17 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Hizmet yok! Yalan, iftira çok! İBB eski fotoğraflarla algı operasyonuna girişti!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sözcüsü Murat Ongun, Twitter hesabından İBB'nin mahkeme kararına aykırı bir şekilde zorla tahliye etmeye çalıştığı Adalar'daki Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) İlçe Temsilciliği ile ilgili bir paylaşımda bulundu. Paylaşımında TÜGVA'nın Büyükada İskelesi'ni üçüncü şahıslara vererek organizasyonlar düzenlediğini öne süren Ongun'a TÜGVA Mütevelli Heyeti Üyesi Emrah Atilla'dan yalanlama geldi. Atilla, "CHP'li Murat Ongun'un TÜGVA Adalar İlçe Merkezi'ni 3. firmalara kiraladı diye servis ettiği görüntüler 2016 yılına aittir. TÜGVA bu alanı 2018'de kiralamıştır. Murat Ongun'dan bu yalan paylaşımını silmesini ve TÜGVA'dan özür dilemesini bekliyoruz. Yalan değil hakikat kazanacak" dedi.

2 yıl önce

Yavuz Ağıralioğlu: Öcalan'a hürmet gösterenin meşruiyeti yok

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye'de 'Kürt sorunu' olduğunu savunarak çözüm yolunun HDP'den geçtiğini söyledi. CHP lideri, "Kürt sorunu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. HDP'yi meşru organ olarak görebiliriz. HDP'yle biz bu sorunu çözebiliriz" ifadelerini kullandı. MİLLET İTTİFAKI'NDA HDP ÇATLAĞI Bu sözlere CHP'nin ittifak ortağı İYİ Parti'den sert bir yanıt geldi. Medyascope yayınında açıklamalarda bulunan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, HDP'nin terörist elebaşı Öcalan'a hürmet gösterdiğini bu yüzden meşru olamayacağını söyledi. "ÖCALAN'A HÜRMET GÖSTERİYORLAR" Ağıralioğlu, "Çocuklarımızı 40 yıldır öldüren bir cinayet şebekesinin başındakine hürmetle saygı gösteren, mecliste konuşmalar yapan mekanizma meşruiyet alanının dışına çıkar" dedi. "DEVLETİN VARLIĞINI KORUSUNLAR" Kılıçdaroğlu'nun bahsettiği "Kürt meselesi" için CHP'ye de çağrıda bulunan Ağıralioğlu, "Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki arkadaşlarımızın, devlet kuran parti olarak, devletin varlığını koruyacak şekilde konuşmalarını arzu ediyoruz" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Pentagon'da istifa depremi: Çin’e karşı şansımız yok

Batılı istihbarat kuruluşlarının raporlarına göre dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip Çin, özellikle yapay zekâ, sentetik biyoloji ve genetik gibi gelişmekte olan teknolojilerde yaklaşık on yıl içinde küresel hakimiyet kurabilir. ABD ordusunun teknolojik dönüşümdeki yavaşlığını protesto etmek için ABD savunma bakanlığındaki baş yazılım şefliği görevinden istifa eden Nicolas Chaillan, Financial Times'a yaptığı açıklamada teknolojik atılımdaki başarısızlığın ABD'yi tehlike altında bıraktığını dile getirdi. Pentagon'un eski yazılım şefi, ABD'nin yapay zekâ rekabetinde Çin tarafından çoktan geride bırakıldığını belirtti. Chaillan, ABD'nin, Çin kaynaklı siber ve diğer tehditlere cevap vermekteki başarısızlığının, çocuklarının geleceğini tehlikeye attığına vurgu yaptı. Chaillan, "15-20 yıl içinde Çin'le rekabet ve mücadele edemeyecek bir konumda olacağız. Bence bu şimdiden belli. Üzgün olmamız için de geçerli bir neden. Şu anda, iş çoktan bitti" dedi. Eski siber güvenlik şefi, Çin'in medyadan jeopolitiğe kadar her şeyi kontrol ederek, dünyanın geleceği üzerinde egemen olmaya doğru gittiğini belirtti. Yeni teknolojilerin ABD'nin geleceği için, büyük bütçeli beşinci nesil F-35 savaş uçaklarından çok daha kritik önemde olduğunu vurgulayan Chaillan, sözlerini şöyle sürdürüyor: Çin, gelecekte dünyayı domine edecek. Medyadan jeopolitiğe her alanda, bu durum değişmeyecek. Bazı hükümet birimlerinde, ABD'nin siber savunması 'anaokulu düzeyinde. Chaillan, teknolojik yenilik konusundaki yavaşlığı, Google gibi şirketlerin devletle yapay zekâ alanında iş birliği yapma konusundaki isteksizliğini ve teknolojideki etik tartışmalarını suçladı. Chaillan, Çinli şirketlerin kendi devletiyle çalışma zorunluluğu olduğunu ve etik tartışmalarına aldırmadan yapay zekâ alanında devasa yatırımlar yaptığını belirtti ve ABD'nin bazı devlet departmanlarındaki siber savunmasının "anaokulu seviyesinde" olduğunu ifade etti. Askeri yetkililerin siber alanda sürekli deneyimsiz kişilere görev verdiğini belirten Chaillan, Eylül başında istifasını açıklamıştı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu'dan 'siyasi cinayetler' açıklaması: Böyle bir istihbarat yok, bu bir FETÖ taktiğidir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: (Siyasi cinayetler tartışması) : İçişleri Bakanıyım sordum; böyle bir siyasi cinayet istihbaratı var mı, yok. Bu bir FETÖ taktiğidir.

