05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

CHP'li Tanrıkulu'dan kalkışma çağrısı yapan Ahmet Şık'a destek

Daha önce "Kimse 'seçimle gidiyorlar' sayıklamasının peşinden gitmesin artık" diyen TİP vekili Ahmet Şık, bir kez daha kalkışma çağrısı yaptı. HDP'li Ali Kenanoğlu ile birlikte Kadıköy'de eylem yapan Şık, "Hepiniz sokağa çıkmalısınız" dedi. Şık, katıldığı bir yayında da "Bu işin yolu sokak sokak sokak. Bu iş yasayla seçimle olacak değil. Devleti yıkmamız lazım" ifadelerini kullandı. "Şık canımızdır dostumuzdur" Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında 2 ayrı resen soruşturma başlatılan Şık'a, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu destek çıktı. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Tanrıkulu, Şık'ı etiketleyip "Ahmet Şık canımızdır ve dostumuzdur nokta" dedi.

2 yıl önce

Bölücü terör örgütü PKK’nın sözde Botan eyalet sorumlusu Özgür Gabar kod adlı Fırat Şişman, çektiği videoyla örgüt mensuplarına teslim olması çağrısında bulundu

Eren-10 Operasyonları kapsamında Şırnak’ın Bestler-Dereler bölgesinde 8 Nisan’da gerçekleştirilen operasyonda 8’i ölü 10 terörist etkisiz hale getirildi. Operasyonda, terörist Fırat Şişman ağır yaralı olarak yakalandı. 1 buçuk ay boyunca tedavi edilen Şişman, devletin kendisine gösterdiği yardımdan etkilendi. DEVLETİ YANLIŞ TANIMIŞIM Örgütün, teslim olan ya da yakalanan örgüt mensuplarına kötü muamele yapıldığı propagandasını yürüttüğünü anlatan Şişman, “Ben şimdiye kadar devleti yanlış tanımışım ve benim gibi devleti yanlış tanıyan örgütte binlerce insan var” diyerek bu yanlış algıyı ortadan kaldırmak adına bir video ile örgütte bulunanlara seslenmek istedi. Şişman’ın isteği üzerine video çekimleri yapıldı. TESLİM OLUN ÇAĞRISI “Devlet, bütün arkadaşları bir ana şefkatiyle kucaklayabilecek güçte ve inançtadır” diyen Şişman, teröristlere şu çağrıda bulundu: “Gelecek her arkadaşa bütün yönleriyle destek verebilecek durumdadır. Arkadaşların da devlete yönelik var olan kaygılarını bir kenara atarak gelebilme cesaretinde bulunmaları gerekiyor. Çoğu arkadaşta örgütten ayrılma düşüncesinin olduğuna inanıyorum. Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Her birimiz bu ülkeye sahip çıkma ve bu ülkenin geleceğini düşünmek zorundayız. Dış emperyalist güçlerin ve diğer farklı güçlerin oyunlarına gelmeden bin yıllık tarihi geçmişimizi düşünerek, daha önceki oyunları boşa çıkardığımız gibi şimdi de var olan oyunları boşa çıkarabilecek bilinç, anlayış ve erdemlikte olduğumuzu düşünüyorum.” AİT OLDUĞUNUZ TOPRAKLARA GELİN “Belki çoğu arkadaşta ‘acaba devlet bize nasıl yaklaşır, işkence mi yapar, hapse mi atar’ kaygısı olabilir. Bende de devlete karşı olumsuz algılar vardı. Fakat ağır yaralı bir şekilde ele geçtikten sonra devletin bana karşı olumlu yaklaşımlarını gördüm. 25 yıldır örgüt ortamında kaldığım zamanın benim, ailem ve ülkedeki insanlar için hiçbir faydasının olmadığını gördüm. Her arkadaş kafasında oluşmuş soru işaretlerini bir kenara koyarak kendileri için, aileleri için doğru olan sonuç ne ise ona göre cesaretlice gereken adımı atmalı ve ait oldukları toprağa gelmeli. Devletin de bütün arkadaşları bir ana şefkatiyle kucaklayacağını düşünüyorum. Her arkadaşın yeni bir hayata başlaması için kendilerine gereken bütün desteği vereceğine inanıyorum. Dış güçlerin emellerini, oyunlarını boşa çıkarmak için daha bilinçlice bir yaklaşım içerisinde olunmalıdır. Her arkadaş en kısa zamanda kendileri için doğru olan kararları verip ait oldukları topraklara, aile ortamına gelebilmeliler.”

