18 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Kripto para piyasalarında sert düşüş: Kayıp 1 trilyon dolara yaklaştı

Kripto paralarda, Çin'in yerel finansal kurumlarının ve ödeme sistemlerinin kripto para hizmet vermesini yasaklamasıyla ivme kazanan düşüş devam ediyor. Kripto para birimleri arasında yatırımcılar tarafından en çok tercih edilen Bitcoin'de değer kaybı bir günde yüzde 20'yi geçerken, fiyatı ocak sonundan bu yana kaydedilen en düşük seviye olan 30 bin dolara kadar geriledi. Bitcoin'in fiyatı nisanda 65 bin seviyelerini görmüştü. Bir diğer kripto para birimi Ethereum ise yüzde 28 civarında düşüş gösterirken, fiyatı 1,850 dolar seviyelerine kadar indi. Böylece, Bitcoin ve Ethereum'da Mart 2020'den bu yana kaydedilen en büyük günlük düşüş yaşandı. Kripto para piyasasındaki kayıp 1 trilyon dolara yaklaştı Diğer kripto para birimlerinden Litecoin de bir günde yüzde 30'u aşkın değer kaybederken, Dogecoin yüzde 25'in üzerinde düşüş gösterdi. Bitcoin'deki değer kaybı son 7 günde yüzde 34'ü, Ethereum'daki düşüş ise yüzde 41'i buldu. Kripto para birimlerindeki sert değer kayıplarının ardından, kripto para piyasasındaki kayıp 1 trilyon dolara yaklaştı. Öte yandan, yaşanan yoğunluk nedeniyle Ethereum ve ETC20 para çekişlerini geçici olarak durduran kripto para borsası Binance, bu işlemlere yeniden başladığını duyurdu. Çin, kripto para işlemlerine yasak getirmişti Çin, dün finans kurumlarının ve ödeme sistemlerinin kripto para birimleri üzerinden hizmet vermesini yasakladığını duyurmuştu. Çin’deki Ulusal İnternet Finansman Birliği, Bankacılık Birliği, Ödeme ve Takas Platformu tarafından yapılan ortak yazılı açıklamada, 'Son dönemde kripto para birimleri çok sert şekilde yükselirken ve düşerken, spekülatif kripto işlemleri artış gösterdi. Bu, insanların varlık güvenliklerini ihlal ediyor, ekonomik ve finansal düzeni ciddi şekilde aksatıyor" ifadeleri yer almıştı. Bitcoin'deki düşüşte şubat ayında 1,5 milyar dolar değerinde Bitcoin aldığını açıklayan ve mart ayı itibarıyla Bitcoin ile ödemeleri kabul etmeye başlayan ABD’li otomotiv ve teknoloji şirketi Tesla'nın kurucusu ve üst yöneticisi Elon Musk'ın çevresel endişeleri gerekçe göstererek araç satışlarında Bitcoin ile ödemeyi askıya alması da etkili olmuştu.

2 yıl önce

Azerbaycan, Ermenistan'ın sınırda çatışma yaşandığına ilişkin açıklamasını yalanladı

Azerbaycan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Ermenistan Savunma Bakanlığının Azerbaycan askerlerinin sınırda Ermenistan askerlerine ateş açtığı yönünde asılsız iddiada bulunduğu ifade edildi. Bugün öğle saatlerinde Ermenistan ordusuna ait personel dolu yedi kamyonun sınıra yaklaşmasının Azerbaycan askerleri tarafından uyarılarak önlendiği bildirilen açıklamada, "Birimlerimizin karşı tarafa ateş açmadığını kesin olarak belirtiyoruz" sözleri kullanıldı. Azerbaycan askerlerinin ateşi sonucu öldüğü iddia edilen Ermenistan askerinin kaza sonucu yaşamını yitirdiği, olayın Azerbaycan tarafıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığı kaydedildi. Azerbaycan tarafının bu konuda Rus tarafı ile sürekli temas halinde olduğu ifade edildi.

