04 Mayıs Cumartesi 2024
1 yıl önce

Yunanistan'da 10 bin FETÖ'cü var

Türkiye’nin Yunanistan ile ilişkisinde gerilimin düzeyi gün geçtikçe artıyor. Sorun sadece Doğu Akdeniz değil… Yunan, Kıbrıs’a karışıyor, adalarını da silahlandırıyor. Bununla da yetinmiyor, terör örgütlerine ev sahipliği yapıyor. YUNAN'IN İKİ YÜZÜ Her defasında Türkiye tarafı diyalogları canlı tutma konusunda söz alıyor ancak Yunan buna karşılık hava sahası tacizlerine başlıyor. Hemen ardından da mülteci göçü üzerinden uluslararası arenada mağdur rolü oynuyor. “YUNANİSTAN FABRİKA AYARLARINA DÖNDÜ” Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili Yunan Başbakan Kiryakos Miçotakis'in, İstanbul ziyaretinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesinin ardından ilişkilerdeki sorunların normal iki komşuya yakışır şekilde çözülmesi yönünde tutum almak yerine, ABD'de Türkiye'yi şikayet ettiğini ve ziyaretten kısa süre önce Yunanistan'ın hava ihlallerine başladığını hatırlatarak “Yunanistan fabrika ayarlarına döndü.” dedi. Silahlanma yarışı, izinsiz uçuşlar gibi hiçbir konuda Yunanistan ile ilgili endişe taşımadıklarını vurgulayan yetkili, komşudaki terör yuvalanmasının boyutunu da göz önüne serdi. Geçen sene izinsiz geçişlerin kamuoyuna 20 bin seviyesinde yansıdığı Yunanistan’da, 8 ile 10 bin FETÖ mensubu olduğu tahminini paylaşan yetkili, Atina’nın Türkiye karşıtı pek çok terör yapılanması için güvenli bir liman olarak görüldüğünü vurguladı. “BİR AVRUPA ÜLKESİ BİRLİĞİ DÜPEDÜZ TERÖRİST BESLİYOR” Dışişleri yetkilisi “Atina, toksik güvenli liman halinde. Ne ararsanız var. Orada DHKP-C'si var, PKK'sı var, FETÖ'cüsü var. Hepsinin de yeri belli. Deniyor ki 'Bunlar Türklerin düşmanı, demek ki iyi bir şey. Ben bunlara böyle bir alan açayım, onlar gelsinler besleyeyim, günün birinde Türklerin canını yakmak için kullanabilirim.' 21. yüzyıl, bir Avrupa Birliği (AB) ülkesi düpedüz terörist besliyor. Bunun 'freedom fighter' (özgürlük savaşçısı) ile bir alakası yok. PKK; AB'nin de ABD'nin de terörist olarak belirlediği bir gruptur. “8 İLE 10 BİN ARASINDA FETÖ'CÜ VAR” Bunun başka bir izahı yok. Yunan zihniyetinde, bir gün belki işime yarar diye beslediği gruplar bunlar. Büyük sorun. Yunanistan transit ülke olmaktan çıktı, şu an hedef oldu. Yunanistan'da 8 ile 10 bin arasında FETÖ'cü var. Biz diyoruz ki 'Şimdi aranız güzel ama ters bir hareket yaparsınız bunlar sizin de başınıza bela olur. Şimdi Türkiye'yi huzursuz edeceğim diye yaptığınız hamleler gelir bir gün sizi de vurur.' Lavrion her zaman vardı. Şimdi FETÖ'cüler eklendi.” “KENDİLERİ BİLİR” Dışişleri yetkilisi, “Bizim Yunanistan'la iyi geçinmeye duyduğumuz ihtiyaç, hiçbir zaman Yunanistan'ın bizimle iyi geçinmeye duyduğu ihtiyaçtan fazla değil. Kendileri bilir.” ifadesini kullandı. Her zaman inişli çıkışlı bir seyre sahip olan Türk-Yunan ilişkilerinde “gidişatın biraz tatsız” olduğunu kaydeden yetkili, “İyi geçindiğimiz dönemler istisnadır. Atatürk-Venizelos, İsmail Cem-Papandreu dönemi istisna. Yunanların normal hali bizimle itişmek. Biz de cevap veriyoruz.” diye konuştu. AYASOFYA TRAVMA YARATTI Türkiye ve Yunanistan arasında Ege Denizi, Kıbrıs, Yunanistan'ın teröre verdiği destek, Batı Trakya Türk azınlığı gibi sorunların mevcudiyetini hatırlatan yetkili; bu sorunlara son dönemde göç, Doğu Akdeniz'deki rezervler ve FETÖ konularının eklendiğini, Ayasofya'nın Ayasofya-i Kebir Camii olarak statüsünün eski haline getirilmesinin Yunanistan'da çok derin travma yarattığını dile getirdi. “YUNANİSTAN, EKONOMİK SINAMALARLA KARŞI KARŞIYA” Dışişleri yetkilisi, Yunanistan'ın Fransa ile yaptığı silah alımı anlaşmaları ve ABD'den F-35 satın alma çabalarına ilişkin olarak, “Yanlış yapıyorlar. Yunanistan ağır bir ekonomik krizden çıkmaya çalışırken küresel koşullar nedeniyle yeni ekonomik sınamalarla karşı karşıya. Dış borç açısından ise dünyada sayılı ülkelerden. Böyle bir durumda on milyarlarca avroyu savaş araç gereçlerine mi harcarsınız, yoksa ekonomiyi canlandırmak için mi tahsis edersiniz? Doğru yapmıyorlar.” değerlendirmesinde bulundu. “TÜRKİYE İLE SİLAHLANMA YARIŞINA GİRMESİNDE MANTIK GÖRMÜYORUZ” Yunanistan'ın bu adımlarının ekonomik mantığa ters olduğunu belirten yetkili, “Bildiğimiz kadarıyla Türk savunma sanayisinin ürettiği araçların yüzde 80'i Türk ekonomisine geri dönüyor. Savunma sanayisi açısından tamamen dışa bağımlı olan bir Yunanistan'ın, kendi silahlanmasını