03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Aracını durduran polisle tartışan AK Parti Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz: Özür diliyorum

Olay anını gazeteci Cüneyt Özdemir'in Youtube kanalında katıldığı yayında anlatan ve "Yarım saat boyunca orada alıkonulmamın bilinçli bir işlem olduğunu düşünüyorum" diyen Yılmaz, "Kayıtların alınma şekli usulsüz, yapılan işlem baştan aşağı usulsüz ve o kayıtların alınmaması gerekirken bir de yayınlanması usulsüz" ifadelerini kullandı. 

2 yıl önce

BBC News Türkçe paylaşımını sildi! Akşener ve Kılıçdaroğlu özür dileyecek mi?

BBC News Türkçe'nin "Türkiye'de mülteci kampı açılacak" haberini yalanlayıp özür dilemesinin ardından Osman Nuri Kabaktepe, Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu'na özür çağrısı yaptı. Kabaktepe resmi Twitter hesabından yaptığı çağrıda şu ifadelere yer verdi: "BBC Türkçe yalan haber yaptığını kabul etti ve özür diledi. Milletimiz BBC Türkçe'nin haberini alıntılayıp paylaşım yapan Meral Akşener ve BBC Türkçe'nin haberine atıf yapan Kemal Kılıçdaroğlu'ndan da özür bekliyor."

2 yıl önce

ABD: Afganistan'daki saldırıda siviller öldü, özür dileriz

BBC Türkçe’nin haberine göre; ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie, 29 Ağustos'ta düzenlenen İHA saldırısının "trajik bir hata" olduğunu söyledi ve özür diledi. CENTCOM'un yürüttüğü soruşturma sonucu saldırıda bir yardım görevlisi ile ailesinden 7'si çocuk 9 kişinin öldüğü belirlendi. Çocuklardan en küçüğü 2 yaşındaydı. ABD'nin Kabil Havalimanı'nın kuzeyindeki bir mahalleye İHA ile düzenlediği saldırıda aynı aileden pek çok kişi ölmüş, ancak olayla ilgili birçok soru cevapsız kalmıştı.

2 yıl önce

Kaymakam, Öğretmen'den özür dileyerek helalleşti

Ziyarette öğretmenimiz ile bir araya gelen Kaymakam Saygın: "29.09.2021 Çarşamba günü gerçekleştirdiğimiz okul ziyareti sırasında karşılıklı yanlış anlaşılma nedeniyle yaşanan hadise beni derinden üzmüştür. Pandemi koşulları gereği küçük bir heyetle gerçekleştirdiğimiz sınıf ziyaretleri sırasında iki öğretmenin görevli olduğu sınıfınızda sizin sonradan sınıfa gelmeniz, kim olduğunuzu o an bilmiyor olmam ve tokalaşmak maksadıyla elinizi uzatmanız sebebiyle salgın tedbirleri açısından sizi uyarma gereği duydum. Öte yandan, sizin özel eğitim öğrencimizin bakımı ile ilgilenmeniz sebebi ile sonradan sınıfa geldiğinizi anladım. Yaşanan yanlış anlaşılmadan kaynaklanan hadiseden üzüntü duyduğumu size özellikle belirtmek isterim." dedi. Öğretmenimizle bir araya gelerek üzüntülerini paylaşan ve sorunu tatlıya bağlayan Kaymakam Saygın "Pandemi koşulları sebebiyle ortaya çıkan bu yanlış anlaşılmadan dolayı sizden özür diliyor ve helallik istiyorum. Ayrıca davetimi kabul etme nezaketiniz için de teşekkür ediyorum. Çocuklarımızın eğitimi ile ilgili süreçlerde her zaman ve her koşulda tüm öğretmenlerimizin destekçisiyiz."dedi. Kemalpaşa Çok Programlı Anadolu Lisesi Öğretmeni Burak Kılıç, Kaymakam Saygın'a yanlış anlaşılma sonucu doğan olayın bu noktaya gelmesinden üzüntü duyduğunu ve kamuoyuna yansıtılan içeriğin olayın gerçekliği ile bağdaşmadığını belirterek "Kaymakamımıza yapıcı tavrı dolayısıyla teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı ve kaymakamımız ile helalleşti.

2 yıl önce

Özür dilemedi: Papa, Fransa'da 216 bin çocuğun cinsel istismar mağduru olması nedeniyle üzgün

Vatikan Basın Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Fransız rahipler hakkında çıkan rapor konusunda bilgilendirilen Papa’nın, raporun içeriğini acıyla öğrendiği belirtildi. Açıklamada, Papa'nın düşüncelerinin mağdurlarla olduğu kaydedildi. Ruhani liderin, bu hadiseleri bildirmelerinden ötürü mağdurların cesaretlerine ve Fransa Kilisesine minnettar olduğu ifade edildi. Papa Franciscus'un istismarlar nedeniyle mağdurlardan özür dilememesi dikkati çekti. Fransa'daki kiliselerde 1950'den bu yana 216 bin çocuğun cinsel istismar mağduru olduğu tespit edilmişti. Kiliselerde Cinsel İstismar Bağımsız Komisyonu (CIASE) Başkanı Jean-Marc Sauve, Katolik Kilisesinin cinsel istismar olaylarına karşı gerekli önlemleri almadığını belirtmişti.