2 yıl önce

Türkiye'den İsrail'e tepki: Yasa dışı uygulamaları reddediyoruz

Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşim faaliyetlerine tepki gösterdi. Bakanlıktan konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, İsrail makamlarınca, işgal altındaki Batı Şeria'da yer alan Ramallah kenti yakınındaki Beyt El yasa dışı yerleşim bölgesinde 350 konuttan oluşan projenin temel atma töreninin gerçekleştirildiğinin öğrenildiği bildirildi. Gazze'de yaşanan acıların tazeliğini koruduğu bir dönemde bu tür tahriklerin sürdürülmesinin, İsrail makamlarının yaşanan olaylardan hiçbir ders çıkarmadığını gösterdiğinin belirtildiği açıklamada, şunlar kaydedildi: "İsrail'in söz konusu yasa dışı uygulamalarını reddediyoruz. İsrail'in uluslararası hukukun ihlalini teşkil eden politika ve uygulamalarından dolayı sorumlu tutulmasının önemini bir kez daha vurguluyoruz." İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'da yer alan Ramallah kenti yakınlarındaki yasa dışı Beyt El Yahudi yerleşim bölgesinde 350 konuttan oluşan projenin temel atma törenini gerçekleştirmişti.

2 yıl önce

AK Parti’nin anayasa taslağının detayları belli oldu

AK Parti’nin üzerinde çalıştığı 128 maddelik 'yeni anayasa' çalışmaları hız kazanırken, detaylar da ortaya çıkmaya başladı. AK Parti kurmayları ve Anayasa Bilim Kurulu’nun değerlendirmelerinin devam ettiği anayasa çalışmasıyla, bakanlarla Meclis’in ilişkisi güçlendiriliyor. Buna göre, bakanların Meclis’te milletvekillerinin sorularını yüz yüze cevap vermeye başlayabileceği belirtiliyor. Çalışmanın, AK Partili kurmaylarla yapılan değerlendirmelerin sonlanmasının ardından MHP’ye götürülmesi ve ortak bir metin oluşturulması amaçlanıyor. Hürriyet'ten Gizem Karakış'ın haberine göre, 128 maddelik yeni anayasa taslak çalışması ABD, Latin Amerika, Almanya, Hollanda gibi birçok ülkenin anayasasının incelenmesinin ardından oluşturuldu. Bilim Kurulu çalışıyor Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin esas alındığı taslak çalışmayla, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk devleti olduğunun bir kez daha vurgulanması, insan haklarının anayasayla daha da güvence altına alınması planlanıyor. Anayasa, hukuk, bilim, ekonomi alanında uzman ve akademisyenlerden oluşan 10 kişilik ekibin yer aldığı Bilim Kurulu ve AK Parti kurmaylarıyla değerlendirilen taslak çalışmanın, 'Başlangıç', 'Temel Esaslar', 'İnsan Hakları' , 'Yasama-Yürütme-Yargı' gibi bölümlerden oluştuğu öğrenildi. Taslak çalışmayla Anayasa’nın ilk 4 maddesinin korunması planlanıyor. Kanun ve kararname arasında zaman zaman gündeme gelen bazı belirsizliklerin de bu çalışma ile son bulacağı belirtiliyor. AK Parti, çalışmasını MHP ile paylaşarak ortak bir metin ortaya çıkartmayı hedefliyor. AK Parti ve MHP’nin ortak bir metin için ortak bir komisyon kurulmasının da gündeme gelebileceği kaydedildi.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Hayvan hakları yasası Meclis'ten geçecek