2 yıl önce

İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan BM'ye müdahale çağrısı: Mescid-i Aksa'ya baskınlar karşısında sorumluluk üstlenin

İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan (İİT) yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Mescid-i Aksa'nın avlusunda ibadet edenlere yönelik mükerrer saldırıları kınandı. Bu eylemlerin, işgalci güç İsrail'in, Kudüs'teki tarihi ve hukuki statükoyu değiştirme girişimleri çerçevesinde gerçekleştiği kaydedilen açıklamada, bunun uluslararası hukuku, Cenevre Sözleşmelerini ve BM kararlarını ihlal etmek anlamına geldiği aktarıldı. İİT, bu sistematik saldırıların tüm sorumluluğunun İsrail hükümetine ait olduğunu belirtti. İİT, BMGK başta olmak üzere uluslararası toplumu bu ihlallere son verilmesi için sorumluluklarını üstlenmeye ve barışın sağlanması adına siyasi bir sürecin başlatılması için çalışmaya çağırdı. Mısır'dan kınama Öte yandan Mısır, İsrail polisi korumasındaki fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesine tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Bakanlık, İsrail polisi korumasındaki fanatik İsrailliler tarafından Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini yinelenmesini kınıyor." ifadesine yer verildi. Kahire'nin bu ihlalleri tamamen reddettiği kaydedilen açıklamada, dünyanın farklı yerlerindeki Müslümanlar nezdinde çok önemli bir yere sahip olan Mescid-i Aksa'ya zarar verilmesi konusunda Mısır'ın her zaman uyarıda bulunduğu aktarıldı. Açıklamada ayrıca, iki devletli çözüm çerçevesinde yasal referanslar, uluslararası kararlar ve meşruiyet temelinde askıya alınan müzakere sürecinin yeniden başlamasının önemi vurgulandı. Mescid-i Aksa'da yaşananlar Sabah saatlerinden itibaren 1500'ü aşkın fanatik Yahudi, İsrail polisi korumasında, sözde Süleyman Mabedi'nin yıkılışının yıl dönümü olarak kabul ettikleri ve "Tişa BeAv" adını verdikleri matem günü dolayısıyla Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti. Fanatik Yahudilerin baskınlarına karşı tepki gösteren Filistinliler ile İsrail polisi arasında Harem-i Şerif'te olaylar yaşanmıştı. Plastik mermi ile göz yaşartıcı gaz kullanan İsrail polisi, çok sayıda Filistinliyi gözaltına almıştı. Mescid-i Aksa'nın içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesinin tüm kapılarına bariyerler kuran İsrail polisi, ayrıca Harem-i Şerif'e 40 yaş altı Filistinlilerin girişine de izin vermemişti.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan 'nefret söylemiyle birlikte mücadele' çağrısı

Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter hesabından 10 yıl önce Norveç'te gerçekleşen ve 77 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili bir açıklama paylaşıldı.  Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "10 yıl önce bugün Norveç'in başkenti Oslo'nun merkezinde ve Utoya adasında, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslam karşıtlığı adına bir terörist, 77 insanı hunharca katletti. Bu caninin nefret söylemine ve her türlü ayrımcılığa karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz." Ne olmuştu? Norveç'te 2011 yılında Oslo'daki başbakanlık binası önünde bir bombalı saldırı gerçekleşmiş, kısa süre sonra ise Utoya adasında bir siyasi partinin yaz kampına silahlı saldırı düzenlenmişti. Düzenlenen iki saldırıda 77 kişi hayatını kaybetmiş 242 kişi ise yaralanmıştı. Saldırıları düzenleyen Anders Behring Breivik, Norveç'i Müslümanlardan korumak için saldırıların gerekli olduğunu savunmuştu.