2 yıl önce

Sputnik yalan haberi için Emine Erdoğan'dan özür diledi… Halk Tv kafayı kuma gömdü

Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan'ın atık toplama şirketi kuracağı iddiası ortaya atılmıştı. SPUTNİK YAYDI İddia, Youtube’da yayın yapan Sputnik Türkiye kanalındaki “Ali Çağatay’la Seyir Hali” programında ve Halk TV yayınında dillendirilmişti. ‘Kayda Geçsin’ programının sunucusu Özlem Gürses, hiçbir kaynak göstermeden “Erdoğan ailesinin bu işe gireceği söyleniyor” diyerek iftirada bulundu. "ÖZÜR DİLİYORUZ" Sputnik programcısı Ali Çağatay, bugünkü yayınında haberlerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi ve özür diledi. Çağatay, "Bunun böyle olmadığını bugün bize bildirildi. Atık meselesinde yanlış yapan biziz. Kendisinden özür diliyoruz" dedi. BAKANLIĞA BAĞLI Sıfır Atık Projesi’nin daha ileriye taşınması, içeçek ambalajlarının depozito iade sistemi dahilinde etkin bir şekilde toplanması amacıyla 24 Aralık 2020’de Türkiye Çevre Ajansı kuruldu.

2 yıl önce

İYİ Partili Lütfü Türkkan’dan gece yarısı ‘evet küfür ettim’ videosu: Şehit ailesi yerine Akşener'den özür diledi

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Bingöl'de bir şehit yakınının kendisine gösterdiği tepkiye küfrederek yanıt vermiş ancak olaya dair videolar bulunmasına rağmen, "Bırakın herhangi bir kötü ifadeyi, aksine kendisine sarılarak birlikte yürüdüğüm halde bu kez 'ağır küfür etti' diye yayınlamışsınız" ifadeleriyle kendisini savunmuştu. Şehit ailesi yerine Akşener'den özür diledi Küfrettiğini henüz birkaç saat önce reddeden Türkkan, gece yarısı Twitter hesabından video paylaşarak hatasını itiraf etti. "Yapmamam gereken bir şey yapmışım, kötü sözler söylemişim" diyerek daha önceki açıklamasıyla ters düşen Türkkan'ın, özür dilerken "Sayın genel başkanımızdan, partililerimizden, arkadaşlarımızdan..." diye sıraladığı videoda şehit ailesini anmaması tepki çekti. Türkkan'ın paylaşımında şu ifadeler yer aldı: "Yaşanan talihsiz hadiseyle ilgili bu videoyu çekmeye karar verdim. Bingöl'de daha önce sayın Meral Akşener'e sosyal medya yoluyla hakaret ve küfür eden bir vatandaş karşımıza çıkarak, şimdi burada ifade etmek istemediğim birtakım lafları söylemeye devam etti. Ben de onu o kalabalıktan uzaklaştırmak isterken ciddi küfürlere de maruz kaldım. Onların bir kısmı videoda yoktu. Hatta söyledim, "küfür etme" diye birkaç kez ikaz ettim. Netice itibarıyla gelinen o sinir gerginliği, o sıkıntılı durum sonucu hiç yapmamam gereken bir şey yapmışım. Hakaret etmişim. Kötü sözler söylemişim. Bunlar hiç doğru olmayan, bana da yakışmayan ifadeler. Bunun farkındayım. Ben o yüzden başta bütün milletimizden, bir kadın olması hasebiyle başta sayın genel başkanımızdan ve bütün kadınlardan, partililerimizden, arkadaşlarımızdan da özür diliyorum. Doğru bir şey değildi bu yanlış bir şeydi ama o sinir gerginliği, o atmosferin getirdiği belki de fazla bir heyecan, doğru olmayan, bana da hiç yakışmayan, şimdiye kadar doğru bulmadığım, herkesi yadırgadığım bu konuda, böyle bir hata yapmaya sevk etti. Tekrar bütün milletimizden özür diliyorum. Bunun da kabulünü rica ediyorum. Teşekkür ederim."

