05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus-Amerikan ilişkilerinin son yıllarda ABD’deki iç siyasi mücadeleye kurban edildiğini söyledi

Rusya ve ABD arasındaki ilişkilere değinen Putin, ABD ile birçok alanda çalışmaya hazır olduklarını dile getirerek, "Uluslararası ilişkilerde istikrar ve öngörülebilirlik en önemli değer. Amerikan ortaklarımız tarafından geçen yıllarda bu konuda bir şey göremedik." şeklinde konuştu. Putin, ABD’nin Rusya’yı seçimlere müdahale etmek ve siber saldırı düzenlemek ile suçladığına dikkati çekerek, "Rus-Amerikan ilişkileri son yıllarda ABD’deki iç siyasi mücadeleye kurban edildi." dedi. Daha önce, ABD’ye siber alanda birlikte çalışma teklifinde bulunduklarını hatırlatan Putin, ABD’nin bu teklifi reddettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Kimsenin birbirinin iç siyasi süreçlerine müdahale etmemesi gerekiyor. Ne ABD’in Rusya'nın ne de Rusya'nın ABD'in iç hayatına müdahale etmemesi lazım. Dünyadaki tüm ülkelerin halklarına barış içinde gelişmesine fırsat vermek gerekiyor. Kriz durumlarının, dışarıdan müdahale olmadan halk içinde çözülmesi gerekiyor ancak ABD yönetimi için bu çağrı, pek bir şey ifade etmiyor. ABD yönetiminin yine de diğer ülkelerdeki iç süreçlere müdahale edeceğini düşünüyorum. Bu süreç artık çok zor şekilde durdurulabilir, çünkü çok hızla yürüyor." NATO’nun siber alanını, "savaş" alanı olarak ilan ettiğini hatırlatan Putin, Rusya'nın bundan "rahatsız" olduğunu vurguladı. Putin, Biden’ın kendisini "katil" olarak tanımlamasına ilişkin ise "Çalışma esnasında, farklı taraftan saldırılara alıştım. Bu beni şaşırtmıyor. İnsanlarla uluslararası arenada birlikte çalışıyoruz, tartışıyoruz. Biz gelin ile damat değiliz ve birbirimize sonsuz sevgi ve dostluk konusunda yemin etmiyoruz. Biz ortağız ve bazı konularda birbirimizle rekabet ediyoruz. Sert söylem ise Amerikan kültürünün tezahürüdür." ifadelerini kullandı. "ÇİN’İN DÖRDÜNCÜ UÇAK GEMİSİNİ İNŞA ETMESİ BİZİM İÇİN TEHLİKE DEĞİL" Çin’in dördüncü uçak gemisini inşa etme durumunu değerlendiren Putin, bunun Rusya için tehlike oluşturmadığını söyledi. Putin, ABD’nin Çin’e göre daha fazla uçak gemisine sahip olduğuna dikkati çekti. Rusya'da hapiste bulunan Rus muhalif Aleksey Navalnıy ile bağlantılı kuruluşları aşırılık yanlısı olarak ilan edilmesi konusuna da değinen Putin, ülkede "yabancı ajan" yasasının yürürlüğe girdiğini anımsatarak, "Bu bizim icat ettiğimiz şey değil. Yabancı ajan yasası, ABD'de 1930'larda kabul edildi. Bu yasa, bizimkisine göre daha sert. ABD'nin iç siyasi hayatına müdahalenin önlenmesini amaçlamaktadır. Genel olarak, bu yasanın doğru olduğunu düşünüyorum." dedi. Putin, Rusya'daki birçok sivil toplum kuruluşunun dışarıdan maddi olarak desteklendiğini ve bu nedenle gerekli önlemleri aldıklarını savundu. Ülkedeki siyasi sistemin geliştiğine işaret eden Putin, "Rusya'da 34 kayıtlı siyasi parti var. Bu partilerden 32'si, eylülde ülke genelindeki çeşitli seçim süreçlerine katılacak." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten açıklama: Türkiye terörle mücadelesini ve toplumsal huzuru bozmaya çalışan provokasyonlarla…

Saldırıya kınama AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten geldi. Çelik, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi: "İzmir’de HDP İl binasında gerçekleşen saldırıyı ve cinayeti lanetliyoruz. Türkiye, huzur ve güvenliğini bozmaya çalışan provokasyonlara asla fırsat vermeyecektir. Güvenlik güçlerimiz ve yargı teşkilatı hadiseyi tüm boyutlarıyla açığa çıkaracaktır. Türkiye terörle mücadelesini ve toplumsal huzuru bozmaya çalışan provokasyonlarla mücadelesini şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla sürdürecek, kamu düzeninin bozulmasına asla müsade etmeyecektir."

