28 Nisan Pazar 2024
1 yıl önce

Devlet Bahçeli: İdam cezası tartışmalarını çok yararlı görüyorum

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısına katıldı. Gündemi değerlendiren Bahçeli, Marmaris'te yaşanan orman yangınları ve sonrasında ortaya atılan idam cezası tartışmalarına değindi. Bahçeli konuşmasında; orman yangınları, kadın cinayetleri, tecavüz ve terör suçları kapsamında idam cezasının geri getirilmesine olumlu yaklaştığını söyledi. "İdam tartışmalarını yararlı görüyorum" Bahçeli, "İdam cezası tartışmalarını çok yararlı görüyorum. Şayet bu cezanın hukuk mevzuatımıza girmesi için bir kanun teklifi gelirse de destek olacağımızı açık seçik beyan ediyorum. "Kadın cinayetlerini ve tecavüz suçlarını da kapsamalı" İdam cezasının; kadın cinayetleri, tecavüz ve terör suçlarını da kapsayacak bir genişlik içinde olmasını ümit ediyorum. Bu çerçevede üzerimize ne düşüyorsa yerine getireceğimizi açıklıyorum. "Eli kanlı hainlere sessiz kalamayız" Cezalardaki caydırıcılık vasfını kuvvetlendirmemiz lazımdır. Eline çakmak alıp ormanları yakan su katılmamış barbarlara ya da eli ve vicdanı kanlı hainlere sessiz kalamayız." dedi.

1 yıl önce

Opel CEO'su Florian Huettl: Türkiye'yi Almanya ve Birleşik Krallık ile birlikte bizim ana pazarlarımızdan biri olarak görüyorum

Opel açıklamasına göre, dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinden Opel, mobilite alanındaki başarısını hedef yükselterek sürdürüyor. Global çapta yakalanan başarı içerisinde Türkiye'nin payı ise oldukça büyük. Opel Türkiye, Opel pazarları içerisinde 5. sıraya yükseldi ve "Her alanda ilk 5'" mottosu doğrultusunda önemli bir adım attı. Geçen ay görevine başlayan Opel CEO'su Florian Huettl, ilk pazar ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştirdi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Opel CEO'su Huettl, başarının yalnızca rakamlarla kısıtlı olmadığını, global Opel dünyası içerisinde Türkiye'nin çok daha önemli bir rolü bulunduğunu belirtti. Huettl, "Türkiye'yi Almanya ve Birleşik Krallık ile birlikte bizim ana pazarlarımızdan biri olarak görüyorum. Global çapta yakaladığımız büyüme trendi ve başarılı grafikte kuşkusuz ki Türkiye'nin payı çok büyük. Türkiye, yılın ilk yarısında satış hacmini artırarak Opel ülkeleri arasında 5. sırada yer alma hedefini gerçekleştirdi. Ancak söz konusu 'ana pazar' söylemini, yalnızca satış rakamları için değil, kararlarımızı alırken danıştığımız ve dinamiklerini göz önünde bulundurduğumuz bir ülke olarak açmak doğru olur. Türkiye, bizim 3. ana pazarımız." ifadelerini kullandı. "2024 YILINDA TÜM OPEL MODELLERİNİN BİR ELEKTRİKLİ VERSİYONU OLACAK" Opel Türkiye'nin satış rakamları ve büyüme trendinin giderek hızlandığını belirten Huettl, şunları kaydetti: "Türkiye pazarında satış hacmimiz pandemi ve çip krizine rağmen yüzde 15 artarak 17 bin adet seviyelerine geldi. Bu yılın ocak-haziran dönemine baktığımızda, bu süreçte binek pazar payımızı yüzde 5,2'ye, toplam pazar payımızı ise yüzde 4,7'ye yükselttik. Açıkçası, bu büyümenin sürdürülebilir olmasını diliyorum ve bunu sağlamak için heyecan verici ürünler kadar müşteri memnuniyetinin de önemli olduğunu düşünüyorum. Bu alanda da yüzde 98,5 müşteri memnuniyeti ile iyi bir ivme yakaladığımızı söyleyebilirim." Huettl, elektrikli dönüşümde Opel markasının bu dönüşümün öncülerinden biri olarak çok önemli bir rol üstleneceğini vurgulayarak, "Halihazırda elektrifikasyon konusunda çok ciddi adımlar atmış durumdayız. Şu anda 12 farklı elektrikli modelimizin yanı sıra yüzde 100 elektrikli ticari araç modellerimizle de öncü rol üstleniyoruz. 2024 yılında tüm Opel modellerinin bir elektrikli versiyonu olacak ve 2028 için hedefimiz, Avrupa'da Opel'in tamamen elektrikli modellerle satışa sunulacak bir konumda olması. Türkiye de bizim bu gelişimde ön planda tuttuğumuz ülkelerden biri. Elektrikli modellerimiz de bu hedefler çerçevesinde Türkiye pazarındaki yerini alacak." ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

