28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

Vali Yerlikaya kapanmaya saatler kala uyardı: “Gerekli şartları taşımayanlara kesinlikle işlem yapılacaktır”

Vali Yerlikaya, tam kapanma döneminde şehir içinde 21'i jandarma, 284'ü emniyet noktası ve şehir giriş çıkışlarında 4'ü ortak, 9'u jandarma, 17'si emniyet olmak üzere toplam 335 noktada 408 jandarma ve 2905 polisin sürekli görev alacağını söyledi.

2 yıl önce

İşte ASELSAN'ın geliştirdiği yerli ve milli kontrol sistemi

ASELSAN'ın VOLKAN-M Atış Kontrol Sistemi'nin testleri M60TM tankıyla gerçekleştirildi. Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, ASELSAN tarafından geliştirilen VOLKAN-M Atış Kontrol Sistemi’nin hareketli tank atışlı testlerine başladığını duyurdu. Savunma Sanayii Başkanı Demir, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Türk Silahlı Kuvvetleri envanterindeki M60TM tanklarımızın bir yandan modernizasyonunu bir yandan tüm bileşenlerinin millileştirilmesini sağlıyoruz. Böylece dışa bağımlılığı azaltırken, tanklarımızı yüksek performanslı güncel sistemlerle donatıyor ve ömür devri sürelerini uzatıyoruz. Bu kapsamda ASELSAN tarafından geliştirilen VOLKAN-M Atış Kontrol Sistemi’nin hareketli tank atışlı testlerine başladık. Hareketli tanktan duran hedeflere atışlar başarıyla gerçekleştirildi. Yıl sonuna kadar yeni tank atış kontrol sistemimizi kalifiye etmeyi hedefliyoruz" ifadesini kullandı.

2 yıl önce

Yerli lityum sınavı başarıyla geçti

Türkiye'nin teknolojik ürünlerini üst seviyelere çıkaracak olan yerli lityum, Aspilsan tarafından bataryalarda yüksek pil hücreleri için gereken yüksek akım testinden başarıyla geçti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, müjdeli haberi sosyal medya hesabından şu ifadelerle paylaştı: "Türkiye'nin lityumu yüz puanla sınavı geçti. Dünyada ilk defa bor atıklarından elde ettiğimiz lityum, Aspilsan tarafından bataryalarda yüksek pil hücreleri için gereken yüksek akım testinden başarıyla geçti. Türkiye'nin yüksek teknoloji ürünleri yerli lityumla güç bulacak."

2 yıl önce

Yerli VLP aşısından müjde var

Koronavirüse karşı yerli imkanlarla geliştirilen virüs benzeri parçacıklara dayalı VLP aşısında bir adım daha geride kaldı. VLP aşısında tamamlanan Faz-1 çalışmasının sonuçları yüzleri güldürdü. VLP aşısına ilişkin çalışmalar, 26 Nisan’da Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başlamış ve 38 gönüllü üzerinde Faz-1 uygulaması gerçekleştirilmişti. Yapılan ilk değerlendirmelerde aşının güvenirliğinin olumlu olduğu ifade edildi. ALTI AY TAKİP EDİLECEK Faz-1 çalışmalarında aşının güvenliği test edilirken bağışıklıkla ilgili testlerin de gönüllüler üzerinde gerçekleştiği öğrenildi. Gönüllüler üzerinde ilk aşamada olumsuz bir yan etki görülmediği, bağışıklık ile ilgili çalışmaların ise sürdüğü öğrenildi. Bu çalışmaların 6 ay süreyle takip edilecek. 360 GÖNÜLLÜ OLACAK Aşıda Faz-2 çalışmalarının bayramdan sonra başlamasının planlandığı öğrenildi. Faz-2’ye Sağlık Bakanlığı’nın onay vermesi halinde çalışmalar hızla başlayacak. Sürecin haziran başını bulması bekleniyor. Faz-2 kapsamında 360 gönüllü üzerinde deneme yapılacak. Bu fazda aşının aktif olup olmadığı, virüsün sistemi uyarıp uyarmadığı, koruyuculuğunun olup olmadığı daha fazla denek üzerinde incelenmiş olacak. Ağustos ayında ise Faz-3 çalışmalarına geçilmesi hedefleniyor. HAVUZ OLUŞTURULUYOR Aşının faz çalışmaları için gönüllü havuzu oluşturuluyor. 18 yaş üstünde olan, sağlık sorunları olmayan, Kovid geçirmemiş kişiler aşı olmak için gönüllü olabiliyor. Faz-2 çalışması için şu anda yeterli sayıda gönüllü bulunuyor. Fakat gönüllülerin Kovid olma ihtimaline karşı gönüllü olmak isteyenlerden gönüllü havuzu oluşturulduğu öğrenildi. Yapılan başvurular Faz-3 sürecinde de değerlendirilecek.

