19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Bahçeli’den Anayasa Mahkemesi’nin Gergerlioğlu kararına itiraz

“Anayasa’nın 14’üncü maddesine göre; Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Hakkın kötüye kullanımı haksızlıktır, bu haksızlığı aklamak, temize çıkarmak adalet ilkelerine kast etmek, hukukun evrensel kaidelerine kara çalmaktır. Bunun yanında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 17’inci maddesini açın bakın görüp göreceğiniz de aynısıyla budur. Hak, insanın ve insanlığın onurudur. Bu onurun çiğnenmesi, bu onura gölge düşürülmesi aynı zamanda insana yapılabilecek en vahim kötülüktür. Hak ile haksızlık yer değiştirilirse, yani haklı olana haksız, haksız olana da haklı muamelesi yapılırsa dünyanın temelleri sarsılır. Özellikle ve altını çizerek ifade etmeliyim ki, terör örgütü propagandası yapmanın hakkı olamaz, haklı yanından bahsedilemez. İnsanın malına, canına, varlığına husumet duyan terör örgütlerini düşünce planında bile olsa savunmaya kalkışmak işlenmiş suçlara taammüden iştiraktir. Tüm yargı kurumlarının görevi hakkı ve hukuku her makam ve mevkii karşısında korumak, hiçbir dayatma ve telkine aldırmadan millet nam ve hesabına güvence altında tutmaktır. Bölücünün hakkı olmaz, teröristin hakkı olmaz, ihanetin hakkı olamaz. Lafım Anayasa Mahkemesi’nedir. Hak, çok geniş cepheli bir değerdir. Bu değerin yalnızca bir tarafını görmek hiçbir şeyi görmemektir. Anayasa Mahkemesi’nin, HDP’li Gergerlioğlu hakkında vermiş olduğu hak ihlali kararı milletin hakkına riayet ve hürmet değil, terörizme örtülü destektir. Hakkındaki mahkûmiyet kararının 17 Mart 2021 tarihinde Gazi Meclis’te okunmasıyla milletvekilliği düşen Gergerlioğlu, müteakiben 2 Nisan 2021 tarihinde de Sincan 2 No. lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’na koyulmuştur. Çok geçmeden devreye giren Anayasa Mahkemesi, bu bölücünün “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkıyla ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine, üstelik de bu şaibeli şahsa 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine” hükmetmiştir. Yani tam bir haksızlık vücut bulmuştur. Bizim Anayasa Mahkemesi’yle ilgili görüşümüz değişmemiştir. Bu mahkemenin yeni ve sivil nitelikli bir anayasa yazımıyla yeni baştan yapılandırılması millet vicdanının yegane arzu ve beklentisidir. Bu kervan böyle gitmez, bu devran bu şekilde süremez. Anayasa Mahkemesi, büyük Kürdistan’ı hak olarak görüyor mu? PKK’lı teröristler toplanıp müracaat etseler onları da hak ihlali şemsiyesi altına alacak mı? O halde, Karma Komisyon’da bekletilen dokunulmazlık dosyalarını görüşmeye ve karara bağlamaya ne gerek var? HDP’li Gergerlioğlu, hakkındaki kararın bugün TBMM’de okunmasıyla tekrar milletvekilliğine dönmüş, Genel Kurul’daki sırasına oturmuştur. Ama yok sayılan hak ve hukuk olmuştur. Hakikaten derin ızdırap verici bir süreç maşeri vicdanı kanatmıştır. Sebep olanlar utanmalıdır. Cezaevinden çıkar çıkmaz “nerede kalmıştık” diye soran Gergerlioğlu’nu heyecanla alkışlayanlar PKK’lı ve FETÖ’cü alçaklardı. Kaldığı yer melanetin yeriydi, rezaletin iniydi, karanlığın meskeniydi. Artık oradan devam etmesinin önü de Anayasa Mahkemesi tarafından açılmıştır. Açılan bir şey zamanı geldiğinde kapatılır. Bu hesap da elbet bir gün muhataplarına sorulur. Hak zayi olmaz, heba olmaz, gecikse bile hakkın teslimi eninde sonunda tarafını ve yerini bulur. Anayasa Mahkemesi Başkanı’na tavsiyem bu sözlerimi aklından çıkarmamasıdır.”

