06 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

Akit yazarı Karahasanoğlu'ndan Saadet Partisi'ne: Kendinizi rezil ettiniz, Erbakan’a dokunmayın bari!

Karahasanoğlu, Saadet Partisi yöneticilerine “Kendinizi rezil ettiniz, Erbakan’a dokunmayın bari” dedi. Karahasanoğlu'nun "Kendinizi rezil ettiniz, Erbakan’a dokunmayın bari!" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:  “O CHP ile, Erbakan Hoca ittifak kurardı.. ‘Kadın üniversitesi açacağız’ diyen Erdoğan’ı da cumhurbaşkanlığından indirmeye çalışırdı” derseniz.. Kendinizi rezil etmiş olursunuz ama.. Erbakan hocayı tanımayanlar nezdinde, Milli Görüş’ün liderini de, yanlış tanıtmış olursunuz.. Benim SP üst yönetiminden artık bir ümidim yok.. Onlar ki yalan söylüyorlar..  'İttifak kararımız yok' deyip.. 'Sadece parlamenter sistem görüşmeleri yapıyoruz' derken.. Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesine kadar.. Her konuda CHP’nin yamağı olmayı kabullenmişler.. 'İktidara gelir gelmez, İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğiz' diyen CHP Genel Başkanı ile birlik olup. O sözleşmeden imzasını geri çeken Erdoğan’ı devirmeye and içmişler.. Ki, kendileri de yıllarca, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması gerekir” diye bizlerle birlikte haykırmışlardı.. Artık bu dakikadan sonra.. O üst yönetim, rezilliği kabul etmişler, demektir.. Ama lütfen, Erbakan Hoca’ya dokunmayın... Kirli zigzaklarınıza, Erbakan’ın ismini karıştırmayın.."

2 yıl önce

MİT mensupları ifşasından, organize suç örgütleri savunuculuğuna! Cumhuriyet yazarı Barış Tekoğlu!

Cumhuriyet gazetesindeki köşesinden gazetecilik adı altında terör ve organize suç örgütlerini aklamaya çalışan Terkoğlu, son yıllarda ardı ardına yaptığı başarılı operasyonlarla terör örgütlerine ve uyuşturucu mafyalarına geçit vermeyen Türk emniyetini yine hedefe koydu. https://twitter.com/medyaadami/status/1235099484486594560?s=21&t=PiAFFs8-KuXTHzoST1wW1g Gazetecilik adı altında, FETÖ terör örgütü tarafından kendisine iletilen dosyalarla tetikçilik yapmayı meslek haline getiren Barış Tekoğlu, bugünkü “Devleti mafyalaştırıp mafyayı devletleştirenler” başlıklı yazsında İzmir’de polis çevirmesinde aracından silah ve uyuşturucu çıkan ve tutuklanan Sadık Yıldırım’ın devlet büyükleriyle ilişkisi olduğunu iddia etti. Terkoğlu, bu iddiasıyla aslında gerçeği saklıyor ve tarihe mesnetsiz bir not düşüyordu. https://twitter.com/genelgundem/status/1413047728528105472?s=21&t=PiAFFs8-KuXTHzoST1wW1g SEDAT PEKER’İN ADAMI ÇIKTI Sadık Yıldırım adlı şahıs, aracında silah ve uyuşturucu ile yakalanmasının ardından gözaltına alınmıştı. Gözaltı esnasında polis ile tartıştığı iddia edilen şahsın savcının talimatıyla serbest bırakıldığı iddia edilmiş ve itiraz sonucu tutuklanmıştı. Bütün bu süreci Instagram hesabından an ve an paylaşan Yıldırım, aslında kimlerle ilişkisi olduğunu ortaya koyuyordu ve devleti itibarsızlaştırmaya çalışıyordu. FETÖ’nün en iyi bildiği taktiklerle hareket eden organize suç örgütü elebaşı Peker’in adamı olduğu anlaşılan Sadık Yıldırım’ın sosyal medya paylaşımlarının da Peker’in ‘devleti itibarsızlaştırma’ çabalarının bir parçası olduğu düşünülüyor.