2 yıl önce

Yerli ve milli helikopterlerin yolu açıldı

TUSAŞ Organizasyon Onayları Müdürü Yetiş Uysal, AA muhabirine, sertifikasyon çalışmalarının uçuşa elverişliliğin belgelendiği bir süreç olduğunu ve uçak ya da helikoptere verilen tip sertifikasının alınmasıyla tamamlanacağını söyledi. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden alınan tasarım organizasyonu onayı sertifikasının tip sertifikası öncesinde, tasarımı yapan organizasyonun yeterliliğini, yetkinliğini tasdik eden bir belge niteliği taşıdığına işaret eden Uysal, "Bunu aldığımız için gururluyuz. Arka planda parçaların, yazılımların testleri devam ederken Gökbey helikopterinin uçuş testleri yoğun olarak sürüyor. Bunları test cihazlarıyla en son teknolojiyle izliyor, kaydediyor, analizini yapıyor ve sertifikasyonunun şartlarını tek tek yerine getirip getirmediğini kontrol ediyoruz. Bunları da bitirdikten sonra Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüze sunacağız ve onlardan helikoptere tip sertifikasını alacağız. Bu da ikinci sertifikamız olarak süreci bitiren son adım olacak." dedi. Tasarım organizasyon onayının sınıf bazında verilen bir sertifika olduğunu dile getiren Uysal, 2014'te Hürkuş vesilesiyle küçük uçaklar sınıfında bu sertifikayı aldıklarını ifade etti. Uysal, şöyle konuştu: "Bu kez Gökbey vesilesiyle büyük helikopterler için alıyoruz. Bundan sonra ne zaman bir küçük uçak ya da büyük helikopter geliştirecek olsak tasarım organizasyonu onayımız bulunuyor, yeniden almamıza gerek kalmıyor. Geliştireceğimiz uçak ya da helikopter için ayrıca tip sertifikasını almamız gerekecek. Ön sertifikayı almamıza ise gerek kalmayacak." Tip sertifikasının uçağın, helikopterin uçuşa elverişli olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Uysal, "Bir hava aracının emniyetli olduğunu kanıtlamak demek, aslında gönül rahatlığıyla kullanıcıların müşterilerin bunu satın almasını sağlamak demektir. Dolayısıyla bu sertifika, uçuşa elverişli olduğunu aynı zamanda uçuşa elverişliliğin sürekliliğinin sağlanacağının teminatı olduğunuzu da anlatıyor. Satış için kullanıcının güvenle helikoptere binmesi, satın alması için dünya piyasasında bunlar çok önemli belgeler." değerlendirmesinde bulundu. Yetiş Uysal, Gökbey helikopterinin sertifikasyon sürecinin tamamlanmasına ilişkin de şu bilgileri verdi: "Önümüzdeki günlerde uçuş testlerini hızlandırarak devam ettireceğiz. Bunları bitirerek dosya haline getirip Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne sunduğumuzda ve kendilerinin onayını aldığımızda süreç bitecek. Bunun da uzak bir zaman olmayacağını söyleyebilirim. Çünkü şu anda uçuş testlerimiz yoğun şekilde devam ediyor." Gökbey'in sivil amaçlı birçok görevi yapabilecek, askeri kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir helikopter olarak geliştirildiğini anlatan Uysal, farklı görevlerin gerektirdiği askeri ekipmanların da sertifikalandırılarak helikoptere entegre edileceğini belirtti. Uysal, "Birçok varyasyon, konfigürasyonla piyasaya güçlü olarak bu helikopterle geliyoruz." dedi. "GÖZBEBEĞİMİZ, SEVEREK VE ÖZVERİYLE ÇALIŞIYORUZ" TUSAŞ Uçuş Hattı Başteknisyeni Abdurrahman Uğurlu da uçuş hattına gelen helikopterlerin emniyetli şekilde görev yapabilmeleri için planlanan faaliyetleri gerçekleştirdiklerini söyledi. Uğurlu, havacılık kalite kurallarına uygun olarak helikopteri en iyi şekilde hazırlamaya çalıştıklarını ve pilotlara emanet ettikleri belirtti. 19 kişilik ekiple donanımların planlı bakım ve onarımlarını gerçekleştirdiklerini dile getiren Uğurlu, bunun yanında uçuş sonrasında hava aracının kontrollerini yerine getirip, onu bir sonraki uçuş için hazırladıklarını anlattı. Uğurlu, "Bu projede çalışmanın heyecanını yaşıyoruz ve hava aracımızı seviyoruz. Ülkemizin ve şirketimizin olmakla beraber bizim de gözbebeğimiz, severek ve özveriyle çalışıyoruz. Şirketimizin bize verdi yükümlülüğü de omuzlarımızda hissediyoruz. Ülkemiz için çok iyi bir proje olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.

