03 Mayıs Cuma 2024
1 yıl önce

Serok Ahmet, terörden yargılanan Selahattin Demirtaş şikayetinden resmen vazgeçti

PKK’nın siyasi uzantısı HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'na "Çocuk katili” dediği gerekçesiyle yargılandığı davada müdahillik tartışması son buluyor. Davutoğlu, Demirtaş hakkındaki şikayetinden vazgeçti. Demirtaş’ın Davutoğlu’na hakaret ettiği gerekçesiyle davanın duruşması İstanbul 47'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya Demirtaş katılmazken Avukatı Fırat Epözdemir hazır bulundu. Kimlik tespiti ardından başlayan duruşmada, mahkeme dosyaya giren belgeler hakkında bilgi paylaştı. Davutoğlu’nun davaya dilekçe sunduğunu ve şikayetinden vazgeçtiğini öğrenildi. Söz verilen iddia makamı eksik hususların giderilmesini istedi. Mahkeme, Demirtaş hakkında hakaretten devam eden dosyaların birleştirme talebine dair mahkemelerin kararının beklenmesine karar vererek, bir sonraki duruşmayı 23 Şubat 2023’e erteledi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'kimyasal silah' iftirasına tepki: Hesabını yargıda verecekler üzerine gideceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya'da düzenlenen Mahalle Bizim, Gençlik Bizim Programı'nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Karşımda muhafazakar devrimci gençleri görüyorum. Bu program ile parti yöneticilerimizin katılımıyla 3 bin 500 mahalleye ulaştık. Birileri diyor ki AK Parti'de gençlik yok. Gençlik burada. Adana Şehir Stadı'nda herhalde gençliği görmediler. İlk Oyum Erdoğan'a, İlk Oyum AK Parti'ye kampanyamız ile seçim gününe kadar durmaksınız yolumuza devam edeceğiz. Malatya öyle bir şehir burada yaşın bir önemi yok. Maşallah hepsinin ruhu genç ruhu. Bir de buna hayatının baharındaki sizlerin enerjisi eklendiğinde nurun ala nur misali gençlik üzerine, gençlik havası yaşıyoruz. Siz gençlerle bir araya gelince bizim de ruhumuz gençleşiyor, gönlümüz gençleşiyor. Biliyorsunuz önümüzdeki yıl Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü. 2023'te başlayan yeni döneminin vizyonuna 'Türkiye Vizyonu' diyoruz. Türkiye yüzyılının ilhamı da, sahibi de, geleceği de sizlersiniz. Sizler bu yüzyılın gençliğisiniz. Siyaseti manipüle ettikleri sosyal medya mecralarındaki kuru gürültülerden, dışarıdan aldıkları sufleleri tekrarladıkları sözde tartışma programından, kendi kendilerine gelin güvey oldukları toplantılardakiler gelsinler Malatya'daki bu kapalı salona baksınlar. Biraz önce toplu açılış töreni yaptığımız meydana baksınlar. Gençlerimizle bir araya geldiğimiz şu salona baksınlar. Seçimden seçime bir parti olmadık. Milletle geçen her günümüz seçim günüdür. Ülkemize eser kazandırmakla geçen her günümüz seçim günüdür. Bu anlayışla seçimlere milletimizle ahit yenileme vesilesi olarak bakıyoruz. Milletimiz kendisi için tuğla üstüne tuğla koymamışa yetki vermez. Ülkenin gelişmesi, kalkınması, büyümesi için ter dökmemişe eyvallah etmez. Birileri kendi aldatıyor. Aç tavuk kendini buğday ambarında sanırmış, bunlar aç tavuk. Milletimiz FETÖ'cülerle benzin istasyonunda hamburger yemek için on bin kilometre yol gidenlere yüz vermez. Darbecilerle anlaşıp, tankların arasından sıvışan korkaklara emaneti teslim etmez. Huzurunu güvence altına almamış alana yol açmaz. Terör örgütleriyle kol kola yürüyene, onların diliyle konuşana, bırakın destek olmayı gerekirse dünyayı başına yıkar. Benim ordumun askerine hakaret eden, saygısızlık eden bu mâlum ana muhalefetin ve diğerlerinin hiçbirine bu ülkede Allah'ın izniyle ilk seçimlerde dersini en güzel şekilde verecektir. Ordumuza bu yakıştırmalar bedeli ödenecektir. Yargıda bu işin hesabını verecekler. Üzerlerine üzerlerine gideceğiz. Bunları meydanı boş bırakmak suretiyle bu meydanda istediğiniz gibi dolaşın diyemeyiz. Türkiye'nin bugün sahip olduğu hiçbir imkan bu millete altın tepsi içinde sunulmadı. Bin yıldır yaşadığımız bu toprakların her karışını kanımızla, terimizle yoğurarak vatan haline getirdik. Asırlarca üç kıta yedil düveli yönettiğimiz devletlerimizi bileğimizin gücü ve değerlerimize olan bağlılığımızla kurduk yaşattık. Bizleri bu topraklardan kazıyıp atmak isteyenlere karşı verdiğimiz milli mücadeleyi dişimizle, tırnağımızla kazandık. Son 20 yılda kazandırdığımız her eserin ve hizmetin özellikle de gerisinde böyle bir azim, kararlılık, çaba vardır. Öyle her yiğit muhafazakar devrimci olamaz, Nuri Pakdil'i okursan muhafazakar devrimci olursun. Eski Türkiye güzellemesi yapanların tek derdi o dönemlerin kaos, kargaşa, yokluk, yoksulluğundan istifade ediyor olmalarıdır. Demokrasi yaralı, hak ve özgürlük alanları sınırlı, ekonomisi zayıf, refah düzeyi geri, itibarı düşük Türkiye isteyen bu ülkenin de bu milletin de sevdalısı olamaz. Biz bu millete sevdalıyız. Akıl ve izan sahibi herkes 30 yıl öncesiyle bugünkü Türkiye arasındaki farkı görür, kabul eder, teslim eder.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kabine sonrası önemli açıklamalar: TTB Başkanı için yargı devrede

