19 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu ile ilgili çarpıcı iddia: Adaylık için hazırlık içinde

https://twitter.com/bugunguncel/status/1588836395833257984?s=46&t=SDL3g6nfakumPwD7oerTvg 6'lı masada Cumhurbaşkanı adayı belirsizliği devam ediyor. Kasım ayı içinde DEVA Partisi'nin ev sahipliğinde yapılacak toplantı öncesinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu en çok öne çıkan isim olarak öne çıkarken İBB Başkanı İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın isimleri de gündemde kalmaya devam ediyor. Adaylık için öne çıkan isimlerden İmamoğlu ile ilgili yeni bir iddia ortaya atıldı. Kılıçdaroğlu'nun 'Benimle misiniz?' çağrısına olumlu yanıt veren İmamoğlu'nun adaylık için yeni bir hamle yapmaya hazırlandığı öğrenildi. Ruşen Çakır, Medyascope'taki yayında şu ifadeleri kullandı: "Önümüzdeki günlerde İmamoğlu'nun adını daha fazla duyacağız gibi bir durum var. Aday olma ihtimaline yönelik bir takım hazırlıklar içerisinde olduğunu öğrendim."

1 yıl önce

Sözcü Gazetesi’nin PKK’yı aklama girişimine İsmail Çataklı’dan tepki: “Çarpıtarak korumaya çalışmayın. Olayın faili PKK/PYD’dir”

Bakan Yardımcısı Çataklı, “Dezenformasyon haberini düzeltelim; İstiklal’deki saldırıda teröristin Kobanili tekstilcinin evinde barındırılması talimatı Kobani’den, Eylem talimatı Münbiç’ten, Saldırıdan sonra teröristin saklanması talimatı Kamışlı’dan! Çarpıtarak korumaya çalışmayın. Olayın faili PKK/PYD’dir” açıklamasında bulundu. https://twitter.com/ismailcatakli/status/1593577076430454784?s=46&t=IgupUZiCWCKQtjU26pnH4A

1 yıl önce

Teslim olan PKK'lı teröristlerden çarpık ilişki itirafı!

Terör örgütü PKK/YPG'den kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan 2 terörist, örgütün iç yüzünü anlattı. Eski örgüt mensubu M.E.A., terör örgütündeki çarpık ilişkilerden şu sözlerle bahsetti: "Mesela 'namus' diyorlar ama namus meselesinden bir şey görmüyorsun. Yani orada bayan bayana erkek erkeğe bir sürü değişik ilişkiler var. Bunlara göz yumuluyor." "GAYRİMEŞRU İLİŞKİLERDEN DOĞAN ÇOCUKLAR KAMPTA TERÖRİST OLARAK YETİŞTİRİLİYOR" TRT Haber'in haberine göre; Anlattıkları arasında terör örgütündeki gayrimeşru ilişkiler sonucu doğan çocuklar da vardı: "Derik'te bir tane kampları var. Birbirini sevip de mesela çocukları olup gizlice onları Haseke'ye getiriyor, orada yetiştiriliyorlar. 5-6 yaşlarından sonra o kampa gönderiliyorlar." ESKİ ÖRGÜT ÜYESİ, TERÖRİSTLERİN CAMİLERDE SAKLANDIKLARINI SÖYLEDİ Eski örgüt mensubu M.E.A., teröristlerin ibadethanelere karşı çirkin tutumlarından da bahsetti: "Camiye girin, cami daha savunmalıdır diyorlardı. Orada binlerce cami yıkıldı. Cami camilikten çıkmıştı zaten. İçine ihtiyacını yapan, ayakkabıyla giren de vardı. Bazıları için cephane yeri, bazıları için yatma yeri, bazıları içinde lavabo yeriydi." "SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN KARDEŞİ PKK/YPG'DE AYRICALIKLI" Pişman olup teslim olan genç, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın kardeşinin terör örgütü içerisindeki ayrıcalığını anlattı: "Suriye'ye geçmiştik o zaman. Bahoz Erdal, Sofi Nurettin, Şahin Cilo geldi toplantı yaptılar. Selahattin Demirtaş'ın kardeşi de geldi o zaman. Onun da 5-6 tane koruması vardı. Bahoz Erdal bile onun için ayağa kalktı." "HER GÜN EZİYET, HER GÜN PSİKOLOJİK ŞİDDET" Kandırılan ancak daha sonra pişman olup terör örgütünden kaçan Y.O. da yaşadığı kötü muameleyi anlattı, bölücü terör örgütünün işgal ettiği yerlerde sivil halkın, baskı ve zulümlerden bıktığını da söyledi: "Kamışlı'dan 2017'de katıldım. Her gün eziyet, her gün psikolojik şiddet. Aylarca işkence gördüm. Herkes kaçmak isterdi ama işte korkuyorlardı." Teslim olan teröristin bir de çağrısı vardı: "Ben buradan gençlere söylüyorum. Akıllı olsunlar. Çünkü dedikleri gibi değiller. Ailelerini bırakmasınlar."