kendi temin eden bir Türkiye'yle silahlanma yarışına girmesinde mantık görmüyoruz. Hele ki 10-12 sene bir kriz yaşamış Yunanistan'dan söz ediyorsak.” dedi. Yetkili, Yunanistan'ın Fransa'dan satın aldığı firkateyn ve uçaklara dikkati çekerek, “Yani Ege'de dengeler mi değişecek şimdi?” diye konuştu. “Yunanistan söz konusu olduğunda hiçbir zaman bir endişemiz yok” Yunanistan'ın savunma alanında yaptığı bu hamlelerin Türkiye nezdinde herhangi bir "endişeye" yol açmadığını kaydeden yetkili, şöyle devam etti : “Bizim Yunanistan söz konusu olduğunda hiçbir zaman bir endişemiz yok. Bir kirpi modeli uyguluyorlar sanırım, dokunamazsın. Kirpi kalkıp da bir yere saldırmaz ama ona dokunmazsın. Caydırıcılık yaratma hissi için çabalıyorlar. Anlamsız. Milli Savunma Bakanımızın söylediği önemli bir noktaya dikkatinizi çekelim. Diyor ki; 'Eğer bu adalara koyduğunuz silahlar kendi savunmanız içinse niye? Türkiye'ye karşıysa çok az.' Dolayısıyla hepimiz Yunanistan'ın hamlelerini anlamakta güçlük çekiyoruz.” “BİR SARMALIN İÇİNE GİRMİŞLER, ORDAN ÇIKAMIYORLAR” Yetkili, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun “Yunanistan'ın adaları silahsızlandırması gerekir, aksi takdirde egemenlik tartışmaya açılır.” sözlerinin Yunan kamuoyunda Türkiye'nin adaları işgal edeceğine yönelik algı oluşturduğu iddialarını ise şöyle değerlendirdi: “Abartıyorlar. Bilinçli bir şekilde abartıyorlar. 'Caydırıcılık', hedef aldığı hamleyi tetikliyorsa başarısız olmuştur. Caydırıcılığı tam dengede tutmanız gerekir. Kalkıp da taciz halini alırsa, engellemeye çalıştığın şey başına gelir. Yunanistan ise provoke ediyor. Türkiye 'Sen ne yapıyorsun?' dediğinde ise ‘Bakın gördünüz mü, ben bunun için silahlanıyorum.' diyor. Bir sarmalın içine girmişler, oradan çıkamıyorlar. Kendi kendilerini huzursuz ediyorlar.” SİLAHLANMAYA HIZ VERDİ Gayriaskeri adaları Yunanlıların silahlandırmasına karşılık Türkiye'nin Birleşmiş Milletlere (BM) mektup yollamasını değerlendiren yetkili, adaların silahlandırılması meselesinin iki ülke arasında uzun yıllardır gündemde olduğunu ancak güncel durumda Yunanistan'ın silahlanma konusuna hız verdiğini vurguladı. Dışişleri yetkilisi, Yunanistan'ın gayriaskeri statüdeki adaları silahlandırmasına Türkiye'nin müsaade etmeyeceğini ve buna ilişkin hukuki dayanaklara sahip olduğunu belirtti. Türkiye'nin BM'ye gönderdiği mektuplara ilişkin ise yetkili, “Yeterince hukuki dayanağımızın olduğunu düşünüyoruz. BM'nin dikkatini çekmek de doğru bir hamle. Çünkü BM uluslararası anlaşmaların depozitörü konumunda. Uluslararası ilişkilerde hamlelerin yeri ve zamanlaması çok önemli. Önce bir sorunu ortaya koyacaksınız ve bu sorunun üçüncü taraflar için anlaşılmasını sağlayacaksınız. BM'ye mektup olarak gönderdiğinizde bunun etkisi çok daha büyük oluyor.” dedi. YUNANİSTAN'DAKİ ABD ÜSLERİ HAKKINDA AÇIKLAMALAR:TİYATRO Dışişleri yetkilisi, Türkiye'nin artık bağımsız dış politika izlediğini ve Soğuk Savaş dönemindeki gibi ABD'nin her istediğini yaptıramayacağı bir ülke olduğunu herkese hissettirdiğini kaydetti. Yunanistan'daki Amerikan üsleriyle ilgili olarak ABD'li ve Yunan yetkililerin basına yansıyan demeçlerini “Tiyatro oynanıyor.” şeklinde niteleyen yetkili, Yunanistan'ın “Beni savunmak için ABD'liler var.” mesajı verdiğini, ABD'nin ise “Bunun Türkiye'yle alakası olmadığını” kapalı kapılar ardında Türk yetkililere dile getirse de “gün ışığında” açıkça belirtmediğini söyledi. ABD'lilerin bir kuzey-güney hattı oluşturma planlarının olduğuna dikkati çeken yetkili, “EastMed hattı da doğu-batı eksenindeydi. ABD'liler bir strateji oluşturdular kafalarında. Yunanistan'dan yukarı çıkan bir hat. Bir de İsrail-Güney Kıbrıs-Yunanistan oluşan doğu batı ekseni. Kendi kafalarınca bir 21. yüzyıl stratejisi oluşturdular. Türkiye'den de pek emin olmadıkları için 'Türkler kendi başlarına iş yapıyorlar, çıkarları neyse onu savunan bir Türkiye.' (EastMed) Olmadı.” dedi. Dışişleri yetkilisi, son dönemde bazı olaylarda Yunanistan tarafından yapılan “hava sahasını ilk Türkiye'nin ihlal ettiği” iddialarının “düpedüz yalan” olduğunu ifade ederek, “'Niye?' sorusunun cevabı da şu: Miçotakis ABD'ye gidecek. 