27 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

CHP'nin yönettiği belediyelerde büyük vurgun! Milyonluk fon buharlaştı

Sayıştay'ın belediyelere ilişkin denetim raporu, acı gerçeği ortaya çıkardı. CHP'nin yönettiği belediyelerde; gecekondu bölgelerinin ıslahı için kullanılması gereken paraların amaçları dışında harcandığı Sayıştay tarafından somut örneklerle gözler önüne serildi. Sabah'ın haberine göre; 'Gecekondu Fonu'ndaki tutarların belediye tarafından istenilen bir yere harcanmasının mümkün olmamasına rağmen milyonlarca lira, belediyenin giderlerine gitti. SAYIŞTAY KAYIT ALTINA ALDI Sayıştay Başkanlığı'nın açıkladığı 2020 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu'nda şok tespitler yer aldı. Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin fonda yer alan 53 milyon 458 bin 820 TL'yi başka amaçlar için kullandığı Sayıştay müfettişleri tarafından kayıt alına alındı. Raporda "2020 yılı içerisinde toplam 53.458.820,75 TL aktarıldığı ve muhtelif mal ve hizmet alımları için mevzuata aykırı harcamalarda kullanıldığı tespit edilmiştir" ifadelerine yer verildi. KURUŞUNA KADAR ARAŞTIRILDI Geçen yıl gecekondu fonu olarak ayrılan milyonlarca lirayı 'mevzuata aykırı olarak' harcayan Adana'nın Seyhan Belediyesi, bu yıl da aynı yönteme başvurdu. Denetçiler; Seyhan Belediyesi'nin gecekondu fonunda olması gereken 2 milyon 624 bin 422,69 TL'nin amacı dışında kullanıldığını belirledi. AMACINA UYGUN HARCANMADI Sayıştay denetçilerinin Samsun'un Atakum Belediyesi'nde yaptığı denetimlerde, hazineye ait taşınmazların satışından fona aktarım yapılmadığı tespit edildi. Toplamda 553 bin 414,87 TL, gecekondu bölgelerinin ıslahı için kullanılmadı. İzmir'in Menemen Belediyesi'ne yönelik denetimde de hazine tarafından gönderilen 392 bin TL'nin amacına uygun harcanmadığı belirtildi. FARKLI ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİLDİ Bornova Belediyesi ise fonda toplanması gereken paraların bir kısmını vadeli bir hesapta, kalan kısmını vadesiz başka bir hesapta tuttu. Sayıştay yaptığı incelemede şunları kaydetti: "Belediyenin, Gecekondu Kanunu gereğince oluşturduğu vadesiz hesapta 53.451,25 TL bulunduğu görülmüştür. Ayrıca Gecekondu Kanunu gereğince oluşturduğu vadeli hesapta tahakkuk eden toplam 75.605,49 TL faizin ise belediyenin başka bir banka hesabına aktarıldığı görülmüştür."

2 yıl önce

Twitch’te bir milyon dolarlık vurgun: 32 şüpheliden ikisi tutuklandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yayıncılık platformu Twitch’i kullanarak sosyal medya ağlarında kredi kartı dolandırıcılığı yapıldığı ihbarı üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince geçtiğimiz Salı günü operasyon düzenlenmişti. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Muğla, Aydın, Eskişehir, Kocaeli, Balıkesir, Manisa ve Denizli’de gerçekleştirilen operasyonlarda aralarında dolandırıcılarla ortak hareket ettiği tespit edilen fenomenlerin de olduğu 42 şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştı. Korona temaslısı olduğu öğrenilen bazı şüpheliler evlerinde karantinaya alınırken, 18 yaşından küçük olan şüpheliler götürüldükleri İstanbul Çocuk Şube Müdürlüğünden adliyeye sevk edildi. Gözaltına alınan 32 şüpheli de emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na getirildi. Adliyede savcılığa çıkarılan şüphelilerden 9’u tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Hakimliğe çıkarılan şüphelilerden 2’si tutuklanarak cezaevine gönderildi.