AK Partili Çelik’in açıklamalarından satır başları şu şekilde: Marmara Denizi ile ilgili ortaya çıkan müsilaj konusu ile Çevre ve Şehircilik Bakanımız çalıştay düzenledi. Hepimiz bu konuyla yakından ilgiliyiz. Son derece tedirgin edici bir tablo. Eylem planı her açıdan güçlü bir şekilde takip edilecek ve gerekleri yerine getirilecek. Deniz salyası sorununun kendi kaderimiz olan tabiatı bütün bu tehlikelerden korumak için ciddi bir uyarı olarak ele alınması gerektiğini değerlendiriyoruz. Biyolojik arıtma tesisi yapmanın ne kadar önemli olduğu, temel atmama töreni düzenlenmesinin ne kadar yanlış bir iş olduğu ortaya çıktı. 3 yılda tamamlanacak bir eylem planıdır. Arkadaşlarımız Meclis'te de takip edecekler. Önergeler verilecek. Gündemimizde kalmaya devam edecek. Arkadaşlarımız Meclis'te de takip edecekler. Önergeler verilecek. Gündemimizde kalmaya devam edecek. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu çerçeve bundan sonra partimiz için talimattır. Millet Bahçeleri projelerini çok yakından takip ediyoruz. Çevre siyaseti en önemli başlıklarımızdan birini oluşturuyor. Atık Getirme Merkezleri de hayata geçmiş oldu. 46 ilimizde 80 millet bahçesi de şu anda yapım aşamasındadır. Yaptığımız en önemli işlerden biri doğal gazın yaygınlaştırılmasıdır. Geniş kapsamlı ağaçlandırma faaliyetleri sürdürülüyor. DOĞAL GAZ MÜJDESİ Karadeniz'de ortaya çıkan doğal gaz müjdesi Türkiye'nin enerji tedarikinde oyun değiştirici aktör olarak yükselişini ortaya koydu. Deniz tabanında doğal gaz üretim tesisleri kurulacak, karada işleyip kullanıma hazır hale getirilecek tesisler kurulacak. Türkiye bu tarihi keşfi gerçekleştirirken bile siyasetçi sıfatı taşıyan birinin rahatsızlık duyduğunu görüyoruz. Allah herkese Türkiye'nin başarıları ile sevinmeyi nasip etsin. Bunun bir nasip meselesi olduğu da görülüyor. İnşallah bu başarılar daha çok artacak, milletimizin geleceği daha da güçlenecek. Pençe Şimşek ve Pençe Kartal operasyonları ile Eren operasyonları güçlü bir şekilde sürüyor. Biz bütün mücadeleyi kendi milli güvenliğimiz için gerçekleştiriyoruz. Dünyanın en meşru mücadelesini veriyoruz. Asker, polis görevlilerimize , jandarmamıza saldırdığı gibi vatandaşlarımıza saldırıyor. Maalesef karşımızda içerde çok güçlü, içerde bunun tercümanları olan psikolojik harp unsurları çıkıyor. Montajlı fotoğraflarla Türkiye'nin sivillere karşı eylemi var gibisinden bir yaklaşım sergiliyorlar. Bunu yapanlar Türkiye ile Irak arasındaki ilişkinin bozulmasını arzulayanlardır. Mülteci konusu insanlığın gündemini oluşturmaya devam ediyor. En son Yunanistan'da mültecileri caydırmak için yüksek ses çıkaran bariyerler gündeme alındı. Yunanistan sınırlarına mülteci gelmesin diye yapıyor. Ses bombaları insanların sağlığı üzerinde etki bırakan bir çeşit silah. Benzer şekilde kötü bir eylem Danimarka'dan geldi. Sığınmacıların başvurularını değerlendirirken onları ülke sınırları dışına çıkarabilecekleri bir yasa çıkardı. AB'den yapılan açıklama Avrupa değerlerine uygun mücadele verilmelidir. YUNANİSTAN'A TEPKİ Yunanistan sınırlarına mülteci gelmesin diye yapıyor. Ses bombaları insanların sağlığı üzerinde etki bırakan bir çeşit silah. Benzer şekilde kötü bir eylem Danimarka'dan geldi. Sığınmacıların başvurularını değerlendirirken onları ülke sınırları dışına çıkarabilecekleri bir yasa çıkardı. AB'den yapılan açıklama Avrupa değerlerine uygun mücadele verilmelidir. İhlaller karşısında hiç bir iş yapılmıyor. Avrupa demokrasileri Akdeniz'e gömülüyor. AHMET ŞIK'IN 'KATİL DEVLET' SÖZLERİ Milletvekili sıfatı taşıyan birinin devlet katildir demesi, biz bu üslubu nereden biliyoruz. Silahlı terör örgütleri tarafından kullanılan bir üslup. Böyle düşünüyorsa TBMM'de ne işi var? Böylesi bir iki yüzlülük kabule dilebilir bir şey değil. Bir devlete katil demek o devletin millet tarafından verilmiş