'No jets for Turkey' etiketi hazır. Dosyasını ‘Bunlara mı siz F-16 veriyorsunuz? Bakın neler yapıyor, adanın (Sisam Adası) üstünden uçuyor.' diye hazırlayacak. Evet, adanın üstünden uçmuşuz, Dedeağaç'a 2,5 mil yaklaşmışız.” diye konuştu. “BİZİMKİLER DEDEAĞAÇ'A 2,5 MİL YAKLAŞMIŞLAR” Durumu anlamak için fotoğrafa değil, olayların nasıl başladığına bakmak gerektiğini vurgulayan yetkili, “Doğru, bizimkiler Dedeağaç'a 2,5 mil yaklaşmışlar ama (Yunanistan da) Edirne'nin Enez kıyısında uçmuşlar. Dalaman'ın üstünde dönüyorlar.” dedi. Türkiye'nin, Yunanistan'ın tacizlerine cevap verdiğine işaret eden yetkili, “Yunanlılar icat etmiş zaten tiyatroyu. Hala da devam ettiriyorlar bu becerilerini.” ifadelerini kullandı. “ALPLERE Mİ TAARUZ DÜZENLEYECEKTİK?” Yetkili, Efes tatbikatında Yunan adalarına benzer bir yere çıkartma yapılmasına ilişkin Yunan ve Avrupa medyasında “Türkiye Yunan adalarına çıkartma yapmak için hazırlık mı yapıyor?” şeklinde haberlerin çıkmasını da “(Tatbikatta) Alplere mi taarruz düzenleyecektik? Gayet normal. Belli aralıklarla yapılır, değişik senaryolar uygulanır. Karlı dağlara saldıracak halimiz yok.” diye değerlendirdi. “RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI SONA ERMELİ” Türkiye'nin “normatif” yani kural koyan bir ülke olmasının Yunanistan'da oluşturduğu rahatsızlığa dikkati çeken yetkili, Türkiye'nin Ukrayna-Rusya savaşına ilişkin tutumunu şöyle aktardı: “Bu savaş sona ermeli diyoruz. Niye sona ermeli, çünkü Türkiye ticaret yapan bir ülke. Savaş ticareti değil, normal, düzgün ticaret yapan bir ülke. Turizmden para kazanan bir ülke. Bölgesel istikrarsızlık Türkiye için iyi değil. Onun için biz bitirmeye çalışıyoruz. Bitirmeye çalışıyorsanız da bu savaşı böyle bayrak açıp da bir tarafa ağzınıza geleni söylemek doğru değil. Biz Rusya'ya Kırım'dan beri söylüyoruz, doğru değil. Kırım'ı da kabul etmediğimizi söylüyoruz. Ama hakaret etmek için burada bir sebep yok, Rusya'yla ilişkilerimiz var.” “ULUSLARARASI HUKUKUN SÖYLEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ” Dışişleri yetkilisi, geçen ay ABD Temsilciler Meclisinde onaylanan ve ABD'nin Türkiye'ye F-16 satışını “Yunanistan hava sahasına yönelik sürekli ihlallerde kullanılmayacağını” şartına bağlayan tasarı ekini ise “absürt bir şey” diye niteledi. Yunanistan'ın hava sahasının 10 mil olarak kabul edilmesi iddiasına ilişkin olarak uluslararası hukuka işaret eden yetkili, şunları kaydetti: “Uluslararası hukuk ne diyorsa o, biz uluslararası hukukun söylediğini söylüyoruz. Değişik deniz yetki alanları vardır. Bir adanız vardır, onun etrafında kara sularınız vardır. O kara sularının bittiği yer vardır. Hava sahanızla kara sularınızın bittiği yer üst üstedir. Kara sularının ötesinde bir hava sahası iddiasında bulunamazsın. Böyle bir şey dünyada da yok. Dolayısıyla Amerikalılar da raporlarında bunu bir yere koyarlar.” “Yunanistan'ın yalnızca kıta sahanlığı konusunda mahkeme isteği kurnazca” Türkiye'nin Yunanistan ile sorunlarını müzakere kolaylaştırıcılık, hakemlik, uluslararası mahkeme gibi birçok platformda çözmeye hazır olduğunun altını çizen yetkili, şöyle devam etti: “Ancak ihtilaflarda doğrudan uluslararası hukuka gidemiyorsunuz. Uluslararası mahkemeler, ulusal mahkemeler gibi çalışmıyor. Önce bir anlaşacaksınız. Sorunlar nelerdir, onları kağıda dökeceksiniz. Sonra bu uluslararası sorunların hangi hukuki enstrümanlar kullanılarak çözülmesini istediğinizi de söyleyeceksiniz. Biz tüm konularda mahkemeye gitmek istiyoruz. Yunanistan ise sadece kıta sahanlığı konusunda gidelim istiyor. Diğer tüm konulara şerh koydular. Uluslararası Adalet Divanının yetkisini tanımıyorlar.” “BİZ 'OTURUP KONUŞALIM' DİYORUZ” Yetkili, Yunanistan'ın yalnızca kıta sahanlığı meselesini uluslararası mahkemelere taşımak istemesine ilişkin ise “Ege'de bin küsur Yunan adası var. Bizde ada sayısı daha az. 6 milde ortada kalan boşluk Ege'nin yarısı falan. 12 mile çıkarıldığı zaman Ege'nin yüzde 70'i Yunan tarafında olur. İstanbul'dan İzmir'e ancak kıyıdan gidilebilir. Biz 'Oturup konuşalım.' diyoruz. Ancak onlar '12 mile çıkarmak benim hakkım, sana sormak zorunda değilim. Ama istersen kıta sahanlığı konusunda gidebilirsin.' diyor. Bütün boyutlar görüşülmeden sorunları çözemezsiniz. 'Sadece kıta sahanlığını götürelim' diyorlar. Kurnazca bir şey, olmaz öyle şey.” diye konuştu. “YUNANLILARIN WATERGATE'İ OLDU” Yunanistan'da PASOK'un lideri ve Avrupa Parlamentosu Milletvekili Nikos Andrulakis'in telefonunun Ulusal İstihbarat Teşkilatı tarafından dinlenmesinin ortaya çıkmasına ilişkin ise Dışişleri yetkilisi, “Yunanlıların Watergate'i oldu.” değerlendirmesinde bulundu.