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı sonrası açıklama yaptı. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Ülkemizin önde gelen tarım, sanayi, turizm bölgelerini birbirine bağlayan Çanakkalemize otoyol ve köprünün tamamlayıcısı niteliğinde yeni yatırımlar kazandırdık. Ayvacık-Küçükkuyu, Asos ve Troya Tünelleri bölgedeki trafiği rahatlatacak projedir. Bu eser aynı zamanda Kaz dağlarına zarar vermeden 50 dakikalık yolculuk güzergahını 5 dakikaya indirmiştir. Aynı gün ülkemize ziyaret gerçekleştiren Arnavutluk Başbakanı ile verimli görüşme yaptık. 12 Ekim'de Kazakistan'ın başkenti Astana'ya gittik. Muhtelif alanlarda imzalanan 6 yeni anlaşmayla Türkiye-Kazakistan işbirliğini daha da güçlendirdik. Ertesi gün teşkilat haline dönüşen Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı vesilesiyle çok sayıda kişiyle bir araya geldik. BARTIN'DAKİ MADEN FACİASI Beş Telsiz Millet Bahçesi'nin açılışını 14 Ekim Cuma günü yaptık. Aynı Amasra ilçesinde kömür ocağında meydana gelen patlamada 41 kardeşimizi şehit verdik. Ertesi gün hem bölgeyi ziyaret ettik, şehitlerimizin cenazelerine katıldık. Mesleki ve teknik liseli gençlerimiz için cazip hale getirecek ilave düzenlemelerin hazırlıkları içindeyiz. Bartın'daki benzeri kazaların önüne geçmek için bölgede madenciliğe özel meslek lisesi açma projesi bulunuyor. Yaşanan kazayla ilgili iş güvenliğinden, teknik eksikliklere kadar her şey araştırılıyor. Ortaya çıkacak sonuçlara göre gereken yapılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Amasra'dan alınan dersler ışığında ülkemizdeki tüm madenlerin durumları baştan sona gözden geçirilmektedir. AZERBAYCAN İLE İLİŞKİLER Yaklaşık 20 bin muhtarımızın katılımı ile Ankara Muhtarlar Evi'nin açılışını gerçekleştirdik. Perşembe günü Azerbaycan'a giderek işgalden kurtarılan bölgede inşa edilen Zengilan Havalimanı'nın açılışını kardeşim İlham Aliyev'le yaptık. İlişkilerimizin tapusu niteliğindeki Şuşa Beyannamesi'ni yıldırım hızıyla meclislerimizden geçirerek yeni dönemi tescil ettik. Fuzuli ve Zengilan havalimanlarını bölgenin gelişmesi ve kalkınması bakımından stratejik hamleler olarak görüyoruz. Bölgeye canlılık getirecek bir diğer adım olan mayınların temizlenmesi projemizi hızlandırma kararı aldık. Eğitimde Maarif Vakfı okullarının resmi açılış törenini Bakü'de yapmakla kalmadık, Azerbaycan-Türkiye Üniversitesi'nin ahdi temellerini atma noktasına geldik. Bütün bu gelişmeler asla küçümsenemeyecek hepsinin arkasında kuvvetli siyasi iradenin, sonuç alma kararlılığının olduğu adımlardır. BİNALİ YILDIRIM VE ŞAMİL AYRIM'IN GEÇİRDİĞİ KAZA Binali Yıldırım ve İstanbul Milletvekilimiz Şamil Ayrım ile koruma görevlisi Oğuzhan Demirci'nin yaralandığı kaza hepimizi üzmüştür. Kendilerine şifalar diliyoruz. Hiçbirinin hayati tehlikesinin olmadığı görmekten de memnuniyet duyduk. Cuma günü İstanbul'da Uluslararası Emek Konfederasyonu Birliği'nin kuruluşu vesilesiyle ülkemizde bulunan sendikacıları kabul ettim. Cumartesi günü Malatya'da toplu açılış töreni, gençlik buluşması, sivil toplum yemeği ile dolu bir gün geçirdik. Yaklaşık 60 bin kişinin katıldığı toplu açılış töreni coşku, heyecan doluydu. Ertesi gün ertelediğimiz Diyarbakır programımızı yaptık. Malatyalı ve Diyarbakırlı kardeşlerime bize gösterdikleri sevgi, coşku, muhabbet için şükranlarımı sunuyorum. Diyarbakır'da 70 bin kişinin katıldığı toplu açılış ve miting farklı bir heyecana vesile olmuştur. Havaalanından toplu açılışın yapılacağı meydana kadar bir başka heyecan ve coşku vardı. Bu vesile ile bölücü terör örgütünün zorla kopardığı evlatlarına kavuşmak için mücadele veren cesur Diyarbakır annelerini yürekten selamlıyorum. ÖNEMLİ PROJELER HAYATA GEÇİYOR Yarın cumhuriyet tarihinin en büyük konut, işyeri ve arsa projesinin ilk temel atma törenini gerçekleştireceğiz. Cuma günü vizyon belgemizin tanıtım törenini Ankara Kapalı Spor Salonu'nda yapacağız. Cumartesi günü Türkiye'nin otomobili TOGG'un banttan indirme törenine katılacağız. Kasım ayında