07 Mayıs Salı 2024
1 yıl önce

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen Yunanistan'a sahip çıkıp Türkiye'ye hakaret etti

Bu yılın ortalarına kadar ilişkilerin yolunda seyrettiği Ankara-Atina hattında tansiyon her geçen gün artıyor. Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim, ABD'ye ait zırhlı araç ve tankların Türkiye'nin çok yakınındaki adalara çıkarılmasıyla farklı bir boyut kazanırken, terör örgütlerine kucak açan Yunanistan terörün sesi olmaya devam ediyor. FETÖ'cülerin sığınağı haline gelen Yunanistan şimdi de örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e mikrofon uzattı. Yunan medyasından Alpha TV'ye konuşan Gülen, Yunanistan'a methiyeler dizerken Türkiye'ye ise hakaretler savurdu. ÇİRKİN BENZETME FETÖ elebaşı Gülen, "bizimkiler sarhoş gibi davranıyorlar" ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yunanistan'ı uyarılarına değinen teröristbaşı, Yunanistan'ın dünya kültür mirasının gelişimine temel olduğunu söyledi: "Bizimkiler sarhoş gibi davranıyorlar. Yunan adalarını işgal gibi anlamsız şeyler söylüyorlar. Yunanistan, dünyadaki kültürlerin gelişime dayanak olmuştur. Yunanistan, birçok insana kucak açan küçük bir ülke. Bu önemli ve herkes tarafından takdir edilmeli. Bazıları atmosferi bozmak ve suyu bulandırmak için çok çalışıyor." FETÖ'CÜLERİN İLK KAÇIŞ NOKTASI: YUNANİSTAN 15 Temmuz 2016'dan bu yana çoğu FETÖ üyesi yaklaşık 20 bin Türk vatandaşı, Ege Adaları veya Meriç Nehri üzerinden Yunanistan'a geçiş yaptı. Bir kısmı buradan Avrupa'nın diğer ülkelerine geçerken, yaklaşık 9 bini ise Yunanistan'da siyasi sığınma talebinde bulundu. KANTER DE ATİNA'YI SAVUNMUŞTU Geçtimiz günlerde de FETÖ'cü Enes Kanter yine Alpha TV'ye konuşmuş, Türkiye ve Erdoğan'ı hedef alan ifadeler kullanmıştı. FETÖ'cü Kanter, Erdoğan'ın Yunanistan için söylediği sözlerin "kabul edilemez" olduğunu belirterek, "Yunanistan mültecileri çok sıcak karşılıyor" dedi.

1 yıl önce

MGK'dan Yunanistan tepkisi: Milletimizin hak ve menfaatleri hukuki çerçevede korunacak

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki MGK toplantısı 4 saat 15 dakika sürdü. Toplantıda, ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı kararları ile göreve getirilen Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan ile Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ilk kez yer aldı. MGK Bildirisinden konu başlıkları; - Gayriaskeri statüdeki adaların silahlandırılması konusunda Yunanistan'ı teşvik eden çevreler aklıselime davet edilmiştir. - (ABD'nin GKRY'ye yönelik silah ambargosunu kaldırma kararı) Müttefiklik ruhuna aykırı olan bu karardan geri dönülmesi çağrısında bulunulmuştur. - Yunanistan'ın beyhude çabalarına karşı milletimizin menfaatlerinin muhafazası için her türlü meşru yöntem ve aracı kullanmaktan imtina etmeyeceğimiz vurgulandı. -Kıbrıs Türklerinin haklarının savunulması faaliyetlerinin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanarak, tüm ülkeler KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya davet edilmiştir. -Ukrayna'daki savaşın sonlandırılmasına matuf adımların gecikmeksizin atılması gerektiği, Türkiye'nin barışın sağlanması için gayretini sürdüreceği ifade edilmiştir.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ABD'den beklentimiz Yunanistan'ı yanlış hesaba sevk etmemesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika'dan beklentimiz Yunanistan'ı yanlış hesaplara sokmaması ve uluslararası kamuoyunun manipüle edilmesine müsaade etmemesidir" dedi.