2 yıl önce

İşte uyuşturucu ile mücadeledenin serüveni: Rekor yakalama bedelleri, azalan ölümler, artan operasyonlar

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter hesabından önemli paylaşımlarda bulundu. 'Uyuşturucu ile mücadelenin son yıllardaki serüveni' başlıklı paylaşımlar yapan Soylu, hem rekor yakalama bedellerinin tablosunu yayımladı, hem de uyuşturucudan ölümlerin azaldığına dair tablolar paylaştı. İşte Bakan Soylu'nun paylaştığı tablolar:

2 yıl önce

Türkiye normale dönüyor! Erdoğan, Covid-19'la mücadelede yeni kararları açıkladı, tarih verdi…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısının gündemine ilişkin konuşurken, Türkiye'nin Covid-19'la mücadelesinde izlenecek yeni yol haritasını açıkladı... İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: 'SON 1 HAFTADA EN ÇOK AŞI YAPTIRAN ÜLKE OLDUK' Salgında yaşanan gelişmeler ve bu çerçevede ülkemizin izlediği yol haritası, Kabine gündemimizin ilk konusunu oluşturuyordu. Türkiye her alanda salgın döneminin dünyada en parlayan ülkesi olmuştur. Sanayi üretimimiz yükselişini düzenli olarak sürdürüyor. Sanayi sektöründeki kayıtlı istihdam 4 milyon sınırına dayanarak, tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Salgın ve kuraklık nedeniyle ortaya çıkan durumu istismar ederek, yem süt fiyatlarını aşırı şekilde yükseltmeye çalışanlara da izin vermeyeceğiz, gerekli dersi vereceğiz. Salgın döneminde işlerine ara vermek zorunda kalan esnaflarımızı kısa çalışma ödeneğinden pek çok destekle destekledik. Turizimcilere verdiğimiz KDV desteğini de 1 ay daha uzatıyoruz. Bu konuda oldukça iyi bir yere geldik. Bugün itibariyle yaptığımız aşı sayısı 43 milyon doza yaklaşmıştır. Son 1 haftada nüfusuna oranla dünyada en çok aşı yaptıran ülke konumundayız. Hedefimiz birkaç hafta içerisinde 18 yaş nüfusumuzun üstünün tamamına açmaktır. SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMASI SONA ERDİ 1 Temmuz itibariyle başlamak üzere sokağa çıkma kısıtlamalarını tümüyle kaldırıyoruz. Müzikle ilgili kısıtlamayı da 24:00'e çekiyoruz. Şehirler arası seyahat kısıtlamaları ile şehir içi toplu taşımadaki kısıtlamalar sona eriyor. HES kodu uygulaması yaygınlaştırılarak sürdürülecektir. Konu ile ilgili ayrıntılar, İçişleri Bakanlığımızın genelgesiyle açıklanacaktır. Sırası gelen herkesin aşı olması hayati öneme sahiptir. Bizde aşımızı olarak bilim insanlarımıza olan güvenimizi gösterdik. NATO ZİRVESİ NATO zirvesiyle başlayan, Azerbaycan'daki temaslarımızla devam eden yoğun bir haftayı geride bıraktık. Bugünkü Kabine toplantısında bu yoğun programlar enine boyuna değerlendirdik. Türkiye, 1952 yılında NATO'ya katılmıştır. Ülkemiz tehditlerle mücadele için NATO üyesi olurken ekonomiden ticarete kadar yeni bir tercihte bulunmuştur. Türkiye ittifaka karşı sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmiştir. Soğuk savaş sonrası bölgesel krizler, terör ve salgın gibi sorunlarla yüzleşirken, NATO'nun önemi bir kez daha görülmüştür. Irak'tan Suriye'ye, Filistin'den Libya'ya kadar can yakıcı durumda NATO kendisinden beklenen güçlü iradeyi ortaya koyamamıştır. 'SINIRLARIMIZDA BAŞKA BİR TERÖR ÖRGÜTÜNE İZİN VERMEYECEĞİZ' İttifakın önümüzdeki 10 yılık haritasını oluşturan NATO 2030 sürecini bu bakımdan önemli görüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz temaslarda NATO konseptinin askeri ve diğer şartların günümüz durumuna uyması görüşünü paylaştık. NATO'nun sorumluluk alanlarıyla ilgili önceliklerini müttefiklerimize tekrar sunduk. Suriye'de bir dönem ittifakın en önemli sorunu olarak gösterilen DEAŞ'a karşı tek mücadeleyi yapan Türkiye'yi herkese hatırlattık. Ülkemizin bu gayretine rağmen güney sınırlarımızdaki başka bir terör örgütü üzerinden tehlikeli yapılaşmaların oluşmasına asla izin vermeyeceğimizi hatırlattık. Bu konuda daha samimi ve güçlü katkı beklediğimiz anlattık. Bu zirvede bir kez daha görülmüştür ki Türkiye'siz bir NATO'nun varlığını sürdürmesi güçtür. Türkiye en çok desteğe ihtiyaç duyduğu dönemde yalnız bırakılmış olmasına rağmen NATO'nun korunması önemini kabul etmektedir. Bu anlayışla hükümlülüklerimizi yerine getirirken bir kez daha aynı sıkıntıların yaşanmaması için tekliflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde hem ittifakla hem de müttefiklerimizle daha yakın ve olumlu işbirliği içinde