2 yıl önce

Yerli koronavirüs aşısının adı belli oldu!

Yerli koronavirüs aşısında Faz-3 aşamasına geçildi. Canlı bağlantıyla gönüllüye yapılan ilk aşıyla Faz-3 aşaması başlamış oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli koronavirüs aşısının adının 'TURKOVAC' olduğu açıklandı. İşte Bakan Koca'nın açıklamaları: Bu gurur milletimize ait. Bundan sonraki safhada gönüllülere yapılıp etkinliğini görmüş olacağız. Bugün ilk gönüllümüze huzurlarınızda aşıyı yapmış olacağız. Faz-3 safhasına gelen aşı da özellikle etkinliğini görmek istiyoruz ve devamında yaygın kullanıma geçmiş olacağız. İlk gönüllümüz Yasin bey yanımızda arz ediyorum. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları: Ben de çok çok teşekkür ediyorum, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Ülkemizde geliştirilen yerli aşılardan üçüncü faza geçen bu ilk çalışmanın hayırlı olmasını diliyorum. Üçüncü fazının ilk uygulaması biraz sonra gerçekleştirilecek bu aşımızla birlikte Türkiye artık yeni bir dönemin kapılarını aralamaktadır. Salgınla mücadelede dünyada bilinen en etkili ve yaygın araç aşılar. Türkiye Çin ve Almanya başta olmak üzere somut neticeye ulaşan tüm aşıların tedariki ve uygulamasında oldukça ileri bir düzeydedir. "KISITLAMALARI DA BİRER BİRER KALDIRIYOR VEYA AZALTIYORUZ" İnşallah birkaç hafta içinde ülkemizdeki 18 yaş üzeri nüfusun tamamını aşılama kapsamına almış olacağız. Salgınla mücadelede ve aşılamada mesafe kat ettikçe kısıtlamaları da birer birer kaldırıyor veya azaltıyoruz. Haziran ayı başıyla birlikte pek çok alanda milletimize rahat nefes aldıracak açılımları zaten başlatmıştık. Dün de Temmuz ayıyla birlikte sokağa çıkma kısıtlamaları başta olmak üzere pek çok konuya ilişkin mücadelelerimizi ve müjdelerimizi milletimizle paylaştık. Bu salgının ne kadar süreceği belirsizdir. Ülkemizi salgın cenderesinden bir an önce kurtarmak, milletimizin sağlığını güvence altına almak için kendi aşımıza sahip olmamız kritik öneme sahiptir. Artık kendi aşımıza sahip olma konusunda son dönemece girmiş bulunuyoruz.  YERLİ AŞININ ADI 'TURKOVAC' OLDU Bu konuda benim şahsen gönlümden geçen şu olabilir; hem ülkemizin tamamında dil noktasında kolaylık açısından; TURKOVAC.

