01 Mayıs Çarşamba 2024
1 yıl önce

Abdülhamid Han'ın göreve başlaması paniğe neden oldu... Yunanistan'da kırmızı alarm: Ordu teyakkuzda

Türkiye'nin hidrokarbon arama çalışmalarına katılacak dördüncü sondaj gemisi Abdülhamid Han'ın Doğu Akdeniz'de göreve başlaması, Atina ve Rum yönetiminde paniğe neden oldu. Yeni Şafak'ın haberine göre, Atina yönetimi geminin hareketlerini anbean takip ederken, geminin beklenenden 10 gün önce hareket etmesi Yunan ve Güney Kıbrıs medyasının manşetlerine taşındı. İki ülkenin medyasının tek bir ağızdan yaptığı haberde, geminin hareketleri harita üzerinden takip edilerek yayınlanırken, Yunan ordusunun da teyakkuzda olduğunu yazıldı. Türkiye'nin hakları doğrultusunda yaptığı araştırmaların hukuksuz gösterildiği haberlerde, Ankara'nın uluslararası tepkiyle karşılaşacağı tehdidi savruldu.

1 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı’ndan Yunanistan'a skandal yasa tepkisi: Batı Trakya Türk azınlığına yönelik baskı ve sindirme politikalarına son verin!

Dışişleri Bakanlığı Yunanistan'ın uyguladığı hukuksuz politikalara sert tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan'ın Batı Trakya Müftülüklerine ilişkin hazırladığı yasaya ilişkin, "Lozan Barış Antlaşması ve diğer ilgili anlaşmalardan kaynaklanan ahdi yükümlülüklerini yerine getirmeye ve BTTA'ya yönelik baskı ve sindirme politikalarına son vermeye davet ediyoruz" açıklamasında bulundu. "DİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YOK SAYMAKTADIR" Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan'ın Batı Trakya Müftülüklerine ilişkin hazırladığı yasa hakkında yazılı açıklama yaptı. Yunanistan Batı Trakya'daki müftülüklere yönelik ahiren kabul ettiği bir yasal düzenleme ile Batı Trakya Türk azınlığının (BTTA) Lozan Barış Antlaşması başta olmak üzere uluslararası anlaşmalarla teminat altına alınmış olan hak ve özgürlüklerinin bir kez daha ihlal edildiği belirtilen açıklamada, "BTTA'nın temsilcileriyle istişare edilmeden hazırlanan bu yasal düzenleme, BTTA'nın kendi seçtiği müftüleri ve dolayısıyla BTTA'nın iradesini ve din özgürlüğünü bir kez daha yok saymaktadır. Bu çerçevede söz konusu yasal düzenleme hakkında BTTA Danışma Kurulunun dün yaptığı ve soydaşlarımızın haklı tepkisini yansıtan açıklamayı bütünüyle destekliyoruz. Lozan Barış Antlaşması'nın 40'ıncı maddesi, BTTA'ya kendi dini, eğitim ve hayır-sosyal kuruluşlarını kurma, idare etme ve kontrol etme hakkı tanımaktadır. Yunanistan'ın ahdi yükümlülükleri hilafına bu hakkı ihlal etmesi, geçmişte AİHM kararlarıyla da tescil edilmiştir" ifadelerine yer verildi. "KABUL EDİLEMEZ BİR DURUM" Yunanistan'ın BTTA'ya müftülerini seçme, müftülüklerini yönetme ve yapılandırma konusunda gereken desteği ve kolaylığı sağlaması gerekirken müftülükleri BTTA'nın iradesi hilafına tamamen kendi yönetimi altına almaya çalışmasının kabul edilemez bir durum olduğu vurgulanan açıklamada, "Bu yasal düzenlemeyle Yunanistan, soydaşlarımızın uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmış dini alandaki hak ve özgürlüklerini ihlal etmeyi sürdürerek, müftülük kurumunu Yunan devletinin kontrolünde bir yapıya dönüştürmeye çalışmaktadır. Türkiye, ülkesindeki gayrimüslim azınlıkların dini kurumlarının işleyişine ve liderlerinin seçilmesine bu tür baskıcı yasalarla ve uygulamalarla müdahale etmemektedir. Yunanistan'ı bir kez daha uluslararası hukuka saygı göstermeye, Lozan Barış Antlaşması ve diğer ilgili anlaşmalardan kaynaklanan ahdi yükümlülüklerini yerine getirmeye ve BTTA'ya yönelik baskı ve sindirme politikalarına son vermeye davet ediyoruz. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da soydaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz" denildi.