1 yıl önce

İBB’deki teröristler Yunanistan’a kaçtı

https://twitter.com/genelgundem/status/1519281901378416641?s=21&t=vmjdwDa6cocnvLtDXYubfA İçişleri Bakanlığı, CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun İBB Başkanı olmasının ardından belediyeye aldığını PKK, FETÖ, DHKP-C, MLKP gibi terör örgütleriyle bağlantılı kişilerin kimliklerini ortaya çıkarmıştı. Bakanlığın soruşturmasının ardından İBB işe aldığı terör iltisaklı çalışanları teker teker işten çıkarmaya başladı. Son olarak, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun işe aldığı terörist Yunanistan'a kaçtı. İBB’de çalıştığını ve suç kayıtları olduğunu itiraf eden terörist, “İade edilirsem Türkler tarafından Meriç Nehri'ne atılırım." dedi. İşte o görüntüler: https://twitter.com/bugunguncel/status/1560243329308270592?s=21&t=vmjdwDa6cocnvLtDXYubfA

1 yıl önce

Türkiye'den Yunanistan’a sert tepki: Yalanlarını ispatlamaktan bıktık

Akşehir'deki 'Onur Günü' etkinlikleri kapsamında şehit aileleri ve gazilerle yemekte bir araya gelen Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, önemli mesajlar verdi. Bakan Akar, "Türk Silahlı Kuvvetleri olarak elimizden geldiğince bize düşen görevleri en iyi şekilde yapmak için azami gayret gösteriyoruz. Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimi. Başarısız, hain darbe girişiminden sonra bildiğiniz gibi Türk Silahlı Kuvvetleri'nde hainler temizlendi. Hainler temizlenirken bazıları dediler ki artık Türk Silahlı Kuvvetleri bir şey yapamaz. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gücü, kuvveti gitti. Hayır, bizler Türk Silahlı Kuvvetleri olarak hainlerden temizlendikçe bilakis güçlendik ve çok şükür cumhuriyet tarihinin en yoğun şekliyle görevlerimizi yapmak için gayret gösteriyoruz." dedi. 'TERÖRİSTLERİN ELE BAŞLARI AYNI YERDE 2 GECE YATAMIYOR' Türk Silahlı Kuvvetleri'nin PKK/YPG VE PYD'ye yönelik harekatlara dikkat çeken Bakan Akar, "85 milyon vatandaşımızın güvenini sağlamak. Buna çalışıyoruz. Ve tek hedefimiz teröristler. Teröristler nerede, hedefimiz orası. Nereye kadar sürer bu operasyon? En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar. Terörist neredeyse bizim hedefimiz orada. Ve şu anda teröristler de Mehmetçik'in nefesini enserlerinde hissediyorlar. Özellikle teröristlerin elebaşları aynı yerde 2 gece yatamıyorlar. Bu konuda Mehmetçik son derece başarılı, son derece sebatkar, azimli, kararlı ve teröristlerin peşindeyiz. Ve teröristler bir çöküş halinde olduğunu bizzat kendileri söylüyor. Çok ciddi bir çöküş var. Her tür yalanı söylüyorlar. Her türlü iftirayı atıyorlar. Ve her türlü alçaklığı yapıyorlar. Teröristlerin ele başları, teröristlere ormanları yakın. Hiçbir şey yapamıyorsanız oradaki otelleri, hanları, hamamları, okulları, çoluğu çocuğu katledin diyorlar. Nitekim daha dün işte 13 Suriyeli kardeşimizi katlettiler. Suriye'nin kuzeyinde El-Bab denilen yerde." diye konuştu. 'BUNLAR KUNDAKTAKİ BEBEKLERE BİLE ATEŞ ETMİŞ' 2015 yılından bu yana 35 bin 786 teröristin etkisiz hale getirildiğini ifade eden Bakan Akar şöyle dedi: "Dolayısıyla bunların alçaklığı çok malum bunları biz biliyoruz. Bunlar kundaktaki bebeklere dahi ateş etmiş, kurşun sıkmış insanlar bu alçaklar. Ama sonlarının geldiğini en iyi de kendileri biliyor. Ve biz diyoruz ki bunların yüce Türk adaletine teslim olmaktan başka çareleri yok. Tek yol adalete teslim olmak. Bu manada sizlere bir fikir vermesi bakımından 35 bin 786 terörist, 24 Temmuz 2015'ten bugüne kadar etkisiz hale getirildi. Dolayısıyla Mehmetçik gerçekten çalışmalarını sürdürüyor. Şehitlerimizin bir tek damla kanının dahi hesabını sorduk, sormaya devam edeceğiz. Burada bizim vazgeçmemiz, ihmal etmemiz, rehavet, zafer sarhoşu, hayır arkadaşlar. En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar Türk Silahlı Kuvvetleri gece demeden, gündüz demeden, yaz demeden, kış demeden, dağ demeden, bayır demeden bu mücadeleyi sürdürecek. İnşallah asil milletimizin 85 milyon vatandaşımızı bu terör belasından kurtaracağız. Teröristler devamlı isim değiştiriyorlar. PYD diyorlar, YPG diyorlar. Sürekli adlarını değiştiriyorlar. Ve bunlar insanları kandırmak için, özellikle yurt dışındaki bazı kurumları ve kişileri kullanmak için, kandırmak için biz PKK değiliz demeye getiriyorlar. Arkadaşlar şunu adınız gibi bilin. PKK eşittir YPG. YPG eşittir PYD. Bunların hiçbir şekilde asla ve kata birbirinden farkı yok." 'YUNANİSTAN'IN YALANLARINI İSPATLAMAKTAN BIKTIK' Yunanistan ile ilişkilerin bozulması için bazı grupların çalıştığını söyleyen Bakan Akar şöyle devam etti: "Gerginliği arttırıcı, eylemlerle, söylemlerle iki komşu ülke arasında, iki müttefik arasındaki ilişkileri bozmak için Yunanistan'daki belli kişiler maalesef gece gündüz fitneyi, fesadı ortaya atıyorlar. Bütün bunlara rağmen Türkiye olarak bizler daima uluslararası hukuk çerçevesinde konuşalım, görüşelim. Diyalogla aramızdaki sorunları çözelim diyoruz. Fakat maalesef bu konuda Yunanistan ne konuşmaya, ne masaya geliyor, ne laf dinliyor, ne yalanları bitiyor. Her dakika bir yalan. Her saniye bir yalan. Bunları ispatlamaktan bıktık. Öyle ki, Yunanistan yönetiminin yaptığı yanlışlar, artık Yunanlı bazı siyasiler, emekli bazı generaller, amiraller, bazı akademisyenler, bazı medya mensupları tarafından da aklıselim sahibi Yunanlılar tarafından da artık açıkça görülmeye başlandı. Ve onlar da bu yapılanların yanlış olduğunu görüyorlar. Yapanlara karşı tavırlarını belirliyorlar. Arkadaşlar biz şunu söylüyoruz özet olarak. Biz haklıyız. Haklı olduğumuz için de güçlüyüz. Biz her türlü masada da konuşmaya da hazırız. Fakat diğer taraftan da. Ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, ne de Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimizin zerre kadar bu hakkını, hukukunu çiğnetmemekte, herhangi bir oldu bittiye müsaade etmemekte izin vermemekte azimliyiz, kararlıyız. Çok şükür buna da muktediriz."

1 yıl önce

Yunanistan'dan Türk jetlerine taciz: S-300 savunma sistemi tarafından radar kilidi atıldı

Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı F-16’ların 23 Ağustos’ta Ege ve Doğu Akdeniz’de uluslararası hava sahasında gerçekleştirdiği görev uçuşları sırasında müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan büyük bir olay yaşandı. Görevdeki Türk jetleri, Girit Adası’nda konuşlu Yunanistan’a ait Rus yapımı S-300 Hava Savunma Sistemi tarafından taciz edildi. S-300 sistemine ait hedef takip ve füze güdüm radarı Rodos Adası batısında 10 bin feet irtifada keşif görevindeki F-16 ‘ya yerden havaya füze kilidi attı. UÇAKLAR GÖREVLERİNİ TAMAMLAYARAK ÜSLERİNE DÖNDÜ Taciz bir süre devam ederken yaşanan olay, Yunanistan’ın söz konusu bataryaları aktif olarak kullandığını da ortaya çıkardı. Uçaklar bu düşmanca harekete rağmen planlı görevlerini tamamlayarak üslerine emniyetle döndü. Füze radar kilidi atılmasına yönelik olayların NATO Angajman Kuralları sistemine göre “düşmanca hareket” olarak ifade edildiği vurgusu yapan güvenlik kaynakları, Türkiye’nin bölgesel hava savunmasını ve güvenliğini daha etkin hale getirmek maksadıyla S-400 sistemi tedarik etmesinin ardından bazı NATO ülkeleri ve ABD tarafından gösterilen tavrı hatırlattı. Yunanistan’ın söz konusu sistemin bir önceki versiyonunu 23 sene önce tedarik ettiğine dikkati çeken kaynaklar, NATO müttefiki bir ülkenin savaş uçaklarına Rus yapımı S-300 sistemi ile kilit atmasının NATO’nun müttefiklik ilkelerine aykırılı olduğu ve batı ülkelerinin bu konuda çift taraflı bir politika sergilediği değerlendirmesinde bulundu. YUNANİSTAN İLK DENEMEYİ 2013'TE YAPTI Rus yapımı S-300 sistemi 1997-1998 yıllarında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından Kıbrıs’a konuşlandırılmak istenmiş ancak Türkiye’nin itirazları sonrasında 1999 yılında Yunanistan’ın Girit Adası’na konuşlandırılmıştı. Yunanistan’a ait S-300 Hava Savunma Sistemi, 4 sistem ve 8 fırlatma rampasından teşkil edilmiş olup füze menzili yaklaşık 80 mildir. Yunanistan, sistemin ilk denemesini 2013’teki “White Eagle” tatbikatında yapmıştı.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Yunanistan'a net mesaj: Dengimiz ve muhatabımız değil

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Külliye'de düzenlenen etkinlikte konuştu. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Geçtiğimiz hafta zaferimizin 951. yılının coşkusunu yaşamıştık. Dün de Büyük Taarruz'un zaferlerinin gururunu paylaştık. Bugün ise büyük Taarruz'un son aşaması olan 30 Ağustos zafer Bayramı'nı kutluyoruz. Biz malesef tarihine yeteri kadar sahip çıkamayan bir ülkeyiz. Hepsini kenara bıraktım. Anadolu'daki varlığımız kökenlerine hakkıyla nüfus edemediğimiz dönemler yaşadık. Artık tarihimizi daha iyi anlamamızın önünde mani kalmadığına inanıyorum. Bir kez daha tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. TÜRK F-16'LARINA YUNAN TACİZİ Daha önce Sarıkamış'ta yapılan taarruzların istediğimiz sonuçlara ulaşmadığını biliyoruz. Büyük Taarruz makus talihimizi yenerek tarihi ve önemli bir dönüm noktasıdır. Milli mücadeleyi pis ayaklarıyla kirleten düşmanla yedi düvele karşı da yürüttük. 26 Ağustos sabahı ordumuz düşmanın çoğunu imha etmişti. Komutanlarımız cephenin içinde, Yunan ordusu emir almaya çalışıyordu. Biz vatanımızı savunma azmiyle mücadele ediyorduk. Yunanistan bizim ne ekonomik ne siyasi olarak dengimiz ve muhatabımız değildir. Son günlerde yaşanan gelişmeler gerçeği herkesin önüne sermiştir. F-16 uçaklarımıza Rus menşeli S-300 tarafından radar kilidi atılmıştır. Düşmanca bir davranıştır. Hele bu uçak NATO görevi icra ediyorsa direkt NATO'ya yapılmış demektir. Aslında bize değil NATO ve müttefiklere meydan okumuştur. "ABD'NİN NE TEPKİ VERECEĞİNİ MERAK EDİYORUZ" Bu adımımız F-35 uçaklarının verilmemesinden, ambargolara maruz bırakılmaya varan fiili eylemlerle karşılanmıştı. Aynı Amerika'nın S-300 sistemlerinin harekete geçirilmesine nasıl tepki vereceğini merak ediyoruz. Biz F-35 ve S-400'leri aynı sistemde kullanmazdık. Sınır tanımayan Yunanistan'ın bu pervasızlığı yapacağından kimsenin şüphesi olmasın. Mesele Rus hava sistemleri ile ABD sistemlerini bir arada kullanmak değil Türkiye'dir. Talep ettiğimiz uçakların verilmesinin bizim için tek anlamı ülkemize karşı gösterilen dostluğun işareti olmasıdır. Bundan 11 yıl önce 2023 hedeflerimizi ilan ettiğimde kendi akıllarınca bizle dalga geçenler sahip olduğumuz üretim ve ihracat gücünde öncelik koşma gayretindedir. 2053 vizyonuyla ülkemizi dünyanın en üst seviyesine çıkarmayı planlıyoruz. "YUNANİSTAN'IN ADALARA ÜSLER TESİS ETMESİ TÜRKİYE İÇİN ANLAM TEŞKİL ETMEZ" Türkiye kendine yakışanı yaptı, yapıyor ve yapacaktır. Bunu herkes bilsin. Yunanistan'ın adalara üsler tesis etmesi Türkiye için hiçbir zaman anlam teşkil etmez. Burada düşünmesi gereken Yunanistan'a bunca desteği verenler. Bundan sonra kendileri ne yaparlar bilemem. Ordularımızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere tüm milli kahramanlarımızı rahmetle yad ediyorum.

1 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten Yunanistan'ın tacizlerine sert tepki: Tehlikeli sonuçları olabilir