2 yıl önce

Bahçeli: Karanlık mihraklar yerli-sığınmacı gerilimini şiddet alanına taşımanın hevesine kapılmışlardır

Devlet Bahçeli'nin açıklamaları şöyle: "Ülkemiz, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar yaygın ve yoğun şekilde meydana gelen zincirleme felaketlerle uğraşmaktadır. Bir tarafımız yanarken diğer tarafımız sel ve heyelanlarla yıkılmaktadır. Olağan dışı bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz ortadadır. Orman yangınlarıyla kavrulan milli yürekler, bu kez de Batı Karadeniz’deki afetlerle sarsılmış, hüzünle sarılmıştır. Bartın, Sinop, Kastamonu ve Samsun’da ortaya çıkan taşkın ve seller oluşan heyelanlarla birlikte önüne ne geldiyse yutmuş, ortalığı savaş alanına çevirmiştir. Doğu Karadeniz’den sonra Batı Karadeniz’in de sel altında kalması, daha vahimi Kastamonu’da 25 vatandaşımızın, Sinop’ta 2 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, Bartın’da ise 1 vatandaşımızın kaybolması bizleri ve aziz milletimizi derinden yaralamıştır. Üzüntümüz büyüktür. Dere yataklarına inşa edilmiş binalar bazı yerlerde 4 metre yüksekliğe ulaşan sel karşısında ayakta kalamamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, yöre insanımıza destek sağlamak, gerekli incelemeleri yapmak maksadıyla afet bölgesine bir heyet göndermiştir. Gerek orman yangınlarında, gerekse de sel ve heyelanlar sonucunda vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı, tedavi gören vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. İnanıyorum ki, felaketlerin yaraları el birliğiyle sarılacaktır. Devletimiz meselelere hakimdir ve muktedirdir. Milletimiz sağduyulu ve soğukkanlıdır. Telaşa ve tedirginliğe lüzum yoktur. Allah’ın izniyle bugünler geçecektir. Felaketlerin hasarı, faziletle, ferasetle, fedakarlıkla, fevkalade bir dayanışma ruhuyla ortadan kaldırılacaktır. Türkiye’miz doğal afetlerin neden olduğu tahribatları onarmak, kaldı ki yangınla, salgınla, sellerle mücadele etmek için tüm imkanlarıyla seferber olmuşken, önce Konya Meram’da, ardından Ankara Altındağ’da yaşanan elim olaylar haklı olarak kaygı ve kuşku yaratmıştır. Provokasyona müsait iklimi lehlerine çevirmek, bu suretle fitne ateşini körüklemek için harekete geçen karanlık mihraklar bir yanda Türk-Kürt ihtilafını kaşımanın, diğer yanda da yerli-sığınmacı gerilimini şiddet alanına taşımanın hevesine kapılmışlardır. ALTINDAĞ'DA YAŞANAN GERGİNLİK Altındağ’da bıçaklanarak katledilen Emirhan Yalçın evladımıza Allah’tan rahmet dilerken, katillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını diliyorum. Toplumsal huzuru bozmak için farklı mecralardan tahrik ve ajitasyona kalkışanların bağlantıları da mutlaka araştırılmalıdır. Ülkemiz çok ciddi risk altındadır. İstismar ve ihanet kol koladır. Bunlar oluyorken, İP Başkanı’nın ziyaret ettiği yerlerde, tıpkı bir tiyatro sahnesini andıran danışıklı dövüş tartışmaları ve karşılıklı söz düelloları da başka bir damardan Türkiye’ye kurulmuş tuzaktır. Senaryosunu Türkiye karşıtlarının yazdığı, yönetmenliğini CHP’nin yaptığı, figüranların da İP ve CHP’den seçildiği bu melanet oyunun farklı il ve ilçelerimizde sistematik olarak sahnelenmesi gözümüzden kaçmamıştır. Proje partileri zalimlerin maşası haline gelmişlerdir. Ülkemizi kuşatan husumet ve huzursuzluk sarmalına katkı veren, ön açan, öncü olan siyasi partiler, sözde sanatçılar, buçuk aydınlar ziyandadır, zillettedir. Yalan, riya, iftira, inkar ve hatta ihanet bunların meziyeti, meskeni, beslendikleri zehirli membadır. Gerçekleri alenen çarpıtanlar, milletimizin gözünün içine baka baka yalan söyleyenler günahkar olmakla birlikte planlı bir siyaset propagandasının da ara ve bağımlı aktörleridir. CHP yönetimi yalancıdır, İP yönetimi yalancıdır, diğerleri yalanla yoldaştır. Türk milleti, yalan haberlerden, yalan siyasetten, yalan beyanatlardan, aklıyla alay eden sefil zihniyetlerden bıkmış usanmıştır. Yalancılar korosu artık milli güvenlik tehdidi, milli huzur bozguncusu düzeyindedir. Böyle gelse de böyle gitmemelidir, gitmeyecektir. Yalan ve iftirayla mücadele, yalancılarla ve müfterilerle mücahede milli ve ahlaki ilkeleri olan herkesin başlıca sorumluluğudur. Müslüman Türk’ün yalana tahammül etmesi imkansızdır. Yalanı rehber yapanlar yurdumuzu rezil etmek için kuyruğa giren soytarılardır. Yalancıların ipliği pazara çıkarılmalıdır. Maskeleri indirilmelidir. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi olarak elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu herkes bilmelidir. Yalan uçurumdur, bu nedenle zillet partilerinin istikameti kaybolmuş, alayı uçurumu boylamıştır. Yalanla mücadele etmek, bu konuda temiz toplum-temiz siyaset-temiz yönetim hedefine destek vermek gayesiyle değerli fikir ve hukuk insanlarımızdan teşekkül etmiş “Yalan Haber, Yalan Siyasetle Mücadele Kurulu” adıyla bir heyet kurulmuştur. Mezkur heyetin yapacağı çalışmaların sonucunda; siyaset, sivil toplum ve medya alanlarında yalanı meslek edinmiş çürümüşleri teşhir etmek, insanlarımızın aldatılmasının önüne bütünüyle geçmek için kanuni bir düzenleme ihtiyacı şayet hasıl olursa bunun da gereği yapılacaktır. Yalan, insan haysiyetini çiğnemektir. Doğruluk, dürüstlük insan onurunu yükseltmektir. Milliyetçi Hareket Partisi doğrunun yanında, doğru duruşun içinde, dosdoğru bir mücadelenin safındadır. Yalancıların sonu görünmüştür. Bundan sonra onlar kaçacak, biz de kovalayacağız."

