06 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

Hürriyet yazarı Selvi’den İmamoğlu’na: İşleri güçleri algı operasyonu. Şimdi de yemeğin fotoğrafı ve kamera görüntülerinin üzerine bir algı oluşturmaya çalışıyorlar

Selvi, “Doğruyu söylemedi. İstanbul felaketi yaşarken, insanlar yollarda mağdur halde kalırken Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıda olduğu ortaya çıktı. Ama önce sessiz kalındı. Sonra bir saatlik bir yemek diye geçiştirilmeye çalışıldı. Oysa 2 saat 50 dakika süren bir yemek olduğu ortaya çıktı. Kamuoyuyla ve CHP Genel Merkezi’yle doğrular paylaşılmadı.” dedi. İBB yöneticilerinin işten çok algı ürettiğini vurgulayan Selvi, "İşleri güçleri algı operasyonu. Murat Ongun, tatil cenneti Cenevre’den attığı tweet’le sanki AKOM’da çalışıyor gibi bir hava verip eleştirenleri trollükle suçlamadı mı? Ama hiçbir algı operasyonu gerçekler kadar güçlü değildir. Ama bundan vazgeçmiyorlar. Şimdi de yemeğin fotoğrafı ve kamera görüntülerinin üzerine bir algı oluşturmaya çalışıyorlar" ifadesini kullandı.  Selvi yazısına şöyle devam etti: Ama burada bir odak sapmasına izin vermemek gerekiyor. Sorunun adını doğru koymalı. Önemli olan, İstanbul felaketi yaşarken Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıda İngiliz Büyükelçisi ile saatler süren yemek yemesidir. Bu yemek hakkında ne öncesinde ne de olay ortaya çıktıktan sonra, başta CHP Genel Merkezi olmak üzere kamuoyunu bilgilendirmemesidir. “Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.” İstanbullular bu kışı geçirir ama İmamoğlu’nun yediği balığı unutmaz.

2 yıl önce

HaberTürk yazarı Fatih Altaylı'nın “Resmi Sitede FETÖ Reklamı” iftirası elinde patladı! Göç İdaresi Başkanlığı'ndan açıklama

Göç İdaresi Başkanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; Habertürk Gazetesi Köşe Yazarı Sayın Fatih Altaylı’nın 29 Ocak 2022 tarihinde yayımlanan “Resmi Sitede FETÖ Reklamı” başlıklı yazısında; Göç İdaresi Başkanlığına ait Live in Türkiye sitesinde Türkiye’de konut bulmak için üç sitenin önerildiği ve bu siteler içerisinde FETÖ terör örgütüne aidiyeti nedeniyle kapatılan Zaman Gazetesinin isminin geçtiği iddiasında bulunmuştur. Haberde bahsedilen içerikler kesinlikle Göç İdaresi Başkanlığımıza ait  Live in Türkiye sitesinde yer almamakta olup, kurumumuza ait sitede FETÖ terör örgütünün reklamı yapıldığı iddiaları da gerçeği yansıtmamaktadır. Live in Türkiye sitesi, Başkanlığımızca Türkiye’de yaşayan veya yaşamayı düşünen tüm yabancıları, Türkiye’de yaşama dair pek çok konuda bilgilendirmek üzere hazırlanmış bir sitedir. 21 Ocak 2022 tarihinde hizmete açılan siteye www.liveinturkiye.com adı ile erişim sağlanmaktadır. Dolayısıyla hâlihazırda erişime açık olan sitenin www.liveinturkey.gov.tr olduğu ve Sayın Fatih Altaylı’nın iddiaları üzerine sitenin kapatıldığı şeklindeki ifadeler tamamen gerçek dışıdır.  Sayın Fatih Altaylı’nın yazısında yer alan ifadelerin Google arama motoruna Live in Turkey yazıldığında listelenen sonuçlar arasında olduğu ve aşağıda görseli sunulan www.internations.org adlı sitenin Living in Turkey başlıklı bölümünde yer aldığı görülmektedir. Bahse konu site ve içerik ile kumumuza ait olan Live in Türkiye’ nin hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır. Kurumumuza ait olan barınma ile ilgili bilgilerin yer aldığı sitemizin ilgili bölümü aşağıda belirtilen şekilde olup, hiçbir gazete ve kişiye atıf yapılmamaktadır.  Yukarıdaki açıklamamızdan da anlaşılacağı üzere söz konusu yazıda geçen ifadeler bühtan olup, Başkanlığımıza yönelik bu iftiranın acilen düzeltilmesini bekliyoruz.

