03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Mahmutbey gişelerinin taşınması talebi yargıda: 'Otoban vasfını yitirdi'

Duruşmada dava ile ilgili gerekçelerini anlatan Dernek Başkanı Koçal ile davacılar, mahkeme sonrası açıklama yaptı. TÜKODER Başkanı Aziz Koçal, açıldığı tarih olan 1988 yılında şehir dışında görünen Mahmutbey gişelerinin, günümüzde şehir merkezinde kaldığını belirterek “Avcılar, Halkalı Bahçeşehir, Esenkent, İkitelli ile oradan itibaren yerleşim yerlerinde yaşayan vatandaşlar ya ücretli geçişe maruz kalıyor ya da trafiğin çok sıkışık olduğu yan yollarda mağdur oluyorlar. Dolayısıyla gişenin bir tarafında yerleşim yerinde oturan vatandaşlar ücret ödemeksizin evlerine gidebiliyor ama, diğer tarafta olanlar ücret ödemek zorunda kalıyor. Oysa ikisi de İstanbul’da şehir merkezinde oturuyor ama çifte standart oluyor" dedi. ULAŞIM HİZMETİ ŞEHİR MERKEZİNDE ÜCRETLİ OLAMAZ Yaşanan durumun hem Anayasa’nın eşiklik ilkesine aynı zamanda 172’nci maddede düzenlenen tüketicilerin korunması ile ilgili hükümlere aykırı olduğunu ifade eden Koçal “Ulaşım hizmetleri şehir merkezlerinde ücretli olamaz. Bu yol artık transit yol olmaktan çıkmıştır. Şehir merkezi içindeki ilçelere hizmet veren bir yol haline gelmiştir. Talebimiz buradan kaldırılması ve vatandaşlarımızın ücretsiz olarak evinden işine, işinden evine gidebilmesi. Bu doğrultuda açtığımız bir dava. Bugün duruşması yapıldı, davayla ilgili görüşlerimizi aktardık. Umut ediyoruz tüketici lehine bir düzenleme olacaktır" diye konuştu. “EVİME GİDERKEN VE DÖNERKEN BEDEL ÖDÜYORUM" Davanın mağdurlarından Aydan Kara, 20 yıldır Bahçeşehir’de oturduğunu, işe ya da farklı bir yere gitmek için gişe ücreti ödediğini belirterek “Ben evime giderken ve dönerken bedel ödüyorum. Ama İstanbul’un farklı ilçesindeki bir vatandaş bedel ödemeden gidiyor. Anayasa’nın 172’nci maddesi de tüketiciyi koruyor, eşitlik ilkesi de var. O halde ben neden bir bedel ödüyorum. Ayrıca otoban vasfını da yitirdiğini düşünüyorum. Bahçeşehir’den Mahmutbey gişelere gitmeniz 45 dakika. 10 dakikalık bir yolu 45 dakikada gittiğinizde, benzin, sinir stres de yaşıyorsunuz. Yani gişe paraları dışında da maliyeti var. Artık ne otoban ne mücavir alan olmayan gişelerin kaldırılmasını istiyorum" dedi. TEK BİR YOLUMUZ VAR O DA OTOBAN Gişelerin kaldırılması için dava açan vatandaşlardan Taner Göçmen ise, 25 senedir oturduğu Bahçeşehir’den işine gidip geldiğini, gişelere günlük ortalama 15 TL ücret ödediğini belirterek “Tek bir yolumuz var o da otoban. Bugün şehir içinde kalan gişeler tüm çabalarımıza rağmen taşınmadı. Aynı ilçede vatandaşların bir kısmı bedel ödüyor, bir kısmı ödemiyor. Ben Bahçeşehir’den Başakşehir’de kaymakamlıktaki işimi yapabilmek için otoban ücreti ödemek zorundayım. Bu da bizi çok etkiliyor. Yetkililerden daha duyarlı olmalarını eşitlik ilkelerini geçerli kılmalarını istiyorum" dedi.

2 yıl önce

Balyoz planı davasında yargılanan Mehmet Baransu ve Ahmet Altan'a hapis cezası

"Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme ve yok etme" suçlarından yargılanan kapatılan Taraf Gazetesi'nin eski çalışanlarından Mehmet Baransu 13 yıl hapis, diğer sanıklar Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur ise 3'er yıl 4'er ay hapis cezasına çarptırıldılar.