2 yıl önce

Tapuda elektronik kimlik doğrulama sistemiyle büyük vurgun önlendi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Mehmet Zeki Adlı, Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi'nin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce koordine edilen ve Türkiye'de yeni kullanılmaya başlanan bir sistem olduğunu belirtti. Türkiye'de tapuda "sahte kimlik", "sahte vekalet" ve "sahte veraset intikal belgeleri" ile üç başlıkta sahtecilik yapıldığını belirten Adlı, teknolojiyi en iyi kullanan kurumlardan biri olarak, bu üç sahtecilik yöntemini yeni sistem üzerinden takip ettiklerini ve elden evrak almadıklarını vurguladı. Adlı, şu bilgileri verdi: "Biz artık tapu müdürlüklerinde fotoğraf istemiyoruz. Kimlik numaralarını kişi sistemden giriyor o yeterli bizim için. Biz TC Kimlik Belgesi ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün (MERNİS) sisteminden bilgileri teyit ediyoruz. Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi de bunun bir parçası. Kişinin bilgilerini teyit ediyoruz ama getirdiği kimlikteki bilgilerin doğru olup olmadığını tespit etmek için Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi'ni kullanıyoruz. Kimlik doğrulama sistemi ile parmak izi aldığınız an, nüfustaki parmak izi ile bizdeki karşılaştırılıyor, kimlikte oynama var mı, tespit edilmiş oluyor. Kimlikte oynama yapmak suretiyle sahteciliğin önüne geçmiş oluyoruz." 25-30 sahtecilik olayı yakalandı Bu sistem için Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile ortak çalıştıklarını belirten Adlı, geçen sene Yenimahalle Tapu Müdürlüğü, Çankaya Tapu Müdürlüğü ve Keçiören Tapu Müdürlüğünde başlatılan pilot uygulamaların başarıyla devam ettiğini anlattı. Genel Müdür Adlı, şunları kaydetti: "Keçiören, Yenimahalle ve Çankaya Tapu müdürlüklerinde başarılı sonuçlar elde ettiğimizi görünce devamı için çalışıyoruz. Bu sistemi Türkiye geneline tapu müdürlüklerinde yaygınlaştırmaya başlayacağız. İlk aşamada 2 bin civarında POS cihazı alacağız. Özellikle işlem yükü fazla olan müdürlüklerimize bunu kuracağız. Bu yöntemin uygulanmasıyla sahtekarlar da gelemiyor. Biliyor ki parmak izini bastığı zaman, o parmak izi ona ait değil mi teyit edilip ortaya çıkacak. Buna rağmen 25-30 sahtecilik olayı gerçekleşti ama biz bunların hepsini bu sistem ile yakaladık." Adlı, yakın zamanda noterlerin de Elektronik Doğrulama Sistemi'ne geçeceğini belirterek, böylece noterdeki sahteciliğin de önüne geçileceğini ve vekalet üzerinden yapılan sahteciliklerin büyük ölçüde azalacağını söyledi. Tapuda veraset intikal belgelerini de elden almayıp, mahkemeden ya da noterlerden çektiklerini, Elektronik Doğrulama Sistemi'nin yaygınlaşmasıyla sahteciliğin alanını daraltacaklarını ifade eden Adlı, "Bu sistem ile 35 milyonluk vurgunun önüne geçtik. Tapu müdürlüklerinde manuel hiçbir işlem almıyoruz. Gerekli bilgileri ilgili kurumlarla teyit ediyoruz. Ticaret şirketleriyle ilgili imza sirküsünü bile istemiyoruz. Pek çok şeyi sistem üzerinden yürütüyoruz. Bir devletin görevi vatandaşının işini kolaylaştırmaktır. Bunu yerine getiriyoruz." diye konuştu.

2 yıl önce

İBB’ye bağlı Kültür A.Ş.’de milyonluk vurgun

Projelerini tamamlayamadığı metro hatlarını, illegal yardım kampanyalarını, keyfi zamlarını, LGBTİ sapkınlığına olan desteğini ‘engelleniyoruz’ yalanıyla gizlemeye çalışan CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ucuz algı operasyonlarıyla vizyonsuzluğunu örtbas etmek istiyor. İstanbullunun parasını çakma tablolara, yandaş sanatçıların saatlik konserlerine ve reklam bütçesine harcarken kimseden onay beklemeyen İmamoğlu, beceriksizliğini ve iş bilmezliğini örtmek için sübvanse ettiği fonlu medyası üzerinden her gün “engelleniyoruz” yalanını tekrar ederken İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kültür A.Ş.’de yüz milyonlarca liralık vurgun yapıldığı iddia edildi. Çeşitli kaynaklar tarafından, şirketin içinin tamamen boşaltıldığı iddia edilirken, Emrah BAĞDAT ve Barış KILIÇ isimleri öne çıkıyor. Emrah BAĞDATLI isminin, resmi personel olmamasına rağmen iş dağılımını yönettiği iddia edildi. https://twitter.com/isttakipte/status/1517211271090905088?s=21&t=vQBManoKU8c1Z8D3RD0Rmg

1 yıl önce

Gelecek Partili Önder Oktay ve eşi Ebru Oktay’dan 3 milyonluk vurgun!