Endonezya'da Bali'de yapılacak olan bir dizi yurt dışı programımız olacak. Önümüzdeki yıl vasıl olacağımız cumhuriyetimizin 100. yılına büyük heyecanla, şevkle, coşkuyla hazırlanıyoruz.. "TÜRKİYE YÜZYILI" VURGUSU: YENİ NESİLLERE BIRAKACAĞIMIZ EN BÜYÜK MİRAS OLACAK Ülkemizin ve medeniyetimizin tüm kazanımları üzerinde yükselteceğimiz Türkiye Yüzyılı vizyonu yeni nesillere bırakacağımız en büyük mirasımız olacaktır. Bu atılımı dünyanın tarihi dönüşüm yaşadığı dönemde hayata geçiriyoruz. Türkiye'nin içinde bulunduğu süreç, siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel gelişmeleriyle dünyadaki olan bitenlerden ayrı değildir. İnşallah bu dönemde de dünyamız parıltılı kavramların ambalajı içinde önümüze getirilen insan fıtratını bozarak yeniden felaketin eşiğine getirilen sapkın hezeyanlardan kurtarılacaktır. Türkiye Yüzyılı hedefimiz sadece milletimizin refahını yükseltme, ülkemizi bölgesel ve küresel güç haline getirme gayesini taşımıyor. İnanç, kültür medeniyet köklerini yeniden ihya edeceğimiz bir adımdır. Gelin Türkiye Yüzyılı'nı geçtiğimiz 20 yılda hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma altyapısı üzerine inşa edelim. İri olarak, bir olarak, diri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak 2023'ü ülkemizin en büyük atılımı gerçekleştirelim. Sınırlarımıza saldıran, şehirlerimizi kana ve ateşe boyamaya çalışan terör örgütlerinden darbecilere karşı nice tehditle mücadele ettik. Teröristlerin ülkemizi yangın yerine çalıştığı günlerden, devletin tepelerine binen yumruğundan kaçacak delik arayacak hale gelmelerinin huzuru içindeyiz. Partimizi kapatma girişimlerine kadar varan bu tür yanlış girişimlerin artık akla bile gelmeyeceği demokratik olgunluk seviyesine ulaştık. Kifayetsiz siyasetçilerle de ulaştık. Türkiye'nin siyasi ve ekonomik bağımsızlığını hazmedemeyen emperyalistlerin farklı görünüm ve oyunlarıyla boğuştuk. Çifte standartları, gizli açık ambargoları fırsata dönüştürerek kendi göbeğimizi kesecek adımlarla her alanda gücümüze güç kattık. Engelleme çabalarının hepsinin üstesinden gelerek demokrasi ve kalkınma devrimlerimizi birer birer hayata geçirdik. Kökenine, inancına, meşrebine, siyasi ve sosyal tercihine bakmadan her bir vatandaşımızı layık olduğu haklara, özgürlüklere, refah düzeyine, gelecek güvencesine kavuşturmakta kararlıyız. Huzurun, gelişme ve kalkınma hamlelerinin engellenmesine asla rıza göstermeyeceğiz. Kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla, işçisi, memur, sanayicisi bizimle olduğu müddetçe Allah'ın izniyle bizi engelleyecek güç tanımıyoruz. Ülkemizin zenginliğini milletimizin her kesimiyle adil şekilde paylaşma ilkemizi, sosyal devlet ilkesiyle hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Geçmişte yakacak gıda gibi birkaç başlıkta destek alan ailelerimiz elektrikten, kiraya kadar geniş bir yelpazede devleti yanlarında bulmaktadır. Bu yaklaşım bize medeniyetimizin ve kültürümüzün mirasıdır. Elimizde fırsat varken yokluktan, yoksulluktan vurulan gönülleri tamir etmek bir insan ve müslüman olarak sahip olduğumuz hassasiyetin gereğidir. Biz sadece bu yaygın ve etkin yardım sistemiyle, sosyal destek sistemimizin mantığını da değiştirdik. Büyüğü ile annesiyle, çocuğuyla bütün olarak ailenin tamamını koruyacak, gözetecek, güçlendirecek çalışmalara ağırlık veriyoruz. Aileye yönelik hizmetlerimizi genişletmeye çalışan yeni bir adımın müjdesini paylaşmak istiyorum. Kadınlarımıza ve çocuklarımıza yönelik Aile Destek Merkezleri ve Sosyal Dayanışma Merkezleri var. Kadınlarımızı üretken hale getirmeyi, çocuklarımızın sağlıklı gelişim göstermeye dönük faaliyetler sürdürülüyor. Kadın ne kadar güçlü olursa tüm aileyi ayakta tutmakta başarılı olacaktır. TTB BAŞKANI İÇİN YARGI HAREKETE GEÇTİ Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yürüttüğü sınır ötesi harekâtlara iftira atan Tabipler Birliği Başkanı'yla ilgili yargı harekete geçmiştir. Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin değiştirilmesini sağlayacağız.