2 yıl önce

ODA TV yazarı Atilla, Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattında 4.9 ton kokainin öyküsünü yazı! İşte FETÖ ve Sedat Peker’in üstünü örtmeye çalıştığı gerçekler…

Kolombiya Savunma Bakanı'nın 9 Haziran 2020'de attığı tweet ile gün yüzüne çıkan 4.9 ton kokain vakası 11 Ocak 2022'de İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü'nün 15 kişiyi gözaltına alması, bunların da tutuklanması ile sonuçlandı.  Geride, 16 ay boyunca yapılan yorumlar, yazılar, iddialar kaldı.  Gerçek ise her zamanki gibi sahipsizdi.  O halde,  Bugüne kadar tüm yazılıp çizilenleri unutun. Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattını ve 16 ay boyunca yaşanan film gibi bir öykünün gerçek hikayesi ile baş başa kalın.  2020 NİSAN KOLOMBİYA BUENAVENTURA LİMANI 2020 Nisan'ının ilk günleri... Kolombiya polisine gelen ihbar, Buenaventura Limanı'nda bir gemiye yüklenecek olan konteynırların içinde kokain bulunduğu söylüyordu.  Kolombiya anti-narkotik timleri dakikalar içinde hazırdı.  Liman kuşatıldı, uzun namlulu silahları ile bir grup polis güvenlik çemberi oluşturdu. Bu sırada Narkotik timleri konteynerin içinde aramaya başlamıştı.  Konteyner didik didik edildi. Ortada kauçuktan başka bir şey yoktu. Arama yapanlar umutsuzluk içindeydi.  Tam o sırada... Narkotik köpeği Dora ısrarla tepki veriyor, havlıyordu. Patileri ile kauçukları yırtarcasına adeta kazıyordu.  Görünürde bir şey yoktu ama Narkotik köpeği Dora'nın bu tepkisi boşa olamazdı.  KAUÇUK İÇİNE KARIŞTIRILAN KOKAİN Kolombiya polisi, konteyner içinden 3-5 numune kauçuk aldı. Cali şehrindeki Adli Tıp Enstitüsü'ne gönderdi.  Sonuç pozitifti.  Kokainler, konteyner içindeki 30'ar kiloluk 1733 kanvas içine paketlenmiş granül kauçukların içine karıştırılmıştı.   Kolombiya polisi, 3-5 numune kauçuk üzerinden alınan numunelerden yola çıkarak orantısal bir hesaplama ile kokain miktarının 4,9 ton olabileceğini raporladı.  Bu şu demekti, tüm malzemelerden numune alınmadan, sadece numunelerdeki kokain miktarından yola çıkarak yakalanan malın miktarının 4.9 ton kokain olduğu sonucuna varıldı.  Adli Tıp Enstitüsü'nün raporundan günler sonra da Kolombiya Savunma Bakanı'nın yakalanan uyuşturucuya dair attığı tweet geldi.  Artık dünya bu olayı konuşuyordu.  O SIRADA ANKARA'DA NARKOTİK DAİRE BAŞKANLIĞI Aynı anda Türkiye'de...  Ankara'daki Narkotik Daire Başkanlığı hareketlenmişti. Kolombiyalı Bakan, 4.9 ton uyuşturucu yakalandığını 9 Haziran 2020'de Twitter üzerinden duyurmuş, adresin de Türkiye olduğunu söylemişti.  Ancak o saate kadar kendileri ile resmi bir temas kurulmamış, böyle bir bilgi verilmemişti.  Derhal, Kolombiya polis timleri ile temasa geçildi. Görüntülü bir telekonferans düzenlendi.  İlk alınan bilgiler şu şekildeydi: *Uyuşturucu ihbar üzerine 1 Nisan'da yakalandı.  *Konteyner içinde kauçukların içine karıştırılmış kokain bulundu. *Tüm kauçuklar incelenmedi. İncelenen 3-5 kauçuk üzerinden uyuşturucu miktarı hesaplanmıştı. *Uyuşturucu yüklü konteynerlerin adresi İstanbul Ambarlı limanıydı.  *Yasal yükün sahibi Türk firmaydı.    *Kolombiya'da yakalanan uyuşturucu ile ilgili gözaltına alınan kimse yoktu. Sadece ortada bir uyuşturucu ve onun gideceği yer olan İstanbul Ambarlı limanı adresi vardı.  Birkaç gün sonra Türk Dışişleri Bakanlığı da devredeydi. Kolombiyalı meslektaşları ile temasa geçti.  Ancak Kolombiya makamları resmi bir bilgi paylaşımı içine girmiyordu.  UYUŞTURUCU HATTI FETÖ'CÜLER VE SEDAT PEKER'İN DİLİNDE Tam da o günlerde Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattı gündem oldu. Uyuşturucunun Türkiye'deki alıcısı ve nakliyecisi hakkında yorumlar yapıldı, isimler ortaya atıldı.  Bunların arasında eski bakanlar, bakan çocukları bile vardı. FETÖ'nün yurt dışındaki firari mensupları yayınlar yapıp "Narcos Türkiye" imajını vurguluyordu. Onlara Sedat Peker de eklenmişti.  