Tülin G. (55), yaklaşık 2 yıl önce arkadaşları aracılığıyla kağıt üstünde eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın yeğeni olan Önder Oktay (49) ve eşi Ebru Oktay (42) ile tanıştı. İddiaya göre Önder Oktay, eski Adalet Bakanının oğlu olduğunu ancak nüfusunun küçükken amcasının üzerine geçirildiğini söyledi. Sabah’taki habere göre, aynı zamanda Gelecek Parti’sinin İzmir Konak İlçe Başkanı olan Oktay, bir süre sonra Tülin G’nin Kartal’daki evine giderek bir teklifte bulundu. İmarlı arsa kiralayıp otel yapıp işlettiğini ve bunun için devletten destek aldığını belirten Oktay, Tülin G’nin de ortak olmasını istedi. ÇEŞMEDE 3 MİLYON LİRALIK SAHTE ORTAKLIK Tülin G, başına geleceklerden habersiz yaklaşık 3 milyon lirasını Oktay’a verdi. İzmir Çeşme’de bir otele ortak olacağını düşünen Tülin G, bir gelişme olmayınca şüphelenmeye başladı. İddiaya göre Oktay’ı arayınca tehditlere maruz kalan mağdur kadın soluğu savcılıkta aldı. Tülin G’nin suç duyurusunda ardından Başsavcılık soruşturma başlattı. “ESKİ ADALET BAKANI SEYFİ OKTAY’IN OĞLUYUM DEDİ” Soruşturma kapsamında ifade veren Tülin G., Önder Oktay’ın turizm amaçlı arsa kiralama işinden bahsederek ortak olmayı teklif ettiğini belirterek “Kuşadası’nda devam eden bir projesi olduğunu ve Çeşme’deki otele ortak olabileceğimi, yatırım yapmayı düşünmediğimi belirttiğimdeyse istediğim zaman vazgeçebileceğimi söyledi. Ayrıca bana ağlayarak eski adalet bakanı Seyfi Oktay’ın oğlu olduğunu ancak küçükken nüfusunun amcasının üzerine geçirildiğini söyledi. Bu şekilde dolandırdıkları tek kişi de ben değilmişim. Dolandırdıkları kişilerden aldıkları paraları kendi adlarına kurdukları şirketlere aktarıyorlar” dedi. SUÇLAMALARI REDDETTİ Aynı zamanda Gelecek Partisi’nde İzmir Konak İlçe Başkanı olarak görev alan şüpheli Önder Oktay ise eşi Ebru Oktay ile birlikte İzmir’de bir okul işlettiklerini ve yapımcı olduğunu söyleyerek ifadesinde, “Sanatçı Ayzer Büyüker’e albüm yapımı ve klip çekimleri esnasında Tülin ile tanıştık. Onun verdiği para kadar da ben verdim. Biz proje ortaklığı yaptık. Arsa için Hikmet diye bir arkadaşımla Bakanlıklara gidip görüşmeler yaptık” diyerek dolandırıcılık iddialarını kabul etmedi. CUMHURBAŞKANI VE BAKANLARIN ADINI KULLANARAK… Savcılık yürüttüğü soruşturmanın ardından şüpheli karı kocanın dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine dair somut kanıt olmadığı gerekçesiyle dosyaya takipsizlik kararı verdi. İstanbul Anadolu Sulh Ceza Hakimliği ise savcılığın bu kararını kaldırarak dosyayı yeniden değerlendirdi. Hakimlik, şüpheli Önder Oktay’ın müşteki Tülin G.’yi bakanlar, bakan yardımcılarının adını kullanarak ikna edip parasını almak koşuluyla dolandırdığının altını çizerek dava açılmasına karar verdi.