olacağız. NATO ZİRVESİ'NDE GÖRÜŞMELER NATO Zirvesi marjında çeşitli ülkelerin liderleriyle çok kapsamlı görüşmeleri ele aldık. Zirve günü olan 14 Haziran'da Fransa Cumhurbaşkanı Macron'la, İngiltere Başbakanı Johnson, Almanya Şansölyesi Merkel, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve son olarak ABD Başkanı Biden ile bir araya geldik. Ayrıca zirve sırasında pek çok ülke temsilcisi ile de görüştük. Sayın Macron, Miçotakis ve Biden ile doğrudan temaslarımızı sıklaştırma konusunda mutabık kaldık. Çözüm yollarını bulma konusunda karşılıklı olarak ifade ettik. Biden ile yapılan görüşme göreve geldikten sonra ilk yüz yüze yapılan görüşme açısından çok önemliydi. Bu görüşmede ülkelerimiz arasında bilinen sorunları karşılıklı ifade ederek tekrar ortaya koyduk. Bununla kalmadık, asıl bundan sonraki işbirliği kapsamında görüş alışverişinde bulunduk. Biden, görüşme sonrası yaptığı açıklamalarda bu yöndeki değerlendirmeleri kamuoyuyla paylaştı. Sayın Biden ile yakaladığımız bu güzel iklimi ülkelerimiz adına maksimum verime dönüştürmekte kararlıyız. Aramızdaki sorun başlıklarını ise karşılıklı hassasiyetlerimiz, beklentilerimiz içerisinde çözüme kavuşturacağımıza inanıyoruz. Bu şartla her ülkeyle olduğu gibi ABD ile de yakın müttefiklik ilişkileri geliştirmeye hazırız. ABD ile de olumlu ve yapıcı bir temelde yeni bir dönemin kapısını araladığımıza inanıyoruz. 'ŞUŞA'NIN NASIL YIKILDIĞINI, YAKILDIĞINI GÖRDÜK' Azerbaycan'daki programlarımız için Salı günü geç de olsak Bakü'ye ulaştık. Aliyev ile birlikte Şuşa şehrine hareket ettik. Heyet üyelerimizle birlikte Şuşa'ya birlikte giderken savaşın acılarını görme imkanımız oldu. Her tarafın nasıl yıkıldığını, nasıl yakıldığını gördük. Bütün bunlarla beraber bunların kalkıp dünyaya, "Gelin Karabağ'ı görün." Minsk 3'lüsünün buraları tekrar tekrar görün. Altyapının hiç olmadığı ya da tümüyle bozulduğu tarihi ve kültürel mirasların ağaçların yıkıldığı bu güzel coğrafyanın ayağa kaldırılma anına şahit olduk. 'ŞUŞA BEYANNAMESİ İLE YENİ BİR DÖNEMİ BAŞLATTIK' Zor bir coğrafyada başardıkları önemli işleri görünce ülkemiz adına gurur duyduk. Bu bölgenin en geç 1 yıl içinde tamamen yeni bir çehreye kavuşmuş olacağına inanıyorum. Şuşa Karabağ savaşında en son kurtarılan yerlerden biridir. Azerbaycan tarihine damga vurmuş pek çok sanat, bilim erbabı Şuşa'dan çıkmıştır. Yüzlerce tarihi eser bölgeye vurulan Türk mührünü kazımak için vandalca ortadan kaldırılmıştır. Yıllarca vatan hasreti çeken muhacir kardeşlerimizin en kısa sürede evlerine dönmeleri için Türkiye olarak elimizden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğiz. Aliyev'le birlikte imzaladığımız Şuşa beyannamesi ile ilişkilerimizde yeni bir dönemi başlattık. Şuşa başkonsolosluğumuzun en kısa sürede açılmasından gündemimizdeki her bir başlığı hızla hayata geçireceğiz. Çarşamba günü de Azerbaycan Milli Meclisi'ne misafir olduk. Azerbaycan'ın hep yanında olduğumuzu tüm dünyaya bir kez daha ilan ettik. Karabağ zaferinin Azerbaycan için ne anlam ifade ettiği önümüzdeki günlerde daha iyi anlaşılacaktır.  ANTALYA DİPLOMASİ FORUMU Perşembe günü Antalya'da Güney Doğu Avrupa Bölgesi işbirliğini toplantısını gerçekleştirdik. Bu zirve örgütünün 25. yıl kuruluşu olması sebebiyle ayrıca anlamlıydı. Belgrad, Saray Bosna otoyolundan salgın ve göç meselesine kadar bir çok konuyu zirvede ele aldık. Üye ülkeler olarak aramızda bölgesel sahiplenme ilkeleri içerisinde çözemeyeceğimiz hiçbir sorun üzerinde çalışıyoruz. Cuma günü ise ülkemizin uluslararası düzeyde Antalya Diploması forumuna katıldık. Foruma yoğun bir katılım oldu. 11 devlet ve hükümet başkanı 60'a yakın örgüt temsilcisi iş dünyasından isimler görüş alışverişinde bulundular. Salgın döneminde yaşananlar bu gerçeği bir kez daha gösterdi. Küresel siyasi ve ekonomik sistemin yeniden yapılanma ihtiyacı bu süreçte bir kez daha gündeme gelmiştir. Ülkemizle ilgili gündeme getirilen eksen tartışmalarının gerisinde diploması dilinin kimi çevrelerde yol açtığı hazımsızlık vardı. Bunun aksine doğru bildiğimiz yolda ilerlemeyi, en iyi olanı, en hakkaniyetli olanı sürdürmeye devam edeceğiz. Öncelik verdiğimiz coğrafyalarda kendimize yakışır mücadelemizi sürdüreceğiz.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadına Karşı Şiddetle Mücadele İstişare Toplantısı'na başkanlık etti