2 yıl önce

İngiliz hükümeti, terörizmi meşrulaştırmakla itham ettiği Müslüman'dan özür diledi

The Guardian'da yer alan habere göre, "islam21c.com" internet sitesinin editörlüğünü yapan Butt, 2015'te bir başbakanlık basın duyurusunda isminin "şiddete başvurmayan aşırılar" arasında yer alması ve "terörizmi meşrulaştıran birisi" olarak lanse edilmesinin ardından başlattığı hukuk mücadelesini kazandı. İngiliz hükümeti, ilk başlarda bu iddiasını savunsa da Butt'un açtığı davayı kazanmasının ardından ismini basın açıklamasından silmeyi, tazminat ve yasal masraflarını ödemeyi kabul etti. İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, İngiliz hükümeti adına, Salman'ın "aşırılıkçı nefret vaizi" olarak yanlış şekilde tanımlanması nedeniyle Butt'tan özür diledi. Patel'in hukuk danışmanı Aidan Eardley, bugün halka açık yapılan duruşmada okuduğu bildiride şu ifadeleri kullandı: "Hükümet, Dr. Butt'ın terörizmi meşrulaştıran aşırılık yanlısı bir nefret vaizi olduğunu ve dolayısıyla onun bu etki altında olan biri olduğunu iddia etmenin tamamen yanlış olduğunu kabul ediyor. Kendisine verilen zarar ve özellikle iddianın bu kadar uzun süre devam etmesi ve devam ettirilmesi nedeniyle üzgünüz." Hukuki sürecin ardından üniversitelerin ve diğer Müslüman konuşmacıların isimleri de basın açıklamasından kaldırıldı. "Aşırıcılık söylemi öldü" Dr. Salman Butt da İngiliz hükümeti adına nazik özrü için Bakan Patel'e teşekkür etti ve bu özrü kabul ettiğini dile getirdi. Butt, bunun Patel'in değil, dönemin İçişleri Bakanı Theresa May'ın hatası olduğunu belirterek, "Bu davadan özellikle alınacak en net derslerden biri, 'aşırıcılık' ve dolayısıyla 'aşırıcılıkla mücadele' kavramının aslında ne kadar temelsiz olduğudur." dedi. Aşırıcılık söyleminin öldüğüne inandığını söyleyen Butt, "Gittikçe daha fazla insan, bu söylemin güçlüler tarafından hoşlanmadıkları veya zorlamadan meydan okuyamadıkları herhangi bir düşünce, fikir veya konuşmayı susturmak için kullandığı belirsiz bir terim olduğunu fark ediyor. Bu, günümüzün sapkınlığıdır." ifadelerini kullandı. Butt'ın avukatı Tamsin Allen da müvekkiline önemli miktarda tazminat ödeneceğini, Butt'ın artık tamamen aklanmasından memnuniyet duyduklarını dile getirdi. İngiltere merkezli sivil toplum kuruluşu CAGE'in Direktörü Muhammed Rabbani de söz konusu dava neticesinde, Müslüman toplulukları gözetlemek için bir kılıf olduğunu öne sürdüğü radikalleşmeyi önleme programı için ölüm çanlarının çalması gerektiğini söyledi. Rabbani, "Özür, yalnızca 'aşırıcılık' etiketlerinin siyasallaştırılması temelini boşaltmakla kalmıyor, aynı zamanda bu mantığa bağlı başarısız radikalleşmeyi önleme stratejisini de kritik şekilde sakat bırakıyor." değerlendirmesinde bulundu. İngiltere'nin aşırılıkla mücadele programı mahkemelik olmuştu 2015'te Theresa May'in içişleri bakanlığı döneminde hazırlanan ve yürürlüğe giren "Prevent" (Önle) adlı programın mağdurlarından Dr. Salman Butt, bu programa karşı hukuk mücadelesi başlatmıştı. Başvurusu Yüksek Mahkeme tarafından kabul edilen Butt'ın davası 6 Aralık 2016'da Londra'da görülmeye başlanmış ve İçişleri Bakanlığına karşı açılan bu dava, "Prevent" uygulamasını hedef alması bakımından bir ilk olmuştu. Prevent programıyla ilgili 2015'te yayımlanan bir başbakanlık basın duyurusunda ismi "şiddete başvurmayan aşırılar" arasında anılan Butt'ın, üniversitelerde konuşma yapmasının engellenmesi çağrısı yapılmıştı. Prevent programı, hükümetin en çok tepki çeken uygulamaları arasında yer almış ve programın, üniversiteler dahil bütün eğitim kurumlarının yöneticilerini ve öğretmenlerini öğrencileri ihbar etmeye zorladığı savunulmuştu. Butt hakkındaki ihbarın da Henry Jackson Society adlı aşırı sağcı bir sivil toplum kuruluşu tarafından yapıldığı ortaya çıkmıştı. Söz konusu kuruluş, Butt'ın yayımladığı yazılardan ve sosyal medya hesaplarındaki görüşlerinden oluşturduğu dosyayı başbakanlık bünyesindeki Aşırılık Analiz Birimine ulaştırmıştı.

1 2 3 4 5 6 7