2 yıl önce

İhanet! Türkiye'nin yerli ve milli projelerini bakın ne karşılığında satmış?

Savunma Sanayi Başkanlığında proje müdürü olan Yusuf Hakan Özbilgin'in, Savunma Sanayii'ndeki ihale bilgilerini yabancı şirkete aktardığı belirlenmişti. Özbilgin'in, kritik projelerin bilgilerini ne karşılığında aktardığı da ortaya çıktı. Savunma Sanayii Başkanlığı'ndaki kritik projelerin ihale bilgilerini yabancı firmalara sızdıran ve hakkında 35 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan eski proje müdürü Yusuf Hakan Özbilgin'in, Mustafa Sırrı Akın ve Emre Özlük'ün istekleri doğrultusunda kendilerine bilgi verdiği değerlendirilmesi yapıldı. Tape kayıt tutanaklarının girdiği dosyada Özbilgin'in, Akın'ın şirketi lehine Savunma Sanayii Başkanlığı'ndaki işlere müdahil olduğundan ve işlerini takip ettiğinden dolayı karşılığında da maddi menfaat temin etmek için 'Uzak Doğu'ya gitmek istiyor deseydin" şeklinde konuşmalar yaptığı kaydedildi. Sabah'ın haberine göre, Akın'ın masraflarını karşılamak üzere kendisini gezi amaçlı yurtdışına göndermesini Emre Özlük'ten talep ettiği, kahvaltı, yemek ve alkol gibi isteklerde bulunarak Özbilgin'in kendisine maddi menfaat temin ettiği değerlendirilmesi yapıldı.

1 2 3 4 5 6 7