1 yıl önce

Alevi ailenin kapısına çarpı işareti koyan kişi, evde yaşayan kadın çıktı

Alınan bilgiye göre, Aydın Didim'in Efeler Mahallesi’nde dün bazı evlerin kapısına Alevi vatandaşlara yönelik yazı yazıldığı ve kırmızı boyayla çarpı işareti çizildiği ihbarı üzerine, emniyet güçlerince inceleme başlatıldı. İnceleme sonucunda söz konusu evde ikamet eden U.S ve M.S’nin bir süredir ayrı yaşadığı, çiftin iki çocuklarının bulunduğu belirlendi. M.S’nin bir aydır pansiyon ve otellerde kalan eşiyle barışmaya çalıştığı, eşinin eve dönüp ailesine sahip çıkması için yaşadığı ev ile yan dairenin kapısına kırmızı boyayla çarpı işareti çizdiği ve bunu 'Alevilere yönelik bir eylem gibi göstermeye çalıştığı' ortaya çıkarıldı. Didim Güvenlik Büro Amirliği'nce hakkında adli işlem başlatılan M.S’nin, aile birlikteliğini sağlamak amacıyla böyle bir eylemi gerçekleştirdiğini itiraf ettiği öğrenildi.

1 yıl önce

Enver Aysever'den bu görüntü için çarpıcı iddia: Tuncay Özkan servis etti

CHP'nin vizyon toplantısında Selvi Kılıçdaroğlu'nun uyuklaması tartışılmaya devam ediyor. CHP'ye yakınlığı ile bilinen gazeteci Enver Aysever, görüntüleri Tuncay Özkan'ın ekrana getirdiğini belirtti. 'TUNCAY ÖZKAN VE EKİBİ YAYINI VERDİ' Selvi Kılıçdaroğlu'nun uyuya kaldığı görüntülerin bilerek verildiğini belirten Aysever, "Tuncay Özkan ve ekibinin nasıl taktikler yaptığını görün. Bu canlı yayın ekibini organize eden, KRT ile birlikle çalışan Tuncay Özkan ve ekibi. Oradan link alırsınız. Reji ekibi ve kameramanlar onun. Resim seçici dediğimiz görüntüyü seçer. Yönetmende onun önündeki görüntülerden birini verir. Başka görüntü alabilir mi alabilir. Yönetmen Selvi Kılıçdaroğlu'nun uyuduğunu bile bile Türkiye'ye izletti." dedi.