2 yıl önce

Mesele Boğaziçi değil! Boğaziçi provokatörlerinden HDP için eylem çağrısı

Üniversitelerde sol gruplar “Dayanışma” adıyla örgütleniyor. Boğaziçi Dayanışması, bu örgütler ağının Boğaziçi Üniversitesindeki parçası. Oluşum, Boğaziçi provokasyonunda eylemleri, hem okul içerisindeki resmi temsilcileri ve kulüpleri pasifize ederek yönetmiş, hem de okul dışarısına taşımıştı. "HDP'Yİ KAPATTIRMAYACAĞIZ" Boğaziçi Dayanışması, şimdi de HDP için sahneye çıktı. Sosyal medya hesabından "İrademize atanan kayyumları tanımadığımız gibi HDP'yi siyaset sahnesinden silmeye çalışan gerici-şovenist ittifakları da tanımıyoruz. Yarın saat 19:00'da herkesi Süreyya Operası önünde yapacağımız basın açıklamasına, HDP'yi kapattırmayacağız şiarını yükseltmeye çağırıyoruz" paylaşımında bulunarak HDP için eylem çağrısı yaptı. SÖZDE SOYKIRIMA DESTEK Boğaziçi Dayanışması, Ermenilerin bitmeyen asırlık yalanı olan ve ülkelerin siyasi amaçlarla kullandığı sözde Ermeni soykırımına destek açıklaması yapmıştı. Boğaziçi provokatörleri, sosyal medyadan "1915 Ermeni Soykırımı'nın 106'ıncı yıl dönümünde Ermeni halkının acısını paylaşıyor, onurlu direnişlerini saygıyla selamlıyoruz" mesajını paylaşmıştı.

2 yıl önce

Rusya'dan dünyaya 'Afganistan' çağrısı

Lavrov, başkent Moskova’da Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Aburrahman Al Sani ile bir araya geldikten sonra düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Afganistan’daki olayların insani sonuçlarının çok vahim olduğunu vurgulayan Lavrov, komşu devletlerin topraklarına Afganistan’dan mülteci akınının artması tehdidi konusunda endişelendiklerini belirtti. Mültecilerin çoğunun Avrupa’ya geçmeye çalışacağını ve davet edilmedikleri ülkeler için ciddi sorun oluşturacaklarını ifade eden Lavrov, "Bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini vurguluyoruz. Bunun için başta Afganistan’daki politikaları böylesine üzücü olaylara sebep olanlar olmak üzere bütün ilgili ülkelerin imkanlarını kullanması önemli." şeklinde konuştu. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in mevcut durum ile ilgili olarak eski hükûmeti ve Afganistan Silahlı Kuvvetlerini suçlayan açıklamasını eleştiren Lavrov, NATO'nun Afganistan'daki durumu daha yeterli, nesnel ve öz eleştirel bir şekilde değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdi. Suriye meselesi ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Lavrov, Suriye Anayasa Komitesinin yakın bir zamanda yeniden çalışmalarına başlayacağını duyurdu. Şam ile ikili kanallardan, Türkiye ve İran ile Astana formatı çerçevesinde çalışmalar hakkında bilgilendirme yaptıklarını kaydeden Lavrov, Cenevre’de rejim ve muhalefet heyetlerinin yakın bir zamanda yeniden anayasa çalışmalarına başlamasını beklediklerini dile getirdi. Lavrov ayrıca Rusya'nın Basra Körfezi’ndeki güvenlik konseptini güncellediğini ve bunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin resmi belgesi olarak dağıttığını da bildirdi. Al Sani: Afganistan’da iç hatlarda uçuş gerçekleşiyor Katar Dışişleri Bakanı Al Sani, Afganistan halkına insani konuda yardım etmek gerektiğini söyleyerek bu ülkede durumun istikrarlı hale getirilmesinin önemine dikkat çekti. Afganistan’da serbest bir şekilde giriş sağlanması gereken havaalanındaki durumu da Lavrov ile görüştüklerini belirten Al Sani, Afgan yönetiminin havaalanında Katar'a, Afganistan sakinlerine serbest bir şekilde hareket imkanı sağlaması gerektiğini ifade etti. Al Sani, "Geçtiğimiz günlerde iki charter seferi gerçekleştirmeyi başardık. Bugün iç hatlarda uçuşlar gerçekleşiyor. Şimdi Afgan yetkililer ile birlikte teknik konuları takip ediyoruz." dedi.