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik AK Parti MYK toplantısı sonrası açıklama yaptı. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: TFF binasına yapılan silahlı saldırısına ilişkin geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Radar kilidi atılması NATO'da düşmanca harekettir. Tacizleri müttefiklerimizin görmesi gerekiyor. Yunanistan'ın hareketi düşmanca. Türkiye'nin terörle mücadelesi sürüyor. Etrafımızda bir takım vekalet savaşları yoluyla terörün bütün bir bölgemizin nasıl istikrarsızlaştırılmak için kullanıldığının her gün bir takım yeni yöntemleriyle yeni bileşenleriyle karşı karşıya kalıyoruz. BM sözleşmesinin 51'nci maddesinin verdiği yetkiyle tamamen hukuk temelinde bunu silahlı kuvvetlerimiz, emniyetimiz, jandarmamız güçlü bir şekilde bu terörle mücadeleyi sürdürmeyi devam ediyor. Terör örgütlerine, başka bir terör örgütünü bitirmek için destek verenler utansın. Tahıl koridoru anlaşması Ukrayna-Rusya savaşı başladıktan beri dünyanın gıda kriziyle karşı karşıya kalmaması için atılmış en önemli anlaşmadır. Milli Savunma Bakanlığımızın koordinasyonluğunda bu süreç takip edilmektedir. 1 milyon ton tahıl dünya pazarlarına ulaştı. TÜRK F-16'LARINA YUNAN TACİZİ Uçaklarımıza Girit Adasında konuşlandırılmış S-300'ler vasıtasıyla radar kitlemesi yapılması NATO standartlarına göre düşmanca bir hareket olarak tanımlanır. Uçaklarımıza radar kitlemesi yapılması NATO literatüründe düşmanca yaklaşımdır. Tehlikeli sonuçları olabilir. MACRON'UN AÇIKLAMALARINA TEPKİ Fransa'nın Türkiye'ye yönelik sözleri siyasi ahlaktan uzaktır. Açıklamalarını kınıyoruz. AHMET ŞIK'IN AK PARTİ'YE YÖNELİK SÖZLERİNE TEPKİ Örgüt diliyle konuşuyor. Faşizan bir yaklaşım, hukuki süreç başlatıldı. DOĞU PERİNÇEK'İN SÖZLERİ Doğu Perinçek'in sözü baştan aşağı yanlış. Siyasi partinin kendisini Hz. peygamberin tebliği ile mukayese etmesi kadar mantıksız, akıl dışı söz konusu olamaz. Şu parti ya da bu parti değil. Bir siyasi parti kendi faaliyetini peygamber efendimizin tebliği ile yarıştırmak gibi bir tutum içerisine giriyorsa bu haddini bilmezliktir. Herhangi birisinin siyasi alanla, dini alanı mukayese etmesi mantık dışıdır. Böyle bir şey asla kabul edilemez. Hiç kimsenin hazreti peygamberin tebliği ile siyasi partiyi mukayese etmemesi gerekir. KILIÇDAROĞLU'NUN KHK AÇIKLAMASI Sayın Kılıçdaroğlu meselelere nasıl yaklaşıyor? Sayın Kılıçdaroğlu genelde saat 22.00'de gençlere, topluma sesleniyor. Türkiye'ye demokrasi getireceğinden bahsediyor, hukuka vurgu yapıyor. Fakat bir meseleye nasıl yaklaşıyorsunuz dediğinizde, hemen hukuk dışına çıkıyor. 'Ben gelirsem serbest bırakacağım' demek siyasetin bu alana müdahale etmesidir. Yargısal süreçlerle ilgili olarak yeni bir mekanizma önerse. Ya da başka bir değerlendirmenin yapılması gerektiğini söylese kendince bir şey söylemiş olur. Ama o alana bırakmıyor. Evet bir yerde haksızlık varsa tabii ki üstüne gitmek gerekir. Burada cari açık vardır. FETÖ ile CHP nasıl mücadele edecektir? Bu sözlerin oluşturduğu cari açık çok büyüktür. Ülke siyasi tarihimizin en ağır tehditlerinden birini atlatmıştır. Şehitlerimiz var gazilerimizin hayatta, bütün bunlara hürmeten daha dikkatli bir dil kullanılması gerekir. Terör örgütüne umut anlamına gelebilecek bir imada ya da bir cümle kurmaktan kaçınan bir yaklaşım ortaya koymak gerekir Kendi partinden birisi seçilmiş cumhurbaşkanı seçimsiz göndermekten bahsedecek ama bunlara susacaksın. Bu çifte standardın bir örneğidir. Yunanistan'ın sosyal medya hesabından kutlandığı, Türkiye'nin ki de bir kutlama yayınlanmıştı. Daha sonra silinmiş. Milli Savunma Bakanlığımız bu konudaki rahatsızlığımızı NATO'ya iletti. Onlar bir değerlendirme yapıp bildireceklerdi. Birkaç dakika önce gelen habere göre silahlı kuvvetler günü mesajı olarak yayınlamışlar. Burada iletilen rahatsızlığımızın NATO tarafından gereğinin yapıldığı gibi bir sonuca varabiliriz. Olayın ilk anından itibaren bakanlıklarımız gereken takibi yapmıştır. Dışişleri, Milli Savunma Bakanlığımızın yaptığı takipler neticesinde sonuç alınmış gözüküyor. KILIÇDAROĞLU'NUN TEKNOFEST ZİYARETİ TEKNOFEST'e yapılan ziyareti olumlu karşılıyorum. Bunlar milli projelerdir. Hepimizin sahiplenmesi lazım. Bir siyasi partinin grubun meselesi değildir. Selçuk Bey'in yapmaya çalıştığı da bu. Selçuk Bey bir özgüven oluşturmaya, gençler bunların nasıl yapılabildiğini görsünler demiştir.

1 yıl önce

Skandal karar Yunanistan'ı ayağa kaldırdı... Türkiye'nin kırmızı bültenle aradığı isme "onursal vatandaşlık" verdiler

Yasadışı bahis ve dolandırıcılık suçlarının yanı sıra KKTC'de Halil Falyalı cinayetinin azmettiricisi olduğu iddia edilen Yaşam Ayavefe'ye Yunanistan'da vatandaşlık verildi. Yunan gazetesi Solomon'da, Stavros Maliçudis, Türkiye'nin kırmızı bültenle aradığı dolandırıcıya 'Erdoğan muhalifiyim' dediği için yasa maddesini çiğneyerek 'onursal vatandaşlık' verilmesini eleştirdi. Akşam Gazetesi'nin haberine göre; Ülkede onursal vatandaşlık verilen kişiler için daha önce Başbakan'ın katıldığı tören düzenlendiği belirtilen haberde söz konusu kişi için tören düzenlenmediği kaydedildi. Ayavefe'ye geçen haziranda vatandaşlık verilmesi 'skandal' olarak nitelenirken "Üstün meziyet sahibi insanlara verilen bu statü nasıl olup da halihazırda 3 ülkenin vatandaşlığını taşıyan, Türk mahkemelerinde yasadışı bahis ve dolandırıcılık suçundan hüküm giymiş ve 2019'da sahte Yunan pasaportuyla Bulgaristan'a kaçmak üzereyken yakalanmış bir işadamına verilebiliyor" denildi. SUÇLA BAĞLANTILI Ayavefe'nin, pandemi döneminde Yunanistan'a sağlık ekipmanları sağlanmasında aracı olduğu ve ülkede çok sayıda gayrinenkul yatırımında bulunduğu için 14 Haziran'da Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulu ve İçişleri Bakanı Makis Voridis imzalı karar ile onursal vatandaşlığa alındığı belirtildi. Gazete "Kanuna göre suçla bağlantılı kişiler onursal vatandaşlık için aday gösterilmeyecekken bu kural Ayavefe söz konusu olduğunda delindi" denildi. Haberde şunlar yer aldı: "Ayavefe Hıristiyan olduğunu, Türkiye'ye dönerse hayatının tehlikeye gireceğini iddia etti. Üç ülkenin vatandaşlığına sahipti. (Türkiye, Dominik ve Sırbistan) Eğer bir Hırsitiyan ise neden illa Yunanistan'da sığınma başvurusunda bulundu?" YENİ ADI: LEONİDAS 23 Mayıs'ta Hıristiyan olarak vaftiz edilen ve adını da Leonidas olarak değiştiren Ayavefe yakalandığı Yunanistan'da "Erdoğan muhalifiyim, Hristiyanım, işkence görürüm" diye sığınma istedi. Ayavefe Mikonos'ta 10 milyon euroluk yatırım yaptı, 1.65 milyon euroluk rezidans satın aldı."