1 yıl önce

Avukatların yargılandığı DHKP-C davasında karar

İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesince Marmara Cezaevi'nin karşısındaki salonda yapılan duruşmada tutuklu sanıklar Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik, Oya Aslan, başka suçtan tutuklu Özgür Yılmaz ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Duruşmaya, HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan ve bazı yabancı ülke barolarından avukatlar da katıldı. Savunmalarının tamamlanmasının ardından sanıklara son sözleri soruldu. Daha sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Selçuk Kozağaçlı'yı "DHKP-C silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 12 yıl ve "örgüt propagandası yapmak" suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırarak tutukluluk halinin devamına karar verildi. Mahkeme heyeti, sanıklardan Oya Aslan'a "DHKP-C silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 10,5 yıl ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 6 yıl hapis cezası verdi.

1 yıl önce

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin BTK'nin kararını yargıya taşıyacaklarını söyledi

İstiklal Caddesi'nde meydana gelen teröe saldırısının ardından Türkiye'deki internet servis sağlayıcıları tarafından sosyal medya platformlarına erişimin kısıtlandı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından söz konusu sosyal medya platformlarına erişimde ülke genelinde "bant daraltılması" uygulamasına gidildiği kaydedildi. CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ise provokatif paylaşımların önüne geçilmek için alınan kararı yargıya taşıyacaklarını belirtti. 'SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ' Konuya ilişkin CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, saldırı nedeniyle sosyal medyanın anayasa ve yasalara aykırı olarak erişime kapatıldığı gerekçesiyle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı ve sorumlu diğer kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Tekin, "BTK, kendilerine verilen görevi yetkisi dışında kullanarak insanların temel hak ve özgürlüklerini ellerinden almışlardır. BTK İstiklal Caddesi'ndeki terörist saldırının ardından Twitter'a girişi kısıtladı. Ancak BTK Başkanı başsağlığı mesajını Twitter'dan yayımladı. İlgili kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu'nun "görevi kötüye kullanma", "bilişim sistemlerinin işleyişini engelleme" ve "haberleşmenin hukuka aykırı yollarla engellenmesi" suçlarını düzenleyen hükümleri uyarınca cezalandırılmalarını talep edeceğiz. Burası muz cumhuriyeti değil, Türkiye Cumhuriyeti. AK Parti'nin seçim ofisi gibi görev yapamazsınız. Herkes milletin haber alma hürriyetine saygı gösterecek. Bu uygulama açıkça sansürdür, hukuka ve kanuna aykırıdır." dedi.

1 yıl önce

CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun sağ kolu, İBB daire başkanı Yavuz Saltık terör örgütü PKK’ya yardım suçundan yargılanıyor