2 yıl önce

Yazar Ergün Poyraz'a saldırı… Şüphelilerden 5'i tutuklandı

Poyraz'ın, Davutlar Mahallesi'ndeki evinin önünde darbedilmesinin ardından yakalanan şüphelilerin emniyetteki ifade işlemleri tamamlandı. Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden R.A, sulh ceza hakimliğince adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken T.B, Z.B, S.B, R.B. ve V.Ç. tutuklandı. Bu arada Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi'nde tedavisi tamamlanan yazar Ergün Poyraz ise taburcu edildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu'dan ABD'ye tepki: Sizin bizim hakkımızda rapor yazmanız değil, biz sizin hakkınızda rapor yazarsak esas o zaman yandı gülüm keten helva

Gaziosmanpaşa'da Trabzon Dernekleri Federasyonu Gençlik Kollarının düzenlediği sahur programına katılan Bakan Soylu, "Bu ülkede 15 Temmuz oldu. Anneler çocuklarını sakındılar. 'Çıkmayın' dediler ama onlar aynı hızla bayraklarını ellerine aldılar. Yaş grubu olarak diğer bütün gruplardan önce sokağa çıkarak çıplak elleriyle tanklara, F-16'lara meydan okudular. Herkes şunu unutmuştu. Bu gençler de bu ülkede beş vakit ezan kulaklarına dokunarak bu hayatı yaşıyorlar." diye konuştu. Gençlik yıllarında çok maça gittiğini ve şampiyonluk gördüğünü dile getiren Soylu, "Bu sene o sene inşallah. Çocukluğumuzda çok maça gittik, gençliğimizde de çok maça gittik. Biz şampiyonluklar gören bir nesiliz. Siz de inşallah şampiyonluk göreceksiniz. Rahmetli annemin okuldan, öğretmenimden izin alırken nasıl zorlandığını bilirim maçlarda. Hem milli maçlarda hem de Trabzonspor maçlarında tembih ederdim; 'aman ha şu saatten önce gel, okuldan izin al' diye. Hep böyle geçti hayatımız. Bizim yaştaki arkadaşlarımız bilirler belki. Ayrı bir heyecan, ayrı bir tutkudur. İnşallah bu sene o sene, bekliyoruz ama bunu yaparken de tekrar örnek bir şekilde yapılması lazım geldiğini biraz önce başkanımızın söylediği sözlerle Trabzon'un hemen her yerinde donatılacak, Türkiye'nin hemen her yerinde donatılacak. Sadece maçlarda değil, aslen askere uğurlarken düğünlerde de mutluluğa kurşun sıkmamak lazım. Bunu hep beraber yapabileceğimize inanıyorum." dedi. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığının yayımladığı dış politika raporuna ilişkin de konuşan Soylu, şunları söyledi: "Orada diyor ki Türkiye, FETÖ ve PKK'ya haşin davranıyor. Onlar terörist değil. Onlar siyasi tutuklu. Yani biz onları siyaset sebebiyle tutuklu hale getirmişiz diyor. Yetmedi. İçişleri Bakanlığını eleştiren büyük bir paragraf açıyor. Biz PKK'ya ve FETÖ'ye karşı şiddetle mukabele ediyormuşuz. Amerika şöyle istiyor; dünyanın her yerinde erkeklerle erkekler evlensin. Kadınlar da kadınlarla evlensin. Ya siz evleneceksiniz, Lut kavmi gibi olacaksınız, haşr olacaksınız. Ben size ne diyeyim? Biz neymiş, buna müsamaha göstermiyormuşuz. FETÖ'ye müsamaha göstermiyormuşuz. PKK'ya müsamaha göstermiyormuşuz. LGBT'ye müsamaha göstermiyormuşuz. Türkiye huzurlu bir hale gelmiş ve bu huzurlu hale gelmelerinden de bunlar rahatsızlanmış. Sizin bizim hakkımızda rapor yazmanız değil, biz sizin hakkınızda rapor yazarsak esas o zaman yandı gülüm keten helva. Sen daha dün kendi generalini PYD/PKK terör örgütünün bir sözde yöneticisine göndermedin mi binlerce tır silahla beraber? Onlar Türkiye'nin huzurunu ve birliğini bozsun diye göndermedin mi? Sen vakıfların vasıtasıyla Türkiye'deki birtakım sözde gazetecilere paralar yağdırıp bu ülkede 15 Temmuz darbesi dahil olmak üzere bu ülkenin birliğini ve beraberliğini bozabilmek için her türlü iftiralar attırmadın mı? Sen 15 Temmuz darbesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın uçağı havadayken birilerine nerede olduğunu göstermek için yayınlar yapmadın mı?" Yazılan raporun hiçbir anlam ifade etmediğini kaydeden Soylu, "Burada birtakım muhabirlerin ileri geri ortaya koydukları süreçlerin dışında hiçbir şey ifade etmiyor. Ne kadar çatlarsan çatla. Biz PKK'yı gömdük, gömmeye devam edeceğiz. Biz FETÖ'yü gömdük, gömmeye devam ediyoruz. Batı'da ne kadar muhafaza etmeye çalışırsanız çalışın. Bize hangi musallatları ortaya koymaya çalışırsanız çalışın. Herhangi bir başarı elde edemezsiniz. Bizim ahlakımıza, aile yapımıza bizim birliğimize inancımıza ve değerlerimize saldırdınız. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye buna prim vermedi vermeyecek." ifadelerini kullandı. Bakan Soylu, dünyanın en sıkıntılı döneminde Türkiye'nin attığı adımlara işaret ederek, şöyle devam etti: "Biz dünyanın en sıkıntılı döneminde, sahurlarda, iftarlarda bile bir araya gelemediğimiz dönemlerde biz neler yaptık biliyor musunuz? Bu coğrafyada on yıllardır konuşulan Azerbaycan ile Karabağ'ı birleştirdik. Biz sahurda, iftarda pandemiden bir araya gelemediğimiz dönemde neler yaptık biliyor musunuz? Doğu Akdeniz'de eğer doğal gaz varsa biz onun da sahibiyiz diye bütün dünyaya kendi gücümüzü gösterebilecek bir adımı kimseden korkmadan attık. Biz ne yaptık biliyor musun? Pandemide herkes nasıl kurtuluruz diye düşünürken biz hem onunla uğraştık hem de döndük Libya'yı dünyanın gelişmiş ülkelerinin ezmelerine fırsat vermeden orada 100-150 yıl önce nasıl bir kardeşlik tesis etmişsek bugün de bizi çağırdılar. Dünyanın o büyük devlerini elimizin, dirseklerimizin bir soluyla, bir sağıyla iterek 'o insanların huzurunu size ezdirmeyiz' dedik. Sadece öyle mi? Siz yapamazsınız dedikleri için yine Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu iradeyle Kıbrıs'ta kapalı Maraş'ı açık Maraş haline döndürdük. Yıllardır demokrasi kılıcı gibi kafamızda salladıkları 'açamazsınız, açtırmayız, huzurunuzu bozarız' dedikleri Ayasofya'yı açtık." Türkiye'nin altyapısıyla ilgili hiçbir tereddüde yer olmadığına işaret eden Soylu, konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Hesabımız, hedefimiz şu, Cumhuriyetin birinci asrını inşallah önümüzdeki yıl bu ülke kucaklayacak. Buraya hazırlıklı gidiyoruz, elbette hazırlıksız değil. Dünyadaki birtakım şeylerden bizler de etkileniyoruz. Elbette dönemsel zorluklarımız oluyor ama o dönemsel zorluklarımızı da buradan fırsat üreterek, buradan fırsat yöneterek inşallah etrafımızdaki coğrafyaya, dünyaya faydalı geçireceğimize olan inancımız tamdır. Üreten bir Türkiye olmalıyız. Sadece ekonomi üreten değil, aynı zamanda onunla birlikte değer üreten ve değer veren bir Türkiye olmalıyız. 120 ülkeye bugün eğitim veriyoruz. Emniyet Genel Müdürlüğümüzde, Jandarma Genel Komutanlığımızda ve Sahil Güvenlik Komutanlığımızda eğitim veriyoruz. Birçok ülkeyle güvenlik iş birliğimiz söz konusu. Doğu'nun altı zengin, Batı'nın üstü zengin. Doğu'nun üstü fakir vatanın altına gir. Bütün dünya tarihini özetleyebilecek dört tane kelimedir. Bu tezgahı biz bozmalıyız. Bu tezgahı Türkiye'nin dışında bozabilecek inanın ki başka bir ülke söz konusu değil. Yavaş yavaş gidiyoruz ve inancımızla, inadımızla, kararlılığımızla bunu sağlayabileceğimize olan inancım tamdır. Ha 'bunu bugün sağlayabilir miyiz' derseniz, inşallah sağlarız ama biz beceremezsek, biz yapamazsak sizlerin başaracağına inanıyorum. Ve dünyanın sizin önünüzde saf tutacağına ben inanıyorum." Sahur programına Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta, Trabzon Dernekleri Federasyonu Başkanı İsmail Şatıroğlu ve dernek üyeleri katıldı.