2 yıl önce

Uluslararası Af Örgütü, Lübnan'a Suriye'ye zorla iadeleri durdurma çağrısı yaptı

Uluslararası Af Örgütü, eylül ayı başında Lübnan'dan Suriye'ye iadeleri gündeme gelen ancak konunun medyaya taşınması üzerine iade işlemleri askıya alınan Suriyeli mülteciler hakkında güncel bir açıklama yayımladı. Açıklamada ifadelerine yer verilen Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Heba Morayef, 5 Eylül'de, ülkeye yasal olmayan yollarla giriş yapan 6 Suriyeli mültecinin, tüm hayati risklere rağmen Lübnan Kamuoyu Güvenliği Kurumu tarafından iadelerine karar verildiğini hatırlattı. Lübnanlı yetkililerin, mültecilerin iade edilmesi halinde başlarına nelerin geleceğinden çok iyi haberdar olduklarını belirten Morayef, "Kısa bir süre önce Suriye'deki otoritenin, ülkeden kaçanlara dönüşte nasıl işkence, keyfi tutuklama ve zorla alıkoyma gibi yöntemler uyguladığını belgeledik. Söz konusu mültecilerin Suriye'ye iadesi, Lübnan'ın uluslararası normları ihlal etmesi demektir." dedi. Morayef, "Lübnan yetkililerine, zorla iadeleri ivedi bir şekilde durdurmaları, mülteci haklarındaki taahhütlere saygı duymaları ve yasal koruma sağlamaları çağrısında bulunuyoruz." ifadesini kullandı. Lübnan, Nisan 2019 tarihinden itibaren ülkeye yasal olmayan yollarla giriş yapan herkesin ülkelerine iade edileceği yönünde bir karar almıştı. Bu karar doğrultusunda ülkeye gelen Suriyeli mülteciler, iade edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Lübnan Ulusal Güvenlik Müdürü Abbas İbrahim, 8 Eylül'de yaptığı bir açıklamada, iadeleri gündeme gelen 6 Suriyeli mültecinin, Esed rejimine teslim edilmeyeceğini bildirmişti. Uluslararası Af örgütü ise İbrahim'in açıklamasına rağmen, söz konusu mültecilerin pasaportlarının halen Suriye'nin Beyrut Büyükelçiliği'nde bulunduğunu belirtmişti.

2 yıl önce

Büyükada halkından Belediye Başkanı'na istifa çağrısı!

Adalar’da akülü araç kullanımının yasaklanmasını Büyükada sakinleri protesto etti. İlk olarak Adalar Belediyesi İlçe Meclis Toplantısı’na gelen Adalılar, toplantıda Adalar Belediye Başkan Yardımcısı Engin Çelik konuşmasını yaparken tepki gösterdi. Tartışmanın çıktığı toplantıda Adalılar, alkışlar ve bina girişinde bulunan turnikelere vurarak toplantı salonunu terk etti. Belediye binası önünde toplanan Adalılar, "Ada'ya kayyum istiyoruz, başkan istifa" sloganlarıyla yarın uygulanacak olan yasaya tepki gösterdi. "Adada adalet istiyorum" Adalet istediğini söyleyen ada sakini Şerife Balat, "Akülü araç kullanmak benim hakkım. Ben Adalıyım. Adalet istiyorum. Araçla çocukları günde 10 defa okula çıkarıyorum. Akülü aracımın kaldırılmasını istemiyorum. Adada adalet istiyorum. Bugün ilçe meclisinde akülü araçları tartışmamız gerekirken, işi partiye döktüler. Biz buraya parti konuşmaya gelmedik. Akülü araç konuşmaya geldik" dedi. "Bu şekilde devam ederse bugünden itibaren çocukları okula göndermeyeceğim" Okul için servis talep eden ada sakini, "Bu şekilde devam ederse bugünden itibaren çocukları okula göndermeyeceğim. Okul, 45 dakika uzaklıkta" diye konuştu. Ada sakini Sabriye Yıldırım ise "Bugüne kadar akülü aracıma hiç şarj almadım. Çünkü hiç ihtiyaç duymadım. Sadece çocuklarım okula başladığı için aldım. Belediye okullar için servis aracı koymuyor" ifadelerini kullandı. "Yarın akülü arabamda geceleyeceğim" Ada sakini Hilal Olcay, "Biz burada Adalılar olarak yaşıyoruz. Bize kimse bir şey sormuyor. Oturduğun masadan karar veriyor. İçeride siyaset yapılıyor. Biz buraya çözüm için geldik. Yarın akülü arabamda geceleyeceğim" dedi. Ada sakini Sultan Gülyar, "Belediye bu araçlara ilk önce plaka verdi. Bu plakaların bedeli olarak da bin 500 lira para aldı. Ve bu parayı bağış adı altında aldılar. Madem böyle bir şey vardı belediye neden plaka dağıttı. Biz Adalılar adanın yüksek yerlerinde oturuyoruz. Biz bu akülü araçlara ihtiyacı olan kişileriz. Bizim Adalılar olarak acilen araçlarımız hakkında verilen kararın geri çekilmesini istiyoruz. Yarın aracımı kapımın önüne koyacağım ve hakkımı hukuki yollarla arayacağım" dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 22 23