1 yıl önce

Çanakkale açıklarında Yunanistan tarafında geri itilen 13 düzensiz göçmen kurtarıldı

Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, Ayvacık açıklarındaki lastik botta düzensiz göçmenlerin olduğunu tespit etti. Yunanistan unsurlarınca Türk kara sularına itildiği belirlenen farklı ülkelere mensup 13 kişi, Sahil Güvenlik Komutanlığının "KB-4510" botunca düzenlenen operasyonla kurtarıldı. Küçükkuyu beldesinde karaya çıkarılan düzensiz göçmenler, işlemlerinin ardından Ayvacık Yabancıları Geri Gönderme Merkezi'ne sevk edildi.

1 yıl önce

FETÖ'nün prensi her şeyi anlattı: Yunanistan'a kaçacaktım

Yunanistan son dönemlerde Türkiye'den Avrupa'ya geçmeye çalışan terör örgütü üyelerini sınırdan itse de, FETÖ üyeleri başta olmak üzere terör örgütü mensupları yasadışı yollardan kaçmak için her yola başvuruyor. Son 10 gün içerisinde Edirne'nin ilçelerinde yapılan operasyonlarda 20 terör örgütü üyesi daha yakalandı. FETÖ'NÜN PRENSİ JANDARMA PUSUSUNA DÜŞTÜ Edirne'nin Enez İlçesinde gece yurtdışına yasadışı yollarla 6 kişinin geçiş yapacağı bilgisine ulaşan Jandarma ekipleri Yeni Mahalle bölgesinde pusuya yattı. Jandarma, Yunanistan'a kaçmak için gece 01.30 sıralarında yola çıkan aralarında FETÖ'nün prenslerinden gazeteci Mehmet Gündem ile eşi Mine Gündem'in de aralarında bulunduğu 7 kişiyi yakaladı. FETÖ terör örgütü üyeliğinden yargılanan eski Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı üyesi Mehmet Gündem'in silahlı terör örgütü üyeliği suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası aldığı, hakkında yurt dışına çıkış yasağı bulunduğu ortaya çıkmıştı. Bir süre cezaevinde kalan Gündem'in aldığı ceza dosyasının istinafta olduğu bu nedenle yasadışı yollarla Yunanistan'a kaçış planı yaptığı belirlendi. EŞİ DE FETÖ SORUŞTURMASINDA GÖZALTINA ALINMIŞ Mehmet Gündem'in birlikte kaçmaya çalıştığı eşinin de Niğde'de yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında 23 Haziran'da gözaltına alındığı belirlendi. Mehmet Gündem ifadesinde "Tutuklu yargılandığım süreç içerisinde ben ve ailem çok yıprandık. 23 Haziran tarihinde eşim hakkında soruşturma olduğundan gözaltı işlemi yapıldı. Onun hakkında soruşturma olduğunu öğrendik. Eşimin benim yaşadığım süreci kaldıramayacağını düşünerek böyle bir yol düşündüm" dedi. "HEDEFİM YUNANİSTAN'A KAÇMAKTI" Sabah'ın haberine göre, Yasadışı yollarla Yunanistan'a geçmeye çalışırken yakalanan Gündem, suçunu da itiraf etti. Gündem "Yunanistan tarafına gidecektik. Sonrası için bir düşüncemiz yoktu" dedi. İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkan Gündem tutuklandı. Tutuklama kararında, Gündem'in cezasının infazından kaçmak için böyle bir yönteme başvurduğu belirtilerek sanık hakkında verilen adli kontrol uygulamasının sonuçsuz kaldığı vurgulanarak tutuklanmasına karar verildiği öğrenildi.