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan TEKNOFEST'te Yunanistan'a tepki: İleri giderse bedeli ağır olur!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: Ülkemizin milli teknoloji hamlesinin parlayan yıldızı haline gelen TEKNOFEST'in tüm katılımcılarına şükranlarımı sunuyorum. Ülkemize böylesine iftihar verici markayı kazandıran T3 Vakfı ile yol yürüyen tüm kurumlarımızı tebrik ediyorum. Bu yıl 5'incisi düzenlenen dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivalinin kapsama alanı artık sınırlarımız dışına da taşmıştır. Geçtiğimiz Mayıs ayında Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen TEKNOFEST'i gururla takip ettim. TEKNOFEST Karadeniz'de sizlerle birlikteyiz. Karşımdaki muhteşem tablo, bir şeyi ifade ediyor. TEKNOFEST evet, bizim. TEKNOFEST, farklı bir gençlik. TEKNOFEST şu anda tüm gücüyle ülkemizin geleceğine farklı bir ufuk çizgisi. 2018'de günlük katılımcı sayısı 550 bin gibi. Bu tür etkinliğe göre fevkalade iyi bir sayı olarak gerçekleşmişti. Bugün sadece yarışmacı başvurusu 600 bine ulaşan bir TEKNOFEST'i yaşıyoruz. TEKNOFEST Karadeniz ülkemizin 81 vilayetinden 107 ayrı ülkeden katılan 154 takım bünyesindeki 600 bin gencin 40 ayrı dalga yarıştığı şölene dönüştü.  Bazıları gençlerimizi harflerle kuşaklara ayırıp umutsuzluk yaratmaya çalışırken asıl gerçek işte burada karşımızda duruyor. Türkiye'nin gerçeği de ihtiyacı da TEKNOFEST kuşağıdır. Bu gençlik bir asır önce Çanakkale'de 7 düveli dize getirmişti. Bu gençlik bir asır önce milli mücadeleyi zafere ulaştırıp, düşmanı denize dökmüştü. Bu gençlik 20 yıldır verdiğimiz her mücadelede bizim de yanımızda yer almış, en büyük güç ve moral kaynağımız olmuştur. Bu gençliğin sadece 15 Temmuz Gecesi yazdığı destan bile başlı başına efsanedir, bir başarıdır. Birileri gençlerimizin zihin dünyasını karartarak bozgunculuk peşindeydi. Dün Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş'a yaptıkları eziyeti bugünkü gençlerimize yapmalarına izin vermedik, vermeyeceğiz. Biz insanımıza güvendik. İnsanımıza dayandık. İnsanımıza yol açtık, imkan verdik. Hamdolsun sonunda tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bir yere geldik. Atalarımızın "Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner" diye bir sözü var. Dün bize parasıyla savunma sanayisi teknolojisi vermeyen ülkelere ihracat yapar hale geldik. Başbakan olduğum zaman değil, seçimi kazandığımız zaman Bush, ABD'nin başkanıydı. Ziyarete gittim. "Hani bize İHA verecektiniz" dedim, "Ne oldu İHA'lar. Terörle mücadele ediyoruz." dedim. Rice'ı çağırdı, "Türkiye'ye hala İHA vermediniz mi. Süratle İHA'ları vereceksiniz" dedi. 48 saatte İHA'ları gönderdiler. Bu görüşmeden sonra rahmetli Özdemir Bayraktar Abimiz çocuklarıyla beraber adımı attı, Bayraktar İHA'larını üretmeye başladılar. Nereden nereye. Samsun'da ilk defa sizlerin takdirine sunulan KIZILELMA insansız savaş uçağımız dünya harp tarihinde oyun değiştirici hamle olarak görülmektedir. Teknoloji konusundaki örneklerimize ağırlıklı olarak savunma sanayi ürünlerinden vermemiz sizi yanıltmasın. Dünyanın her yerinde teknolojik atılımların öncüsü savunma sanayidir. İnsansız hava araçlarımız, savunma sanayi yanında lojistikten tarıma kadar pek çok farklı mecrada kendilerine uygulama alanı bulmaya başlamıştır. Burada günümüzün Cezeri'si, Harezmi'si, Mimar Sinan'ı Ali Kuşçu'su olmak için can atan gençlerin yürek çarpıntısını duyuyorum. 2023'e hazır mısınız? Bu yürek çarpıntılarıyla birlikte hazır mısınız? Biz ülkemize 20 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırdık. Göreve geldiğimizde yüzde 20 yerli ve milli. Şimdi yüzde 80 yerli ve milli savunma sanayine sahibiz. 2053, 2071 vizyonuyla çok daha ileriye taşınacak. Rabbime bana böyle bir gençlikle yol yürüme, gönül ve fikir birliği yapma imkanı verdiği için hamd ediyorum. Sizlerin her birini teknoloji elçilerimiz olarak görüyorum. Ülkemizde zehir gibi çalışan beyinleri ve yerinde duramayan enerjileriyle henüz kendilerine ulaşamadığımız gençlerimiz var. Onları da bu şölene davet edeceğiz. Türkiye'ye yakışan 600 bin değil, 1-2-3 milyonluk yarışmacılı teknoloji festivalleridir. Festivalimizi kendi evlatlarımızla birlikte dünyanın dört bir yanından katılımlarla da zenginleştirmeliyiz. Türk dünyasının özellikle birikimini ülkemizde toplayan bir cazibe merkezi haline gelmeliyiz. Öncelikle ülkemizde huzuru, istikrarı, güveni, barışı, gelişmeyi, kalkınmayı, demokrasiyi güçlü tutmamız gerekiyor. Bölgemiz başta olmak üzere dünyada haksızlık, adaletsizlik yanında, krizlerin, çatışmaların, sefaletin hakim olduğu pek çok yer var. Bu can yakıcı hadiselerin yaşandığı pek çok yeri sayabiliriz. Türkiye tarihinden birlik, beraberliğinden kardeşliğinden aldığı güçle, ateş çemberinden kendini huzur sembolü olarak ayrıştırmaktadır. Böyle bir coğrafyada zayıf olmak, zayıf kalmak gibi bir şansı yoktur. Biz siyasi, ekonomik, teknolojik, diplomatik, askeri, sosyal, kültürel her bakımdan güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde bizi Suriye'den de Ukrayna'dan da Bosna'dan da beter ederler. Bunun için demokratik reformlarla siyasi altyapımızı, kurumsal altyapımızı güçlendirmek için mücadele ediyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyümede ısrar ediyoruz. Son çeyrekte 7,6 büyüdük. Türkiye şu anda büyümede 2. sırada. Böyle bir gidişimiz var. Çılgın Türkler büyüyerek yoluna devam ediyor. Ülkemizi krizlerden ayrıştırarak kendi hedeflerimizden kopmamakta ısrar ediyoruz. Ülkemizi emanet edeceğimiz gençlerimize her türlü desteğimizi veriyoruz. Yerli otomobilimizi, yerli bilgisayarımız, çipimizi, uçağımızı, gemimizi, uydumuzu, elektronik sistemlerimizi üretme konusundaki gayretimizin sebebi ambargo mihnetlere maruz kalmama kararımızdır. Yakın tarihimizdeki acı hadiseyi paylaşmak istiyorum. Cumhuriyeti kurduğumuzda ordumuzu güçlendirmek için savaş uçağı ihtiyacı çıkıyor. Şehirler kampanya düzenleyerek orduya uçak almaya çalışıyorlar. Nuri Demirağ'a da gidiliyor. Kendisinden bağış isteyenlere, milletimiz tayyaresiz yaşayamaz, bunu başkasının lütfuna bırakmayız, fabrikayı yapmaya talibim diyor. Bu teşebbüs acı bir şekilde sonuçlanıyor. Hürkuş'u yapmak için 70 yıl beklemek zorunda kaldık. En büyük güvencemiz ve umudumuz TEKNOFEST kuşağıdır. Şimdi birileri bütün bunlar eskiden niye yapılmamış da bugün gündeme geliyor diye soracaktır. Bu soruyu eski Türkiye'nin aktörlerine yöneltmek lazım. Türkiye bu teknolojik atılımları, daha öncesini kenara bıraktım, son 60-70 yılda niye yapmadı acaba. Gençlerimizi kimi zaman sağcı, solcu diyerek, kimi zaman sünni alevi diyerek, Türk-Kürt diyerek, şucu bucu diye birbirlerine kırdırtanların böyle bir derdi olması mümkün mü? Sinsi tuzakları önümüze döşeyenlerin böyle bir gündemi olması mümkün mü? 26 Ağustos'ta Malazgirt'teydik. Cumhuriyetimizin kuruluşuyla Gazi Mustafa Kemal'e. Onunla beraber bizler de o yolda yürüyoruz. Bizim başarımız, gayretimiz ortadadır. Laf ola beri gele yoktur. Bizim yapacaklarımız var. Ecdadın dediği gibi; Kamil odur ki, koya dünyaya eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser. Biz eserlerimizle milletimizin karşısındayız. Eseri olmayanların takdirini de sizlere sunuyoruz. Nice ülkeler harıl harıl çalışarak teknoloji üretirken bizimkiler vesayet ve darbe bataklığında çırpınıyordu. Bizdeki gençler Üniversite kapılarındayken, başörtülü bacılarımı üniversiteye almamak için uğraştılar. Tüm bu yaşananlarda siyasetçisinden bürokratına herkesin payı vardır. Bu FETÖ değil mi başörtüsü teferruattır diyen. Şimdi nerede Pensilvanya'da. Kimin beslemesi ABD'nin. Şu anda ABD, Yunanistan'a silahları gönderiyor mu? Oradan S300'lerle bizi tehdide kalkışıyor mu? Ey Yunan tarihe bak. Çok daha fazla ileri gidersen, bunun bedeli ağır olur ağır. Yunanistan'a tek cümlemiz var. İzmir'i unutma. Aynı Türkiye şimdi kimi alanlarda dünyanın gelişmiş ülkelerinin üzerine çıkan başarılarla kendini ispat ettiriyor. Vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Bir gece ansızın gelebiliriz. Dün ülkemizin ayağına prangalar takarak ilerlemesini engelleyenlerin bir yerleri fırsat kollayarak beklediğinden emin olun. İnşallah bunlara fırsat vermeyeceğiz. Vereceğimiz mücadele zorlu olacak, bedel ödettirecektir. Ama sonunda ortaya çıkacak başarının getireceği huzurun tarifi mümkün değildir. Bayraktar kardeşler karşınızda duruyor. İnsansız hava araçlarını geliştirirken hangi engellerle, ihanetlere şahit olduklarını en iyi onlar biliyor ve ben biliyorum. Yeri geldi kendilerine pist verilmedi. Yeri geldi uçuşları yasaklandı, tehdit edildiler. Ortaya dünya markası çıkardılar. Vatan Caddesi inşa edilirken birileri buraya uçak mı indireceksiniz diyerek vizyonsuzluklarını sergilemişlerdi. Boğaz köprüsü için birileri engel olmak için ellerinden geleni yapmıştı. YSS köprüsünü yaptırmamak için neler yaptırmadılar ki. Boşuna uğraşıyorsunuz, biz YSS köprüsünü yapacağız, bitireceğiz dedik ve bitirdik. Çanakkale Köprüsü'nde de yapmadılar mı, yaptılar. Ne oldu, yaptık. Onların hayallerinin ulaşamadığı yere bizim icraatımız ulaşır. Eğer bunlara takılıp kalsaydık, ülkede tuğla üstüne tuğla koyamaz, milletin hakkı olan hizmetlere ulaştıramazdık. Sakın mücadeleden vazgeçmeyin, azminizi kaybetmeyin, teslim olmayın. Kendi hayatımdaki mücadelemi anlatırken de sık sık tekrarladığım söz var, sabreden zafere ulaşır. Unutmayın, Cumhurbaşkanınız olarak daima yanınızdayım. Gencim, gençlerle beraberim. Allah ömür verdikçe de hep yanınızda olacağım.  Başarının sahibi çoktur, başarısızlık öksüzdür. Biz her hal ve şart altında sizin yanınızda olmayı sürdüreceğiz. Karadeniz'deki doğal gazı keşfederken her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlar sözünü unutmayın. Aynı şeyi teknoloji geliştirme peşinde koşan sizler için de söylüyorum. Netice alamayabilir ama neticeye ulaşanlar denemekten vazgeçmeyenlerdir.  Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.

1 2 ... 17 18 19 20 21 22 23 ... 30 31