2 yıl önce

“Bakanların uçak sefası... Sel felaketinin yaşandığı Rize'ye 3 uçakla gittiler” yalanı

Yetkililerin uçaklarla ilgili yaptığı açıklamada; uçaklardan birinin özel uçak olduğu ve 3 bakan ile alakasının olmadığı, uçaklardan ikincisinin Jandarma İnsanlı Keşif Uçağı (JİKU)’nın sel felaketi sonrası arama/tarama yapmak için bölgeye geldiğini, uçaklardan üçüncüsünün ise AFAD ekibilerini, 3 bakanı, milletvekillerini ve bakan yardımcılarını gece yarısı sel felaketi bölgesine getirdiği bildirildi.

2 yıl önce

Mahir Ünal: Sosyal medyada dezenformasyonla mücadele için yasal düzenleme kaçınılmaz

Ünal, "Dezenformasyonla mücadele, terörle mücadele kadar önemli. Çünkü biz terörü silahlı şiddete dayalı bir yapı olarak anlayamayız. Terörün ortak amacı kaos oluşturmak, 'düzen' fikrini ortadan kaldırmaktır. Dezenformasyon dediğimiz ve inşa edilmiş sahte gerçeklik üzerinden toplumlar üzerinde çok ciddi anlamda bir algı operasyonu yapılıyor. Sosyal medya yalanları, sosyal medyada oluşturulmak istenen sahte gerçeklikle ilgili ciddi düzenlemelere gidiyor" ifadelerini kullandı. Daha önce çıkarılan sosyal medya düzenlemesini hatırlatan Ünal, "Bu bir ayağı işin. Bu tarafsız platformlarda paylaşılan yalan haberlerin de orada oluşturulan dezenformasyonun ortaya koyduğu bir terör biçimi var. Ve bununla bütün dünya mücadele ediyor" diye konuştu. AK Parti'nin yeni bir sosyal medya düzenlemesini gündeme aldığını kaydeden Ünal, şunları kaydetti: "AB dezenformasyonla mücadele anlamında hangi yasal adımları attı, hangi düzenlemeleri getirdi bunun incelemesini yapıyoruz. Bu incelemelerimiz tamamlandığında yine Avrupa’yı temel alarak dezenformasyonla mücadeleye ilişkin bir yasal düzenleme kaçınılmaz. İnternet coğrafyasında mücadele edilen ortak düşman dezenformasyon. Diğer ülkelerin de bizim de ortak düşmanımız dezenformasyon. Burada tam da özgürlüklerin rahat bir şekilde kullanabilmesi, kişisel verilerin korunmasından, özel hayatın dokunulmazlığına, kişi haklarının korunmasından, insanların özel hayatlarına dönük yapılan dezenformasyona bir çözüm bulma çabasında şu anda dünya. Biz de bu çabaların bir yerinde yapılan düzenlemeleri örnek alarak bir benzer düzenlemeyi hayata geçireceğiz."

2 yıl önce

Karayılan'dan Pençe harekatı itirafı: Ne zorluklar yaşadığımızı kimseler bilmiyor