2 yıl önce

PKK/KCK'ya finansman sağlamaktan yargılanacak CHP'li Ceyhan Belediye Meclis Üyesi İbrahim Kocaman görevden uzaklaştırdı

Alınan bilgi göre, Adana'nın Ceyhan ilçesi Belediye Meclis Üyesi Kocaman'ın, Osmaniye ve Ceyhan'daki cezaevlerinde açlık grevinde bulunan bazı tutuklu/hükümlülere finans sağlamak kastıyla PTT üzerinden para gönderdiği tespit edildi. Kocaman'ın para gönderdiği 8 kişinin PKK/KCK silahlı terör örgütü suçları kapsamında cezaevinde bulunduğu öğrenildi. Kocaman hakkında, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet" suçundan Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldı. İçişleri Bakanlığı da Anayasa hükümleri gereği Kocaman'ı görevden uzaklaştırdı.

2 yıl önce

Yargıtay onayladı: Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir tazminat daha ödeyecek

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na açtığı davalardan dört tanesi netleşmiş ve CHP lideri toplamda 165 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti. BİR TAZMİNAT DAHA ÖDEYECEK Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, CHP liderinin bir tazminat daha ödemeye mahkum edildiğini duyurdu. Aydın paylaşımında, "Kılıçdaroğlu, 'ben haklı çıktım' deyip Cumhurbaşkanımızı istifaya davet ettiği gün, Yargıtay bir dosyamızı daha onadı. Kılıçdaroğlu, 35 bin TL daha ödeyecek. Böylece, içinde Man Adası'nın da olduğu konuşmaları nedeniyle tazminata mahkum olduğu dosya beş, ödeyeceği tutar 195 bin oldu" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

CHP'li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun bürokratlarının görevlerini kötüye kullanmaktan yargılandığı davada ceza yağdı

Aydın belediyesine imar tadilatı yapmak suretiyle başvuru yapan kişilerin kanuni haklarının engellenerek görevini kötüye kullandıkları ve kamu zararı oluşturdukları gerekçesi ile Dönemin Belediye Başkan Yardımcıları Sümran Ünal ve Kamil Kaya, hali hazırda Aski Genel Müdür Vekili olan Hakan Olgaç, Genel Sekreter Yardımcısı Zafer Uçar, Sağlık Daire Başkanı Ahmet Balcı, Dönemin Mali Hizmetler Müdürü Bayram Gül, Hukuk Müşaviri Melike Kallemoğlu, MHP Meclis ve Encümen üyesi Murat Saltık ve bir dönem İmar Müdürlüğü yapan Tamer Toyran 10 ay ile 1yıl 15 gün arasında değişen hapis cezası aldı. Aynı dönemde Başkan Yardımcılığı yapan ve Aski Genel Müdürü Vekili olduğu dönemde Başkan Çerçioğlu tarafından görevden uzaklaştırıldığı konuşulan Cemalettin Küçükerol ise hakkındaki suçlamalardan beraat etti. Ceza verilenler hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı uygulanarak cezalara itiraz etme hakkının da olmadığı belirtildi.

2 yıl önce

CHP'li Özgür Özel'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yargılama tehdidi