1 yıl önce

Bakan Çavuşoğlu: Yunanistan adaların statüsünü ihlal ederken sessiz kalamayız

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "2023'e Doğru Şehir Buluşmaları" programı kapsamında geldiği Denizli'de partisinin il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Türkiye'nin son 21 yılda kalkınma atılımlarıyla küresel bir iddia ortaya koyduğunu ve her alanda uluslararası toplumun vitrininde boy gösterdiğini anlatan Çavuşoğlu, bu başarının arkasında devlet-millet birlikteliği, milletinden güç alan bir dış politika anlayışı olduğunu dile getirdi. Turizm, tarım, sanayi, askeri, siyasi ve diplomasi alanlarındaki uyumun ekonomiye pozitif olarak yansıdığını kaydeden Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "2022'nin ilk çeyreğinde yüzde 7,5, ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 büyüdük. Yine OECD 2022 büyümemize ilişkin tahminini yüzde 3,7'den yüzde 5,4'e çıkardı. Bu büyüme oranının çok daha yüksek olacağını da kendi rakamlarımızda görüyoruz. Tabii OECD gibi uluslararası kuruluşların temkinli rakamları açıkladığı da aşikardır. 2003-2020 arasında yıllık ortalama büyüme oranımız yüzde 5,5 olmuştur. Türkiye ekonomik modeli yatırım, üretim, istihdam, ihracat odaklı büyüme stratejisidir. İhracat büyümemizin en önemli itici güçlerinden bir tanesidir. İhracatın büyümeye katkısı birinci çeyrekte 3,5 puan, ikinci çeyrekte 2,7 puan olmuştur. Son bir yılda her ay ihracatta rekorlar kırıyoruz. 1974'te yıllık 1,5 milyar dolar ihracatımız vardı. 1990'da aylık 1,5 milyar dolar ihracatımız oldu. Bugün bazen günde 1,5 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz. 2021'de 225 milyar dolar yani önceki seneye göre yaklaşık yüzde 33 artış oldu. Son on iki ayda 250,8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu yılın ilk sekiz ayında 165,7 milyar dolarlık ihracatımız oldu. Yani 2022 yılında 250 milyar doların altına inşallah düşmeyeceğiz." "Enflasyonu azaltmak ve ekonomimizi büyütmek için tedbirlerimizi alıyoruz" Türkiye ekonomik modelinin bir diğer amacının da istihdamla birlikte büyümek olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, her ay azar azar da olsa işsizlik oranının düştüğünü söyledi. Bakan Çavuşoğlu, salgın ve savaş koşullarında küresel bir sorun olan enflasyonla da mücadelenin sürdüğünü aktararak, "Bugün enflasyon dünyada bir gerçektir. Bu bizdeki yüksek enflasyon oranı için bir mazeret değildir. Biz doğruya doğru diyoruz. Enflasyon yüksekse, hayat pahalılığı varsa bunu da açık yüreklilikle söylüyoruz. En başta Sayın Cumhurbaşkanımız söylüyor. Tabii bununla ilgili tedbir almak, bir taraftan vatandaşlarımızı enflasyon karşısında ezdirmemek, orta ve uzun vadeli programlarla da enflasyonu düşürmek de bizim sorumluluğumuzdadır. En gelişmiş ülkelerde bile 40 yılın en yüksek enflasyonunu yaşarken bizi de etkileyen bu enflasyonu azaltmak ve ekonomimizi büyütmek için tedbirlerimizi alıyoruz" diye konuştu. "Sorun varsa Türkiye çözer" Her coğrafyadan milyonlarca insanın yüzünü Türkiye'ye döndüğünü belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti: "Eskiden mazlumlar yüzünü Türkiye'ye dönerdi. Şimdi dünyanın en gelişmiş ülkeleri de yüzünü Türkiye'ye dönüyor. Bir sorun varsa - bölgemizde çok sorun var, çatışmaların yüzde 60'ı bizim coğrafyamızda - artık herkes 'Türkiye çözer, Recep Tayyip Erdoğan çözer' diyor. Tüm dünyayı etkileyen tahıl krizinde yine Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir anlaşma imzalanmasını sağladık ve dünyayı bir gıda krizinden kurtardık. Dolayısıyla zengin-fakir ayırt etmeksizin tüm dünya ülkelerinin yüzü gözü Türkiye'de. Bugün yine enerji krizinde başta Doğu Avrupa ülkeleri, Balkan ülkeleri olmak üzere gerek elektrik ihtiyacını karşılamada gerekse Azerbaycan'da üretilen gazın bu piyasalara, bu ülkelere ulaştırılmasında da herkesin gözü kulağı Türkiye'de. Yani sorumluluğumuz büyük. Türkiye'den beklentiler yüksek. Bölgesel ve küresel gelişmelerin bizi yaralamasına