02 Mayıs Perşembe 2024
3 yıl önce

CHP'li Aykut Erdoğdu Montrö bildirisini imzalayan amirallere teşekkür etti. AK Partilileri de TRT'de canlı yayında yargılayacaklarını söyledi

TRT'DEN CANLI VERECEĞİZ... "Ben o mahkemede bunların yargılandığını göreceğim. Bütün bu yargılamaların da TRT ekranlarından canlı yayında vereceğiz. Uluslararası dillerde de vereceğiz ki herkes bilsin vatana ihanet etmesin. Vatana ihanet edenlerin ne hale düştüğünü herkes görsün. AMİRALLERE: ALLAH RAZI OLSUN Askerlere şunu söylüyorum (Amirallere); Allah sizden razı olsun bir ömür verdiniz bizim güvenliğimiz için. Aykut kardeşiniz de CHP de sizleri bunlara yedirecek değil. Memleketi hep beraber düşünelim. Efkarınız varsa da bölüşürüz."

3 yıl önce

Cinsel tacizden yargılanan Veysi Uyanık, CHP Bitlis İl Başkanlığı görevinden istifa etti

Veysi Uyanık, istifa kararını açıklarken şunları söyledi: "Partimi hedef alan taciz suçlamaları kervanına şahsım da dahil edilmiştir. Söz konusu asılsız iddialara ilişkin yapılan soruşturma ile ilgili beklediğimiz kovuşturmaya yer olmadığına dair karar çıkana kadar, partime zarar gelmemesi adına; sürdürdüğüm görevime ara verme kararı almış bulunmaktayım." Öte yandan CHP Bitlis İl Başkanlığı'na, Yunus Irmak getirildi.

3 yıl önce

Yargıtay, teröristlere "şehit" diyen Selahattin Demirtaş'a verilen cezayı onadı!

Sabah'ın haberine göre, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararında, Demirtaş'ın yargılamanın başlangıcından itibaren ısrarla savunma yapmaktan kaçındığı, mahkemedeki mütalaanın Haziran ayında sanığa tebliğ edildiği savunma yapmayan sanığa 3 ay sonra yine mütalaanın gönderildiği belirtilerek sanık avukatı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın cezayı bozma talebi reddedildi. Aynı zamanda sanığın Nevruz kutlamalarında yaptığı konuşma sırasında, PKK'nın sözde paçavralarının ve Abdullah Öcalan posterlerinin açıldığı, konuşmaların ise PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru gösteren ve teşvik eden ifadeler içerdiği kaydedildi. 3 YIL 6 AY DAHA HAPİS YATACAK Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığını belirten Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyeti, Demirtaş'a verilen cezayla ilgili vicdanı kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu kaydedilerek temyiz kararını esestan reddederek hükmün onanmasına karar verdi. Verilen 4 yıl 8 ay hapis cezasının Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmesiyle birlikte tutuklu eski HDP eşbaşkanı Demirtaş, kanunlara göre verilen cezanın 4'de 3'üne denk gelen 3 yıl 6 ay daha hapiste kalacak.

3 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli: “1 Mayıs’ı ideolojik ve siyasi önyargılara hapsetmek, marjinal ve yasa dışı örgütlerin ihanet zemini olarak görmek emekçilerimize büyük bir haksızlık ve husumettir.”