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, basına kapalı gerçekleştirildi. Toplantıya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu Başkanı, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı, AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, milletvekilleri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değildir

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Eylem Planımıza katkı sağlayan tüm taraflara şükranlarımı sunuyorum. Bizim inancımızda bildiğimiz ve bilmediğimiz varlıklar içinde asıl olan insandır. Diğer tüm ayrımlar bu ulvi sıfatın gerisinde kalır.  Aile yapımızla ilgili hassasiyetlerde kadın ne kadar sorumluysa erkek de aynı derecede mesuliyet sahibidir.  Kadına yönelik şiddetle mücadele öncelikli konularımız arasında yer almıştır. Atılan her adımı destekledim. Yaşanan her sorunla bizzat ilgilendim.  ŞİDDETLE MÜCADELEMİZ BU SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLMEYLE BİTECEK DEĞİLDİR Son günlerde bazı çevreler bugün yani 11 Temmuz'a doğru gidiyoruz, 1 Temmuz itibariyle resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi'ni kadına yönelik şiddetle mücadelede geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değildir. Çekilme gerekçelerimizi o dönemde kamuoyu ile paylaştık.  Kadınların sahip oldukları haklarını kullanabilmesi için nasıl mücadele ediyorsak bugün de yarın da aynı mücadeleyi sürdüreceğiz. Kadına şiddet pek çok faktörden etkilenen bir olgudur. Evvela kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasına neden olan faktörlerin incelenmesi ve bertaraf edilmesi gerekiyor. Şiddeti bir davranış olarak öğrenen çocukların yarının şiddet faili olarak ortaya çıkma ihtimali artıyor. Şiddet, depresyonun, suç oranlarının ve huzursuzluğun artmasına yol açıyor. Kadına yönelik şiddeti siyasi tartışmalara malzeme etmeden, samimiyetle ele almamız gerekiyor. Kadına yönelik şiddet tüm ülkelerin sorunudur. Yasal düzenlemeler, önleme, koruma ve kovuşturma alanlarında ihtisaslaşma ile aşmaya çalışıyoruz.  İlkini 2007 yılında hazırladığımız eylem planını sürekli güncelleyerek bugüne kadar getirdik. Yeni eylem planımızda günün ihtiyaçlarına yönelik yeni başlıklar bulunuyor.  İlk idari ve hukuki somut adımı 2006'da Başbakanlık genelgesiyle atmıştık. Kanun şiddete uğrayan kadınalrı, çocukları, erkekleri, ısrarlı takip mağdurlarını korumayı amaçlıyor. Şiddete uğrayanın kim olması fark etmiyor. Kanun herkesi koruma kapsamına alıyor. Şiddet mağdurları kadın ve çocuklar  olduğu gibi ister istemez fiiliyatta bu gruplar öne çıkıyor.  Şiddet önleme ve izleme merkezleri yani ŞÖNİM'lerin kurulması... 81 ilimizin her birinde kadına yönelik şiddetle mücadelede önleyici katkıları olduğuna inanıyorum.  4. EYLEM PLANINDA 5 ANA HEDEF 4. Eylem Planı 2021-2025 yıllarını kapsamaktadır. Kamu kurumlarının, STK'ların, üniversitelerin, medya mensuplarının ve ilgili tüm paydaşların katkılarıyla hazırladık. Oldukça hacimli bir kitap olarak ortaya çıkan planı 5 ana hedef şeklinde yapılandırdık.  