müsaade edemeyiz. Aktif ve çalışkan olmak zorundayız. Çiftçimizin alın teri, işçimizin gayreti, gençlerimizin hayali insanlarımızın geleceği, mazlumların umudu bizlere emanet. Türkiye'nin kısır çekişmelerle kaybedecek tek bir dakikası dahi yok. İçeride ne kadar güçlüysek dışarıda da o kadar etkili oluyoruz. Biz bugün dış politikamızı dünyanın her yerinde hayata geçirirken Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bayrağımızı dünyanın her yerinde dalgalandırırken ülkemizin gücüne güveniyoruz. Ülkemizin gücüne güvenerek hamlelerde bulunuyoruz. Mesele iktidar olma meselesi değil. Bizim iddiamız büyük ve güçlü Türkiye iddiasıdır." "Sorunların çözümünde ön plana çıkan aktörlerin başında Türkiye var" Çavuşoğlu, Türkiye'nin çevresinde birçok sorun yaşandığını belirterek Türk milletinin ve Türkiye'nin çıkarlarını korumaya devam edeceklerini söyledi. Çevredeki sorunların etkilerinin en aza düşürmek için ellerinden geleni yaptıklarını anlatan Çavuşoğlu, "Bugün uluslararası sistem dünya sorunlarının çözümüne katkı sağlayamayacak durumda maalesef. Cumhurbaşkanımız da 'Dünya beşten büyüktür.' derken, 'Daha adil bir dünya mümkündür.' derken bunu anlatmaya çalışıyor, buna vurgu yapıyor. Dolayısıyla uluslararası sistemin zayıf olduğu bir dönemde sorunların çözümünde ön plana çıkan aktörler var. Bunların başında da Türkiye var" dedi. Libya'yı 3 Ekim Pazartesi günü ziyaret edeceklerini belirten Çavuşoğlu, "Önümüzdeki dönemde de yoğun bir dış politika bizleri bekliyor. Dünyanın her yerinde faal olmamız lazım. Katılmamız gereken çok önemli zirveler, toplantılar var, bunlara katılacağız. Burada Türkiye'nin düşüncelerini, tespitlerini, tavsiyelerini inşallah paylaşma fırsatı bulunacağız" diye konuştu. Yunanistan'ın adalardaki ihlalleri Yunanistan'ın uluslararası hukuka aykırı bir şekilde silahsızlandırılmış adaların statüsünü ihlal ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Biz de elimiz kolumuz bağlı kalmayız, biz de gerekli tedbirleri alacağız. Diğer taraftan ABD, biliyorsunuz tarafsızlık politikasını bozarak son zamanlarda Yunanistan'ın lehine adımlar atıyor, geçmişte denge politikası izliyordu. Ayrıca Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne yönelik silah ambargosunu bir yıllığına kaldırdı. Dolayısıyla garantör ülke olarak biz de inşallah Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gerekli takviyeleri de yapacağız. Gerek Ege'de gerekse Kıbrıs'ta biz de kendi çıkarlarımızı, güvenliğimizi korumak, tesis etmek için ve Kıbrıs Türkü'nün haklarını korumak için gerekli adımları kararlılıkla atacağız." "En haklı davamızda bile Türkiye'yi haksız göstermeye çalışan muhalefet var" Dış politikayı içteki kısır çekişmelerin dışında tutmak için gayret sarf ettiklerini dile getiren Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cumhurbaşkanı'mız da böyle arzu ediyor ve böyle talimatlandırıyor ama tüm buna rağmen tabii ne yaparsanız yapın en haklı davamızda bile Türkiye'yi haksız göstermeye çalışan muhalefet var mı, var. Meclisteki tartışmalarda görüyoruz. Gelen soru önergelerinde görüyoruz. Yani herkes haklı. Her şartta bir tek Türkiye'ye haksız anlayışı devam ediyor, oysa bu yanlış bir anlayıştır. Böyle olduğu zaman da tabii gerekli cevapları da vermek durumundayız. Ülkemizin milli çıkarlarını sadece dışarıda değil içeride de milli çıkarlarımızın aleyhine tutum sergileyenlere karşı da korumakla mükellefiz biz. O nedenle biz bu gayretimizi sürdüreceğiz. Dış politika, milli politika olduğu için her kesimin de destek vermesi gerekiyor. Elbette eksik varsa eleştirilecek, yanlış varsa uyarılacak, bunlar olacak. Biz bunu doğal karşılıyoruz ama ne olursa olsun her konuda diğer ülkeler haklı, Türkiye haksız anlayışını da kabul etmiyoruz." "Gereken dersi verdik" Zaman zaman bazı muhataplarının yaptıkları yüz yüze görüşmelere ilişkin farklı açıklamalar yaptığına işaret eden Çavuşoğlu şöyle konuştu: "Bazı muhataplarımız özellikle kendi iç politikasına