Bahçeli’in açıklamaları şöyle: Emek, insandan ayrılamaz ve ayrı görülemez bir değerdir. Emek verilmeden, emek harcanmadan, emeğin karşılığı alınmadan hiçbir iş ya da çalışma sürecinin hayrından, saygınlığından, safiyetinden, saadet ve sahiciliğinden ahlaki ve manevi temelde bahsedilemez. Emek insandır. Zahmetsiz rahmet elbette olmaz. Zahmete katlanıp rahmeti hak eden temiz ve duru emektir. Biliyor ve inanıyoruz ki, alın teriyle elde edilmiş kazanç hem helal hem de kutsaldır. Bu zaviyeden baktığımızda emek demek helal duruş, helal duyuş, helal durum demektir. Emeği sırf ekonomik kategoriye indirgemek, teorilerle izah etmek, mübadele ve mücahede çerçevesinde ele almak bir tarafı eksik bırakacaktır. Emek, emekçiyle anlamlı ve bütündür. Manevi yönü en az maddi yönü kadar önemli, hatta önceliklidir. Emek hayatın denge ve dinamiğidir. 1 Mayıs’ı ideolojik ve siyasi önyargılara hapsetmek, marjinal ve yasa dışı örgütlerin ihanet zemini olarak görmek emekçilerimize büyük bir haksızlık ve husumettir. Emeğin fikri değerinde saklıdır. Emekçinin fazileti alın terindedir. Kavga ve karışıklık arayanların ne fikri ne de fazileti söz konusudur. KOVİD-19 tedbirleri kapsamında 17 Mayıs’a kadar uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasından dolayı karanlık mahfiller belki aradıkları fırsatı bulamadılar, ancak emek ve emekçilerle ilgili istismarlarını da her müsait ortamda göstermeleri kuvvetle muhtemeldir. Bunların oyun ve tahriklerine karşı her zaman uyanık olmak şarttır. Emeğin ve dayanışmanın gününü eşkıyalığın ve dalaletin ortamı haline getiren odaklara aziz milletimiz müsaade etmeyecektir. Bu vesileyle emekçilerimizi gönülden selamlıyor, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum. Beden, kol ve kafa gücüyle çalışan her emekçimizi, her işçimizi hasretle kucaklıyorum. Emek erdemdir, ekmektir, rızıktır, nimettir. Ne mutlu vatan ve millet sevgisiyle geleceği inşa eden, bu şuurla hayatını kazanan fedakâr emekçilerimize. Rabbim işlerini kolay etsin. Cenab-ı Allah buyuruyor ki: “Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.” Yüreğiyle çalışan ve üreten hiç kimse yalnız değildir.

2 yıl önce

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı HDP'nin kapatılması istemiyle yeniden dava açtı

Anayasa Mahkemesinin eksikliklerin tamamlanması istemiyle iade ettiği HDP'nin kapatılması istemli iddianame, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden hazırlandı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin imzalı, yaklaşık 850 sayfalık iddianame, Anayasa Mahkemesine tekrar gönderildi. Yaklaşık 500 partili hakkında siyasi yasak istenen iddianamede, partinin banka hesabına tedbir konulması da talep edildi.