2 yıl önce

10 elçinin işi artık zor: Dışişleri Bakanlığı yok sayacak

ABD’nin de aralarında bulunduğu 10 büyükelçinin, Osman Kavala’nın yargılama sürecine ilişkin Türk yargısını hedef alan ortak açıklamalarının yankısı sürüyor. Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak toplu olarak uyarılan ve Türkiye’nin tepkisi iletilen büyükelçiler konusunda son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin?” açıklaması yapmıştı. Bu açıklama, büyükelçilere yaptıklarının faturasını ödetecek olası karşı adımları gündeme getirdi. AŞAMALI HAMLELER Diplomaside yerleşik kurallar uyarınca, Türkiye’nin egemenlik haklarını açık şekilde ihlal girişiminde bulunan büyükelçiler, Viyana Sözleşmesi’yle yüzleşmek zorunda kalacaklar. Diplomaside, persona non grata (istenmeyen adam) ilanı, son seçenek. Ancak bu seçeneğe kadar aşama aşama uygulanabilecek diplomatik hamleler bulunuyor. KISITLAMALAR GÜNDEMDE Türkiye karşıtlığında buluşan büyükelçiler için bürokratik talep ve işlemlerini yavaşlatıcı uygulamalar devreye girebilir. Türkiye Cumhuriyeti dahilinde büyükelçilerin taleplerine olumlu yanıt verilmemesi, üst düzey görüşme, randevu isteklerinin reddedilmesi gibi tedbirler, bu doğrultuda ilk etapta uygulanabilecek karşılıklar arasında. Gerilimin sürmesi halinde bu tedbirlerin bir ileri aşamasında ise büyükelçileri ‘yok sayma’ seçeneği yer alıyor. SON ÇARE DEPORT Büyükelçilerin, Viyana Sözleşmesi 41. maddesi 1’inci fırkasında düzenlenen “bulunduğu devletin içişlerine karışmama” görevini ihlal ettiği gerekçesiyle “persona non grata(istenmeyen adam)” ilan edilmesi yer alıyor. Ancak Ankara henüz bu aşamadan uzakta ve süreci izliyor. Ankara, Osman Kavala hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının yerine getirilmesi konusundaki taleplerin konuşma zeminini Avrupa Komisyonu olarak görüyor.