Başlıkların mağdurların adalete erişiminin kolaylaştırılması, şiddetle topyekün mücadelenin tüm politikalara entegre edilmesi, toplumsal duyarlılığın arttırılması... Değişen şartlar neticesinde gereken her türlü yasal tedbiri almayı sürdüreceğiz. İlk hedefi şiddetle mücadele mevzuatının gözden geçirilnmesi ve etkin uygulanması olarak belirledik. 22 faaliyet bu başlık altında yer alıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın koordinasyonunda diğer bakanlıklarla protokoller imzalandı. Kadına yönelik şiddetle mücadele il koordinasyon kurulları oluşturuldu.  Kadına yönelik şiddetle mücadele teknik kurulu da oluşturularak 3 aylık periyotlar hal,nde toplanarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Israrlı takip, siber şiddet, zorla evlendirme gibi şiddet türleri konularının yeniden değerlendirilmesini planlıyoruz. Her düzeyde kamu personeline eğitim verilmesi, tüm paydaşlarla işbirliğinin geliştirilmesi gibi 35 faaliyet yer alıyor. Üçüncü hedef koruyucu ve önleyici hizmetlerin etkili kullanılmasıdır. Vaka bazlı özel müdahale programlarının hayata geçirilmesi, mağdura hizmet veren elemanların eğitimlerle güçlendirilmesini uygulayacağız. Hayata geçireceğimiz faaliyet sayısı 65'i bulacak. Mağdurun korunması ve desteklenmesi ile önleyici çalışmalarda kurumsal hizmetler daha da önem kazanmaktadır. Doğru müdahaleyi gerçekleştirmek ihtiyaca uygun tasarlanmış kurumsal yapılarla mümkündür. ŞÖNİM'lerle beraber kadın konuk evlerinde hizmetler zaten yürütülüyor. Şiddet mağdurlarına rehberlik ve danışmanlık, çocuklarına sağlanan burslarla destek veriyoruz.  En önemli hususun şiddet gerçekleşmeden önleyebilmek olduğunu biliyoruz. Öfke kontrollerinin sağlanabilmesine yönelik eğitimlerine başlıyoruz. ŞÖNİM'lerde bugün 682 bini kadın, 54 bini erkek, 96 bini çocuk olmak üzere 833 bin kişiye hizmet verildi. Önümüzdeki dönemde 7 ilimizde 9 yeni kadın konuk evi daha açılacaktır. 9 ilimizdeki mevcut konuk evlerini şiddet mağduru kadınların ihtiyaçlarına göre dönüştürüyoruz. Barınma amacıyla kuruluşlarımıza müracaat eden kadınlarımıza gereken desteği veriyoruz.  KADES de yaygın olarak kullanılmaktadır. 15 şehirde uygulanan elektronik kelepçe uygulaması 15 Ocak 2021 itibariyle 81 ilde uygulanmaya başlamıştır.  4. hedef toplumsal farkındalığın arttırılması olarak belirlenmiştir. Kurumsal iletişim kanallarının güçlendirilmesi, eğitimin tünm kademelerine şiddetle topyekün mücadele anlayışının yerleştirilmesi, medyanın sorumlu ve etik hareket etmesi gibi hususlarda çalışmalar yürütülecektir. 77 faaliyeti önümüzdeki 5 yıl içinde gerçekleştireceğiz. Erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele edilmesi amacıyla babalara yönelik eğitim çalışması düzenlenmesidir. Şiddet içermeyen olumlu dil kullanımını sağlamak amacıyla kampanyalar düzenlenecektir. 