1 yıl önce

Çarpıcı iddia! ''Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nun istifasını istedi''

CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu'nun YSK üyelerine hakaretten aldığı 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası kararı muhalefetteki adaylık kavgasına yeni bir boyut kazandırdı. Kararın açıklandığı gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Almanya'da olmasını fırsat bilen İYİ Parti lideri Meral Akşener, İmamoğlu'nun yanına giderek adeta adayını ilan etti. SARAÇHANE'DE ADAYLIK TİYATROSU Her fırsatta aday olacağı yönünde sinyaller veren Kemal Kılıçdaroğlu, Akşener ve İmamoğlu'nun birlikte oynadığı adaylık tiyatrosunun ardından Almanya'dan apar topar Türkiye'ye döndü. Ayağının tozuyla İmamoğlu'nun adaylığını veto eder nitelikte sözler sarf eden Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun 16 milyon İstanbulluya hizmet etmesi gerektiğini söyledi. KILIÇDAROĞLU İMAMOĞLU'NDAN İSTİFASINI İSTEDİ A Haber'de katıldığı programda Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan Saraçhane'deki adaylık tiyatrosuna ilişkin bomba bir iddia ortaya attı. Savcı Sayan "Bugün sabah Kılıçdaroğlu İmamoğlu'nu çağırdı fırçaladı. Aldığımız bir duyuma göre de Kılıçdaroğlu İmamoğlu'nun istifasını istemiş" ifadelerini kullandı. "EN AZ ÜÇ SENE SÜRECEKTİR" Savcı Sayan, "Bugün daha birinci aşamada ortada bir şey yokken yaptıklarını gördük. Asli mahkemenin verdiği karar var. Daha bu istinafa gidecek. Orada 4-5 kişinin kararı var. Oradan temyize ve Yargıtay'a da gidecek. En az 3 yıl gidiş dönüşlerle birlikte belki de 6 yıl" dedi. "KUMPAS KILIÇDAROĞLU'NA YAPILIYOR" Ama neler oldu? Akşener hemen kalktı Ankara'dan geldi. 15 Temmuz'da neden gelip tankların arasına girmediniz? Neden gidip kahve içtiniz? Bütün bunlar bir film senaryosu. Hepsi birer kumpas. Ve bu kumpas Kılıçdaroğlu'na yapılıyor.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kirli manşetlerle çarpışa çarpışa bugünlere geldik