Gezi Parkı davasında yargılanan Osman Kavala, 4,5 yıllık aradan sonra ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Osman Kavala hakkında verilen kararın ardından HDP ve CHP'li milletvekilleri adliye önünde açıklama yaptı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan ifadeler kullandı. "Tarih önünde Erdoğan mahkum olacaktır" Özgür Özel, "Kavala özgürdür. Tarih önünde Recep Tayyip Erdoğan mahkum olacaktır, hesap verecektir. Ant olsun, ant olsun, ant olsun." dedi. Hakimlere yargılanma tehdidi CHP'li Sezgin Tanrıkulu da iktidara gelmeleri durumunda bu kararı veren hakimlerin hesap vereceğini söyledi. HDP de oradaydı HDP'li Filiz Kerestecioğlu da "Her alanda siyasi tutsaklara özgürlüğü sağlayacağız. Hiçbirinin suçları yoktur." diyerek karara tepki gösterdi. Direniş sloganları atıldı CHP ve HDP'li milletvekillerinin açıklamalarının ardından adliye önünde "Her yer Taksim her yer direniş" sloganları attı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Karşılaştığımız onlarca badireye rağmen yargıya güven giderek yükseliyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: Bugün 23. orucunu tuttuğumuz, uğurlamaya hazırladığımız Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyorum. Kardeşliğin, dostluğun, muhabbeti gönülleri doldurduğu bu ayın tüm insanlığa hayırlar getirmesini, barışa, istikrara kapı aralamasını rabbimden niyaz ediyorum. Adaleti mülkün temeli gören bir geleneğe mensubuz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibi Şeyh Edebali'den beri yönetim anlayışımızın köşe taşlarından biridir. Adalet hangi ırk, inanç, renk, coğrafyadan olursa olsun tüm insanlığın ortak arayışı, ortak talebi ve ortak değeridir. "ADALETİN OLMADIĞI YERDE İLERLEME OLMAZ" İnsanın şahsi hayatında her şeyin başı nasıl sağlıksa devlet ve toplum hayatında her şeyin başı adalettir. Devlet, hukuk, siyaset, ordu, iktisat, toplum arasındaki zincirleme ilişkinin ilk ve son halkası adalettir. Adaletin olmadığı yerde huzur, birlik, kalkınma, ilerleme, refah olmaz. Gerek tarihteki önemli dönüm noktalarına gerekse etrafımızda yaşanan huzursuzluklara baktığımızda muhakkak adaletin tesisiyle ilgili sıkıntıları görüyoruz. Adaletle ilgili temel sorunlarını çözme kabiliyetini yitiren toplumlar birçok can yakıcı krizle boğuşmak zorunda kalıyorlar. "EN BÜYÜK REFORMLARI BİZ GERÇEKLEŞTİRDİK" Türkiye son 20 yılda demokrasi ve kalkınma atılımları sayesinde kendini bu ateş çemberinin dışında tutmayı başarmıştır. Milletimize verdiğimiz ülkeyi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik üzerinde yükseltme sözümüze daima sadık kaldık. Atalarımıza rehberlik eden adalet dairesi 2002'den beri bizim de devlet ve siyaset tasavvurumuza istikamet çizdi. Altyapı, mevzuat, eğitimden vatandaşa bakış açısına uzanan geniş yelpazede köklü değişikliklere imza attık. Yargıda da Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını gerçekleştirdik. AYM'ye bireysel başvuru, lekelenmeme hakkı, kamu denetçiliği ve istinaf mahkemeleriyle iki dereceli yargılama sistemine geçilmesi hukuk sistemine kazandırdığımız önemli yeniliklerdir. "YARGIYA GÜVEN GİDEREK YÜKSELİYOR" Yüksek mahkemelerimizi modern, ferah ve her türlü teknolojik imkana sahip hizmet binalarına kavuşturduk. Adaletin en hızlı, tarafsız şekilde tecellisinin önünde engel teşkil eden pek çok şeyi ortadan kaldırdık. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi darbe girişimleri gibi son yıllarda karşılaştığımız onlarca badireye rağmen yargıya güven giderek yükseliyor. Adalet sistemi FETÖ'den kurtuldukça demokrasimiz güç kazanıyor. Hukuk devleti ilkesinde kaydedilen ilerlemeler devletle vatandaş arasında bağları güçlendirme yanına diplomasi, turizm, ticaretine olumlu etki ediyor. Ülkemizi demokrasi ve özgürlüklerle büyütme çerçevesinde reform irademizi diri tutuyor. Anayasalar her ne kadar maddelerden oluşsa da her birinin aynı zamanda bir ruhu vardır. Mevcut anayasamız maalesef ruhunu darbecilerin üflediği anayasa metnidir. Süngü tehdidi altında yazılan bu anayasa son 40 senede çok kez değiştirilmiş, revizyona uğramıştır. 1982 Anayasası ile ilgili en kapsamlı en köklü değişiklikleri biz yaptık. Yönetimde çift başlılık sorununa son verdik. Anayasamıza sirayet etmiş vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldıramadık. Değişikliklerle adeta yamalı bohçaya dönüşen çözümsüzlük kaynağı olduğu her sınamada anlaşılıyor. Her tartışmayla birlikte Türkiye'nin demokratik, sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı anayasaya ihtiyacını çok daha iyi kavrıyoruz. Doğrudan milleti iradesini yansıtan, evrensel değerlerden beslenen sivil anayasaya sahip olmadıkça bu tartışmalar bitmeyecektir. Bu meseleyi çözmek siyaset kurumunun öncelikli görevidir. Geçtiğimiz yıl çağrı yapmıştık. Muhalefet partilerin hiçbiri somut anayasa metni koyamadığı için maalesef bu gayreti şimdilik yarım kaldı. İnşallah 2023'te Türkiye bu meselesini de çözecektir."