İSİM BELİRLENDİ Narkotik Daire Başkanlığı ve İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ise Ambarlı limanına getirileceği öne sürülen uyuşturucunun sahibinin peşindeydi.  Ağustos 2020'da ilk kez Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nın izni ile soruşturmaya başlandı.  Hedef isim: Murat Karabaş'tı.  Kolombiya'dan yüklenen legal malın yani kauçuğun sahibi Murat Karabaş gözüküyordu.  Arşivlerde Murat Karabaş ile ilgili bir suç kaydı yoktu. Bir süre gümrük müşavirliği yapmış, sonrasında ticarete atılmış gözüküyordu.  Ancak araştırmalar derinleştirildikçe ilginç ipuçları belirmeye başladı.  İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü adeta iğne ile kuyu kazıyordu.  2018 yılında Murat Karabaş ile ilgili uyuşturucu kaçakçılığı yaptığına dair bir ihbar yapılmıştı. İhbar değerlendirilmiş ancak herhangi bir sonuç alınamamıştı.  Araştırma derinleştirildikçe daha da somut bilgiler ortaya çıkmaya başladı.  İLK İPUCU BAHÇELİEVLER'DEKİ YARALAMA Mayıs 2020'da Murat Karabaş, Bahçelievler'de bacağından vurulmuştu. Polis kayıtlarına bu trafik tartışması sonucu çıkan basit bir kavga sonucu meydana gelen yaralama olayı olarak geçmişti.  İstanbul Narkotik polisi, Murat Karabaş'ı yaralayan kişinin uyuşturucu kaçakçılığından sabıkalı meşhur Gün Ailesi'nin bir ferdi olduğunu tespit etti.  Bu basit bir trafik tartışması sonucu meydana gelen bir olay olamazdı.  HAYVAN DERİSİ GETİRDİLER Olayın meydana geldiği tarihte Kolombiya'da uyuşturucunun yakalanmasından 1 ay sonraya denk geliyordu. Bu, Kolombiya'da yakalanan kokainden dolayı bir hesaplaşmayı işaret ediyordu.  İstanbul polisi, Murat Karabaş dahil olmak üzere tüm hedef isimleri mahkeme kararı ile takibe aldı. Artık süreç başlamıştı.  Murat Karabaş'ın Kolombiya'dan bir sonraki ithalatı "hayvan derisi" oldu.  Bu deyim yerindeyse "hayatın olağan akışına aykırıydı". Çünkü Kolombiya'dan getirilen hayvan derilerinin kalitesi düşüktü ve ticari olarak kar getirmiyordu. Bu bir uyuşturucu sevkiyatı olabileceği anlamına geliyordu.  Hayvan derileri Ambarlı Limanı'na getirildi.  Narkotik timleri henüz deriler konteynırlardayken gizlice inceleme yaptı. Sonuç negatifti. Uyuşturucu yoktu.  Yine de takip devam ettirildi.  Hayvan derileri Avcılar'da bir otoparkın boş bir bölümüne istiflendi. Narkotik dedektifleri izlemeyi sürdürüyordu.  Günlerce burada kalan deriler önce İstanbul'da bir gecekonduya ardından da başka bir ile götürüldü. Takip tam 2,5 ay sürdü. Çürümüş haldeki deriler hurda fiyatına satıldı.  KOLOMBİYA-İSTANBUL SEVKİYATINDA KOPTU Narkotik timlerinin değerlendirmesi, Kolombiya-İstanbul hattında bir kopukluk olduğu yönündeydi. Nisan 2020'deki yakalamadan sonra sevkiyat konusunda kaçakçıların tedbirli davrandığı yönündeydi.  Uyuşturucunun buradaki ismi Murat Karabaş'ı gözaltına almak için İstanbul Narkotik polisi sağlam deliller aramaya devam etmeli, ilişkileri ortaya çıkartmalıydı. Yoksa şüpheliler ellerini kollarını sallayarak serbest kalabilirdi.  Bu da uyuşturucu organizasyonunun aklanması anlamına gelirdi.  DELİLLENDİRİLDİ OPERASYON YAPILDI Günlerce süren çalışmalar sonunda Murat Karabaş'ın bir başka uyuşturucu kaçakçısı A.A. ile bağlantısı tespit edildi. Bu kişi, Ankara Narkotik polisinin yaptığı operasyonda, Kolombiya'dan çiçekler arasına koyularak getirilen 24 kilo kokainin, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yakalanan 2,5 kilo kokainin de sahibiydi.  A.A ile Murat Karabaş arasındaki ilişki de tespit edildi. Uyuşturucu organizasyonun tüm bağlantıları delillendirilmiş, ilişki ağları ortaya konmuştu.  11 Ocak 2022'de operasyon için düğmeye basıldı. İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ekipleri Murat Karabaş'ın da aralarında bulunduğu 14 kişiyi gözaltına aldı. Sonradan bir kişinin de yakalanmasıyla bu sayı 15'e çıktı.  Hepsi tutuklandı.  Aradan geçen 16 aya rağmen Kolombiya halen Türk makamlarının adli yardımlaşma taleplerine cevap vermedi. 