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuksuz sanık Yavuz Saltık ve avukatı hazır bulundu. Duruşmaya, CHP Milletvekili Turan Aydoğan ve bazı partililer izleyici olarak katıldı. Duruşmada savunma yapan sanık Yavuz Saltık, öncesinde, İBB'de Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı yaptığını belirterek, "Sosyal Hizmetler Başkanlığı dezavantajlı gruplara yardım eder. Pandemi sürecinde farklı inanç gruplarından, farklı meslek gruplarına yüzlerce insanla görüşme yaptım. İnsanlar bir koliye muhtaç durumdalar. Bu süreçte Erzurumlu olarak tanıdığım ve görüştüğüm bir kişi sonucu bana dava açıldı." ifadelerini kullandı. Böyle bir suçlamayla burada olmaktan dolayı hicap duyduğunu belirten Saltık, sosyal yardım kriterlerinde sabıka kaydı sorgulama gibi bir şeyin olmadığını, yardıma ihtiyacı olduğu tespit edilen kişiye, devletin parasının yüklendiği bir kartın verildiğini kaydetti. Saltık, sosyal inceleme yaparak, resmi kriterler çerçevesinde yardıma ihtiyacı olduğunu düşündükleri kişiye kart verdiklerini ifade ederek, "Bu kart yoksulluk sınırı altında olan kişilere verilirdi. Benim burada olma sebebim market kartı. Bu kartı vermekten sorumluyum. Benden önceki dönemde de, İBB kayıtlarında bu kartla kimin alışveriş yaptığı bellidir. Yoksullara hak temelli yardım yönetmeliği dışında hiçbir işlem yapmadım. İddianamede yer alan suçun benim aracılığımla nasıl işlendiğini göremedim." diye konuştu. Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) davasında yargılanan DİAYDER Başkanı Ekrem Baran ile görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine sanık Saltık, "Pandemi döneminde bize 1 milyona yakın kişi başvuru yaparak yardım talep etti. Erzurumlu bir dernek de başvuru yaptı. Ekrem Baran'la ilk kez orada karşılaştım, onun dışında hiçbir ilişkim yoktur. HTS kayıtlarından da bakılabilir." ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti, sanık Yavuz Saltık'ın hakkındaki adli kontrol tedbirinin devamına karar vererek, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, DİAYDER ile dernek yönetici ve üyelerinin terör örgütü PKK/KCK'nın amaç ve hedefleri doğrultusunda yürüttüğü faaliyetlerin deşifresi amacıyla 23 sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak veya bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan iddianame düzenlenerek dava açıldığı ifade edildi. İddianamede, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada tanık olarak dinlenilen İBB çalışanları Nilüfer Taşkın ile Yavuz Saltık hakkında sosyal yardım kartlarının dağıtılmasına yönelik tape kayıtlarındaki tespitler sebebiyle suç duyurusunda bulunulması üzerine soruşturma başlatıldığı aktarıldı. DİAYDER soruşturmasında İBB'den alınan ve bir perakende zincir markette kullanılmak üzere 150 liralık yardım kartlarının 20-25 adet olarak "Mele" diye tabir edilen kişilere verildiğinin belirlendiği anlatılan iddianamede, bu kartların örgütün kırsal alanında faaliyet yürüten ya da tutuklanarak cezaevine gönderilenlerin ailelerine teslim edildiği belirtildi. Sanığın yardım talebine gelen gruplar hakkında yeterince araştırma yapmadığı aktarılan iddianamede, bu nedenle Saltık'ın "örgüt üyesi olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