meşruiyetine saldırıdır. Bu yapılan iş herhangi bir eleştiri değildir. Zaten hakkında soruşturma açılmış. Eğer doğruysa buna tepki verilmiyor muhalefetten dediniz, muhalefetten bazılarının da arkadaşımızdır diye sahiplenmesidir. HDP İDDİANAMESİ Eksikler var diye iade edilmişti. Zannediyorum eksiklerin tamamlanmasıyla başlayan süreç. Belde seçimi ortada seçim olmadığı için seçimin olmasıyla öne çıktı. Bir aday cumhur ittifakının adayı olarak girdi. Biz bu meselenin bazı partiler tarafından neden büyütüldüğünü merakla izledik. Biz bu beldede seçimi kazanacağız, oradan da iktidara yürüyeceğiz politikası yapanların aldığı oy ortada. Hala niye erken seçim istiyorsunuz diye. Seçimler zamanında yapılacak. Tüm dünyanın kınadığı İsrail zulmü her yerde kınanıyor. Türkiye devletini benzeştirmek olabilecek en gayri ahlaki yaklaşımlardan bir tanesidir. Parti yönetimlerinin bunu değerlendirmesi lazım. bir vekiliniz çıkıp da Türkiye cumhuriyeti seri katil diyen birine sahip çıktığında ne diyeceksiniz. Milletin meşruiyet verdiği kurumlara bu şekilde saldıracaksınız, o kurumlarda da görev yapacaksınız. Hiçbir devlet buna tahammül etmez. Gitsin o Filistinli çocukların annelerine babalarına sorsun. Onların yanında Türkiye ile böyle sözler söylesin. Bu sözleri reddedeceklerdir. Utanmadan böyle bir söz söylenebilir mi? En şiddetli biçimde lanet ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti meşru bir devlettir. Kurtuluş savaşından bugüne ölümden kaçanların sığındığı bir devlettir. Lafın nereye gittiğine dikkat etsinler. Muhalefet eleştiri yapacak. Eleştiri başka bir şey, sistematik düşmanlık başka bir şey. Terör örgütlerinden duymadığımız lafları bunlardan duyuyoruz. HAYVAN HAKLARI YASASI NE ZAMAN ÇIKACAK? Bu MYK'da son kez görüşüyoruz Hayvan Hakları Yasası'nı. Geçen sefer sunum yapıldıktan sonra cumhurbaşkanımız, arkadaşlarımızın değerlendirmeleri oldu. Cumhurbaşkanımız o konuların çalışılıp getirilmesini istemişti. Bu dönem, Meclis kapanmadan bu yasa hayata geçecek. Cumhurbaşkanımızın kesin talimatı budur. Bu konudaki haberleri duydukça içimiz eziliyor. Her biri birer candır. Canlara yapılacak eziyeti azaltmak açısından bu yasanın işe yarayacağını düşünüyoruz. İSRAİL SEÇİMLERİ Biz başka bir devletin iç siyasetinde şu gelirse iyi olur, bu gelirse iyi olur diyecek değiliz. Ama şunu biliyoruz Netenyahu dönemi kötü bir dönem. Şiddetin artması bakımından kötü bir dönem. Şiddet eylemleri herkesin geleceğine, barış ortamının oluşması için çalışmalara zarar veriyor. Biz ilkesel bakıyoruz. Umarız ki yeni hükümet döneminde daha sağduyulu bir yaklaşım ortaya çıkar. ERDOĞAN'IN BİDEN İLE GÖRÜŞMESİ İki liderin ilk yüz yüze görüşmesi olacak. Irak dosyası Obama tarafından Biden'a verilmişti. Birbirlerini tanıyorlar. Büyük bir ajandaya sahibiz. Bu büyük ajandanın içinde maalesef olumsuz sayfalar var. En son sözde Ermeni soykırımının tanınması şeklinde sayfa eklendi. PYD terör örgütüne ABD tarafından verilen destekler, FETÖ'nün himaye edilmesi gibi sorunlar var. Müttefikimizle aramızdaki sorunları çözmek istiyoruz. Cumhurbaşkanımız Başbakan olduğunda Bush başkandı. Kendi hükümetlerimizin ve partimizin ABD ile ilişkiler bakımından tecrübesi var. Bunun daha olumlu yönlerde sonuç doğurmasını bekliyoruz. Türkiye'nin yaklaşımı olumsuz sayfaları kaldırmak yönündedir. MISIR'LA İLİŞKİLER Mısır'la çok köklü ilişkilerimiz var. Arada kopukluk söz konusu olmasına rağmen istihbarat teşkilatlarımız görüşmelerini sürdürdü. Dışişleri Bakan Yardımcısı düzeyinde bir heyet gitti, görüştüler. Dışişleri Bakanları arasında telefon görüşmesi oldu ama bildiğim kadarıyla yüz yüze görüşme olmadı. Bundan sonra da karşılıklı görüşmelerle somut konularda yoğunlaşabileceğimiz adımlar atılacak.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan hayvan hakları talimatı: Meclis kapanmadan yasayı çıkarın