yani siyasetine mesaj vermek için ya da mensubu olduğu birlik, işte Avrupa Birliğinden bahsedelim, buralara 'Türkiye'ye gittim, onu da dedim, bunu da dedim' demek için basının önünde de gerekli, gereksiz açıklamalarda bulunuyorlar. Tabii herkesin görüşüne saygımız var ama Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı olarak da bizim de bunlara cevap vermemiz gerekiyor ve bu cevabımızı verirken de elbette belli bir üslup içinde diplomasinin içinde kalarak cevaplarımızı veriyoruz ama bu bazı arkadaşlar da yani ya gerçekten baş başa görüşmelerde de en son Alman bakanla baş başa İstanbul'da yaptığımız görüşme, iyi bir görüşme olmadı. Çünkü tamamen Yunan tezlerini savunan Türkiye'nin egemenliğini sorgulamaya cüret eden bir yaklaşım içindeydi. Biz de gereken dersi verdik. Basın toplantısında ise belli bir üslup içinde haklılıklarımızı ortaya koyduk." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde hizmet etmeye çalıştıklarını, bu süreçte çok aktörlü bir dış politika izlediklerini aktaran Çavuşoğlu, "Bu sadece Mevlüt Çavuşoğlu'nun politikası değil, ben burada bu ekibin bir parçasıyım. Yani ekip olarak AK Parti olarak inşallah yaptıklarımızı bugüne kadar yaptıklarımızı bundan sonra da yapacaklarımızı tarih en iyi şekilde değerlendirecektir" sözlerini kullandı. "Dünyanın birçok yerinde göçmenlerin kötü muameleye maruz kalması utanılacak bir durum" Bakan Çavuşoğlu, göç sorunun dünyanın temel sorunlarından biri olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi: "Bu soruna ırkçı bir yaklaşımla değil sadece güvenlik perspektifinden bakmayarak, insanı boyutuyla beraber bir sosyal olgu olarak değerlendirerek tüm yönleriyle çok yakından ilgilenip politikalar üretmek lazım. Tıpkı bizim yaptığımız gibi. Türkiye'de geçici olarak gelen göçmenlerin başta Suriyeliler olmak üzere ülkesine dönmesi ama bu dönüşün güvenli ve onurlu bir şekilde olması gerekiyor. Şu ana kadar 520 binden fazla Suriyelinin Suriye'ye dönmesi, Türkiye'deki Suriye'nin dönmesi de aynı bu çerçevede olmuştur ve oraya döndükleri zaman onlara sunması gereken, almaları gereken temel hizmetlerin de aynı şekilde sağlanması. Afganistan'dan, Pakistan'dan, Afrika'dan gelenler, İçişleri Bakanımız da bu rakamları paylaşıyor ama biz bu konularda başta insani yaklaşımımızla dünyada örnek gösterilen bir ülkeyken mesela Yunanistan'ın Avrupa Birliğinin gözetiminde Frontex'in yardımıyla denizin ortasında insanları öldürmesi. Dünyanın birçok yerinde göçmenlerin birçok kötü muameleye maruz kalması gerçekten utanılacak bir durumdur." Ukrayna'da bazı bölgelerde yapılan referandumu tanımayacaklarını daha önce açıkladıklarını söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye olarak ilkeli bir dış politika izlediklerini ve dengeli politikalarının tüm dünyaya örnek olduğunu vurguladı. İsrail ile ilişkiler Çavuşoğlu, bir basın mensubunun sorusu üzerine, "İsrail'le ilişkilerde yeni hükümette, yeni Cumhurbaşkanı tekrar yeni bir sayfa açma imkanı bulduk. Bu diyaloğun da faydasını gördük. Gerek ikili ilişkilerde gerekse bölgesel konularda ama özellikle de Filistin meselesinde de bu doğrudan temasın faydalarını görmeye başladık" dedi. Yaptıkları görüşmelerde Filistinlilerin mesajlarını İsraillilere ilettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Hiçbir zaman Filistin davası pahasına bu ilişkileri normalleştirmeyeceğimizi de başından beri söylüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Başbakan Lapid'le New York'ta yaptığı görüşmelerde de eksiklikleri, yanlışları hepsini açıkça söylemiştir, samimi bir görüşme olmuştur. Şimdi, Cumhurbaşkanı Herzog geldi. Ben daha sonra İsrail'e gittim. Lapid, Dışişleri Bakanı olarak, Başbakan olmamıştı, Türkiye'ye geldi. Elbette şimdi İsrail'de bir seçimler var. Seçimlerden sonra bu karşılıklı ziyaretler, bu diyalog devam edecektir ve Cumhurbaşkanı'mızın da bu iadeyi ziyaret çerçevesinde - takdir kendilerinindir - İsrail'i ziyaret etmesi de gayet doğaldır."