2 yıl önce

Sabah yazarı Altınok: Ekrem Bey... Ne aday olabiliyor ne başkan

İşte Sabah yazarının o yazısı: Dün sosyal medyada İstanbul'da şoförü olmayan bir metrobüsün yolda son sürat ilerlerken kaydedilmiş vidosu elden ele geziyordu. "Bu da oldu" dedirten görüntünün ardından Beylikdüzü'nden bir kaza haberi geldi. İki metrobüs çarpışmıştı. Yaralılar vardı. Haber ajanslara düşünce, şoförsüz metrobüsün sırrı çözüldü. Anladığım kadarıyla şoförü, arızalanan metrobüsün aküsüyle uğraşırken araç kendi kendisine hareket etmiş, hızlandıkça da hızlanmış. Bu nasıl bir başıboşluktur anlamak gerçekten mümkün değil... Şehrin içinde trafikte muazzam hızlarla hareket eden bu tehlikeli aygıtlar, "Bilmem otobüs yürüdü gitti" diyen şaşkınlara mı emanet? Üstelik tek bir vakadan bahsetmiyoruz... Her gün yolda kalan, kaza yapan toplu taşıma araçlarının görüntülerini izliyoruz. Üç yıl oldu, bu asgari sorunu ne zaman çözeceksiniz Ekrem Bey? Koca kenti yönetmeye talip olup seçildiniz ama tüm enerjinizi cumhurbaşkanlığı yarışına harcıyorsunuz. Önünüzdeki günlerde de Karadeniz'e gidecekmişsiniz... Burada işiniz yok mu? Vaktiniz mi bol geliyor? Kemal Bey'i, Mansur Yavaş'ı saf dışı bırakıp aday olabilecek misiniz bilmiyorum ama onu da belediye başkanlığınız gibi heba edeceğinizden şüphem yok.

2 yıl önce

Hürriyet yazarı Selvi: İmamoğlu’nun Karadeniz turu sönük geçti. Bizim uşaklar yüz vermedi

Selvi ayrıca, Belli ki strateji ekibi iyi çalışmış. İmamoğlu, yüzde 60 gibi bir oran ortaya attı. Şimdi de “Bu milletin en az yüzde 60’ının bir değişim istediği ortamda hep birlikte başaracağız, göreceksiniz” dedi. İmamoğlu milletin yüzde 60’ının değişim istediği mesajını kime veriyor? Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere 6’lı masaya veriyor. ‘Halkın yüzde 60’ı beni istiyor’ diyor. Çıtayı yüzde 60’a koyuyor" ifadesini kullandı. 

1 yıl önce

Hürriyet yazarı Selvi: “İmamoğlu davet ederse kabul etmeyeceğim”

