenlere karşı duvar inşaatı sürüyor! Güvenlik önlemleri artırıldı...

Yaşa dışı geçişlerin engellenmesi için Yüksekova ilçesinin İran sınır hattında başlatılan 43 kilometre beton duvar çalışmaları tamamlandı. Van'ın Çaldıran ilçesinin İran sınırında başlatılan ve Ağrı'nın Doğubayazıt ile Hakkari'nin Yüksekova hattına kadar uzanan 560 kilometrelik modüler duvar ve akıllı kule çalışmaları sürüyor. Yaşa dışı geçişlerin engellenmesi için Yüksekova ilçesinin İran sınır hattında başlatılan 43 kilometre beton duvar çalışmaları tamamlandı. Van'ın Çaldıran ilçesinin İran sınırında başlatılan ve Ağrı'nın Doğubayazıt ile Hakkari'nin Yüksekova hattına kadar uzanan 560 kilometrelik modüler duvar ve akıllı kule çalışmaları sürüyor. 3 METRE YÜKSELİK, 2 METRE 80 SANTİM GENİŞLİK Yüklenici firmalarca kurulan beton santrallerinde üretilen 3 metre yüksekliğinde, 2 metre 80 santimetre genişliğinde ve 7 ton ağırlığındaki beton bloklar, iş makineleriyle önceden zemini hazırlanan sınır hattına döşeniyor. Yüksekova- İran sınır hattındaki 43 kilometrelik hatta yapılan modüler duvar çalışmaları tamamlandı. Bölgede yaşa dışı geçişlerin engellenmesi için güvenlik duvarına paralel olarak hendek kazma çalışmaları da yapıldı. SINIRDA 7/24 DEVRİYE Güvenlik güçleri sınır hattında 7/24 nöbet görev yaparken, kaçak geçişlerin olduğu bölgelere sürekli devriye atılıyor.

2 yıl önce

BM yetkilisi: PKK kontrolündeki kampta vahşet var

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Martin Grifftihs, 24 Ağustos tarihinde Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) Suriye'deki insani durum hakkında bilgilendirdi. Yayınlanan bilgilendirme sunumunda Grifftihs, PKK/YPG kontrolündeki el-Hol kampında insanların öldürüldüğünü, güvenlik problemi yaşandığını, cinsel sömürü ve istismara açık olduklarını ve insani yardım çalışanlarının kamp yönetimince tehdit edildiğini dile getirdi. Grifftihs sunumunda kamptaki insanları kastederek "Bu insanları el-Hol'ün umutsuzluğu ve şiddetine terk etmemeliyiz" ifadesini kullandı. KAMPTAKİ 69 KİŞİ ÖLDÜ Sunumda "el-Hol kampındaki güvenlik problemleri halen devam etmekte. Ocak ayından bu yana 69 kişinin öldüğü diğer yandan 12 kişiyi ise öldürme girişiminde bulunulduğu rapor edildi" ifadesine yer verildi. Raporda kamp yönetiminin insanları tehdit ettiğinin de altı çizilerek şu ifadeler kullanıldı: "Kamptaki kadın ve kız çocukların öldürülmesi haziran ve temmuz ayında arttı ve bu da kamptaki korku ikliminin artmasına sebebiyet vermekte. Kamptaki acil ihtiyaçlar ve kampta kalanların savunmasızlığı ve yardıma muhtaç oluşu cinsel sömürü ve istismar riskini arttırmakta. Kamptaki insani yardım çalışanları kampın güvenlik görevlileri ve kamp yönetimi tarafından düzenli olarak tehdit ediliyorlar. Yaklaşık 59 bin insan bu kampta kalmakta ve çoğu da kadın ve çocuklardan oluşuyor. Kamptaki her beş kişiden birinin yaşı 5'in altında." İNSANİ KRİZ İÇİN TÜRKİYE'YE ÇALIŞMA ZİYARETİ Martin Grifftihs raporuna ayrıca Suriye'deki insani krizin karmaşıklığını daha derinden anlayabilmek ve önümüzdeki birkaç ay içindeki sorunları analiz edebilmek için Suriye'nin yanı sıra Türkiye ve Lübnan'a da gideceğini ifade ederek dönüşünde BMGK'i yeniden bilgilendireceğini ifade etti.