2 yıl önce

BM'den iklim kriziyle mücadele çağrısı: Yok Oluşu Seçme

Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı (UNDP), petrol ve kömür gibi fosil yakıtların insanlar ve çevreye yönelik etkilerine dikkati çekmek için "Yok Oluşu Seçme" kampanyasını başlattı. Kampanya kapsamında hazırlanan kısa videoda, nesli tükenen bir dinozor, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda konuşma yaparak fosil yakıtlardan uzak durulması ve "yok oluşun seçilmemesi" çağrısı yapıyor. UNDP tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yoksul ülkelere iklim kriziyle mücadele için gereken her 1 dolara karşılık, fosil yakıtların finansmanına 4 dolar harcanıyor. Gelişmekte olan ülkelerin iklim kriziyle mücadelesine yardım için gereken finansmanın 4 katı olan 423 milyar dolar, her yıl fosil yakıtları sübvanse etmek için kullanılıyor. BM, gelişmekte olan ülkelere iklim kriziyle mücadele için her yıl 100 milyar dolar finansman sağlanması çağrısı yapıyor. Araştırmada, fosil yakıtlara ayrılan para ile herkese Kovid-19 aşısı yapılabileceğine ya da dünyada aşırı yoksulluğun ortadan kaldırılabileceğine dikkat çekiliyor. Uluslararası Para Fonuna (IMF) göre, fosil yakıtların çevreye olan maliyeti de göz önünde bulundurulduğunda rakam 6 trilyon dolara çıkıyor. Araştırmaya göre, fosil yakıtlara ayrılan bu fonlar iklim kriziyle mücadeleyi engellemekle kalmayıp sosyal eşitsizliği de derinleştiriyor. Gelişmekte olan ülkelerde, fosil yakıtlar için harcanan kamu kaynaklarının yaklaşık yarısı ise nüfusun en zengin yüzde 20'sine fayda sağlıyor. 2015'te varılan Paris İklim Anlaşması'na göre, ikim değişikliğiyle mücadele için küresel sıcaklık artışının yüzyılın sonuna kadar 2 santigrat derecenin altında tutulması hatta 1,5 derece ile sınırlandırılması gerekiyor. BM Çevre Programının (UNEP) son raporuna göre ise 2050'ye kadar sıfır karbon hedefine ulaşılması için verilen mevcut taahhütler, iklim felaketinin önlenebilmesi için yeterli bulunmuyor. Paris İklim Anlaşması'na taraf ülkelerin mevcut taahhütleri ile dünya 2,7 santigrat derecelik sıcaklık artışına doğru ilerliyor. Uzmanlara göre, küresel sıcaklık artışının 1,5 santigrat derece ile sınırlandırılabilmesi için sera gazı emisyonlarının 2030'a kadar yüzde 55 azaltılması gerekiyor.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsünden vahşice katledilen Şebnem Şirin paylaşımı: İnsanlık yok oluyor

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik sosyal medya hesabından, Şebnem Şirin'in Denizli'de öldürülmesine ilişkin paylaşımda bulundu. Kadına şiddetin insanlığın inkarı olduğunu belirten Çelik, "Her kadın cinayetiyle insanlık yok oluyor. Şebnem Şirin'e Allah'tan rahmet diliyoruz. Kaybettiğimiz her can canımızı yakıyor. Kadınların maruz kaldığı şiddet ise tüm canları kahrediyor." ifadelerini kullandı. "Yargılama sürecini yakından takip edeceğiz" Ömer Çelik, kadına dönük şiddetle mücadelenin her alanda daha güçlü sürmesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti: "Daha yoğun mücadele etmeliyiz. Bu, tek boyutlu değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak mücadelesidir. Kadına dönük şiddeti özendiren ve teşvik eden her sözü mahkum etmeliyiz. Canileri besleyen kültürel ve zihinsel her yaklaşımla mücadele topyekun olmalıdır. Bu mücadele, bir politik ve toplumsal tartışma alanı değil, şiddete karşı dayanışma olmalıdır. Yargılama sürecini yakından takip edeceğiz. Kaybettiğimiz tüm canlara ve Şebnem Şirin'e rahmet diliyoruz."