2 yıl önce

ABD Adalet Bakanlığı: Sezgin Baran Korkmaz kara para aklıdı, yargılanacak

Yapılan yazılı açıklamada, Utah’da hazırlanan iddianamede Sezgin Baran Korkmaz’ın kara para aklama ve on ayrı para transferi dolandırıcılığı ve resmi işlemleri engelleme suçlarıyla itham edildiği belirtildi. İddinamede Korkmaz’ın Türkiye ve Lüksemburg’daki banka hesapları üzerinden 133 milyon dolardan fazla parayı akladığı belirtildi. İddianamede Korkmaz’ın Kingston kardeşleri dolandırmak amacıyla, ismi verilmeyen hükümet yetkilileri aracılığıyla, federal jüri soruşturmasından ve sivil davalardan koruma sağlayabileceği yönünde yalan beyanda bulunarak bir plan tasarladığı iddia ediliyor. Açıklamada Korkmaz’ın Utah Bölgesi Yargıcı Jill Parrish’in karşısına çıkarak yargılanması için ABD’ye iadesinin isteneceği belirtildi. Sezgin Baran Korkmaz’ın suçlu bulunması halinde para aklama suçundan 20 yıla kadar hapis, havale dolandırıcılığı suçlarının her birinden 20 yıl hapis cezası alabileceği belirtiliyor. ABD’nin İç Gelir Dairesi IRS’in Cezai Soruşturma biriminin, Çevre Koruma Dairesi Cezai Soruşturma Bölümü’nün ve Savunma Bakanlığı’na bağlı Cezai Soruşturma biriminin davayı incelediği ve Adalet Bakanlığı’nın Uluslararası İşler Ofisi’nin de önemli düzeyde soruşturmaya destek verdiği belirtildi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adli Yıl Açılış Töreni'nde yargı bağımsızlığına vurgu yaptı ve reform mesajı verdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2021-2022 Adli yıl Açılış töreninde önemli açıklamalarda bulunurken, Yargıtay Yeni hizmet Binası'nın da açılışını yaptı. Açılış öncesi konuşma gerçekleştiren Erdoğan, reform mesajı vererek yeni yargı paketi için Cumhur ittifakıyla çalıştıklarını belirtti. İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar: Ülkemiz milletimiz, hakim ve savcılarımız, avukatlarımız ve tüm yargı camiası için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yeni adli yılı karşılıyor olmamızı ayrıca önemli görüyorum. Son 20 yılda adalet teşkilatımızın fiziksel çevresini değiştiren yapısını gösteren yeni bir örneğini daha sizlerle şahit oluyoruz. Temeli 2018 Mart'ın da atılan ve 191 dönümlük arazi üzerinde kurulan bu bina.. Toplam 10 bloktan oluşan Yargıtay binamız çalışanların, ve ilgili tüm kesimlerin ihtiyaçlarını karşılayacak teknolojiye donanıma sahiptir. Biz de merdiven altında yargının ne halde olduğunu bildiğimiz için, adalet camiasının buralardan kurtulması için bu adımın atılması gerektiğini söyledik. Önce Danıştay'ı, ardından Anayasa mahkemesini bitirdik. Şimdi de Yargıtay'ın bu muhteşem binasını da bitirmiş olmanın bahtiyarlığı içerisindeyiz. İnanıyorum ki bugün aramızda bulunan misafirlerimiz de bunun gerekliliğini buradan yukarıda kendileriyle muhabbete geçeceğiz. Orada kendilerinden dinleyeceğiz. Türkiye inşallah bu eserleriyle dünyaya ayrı bir mesaj verecek. Şimdi Ankara'da 6 ayrı binaya bölünmüş Yargıtay'ı tek bina altında toplayarak vakit ve kalite kaybının önüne geçtik. Yargıtay'ımızın yeni binasının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Yargıtay binasının da şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Müteahhit firmanın çok kısa sürede bitirmesi ayrı bir tat katmıştır. Kısa bir zaman sonra şöyle 1,5 yıl içerisinde yolun karşı tarafında da bir ibadet hane yapılacak. Ankara'ya bir de Adliye binası kazandırmak da kararlıyız. Adalet Bakanlığımız ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız projelerini bitirmek üzere. İnşallah yeni yıl bitmeden temeli atılacak. Oldukça dağılmış olan Adliyemiz tüm birimlerini de tek bir yerde toplayacağız. Elbette sadece büyük binalarla, güçlü teknolojik altyapılarla adalet sağlanamaz. Bunlar sadece daha hızlı tesisine katkıda bulunur. Kiminin Hz. Ömer'e ; Devletin dini adalettir. Eğer bir devlette adalet yoksa onun hangi sistemle yönetildiğini, vatandaşlarının hangi inanca sahip olduğunun bir önemi kalmaz. Orada sadece zulüm sürer. Ecdadımız yüreğinin ve bileğinin gücüyle ele geçirdiği coğrafyayı adaleti sayesinde huzurla güvenle yönetmeyi başarabilmiştir. 