2 yıl önce

Hürriyet yazarı Selvi: Elektrik indiriminde Kabine'nin gündemindeki alternatifler

Selvi, bugünkü köşe yazısında elektrik faturası çalışmasında alternatiflerden birisinin Katma Değer Vergisi’nde indirim olduğunu söyledi ve "Gıdada yüzde 8’den yüzde 1’e düşürüldüğü gibi elektrikte de yüzde 18 olan KDV oranının indirilmesi gündemde. Ancak bu ticari işletmeler ile sanayi için değil, daha çok konutlar için öneriliyor" diye yazdı. Bir diğer alternatifin konutlardaki indirimli tarifenin 240 kilovat saate yükseltilmesi olduğunu aktaran Selvi, şöyle devam etti: "Konutlardaki indirimli tarife oranı 150 kilovat saatten 210 kilovat saate çıkarılmıştı. Bu günlük olarak 7 kilovat saate denk geliyordu. Bunun günlük 8 kilovat saate, aylık ise 240 kilovat saate yükseltilmesi de alternatifler arasında yer alıyor." “Küçük işletmelere kademeli tarife” Ticari işletmelerin elektrik faturaları can yakıyor. O nedenle kabine toplantısında ele alınacak konuların başında özellikle de orta halli esnafın yüksek gelen elektrik faturalarının desteklenmesi konusu geliyor. Büyük işletmelerden ziyade bakkal, manav, kasap, berber, kuaför, lokanta, kahvehane gibi küçük işletmelerin üzerinde duruluyor. Bu işletmelerin belirlenmesinde ciro mu yoksa elektrik tüketim oranları mı esas alınacak diye bir tartışma söz konusuydu. Belli oranda elektrik tüketim oranlarının esas alınması eğilimi ağır basıyor.Örneğin:1000 kilovat saate kadar olanlara indirimli tarife,2000 kilovat saate kadar olanlara ayrı tarife,3000 bin kilovat saat ve üzeri olanlara ise farklı tarife uygulanması gibi. “Dağıtım bedeline indirim” Bir alternatif de dağıtım şirketlerinin dağıtım bedellerinde indirim yapması yönünde. Meskenlerde ve küçük işletmelerde dağıtım şirketlerinin indirim yapması da alternatifler arasında yer alıyor. Dağıtım şirketlerinin maliyetlerinin dengelenmesi için de EÜAŞ’den firmalara verilen oranın yükseltilmesi gündemde. Selvi, faturalar konusunda hükümetin destek verdiği aile sayısının artırılmasının da masada olduğunu ifade etti. Hürriyet yazarının yazısına göre cemevleri, vakıflar ve dernekler de mesken veya meskene çok yakın bir tarife üzerinden ücretlendirilebilir.