İsmail Demir: Biz ambargo koyan ülkelere gülüyoruz, geçiyoruz. Neden? Bu gençliği görüyoruz, sizleri görüyoruz

Demir, Samsun Çarşamba Havalimanı'nda düzenlenen TEKNOFEST KARADENİZ'in açılış töreninde, kurtuluş mücadelesinin Samsun'da başladığını, bu ilde düzenlenen TEKNOFEST'in açılış töreninin 30 Ağustos Zafer Bayramı'na denk gelmesinin sevindirici olduğunu söyledi. "Hazır olun cenge, istersen sulhu salah" sözünü hatırlatan Demir, "O tür mücadelenin (Milli Mücadele) başladığı yerdeyiz ama o tür günleri yaşamamak için kuvvetli olmamız gerektiğinin, özellikle savunma sanayi ve ürünlerinde çok güçlü olmamız gerektiğinin farkındayız." diye konuştu. Samsun'da başarılı bir organizasyona imza atıldığını vurgulayan Demir, "TEKNOFEST ilk başladığında savunma sanayi ağırlıklı başlamıştı ancak bugün görüyoruz ki gerçekten çok geniş bir alana yayılmış. Bu da bizi şöyle mutlu ediyor; bir ülkenin sadece savunma sanayinde güçlü olması mümkün değil. Sanayi ekosistemi, teknolojisi, AR-GE yapısı güçlü olmayan bir ülke, savunma sanayinde güçlü olamaz. Bu yüzden TEKNOFEST bir heyecan yakaladı, bir dalga oluşturdu. Sadece Türkiye'de değil, birkaç ay önce kardeş ülke Azerbaycan'daydık. Bu rüzgar devam edecek." ifadelerini kullandı. Alandaki gençlere seslenen Demir, şunları söyledi: "Gençler, bir şey insan yapısı ise biz daha iyisini yaparız. İspatı nerede? Selçuk Bey'e bakın. İkincisi, hayallerimiz büyük olacak ama hayalperest olmayacağız. Bu ne demek? Büyük hayaller kuracağız. Kızılelma diyeceğiz, milli maarif uçak diyeceğiz ama bunları yapmak için çok çalışacağız, araştırmalar yapacağız, teknoloji kullanacağız ve geleceğe adım adım yürüyeceğiz." Türkiye'ye ambargo uygulayan ülkelere dikkati çeken Demir, "Bir de ambargolar meselesi var. Biz ambargo koyan ülkelere gülüyoruz, geçiyoruz. Neden? Bu gençliği görüyoruz, sizleri görüyoruz. Gün geldiğinde sizlerle beraber yapacağımız çalışmalarla, ambargo koyan ülkeleri, unsurları bir kenara not edeceğiz ama hafızamız güçlü olacak. Onların önüne koyacağız." dedi. Demir, Savunma Sanayii Başkanlığının, "Geçmişten Geleceğe Türk Savunma Sanayi Zaman Tüneli" kurduğunu belirterek, "Bu da bize bir hafıza oluşturuyor. Nelerden geçtik, nerelere geldik. Asla yılmadan, önümüze çıkan engellere aldırmadan, vazgeçmeden devam edeceğiz. Bunu söylerken asla vazgeçmemenin sembol ismi rahmetli ağabeyim, dostum Özdemir Bey'i rahmetle anıyorum. Bu çalışmada emeği geçen tüm paydaşlara teşekkür ediyorum." dedi.

1 yıl önce

Emniyet önemli bir projeyi daha hayata geçirdi! Polis "ADA" ile anında koruyor!