1 yıl önce

Thodex vurgununda kritik gelişme: Adalet Bakanlığı'ndan yeni adım

365 milyon liralık vurgunla Türkiye'nin en büyük dolandırıcılığına imza atıp firar ettiği Arnavutluk'ta yakalanıp tutuklanan Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer'in iadesi için Adalet Bakanlığı resmi başvuruda bulundu. Başvurunun ardından Bakanlıktan kritik bir hamle daha geldi. Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Suçluların İadesi ve Hükümlü Nakli Bürosu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı gönderdi. Yazıda, "Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık, Tacir veya Şirket Yöneticileri ile Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılığı, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma" suçlarından İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliği'nin yakalama kararına istinaden Faruk Fatih Özer'in kırmızı bültenle uluslararası seviyede arandığı bilgisi verildi, Faruk Fatih Özer'in Arnavutluk'tan iadesinin talep edildiği kaydedildi. ELBASAN BAŞSAVCISIYLA KRİTİK TEMAS Sabah'ın haberine göre, Faruk Fatih Özer'in ülkeye iadesi hakkında Elbasan ili Başsavcısı Kreshnik Ajas'la temas edildiği bilgisi verilen yazıda, Özer'in yakalandığı esnada üzerinde bulunan ve delil teşkil eden laptop ve cep telefonu gibi kişisel eşyalarını da Türkiye'ye iade etmeye hazır olduklarını ancak söz konusu eşyanın iadesi için bir talepname düzenlenmesi gerektiğini ifade ettiği kaydedildi. "EŞYA, DAVAYLA BAĞLANTILI ALIKOYULABİLİR" Bu konuda Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 20. maddesini hatırlatan Bakanlık, söz konusu maddede 'Eşyanın teslimi' noktasında bir düzenlemenin bulunduğunu belirtti. İlgili maddede, "Talep edilen taraf, mevzuatının izin verdiği ölçüde ve talep eden tarafın talebi üzerine, eşyaya el koyar ve bunu teslim eder: Delil olarak gerekebilecek eşya, veya suç neticesinde elde edilmiş ve tutuklama sırasında istenen kişinin mülkiyetinde bulunan veya ardından ortaya çıkan eşya. Bu maddenin 1. fıkrasında belirtilen eşya, istenen kişinin ölümü veya kaçması nedeniyle mutabık kalınan iade gerçekleşmese dahi teslim edilir. Söz konusu eşyanın talep edilen taraf ülkesinde el koymaya veya müsadereye tabi olması halinde, talep edilen taraf, derdest bir ceza davasıyla bağlantılı olarak, bunu geçici olarak alıkoyabilir veya geri verilmesi şartıyla teslim edebilir. Talep edilen tarafın veya üçüncü tarafların söz konusu eşya üzerinde kazanmış olabilecekleri haklar saklıdır. Bu hakların mevcudiyeti halinde, eşya davadan sonra en kısa zamanda talep edilen tarafa ücretsiz olarak geri gönderilir" hükmü aktarıldı. "DELİL TEŞKİL EDEBİLİR" DİYEREK EL KOYULABİLİR Özer'in laptop, cep telefonu gibi kişisel eşyasının iade talebine konu suça yönelik olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesinin uygun olacağının düşünüldüğünü belirten Bakanlık, bu evrakın ivedi bir şekilde mahkemesine iletilmesini istedi. Mahkemece takdir yapılıp talep edilmesi durumunda ise bahsi geçen eşya hakkında delil teşkil etme niteliği belirtilerek el koyma kararı verilmesi ve kararın, eşyanın Türkiye'ye teslimine ilişkin bir talep yazısına ek yapılarak Bakanlığa iletilmesi rica edildi. Başsavcılığa gelen yazı Thodex dolandırıcılığına ilişkin yargılamanın sürdüğü İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Şimdi mahkemenin kararı bekleniyor.

1 yıl önce

14 ilde dolandırıcılık operasyonu: 1 milyar liralık vurgun engellendi

İzmir Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığı’ca “Suç İşlemek amacıyla Örgüt Kurmak“, “Resmi Belgede Sahtecilik”, “Kişisel Verileri Hukuku Aykırı Olarak Elde Edilmesi ve Kullanılması,” “Nitelikli Dolandırıcılık”, “Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığını Aklama” suçlarına ilişkin olarak yürütülen soruşturma kapsamında, Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliğince, sahte banka dekontuyla araç, sahte kimliklerle tapu ve değerli saat dolandırıcılığı olaylarına karıştığı belirlenen toplam 15 şüpheli şahsa yönelik çalışma başlatıldı. Yapılan çalışmada şüphelilerin 28 ayrı olaya karıştıkları tespit edildi. Soruşturma kapsamında 9 şüpheli gözaltına alınarak, adli makamlarca tutuklandı. 1 milyar liralık vurgun engellendi Dosya kapsamından şüphelilerin gerçekleştirmek istedikleri 100 milyon liralık 10 tane eylem de engellendi. Ayrıca Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığını Aklama Suçuna istinaden 49 şüphelinin banka ve kripto para borsalarında bulunan hesaplarına bloke konulurken, şüphelilere ait 3 binek otomobil ve 1 adet dubleks daireye de el konuldu. 14 ilde eş zamanlı operasyon: 51 gözaltı