1 yıl önce

Yunanistan, FETÖ firarisini devlet televizyonuna çıkardı. Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldı

Yunanistan 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası, Fetullahçı terör örgütü mensuplarına kucak açan ülkelerden biri oldu. FETÖ'cü 8 eski asker, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından askeri helikopterle Yunanistan'a kaçarak sığınma talebinde bulundu. 6 yılda, yaklaşık 20 bin FETÖ'cü Ege Adaları veya Meriç Nehri üzerinden Yunanistan'a geçiş yaptı. Bunlardan 9 bini siyasi sığınma talebinde bulundu. Türkiye'nin darbecilerin iade edilmesi talepleri reddedildi. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'I HEDEF ALDI Atina yönetimin teröre desteğinin son örneği, firari FETÖ'cü Abdullah Bozkurt'un Yunan devlet televizyonunda yayınlanan bir programda röportaj vermesi oldu. 'Sürgündeki Türk gazeteci' olarak lanse edilen darbeci Bozkurt, Türkiye'de yaklaşan seçimlere de değinerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldı. Yalanlarını, karalamalarını peş peşe sıraladı. Firari FETÖ'cü, Türkiye'yi sorunların kaynağıymış gibi göstermeye çalıştı. Firari FETÖ'cü "Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlar Türkiye'nin son yıllarda geliştirdiği bütün büyük problemlerin sadece bir bölümü. Fakat bazen ben gerçekten ABD'li yetkililerin söyleminden endişeliyim. "Biri bizi endişelendiriyor, diğerini kınıyoruz" bundan daha ileriye gitmeliler" dedi. ABD'nin Erdoğan'a güçlü şekilde karşı çıkması gerektiğini söyledi. 2 YUNAN SİYASETÇİ, DARBECİ BOZKURT'A ARKA ÇIKTI TRT Haber'in haberine göre, programa Çipras hükümeti döneminde dışişleri bakanlığı yapan Giorgios Katrougkalos ile İktidar partisi Yeni Demokrasi'nin milletvekili Giorgos Koumoutsakos da katıldı. Türkiye aleyhine ifadeler kullanan bu iki isim de darbeci Bozkurt'un sözlerine destek verdi. ABD ve AB'nin Erdoğan'a karşı gerçek güçlerini göstermesi gerektiğini söyledi. Biri eski diğeri yeni dönemden bu iki ismin konuşmaları, Atina'nın teröre destek vermekten ve Türkiye'ye yönelik provokatif söylemlerinden vazgeçmediğini ortaya koydu.

1 yıl önce

İstanbul'da ABD ile kritik temas! F-16 vurgusu dikkat çekti! "Yunanistan'ın eylemleri kabul edilemez"

Cumhurbaşkanlığı Mabeyn Köşkü'nde Kalın ve Sullivan arasında gerçekleşen görüşmede, Türkiye-ABD ikili siyasi ve ekonomik ilişkileri, savunma sanayi alanındaki iş birliği alanları, Ukrayna savaşı, İsveç-Finlandiya'nın NATO üyelik süreçleri, Ege ve Akdeniz ile Güney Kafkasya'daki gelişmeler dahil bölgesel konular değerlendirildi. F-16 DETAYI DİKKAT ÇEKTİ Stratejik Mekanizmanın hayata geçmesi ile birlikte ortak çıkarlar temelinde iş birliği alanlarının artması beklentisi dile getirildi. F-16 konusunda sürecin tamamlanmasının iki ülkenin stratejik çıkarlarına hizmet edeceğine vurgu yapıldı. "YUNANİSTAN'IN HUKUKA AYKIRI EYLEMLERİ KABUL EDİLEMEZ" Türkiye'nin NATO'daki kilit rolüne vurgu yapılan görüşmede, müttefiklerin ortak güvenlik risklerine ve tüm terör tehditlerine karşı uyum ve dayanışma içerisinde hareket etmesi gerektiğinin altı çizildi. Ege ve Akdeniz konularında Türkiye'nin hak ve çıkarlarını korumakta tereddüt göstermeyeceği vurgulanırken, Yunanistan'ın uluslararası hukuka aykırı ve agresif eylemlerinin kabul edilemez olduğu belirtildi. Küresel güvenlik ve istikrarı tehdit eden Ukrayna Savaşı'nın uluslararası hukuk temelinde bir an önce sona ermesi için diplomatik çabalara ağırlık verilmesinin önemine işaret edildi.