Hürriyet yazarı Selvi de bugünkü köşesinde İmamoğlu’nun kendisine yönelik söylediği ifadeleri eleştirdi. Selvi, “İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı mücadelesine malzeme olmaya niyetim yok. O nedenle İmamoğlu davet ederse kabul etmeyeceğim” dedi. Selvi’nin yazısının bir kısmı şöyle: Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz gezisine bazı gazetecileri davet etmesi ile başlayan ve ardından İBB Başkanı’nın ifadeleriyle gelişen tartışmalar devam ediyor. Hürriyet yazarı Selvi de bugünkü köşesinde İmamoğlu’nun kendisine yönelik söylediği ifadeleri eleştirdi. Selvi’nin yazısının bir kısmı şöyle: "Gezi daveti böyle mi yapılır? Güya ‘Siz Nagehan Hanım’a itiraz ediyorsunuz ama ben daha ötesini, Abdulkadir Selvi’yi davet edeceğim. Siz o zaman görün’ der gibi bir üslup nedir Allah aşkına?İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, bir gazeteciyi gezisine davet edemez mi? Eder, cumhurbaşkanı adaylığı için bir hareket başlatan Ekrem İmamoğlu gezisine bir gazeteciyi davet edemez mi? Eder, beni davet etmesinde bir sakınca var mı? Yok. Ben İmamoğlu’nu izleyip yazamaz mıyım? Yazarım. Çünkü bu benim görevim. Ama tarz bu olmamalı. Ama gazeteci bir kavganın ortasına sürülen malzeme olmamalı. Bu bir. İkincisi ise İmamoğlu beni ilk kez davet etmiyor ki. Ekrem İmamoğlu’nun CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı olduğunu ilk yazan kişiyim. Kendisi de heyecanlı bir ses tonuyla arayıp, “Arkadaşlar söyledi. Benimle ilgili bir şey yazmışsınız?” diye adaylık konusunu sormuştu. Ben de kaynağımın sağlam olduğunu söylemiştim. Zaten süreç doğruladı." “Böyle yaptığı için gitmem” Selvi, bu durumda davete gitmeyeceğini belirtti: "İmamoğlu beni gezisine davet edemez mi? Eder. Normalde ben gider miyim? Giderim. Ama İmamoğlu’nun içine girdiği tartışmalı durumdan kurtulmak için benim adımı kullanması hiç şık olmadı. Normalde giderim. Ama böyle yaptığı için gitmem. Şimdiye kadar Özal’ı, Demirel’i, Erbakan’ı, Türkeş’i, Çiller’i, Yılmaz’ı, Ecevit’i, Gül’ü, Erdoğan’ı takip ettim. Kılıçdaroğlu’nun gezilerine katıldım. Ama bu olayda bir siyasi çekişmenin öznesi olmak istemedim. İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı mücadelesine malzeme olmaya niyetim yok. O nedenle İmamoğlu davet ederse kabul etmeyeceğim. Gazetem Hürriyet bana her türlü imkânı sunuyor. Cumhurbaşkanı seçimindeki önemli siyasi figürlerden biri olduğu için İmamoğlu’nu izlerim, yazarım, yorumlarım. Doğrusuna doğru derim, yanlışını eleştiririm. Çünkü bu benim görevim"

1 yıl önce

Korkusuz yazarı Can Ataklı’nın Mansur Yavaş algısı elinde patladı! Soylu-Yavaş görüşmesi Akyurt Belediyesi’nde

Korkusuz Gazetesi yazarı Can Ataklı, bugünkü yazısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Akyurt Belediyesinde yaptığı görüşmeyi sanki Ankara Büyükşehir Belediyesi’de yapıldı izlenimi vermek için skandal bir yazıya imza attı. Ataklı, “Mansur Yavaş ya tuzağa düşmüş ya da aymazlık yapmış. Muhtemelen tuzağa düşmüştür. Mansur Yavaş kapısına gelenden korkmadığı için özel kalemi “Efendim İçişleri Bakanı geldi” deyince “Buyursun” demiştir. Ne bilsin adamın şov için ayağında çizme ile içeri dalacağını. Aslına bakarsanız bu ziyaret çok ayıplı bir ziyarettir, tamamen çizmeli fotoğraf verilmesi için yapılmıştır.” dedi. Akyurt Belediyesi’den gerçekleşen görüşmeyi ısrarla Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde gerçekleştiği yalanını vurgulayan Ataklı, Soylu’nun Yavaş’ı tuzağa düşürdüğünü ve ayağındaki çizmelerle Ankara Büyükşehir Belediyesi’de Mansur Yavaş’ı ziyaret ettiği yalanı yazdı. Oysaki; görüşmenin Akyurt Belediyesi’nde olduğu fotoğraflara yansıdı.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11