Cumhurbaşkanı Erdoğan 7. Anadolu Medya Ödülleri Programı’nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: Toplam 320 mahalli radyo, televizyon, gazete ve dergiyi aynı çatıda bir araya getiren Anadolu Yayıncılar Derneği her gün başarısını bir adım yukarıya taşıyor. Türkiye'nin kültürel zenginliğini yansıtan Anadolu medyası ne kadar etkin ve yaygın olursa demokrasimiz de o derece güçlü olacaktır. Anadolu medyasının sesi ne kadar güç çıkarsa milletlerimizin beklenti ve talepleri o derece makes bulacaktır. Mahalli medyanın halkımızın yönlendirmesindeki kritik role özellikle son yıllarda şahit olduk. Lafa gelince özgür basından dem vuranların, darbecilere alkış tuttuğu dönemde sizler cesaretle demokrasimize sahip çıktınız. Küresel sistemin çarpıklıkların temsilcisi odaklarla bir olup siyasete ayar veren kalemşörler karşısında yerli ve milli basının nasıl olması gerektiğini yine sizler gösterdiniz. Örnek duruşunuzdan ötürü sizlere ve yerel medyamıza şahsım, ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum. Bürokratik iş ve işlemlerin kolaylaştırılması başta olmak üzere pek çok alanda sizlerin yükünü hafiflettik. Her zaman güçlü bir iradeyi sorunlarınızın çözümlenmesi noktasında sergiledik. İnşallah bundan sonra da sizlere desteği sürdüreceğiz. Özgür, tarafsız, halka karşı kendini sorumlu hisseden bir medyanın demokrasiler açısından taşıdığı önemi hepimiz biliyoruz. Bunun için literatürde medyayı takip ederken 'dördüncü kuvvet' kavramına başvurulduğunu görüyoruz. Dördüncü kuvvet ifadesi bizim medyamızın da sahiplendiği bir kavramdır. Kamu adına siyaset kurumunu izleyen, denetleyen, varsa hatalarını ortaya çıkaran bir medya elbette bu tanımı ziyadesiyle hak eder. Medyanın asıl görevi zaten vatandaş adına gözcülük yapmaktır. Ancak ülkemizde 'dördüncü kuvvet' ifadesi genellikle yanlış yorumlanmış, millet ve milletin seçtiklerinin üzerinde bir tahakküm aracı olarak vurgulanmıştır. Halkın sesi olmak yerine anti demokratik güç odaklarının dümen suyuna girmeyi tercih etmiştir. Gazete manşetleri, televizyon ekranları siyasetçiyi hizaya sokmak; hatta alenen tehdit etmek amacıyla kullanılmıştır. Hatırlarsanız 27 Mayıs öncesinde ana akım medya yalan ve iftira dozu yüksek utanç verici manşetlerle resmen darbeye ortam hazırlamıştır. Aynı şekilde 12 Eylül darbecilerine manşetlerden selam çakan medya kuruluşlarımız olmuştur; hatta ileri gidiyorum kalemşörler olmuştur. Ülkenin seçilmiş başbakanına diktatör diyen gazeteci kılıklılar gördük. 28 Şubat döneminde muhtıracıların haber bülteni gibi yayın yapan medya organlarımız vardı. Okuduğumuz şiir sebebiyle hakkımızda verilen mahkeme kararını 'muhtar bile olamayacak' şeklinde adeta kutlayan gazeteler gördük. Burada bir muhtarları küçümsemek, iki yarının siyasetine kendine göre yön vermek. Ne oldu? Ufkunuz o kadar dar ve kısır ki, muhtar bile olamaz dediğiniz kişi cumhurbaşkanı oldu. Önce bu başlıkları atanlara bir şeyi hatırlatmak lazım; kendinize ayar verin ayar. Ayar vermezseniz millet size ayar verir. Hükümetlerimiz döneminde hak ve özgürlükleri genişletmek için yaptığımız bir yasa değişikliğine '411 el kaosa kalktı' diyerek saldıran, vesayet odaklarına davetiye çıkaran medya kuruluşları oldu. Kandil'deki terör baronlarına 'yere izmarit atmıyorlar' diye övgü yağmurları yapan gazeteler gördük. Şu anda o baronlar kız yavruların taciz edildiği merkezler hale geldi. Bay Kemal niye konuşmuyorsun? Oraya niye sesin çıkmıyor? Diyarbakır annelerine niye bir ziyaret etmiyorsun? Orayla niye bir irtibat kurmuyorsun. İşte sen kurmazsan millet sana hizaya gelmeyi gösterecek. Biz bugünlere sadece darbecilere çetecilere, terör örgütlerine meydan okuyarak gelmedik; biz aynı zamanda şahsımızı, davamızı, milli iradeyi hedef alan kirli manşetlerle çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Gerçeğin peşinden koşmak, yerel ve küresel güç odaklarına tetikçilik yapanlara rağmen mücadelemizi yürüttük. Duruşumu bozmadık, yalan ve iftiraya asla teslim olmadık. İtibar suikastları karşısında geri adım atmadık. Karşımızdakiler ne yaparsa yapsın biz