1 yıl önce

Almanya'da darbeciler terör örgütüne üyelikten yargılanacak

Almanya'da darbe yapıp mevcut devlet düzenini değiştirmek için hareket eden ve mevcut Alman hükümetini tanımayarak kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak tanımlayan grup üyeleri terör örgütüne üyelikten yargılanacak. Federal Başsavcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınanlar arasında, yargıç olarak görev yapan ve aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partili (AfD) eski milletvekili Birgit Malsack-Winkemann ile örgütün lideri olduğu düşünülen iş adamı Heinrich XIII Prens Reuss da bulunuyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonu olarak nitelendirilen ve 3 binden fazla güvenlik görevlisinin yer aldığı "şafak baskını"nda, sorgulananlar arasında Alman ordusunun özel kuvvetleri KSK personeli de dahil özel eğitimli muvazzaf ve eski askerler de yer alıyor. Savcılık iddianamesinden detaylar Savcılığın iddianamesinde zanlılar, "Almanya'daki mevcut devlet düzenini değiştirerek, ana hatlarıyla oluşturulmuş kendi hükümet düzenlerini getirmeyi kendine hedef edinmiş terör örgütüne mensup kişiler" olarak nitelendirildi. İddianamede, grup üyelerinin askeri araçlar kullanıp devlet yetkililerine şiddet uygulayarak gerçekleştirmeyi planladıkları eylemlere cinayet işlemenin de dahil olduğu belirtildi. Savcılık iddianamesinde ayrıca söz konusu grup üyelerinin, mevcut Almanya sınırlarını tanımadıkları ve ülkeyi sözde bir "derin devletin" yönettiğine inandıkları, iktidarın ele geçirilmesiyle oluşturulacak bir "askeri kolun" asıl hedefe ulaşana kadar düzenin sağlanmasında yer almasını planladıkları ifade edildi. Ayrıca grup üyelerinin bu geçiş döneminde bazı ölümlerin olabileceğini bildikleri ancak sistem değişikliğinde bunları gerekli olarak görüldükleri belirtildi. Grubun Kasım 2021'den itibaren darbe hazırlıklarına yoğunluk verdiği kaydedilen iddianamede, hazırlıklar içinde yönetim şeklinin planlanması, ekipman temini, atış eğitimi, yeni üye alımı gibi faaliyetlerin olduğu ifade edildi. İddianamede yeni kurulacak ve Heinrich XIII Prens Reuss'un yönetimdeki "Konsey"de kimlerin hangi pozisyonda olacağı da detaylı şekilde yer aldı. İddianamede ayrıca, dernek üyelerinin bireysel olarak küçük bir silahlı grupla Alman Federal Meclisine girmek için somut hazırlıklar yaptıklarına dair şüphelere de yer verildi. Mevcut Alman hükümetini tanımayarak kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak tanımlayan grup üyeleri terör örgütüne üyelikten yargılanacak. Reichsbürger nedir? Kendilerini Alman İmparatorluğu Vatandaşı (Reichsbürger) olarak gören ve iç istihbaratın 2021 raporuna göre, 21 binden fazla kişinin yer aldığı grubun yüzde 5'ini aşırı sağcılar oluşturuyor. 2 bin 100 üyesi şiddet kullanmaya hazır olan grubun Almanya'yı meşru bir devlet olarak tanımadığına yer verilen rapora göre, üyelerden bazıları monarşi altındaki Alman İmparatorluğu fikrine bağlıyken, bazıları da Nazi taraftarı. Bazı üyeler de Almanya'nın hala askeri işgal altında olduğuna inanıyor.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: İstinaf ve yargı onayladığı zaman İmamoğlu'nu görevden düşürebilirim