Kuzey Irak'ta sürdürülen Pençe Şimşek ve Pençe Yıldırım harekatlarında etkili sonuçlar alan Mehmetçik teröristlerden temizlediği bölgelerde hummalı bir çalışma yürüterek iş makinalarının da desteğiyle hakim ve stratejik tepelere kalıcı üs bölgeleri kuruyor. Özellikle de Türkiye'ye sızmaların yaşandığı noktalara kurulan üs bölgeleri sayesinde bölgede adeta kuş uçurtmayan Mehmetçiğin harekâttaki başarısı ve kararlılığı terör örgütünü paniğe sevk etti. Sadece Kuzey Irak'ta değil, Suriye'de de zorlandıklarını anlatan Karayılan, "Afrin, Resulayn, Tel Abyad gibi birçok alan Türkiye'nin hâkimiyeti altına girdi" dedi TERÖRİSTBAŞI: TÜRK DEVLETİ 6 YILDIR YENİ BİR KONSEPT UYGULUYOR Teröristbaşı Karayılan "Türk devleti 6 yıldır yeni bir konsept yürütüyor. Bölgede hâkimiyet kurup egemen bir devlet olmak istiyor. Bu konseptini de açık biçimde kimseden çekinmeden uyguluyor. Bu bizim için büyük bir tehlike oluşturuyor. Bir yandan Suriye ile ilgili konseptini devreye sokarken, diğer yandan Kuzey Irak'ta büyük saldırılar, harekâtlar yürütüyor. Bu harekâtlarda da büyük bir teknik kullanıyor. Türk devleti artık operasyonlarını insan gücüne dayalı değil, tamamen teknik üzerinden yürütüyor" dedi. İSTİHBARATLARI VE TEKNİKLERİ ÇOK GÜÇLÜ İNKAR EDEMEYİZ Kuzey Irak'ın sabah, akşam demeden nokta harekâtlarla bombalandığını anlatan Karayılan'ın itirafları şöyle: "Türk devletinin stratejisine ne kadar büyük önem verdiğini buradan da görebiliriz. Türk devleti Avaşin, Metina, Zap hattına bir harekâtı başlattı. Bu 86 gündür devam ediyor. Kullandıkları teknikleri ve istihbaratları da çok kuvvetli bunlar da doğru. İnkâr edemeyiz. Üzerimizde büyük bir yük var. 2018'de Afrin'e düzenlenen Zeytin Dalı harekâtından sonra yeni yöntem ve taktikler belirlemeye çalışsak da, yükümüzün ne kadar ağır olduğunun farkındayız. Şu an yüzlerce arkadaşımız Metina, Avaşin ve Zap'ta birkaç metre aralıklarla TSK güçleriyle yüz yüze bir çatışma halindeler. Orada ne zorluklar yaşadığımızı kimseler bilmiyor" ZORLANIYORSANIZ BIRAKIN KAÇIN TALİMATI Avaşin batısındaki Mervanos, Banista alanlarını, Avaşin doğusundaki Mamreş alanlarının TSK tarafından tutularak buradaki teröristlerin abluka altına alındığını ve 24 Nisan'dan beri bölgenin ağır bombardıman altında olduğunu belirten terörist başı, "Doğu, Batı her iki koldan saldırılar yaparak Avaşin'e yüklendiler. 7 Haziran'da ise daha kapsamlı ve büyük bir harekat oldu. Arap Taburu denilen noktadan üzerimize geldiler. Bu bombardımanlar ve yoğun teknik karşısında orada 24 saat bile kimse duramaz. Bunu fark edince güçlerimize telsizle çağrı yaptık. 'Bulunduğumuz noktalarda şayet zorlanıyorsanız, bırakın geri çekilin, yoksa imha olursunuz' dedik. Oradaki sorumlu kişi de ölenlerin dışında çok sayıda yaralıların da olduğunu, onları bırakıp gelemediklerini bize iletti. Tonlarca bomba yağıyor her gün" dedi.

2 yıl önce

Diyarbakır Anneleri Kurban Bayramı'nda 'çifte bayram' yaşamak istiyor

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 688'inci gününde devam ediyor. Van'dan 5 yıl önce 15 yaşında dağa kaçırılan oğlu Baran için eylemi sürdüren anne Solmaz Öğrünç, evladına hasret olduğunu söyledi. "10 bayramdır oğlumdan ayrıyım. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kirli ellerini çocuklarımızın üzerinden çeksinler. İnşallah oğlum gelir çifte bayram yaşarım." diyen Öğrünç, evladına kavuşana kadar eylemi sürdüreceğini belirtti. Oğlu Özkan için evlat nöbeti tutan baba Süleyman Aydın ise Kurban Bayramı'nda bile eylemlerini sürdürdüklerini anımsattı. "Herkes bayramlaşırken biz çocuklarımızın yolunu gözlüyoruz." ifadesini kullanan Aydın, bu mücadeleden vazgeçmeyeceklerini dile getirdi. Aydın, "Çocuklarımızı HDP'liler getirsin. Devletimiz de çocuklarımız için büyük mücadele veriyor. 10 bayramdır oğlumdan haber alamıyorum. Oğlum şu an gelmiş olsaydı çifte bayram yaşardım. Maalesef bayramlarımız buruk geçiyor." dedi. Oğluna seslenen Aydın, "Oğlum, güvenlik güçlerimize teslim olun, bu hasretlik artık bitsin." diye konuştu.

2 yıl önce

Dalga boyu 2 metreyi bulan Şile’de bugün de denize girmek yasak!

Şile’de dalga yüksekliğinin 2 metreye ulaşması ve dün boğulma vakalarının artması nedeniyle denize girmek bugün de yasaklandı. Dün Şile'de 2 kişi denizde boğularak hayatını kaybetmiş, 3 kişi de kaybolmuştu. Şile Kaymakamlığından yapılan açıklamada, "Meteoroloji Genel Müdürlüğü hava ve deniz raporlarından alınan bilgilere göre ilçemizde 23 Temmuz 2021 tarihinde rüzgarlar Kuzey Doğudan 3-5 şiddetinde, dalga yüksekliği 1 ila 2 metre olacağı tahmin edilmektedir. İlçemiz sahillerinde yoğun dalga ve akıntı nedeniyle vatandaşlarımızın can emniyetini sağlamak üzere 23 Temmuz 2021 tarihinde gün boyu denize girmek yasaklanmıştır" denildi.