2 yıl önce

İhracat çok ama TIR yok

Milliyet’ten Duygu Erdoğan’ın haberine göre; Dünyada pandemiyle birlikte ciddi bir kırılma yaşayan tedarik zincirinde Türkiye, önemli bir merkez olmaya aday... Pek çok coğrafyadan yeni alım heyeti rotasını Türkiye’ye çevirince ihracat son bir yılda çok hızlı arttı. Ancak diğer taraftan da tüm dünyada pandemi kaynaklı lojistik ve konteyner sıkıntıları baş gösteriyor. Deniz yoluyla taşımacılık bedeli (navlun) artışı ve konteyner azlığı, ülkeleri daha fazla kara yolunu kullanmaya yönlendiriyor. Artan hacimle birlikte şimdi de Türkiye’de TIR bulma sıkıntısı baş gösterdi. İthalatın azalmasıyla gittiği ülkede bekleyen ya da boş dönen TIR’lar önemli bir maliyet kalemi olurken, ihracatın kara yolundaki yükselen ivmesi ise Türkiye’den gidecek ürüne TIR bulma sorunu yaşatıyor. Firmalar, Türkiye’nin çok daha yüksek bir ihracat hedefi ve potansiyeli olduğuna dikkat çekerken, şimdiden bu sorunu çözmek adına acil olarak kara, deniz ve demir yollarını içeren dengeli bir strateji oluşturulmasını öneriyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan eylül ayı rakamlarına göre Türkiye, ihracatta tarihî bir eşiği daha geçti. Eylül ayında ilk kez bir ayda 20 milyar dolar bandı aşıldı. Yılın ilk 9 ayında ise, yüzde 36’lık artışla 161 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Yeni hedef ise 2026’da, 300 milyar dolara ulaşmak. Yakın ülkelere gidiyor Uluslararası taşımacılık yapan nakliyeciler, tüm kapılarda ihracata yönelik artışın gözle de görülür olduğunu anlatırken; bu süreçte denizdeki navlun fiyatlarının artışıyla kara yolu yük taşımacılığının maliyetlerinin aynı hale geldiğini ifade ediyorlar. Dolayısıyla Avrupa gibi yakın coğrafyalara kara yolundan daha kısa sürede ulaşım tercih edilir oluyor. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği’nin (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ayşem Ulusoy, lojistiğin sürdürülebilir başarısı için dengeli bir dağılıma ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyor. Ulusoy, “İhracatta tarafında araç bulmakta çok ciddi sıkıntılarımız var. İthalatta ise araçlarımız hem gittiği ülkede yük bulup dönmek için çok bekliyor, hem de boş dönebiliyor. Dünya çapında her türlü ihracatçı artık yumurtaları aynı sepete koymama kararı aldı. Sadece Çin’den alım yapmak bir risk. O yüzde şu anda Türkiye, stratejik planını iyi yaparsa avantajlı durumda. İthalat tarafında ise özellikle ara mallar getiriliyor. Bunların üretimini içeride artırmamız lazım. Özellikle tüm taşıma yollarını demir yolu ile desteklememiz lazım. Kara yoluna yüklenmeye devam edersek başımızı sıkıntıya sokabiliriz” diye konuştu. ‘Çin’den vazgeçiyorlar’ Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, maden taşımacılığında TIR mağduriyetinin daha fazla olduğunu vurgularken, taşımacıların tonajda oldukça yüksek olan ağırlıklar yerine başka sektörleri öncelikli olarak tercih ettiğini söylüyor. Kaya, “Mesela bir TIR için tekstilci ve madenci ararsa tekstil taşımayı tercih ediyorlar, bize fiyatı bile biraz daha pahalıya çıkıyor. Konteyner bulma sorunu biraz azaldı ancak devam ediyor. Konteyner bulamayanlar özellikle yakın coğrafyada TIR’a yöneliyor. Kara yolunda ise mazot fiyat artışı etkili oluyor. ihracatımız çok güçlü artıyor. Maden sektöründe 4 milyar dolar seviyesinden 6 milyar dolara çıktık. Çin’den Avrupa’ya çok yüksek taşıma fiyatları oluşması ve Çin’in kendi içindeki sorunlar nedeniyle pek çok coğrafyadan alıcı bize yöneliyor” dedi. ‘Fırsat var, geç kalmayalım’ Ülkeler arası deniz taşımacılığında artan fiyatlardan örnekler veren Lux Plastic Genel Müdürü Burak Önder, Çin’den Avrupa’ya taşıma maliyetinin altı katına çıktığını söyledi. Önder, “Pandemi öncesi 3 bin dolar olan Çin Avrupa arası taşıma, 15-18 bin dolar seviyelerine geldi. Türkiye’den Avrupa’ya taşıma ise iki katına çıktı. Yani bu açıdan avantajımız oldukça fazla. Konteyner sıkıntısı şu anda yolunda gidiyor. Türkiye’de daha rekabetçi bir lojistik maliyeti var. O yüzden bizim artık pandemiden ne sonuçlar çıkaracağımızı iyi görmemiz lazım. Sorunlarımızla yüzleşip bunları bir stratejiyle orta ve uzun vadede çözümlerle buluşturmalıyız. Türkiye 58 ülkeye 4 saatlik uçuş mesafesiyle çok değerli bir bölgede yer alıyor. Çin’i bu süreçte iyi okumak lazım. Çin ülkeye gelene mevcutta üç haftalık karantina uyguluyor; pandemi ortamı gergin. Sürekli elektrik kesintileri, enerji sorunlarıyla imalatlarında kapasite düşüşleri var. Dünyada alternatif pazarlar aranıyor. Türkiye burada çok güçlü bir merkez ama Polonya, Romanya, Vietnam, Güney Kore gibi güçlü rakipleri var. Bu fırsatları değerlendirmeliyiz” dedi.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 49 50