2 yıl önce

Sabah Gazetesi yazarından İngilizce konuşması dalga konusu olan Ekrem İmamoğlu’na tavsiyeler

Konuşmanızda illa İmamoğlu gibi, 'İngilizce biliyorum sadece cümlelerimi hatırlamak için arada kağıda bakıyorum' havası vereceksiniz de evde azıcık prova şart. Öyle hecelemeyle, her kelimeden sonra nokta koyarak falan, değil 'ecnebileri' Türkleri bile kandıramazsınız. Her cümleyi bitirdikten sonra, hele hele savaştan falan bahsederken yerli yersiz gülmek de 'dile hakimim ama heyecandan işte' imajı yaratmanıza yetmez. Hadi bunları aştınız diyelim... Ne var ki bu durumda da dinleyicileriniz, hatırlamak istediğiniz cümlelerinizin 'I was born in Black Sea' den daha 'komplike' yapıda olmasını bekleyeceklerdir değil mi? Anlıyorum... Bir kere 'İngilizce biliyorum' diye ilan ettiniz. Olan olmuş... Bana sorarsanız artık zorlamayın Ekrem Bey, rahat olun. Evet, keşke bir değil birkaç dil bilsek... Daha çok insanı, 'dünyayı' anlasak. Ama yoksa, çözüm yok. Dünyanın sonu da değil. İnanın böyle yerlerde kompleks yapmadan ana dilinizle konuşmak en doğal ve doğru olanı. Bir düşünün, tartışılan konuşmanızı Türkçe yapsaydınız ne kaybedersiniz? Tabii 'Karadeniz çok önemli bir deniz' tespitlerinden daha derin cümleler kurmak şartıyla..." 

2 yıl önce

İngilizce kitabında el-Fihri'yi anlatan Türk yazar ABD'de "en çok satanlar" listesine girdi

New Jersey eyaletinde yaşayan yazar Yüksel, yazdığı İngilizce resimli çocuk kitabıyla ilkinde olduğu gibi Amazon'da "İslami Biyografi" kategorisinde en çok satanlar listesine girdi. Yüksel, "One Wish: Fatima Al-Fihri and the World's Oldest University" isimli yeni kitabıyla, ABD'de doğup büyüyen Müslüman çocuklara dünyanın en eski üniversitesinin kurucusu, Müslüman ilim kadını Fatıma el-Fihri'yi tanıtarak kendi kimliklerine duyduğu güveni artırmayı amaçladığını söyledi. Türkçesi "Bir Dilek" anlamına gelen yeni eserinde lirik bir anlatım dili kullanan Yüksel, illüstratör Mariam Quraishi'nin etkileyici çizimleriyle katkıda bulunduğu kitap hakkında, "Olağanüstü bir Müslüman kadının gerçek hikayesini ana dili İngilizce olan çocuklara aktararak onlara hayallerinden vazgeçmeyen bir insanın dünyayı nasıl değiştirebileceğini anlatmak istedim." dedi. Tam adı Fatıma Muhammed el-Fihri el-Kureyş olan ve günümüzde Tunus sınırlarındaki Kayrevan'da 9'uncu asırda doğan el-Fihri'nin adını ilke defa 12 yıl önce duyduğunu belirten yazar, "Onu daha önce tanımadığıma hayıflandım. Yaklaşık 1200 sene önce dünyanın en eski üniversitesini kuran bir Müslüman kadını çocuklarımıza tanıtma fırsatını tepemezdim." ifadelerini kullandı. "HAYATINI VE SERVETİNİ İLİME ADAMIŞ BİR KADIN" ABD'de çocukların rol model alacağı Müslüman şahsiyetlerle ilgili kaynakların "yok denecek kadar az olduğunu" söyleyen Münevver Yüksel, kendi çocukları ilkokuldayken aynı sıkıntıyı yaşadığını, bunun için kitabının kahramanı olarak "hayatını ve servetini ilime adamış örnek bir kadını" seçtiğini belirtti. Yüksel, fakih ve tüccar olan babası Ebu Abdullah Muhammed bin Abdullah el-Fihri'den kalan tüm mirasını ilim yolunda harcayan Fatıma el-Fihri'nin Fas'ın Fes şehrinde 859 yılında yaptırdığı Karaviyyin Camii ve Medresesi'nin Guinness Rekorlar Kitabı'nın ve UNESCO'nun "dünyanın en eski üniversitesi olarak" kayıtlarına geçtiğini vurguladı. Yüksel'in kitabına ilham kaynağı olan el-Fihri'nin üniversitesinde eğitim görmüş tarihi şahsiyetler arasında, İbn Rüşd, İbn Haldun, ve İbn Bace gibi felsefecilerin yanı sıra coğrafyacı Eş-Şerif el-İdrisi, mutasavvıf İbn Hazm ve tıp alimi İbn Meymun gibi isimler de bulunuyor. Yaklaşık 12 asırdır aralıksız hizmet veren ve bugün "Karaviyyin Üniversitesi" adıyla öğrenci yetiştirmeye devam eden eğitim kurumu, 4 binin üzerindeki el yazması eserle dünyanın en önemli kütüphanelerinden birine sahip. Çocuk yaşta ailesiyle 1975'te New York'a göç eden Yüksel'in, farklı kültür ve mimari özelliklere ait camileri anlatan İngilizce çocuk kitabı "In My Mosque" Amazon'da "çok satanlar" listesine girmiş, ABD'de birçok ödül kazanmıştı. Amerikan Okul Kütüphanesi Dergisi tarafından da ödüle layık görülerek devlet okulları kütüphaneleri için tavsiye listesine giren kitap, uluslararası düzeyde de beğeni toplamıştı.