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CNN Türk ekranlarında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: KATAR'DA GÖREV YAPAN TÜRK POLİSLERİ Bizim Türkiye'deki maçlarda da görev olan arkadaşlarımızdan Katar'a gönderdik. Burada çok başarılı bir görev yaptılar. Zor maçlardan alınlarının akıyla çıktılar. Birçok ülkenin polisiyle bu görevi yapmak kolay değildi. Çok mutluyuz hem turnuvanın güvenliği Türkiye'ye geldi hem de başarılı olduk. Arkadaşlarımız şu an peyder pey dönüyorlar. İyi bir koordinasyon sağladık mutluyuz. İMAMOĞLU KARARI Davayla ilgili şunu söylemeliyim, İmamoğlu seçildikten sonra Avrupa'ya Türkiye'yi şikayete gitti. Ben de Türkiye'nin Avrupa'da şikayet edilmesinin doğru olmadığını söyledim. Ben şunu diyorum hangi siyasi parti olursa olsun dünyaya gittiği zaman Türkiye'yi şikayet etmemeli. Bu meseleleri kendi içimizde halletmeliyiz. Türkiye'yi Avrupa'da demokrasi ile hukuk ile şikayet ederek suçlayıcı bir dil kullanılıyor. Ben de konuşmamın birinde, 'Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet eden ahmak.' dedim. Bunun ardından bana kendisi daha sonra cevap veriyor. Benim sözüm kafasında kalmış olmalı ki daha sonra, 'Asıl seçimi iptal edenler ahmaktır.' dedi. Ben İçişleri Bakanı'yım seçimi ben iptal etmedim ki. 91 seçimlerinden seçim kurulu üyesiydim. Seçim kurullarının işleyişini bilirim. Bir hukukçu değilim ama onlar kadar bilirim çünkü siyasetçiyim. Seçim iptal etme şikayetle Yüksek Seçim kurulu tarafından yapılır. "ELEŞTİREBİLİRSİNİZ AMA HAKARET EDEMEZSİNİZ" Seçim kurulu bu kararı vermiş ve siz onlara ahmak diyorsunuz. Siz yargının önemli kurumlarını eleştirebilirsiniz ama hakaret edemezsiniz. Genel itibarı ile dava açıldı, bir kamu davası. Davanın ardından onlar 'Bu sözü biz Süleyman Soylu'ya hitaben söyledik.' denildi. Eğer ben söylediysem, 13 Mayıs 2022'de bana hakaret davası açılıyor. Neden yargılamanın gidişatını değiştirmek için. Ben o davanın tarafı değilim, şikayetçisi bile değilim. İptal için bir müracaatçı bile değildim. Ben daha sonra bana hakaretten bir dava açtım kendisine. olay 4 Kasım 2019'da meydana geliyor ama karşı taraf bana hakaret davasını 13 mayıs 2022'de açıyorlar. Onlar benimle ilgili olsa da olmasa da tüm her şeyin benimle ilgili olduğunu söylüyorlar. Böyle bir mitleri var. Yargı için bu karar pozitif hukuk açısından doğru bir karar. Dikkat edilmesi gereken böyle bir mahkeme görülüyor ve bu suçun kanunen karşılığı var. Kanundaki kural kişiye özgü değiştirilmiş bir kural değil. Anayasa çok açık bir biçimde yargıya müdahale edilemeyeceğinin altını çiziyor. Bu benim içinde geçerli, Adalet Bakanı için de geçerli. Baskı unsuru olarak kullanılamaz. Siz bir mahkeme görülürken mahkeme etrafının miting alanı gibi doldurulduğunu resimlerle süslendiğinizi gözdünüz mü? "SİZ MAHKEMENİN HAKİMLERİNİ, SAVCILARINI AŞAĞILAYAMAZSINIZ" Şimdi resmen bu mahkemenin başından beri hukuk ihlal edilmektedir. Bir çok mahkeme kararı eleştirilebilir, biz de eleştiriyoruz ancak hakaret edemezsiniz. Siyaseten bu doğru mu? Yanlıştır. 