1 yıl önce

Yunanistan, müftülük yasasını Türk azınlığa rağmen çıkarıyor

Başkent Atina'daki Yunanistan Parlamentosuna 22 Temmuz'da hükümet tarafından tasarı olarak sunulan ve 2 Ağustos'ta yürürlüğe giren yeni müftülük yasası, Türk azınlığı doğrudan ilgilendirmesine rağmen, azınlığın görüşlerini dikkate almayan yönleriyle dikkati çekiyor. Azınlığın din özgürlüğünü otoriter bir yaklaşımla ele aldığı gerekçesiyle eleştirilen tasarı, "hükümetin sorunu çözmeye niyeti olmadığı" şeklinde yorumlanıyor. Başta Lozan Anlaşması olmak üzere Yunanistan'daki Türk azınlığın haklarını güvence altına alan uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeyen Atina'nın, dini hak ve özgürlükleri ihlal etmeyi sürdürerek, müftülük kurumunu Yunan devletine bağlı bir kamu dairesine dönüştürme çabasında olduğuna işaret ediliyor. Torba yasayla geçirildi Yasa, azınlık ile istişare edilmemesinin yanı sıra yöntemi ve zamanlamasıyla da eleştiriliyor. Zira Türk azınlık için temel dini hak ve özgürlüklerini ilgilendiren bir konuda çıkarılacak yasanın, torba taslak halinde hazırlanması ve merhum İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete'nin vefatından hemen sonra parlamentoya sunulmasına tepki gösteriliyor. Batı Trakya'daki seçilmiş müftüleri tanımayarak, bölgedeki din işlerinin yürütülmesinden sorumlu kişileri atama yoluyla göreve getiren Yunanistan, bu yeni yasayla bu tutumundan vazgeçmediği gibi müftüleri Eğitim ve Din İşleri Bakanlığına bağlı birer bürokrat niteliğine sokuyor. Müftü seçmekle bakanlığın belirlediği bir kurulu yetkilendirecek olan Yunanistan, bu yasayla uluslararası anlaşmaların hilafına tutumundan vazgeçmediğini gösteriyor. Devlet dairesine dönüştürmeyi hedefliyor Böylece müftülükleri sıradan bir devlet yapısı olarak ele alan Yunanistan hükümeti, Batı Trakya Türk azınlığının tepkisini çekiyor. Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu, konuya ilişkin açıklamasında, söz konusu yasanın hazırlanmasında kendilerinin iradesinin dikkate alınmadığına vurgu yapılırken, Yunanistan hükümetinin dini özerkliğini güvence altına alan Lozan Anlaşması'nın yok sayıldığına dikkati çekiyor. Mevcut hükümetin, bundan önceki hükümetler gibi Türk azınlığın sorunlarına yapıcı bir şekilde yaklaşmaktan uzak tutumuna işaret eden kurul, "Bu antidemokratik ve insan haklarına ters anlayışı en güçlü şekilde kınıyoruz." ifadelerini kullanıyor. "Kabul edilemez" İskeçe Seçilmiş Müftülüğü de söz konusu yasal düzenlemenin "kabul edilemez olduğu" vurgusunu yaparak, uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınan azınlığın kendi müftüsünü seçme hakkının bir kez daha gasbedebildiğinin altını çiziyor. Dışişleri Bakanlığı ise Batı Trakya Türk azınlığın temsilcileri tarafından yapılan açıklamalara destek çıkarak, müftülük kurumunu Yunanistan devletinin kontrolünde bir yapıya dönüştürmeye çalıştığını belirtiyor. Lozan Barış Antlaşması’nın 40'ıncı maddesinin Batı Trakya Türk Azınlığına kendi dini, eğitim ve hayır-sosyal kuruluşlarını kurma, idare etme ve kontrol etme hakkı tanıdığını hatırlatan Bakanlık, Yunanistan’ın ahdi yükümlülükleri hilafına bu hakkı ihlal etmesinin geçmişte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla da tescil edildiğinin altını çiziyor. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı ise Türkiye'nin çağrılarına cevaben, bu yasayla "müftüler için modern ve uyumlu bir çerçeve oluşturulduğunu" ileri sürerek, azınlığın, "Yunanistan'daki her vatandaş gibi istisnasız demokratik bir devletin sağladığı her şeyden yararlandığı" iddiasında bulunuyor.

1 yıl önce

Yasa dışı dinleme skandalı: Yunanistan Ulusal İstihbarat Teşkilatı Başkanı istifa etti

Yunanistan Ulusal İstihbarat Teşkilatı (EYP) Başkanı Panagiotis Kontoleon, bir gazeteci ve bir politikacıya yönelik telefon dinleme skandalı sonucu istifa etti. Yunan basınında yer alan haberlere göre, Kontoleon, "bilgi toplama sürecindeki dikkatsizlik" gerekçesiyle Başbakan Kiryakos Miçotakis'e istifasını sundu. EYP'te Ağustos 2019'tan bu yana başkanlık görevini yürüten Kontoleon'un yerine Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Themistoklis Demiris'in getirileceği belirtildi. Demiris'in, yaz tatilinin ardından Yunanistan Parlamentosu Kurumlar ve Şeffaflık Komitesine gelişmeler hakkında bilgi vermesi bekleniyor. Kontoleon'un, parlamentonun ilgili komitesine, teşkilatının gazeteci Thanasis Koukakis'i gözetlediğini söylediği iddia edilmişti. YUNAN AP MİLLETVEKİLİNDEN SUÇ DUYURUSU Muhalefet partilerinden Değişim Hareketinin (KINAL) lideri ve Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili Nikos Andrulakis, telefonunun yasa dışı dinlenmesine ve özel bilgilerine erişilmesine yönelik girişimde bulunulduğu gerekçesiyle Yunanistan Yüksek Mahkemesine (Areios Pagos) suç duyurusunda bulunmuştu. Andrulakis, 28 Haziran'da Avrupa Parlamentosunun özel hizmetinden faydalanarak, telefonunun casus bir yazılımla izlenip izlenmediğini kontrol ettirmişti. Telefonda yapılan ilk incelemede, "Predator" isimli casus yazılımla ilişkili şüpheli bir link tespit edilmişti. Daha sonra yapılan ayrıntılı incelemede ise Andrulakis'in, 21 Eylül 2021'de telefon sahibini casus yazılım programa yönlendiren linkin bulunduğu bir mesaj aldığı ancak Andrulakis'in mesajda belirtilen linke tıklamadığı görülmüştü. GAZETECİNİN TELEFONUNDA DA TESPİT EDİLMİŞTİ Nisanda da Yunan gazeteci Thanasis Koukakis'in cep telefonunda da casus yazılım tespit edilmişti. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Yunan yetkililerden, gazeteci Koukakis'in cep telefonunda tespit edilen casus yazılım programına ilişkin araştırma yapılmasını istemişti. IPI'nın açıklamasında, Koukakis'in cep telefonunun 2021'de 10 hafta boyunca "Predator" isimli casus yazılımla takip edildiği kaydedilmişti.