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında önceki gün yapılan MYK toplantısında uzun süredir üzerinde çalışılan Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılacak değişiklik masaya yatırıldı. AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın sunum yaptığı konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Meclis kapanmadan bu kanunu çıkarın” talimatını verdiği öğrenildi. Son şekli verilecek düzenlemenin, TBMM gündemine getirilmesi planlanıyor. SUÇLAR CEZA KANUNU’NA Hazırlanan düzenlemeyle, hayvanlar artık “mal” gibi değil canlı olarak değerlendirilecek. Öldürme ve işkence gibi eylemler suç sayılacak ve bu suçlar Ceza Kanunu’na girecek. Söz konusu kanunun asli yürütücüsü de Tarım ve Orman Bakanlığı olacak. Belediyelere de önemli görevler verilecek. Taslağa göre, hayvanlara barınak yapılması ve kısırlaştırılması için belediyeler bütçelerinden zorunlu para ayıracak. Bakanlığın, sokak hayvanlarının beslenmesi için belirleyeceği yerlere belediyeler barınak yapacak. “CEZALAR ERTELENMESİN” Toplantıda, hayvana karşı işlenen suçlarla ilgili verilen cezaların ‘erteleme’ olmaksızın uygulanmasının da gündeme geldiği öğrenildi. Ancak bunun infaz kanununda yapılacak bir değişiklikle yapılabileceği belirtiliyor. Daha önce toplumdaki cezasızlık algısını ortadan kaldırmak için kişinin aldığı ceza uyarınca belirli süre cezaevinde kalmasını öngören düzenlemeden vazgeçilmişti. Mevcut sistemde 18 ayın altında ceza alan biri cezaevine hiç girmiyor. Önümüzdeki süreçte bu konuda getirilebilecek bir düzenleme, hayvana karşı işlenen suçları da kapsayacak. Pitbull’lar parka giremeyecek Tehlikeli ırkların alımı ve satımı yasak olacak. Ellerinde bu ırklardan olanlar kısırlaştırmak şartıyla bakmaya devam edebilecek. Bu ırkları sattığı tespit edilen kişilere çok ağır para cezası öngörülüyor. Ayrıca bu hayvanlar, tasmasız ve ağzı açık bir şekilde gezdirilemeyecek. Özellikle park gibi çocukların yoğun olduğu yerlere girmesi de yasak olacak. Buna ilişkin de düzenlemeyle ayrı ayrı para cezası getiriliyor. Cezai işlemleri hayvan polisleri kesecek. Hayvanı canice öldürene 4 yıl Düzenlemeyle, savcıya, hayvana eziyet, işkence gibi suçlarda resen soruşturma açabilme yetkisi de getirilmesi planlanıyor. Taslakta, öngörülen bazı suçlar ve hapis cezaları şöyle: Hayvanlara işkence ederek öldürenlere 6 aydan 4 yıla, hayvanlarla cinsel ilişkide bulunanlara ve eziyet edenlere 6 aydan 3 yıla, cinsi tükenen ve kasten bir canlının cinsini tüketene 2 yıldan 5 yıla, hayvan dövüştürenlere ise 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Kıbrıs'ta bir anlaşma olacaksa mutlaka yan yana yaşayan iki devletin egemenlik hakları temelinde bir anlaşma olabilir