'Ben işime gelince böyle yaparım, işime gelmeyince yapmam' demek hukuka hakarettir. Siz mahkemenin hakimlerini savcılarını aşağılayamazsınız. Mahkemenin etrafına bu zamana kadar kim baskı kurdu, kurabildi. SİYASİ SONUÇLARLA İLGİLENEN YARGI BU ÜLKEDE NEREYE GİDEBİLİR? Savcı talep etmiş, hakim yargılama yapmış tartışılan bu olabilir mi, olamaz mı? Siyasi sonuçlarla ilgilenen yargı bu ülkede nereye gidebilir? HDP kapatılsın mı tartışmasında da, dağa giden ve teslim olan teröristlerin yüzde 34'u HDP binasından dağa kaçtığını söylüyor. İşlerine gelince hukuk devleti işlerine gelmedi mi hukuk devleti değil. İspanya'da siyasi parti kapatıldı aynı tartışmalar orada yaşanmadı. Ben bu davanın izleyicisiyim. Türkiye'de bilirkişi meselesi sıkıntılı bir durumdur. Benim alanım değil ama Türkiye'de bilirkişi meselesinin ele alınması gerekmektedir. Kimse savcıyla konuştuk diyerek bilgi alma kabiliyetine sahip değil. Bu açıklamalar sübjektif açıklamalardır. Hakim ve savcılar bu konuda değerlendirme ortaya koymaz. Bunların hepsi davayla ilgili kendi haklılıklarını ortaya koymak için verilen ifadelerdir. Hukuku alaşağı ettiğiniz zaman, yarın her şeyle karşılaşabilirsiniz. İBB'YE KAYYUM ATANACAK MI? Şimdi, bir düzeltme yapalım. Mahkeme bir bilirkişi atamadı, özel mütalaa olarak verildi. Bilirkişi yok. Ama genelde böyle mütalaalar alınır. Bizim anayasamızda, İçişleri Bakanına yetki veriyor. Eğer bir kişi görev suçu dolayısıyla kovuşturmaya tabii tutuluyorsa, İçişleri, görevden alma hakkına sahiptir. Kanunun bunu ikiye ayırmış; bir terör, iki görevden kaynaklanan sebep. Örneğin ihaleye fesat karıştırma gibi bir soruşturma ve kovuşturman çerçevesinde burada İçişleri Bakanı yetkili oluyor. Tüm bunların tamamın kamu hakkını korumak için verilmiş yetkidir. ikinci olarak eğer bir teröre karışma durumu varsa mahkeme soruşturmayı açtığı andan itibaren Bakanlık, kayyum atama yetkisine sahiptir. Burada bu dava ile ilgili terörle ilgili herhangi bir süreç söz konusu değil, kayyum atanmaz. Görevden almada hukuk açısından değerlendirilebilir. Ancak benim görevden alma yetkim yok, bu konuda kanun böyle söylüyor. Başka bir suç işleseydi de benim görevden alma yetkim yok. İstinaf onaylarsa yargı onayladıktan da sonra bir süreç daha var. Orada benim görevden alma hakkım yok ancak görevinden düşürebilirim. Ancak bu da Danıştay'ın kararı geldikten sonra olabilir. Bu bir devlet, burada kurallar ve teamüller var. Açığa aldıklarımız var, yargı onayladıktan sonra. Ama belediye başkanlığı düşmez. Açığa almak ayrıdır, görevden düşürmek ayrı. Ceza alırsa kamu görevini yapamaz. Karar verilirse bu göreve 10 gün içerisinde valilik tarafından biri atanır, daha sonra seçime gidilir. Ancak süreç açıktır, itiraz etme yetkilerine sahiptir. Kanun çerçevesinde yetkilerim var ve bunları kullanırım. Ben Türkiye'de İçişleri Bakanı olarak hükümetimizin aldığı kararları ve parti politikalarımızı hayata geçirmekle yükümlüyüm. Terörle mücadele etmeliyim. Şu anda Mardin'e 3 milyon turist geldi, Oteller yapılıyor, Hakkari'den Tıp fakültelerini kazanan öğrencilerimiz var. Terörle mücadele böyle bir şeydir. Burada bir üst bölgesi yapacağız dediğimiz anda herkesin kafası karıncalanıyordu. Artık böyle bir şey yok. Terörü kaynağında yok edeceksiniz sözü Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sözü, biz bunu yapıyoruz. Bir mücadele yapılıyor ve bunu tüm kurumlar olarak uyumlu olarak yapıyoruz. Ayrıntılar geliyor…

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 12 13