Teknolojik imkanları en üst düzeyde kullanan Emniyet Genel Müdürlüğü, önemli bir projeyi daha hayata geçirdi. Projeyle korunan şahıslar olası bir tehdit durumunda tek tuşla yardım isteyebiliyor. Polis ekipleri olaya anında müdahale ediyor. Başta asayiş, siber, terör ve narkotik olayları olmak üzere suç ve suçluyla mücadelede önemli başarılara imza atan Türk Polis Teşkilatı, çağın gereklerine göre kendini sürekli yenilemekte. Bunun son örneklerinden biri, Emniyet Genel Müdürlüğü Koruma Dairesi Başkanlığı’ndan geldi. Türkiye’deki huzur ortamını bozmayı amaçlayan olası sansasyonel eylemlere izin vermemek için çok önemli bir projeye imza atıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla hayata geçirilen projenin adı “ADA” yani “Acil Durum Alarmı”… HAKKINDA KORUMA KARARI OLAN ŞAHISLAR KULLANABİLİYOR ADA uygulaması, hakkında koruma kararı olan şahıslar için geliştirildi. Uygulama, Google Play Store veya Apple Store’dan mobil telefonlara indirilebiliyor. Uygulama ile korunan şahıs, acil durumlarda yani yanında korumasının bulunmadığı ve olası bir tehdit hissettiği anda cihaz konum bilgisini açarak bir tuşla güvenlik birimlerine ulaşabiliyor. TEK TIKLA KORUMA EKİPLERİ YANINDA Uygulama kullanıldığında, eş zamanlı olarak kişinin koruma kararı verildiği ilin ve o anda bulunduğu yerin koruma şubesine ve Koruma Dairesi Başkanlığına konumuyla birlikte “yardım çağrısı” düşüyor. Yardım çağrısının ardından olay yerine en yakın ekip veya devriyenin sevk edilerek olaya müdahalesi sağlanıyor. OLASI TEHDİDE ANINDA MÜDAHALE Birimler arasındaki koordinasyonun en üst düzeyde kullanıldığı ADA projesi ile Emniyet, hem risk ve tehdit unsuru oluşturabilecek durumların önüne geçebilmeyi hem de olası olaylara en kısa sürede müdahale etmeyi hedefliyor.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yeni ekonomi modeli mesajı: Büyümeyi esas alan ekonomi modelinin müspet etkilerini her alanda görüyoruz!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Girişimci İşadamları Vakfı ile Türkiye Gençlik Vakfı tarafından düzenlenen 9. Girişimcilik Buluşması Ödül Töreni'ne video mesaj gönderdi. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeyi esas alan ekonomi modelinin müspet etkilerine her alanda şahit olduklarını ifade eden Erdoğan, COVID-19 salgınının dünya ekonomilerini derinden sarstığı bir ortamda G-20 içinde en hızlı büyüyen ülkelerin başında yer aldıklarını aktardı. "İSTİHDAMDA 31 MİLYON SINIRINI AŞMIŞ BULUNUYORUZ" Erdoğan, "Geçtiğimiz yıl büyüme oranlarımız yüzde 11 ve bu yılın ilk yarısında yüzde 7,5 seviyesinde gerçekleşti. İş gücüne katılım oranımız artmasına rağmen istihdamda 31 milyon sınırını aşmış bulunuyoruz. İhracatta her ay yeni bir rekor kırarak hedeflerimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Ayrıca yatırım hamlelerimizi kesintisiz bir şekilde sürdürmeye büyük önem veriyoruz." dedi. "GÜÇLÜ TÜRKİYE'Yİ İNŞA EDENE KADAR MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ" Türkiye yüzyılı vizyonunun somut projelerini tek tek hayata geçirerek yola devam etmek istediklerini vurgulayan Erdoğan, "İnşallah büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa edene kadar durmayacak mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Ne terörün ne de terör örgütünün yularını ellerinde tutan emperyalist çetelerin bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeyeceğiz." diye konuştu.