Elazığ'daki temaslarını sürdüren Tatar, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş'ı ziyaret etti. Daha sonra Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen "Geçmişten Günümüze Kıbrıs Türk'ünün Mücadelesi" konferansına katılan Tatar, yaptığı konuşmada, Elazığ'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Tatar, Kıbrıs'ın tarihine bakıldığında yaşananların hafızalardan ve yüreklerden silinemeyeceğini belirterek, çocukluk yıllarında yaşadığı anıların ruhuna işlediğini, o duygusallıkla büyüdüğünü ifade etti. Lefkoşa'da binbaşı olarak görev yaptığı 24 Aralık 1963'te Rum çetelerin saldırısı sonucu eşi ve üç çocuğu şehit olan emekli tabip Tuğgerenel Nihat İlhan'a değinen Tatar, Kıbrıs'a gittiğinde kendisi ile bir görüşme fırsatı bulduğunu söyledi. Tatar, görüştüklerinde duygusal anlar yaşadıklarını anlatarak, "Elazığ'a gitmek isterim.' dedim ama salgından dolayı ziyaretim biraz gecikti. Allah nasip etti. Cumhurbaşkanı olarak geldim. Dolayısı ile bu duygularla sizlere sesleniyorum. Buradan bütün Türkiye'ye, dünyaya o mesajı veriyorum. Kıbrıs'ta bir mücadele vardır. Bu mücadelenin şehitleri vardır. Bu mücadele hala devam etmektedir. Sayın Valimizin dediği gibi tarihimizi unutmayacağız. Çünkü bunu unutursak gelecekte nerede olacağımızı bilemeyiz." diye konuştu. Kıbrıs'ın tarihinin iyi bilinmesi gerektiğini vurgulayan Tatar, toplantılarda sürekli olarak muhataplara Kıbrıs'ta yaşananların kendileri için ne kadar önemli olduğunu aktardığını belirtti. Tatar, "Kıbrıs'ta bir anlaşma olacaksa mutlaka yan yana yaşayan iki devletin egemenlik hakları temelinde bir anlaşma olabilir. Gerçekten Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Elazığ arasında böyle yoğun duygu var. Bu bağların daha da güçlendirilmesi, münasebetlerimizin artması Tuğgeneral İlhan'ın da hep özlemi olmuştur. Bundan sonra da onun hedeflerini, düşüncelerini hayata geçirmek bizlerin görevi. Mücadele insanı ve bu kahramanı bir kez daha yad ediyorum. Ruhu şad olsun diyorum." ifadelerini kullandı. "KIBRISLI TÜRK HALKI HER ZAMAN TÜRKİYE'Yİ YANINDA BULMUŞTUR" 1963'ün aralık ayında Kıbrıslı Türklerin hafızasından asla silinmeyecek acı olaylar yaşandığını anımsatan Tatar, silahsız ve sivil insanlara yönelik yapılan bu hareketlerin hiçbir zaman açıklanamayacağını bildirdi. "Bu saldırılara dünyanın tamamı seyirci kalmıştır. O zaman Birleşmiş Milletler neredeydi?. İngiltere, garantör ülke, neredeydi? İngiltere'nin Kıbrıs'ta üsleri de vardı. Tamamı bize yapılan bu hareketlere seyirci kalmıştı. O zaman bir hayli insanımız göç etmişti. İnsanlar göç etmek zorunda kaldı. 1960 anlaşması Kıbrıs tarihinde en önemli anlaşmalarından biri." diyen Tatar, o dönem esas hedefin Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması olduğunu ifade etti. TATAR, SÖZLERİNİ ŞÖYLE SÜRDÜRDÜ: "Yüzlerce insanımızın katledilişi, şehitlerimiz, Kıbrıs'taki Türk halkının 103 köyden kovulması, 103 köyün yakılıp, yıkılması, Kıbrıs'ta Türk halkının büyük ölçüde göçmen olması, çadırlarda hayatlarını sürdürmesi ve bu arada tabi Türkiye ile temaslarımız. Türkiye acaba garantör ülke olarak ne zaman gelebilecek? Benim çocukluğum bu duygularla geçti. Değerli