1 yıl önce

Sahil Güvenlik Komutanlığı: Yunanistan tarafından ölüme terk edilen 8 düzensiz göçmen kurtarılmış ve 3 düzensiz göçmenin cansız bedenine ulaşılmıştır

Sahil Güvenlik Komutanlığı’dan yapılan açıklama şöyle; 08 Ağustos 2022 tarihinde saat 10.05’de, görevli Sahil Güvenlik Botu tarafından, İzmir ili Çeşme ilçesi Karaada üzerinde  bir grup düzensiz göçmen olduğunun tespit edilmesi üzerine Karaada’da yapılan aramalarda 8 düzensiz göçmen sağ olarak kurtarılmış ve 1 düzensiz göçmenin cansız bedenine ulaşılmıştır.     Kurtarılan göçmenler ile olay mahallinde yapılan ilk mülakatlarda, “39 göçmen olarak Sakız Adası’na geçerek farklı yerlere dağıldıkları, 12 kişilik grup olarak Yunan polisi tarafından yakalandıkları ve yerini bilmedikleri bir binaya götürüldükleri, burada değerli eşyalarının alınarak darp edildikleri, içlerinden 1 göçmenin binanın dışına alındığı, gelen çığlık seslerinden dolayı daha ağır bir  muameleye maruz kaldığını anladıkları, sonrasında 11 kişilik grup halinde Yunan Sahil Güvenlik Botuna bindirildikleri, dışarı alınan 1 göçmenin orada kaldığı ve hayatını kaybetmiş olabileceğini düşündükleri, Yunanistan unsurlarınca can yeleksiz ve elleri kelepçeli olarak doğrudan denize atıldıkları, yüzerek karaya ulaşmaya çalıştıkları, 8 göçmenin sahile ulaşmayı başardığı, 1 göçmenin cansız bedeninin kıyıya vurduğu, 2 göçmenin boğulduğunu gördükleri” bilgisi alınmıştır.    Kurtarılan göçmenlerden alınan ilk ifadeler doğrultusunda kayıp olduğu değerlendirilen 2 düzensiz göçmenin bulunması maksadıyla arama kurtarma faaliyeti başlatılmış ve olay mahalline derhal ilave 2 Sahil Güvenlik Botu ile 2 Sahil Güvenlik Helikopteri sevk edilmiştir.    Olay mahallinde icra edilen arama kurtarma faaliyetleri neticesinde, kayıp 2 göçmene ait cansız bedenlere ulaşılmıştır. 

1 yıl önce

Yunanistan Cumhurbaşkanı'ndan dinleme skandalına ilişkin kapsamlı soruşturma talebi

Yunan Ulusal İstihbarat Teşkilatı EYP'nin Başkanı Panagiotis Kontoleon, Sosyalist Lider Nikos Androulakis ve gazeteci Thanasis Koukakis'in telefonlarının dinlendiğine dair iddialarının ardından, Cuma günü istifa etmişti. Hükümet kanadından da Başbakanlık Genel Sekreteri ve aynı zamanda Başbakan Kiryakos Miçotakis'in yeğeni olan Grigoris Dimitriadis'te istifasını sunmuştu. Devlet işlerindeki şeffaflık seviyesinin demokrasinin kalitesinin bir ölçüsü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Sakellaropoulou, davanın kapsamlı bir şekilde soruşturulması ve Ulusal İstihbarat Teşkilatı'nın (EYP) işleyişinin iyileştirilmesi için adımlar atılması çağrısında bulundu. Sakellaropoulou, ulusal güvenlik nedenleriyle iletişim mahremiyeti yasalarına yapılacak herhangi bir istisnanın dar yorumlanması gerektiğini ve uygulanmasının, hukuk devleti ilkelerine uygun olması gerektiğini kaydetti.

1 2 ... 16 17 18 19 20 21 22 ... 30 31