2 yıl önce

Nereye gitse savaş çıkıyor: Fransız yazar Odessa'da görüldü

Hakkında ajanlık iddiaları bulunan Fransız yazar Bernard Henri Levy, şimdi de Ukrayna'nın Odessa şehrinde ortaya çıktı. Odessa'da Ukrayna özel kuvvetlerinin korumasında sokakta dolaştığına dair fotoğrafları basına yansıyan Bernard Henri Levy, daha önce de Libya'da, Afganistan'da, Suriye'de ve Kuzey Irak'ta yaptığı görüşmelerle dikkat çekmişti. NEREDE SAVAŞ ÇIKSA ORADA GÖRÜLÜYOR Nerede savaş çıksa orada görüntülenen Fransız isim, çatışmalardan günler önce de Kiev'de sınır birliklerini denetlemiş, Ukrayna'nın eski devlet başkanı Poroşenko ile görüşmüştü. Öte yandan 'savaşın habercisi' olarak nam salan Levy'nin bağlantıları, oldukça dikkat çekiyor. HAFTER İLE GÖRÜŞMÜŞTÜ Savaş bölgelerinde herkesle arası iyi olan Fransız yazar, Terör örgütü YPG//PKK'ya yaptığı ziyaretler ve İsrail yakınlığı ile biliniyordu. Aynı zamanda Yahudi kimliği de bulunan Fransız yazar Bernard Henri Levy, daha önce Libya'da Hafter ile de görüşme yapmıştı. 2014'te Suriye’nin Ayn el-Arab şehrine giden Levy, bölgede yaklaşık 10 gün vakit geçirdi. Terör örgütü PKK’dan önemli isimlerle görüşen Levy, burada yapığı açıklamasında “Kürdistan”ın 2 yıl içerisinde kurulacağını söylemişti. Savaştan önce Ukrayna'nın sınır muhafız teşkilatına yönelik ziyareti ise “savaşın habercisi” olarak yorumlanmıştı. Levy o ziyaretini Ukrayna'nın eski devlet başkanı Poroşenko ile birlikte gerçekleştirmişti. Poroşenko ülkesi Ukrayna'daki turuncu devrimin finansörü ünlü fon yöneticisi George Soros'a "Özgürlük Nişanını" bizzat takdim eden isimdi.

2 yıl önce

Sabah yazarından "uzun kuyruklar oluşuyordu, bu nedenle fiyat artırdık" diyen Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü'ne: Meşhur olmaya mı çalışıyorsunuz?

Osman Uzun'un sözlerini değerlendiren Altınok, yazısını "Meşhur olmak için olabilir diyeceğim ama kim böyle bir şöhretin faydası olacağını düşünebilir ki? İnanın, bu soruyu, sorunu tartışmayı atlayıp "Pireyi deve yapıyorlar" diye muhalefetten yakınmanın hiçbir anlamı yok" ifadeleriyle noktaladı.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11