2 yıl önce

Tunus'ta 1 ay süreyle sokağa çıkma yasağı ilan edildi

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, dün gece Tunus resmi televizyonunda yaptığı açıklamada, Başbakan Hişam El-Meşişi'yi görevden aldığını ve meclisin yetkilerini dondurduğunu duyurmuştu. 1 AY SÜREYLE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI Ülkede siyasi kriz ve protestolar devam ederken, Cumhurbaşkanı Said yayınladığı kararname ile ülke genelinde 1 ay süreyle sokağa çıkma yasağı ilan etti. KORONAVİRÜS BAHANE EDİLDİ Yasağın Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında ilan edildiği belirtildi. Yerel saatle 19.00’dan 06.00’ya kadar uygulanacak olan yasaktan zorunlu şehirlerarası yolculuk yapan, temel ihtiyaçlarını karşılayan ve acil sağlık nedenleri olan vatandaşların muaf olduğu aktarıldı. 3'TEN FAZLA KİŞİNİN BİR ARAYA GELMESİ YASAKLANDI Kararname ile ayrıca meydan ve caddelerde 3’ten fazla kişinin toplanması ve bir araya gelmesi de yasaklandı.

2 yıl önce

Şarkıcı Bulut Duman, cinsel birliktelik yaşadığı erkek arkadaşını 2 yaşındaki çocuğuna tecavüz etmesi için azmettirdi

İstanbul Kadıköy'de evlat edindiği 2 yaşındaki çocuğuna başka bir erkek tarafından cinsel istismarda bulunulması için azmettirdiği iddia edilen şarkıcı Bulut Duman (31) hakkında, "Çocuğun cinsel istismarına azmettirme" suçundan 27 yıldan az olmamak şartıyla hapis cezası istemiyle dava açıldı. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüpheli Bulut Duman'ın Kadıköy'deki adresinde A.Ü. isimli erkek ile 7 Kasım 2020'de cinsel birliktelik yaşadığı ve A.Ü.'nün ifadesine göre Duman'ın kendisine çocuğa cinsel istismarda bulunmasını azmettirdiği yönündeki iddiası üzerine soruşturma başlatıldığı belirtildi. KENDİ ÇOCUĞUNA TECAVÜZ EDİLMESİNİ İSTEDİ İddianamede 2 yaşındaki mağdur çocuğun, şüpheli Bulut Duman'ın çocuğu olduğu vurgulandı. A.Ü.'nün ifadesine göre şüpheli Bulut Duman'ın, A.Ü.'ye "Bende yeni bir fetiş var." diyerek "Bu durumu seninle yaşamak istiyorum." dediği öne sürüldü. “BEN ÇOCUK GELİŞİMCİYİM” DEDİ A.Ü.'nin Duman'ın isteğini kabul etmediği öne sürülen iddianamede, Duman'ın A.Ü.'ye "Ben zaten çocuk gelişimciyim. Bebekler 15 aylıkken böyle bir durumu anlamazlar." şeklinde konuştuğu iddia edildi. ÜZERİNE ATILI SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ Şüpheli Duman'ın ifadesine de yer verilen iddianamede, şüphelinin üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği belirtildi. İddianamede, "Dosya içerisinde yer alan ifadeler ve sair tutanaklar birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli şüphe oluştuğu" şeklinde değerlendirme yapıldı. 27 YILDAN AZ OLMAMAK ŞARTIYLA HAPSİ İSTENDİ İddianamede, tutuksuz şüpheli Duman'ın "Çocuğun cinsel istismarına azmettirme" suçundan 27 yıldan az olmamak şartıyla hapis cezasına cezalandırılması talep edildi. Tutuksuz şüpheli Duman, önümüzdeki günlerde iddianameyi kabul eden Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak. SİLAHLI SALDIRI GÜVENLİK KAMERASINA YANSIMIŞTI Bulut Duman, suç tarihinden 9 gün sonra olan 16 Kasım 2020'de sokakta silahlı saldırıya uğramış ve bacağından yaralanmıştı. Duman'ın silahlı saldırıya uğradığı o anlar güvenlik kamerasına yansımıştı.

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 ... 60 61