1 yıl önce

MHP lideri Bahçeli'den Yunanistan'a silahlanma tepkisi: Hakkımızda gözü olanın gözünü oyarız

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli'nin açıklamalarından satır başlıkları: EYT'lilerin mağduriyeti bu yol çözüme kavuşacak. Bu yara kapanacak, köklü bir çözüme ulaşılacak. Türkiye değeri çok büyük bir ülkedir. Ülkemiz cumhurbaşkanlığı sistemiyle gücüne güç katmıştır. Cumhur İttifakı Türk İslam asırlarının emanetlerini devralmıştır, MHP olarak 2023 yılına çok sıkı bir şekilde hazırlanıyoruz. 2023 seçimlerinde Türk Milleti'nin zillete düşme ihtimali yoktur. Anketler bizim için vızıltıdır. Biz anketçilerin dediğine değil milletimizin ne dediğine bakarız. 23 Ekim 2022 tarihinde Manisa Açık Hava Toplantılarımızı yapacağız. Bizim cumhurbaşkanı adayımızın Sayın Recep Tayyip Erdoğan olacağını sonuna kadar haykıracağız. YUNANİSTAN'A SİLAHLANMA TEPKİSİ Yunanistan ABD'nin dolduruşuna gelip Türkiye'ye meydan okuyor. Akdeniz ve Ege'den silah gösterip, Lozan ve Paris anlaşmaları yok sayılmaktadır. Türkiye çembere alınmaktadır. Yunanistan'ın Ege ve 12 adalarla ilgili iddiaları haksız ve hukuksuzdur. Dünyaya ilan ediyorum, adalar konusunda hakkımızı yedirmeyiz, çiğnetmeyiz, vazgeçmeyiz. Hakkımızda gözü olanın gözünü oyarız. Emperyalizmin Miço'su. ALTILI MASAYA ADAY TEPKİSİ Aylardır toplanıp bir aday bile çıkaramayan acizler koalisyonu iyice su kaynatıştır. Birbirlerine güvenleri almamıştır. Masanın üstünde birbirine gülerken, altında birbirlerine tekme atmaktadır. Şimdiden koltuk kavgasına düşmüştür. Bunlardan ne köy olur ne kasaba. KILIÇDAROĞLU'NA POLİSEVİ SALDIRISI TEPKİSİ CHP demek, HDP demektir, HDP demek PKK demektir, cinayettir, ihanettir. CHP'nin sözde gazetecileri kan döküyor, dağda eğitiliyor. Mazluma ihanettir. CHP'nin gazeteci kisveli teröristi Mersin'de polisevini hedef almıştır. Kılıçdaroğlu sen kimin yanında kimin yolundasın. DNA testi isterken hiç mi utanmadın? KILIÇDAROĞLU'NA BAŞÖRTÜSÜ TEPKİSİ Başörtüsü meselesi çözülmüş bir meseledir. Başörütüsü meselesine bu kadar hassasiyet gösteriyorsa kendi vekillerinden başlasın.

1 yıl önce

Yunanistan'da düzensiz göçmenleri taşıyan 2 tekne battı: 15 ölü

Yunanistan'ın Midilli adası açıklarında düzensiz göçmenleri taşıyan bir tekne battı. Teknedeki yaklaşık 40 kişiden 15'inin cansız bedenine ulaşıldı. 5 kişi kurtarıldı. Diğer yolcular ise henüz bulunamadı. Çuha Adası yakınlarında da yaklaşık 100 düzensiz göçmeni taşıyan yelkenli bir tekne kayalara çarparak battı. Diakofti limanı açıklarında batan tekneden 30 kişi kurtarıldı. Teknedeki diğer kişileri arama-kurtarma çalışmaları sürüyor. 

1 2 ... 21 22 23 24 25 26 27 ... 30 31