hakkın ve hakikatin hatırını üstte tuttuk. Milletimizle ve milli iradenin sesi olan basın yayın kuruluşlarımızla omuz omuza hareket ederek, ülkemizde tarihi nitelikte pek çok demokratik kazanıma imza attık. İnşallah Türkiye Yüzyılı'nı da medyamızla yükseltip, gençlerimize emanet edeceğiz. Ülkemizin basın yayın tarihini bilen, elini vicdanına koyup, objektif muhasebe yapan herkes medyamızın daha bağımsız, çoğulcu zengin bir yapıya sahip olduğunu kabul edecektir. Basın daha özgürdür, halkın gözünde daha çok itibar kazanmıştır. Hangi cenahta yer alırsa alsın, basın yayın kuruluşları asli görevleri hakkıyla yerine getirebilme salahiyetine bizim dönemimizde kazanmıştır. Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşanların siparişleri üzerine hazırlanan sözde raporlar bu gerçeği değiştirmeyecektir. Bunların ne bizim ne de milletimizin nazarında hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Demokrasi, insan hakları, basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin söz konusu kendi çıkarları olunca nasıl faşizanca davrandıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Güya özgürlükten, kişi mahremiyetinden asla taviz vermeyen bu sosyal medya platformunun kimlerle iş tuttuğu, perde arkasından neler yaptığı, hazzetmediği kişilerle ilgili nasıl sansür uyguladığı tek tek ortaya çıkıyor. Ağızlarını her açtıklarında Türkiye'yi sansürcülükle suçlayanlar, sansürün daniskasını yapanlar hakkında tek bir kelime dahi etmiyorlar. Sadece bu örnekler bile ülkemizi eleştirenlerin ne kadar bozuk ve kirli bir sicile sahip olduklarını ispat etmeye yeterlidir. Bunların hiçbirinin derdi basın özgürlüğü, insan hakları, demokrasi değildir. Bunların tek derdi kendi çarpık düzenlerini ayakta tutmak, Türkiye gibi tekerlerine çomak sokanların önünü her türlü aracı, yalanı, iftirayı kullanarak kesmektir. Ama artık Türkiye'nin önünü kesemeyeceksiniz. Onlar eski Türkiye'de kaldı, şimdi yeni Türkiye Yüzyılı var. Herhangi sınırlama olmadan herkesin eşit şartlarda üye olabildiği küresel, sosyal medya platformları adeta tek kişilik mecrayı ortaya çıkarmıştır. Her türlü yalan, iftira ve çirkinliğin önünü açmıştır. Maalesef bu hastalık medya kuruluşu sıfatıyla faaliyet yürüten yapıları da sarmıştır. Meydanı insanların haklarına, hukuklarına, onurlarına, mahremiyetlerine saldıranlara karşı boş bırakamayız. Geçtiğimiz aylarda Meclis'te kabul edilerek yürürlüğe giren kamuoyunda dezenformasyon yasası olarak bilinen hukuki düzenlemenin gerisinde bu gaye vardır. Birileri hemen Anayasa Mahkemesi'ne koştular. Ama Meclis'te öyle yapmadılar, hepsi oy kullandılar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Artık gerçekten gazetecilik faaliyeti yürütenler ile gazetecilik görüntüsü altında şarlatanlık yapanların ayırımı daha da kolaylaşmıştır. Her alanda olduğu gibi medya mecralarında da idari ve hukuki düzenlemelerden daha önemlisi, bunun altını çiziyorum ahlaki ilkelerdir. Enflasyonla mücadele kapsamında faiz, fiyat artışlarına karşı kamuoyunu ikaz ederken de aynı hatırlatmayı yapıyoruz. Ahlaki ilkeleri bir kenara bırakarak, Allah korkusu olmadan hareket edenleri hiçbir kaide, kural durduramaz. Bunlar her kuralın arkasında fırıldak gibi dönecek, dolaşacak sinsi bir yol bulurlar. Aileden başlayarak eğitimin tüm kademelerine ve çalışma hayatına kadar her alanda insanlarımızı medeniyetimizin değerleriyle buluşturacak bir iklim inşa etmeyi hedefliyoruz. Medya bu gayretin hem önemli unsuru hem de taşıyıcısı olacaktır. Anadolu medyasının bu mücadelede en ön safta yer alacağına inanıyorum. Sizlerin şahsında hakkın hatırını yere düşürmeyen tüm gazetecilerimize, medya kuruluşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum.

1 yıl önce

FETÖ’nün ‘parlak çocuğu' Özgür Özel’in bir virgül ile ortaya çıkan çarpıtması

Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, Manisa'da FETÖ tarafından parlatılarak siyasi olarak önü açılan CHP Milletvekili Özgür Özel'in nasıl bir algı operasyonu yürütmeye çalıştığını bugünkü yazısında kaleme aldı.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11