1 yıl önce

Alman şirketleri, Türkiye'yi cazip bir iş merkezi olarak görüyor

AHK Türkiye'nin Alman şirketlerine yönelik yaptığı "World Business Outlook Anketi"nin sonuçları düzenlenen çevrim içi basın toplantısıyla açıklandı. Üye 346 Alman şirketten 80'inin katıldığı anket sonuçlarına göre, firmalar, zorlu küresel kriz koşullarına rağmen Türkiye'yi cazip bir iş merkezi olarak değerlendirdi. Şirketler, uygun iş gücü maliyetleri, genç ve iyi eğitimli, vasıflı insan kaynaklarının mevcudiyeti, geniş bir tedarikçi ağı, iyi gelişmiş altyapı özellikleriyle Türkiye'nin olumlu yönlerini öne çıkarırken Türk lirasındaki dalgalanma, yüksek enflasyon riski gibi durumların gelecek 12 ay için beklentileri üzerinde baskı oluşturduğunu ifade etti. Gergin küresel ekonomik duruma rağmen, Türkiye'de iş yapan şirketlerin yüzde 60'ı iş durumlarını "iyi" olarak değerlendirdi. Şirketlerin yüzde 38'i iş durumlarının "tatmin edici orta seviyede" olduğuna işaret ederken sadece yüzde 2'si iş durumlarını "kötü" olarak nitelendirdi. Alman şirketleri küresel zorlu kriz koşullarına rağmen lokasyon olarak Türkiye'den memnun olduğunu kaydetti. Türkiye'deki Alman şirketlerinin çoğu ülke dışına taşınmayı ya da yeni veya ek tedarikçiler aramayı düşünmediğini belirtti. Bu sonuç da yerel koşulların çok iyi olduğunun göstergesi olarak değerlendirildi. Şirketler iyi bir yerel vasıflı iş gücü tabanından ve geniş bir tedarikçi ağından faydalandığını vurgularken krizin etkilerinden mustarip olduklarını ve bu nedenle daha düşük yatırımlarla planlama yaptıklarını ve istihdam niyetleri konusunda daha temkinli davrandıklarını aktardı. "MALİ SEKTÖRDE DESTEKLEYİCİ VE DENGELEYİCİ TEDBİRLER SON DERECE ÖNEMLİ" AHK Türkiye Başkanı Pınar Ersoy, anket sonuçlarını değerlendirirken finans sektörünün önemine dikkati çekti. Ersoy, "Rusya-Ukrayna Savaşı'nın bir sonucu olarak devam eden döviz kuru dalgalanmaları ve küresel olarak yükselen emtia ve enerji fiyatları, şirketlerin iş görünümünü ve ekonomik beklentilerini kötüleştiriyor. Bu ortamda, özellikle mali sektörde destekleyici ve dengeleyici tedbirler son derece önemli bir rol oynamaktadır. AHK Türkiye olarak şirketleri Almanya ve Türkiye'deki faaliyetlerinde destekliyoruz." dedi. AHK Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Pahl da Alman şirketlerin Türkiye'de iş yapmak için büyük bir potansiyel gördüklerini belirterek, şöyle konuştu: "Uygun iş gücü maliyetleri, çok sayıda kalifiye işçi ve Avrupa'ya yakınlık önemli konum avantajlarıdır. Birçok Alman şirketinin Türkiye'de yatırım yapma konusundaki istekliliğinin hala yüksek olması da bunu göstermektedir ancak başta Türk lirasındaki değer kaybı ve ekonomi politikası çerçevesine ilişkin belirsizlikler olmak üzere, ticari riskler artmaktadır." AHK Türkiye, 1994 yılından bu yana yürüttüğü faaliyetlerle Türkiye ekonomisi ile Alman ekonomisi arasında profesyonel bir bağlantı kurmayı amaçlıyor. Bir çözüm ortağı olarak ikili ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine ve sürekli olarak genişletilmesine katkı sağlamayı hedefleyen Oda, Türkiye'deki en büyük dış ticaret temsilciliklerinden biri konumunda bulunuyor.

1 yıl önce

Gençler, Ekrem İmamoğlu’na soruyor! Burslar reklama mı gitti?

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Genç Üniversiteli Eğitim Desteği kapsamında 2250 TL bursun belirlenen gençlerin hesabına yattığını açıkladı. Açıklama sonrası binlerce genç başvuru sayfasında anlamlandıramadıkları uyarı mesajını sosyal medya hesaplarında paylaştı. REKLAMA MI HARCADI Deprem bütçesinden çok reklam bütçesi olduğu bilinen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gençlere taahhüt ettiği burslarla ilgili İBB’den henüz bir açıklama gelmiş değil…

1 yıl önce

Fahrettin Altun: "Türkiye düşmanlarının bizden rahatsız olduğunu görüyoruz"

Türkiye'de 10 ilde meydana gelen asrın felaketiyle mücadele sürüyor...

Yaşanan deprem tahribatının etkisini azaltma çalışmaları devam ederken diğer yandan konuyla ilgili dezenformasyonla da mücadele ediliyor. Bu mücadelenin en başında ise yalan haber var.