'SÖZÜM ONA YARGI MENSUPLARINA DA RASTLADIK' Adalet aynı zamanda toplumun huzur ve barışının teminatıdır. Adalet sistemini geliştirme için atılan her adım bizim için değerlidir. Bunun için bizim kadim kültürümüzde... Bu açıdan bakıldığında adalet dağıtanların sorumluluğu büyük, yükü fazla vebali ağırdır. Yakın tarihimizde millet için çalışmaktan bir haber sözüm ona yargı mensuplarına da rastladık. Asıl görevini bırakıp darbecilere, cuntacılara selam duranların... Yine bir sağdan bir soldan diyerek emirle gençleri dar ağacına gönderenler hafızamızdadır. Sözde yargı mensuplarının sergiledikleri rezillik daha dün gibi gözümüzün önündedir. Son halkasını FETÖ'cü hainler sergilemiştir. Bu alçak örgütün hakim görünümlü mensupları adaleti en rezil şekilde temsil etmeye kalktılar. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi oyunları denerlerse denesinler başaramadılar. Çünkü zulüm ile aba olunmaz. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında dimdik ayakta duran, ne kendi içlerinde hainlerin pusularına görevlerini hakkı ile yerine getiren tüm hakim ve savcılarımıza şükranlarımı sunuyorum. Gerçekten de 15 Temmuz demokrasi tarihimizde yargı kültürü bakımında dönüm noktası niteliğindedir. Hakkın milletin devletin ve adaletin yanında saf tutan yargı mensuplarımız Cumhuriyet tarihimizde ilk defa darbe girişimine karşı hukuku işlettiler. Bu onurlu duruş Türk yargısı önünde beyaz sayfa açmıştır. Bir kez daha bu kutlu mücadele emeği geçen herkesi tebrik ediyor. Şehitlerimiz Allah'tan rahmet diliyorum. Önce darbecileri sonra vesayetçilerin, FETÖ mensuplarının demokrasimize vurdukları izlerini tamamen silene kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Haktan hukuktan, asla vazgeçmeyeceğiz. Amaca giden her yolu mübah gören anlayışı reddediyoruz. Adaleti sadece adliye binalarına tahsisli bir kavram olarak görmeyeceğiz. Adalet hayatın her alanında, toplumun her kesiminde devletin tüm görevlerinde aranmalıdır ve yerine getirilmelidir. Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı kararlarının hiçbir koşulda eleştirilmeyeceği anlamına gelmez. Mahkeme kararları herkes için elbette bağlayıcıdır. Ancak bir kararın bağlayıcılığı başkadır, eleştirilmesi başkadır. Hatta yargı kararlarına getirilecek ilmi, mantıklı yapıcı eleştiriler yargının geliştirilmesine destek olur. Yargının kamusal tartışmaya yol açacak her türlü eleştiriye açık olmalıdır. Kamuoyu hassasiyetinde devletin diğer ilgili kurumları da payına düşeni almalı, kendi sorumluluk alanındaki adımları süratle atmalıdır. 'YENİ YARGI PAKETİ İÇİN KOLLARI SIVADIK' Yeni adli yılda hem adalet teşkilatımızı hem de yargı reformu çalışmalarımızı hızlandıracağız. Hükümetlerimiz döneminde adalet alanında reform irademizi sürekli canlı tuttuk. 2019'da açıkladığımız yargı reformu stratejimizle geçtiğimiz ay açıkladığımız insan hakları eylem planı olmuştur. Hak hukuk ve insan haklarını hiçbir zaman ucuz politikaya teslim etmedik, etmeyeceğiz. Adli tatilden hemen önce çıkan 4. yargı paketimizde kadına yönelik şiddetle mücadeleyi yaptığımız değişikle güçlendirdik. Adli kontrol tedbirini de süre sınırı ve gözden geçirme şartı ilave ederek yeniden düzenledik. Yeni düzenleme ile sırf ifade almak üzere gece yarısı gözaltına alma, otelde, havalimanında yakalama gibi işlemlere son verdik. Son yargı paketiyle vatandaşlarımızın idari makamlara yaptıkları başvuruları cevap süresini 60 günden 30 güne indirdik. Bugüne kadar yaptıklarımızla yetinmiyor asıl bundan sonra yapacaklarımıza bakıyoruz. Yeni bir yargı paketi için kolları sıvadık. Arkadaşlarımız bu paketi Meclis'in gündemine getirecekler. Cumhur İttifakındaki ortağımızla kendi hazırlığımız yavaş yavaş planlıyoruz. Gönül ister ki muhalefet de bu süreç de yer alsın. Diğer partilerin de anayasa metinlerini önümüzdeki aylarda sunmasını bekliyoruz. Her ne şekilde olursa olsun önümüzdeki yılın ilk aylarında kendi hazırlığımızı milletin takdirine sunmakta kararlıyız. Hukuk devletinin, yasamanın, idarinin daha iyi işlemesini sağlayacak tüm reformların takipçisiyiz.