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Usta-çırak sistemini yargıya da taşıyoruz

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları: Danıştay, devlet ile vatandaşlar arasındaki ihtilafların hukuk marifetiyle çözümünü sağlıyor. Cumhuriyet tarihi maalesef yargının darbeciler tarafında olduğu pek çok kötü örneklerle doludur. Dünyanın her yerinde siyaset, etki alanını genişletmek ister. Bunun için sürekli sınırlarını zorlar. Yargı alanı da dahildir, hatta en başlarda gelir. Her yerde aynı çekişme yaşanmıştır, halen de yaşanmaktadır.  FETÖ İHANET ÇETESİNİN YARGI İÇİNDEKİ DEHŞET VERİCİ YAPILANMASINA HEP BİRLİKTE ŞAHİT OLDUK Açıkça ifade ediyorum. Bu ülkede hiçbir savcının, hiçbir hâkimin, hiçbir yargı mensubunun hukukla bağdaşmayan herhangi bir yaklaşımla karşıma gelmesini doğrusu istemem. Aynı zamanda yargı mensuplarının bu hukukçu duruşunu herkesin karşısında, her şartta sergilemesini de beklerim. Darbelere kılıf uyduran, menfaat hesaplarının aleti olan yargı, millet adına karar veremez. FETÖ ihanet çetesinin yargı içindeki dehşet verici yapılanmasına hep birlikte şahit olduk.  Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi ile inşallah böyle tehditlerle karşılaşmayacağımızı ümit ediyorum. YENİ ANAYASA İÇİN DEFALARCA TEŞEBBÜSTE BULUNDUK AMA MUHALEFET PARTİLERİNİN UZLAŞMAZ TAVRI NEDENİYLE AKAMETE UĞRADI Hukuk devleti ilkesi demokrasinin olmazsa olmaz şartıdır. Ülke yönetimine geldiğim günden beri Türkiye'nin hukuk devleti kimliğini yüceltmesinin mücadelesini veriyorum. Aslında ülkemizi yeni, demokratik yaklaşımla, yalın dille yazılmış yeni anayasaya kavuşturmak için TBMM'de defalarca teşebbüste bulunduk. Maalesef muhalefet partilerinin uzlaşmaz tavrı nedeniyle akamete uğradık. Milletimizi ruhunu 12 Eylül vesayetçilerinin üflediği darbe mahsulü anayasadan kurtarma irademiz bakidir. İmkân bulduğumuzda ülkemizi sivil ve kapsayıcı bir anayasaya kavuşturacağız.  HÂKİM VE SAVCI YARDIMCILIĞI SİSTEMİNİ ÇOK YAKINDA FİİLEN BAŞLATIYORUZ Yeni kanunların çıkartılması ve mevcut kanunların değiştirilmesi Meclis'in asli görevlerindendir. Kanunların doğruluğu kadar kanun uygulayıcıların niceliği de hayati öneme sahiptir. Hâkim ve savcı yardımcılığı sistemini getiriyoruz. Toplamda 3 yıl süreyle yardımcı sıfatıyla görev yapacak hâkim ve savcılarımız böylece sisteme bütünüyle hâkim olacaktır. Bir anlamda ahilik geleneğimizin temelini oluşturan usta-çırak sistemini yargıya da taşıyoruz. Bu yeni sistemi çok yakında fiilen başlatıyoruz. Danıştayımızın Türkiye'nin demokratikleşmesine katkıda bulunacağına inanıyorum. 

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 12 13