Bugün ise dezenformasyonla mücadele için alınan kararlara CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan tepki geldi.  "Asrın felaketi kampanyası" Partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında İletişim Başkanı Fahrettin Altun'u hedef alan CHP Lideri, şu ifadeleri kullandı; İletişim Başkanlığı hemen en çok takipli hesapları satın almaya başladı. 'Asrın felaketi' kampanyasını öne sürdüler, bir video devreye soktular, belgesel sesiyle kendilerini aklamaya çalıştılar. Aslında biz bu İletişim Başkanlığını daha önce de incelemiştik bu 'Vitaminsiz Goebbels' bunları bir defa yapmadı. 'Yeni ekonomi modeli' dediler işsizlik fırladı, 'enflasyonla topyekün mücadele' dediler enflasyon fırladı, 'Türkiye yüzyılı' dediler şimdi asrın felaketini konuşuyorlar. Erdoğan ve emrindeki İletişim Başkanlığı, Erdoğan ne zaman batırırsa hemen bir reklam servis etmeye başlıyor. "Türkiye düşmanlarının bizden rahatsız olduğunu görüyoruz" CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun bu söylemlerine ise karşılık gecikmedi. İletişim Başkanı Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, CHP Lideri'nin ilkokul çağı sokak mizahı yaptığını belirtti.

Türkiye düşmanlarının dezenformasyon  çalışmalardan rahatsız olduklarını da vurgulayan Altun, açıklamalarında şunları söyledi; Güzel vatanımız tarihin gördüğü en büyük doğal afetlerden biriyle sarsılalı henüz on gün bile olmadı. Yüreğimizi ağırlaştıran bu büyük acıya yalnızca enkaz altından uzun mücadeleler ile kurtarabildiğimiz canlarımız bir parça teselli olabiliyor.

Bu aziz milletin tarihi adeta yeniden yazan dayanışma ve birlik ruhunu ayakta tutabilmek için büyük felaketin yaşandığı ilk andan beri durmaksızın çalışmaya devam ediyoruz.

Milletimizin her büyük imtihandan hangi ruha yaslanarak çıktığını ve adeta her seferinde küllerinden nasıl doğduğunu bilerek, bu ruha saldıranlara fırsat vermemek için ülkemizin iletişim sahasını psikolojik harp unsurlarına kapatmak için büyük bir mücadele veriyoruz.

Bu necip milletin fedakarlıklarının yanında bizim çalışmalarımızın adı bile anılmaya değmez, bunun da çok net farkındayız.

Milletimizin yeniden başlama enerjisine halel getirmemek için çağın yeni meydan okumaları da dahil olmak üzere her türlü yalan haberle, provokasyonla ve dezenformasyonla mücadele ederken Türkiye düşmanlarının çalışmalarımızdan ne kadar rahatsız olduklarını da yakından görüyoruz.

Şaşırmadığımız ancak şahit olmaktan yine de azap duyduğumuz bir başka şey ise büyük bir afet ortamında bile belli odakların muhalefet kisvesi altında dezenformasyona meşruiyet kazandırmaya çalışması ve ülkemize dönük psikolojik harbin aparatına dönüşmesidir.

Bütün bunların üzerine verdiğimiz mücadeleden rahatsız olan ve bu büyük afetten bir cumhurbaşkanlığı adaylığı çıkarmaya çalışan bir siyasetçinin, ülkemizin iletişim sahasının muhafızlığını yapan İletişim Başkanlığımızı son derece düzeysiz bir şekilde hedef alması eklenmiştir.

Böylesine mahşeri bir ortamda, ilkokul çağı sokak mizahı ile üretilmiş yakıştırmaların bir muhalefet lideri tarafından üretilebilmiş olması esef vericidir. Zira bugün ülkemizin derdi ile dertlenen kimsenin böylesi işlerle uğraşmasını mümkün kılacak ne keyfi ne de zamanı vardır.

Aziz milletimizi böylesi olağanüstü bir zamanda, böylesi bir gündemle meşgul ettikleri için biz üzgünüz.

Devletimiz bütün kurum ve kuruluşları ile, milletimizle el ele bu zorlu sürecin atlatılması için var gücüyle çalışmakta ve ülke olarak yeniden ayağa kalkıp eskisinden daha da güçlü hale gelebilmemiz için atılması gereken bütün adımları atmaktadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur."

1 2 3 4 5