kardeşlerim Allah nasip etti, bu konuşmaları yapıyorum ama neticede geçmişi unutmak mümkün değil. Çünkü bütün davamızın, mücadelemizin altyapısı oradan başlar. O yıllarda her bölgede mücadele veren Kıbrıslı Türk halkı her zaman Türkiye'yi yanında bulmuştur. Türkiye'den gelen her türlü yardım ve katkı ile ayakta durabildik." "TÜRKİYE'NİN DESTEĞİYLE DEVLETİMİZİ GÜÇLENDİRMEYE DEVAM ETTİK" 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı ile o günden bu yana Kıbrıs Türk'ünün bağımsızlık, özgürlük ve hürriyet içinde yaşamaya devam ettiğini dile getiren Tatar, kendileri için hayatın yeniden başladığını söyledi. Şehitleri bir kez daha rahmetle andığını dile getiren Tatar, "Çünkü bu mücadele kolay olmamıştır. Büyük bedeller ödenmiştir ve 1974'ten sonra bir rahatlık gelmiştir. Kıbrıslı Türkler olarak Türkiye'nin desteğiyle devletimizi güçlendirmeye devam ettik. Neticede Türkiye 1974'te Kıbrıs'a barışı getirmiştir. Barış hala sürmektedir. Şimdi bazı muhalifler 'Kıbrıs'ta barış istiyoruz' dediklerinde kendilerine 'Barış budur' diyoruz. Çünkü 1974'ten sonra Kıbrıs'ta hiç kan dökülmemiştir. Kıbrıs'ın tarihinde bu kadar güvenlik içerisinde yaşanmış bir dönem hemen hemen yoktur." şeklinde konuştu. Ersin Tatar, şunları kaydetti: "Bu yıl 20 Temmuz'da bunun 47'nci yıl dönümünü kutlayacağız. O gün de Kurban Bayramının ilk günüdür. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o gün büyük bir heyetle Kıbrıs'a gelecektir. Büyük bir tören olacaktır. Çünkü iki bayramı aynı anda kutlayacağız. Allah rast getirdi. Dolayısıyla 1974'ten 47 yıl sonra Kıbrıs'ta barış devam etmektedir. Çeşitli müzakere süreçleri, çeşitli toplantılar, gitmeler gelmeler, Sayın Rauf Denktaş'ın uzun yıllar verdiği mücadele hep bunları biliyoruz ama netice itibarıyla bizim kavgamız, mücadelemiz egemenlik mücadelesidir. Şu anda Türkiye'nin tam desteği ile yürüttüğümüz politikanın çok değerli, çok anlamlı olduğunu bir kez daha buradan paylaşmak istiyorum. Her zaman Türkiye ile var olduk, Türkiye'nin desteği ile buralara kadar gelebildik. Türkiye ile iş birliğimizin en iyi şekilde sürdürülmesi için ne gerekirse onun yapılması gerekiyor. Kıbrıs Türkleri ile Türkiye'nin beraber yürüttüğü bu davanın bu şekilde sürdürülmesi bizim ulusal çıkarımız, ulusal haysiyetimiz, onurumuzdur. Bu mücadeleyi bu şekilde sürdürmemiz lazım. Sizlerden istediğimiz, bağlarımızın daha güçlenmesi için var gücümüzle, bütün tecrübelerimizle Kıbrıs ile olan teması arttırmak. Kıbrıs- Türkiye birlikteliğimizin, gönül bağımızın, gönül birliğimizin, kader bağımızın daha da pekişmesiyle, güçlü bir millet, güçlü bir ülke ve Doğu Akdeniz'de daha da güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti..." Konuşmaların ardından KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Göktaş tarafından "fahri doktora" unvanı verildi. Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları da Tatar'a "fahri hemşehrilik beratı" verdi. Konferansa, Vali Erkaya Yırık, AK Parti milletvekilleri Metin Bulut, Sermin Balık, Zülfü Demirbağ, Emniyet Müdürü Celal Sel, AK Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, MHP İl Başkanı Semih Işıkver, Kıbrıs gazileri ve akademisyenler katıldı.