2 yıl önce

Norveç'te sosyal medyadaki filtreyle mücadele düzenlemesi

Norveç’te, sosyal medya platformlarında, büyük takipçi sayılarına sahip ve 'fenomen' olarak bilinen kişilere yönelik yeni bir düzenlemeye gidildi. Pazarlama Faaliyetleri yasasındaki değişiklik kapsamında gerçekleştirilen düzenleme, gerçekçi olmayan güzellik standartlarıyla mücadele etme çabalarının bir parçası olarak yapıldı. Çocuk ve Aile İşleri Bakanlığı'nın tarafından hazırlanan yasanın bir parçası olarak sunulan düzenleme, kişi vücut görünümünü manipüle eden sosyal medya paylaşımları ve reklamlarının kesin bir şekilde işaretlenmesi sağlayacak. Düzenleme yürürlüğe girdiğinde, sosyal medyada yaptıkları paylaşımlardan para kazanan fenomenler,  'dokunulan' ya da üzerine oynama yapılan gönderilerini yasal olarak hükümet tarafından tasarlanan bir işaretle etiketlemek zorunda olacak. 11 Haziran'da Norveç parlamentosu tarafından onaylanan yasayla birlikte, işaretleme uygulaması, basit filtrelerin kullanımı da dahil olmak üzere birinin vücut boyutunu, şeklini veya cildinin görünümünü etkileyen herhangi bir değişikliğin olduğu fotoğraflar için geçerli olacak. 15'e karşı 72 gibi net bir çoğunlukla kabul edilen yasa, Kral'ın onaylamasının ardından geçerli kılınacak. Düzenleme sadece sosyal medya fenomenlerini değil, aynı zamanda fotoğraflarda değişiklik ya da oynama yapan tüm şirketleri etkileyecek.  'Kroppspress' olarak bilinen 'vücut baskısı' son zamanalarda ülkede en çok tartışlan konulardan biri

2 yıl önce

Diyarbakır annelerinden Elhaman: Anne ve babalar olarak bu çadırı terk etmeyeceğiz

Diyarbakır annelerinin dağa kaçırılan çocuklarına kavuşmak için HDP İl Başkanlığı binası önünde başlattığı oturma eylemi kararlılıkla devam ediyor. Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 671'inci gününde sürüyor. Anne Ayten Elhaman, oğlu Bayram'dan 4 yıldır haber alamadığını söyledi. Evlatlarının ellerinden alındığını belirten Elhaman, şöyle konuştu: "Getirsinler artık. 4 yıldır evladıma hasretim. Doğurduğum evladımı ne hakla benden aldılar? Oğlumun onlara ne zararı vardı? Tek istediğimiz evladımız. Çocuklarımızın derdindeyiz. Anne ve babalar olarak bu çadırı terk etmeyeceğiz. Mücadeleye devam edeceğiz. Biz onlardan bir şey istemiyoruz. Sadece evlatlarımızı istiyoruz." Elheman, oğluna güvenlik güçlerine teslim olması için çağrıda bulundu. Baba Hacı Göger de 6 yıl önce kandırılarak dağa kaçırılan oğlu Doğan Göger için oturma eyleminde yer aldığını, evladına kavuşuncaya kadar HDP il binası önünden ayrılmayacağını kaydetti. Göger, "Buradaki anne ve babalar çocuklarının peşindeler. O çocuklar, HDP ve yandaşları tarafından kandırıldı. HDP il binasına getirilip dağa gönderildi. Sonuna kadar kararlıyız. Sonucu ne olursa olsun evlatlarımızın peşini bırakmayacağız." dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 38 39