2 yıl önce

Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın avukatları yargı önünde

İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuksuz 6 sanık ile avukatları katıldı. İddianamenin okunması ve kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi. Sanık Cengiz Yürekli, Öcalan'ın 9 yıllık avukatı olduğunu ancak kendisiyle yüz yüze hiç görüşemediğini belirterek, görüşme taleplerinin de geri çevrildiğini, İmralı'ya hiç gitmediğini söyledi. Öcalan'dan başka İmralı Adası'nda 3 müvekkilinin daha olduğunu, onlarla da avukatlar olarak yıllardır görüşemediklerini ifade eden Yürekli, "Tüm bunlar haricinde cezaevine yapılan görüşmeler avukat-müvekkil arasındadır. O dönem Terörle Mücadele Şube Müdürü olan şimdinin FETÖ tutuklusu Ömer Köse, ekibiyle bizim hakkımızda dinleme ve teknik takip kararı vermiştir. Özel yetkili mahkemelerdeki hukuksuzluklar ve hasta mahpuslarla ilgili konuşmalarım dosyaya konulmuş. Dilek Öcalan ile görüşmem var. Dilek Hanım müvekkilimin akrabasıdır ve müvekkile eşya ile kıyafet göndermek istemiştir." diye konuştu. Yürekli, Öcalan ile en son 2015 yılında avukatları olarak bir görüşme yapıldığını, bu tarihten sonra izin verilmediği için basın açıklaması yaptıklarını anlattı. Sanık Mahmut Taşçı savunmasında yalnızca avukatlık faaliyetinde bulunduğunu, iddianamede yer alan tape kayıtlarının hepsinin avukatlık mesleği gereği kendisinden yardım isteyenlerle yaptığı görüşmelere ilişkin olduğunu savundu. "Hakkımdaki iddiaları reddediyorum" Sanık Rezan Sarıca, Öcalan'ın avukatı oldukları için birçok hukuki engelle karşı karşıya kaldıklarını iddia ederek, "Müvekkilin bulunduğu İmralı Cezaevi'ne avukat görüşü için başvuruyoruz. Cezaevi sürekli 'Gemi arızalı olmaz.' diyor. Biz de geminin bozuk olup olmadığına dair dava açtık. Hakkımdaki iddiaları reddediyorum. Yasa dışı bir durum söz konusu değildir. Beraatimi istiyorum." dedi. Savunma yapan diğer sanıklar ve avukatları da beraat talebinde bulundu. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 3 tanığın bir sonraki duruşmada hazır edilmesi için haklarında davetiye çıkarılmasına ve sanıkların PKK/KCK soruşturmaları kapsamında tanık ya da şüpheli olarak ifadesi alınan kişilerin beyanlarında isimlerinin geçip geçmediği hususunun araştırılarak varsa bu hususa dair evrakın ilgili yerden istenilmesine hükmetti. Kamuoyunda "MİT Kumpası" olarak bilinen davanın iddianamesi, tutanakları ve gerekçeli kararının ilgili mahkemeden istenilmesini kararlaştıran heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, sanık avukatların PKK/KCK silahlı terör örgütünün "önderlik komitesi" içerisinde yer alan ve 12 Eylül ile 28 Kasım 2007 tarihlerinde Öcalan ile İmralı Adası'nda görüşme yaptıklarının anlaşıldığı, Öcalan'ın bu görüşmelerde talimat verdiğinin görüldüğü ifade ediliyor. İddianamede, İmralı'daki Öcalan'ın sözde avukatlığını üstlenen sanıkların, sözde "avukat-müvekkil" ilişkisi adı altında örgüt elebaşının örgütün dışarıdaki açık alan yapılanmasına iletmek istediği örgütsel talimatları-mesajları örgütün dışarıdaki mensuplarına ilettikleri anlatılıyor. İddianamede avukat sanıklar Ali Maden, Baran Doğan, Cengiz Yürekli, İnan Akmeşe, Mahmut Taşçı, Mehmet Selim Okçuoğlu, Rezan Sarıca ve Suat Eren'in "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 12 13