2 yıl önce

“Psikolojik savaş yaşanıyor”

“Algı operasyonları yetmedi şimdi devreye psikolojik savaş unsurlarını soktular. Önce bir yalan haber ortaya atıyorlar. Sonra daha büyük bir yalan haber atıyorlar. “AKP’li kaynaklardan aldığımız bilgiye göre” diye bir şey ekliyorlar. Sosyal medyada TT yapıyorlar, TV programlarında saatlerce tartışıyorlar. Sonra o haber yalan çıkıyor. Ama dünyanın en doğru haberlerini vermişler gibi yeni bir yalan haberin daha peşine düşüyorlar.” diyen Selvi, “Kimi gece yarısı kabineyi değiştiriyor. Kimi İçişleri Bakanı’nı istifa ettiriyor. Kimi AK Parti milletvekillerini isyan ettiriyor. Bunu neden yapıyorlar? Çünkü psikolojik savaş yürütüyorlar. Bir süredir Türkiye kritik bir eşikte diyorum. Ya Türkiye’yi 90’lı yıllara çekmek isteyenler kazanacak ya da demokrasi güçleri diyorum. Ya demokrasi güçleri kazanacak ya da kaos tellalları diyorum. Bu işin hedefinde 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri var.” dedi. “Amaçları Erdoğan’ı tasfiye etmek. Onun için her türlü enstrümanı devreye sokuyorlar. Özellikle de AK Parti üzerinde oynuyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti milletvekilleriyle istişare toplantıları yapıyor. Bakanlarla kabine toplantısı gerçekleştiriyor. Toplantılarda bir uyum ve sinerji ortaya çıkıyor. Ama bir de bakmışsınız ki, milletvekilleri isyan ettirilip, bakanları istifa ettiriyorlar. Ama toplantıda öyle bir şey yok. Zaten bir süre sonra haberleri yalan çıkıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bitlis’te 2015 rakımda Gazi Tepe Üs Bölgesi’ni ziyaret ediyor, onlar internetten bakanı istifa ettiriyorlar. Bunu neden yapıyorlar? Çünkü psikolojik savaş yürütüyorlar. Çok abartmaya başladılar. Artık bu işin bir proje olduğu anlaşılmaya başlandı. Yalan habere, algı operasyonlarına, psikolojik savaşa ne kadar çok abanırlarsa o kadar iyi oluyor. Millet tehlikenin farkına varıyor.”

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 60 61