Söz konusu şüpheli şahıslarla bağlantılı olduğu değerlendirilen şahıslara yönelik İzmir başta olmak üzere İstanbul, Uşak, Denizli, Manisa, Ankara, Ordu, Diyarbakır, Gaziantep, Tekirdağ, Kayseri, Van, Sinop, Bursa illerinde 03 Aralık Cumartesi günü eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. Operasyonda, İzmir’de 20, İstanbul’da 18 Uşak’ta 5, Manisa, Ordu’da, Diyarbakır, Kayseri, Tekirdağ’da 1’er, Denizli’de 3 olmak üzere toplam 51 şüpheli yakalandı. Yapılan aramalarda suç unsuru dökümanlar, 1 adet ruhsatsız tabanca ve bir markaya ait 412 adet boş saat kutusu ele geçirildi. Firari şahısların yakalanmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. 

1 yıl önce

İETT vurguncusu CHP’li Özgür Karabat'ın yalanı elinde patladı

Yüksek Seçim Kurulu'nun genel seçim hazırlığı sürüyor. Kurul son olarak seçim malzemesi ihalesiyle gündeme geldi. Gündemin odağında ise seçim malzemesinin Devlet Malzeme Ofisi depolarında muhafaza edilmesi var. Gelişen ve büyüyen Türkiye'nin önünde 'takoz' işlevi görev CHP, yine yalan ve iftiralarla çamur siyasetini sürdürüyor.  İBB vurguncusu iş başında! Yüksek Seçim Kurulu'nu hedef alan iftirayı sosyal medya hesabından dile getiren CHP İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Özgür Karabat oy pusulalarının Devlet Malzeme Ofisi'nin deposunda saklandığını belirterek "YSK'nin kendi depoları olmasına rağmen seçimde kullanılacak malzemelerin DMO depolarında saklaması mevzuata aykırıdır. Seçim mevzuatına göre Devlet Malzeme Ofisi'nin yasal bir görevi ve sorumluluğu yok" yalanını ortaya attı. CHP'li İBB'ye bağlı İETT üzerinden yaklaşık 2 milyar liralık vurgun yapan Özgür Karabat'ın yalanı çok geçmeden elinde patladı. Soygun, yalan ve iftira konusunda oldukça maharetli sayılabilecek haller içerisinde bulunan Karabat'ın yüzü olsa kızartacak açıklama Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan geldi. Özgür Karabat'ın, "YSK'nin kendi depoları olmasına rağmen seçimde kullanılacak malzemelerin DMO depolarında saklaması mevzuata aykırıdır" iddiasının gerçeği yansıtmadığına yer verilen bültende, Anayasa'nın 79. maddesiyle seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğüyle ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve TBMM üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevinin Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) verildiği anımsatıldı. YSK'de mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinin, Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde mevzuata göre yapıldığı, Sayıştay denetimine tabi olduğu belirtilen bültende, kanunun, seçim malzemelerinin DMO aracılığıyla alınmasını mümkün kıldığı ifade edildi. Seçim malzemelerinin DMO aracılığıyla alınması yönteminin, mevzuata uygun olarak yıllardan beri süregeldiği, bu uygulamada herhangi bir değişikliğin yapılmadığı aktarılan bültende, şu ifadelere yer verildi: "İhtiyaç dahilinde alınması planlanan seçim malzemeleri YSK'nin yetkili birimleri tarafından; seçmen sayıları, yasalar gereğince gelecek yıllarda yapılacak seçimler, erken seçim ihtimali, siyasi parti kongreleri ile odalar ve borsalar seçimleri gibi unsurlar dikkate alınarak hesaplanmakta, yine YSK'nin takdirlerine ve siyasi parti temsilcilerinin bilgilerine sunularak Yüksek Kurulun kararları doğrultusunda mevzuat çerçevesinde alınmaktadır. Söz konusu kararlar doğrultusunda alınarak stoklarda hazır edilen filigranlı kağıtlar seçim zamanlarında; seçime katılacak siyasi parti, bağımsız aday ve seçmen sayısı dikkate alınarak gerekli hesaplamalar yapıldıktan sonra oy pusulası ile oy zarfı üretilmesi işleminde kullanılmaktadır. YSK, seçim malzemelerini muhafaza edeceği yeterli deposu bulunmadığı için güvenli depolama imkanlarına sahip DMO depolarında muhafaza etmekte olup depoların güvenliği emniyet ve jandarma teşkilatı tarafından sağlanmaktadır. Seçim malzemelerinin DMO depolarında muhafaza edilmesi hususu yıllardan beri mevzuata uygun olarak yapılan bir uygulama olup yeni bir uygulama değildir."

1 2 3 4 5