2 yıl önce

Çavuşoğlu: Afganistan'da 4 bin civarında vatandaşımız kendi istekleriyle kaldı

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Eskişehir'e geldi. Valilik bahçesinde Vali Erol Ayyıldız, AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı ve Emine Nur Günay ile diğer yetkililer tarafından karşılanan Bakan Çavuşoğlu, Vali Ayyıldız'ı makamında ziyaret etti. Cuma namazını Reşadiye Camii'nde kılan Çavuşoğlu, esnafı dolaşarak sohbet etti. Bakan Çavuşoğlu, ziyaretlerinin ardından otelde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Dış politika değerlendirmesi yapan Çavuşoğlu, Afganistan'da bu yıl 570 bin kişinin yerinden edildiğini söyledi. Çatışmalar nedeniyle birçoğunun komşu ülke sınırlarında olduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Afganistan şu ana kadar bu yıl için 570 bin kişi yerinden edilmiş durumda. Birçoğu komşu ülke sınırlarında şu anda. Çatışmalar maalesef giderek artıyor. Bugün dünyada 2 milyon insan çatışma bölgelerinde yaşıyor. Bir çatışmanın yansımalarının neler olduğunu yanı başımızda birçok ülkede yaşandığı için en iyi biz biliriz" dedi. '4 BİN VADANDAŞIMIZ HALA AFGANİSTAN'DA' Türkiye'nin Afganistan'dan çekilme sürecini anlatan Bakan Çavuşoğlu, 4 bin kadar Türk vatandaşının kendi istediğiyle Afganistan'da yaşamaya devam ettiğini belirtip, şöyle konuştu: "Rusya, Çin gibi birçok ülkenin komşu ülkelerin, bazı körfez ülkelerinin kaldığı yerde, bu kadar firmamızın hala aktif olduğu yerde, o kadar okulumuzun olduğu yerde bizim pılımızı pırtımızı toplayıp çıkmamız doğru mu? Doğru değil. Havaalanını biz işletmek istedik, sadece NATO'nun veya başka ülkelerin değil o günkü hükümetin bizden talebi vardı. Ülkenin kendisi yazılı bir şekilde talep etti. Meclis'teki süreci tam işletecektik, ondan sonra Taliban ülkeyi ele geçirdi. Şimdi tahliyelerimiz de yaptık, yeni durumda askerlerimizin kalması için bir sebep kalmadı Biz de çekildik, şimdi havaalanının işletilmesi için bu sabah Katar Dışişleri Bakanı da Ankara'da misafirimdi. Katar ile beraber hangi şartlarda olacağını konuşuyoruz ama burada şartlarında oluşması gerekiyor. Daha orada 4 bin civarında vatandaşımız var, bazı işçilerimiz ve firmalarımız kalmak istedi. Biz bunlara riskleri samimi ve şeffaf bir şekilde anlattık. Yarın gelmek isterseler onları getiririz. Nasıl salgının ilk aylarında bütün dünyada 100 bin vatandaşımızı hiç şova dönüştürmeden ülkemize getirdiysek Afganistan'daki vatandaşlarımızda dönmek isterse getiririz. Yarın bir tahliye ihtiyacı olursa, havaalanı şu anda, tahliye uçuşları ve insani yardımlar için bazı uçuşların olduğu ama her şeyin tam yoluna girmediğin söylemek isterim. Her ülkenin gücü olduğu gibi bizim de gücümüz var. Ülkemizin gücünü hafife almayalım. Askeri gücümüz de var, yumuşak gücümüz de var ama bunun harmanlanmasını çok iyi yapmamız gerekiyor." 'TÜRKİYE ARTIK OYUN KURUCU BİR ÜLKE' Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, artık Türkiye'nin 'oyun kurucu' bir ülke haline geldiğini söyledi. Türkiye'nin olmadığı hiçbir platformun gerçekçi olmadığını belirten Çavuşoğlu, "Biz şu anda çok farklı bölgelerde artık oyun kurucu bir ülkeyiz. Oyun kurucu olmak önemlidir, başkalarının kurduğu masada değil, bizim de içinde olduğumuz masada oyunların kurulması lazım. Oyun kurmak kadar oyunu bozmak da önemlidir. Özellikle menfaatlerimize yönelik oyunlar kuruluyorsa, Doğu Akdeniz'de denediler, şimdi değişik platformlardan bahsediyorlar. Bu platformların hiçbirinin geçerliliği yok. Türkiye'nin olmadığı hiçbir platform gerçekçi değildir. Hangi projeden bahsederseniz, bahsedin. Türkiye'nin iş birliği şarttır. Türkiye üzerinden geçmeyen hiçbir proje gerçekçi değildir. Bizim bu kurulan oyunları da Doğu Akdeniz ve Ege'de nasıl bozduğumuzu tüm dünya gördü" diye konuştu. 'TÜRKİYE, KIRIM TATARLARININ YANINDA' Bakan Çavuşoğlu, her zaman Kırım Tatarlarının yanında olduklarını ve bunu eylem ile söylemle de gösterdiklerini söyledi. Türkiye olarak Kırım ilhakını hiçbir zaman tanımadıklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Kırım meselesinde öncü ülkelerden bir tanesiyiz. En son Kırım Konferansı'na katılarak, Türkiye olarak Kırım Tatarlarının yanında olduğumuzu bir kere daha söylem ve eylemlerimizle gösterdik. Kırım ilhakını hiçbir zaman tanımadık, bundan sonra da tanımayacağız. Kırım tatarlarının haklarını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz" dedi. Bakan Çavuşoğlu'nun sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği toplantı soru-cevap olarak basına kapalı devam etti.

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 62 63